ZOMBİ SALGINI

By benbirzombiyim

581K 26.1K 10K

Sanem ailesinden uzakta yaşayan genç bir kız. Normal bir şekilde hayatına devam ederken internette gördüğü ya... More

Önsöz & Karakterler
1.bölüm -Haber-
2.bölüm -Önlem almak-
3.Bölüm- Yardım
4.Bölüm- Ucuz kurtulduk
5.bölüm -Yine o adamlar-
BÖLÜM DÜZENLENİYOR
DUYURU! (SOMA)
7.bölüm -Ev ve yeni bir başlangıç-
8.bölüm -SEZON FİNALİ-
SPOİLER ▲
DUYURU ¥
9.bölüm - Bu kız onlardan !
10.Bölüm - İlk test
♣ ÖNEMLİ «
11.BÖLÜM - ikinci test -
12.Bölüm- Direnç
Gönüllü !İPTAL!
Duyuru - Karakterler
13. Bölüm - Kurtuluş -
14. Bölüm- Eski Dünya
15.bölüm- Anna'nın Adamları
DUYURU-Kötü yorumlar
16.Bölüm-Dünya'ya lazımsın
17.bölüm-Alarm
18.bölüm-Zombiler
SORU-CEVAP
19.bölüm-Araştırma hastanesi
20.bölüm- Umut öldü
21.bölüm- YAKARA
❗️DUYURU ÖNEMLİİİİ❗️
22.Bölüm- Bela
23.Bölüm- "Zamanı değildi."
24.bölüm -Ses kaydı
25. Bölüm- İntikam
26.Bölüm-Zombi
KÖTÜ HABER ❗️❗️(SİLİNECEK)
27.bölüm-Büyük gün geldi
30.Bölüm -Yakara öldü
31.Bölüm

29.Bölüm- Dolunay operasyonu

5.8K 338 76
By benbirzombiyim

20 GÜNLÜK BİR ARADAN SONRA YENİ BÖLÜM GELDİ.
SINAVLARIM YENİ BİTTİ NE
YAPAYIM. 🌸🌸

BÖLÜM PEK İÇİME SİNMEDİ SİZ NE DERSİNİZ? Sanki biraz çabuk çabuk geçtim gibi oldu.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar...

          Herkes telaşla silahlanıyordu. Bu sırada Patron beni kenara çekti ve;
"Bela, eve girip saklanın ve sakın çıkmayın. Karşı tarafı tanımıyorsunuz!"
"Tanıyalım o zaman !"
Derin bir nefes çekerek gitti. Benle uğraşmaya vakti yoktu. Bu da bana rahatlık vermişti. Eylül ile silah deposuna doğru koştuk. Silahları alırken;
"Bela, eve mi girseydik?"
"Eylül korkarak bir yerlere varamayız. Tut şu silahı!"

Kapıda siper alarak bekledik. Nöbetçiler kapıyı yavaşça açtı. Karşımızda 5-6 araba ve araba sayısının beş katı da insan vardı. İçlerinden en ortada ve en önde duranı konuşmaya başladı.

"Kimdir başkanınız çıksın ortaya!"

Herkes aynı anda bir adım öne gelmişti. Ben de onlara ayak uydurmuştum.

"Demek eski gelenek devam ediyor ha!"

Onların iki üç katı olmamıza rağmen bizden korkmuyorlardı. Bir planları vardı elbette. Bu kadar rahat olmaları imkansızdı.

"Size bir sürprizimiz var. Rüzgar!"

Doğru duyduğuma emin miydim? Rüzgar mı demişti? Duyduğum yanlış olsada gördüğüm gerçekti. Rüzgar' dı bu. Peki ne işi vardı onlarla?

"Sanem denen kızı almaya geldik. Ya hiç zorluk çıkarmadan verirsiniz ya da zorla alırız."

Patron sinirli bir şekilde bağırarak konuşmaya başladı.

"Vay Rüzgar efendi! Kendi ellerinle kurtulduğun kızı şimdi geri mi istiyorsun? Dünya bile bu kadar dönmüyor be kardeşim! Git işine ! "

"Başkan belli oldu. Uzatmak istemiyoruz. Verin de gidelim artık. Bak eski amacımız olan Yakarayı almaktan da vazgeçtik!"

Rüzgar'ın arkaya doğru gittiğini gördüm. Ormana doğru işaretler yapıyordu. Şu anda burada bulunmamın grup için tehlikeli olduğunu fark ettim. Hemen yanımdaki eve doğru koşturdum. Kapıdan içeri girip izlemeye başladım. Benim içeri girdiğimi biri Patrona söylemişti. O da bu sebeple;

"Sanem şu anda burada değil. Keşife gitti."

"Gelene kadar bekleriz."

Patron ellerini havaya kaldırıp işaretler yaptı ve tüm evlerin çatısından sniperlar göründü. Ormana doğru birkaç ateş ettiler. Ormandaki ağaçlarda bulunan karşı tarafın sniperları tek tek aşağı düştü. Yakaradaki her birey profesyonelce işini yapıyordu. Hayran olası bir gruptu.

"Gördüğünüz gibi sizden daha iyiyiz. Eğer hepiniz ölmek istemiyorsanız, buradan defolup gidersiniz ve bir daha dönmezsiniz!"

"Her filmde gördüğümüz klasik sahneler! Peki şu an durduğunuz yerin altında bomba gömülü dersem ne yapacaksınız?"

"İnanmayacağız."

Bu sırada içimi bir telaş kaplamıştı. Evden çıkıp teslim olmayı düşündüm. Patron çaresiz görünüyordu. Bu sırada Yakaranın dışından silah sesleri gelmeye başladı. Ne olduğunu göremiyordum. Tek gördüğüm öndeki adamın ve birkaç adamın yere yığıldığıydı. Patronun gülümsediğini gördüm. Ne olduğunu merak etmiştim.

Evden çıkıp Patrona doğru koşturdum. Fakat bir kızın yanına gelip ona sarıldığını gördüm. İkiside gülüyorlardı. Patronun ağzından şu kelimeler dökülmüştü;

"Hep doğru vakitte ortaya çıkmak zorunda mısın?"

"Bu da benim mesleğim Koraycım."

Koray demişti. Demek Patronun asıl adı buydu, bana hiç söylemediği. Sevgilisidir diye düşündüm. Patron bana bakmıştı ama görmemezlikten gelip kızı bizim eve doğru götürüyordu. Bu biraz gururumu kırmıştı. Eve de gidemeyeceğimden duvarın kenarına oturdum. Kızla beraber gelen bir on kişilik grup vardı. Üç araba ve bunlardan biri sadece teçhizat ve yiyecek doluydu. Rüzgar ve diğerlerinin işini halledenler bunlardı. Yani umarım hepsini halletmişlerdir.

Kızın kim olduğunu delicesine merak ediyordum. Kartal'dan öğrenebileceğimi düşündüm ama o da kızın ardından gitmişti. Gerçekten kimdi bu kız?! Sarışın ve renkli gözlü olması onu kıskanmam için yetiyordu. Daha fazla dayanamayıp eve doğru yürüdüm. Evden içeri girdiğimde Eylül'ün de orada olduğunu gördüm. Oturma odasında sohbet ediyorlardı. Kartal beni görünce;

"İşte Belamız."

Şaşkın bir ifadeyle karşılık verdim.

"Bu Yakaranın kraliçesidir bela. Yakarayı şu anki en iyi konumuna getiren kişidir Kara. "

Sapsarı olmasına rağmen Kara lakabını seçmesi gerçekten tezattı.

"Memnun oldum." Diyerek oturdum.

"Öldüğünü düşünmüştüm. Neler yaşadınız bu aralıkta?"

"Hiç kolay değildi. Bizde öleceğimizi düşünüyorduk. Çok zor günler atlattık. Yolumuzu kaybettiğimiz oldu. Çok zor iki buçuk ay geçirdik. Gruptan birini kaybettik, susuzluktan. Ah düşündükçe deliresim geliyor."

"Devam etme istersen. Kötü olduğunu görüyorum. Sana odanı göstereyim. Üst katta."

"Çok iyi olur Patron."

Hiçbir şey söylemeden dışarı çıktım. Böyle gereksiz şeyleri düşünmemeliydim. Sonuçta erkekti o da. İstediği kızı alabilirdi. Erkekler böyle değil midir tek bir kızla yetinmezler ! Ah yeter Sanem.

Dışarı da olanlara bakmaya gittim. Yerde ölü bedenler duruyordu fakat Rüzgar'ın bedenini görememiştim. Merakla Zalim'in yanına gidip sordum;

"Toplanan bir ölü beden oldu mu?"

Her zamanki sert tavrıyla;

"Hayır!"

Bu benim için tehlike arz ediyordu. Zalim'e söyleyip söylememe konusunda tedirginlik ettim. Söylememe kararı alarak evden çıktığını gördüğüm Kartal'a doğru koştum.

"Çok meraklı gözükeceğim ama kim o kız? Eğer gerçekten bu kadar önemliyse saygımı koruyayım. "

"İçerde de söyledim ya kraliçedir o. Gel şöyle oturalım anlatayım."

Biraz ilerideki banklara oturduk.

"Başka şehirlere gidip orada neler olduğunu görmesi için bir grup kurduk. Başına da zorla da olsa Kara geçti. Gelip gelemeyecekleri meçhuldu. En geç bir ay içinde dönmeleri gerekirken bu süre uzadığı için öldüklerini düşünmüştük. Lakin döndüler ve daha güçlüyüz."

"Vay be gerçekten büyük cesaret."

Başıyla beni "öyledir." Şeklinde onaylayıp işine geri döndü. Bende eve çıkıp odama girdim. Biraz uzanarak bir şeyler düşündüm. Deniz kenarında güneşi selamladığımı hayal ettim. Sabah dalga sesleriyle, kumun yumuşaklığıyla uyanmışım. Önümde de güzel bir İzmir kahvaltısı. Boyozlar sayılamayacak kadar çok.

Acıktığımı sürekli unutuyordum ve yemek yemeden geçirdiğim günler oluyordu. Fazla zorlamıyordu. Ama o bir günün sabahı midemi deşecek gibi hissediyordum. Boyozu düşününce acıktığım aklıma gelmişti ve yemekhaneye gitmiştim. Yemeğimi alıp her zamanki duvara yaslandım.

Kimse yanıma gelmemişti. Eylül bile! Hepsi o Kara denen kadının yanındaydı. Mutsuz bir şekilde yemeğimi bitirdim. Ne yapabilirim? Diye düşünürken Zalim'e söyleme kararı aldım. Yemekten bir saat sonra Zalim'i buldum.

"Zalim! Bir dakika bekle. Sana söylemem gereken bir şey var."

"Valla Bela oldun çıktın yeter artık!"

Bu ne atar ya!

"Zalim, o ölü bedenlerin içinde bir kişi eksik. Bize asıl musallat olan yani. Onun ölü bedeni yoktu."

"Nasıl ya emin misin?"

"Rüzgar diye çağırdığı. O yok işte."

"Bu ciddi bir durum Bela. Niye söylemekte geç kaldın! Kaçmış gitmiştir şu an. Bulmamız imkansız. Of bela of!"

"Söylesek suç, söylemesek suç."

Son cümlemi dinlemeden uzaklaştı.

Uyumaya çalışıyordum ama sanki bir şey göz kapaklarımı tutuyordu. Bu şeylerin düşünceler olduğunu fark etmem de uzun sürmedi. Gökyüzünde dolunayı görünce pencereye yaklaştım. Her yerin ışığı kapalıydı. Saat baya geçti büyük ihtimalle. Gözüm kapının orada duran birine ilişti. Tüm gözcüler yerlerinden inip onun yanına gittiler. Bu tehlikeli bir durumdu. O kişinin kim olduğunu merak ettim ama siyah kapüşonundan yüzünü göremiyordum. Bizim eve doğru evlerin arkasından ilerliyorlardı. Fark edilirim diye korktuğumdan biraz eğildim ama hala onları görebiliyordum. Kapüşonlunun Kara denen kadın olduğunu fark ettim. Bir dolaplar dönüyordu. Evin arkasına gitmişlerdi. Bizim evin arkası hiçbir yerden görünmezdi. Güzel bir yer seçmişti.

Mutfağa indim. Mutfak arkaya baktığından onları duyabilirim diye düşündüm. Mıtfak penceresinin oradan sesleri duyabiliyordum. Duyabildiklerim şunlardı;

"Bugünle birlikte Dolunay operasyonu başlıyor. Hadi yerlerinize!"

Herkesin yerine, Kara' nın da eve yöneldiğini fark edip odama çıktım. Kafamda tek bir şey vardı.

DOLUNAY OPERASYONU DA NEYDİ?

KARA KARAKTERİ
Jennifer Lawrence

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 890 23
İki atmayan kalp birbiri için atar mı
334K 16.3K 44
AYLARCA PARANORMAL KATEGORİSİNDE 1.SIRADA YER ALDI! AZAB-I AŞK 1 VE AZAB-I AŞK 2 SERMİNA'NIN LANETİ TEK KİTAPTA! BU KİTABI OKUMAYA CESARETLİYSEN B...
148 51 3
Birini seçmek zorunda kalsaydım kendime seçerdim korkak,ürkek ve yalnız bu çaresizliğin içinde aşk *okuyup beğenirseniz mutlu olurum*
9.2K 638 10
Bir dedektifin el kitabı niteliğinde bu çalışma ile her hafta yeni bir şeyler öğrenecek, dedektiflik yeteneklerimizi pratik yapacaksınız! Bu nedenle...