Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler

By redndyellow

5.2M 167K 32.1K

Acar Devran, kendini bozguna uğramış gibi hissediyordu. Yaklaşık 7 saattir yatağındaki güzelliği seyrediyordu... More

0.0: "Karşılaşma"
0.1.1: "İddia"
0.1.2: "Bu Kız.."
0.2: "Yüzleşme"
0.3 "Gerçekleri Öğrenen Bezelye Beyinli Koala"
0.4 "Geçmişe Bakış"
0.5 "Sen Hep Benimdin Demek"
0.6 "Gelmemi Mi İstersin?"
0.7 "Kabusun Tozları"
0.8 "Acar Devran'ın Vikipedisi"
0.9"Devran Yalısı'nda Elvin Rüzgârı"
1.0: "Seviyor mu? Sevmiyor mu?"
1.1 "Fırtınadaki İnciler"
1.2: "Bumerang"
1.3: "O'na Dokunma"
1.4 : "Kül"
1.5 : "Sana Geldim Yiğidim!"
1.6: "Hediye gibi geldin, hoşgeldin"
1.7: "Seni Anan Benim İçin Doğurmuş"
1.8: "Galata Kulesi Tepesinde"
1.9: "Gecede Bir Damla Okyanus"
2.0: "Sağ Kalanlar"
2.2: "Seni Yaratana Ölünür."
2.3: "En Derin İlk Adam"
2.4: "Yarişkimi"
2.5: "Karadeniz Güzeli"
2.6: "Defile"
2.7: "Bencil"
2.8: "Çabala Devran"
2.9: "Ne Diyorsun?"
3.0: "Sahil"
3.1: "Atılgan Rus'a Dövüş Çiçeği"
3.2: "Yeni Yılda Yeni Kararlar"
3.3: "Karabasan ve Düş Kapanı"
3.4: "Mangal Sonrası Nişan"
3.5: "Hazırlıklar&Düğün Bohçası"
3.6: "O Zaman Dans!Renk!"
3.7: "Köprüden Önceki Son Çıkış"
3.8: "Thinking Out Loud"
3.9: "Lady D."
4.0: "Hafızadan Silinen Bir Gece"
4.1: "Güçlü Kadının Güçlü Adamı"
4.2: "Eve Dönüş "
4.3: "Sarı Gül Buketi"
4.4: "İkiz"
4.5: "Ev Alışverişi"
4.6: "Ağva"
4.7: "Hat Trick"
4.8: "Kapan"
4.9: "Gün Gelir Devran Döner!"
SAVAŞ DEVRAN: "Dolmasın O Güzel Yeşillerin"
5.0: "Aden"
DUYURU
BADE
5.1: "1 Çilek 2 Erik"
5.2: "Mutlu Ailenin İlk Resmi"
5.3: "Bir Aşüfte Sorunsalı"
5.4: "Affet Kız, Yükün Azalır!"
5.5: "O Benim!"
5.6: "Eksik Resim"
5.7: "All Of Me"
5.8: "Büyüyen Minikler"
DUYURU
5.9: "Krallık"
6.0: "Elmalar"
6.1: "Yama"
6.2: "EN GÜZEL HEDİYEM-FİNAL"
ÖZEL BÖLÜM-1: "Afet-i Devran ve Devran Erkeği"
ÖZEL BÖLÜM-2: "Bayramlar"
ÖZEL BÖLÜM-3: "Nabız"
Acar&Elvin: "Başka Bir Dünyada"

2.1: "Hep Kadın Gibi"

74.1K 2.5K 133
By redndyellow

Bölüm 19 Kasım 2016/ 13:14 tarihinde yayımlanmıştır.

ACAR DEVRAN'dan
Elvin, Mert'in sorusuna cevap verememişti. Bu demek oluyordu ki kabul de edebilirdi. Mert ile aynı evde yaşamasına göz yumamazdım. Ailesi varken benimle de yaşayamazdı.

Ben sinirlendiğim için odadan çıkmış, arabaya binmiştim. Ağabeyime Sarplarla mangalı iptal etmesini söyledikten sonra, hepsini içmeye, mekana çağırdım.

3.GÖZ
Genç kızın kafası çok karışmıştı. Ne diyeceğini bilememiş, dili tutulmuştu. Ailesi, babasının mirası vardı bir yerde.

Üstelik Ada'nın ölümünden hala kendini sorumlu tutuyordu. Ada o yangında tesadüfen ölmüş olamazdı.

Bunu kendine itiraf edemese de içten içe sebebin Acarla ve kendisiyle ilgili olduğunu biliyordu.

Zaten bunu ailesiyle paylaşıp, Acar hakkında şüphe uyandırmak istememişti. Ama vicdanı rahat bırakmıyordu işte.

Kabuslar geçmişti. Ama sağ kalanlar, bütün kırıklarıyla buradaydı. Elvin tedavi etmemeli miydi, bilmiyordu.

Acar'ın çekip gitmesi onu yeterince üzmüş, akşam yemeğinde de görememişti Acar'ı ve Savaş'ı.

Asu birlikte işleri vardır deseler de Elvin bütün kalbiyle Acar'ın kırıldığını hissediyordu. Bu bağı Acar'ın ona gps takar gibi nasıl kurduğu hakkında bir fikri olmasa da, biliyordu işte. Bu yüzden yorgunluktan ölse de saat on iki olduğunda da uyuyamamıştı. Duş almış, kıvırcık saçlarını düzleştirip uçlarını maşa bile yapmış, geceliğini giymişti. Ama zaman çok yavaş geçiyordu.

Aslında buraya taşınmayı kabul ederse en büyük nedenlerden biri de Acar olacaktı.

Ama genç adamın bunu düşünemeyecek kadar düz mantık olduğunu çözmüştü kız.

Bahçeye giren Jeep i gördüğünde hızla odadan çıkıp panduflarıyla merdivenleri uçarak indi, kapıyı açtı.

Acar'ın bir kısmını taşıyan Savaş'ı görmesiyle ona yardımcı olmaya çalışarak, mutfağa taşıdılar adamı sessizce.

-Ağabey, sen otur ben bir kahve yapayım."

-Zahmet olmasın sana?" Savaş, hiç içmemiş gibiydi. Bünyesi alkole dayanıklıydı demek ki.

-Olmaz olmaz. Sana da yapayım mı?"

-Yok ağabeyciğim, sağol." Elvin kahve yapmaya koyuldu. Savaş, masaya kafasını koyan kardeşine göz attı.

-Neden içti ki bu?" Elvin, gözlerini kaçırınca iyice kavradı bir şeyler olduğunu, Acar'ın sessizliğini... Konuyu değiştirdi Elvin.

-Sen yukarı çık ağabey ben ilgilenirim."

-Kabul etme onu." Diyen Acar'a kısa bir bakış attılar. Yalnız konuşulması gereken bir konuydu belli ki, bu yüzden onaylayarak gitti Savaş. Elvin, 2 fincan sade kahveyi adamın önüne koydu.

Acar, kafasını kaldırıp Elvin'e baktı göz ucuyla.

Göz ucuyla baktı.

Elvin, kırıldığına emin oldu.

Mutfak masasının yüksek taburelerinden birine de o oturdu, Acar kahvesini içerken.

-Ben kabul edersem senin için de etmiş oluyorum. " Sessizlik oldu. Acar kahvesini yarıladıktan sonra cevap verdi:

-Biliyorum." Sessizlik.

2. Fincana geçti.

-Ailemin yanında olmam gerekir."

-Farkındayım. " Yine sessizlik ve yine hızla kahvesini içen Acar. Ağzı çelikten miydi acaba?

-O zaman neden kızgınsın?"

-Sana değilim Elvin, ben bir duş alsam iyi olacak. Konuşuruz birazdan tamam mı?" Elvin kafasını salladı. Acar odasına çıkınca mutfakta fincanları yıkadı.

Biraz oyalanıp mandalina yedi. Camı açıp hava aldı, camı kapattı ve yavaş yavaş yukarı çıktı.

Kapıyı çalacakken, Acar kapıyı açtı.

Saçları sırılsıklamdı. Altına bir şort giymişti. Üstü çıplaktı. Ve boynunda asker künyesi gibi tasarlanan, özel isim kolyesi olduğunu tahmin ettiği, kolye esmer teninin üzerinde pırıl pırıl parlıyordu.

-Gel." Dedi Elvin'e elini uzatarak. Elvin elini tutarak, yavaşça içeri girdi. Aralarında sessizlik vardı ve odada dikiliyorlardı. Elvin çaktırmadan Acar'a bakarken, Acar da ondan farklı değildi. Elvin'in gözleri Acar'ın saçlarına takıldı.

-Islak, hadi gel kurutalım." Acar, Elvin'in peşinden sessizliğini koruyarak, banyoya girdi.

Elvin prize saç kurutma makinesinin fişini taktı. Boyunun yetişmeyeceğini belirtmek için, makineyi tutan elini kaldırabildiği kadar havaya kaldırdı.

Acar güldü. Alçak lavabo tezgahına ayaklarını uzatarak iyice oturdu.

Genç kız, kendisinin aksine yumuşacık ve düz, gür saçları kurutmaya başladı. Çok güzel bir şampuan kokusu geliyordu burnuna.

Her yerini iyice kurulayıp işine dalmışken, Acar'ın bundan aldığı keyfi bilmiyordu. Genç adam saçında gezinen minik ve kıvrak elin, hızlı parmaklarından son derece memnundu.

İşini bitirip makineyi köşeye koydu. Ellerini Acar'ın saçlarına sokup, iyice dağıttı.

Adam, aynaya dönüp dağınık saçlarına baktı.

-Bu ne?" İyice kurutayım, hasta olmasın derken ortaya çıkan değişik dağınık saçlardı.

-Serseri stilim." Elvin'in cevabı da böyleydi.

-Yolunmuş pırasaya benziyor. " ekledi Elvin'e bakarak "Balım." Elvin dediğine gülümseyip, omzunu silkti kafasını yerden kaldırmadan.

-İsim kolyeni takmışsın." Diye mırıldandı.

-İyi hissettiriyor." Diye cevap verdi kıza ve kızı odaya geri götürdü peşi sıra elinden sürükleyerek. Yüz yüze geldi ve kendine yaklaştırdı. Eliyle, kızın minik kalan yüzünü tuttu. Eğildi yüzüne doğru:

-Bu odada kal." Dedi. Elvin sağ kaşıyla beraber, kafasını kaldırdı. Diğer eli de Elvin'in belinde yerini almıştı.

Baş parmağıyla yanağını okşayan Acar, burnunu Elvin'in yanağına sürtüp, oradan saçlarına çıktı.

-Benimle uyu. Uyur musun? " Elvin, Acar'ın bu haline kıyamadı.

-Uyurum. " Yatağının kenarına kadar getirdi Elvin'i. Belindeki eliyle Elvin'in sabahlığının kuşağını açtı. Koltuğun üzerine attı.

Kafasını Elvin'e çevirdiğinde mini geceliğini farketti. "Acaba uyumasını teklif etmese miydim?" Diye düşündü.

Saten, bebek mavisi bir gecelik giyilir miydi beyaz tene? Giyilmemeli, yasaklanmalıydı.

Derin bir nefes alıp yatak örtüsünü açtı ve uzandı. Kollarını uzatarak, Elvin'e yer açtı. Kollarının arasına yerleşen Elvin'in altında kalan kolunu ince beline sıkıca sararak, diğer elini Elvin'in yanına yasladı ve yüzünü üstten incelemeye başladı. Elvin, Acar'ın kendisini incelemesi üzerine pikeyi kafasına kadar çekti.

Adam gülerek pikeyi çekiştirdi. Elvin'in yüzüne yaklaşıp, dudaklarını dudaklarına yavaşça sürttü.

Sonra birkaç santim geri çekilip, daha hızlı bir şekilde genç kızın dudaklarına asıldı.

Dudaklarını usta bir şekilde hareket ettirirken, kızın omzunda olan eliyle daha da hoyratlaştı. Diliyle kızın dudaklarının üzerinde gezinip, dudaklarıyla kızın dudaklarını harmanladı. Eliyle bir bacağını beline sarıp, nefesi tükenene kadar onu öptü.

Şuan çok yoğundu.

Sanki havaya bir şey atılsa yerçekimine karşı gelecek, bir süre havada asılı kalacak gibiydi.

Dudaklarını geri çektiğinde hızla nefes alan kıza izin verip, kızın boynuna yöneldi.

Elini saçlarının altına sokarak geriye doğru çekiştirdi ve beyaz boynunda kendine yer açtı. Dudaklarını kızın boynunun her karesinde, yumuşacık gezdirdi.

Kulağının tam altındaki kısmı emmeye başlarken, kendini ona sürttü. Kızın inlemesini duyduğunda bir kere daha sürttü ve iki eliyle kalçalarını kavradı.

Boyun girintisinden çıkıp aşağı indi ve göğüslerini elleriyle yoğurarak, öpmeye başladı. Ellerini her yerinde gezdiriyordu.

Elvin artık sesini kontrol edemeyecek hale geldiğinden, Acar'ın saçlarını çekiştirdi.

-Acar...Durmalısın." Acar halinden memnun bir şekilde Elvin'in beyaz teninde gezinmeye, iri göğüslerine dokunmaya devam etti. Onun altında kaybolmuş bedeninde, kendini kaybetmek isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

Acar'ın vücudunda gezinip, yakıp kül eden kocaman ellerini tutma ihtiyacı hissetti Elvin nefes nefese. Ellerini Acar'ın iki yanına gelen kaslı kollarına koydu.

Acar o an durdu. Nefesini zor kontrol ediyordu.

Yine de son kez, derin bir nefes alıp, Elvin'in kafasını yastığa gömecek kadar sert öptü onu dudaklarından.

O'nu durduran minik elin avuç içini ve her parmağını öpüp, serçe parmağını ısırdı. Ve sırt üstü uzandı.

Elvin'i göğsüne çekip sıkıca sarıldı; kızın, çıplak göğsünde yatarken hissettiği utançtan habersiz.

-Özür dilerim güzelim, özlemişim." Bir süre odayı sadece nefes sesleri doldurdu. Acar kafasını yattığı yerden kaldırdı. Elvin, Acar'ın ona doğru baktığını hissederek yavaşça baktı yukarı doğru. Acar, kızın burnunu öpüp gerisin geri uzandı.

ACAR DEVRAN'dan

-Senin gibi biriyle tanışacağımı hiç düşünmezdim." diyen Elvin'in devam etmesini beklerken, bir yandan da elimle sırtını okşuyordum. Birkaç dakika öncesi alev alacak ana gelmiştik, ama ailemle tanışmaya geldiği bir zamanda onunla birlikte olamazdık. Düşüncelerimden, sesini duyunca ve göğsümden kalkıp bana dönecek çekilde, elini kafasının altına koyarak uzandığında çıktım.

-Ne bileyim işte, hiç aşık olamayacağım zannederdim. Garip. Bu kadar dibimdeyken, bu kadar uzak kalmamız." Diyip pencerenin dışına bakarken ben de uzanıp elime kafamı yasladım ona dönerek. Elimi suratında yavaşça gezdirdiğimde, tebessüm etti.

-Ben de öyle düşünürdüm. Üstelik ben 30 yaşındayım. Aşka olan inancımın ne kadar az kaldığını tahmin etmişsindir." Gülme sesini işittim. Bu sesi ondan hep duysam, yeterdi.

-Senden küçük olmam seni rahatsız ediyor mu?"

-Etmiyor. Seni ediyor mu?"

Etmiyordu gerçekten.Başta kendimi sapık gibi hissetmiştim ama onu kaybedemezdim. O yaşça benden büyük olsa onu yine severdim.

-Etmiyor..Yanlış ya da sapık algılama ama.." dedi gözlerini kaçırarak "Seninle birlikte olunca kendimi olduğumdan büyük bir kadın gibi hissediyorum." Garip bir gülümsemeyle baktım ona, o da devam etti. Suratı kızarmıştı. Bu kadar özgüvenli, cesur ve güçlü birinin karşınızda böyle küçük çocuk gibi kızarması gibisi de yoktu doğrusu.

-Sanki genç kız değilmişim gibi... Olgun hissediyorum. Çok ama çok heyecanlanıyorum...Sanırım yaşıt olsaydık bu kadar heyecanlanmazdım. Bana baktığında bile, kalbim hızlanıyor."

-Seni heyecanlandırıyor muyum?" Dediğimde kendini sırt üstü yatağa bıraktı. Gözlerini kapatarak:

-Çoooook." Dedi. İkimiz de güldük. Çok güzeldi. Çok fazla güzel. Sahip olduklarım içinde, en güzel.

-Bana baktığında, bana "Güzelim" dediğinde kıpır kıpır oluyorum. Benden büyüksün ve beni bu şekilde sevmen, bu şekilde arzulaman beni çok heyecanlandırıyor. Ham bir meyveyken seninle olgunlaşıyorum gibi. Tecrüben beni büyütüyormuş gibi... Senin kadar iri bir gulyabaninin bu derece kıymetlisi olmak, bana özel sanırım lordum. " diyip tekrar gülmeye başladı pikeyi kafasına çekerek.

O kadar etkilenmiştim ki konuşmasından. Onu bu şekilde etkilediğimi bilmek kadar güzeli de yoktu. Ne olursa olsun dedim içimden, onu bırakamam.

-Gulyabani mi? Bak sen cadıya bak." Diyip gıdıklamaya başladım. Elvin sesini kısamadan, kahkaha atmaya başladı.

-Acar......Ahahahah..Dursanahahahahaahh..." sonunda onu bıraktığımda nefes nefese kalmıştı. Büyüleyiciydi.

-Sahi neden tanışamadık ki biz? " Gözlerini kaçırdı, nefesini düzenlerken. Yatakta doğruldu ve sırtını yatak başlığına dayadı.

-Babam öldükten sonra, yengem misafirlerle oturmamı istemiyordu. Ben de bütün o samimiyetsiz insanlarla uğraşmak istemiyordum. Senin evimizde olduğunu bile bilmiyordum." Dediğinde bir kez daha öfke doldu içime. Elimle yanağını okşadım.

-Niye o evde katlandın ki bunlara? Babanın mirasıyla ve güvendiği birkaç adamın desteğiyle de gelebilirdin Ankara'ya daha önce."

-Babam ölmeden önce babam için kalıyordum, babam öldükten sonra da babam için kaldım. Babamın odası...Bana iyi geldi...Hem üniversiteye de hazırlandığımdan pek umursamadım. Hizmetliler vardı, Nurcan ablalar, onlar sayesinde de ayakta kaldım." Dediğinde aklıma gelen şeyle bir siktir daha çekmiştim.

-Bir kere size geldiğimde Nurcan ablalar "Alem şu Elvin, pırlanta gibi kız" demişlerdi gülerek. Ben aldırmamışım...Ulan bu kadar da dibimde miydin sen? " güldü Elvin.

-Öyleydim tabii aslanım, ne sandın?"

-Senin ağzını..." diyip tek elimle yüzünü kavradım. Kendini güç bela kurtarıp güldü:

-Ne bu Acar, Shrek gibi. Hem Sinan Özer misn sen, senin ağzını yerim ben falan? Nasıl bir türsün anlamadım ki! Soğuk gibiydin bana en başında?"

-Sana değilim yavrum. Daha deminki anlarımız..." dedim yiyiştiğimiz anları kastederek.

-Sormadım say." Dediğinde sesli ve piç bir şekilde güldüm.

-Ama sordun... İşte o anlarda soğuk geliyorum sana aslında. Çünkü tutkuluyken sadece tutkumu görüyorsun. Aşkımı, güvenimi, şefkatimi ya da başka bir şeyi değil. Sadece o anki yoğunluğumu. Yakıcılığı ve soğukluğu...

Ama diğer zamanlar ailemi görüyorsun. Asıl olan Acar'ı görüyorsun. Sosyete kesimdeyiz doğru, ama babam tam bir Anadolu adamıdır diyebiliriz.

İlla samimiyetsiz barbekü partileri yapmayız, mangal yapıp eşi dostu çağırırız.

Sinema salonu kapattırmayız, evde hep birlikte izleriz.

Ev büyük ama birbirimizden haberimiz yok da değil Asu'nun, ağabeyimin bir derdi olsa ilk bana gelirler.

Kızacak bile olsam en başta, güvendikleri, yol gösteren kişiyimdir. Aile, güzelim..." dedim saçlarının tutamlarını kulak ardı ederken "Bunlar seni aile yapar. Çevreme züppe görünebilirim, ama aileme her zaman kapılarım açıktır. Çünkü en büyük servetim ailem." Gözleri dolduğu için kendime kızdım.

-Mert'in teklifini kabul etsem hem ailem için, hem senin için etmiş olacaktım. " dedi burnunu çekerek.

-Biliyorum."

-Neden kızıyorsun o zaman? Bilmediğim bir şey var, hissediyorum. Yoksa istemiyor musun hep yakınında olmamı?" Ne diyordu bu manyak acaba?

-İstemesem Ankara'ya gelir miyim sürekli güzelim? " dedim. Kafasını "Hayır." Anlamında salladı.

-Başka bir şey var o zaman?" Dedi. Bilmiyordu işte, Mert'in ona aşık olduğunu bilmiyordu. Başka bir erkek olsa anlardı Elvin. Zeki kızdı. Ama akrabası olunca anlamamıştı, konduramamıştı demek ki. Onu suçlayamazdım. Ama Mert'e göz yumamıyordum.

-Var, dedim. Başka bir şey var güzelim, ama sana söyleyemem."

-Anlamıştım. " diyip kendini geri çekti.

-Yapma böyle. Kötü bir şey değil ama sadece olmaz işte. Söyleyemem."

-Her neyse. Her şeyden habersiz olmak canımı sıkıyor....Rus kaçkını." Dediğinde güldüm.

-Asu mu söyledi?"

-Hıhı, bir rusla sevgiliymişim!"

-Geveze mahluk. "

-Deme şöyle kıza!"

-Çirkinlik muskası."

-Kardeşin o senin!" Dediğinde belinden kendime çektim onu.

-Görümceni mi savunuyorsun?" Dedim muzipçe kaşlarımı kaldırarak . Hemen gözlerini belertti.

-Yok anasının nikahı! Daha ne, deve! " işaret parmağımı kaldırdım.

- Tı tı tı! Hiç yakışıyor mu sokak ağzı ? " diyip öptüm dudaklarını hızla."Yerim bak." Kikirdiyordu bir de. İçime sokacaktım, minik bir şey zaten yaşasın gitsin denizimde.

-Defol git şuradan!" Dedi minik eliyle omzuma vurarak. İşaret parmağımı çıplak omuzlarında, saçlarında gezdirdim.

Yine o yoğun hava dolmuştu odaya.

Arzu.

Elimle kolunu tutarak, omzunu öptüm. Isırdım. Ve kulağına kadar öperek o yolu çıktım. Yüzüne yaklaşıp yanağını öptüm, koklayarak.

-Elvin'im..."

-Hıı. " dedi minik elleri saçlarımı bulduğunda.

-Sıcacıksın."

-Yakıyorsun çünkü beni. Üstün doğru düzgün giyinik bile değilken, nasıl bu kadar fazla yakabilirsin ki? " Dedi çıplak sırtımda ellerini gezdirirken. Bir süre daha boynunda oyalandıktan sonra konuştum.

-Sana söz cennet çiçeği, kendini hep kadın gibi olgun hissedeceksin. " boynunu ısırıp konuştum. "Çünkü seni hep yanımda tutacağım. Sana hak ettiğin aileyi ben vereceğim gül güzeli."


***

Canlar özür dilerim! Gerçekten geç kaldı ama uyuyacak zamanım bile olmadı bu hafta. Mesajlarınıza cevap bile veremedim. Beğendiyseniz oy vermeyi, ama YORUM YAPMAYI mutlaka unutmayın. Bol bölüm atayım diyorum ne dersiniz? Konuşun benimle. Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

702K 26.7K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
320K 2.3K 22
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
142K 8K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
367K 32.5K 29
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da...