EZİĞİN DEGİŞİMİ (TAMAMLANDI)

By nazlimyncalis

3.6M 162K 71.3K

****** Merhaba Açelya ben. Tırnakları kırık kısa Açelya. Saçları salık dağınık Açelya. Kimse tarafından sevil... More

1. Bölüm Ezik kız
2. Bölüm Değişim Başlasın
3. Bölüm Büyük Sır
4. Bölüm Yumruk
5.Bölüm Aslı
6. Bölüm MAÇ
7. Bolum BALO
8. bölüm Emre
9. Bölüm Hodri meydan!
10. Bölüm Kupa Kızı
11. Bölüm Elinden Geleni Yap
12. Bölüm Yalandan Sevgili
13. Bölüm
14. Bölüm Kek
15. Bölüm Mayonez Saldırısı
16. Bölüm Bir Kova Mayonez
17. Bölüm Sinek Valesi
19. Bölüm Sırlar
20. Bölüm Öperim Demiştim
21. Bölüm Kamp
22. Bölüm Voleybol Maçı
23. Bölüm Eziğin Değişimi
24. Bölüm Gördüm
25. Bölüm Gözyaşı
26. Bölüm Sarhoş
27. Bölüm Salıncak
28. Bölüm Yılbaşı
29. Bölüm Tabu
30. Bölüm Podyumculuk
31. Bölüm Ceza
32. Bölüm Hıçkırık
33. Bölüm Özür dilerim
34. Bölüm Eski
35. Bölüm Tüyler
36. Bölüm Fısıltı
37. Bölüm Tokat
38. Bölüm Telefon
Röportaj 1
39. Bölüm Mesaj
40. Bölüm Karar
Karakterler
41.Bölüm Selam
42. Bölüm Pizza
43. Bölüm Teklif
44. Bölüm Cevap
🎉Parodi🎉
45. Bölüm Balon
46. Bölüm Ruj
47. Bölüm İz
48. Bölüm İşkence
49. Bölüm Hastane
50. Bölüm Eziyet
51. Bölüm Uyarı
52. Bölüm Evlen Benimle
53. Bölüm Bekleyeceğim
FİNAL PART 1
FİNAL PART 2
TEŞEKKÜR
YENİ KİTAP

18. Bölüm Video

71.1K 2.9K 1.1K
By nazlimyncalis

MULTİMEDYA AÇELYA'NIN SÖYLEDİĞİ ŞARKI. AÇIN DEDİĞİM YERDE AÇABİLİRSİNİZ. ÇOOK UZUN BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. NORMAL BÖLÜMLERİM BİN KELİME İKEN BU BEŞ BİN KELİMEYİ GEÇTİ VE AŞTI. ARTIK BU KADAR OLACAK. İYİ OKUMALAR.

Aptal! Tam bir aptal. Ben sırf o beni sevsin diye gidiyorum başka çocuklarla takılıyorum o geliyor bana *rospu muamelesi yapıyor. Cidden bu ne biçim bir şey ya. Ben seni seviyorum sen bana gelip ne yapıyorsun? Ben bunları haketmiyorum. Artık  halim kalmadi. Hiç kalmadi. Ölsem ne olur ki? Kimin umrunda olur? Kim takar?

Eren mi? Berke mi?Asli mi? Ayça mi? Deniz mi? Abim mi? Annem mi? Hiçbiri. Hiçbirinin umrunda olmaz.

Peki neden yaşıyoruz? Ölmek için mi? Bir anligina ölmek için yıllarca yaşıyoruz. Ölmek için yaşıyoruz. Ama yaşamak için ölmüyoruz. Insanlar yaprak gibidir yesilden   sariya doner saridan kirmiziya. Ama asla saridan yeşile donmez. Ayni bu olay gibi. Ölmek için yaşarız. Ama yaşamak için ölmeyiz.

Hala sel gibi olan gözlerim ile ağlamaya devam ediyordum. Her seferinde kalbimi kiriyordu, parcaliyordu. Dönüp bakmıyordu. Keşke seveceğimiz insanlari kendimiz secebilsek . Ama şu goğsümüzun sol tarafında yer alan yapı var ya bizi kendi istediklerini yapmaya zorluyordu. Ben karar versem asla Eren'i sevmezdim. Zaten benden nefret ediyor. Kadınlara karşı çok kaba.

Ve o asla aşık olmaz. Hele bana asla olmaz . Bir kere olmuş. Bitmiş. Kızlara güvenmiyor. Aslında bir bilse benim onu ne kadar içten, gönülden ,aşkla sevdiğimi. Ona nasıl aşkla baktığımı, onun gülüşüne  yandiğimi, görünce kalbimin çarptığını, tek saç teline bütün varimi yokumu verebilecegimi belki. Sadece belki beni sevebilirdi. Diyorum ya belki.

Aglamalarim durmuyordu. Allahtan evde kimse yoktu. Neden? Neden beni sevmiyor? Neden bana aşkla bakmiyor?

Bir kere ondan uzaklaşmayı denemiştim. Kendimi ona aşık olmadığıma inandırmaya çalışmıştım. Olmuyordu. Onun her saç teline, her benine,  her kirpigine aşık olan biri için imkansızdı.

Son göz damlamda yastığım ile buluştu ve ağlamama son verdim. Hayatım ne kadarda berbatti.  Yıllarca ezik olmak ezilmek, sevdiğin kişinin seni ezmesi, babanın senden nefret etmesi, annenle babanın ayrılması, sevdiğin kişinin sana aşık olduğu kızı anlatması, seni *rospu olarak görmesi.

Bunlar çok fazlaydı! Başımın tekrar dönmesi ile ellerimi sakaklarimda gezdirdim. Başım neden bu kadar çok dönüyordu? Özellikle de agladigim zamanlarda?

Annem tüm neşesi  ile odama girdi. Yüzüm yastikta  olduğu için şişmiş gözlerimi
görmüyordu.

"Tatlım ben Canan'lara geçiyorum. Abin her zamanki gibi gelmeyecek, gelmek ister misin?"

"Hayır gelmeyecegim."

Hiç bir şey demeden odadan çıktı. O pisliğin yüzünü bir daha görmek istememenin yanında onu seviyordum.

Bir de abim var. Şu ana kadar hiç Eren bey ile görüşmedi. Neden bilmiyorum ama onların yüzünü bile görmek istemiyor. Neden diye sorduğumda ise sürekli konuyu değiştiriyordu. Anlamsız.

Onlara gitmeyeceğim için yataktan kalktım ve pijamalarimi giydim. Benim wattpad kızları gibi ayicikli pijamalarim yok ama pizzali pijamam var.  Pise'yim ben oğlum.

Kendi kendime güldüm. Az önce hüngür hüngür ağlayan ben şimdi espiri yapıyordum. Paranoyak ben.

Hemen bir kat merdiven inip abimin yanına koltuğa oturdum. Bakiyim ne izliyor? Hmm Hızlı ve  Öfkeli 4

Ben böyle vurdulu kırdılı şeyleri sevmedigimden mutfağa geçtim ve nesquik çıkardım kendime ve abime olan kaseleri kahverengi bir tepsiye yerlestirdim ve iki bardak su aldim. Yavas ve temkinli adimlarla salona girdim ve abimin yanina oturup nesquik'ini verdim. Oda bana gülümseyip  yemeye başladı.

Son topumda bittikten sonra kaşığı tepsiye bıraktım ve ağzımı kaseye dayarayak kakaolu sütü içtim. Abim benden birazcık önce bitirmişti.

Bende kafamı onun omzuna yaş lazım ve kokusunu içine cektim. O benim prensimdi.

Tek prensim. Gelecekteki tek prensim.

Bir süre sonra başım ve boynum agriyinca kafamı omzundan ayırdım ve bacaklarına koydum. Oda saclarimla oynamaya başladı. Zaten uykum olduğu için bende dayanamayıp gözlerimi kapattım.

***

Uyandığımda yine ,yeni bir güne lanet ettim. Abim dün gece beni yatagima taşımış olmalıydı. Bende cebimden yatağın içine düşen telefonu eline aldim ve inledim.

Dün gece sarja takmayı unutmuştum. Hemen yataktan çıktım ve telefonumu zaten prize takılı olan sarja taktım.

Odamda bulunan banyoya girip yüzümü yikadim ve dişlerini fircalayip saçlarımı taradim.

Eren'e cidden çok kizgindim. Ben o beni sevsin diye başkasının yanina gidiyorum ama ben başkasının yanina gittim diye bana adını anmak istemeyecegim bir muamele gösteriyor.

Acaba beni kiskandimi diye düşündüm? Neden kiskansin ki? Bana gerçekten de değer vermiyor gibiydi. Peki kupa kizi?
Merve onun için çok degerliydi. Hemde çok. Onu çok seviyordu  ona aşıktı.

Nedensizce bana da Kupa Kızı demişti. Biz Merve ile hiç mi hiç benzeniyorduk. Herseyimiz farklıydı. Ama bana ona benziyorsun demişti. Belkide hareketlerim falan benziyordur. Olabilir.

Uzerime siyah kalın bir tayt gri üzerinde Mccall yazan mor bir bluz giydim ve deri ceketimi üzerime geçirdim. Nike'in beyaz ama siyah çizgileri olan spor ayakkabısını da beyaz coraplarimin üzerine geçirdim. Dudak nemlendiricimi de sürdükten sonra saçlarımı yukardan bir at kuyruğu yapmıştım.

Annemin sehpanin üzerine para bırakmasıyla hizlica onu aldim ve arka cebime yerlestirdim. Telefonumu cantamdan çıkarıp bu aralar sevdiğim 'We Don't talk anymore' şarkısını açtım.

Okula yürürken şarkıyı mirildaniyordum. Ve evet Eren ile de gitmeyeceğim. Tabii ki. Beni öyle gören birisinin yanında durmam gururumu ayaklar altına almam. Bunu dün annem evden çıkmadan ona açık ve net bir biçimde belirtmiştim. O da ilk başta onaylamayan mırıltılar çıkarsada sonrasında kabul edip susmuştu.

Okula vardığımda etrafta gözümü gezdirdim. Pelin bana bakıp sırıttı ve yanındaki arkadaşının kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Arkadaşı ona inanmayan bakışlar attı ve bana dönüp pis pis sırıttı.

Yine bir bokluk vardı hissediyordum. Umarım ilki kadar acımasız olmazdı. Düşününce en fazla ne kadar olabilir diyordunuz ama bir de gercegini yasasaniz inanin ki hiç te oyle demezsiniz.

Takmayarak sınıfıma girdim. Dakikalar sonra Ayça yanıma  geldi ve gülümsedi. Gerçek arkadaş. Bende ona samimi olduğunu düşündüğüm gülümsememden gönderdim ve Biyoloji hocasının gelmesini beklemeye başladık. Adam bir türlü gelmedi birden kapı kırılırcasına açıldı. Gelen sınıf arkadaşım Mahmut'tu.

''Gençler ders boşmuş hoca gelirken kaza yapmış.'' herkesden sevinç nidaları çıkmaya başladı ben ağzımı açmadım ama gülümsedim en azından iki dersimiz boş geçecekti.Bu iyiydi.

Gözüm istemsizce Eren'e kaydı. Onu bu kadar severken onun söyledikleri... Affedil derecede değildi. çok kırmıştı. Hiçbir kız bu sözleri haketmez. İnanın bana Pelin bile. O kadar yani.

Neden bana böyle davranıyordu ki? Neden beni sevmiyordu? O sadece Merve'yi sevmişti sadece de onu sevecekti. Zaten bizim imkansız imkansız değil mi o tam bad boy havasında  ben ise masum bir girl değilim. En azından Wattpad'de böyle  oluyordu değil mi?

Pelin ve arkadaşları ise sürekli bana bakarak sırıtıyorlardı. Manyak mı bunlar? Acaba Pelin'in aklında neler var cidden çok merak ediyorum. Ben gözlerimi dikmiş tip tip bakarken Pelin bana son kez bakıp gülümsedi ve o tiki arkadaşları ile havalı havalı yürüyerek sınıftan ayrıldı. Yine bir bokluk yapacak ama hadi hayırlısı.

Aslı ve Deniz yanımıza geldi ve birer sandalye çektiler. Söze başlayan Aslı oldu. '' gençler şarkı söyleyelim mi?'' ben dışında hem Ayça hem de Deniz onaylayan mırıltılar çıkardılar. Çoğunluk olarak üstün oldukları için hiç sesimi çıkarmadan gözlerimi devirip uzun bir nefes verdim.

'' İlk ben söyleyeyim o zaman'' dedi Deniz. Ben hemen kabul ettim kendimi en sona bırakacaktım ben sesime hiç mi hiç güvenmiyorum yani öyle aman aman bir sesim yok malesef. Bir Wattpad kızı olamadık be. Deniz hiç düşünmeden şarkısını söylemeye başladı. Tabi telefondan da lyrics videosunu açmıştık. Onun şarkısı BABY DON'T LİE  idi. severdim bu şarkıyı.

\\\

We've been walking down this road some time

And you love, and you love me good, no lie
But there's something behind those eyes, those eyes
That you can't, that you can't disguise, disguise

Baby tell me there's nothing but love
Baby tell me there's nothing but love

Baby don't, baby don't
Baby don't lie
I don't wanna cry no longer
Baby don't, baby don't
Baby don't lie
I'mma need a love that's stronger
I tell you know, I tell you know
I tell you know, why
Know, why
If you ever give up, then we're gonna die
Look me in the eye, baby don't lie

Baby don't lie

What you hiding boy?
What you hiding boy?
I can tell what you've been hiding boy
And you can tell me if I'm getting warm
Am I getting warm?
Am I getting warm?
Am I getting warm?
And you can tell me if I'm getting warm

Baby don't, baby don't
Baby don't lie
I don't wanna cry no longer
Baby don't, baby don't
Baby don't lie
I'mma need a love that's stronger
I tell you know, I tell you know
I tell you know, why
Know, why
If you ever give up, then we're gonna die
Now we're in the out, baby don't lie

Baby don't lie

\\\

Deniz'in şarkısını bitirmesi üzerine geriye kalan üçümüz onu alkışlamıştık. onun da egosu tavan yapmıştı ve saçlarını geriye doğru fırlatmıştı. Sesi cidden güzeldi. Eren'in de öylemidir acaba? Normal konuşurken bile sesi böyle mükemmel ise şarkı söylerken onu düşünemiyorum bile. Katliam.

Şimdi söyleme sırası Ayça'daydı. Ayça'nın sesi oldum olası güzeldir. Hatta biz ortaokuldayken bir şarkı yarışmasına katılmış ve birinci olmuştu. Merakla ona baktım acaba hangi şarkıyı seçecekti? bu halime güldü ve SEND MY LOVE şarkısını açtı. Oha kızım bunu Adele söylüyor sen nasıl söyleyeceksin? Aslı ve Deniz de benim gibi şok olmuşlardı. Şarkı cidden zordu ve yürek istiyordu. Benim bu şarkıyı arkadaşlarıma söylemem için kırk fırın ekmek yemem gerekirdi. Başladı.

\\\

This was all you

None of it me
You put your hands all over my body and told me
You told me you were ready
For the big one
For the big jump
I be your last love everlating you and me
That was what you told me

I'm giving you up
I've forgiven it all

(You set me free, ohhhhh)

Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more
Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more

I was too strong you were trembling
You couldn't handle the hot heat rising
Rising...
Baby I'm so rising
I was running, you were walking
You couldn't keep up, you were falling down
Down...
Mmm there's only one way down

I'm giving you up
I've forgiven it all
You set me free, ohhhh

Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more
Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more

If you're ready, if you're ready
If you're ready, I am ready
If you're ready, if you're ready
We both know we ain't kids no more
No, we ain't kids no more

I'm giving you up
I've forgiven it all
You set me free, ohhhh

Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more
Send my love to your new lover
Treat her better
We gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more

If you're ready, if you're ready
(Send my love to your new lover)
If you're ready, are you ready?
Treat her better...
We've gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more

If you're ready, if you're ready
(Send my love to your new lover)
If you're ready, are you ready?
Treat her better...
We've gotta let go of all of our ghosts
We both know we ain't kids no more

\\\

Ayça'nın sesi karşısında ikiside şok olmuştu. Tabi bende şaşırmıştım ama sesinin iyi olduğunu da çok iyi biliyordum. E bi zahmet. Sıra Aslı'daydı. Sert kızımız Aslı Türkçe bir şarkı söylemeye karar vermişti. Onun sesi de gayet normaldi. Sokaktaki insana soracağın türden fakat sanırım aramızda en kötü ses olan oydu . Şarkısı ise DEĞMESİN ELLERİMİZ şarkıya karşı hep hayranlık beslemiştim çünkü benim ezik dönemlerimi çok iyi anlatıyordu.

 \\\

 Ah ne zormuş bitsin demek,

Hala severken seni.
Dudaklarını öpmemek,
Bir yabancı gibi.

Bilirsin ayrılık konusunda,
İyi değiliz ikimiz de.
Bir kıvılcım yeterdi her zaman,
Koşup geri dönmemize.

Değmesin ellerimiz,
Buluşmasın bu gözler.
Yine erir gideriz,
Unutulur yeminler.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk kokan dudakların karşısında direnmeyi de.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk dolu mısraların karşısında direnmeyi de.

Ah ne zormuş bitsin demek,
Hala severken seni.
Dudaklarını öpmemek,
Bir yabancı gibi.

Bilirsin ayrılık konusunda,
İyi değiliz ikimiz de.
Bir kıvılcım yeterdi her zaman,
Koşup geri dönmemize.

Değmesin ellerimiz,
Buluşmasın bu gözler.
Yine erir gideriz,
Unutulur yeminler.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk kokan dudakların karşısında direnmeyi de.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk dolu mısraların karşısında direnmeyi de.

İşte bir kez daha durup karşında,
Belki de son defa soruyorum sana:

Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle?
Değmez miydi sevgimiz,
Savaşıp direnmeye?

Değmesin ellerimiz,
Buluşmasın bu gözler.
Yine erir gideriz,
Unutulur yeminler.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Kendimize sahip çıkıp dünyayla yüzleşmeyi de.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Korktuğumuz o gözlerin karşısında direnmeyi de.

Bitmesin hikayemiz...  

\\\

O da şarkıyı hakkını vererek söylemişti. Her sözünde gözlerim daha çok dolmuştu ama belli etmememiştim. Sıra bendeydi. Ben de Türkçe söyleyecektim. Şarkım ise çoktan belliydi.  MAKYAJ. Aslı gibi ben de Model'in şarkısını söyleyecektim. ( şarkıyı açın)

\\\

  Çok uğraştım inan unutmak için seni,
O gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi.
Son bir öpücüğü çok görmüştün bana,
"Biliyorum," demiştin "ben gideceği yeri."

Bu sabah çok erken kalktım,
Sevdiğin tatlıdan yaptım.
Yerken onu tek başıma,
Sessiz sedasız ağladım.

Kalktım bir çay demledim,
Açtım bir film izledim.
Zaman bir türlü geçmedi,
Bütün evi temizledim.

Sıkıldım kendimden.
Aptal mıyım neyim ben?
Neyim var böyle,
Neden kurtulamıyorum senden?

Geçmiyor günler burada senden uzakta,
Yığıldı şişeler her gün mutfakta.
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım!

Affet beni sevgilim,
Unutamadım seni.
Hiç halim yok uyanmaya,
Sevemem sensiz günleri.  

  Sıkıldım kendimden.
Aptal mıyım neyim ben?
Neyim var böyle,
Neden kurtulamıyorum senden?

Geçmiyor günler burada senden uzakta,
Yığıldı şişeler her gün mutfakta.
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım!  

  Geçmiyor günler burada senden uzakta,
Yığıldı şişeler her gün mutfakta.
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım!  

  Sıkıldım kendimden.
Aptal mıyım neyim ben?
Neyim var böyle,
Neden kurtulamıyorum senden?

Geçmiyor günler burada senden uzakta,
Yığıldı şişeler her gün mutfakta.
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım!   

  Geçmiyor günler burada senden uzakta,
Yığıldı şişeler her gün mutfakta.
Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım!
Durmadan yedim, e biraz kilo aldım!  

\\\

Üçüde bana gülümseyerek bakıyorlardı. Beklediğimden güzel söylemitim bu nedenle mutluydum. Dördümüz de birbirimize iltifatlarımızı sıralıyorduk tabi ki en çok itirafı alan Ayça olmuştu. Bir ders bittiği için kalktık ve kantine oturduk. Ayça bize tost almaya gitti. Yanımdaki sandalye hareketlendi ve Berke sandalyeye oturup konuşmaya başladı. 

''Naber güzellik?''

''iyidir yakışıklılık'' dedim ikimizde gülmeye başladık Aslı ve Deniz bize tip tip bakıyorlardı. Ayça geldi tostunu verdi.Berke' ye de verdi. Ayça: '' Geldiğini görünce sana da aldım'' hepimzden hee diye bir ses çıktı. Tabi en çok benden çıkmıştı. Hepimiz sessizce tostlarımızı yiyip konuşmamıştık.

Beşimizin de tostlari bitince kalktık ve bahçeye doğru ilerledik. Ikinci ders de boş olduğu için girmeyip bahcede kalacaktık. Zamanı nasıl gecirsem diye düşünürken aklıma gelen fikir ile Berke'ye döndüm.

"Berkeee!" Dedim yanımda olmasına rağmen bağırarak. Gülümsedi ve benim gibi taklitimi yaparak

"Efeendim!" Dedi kahkaha attım. Ve soyleyeceklerimi aklımda duzenledim.

"Şimdi bak şurada senin arkadaşların basketbol oynuyor. Bende diyorum ki biz de gidip onlarla oynayalım mi? "

Düşünüyormuş gibi yaptı. Sanırım olasılıkları düşünüyordu.

"Bak normalde olsa tamam derdim ama onlar çok sert oynuyor Acelya yani olmaz zarar görürsün." Dedi onaylamayarak.

"Ya Berke ilk defa oynamak istedim nolur ya lutfen."

"Hayır dedim prenses. Canın acir. Onlar düzgün oynamıyorlar."

"Yaa lütfen lütfen lütfen!!!"

"Acelya hayır dedim!" Diye bağırdı. Korkudan yerimde zipladim. Ve sustum. Yüzüm düşmüş olacak ki :

"Tamam asma suratini özür dilerim sana bir şey olursa ölürüm" dedi ve sarılmaya başladı.

Bende " O zaman oynuyoruz ha?"

"Evet prenses oynuyoruz." Dedi ve ayaga kalktik. Ben onden o arkadan basketbol oynadiklari yere dogru ilerliyorduk. Arkamdan sirittigini hissetim ve arkama döndüm. Gerçekten de siritiyordu.

"Ne var?" Dedim imalı bir ses tonuyla.

"Çok heyecanlisin bakiyorum"

Gulumsedim. Gülümsedi.

Vardigimizda Mahmut bize döndü. Evet o da basketbol oynuyordu.

"Ne oldu abi bir sorun mu var?" Dedi Mahmut. Abi mi? Ne?

"Yok,yok bizim prenses basketbol oynamak istemis" dedi ve bana dönüp gülümsedi.

Şirin bir gülümseme gönderdim Berke'ye. Mahmut onaylarca başını salladi. Bana döndü ve anlatmaya başladı. Hadi hayırlısı.

***

Şu ana kadar iki tane basket atmıştım. O da kimsenin bana dokunmasina izin vermeden. Ben Berke'nin takimindaydim. Top ondayken karşı takım 3. Dünya savaşına giriyordu.

Top bana geçince ise hiç bir şey yapmiyorlardi . Aslında cidden kötü değildim ama onlar iyiydi. Ben arkadaslarim ile oynarken hep benim takımım kazanırdı ama arada bir karşı takımın kazandığı da olurdu.

Ben böyle düşünürken Berke topu potaya attı fakat girmedi. Bende potanin dibinde olduğum için topu alıp tekrar attım ve girdi!

Onlar beni alkislarken ben de sırayla ellerimi göğüs kafesimin bitiş noktasına koyup biraz egiliyordum. Sonuçta 6 puan kazandirdim olm.

Maç da böylece bitmiş oldu ama 3.dersin başlamasına hala 20 dakika vardı. Bende Berke'ye döndüm ve

"Çok eğlendim teşekkür  ederim. Seni çok seviyorum."

"Bende seni çok seviyorum prenses." Dedi ve yürümeye devam ettik kızların yanına ulaştığımızda o bizden ayrıldı ve bende yanlarına oturdum.

Asli 'ya döndüm. "Asli bir şey soracağım ama kizmayacaksin tamam mi?" Tabi ki önlemini alacaktım konu Aslı döver beni valla.

"Tamam sor kizmayacagim."

"Söz mü? "

"Acelya!"

"Tamam ,tamam sustum. Şimdi... e seyyy sen Selim'i mi seviyorsun?"

"Ne?! Hayır! Ahh kimi kandiriyorum ki. Acelya ben onu görünce bile mutlu oluyorum o gulunce içimde kelebekler uçuşuyor neden? Aşk mi bu?"

"Kedi dir kedi" enseme vurdu ve önüne döndü . Bu sefer Deniz konuşmaya başladı.

"Asli bak Selim abimin çok yakın arkadaşı. Istersen onunla konusabilirim yani bence o da sana karşı boş değil." Asli hemen Deniz'in ağzını kapattı.

"Sakin! Sakin böyle bir şey yapayım deme. Valla öldürürüm seni. Çok ciddiyim"

"Tamam be bir şey demedik"dedi Deniz.

"Biz de tenefusun bitmesine bir kaç dakika kaldığı için ayaklandik ve okulun içine girip merdivenleri çıkmaya başladık. Dersin ne olduğunu sormak için arkama döndüm ve Aslı'ya gözlerimi diktim.

"Ders ne?" Dedim hiçbir şey bilmeyen öğrenci gibi. " Fizik"

Öldürün beni. Cidden öldürün. Fizik...

Ay yerappim.

Sınıfa girdik. Gözlerim ilk Eren'e takıldı Pelin ile konusuyordu. Aslında Pelin konusuyordu o da dinliyordu.

Gözleri beni bulduğunda yüzündeki gülümseme gitti ve bana igrenircesine bakmaya başladı. Cidden bu kadar iğrenç miydim. Bu kadar mi tiksiniyordu benden. Ama ben seni çok seviyorum ve adam.

Bana iğrenç bakışlarını attı ve kafasini Pelin'e çevirip birden onu öpmeye başladı. Allah senin belani versin.

#Eren'in ağzindan#

Acelya'yi görmem ile ona iğneleyici bakislarimi atmaya başladım. Dün soyledigi son sözler kafa karistiriciydi. Anlamamıştım.

Yanlis yaptığımı söylemişti. Sanki o Efe ile sevgili değilmiş de ben ona o muamele yi yapmışım gibi. Sen onun sevgilisisin ne yapayım?

Ama içimde büyük bir uzgunluk vardı sanki gerçekten de yanlış yapmışım gibi hissediyordum. Yanlis yapsam ne olacak diyemiyordum. Olmazdi.

O hala Kupa Kızıydı. Tip olarak Merve ile uzaktan yakından alakası yoktu. Merve esmerdi. Acelya sarisindi.

Ben esmer severdim. Sarisinlar salak olurlardı. Kendilerini bir şey zannederlerdi. Yani Acelya benim için yanlış secenekti.

Ama eğer yanlış yaptığım konusu doğru ise çok ağır konusmustum fakat nasıl yanlış olabilirdi ki.

Ben bunları düşünürken çoktan tenefus olmuştu. Bende dışarı bahçeye çıktım. Arka bahçeye oturdum ve Merve'yi düşünmeye başladım ama lanet olsun ki aklım hep Acelya'ya gidiyordu.

Geri dönelim. Merve. Hala cesedini bulamamistik. Hala prensesimin cesedine bakamamistim.

Bazen diyorum ki ya olmediyse? Çıkıp gelecek ve bana Sinek Valesi diye sarilacakti. Keşke diye geçirdim içimden. Keşke bir yerlerden ciksada geri döndüm. Süpriz diye bagirsaydi. Bende ona sarilsaydim.

Belki bir gün.

Arka bahçedeki banklarda oturan Acelya'yi gormemle durdum. Ağlıyordu. Büyük ihtimalle söylediklerim için ağlıyordu. Tıpış yaptığı saçı dağılmış ve içlerinden bir kaç parça saç çıkmıştı. Umursamiyordu.

Hala ağlaması dinlemişti. Ağlıyor, ağlıyor ve ağlıyordu.

Bende dayanamayıp yanına gittim. Beni görünce durdu ve biraz geri çekildi.

"Ne var!!! Soyleyeceklerin bitmedi mi. Hadi şöyle hadi!" Diye bağırdı.

Konuşmadım. Devam etti.

"Bu kadar mi igrencim? Benden bu kadar mi nefret ediyorsun? O kadar mi tiksincim? Bu kadar mi caresizim?  Senin gözünde hala ezigim değil mi. Bana hala assagilayarak bakiyorsun. Benden nefter ediyorsun. Bu kadar mi tiksiniyorsun benden? Bu kadar mi igreniyorsun benden bu kadar mi nefret ediyorsun benden? Oysa senin için yapmıştım. Herşeyi. Sen yanlış anladın. Görmedin. Tamam bir daha karşına çıkmam beni bir daha gormezsin. Hoşçakal."

Dedi ve çekip gitti.

Ciddi ciddi gitti. Ondan tiksinmiyordum. Nefret de etmiyordum. Bir de benim için yapma meselesi vardı. Nasıl yani? Neyi gormemisim ben? Ne olabilir ki ? Cidden onu bir daha onu göremeyecek miyim? Ama biz komsuyuz, aynı okuldayiz, aynı siniftayiz gidecek miydi?

Kafam çok karışmıştı bu yuzden Selim'e cantami alması ile ilgili bir mesaj attım ve okuldan çıktım.

Babamın barina doğru sürmeye başladım. Kafamı dagitmam gerekiyordu.

***

Bardan iki şişe bira aldıktan sonra kendim ve Merve için aldığım eve gittim. Sürekli ugrardim buraya bütün evde Merve ve benim fotograflarim vardı.

Onlara gülümsemeye başladım. Benim Mervem ne kadar da güzeldi. Çok güzeldi.

Bende salondaki televizyona vidolarimizin bulunduğu CD lerden bir tanesini taktım. Şişeyi açıp büyük bir yudum aldim.

Her videoda gülüyordum. Videolar bittiğinde diğer CD yi taktım. 4. Dakikasında iken ben Merve'nin yanağını opuyordum ve okuldaydik.

Ama arkadaki kişi dikkatimi çekti. Acelya? Bizi izleyerek ağlıyordu. Çok cirkindi. Kötü gözüküyordu.

Şimdiki hali ile arasında dağlar kadar fark vardı. Şişkoydu,kötü giyinmisti, sivilceliydi. Kısacası berbat gözüküyordu. Ama şimdi... değişmişti ışte.

Peki neden ağlıyordu? Amaçsız bir şekilde ağlıyordu. Daha önce bir çok kez bu videoyu izlememe rağmen hiç dikkatimi çekmemişti. Ben bunları düşünürken video bitti ve televizyonu kapattım. Yeni bir tane koymadım.

Arkama yaslandim ve düşünmeye başladım. Her şey yapboz parçaları gibiydi ama birlestiremiyordum.

Acelya çok garipti. Ya söyledikleri? Cidden yanlış yaptıysam o zaman sucluydum. Bana kız olsam ve bana böyle denilse yikilirdim herhalde.

Acelya gibi.

***

Sabah uyandığımda kısa bir duş aldim ve pantolonumu ve gri baskisiz tisortumu giydim. Merve'nin parfumlerinden birini alıp kokladim ve gulumsedim. Melek gibi kokuyordu.

Hemen evin önündeki arabama atladım ve okula sürmeye başladım. Vardığım gibi arabadan çıktım ve okulun içine girdim. Sınıfa çıktım . Acelya gelmişti ve berbat gözüküyordu. Onu aglattigim için kendime okkalı bir lanet okudum.

Ders başladı bende elimdeki kalemle oynamaya başladım. Çoğu kişi kulaklık takmış müzik dinliyordu Acelya dahil.

Tenefus olunca daha kimse çıkmadan önce içeri Pelin'in arkadaşlarından biri girdi ve

"Öğle arasında herkes bahçeye çıksın Pelin'in ezige bir sürprizi var" dedi ve Açelya 'ya iğrenç bir bakış atıp gitti.

Açelya daha da ağlamaya başladı. Hayattan çok çekmişti. Fazla.

***

Öğle arası olmuştu ve herkes bahçeye toplanmıştı. Bütün öğrenciler ne olacağını çok merak ediyorlardı. Bende merak ediyordum.

Yaptığı şeyin tabi ki bir karşılığını ben kendi ellerim ile verecektim. O ne yaparsa bende onu ona karşı yapacaktım. Yani kaybeden yine Pelin olacaktı.

Isterse evini yaksin. Bende onun evini yapacaktım isterse saçını kessin. Bende onun saçını kesecektim. Istedigini yapsın zarara giren o olacaktı.

Izin vermezdim.

Pelin hazretleri sonunda teşrif edebildiler ve Pelin herkesin karşısına geçti arkasında okulun bir şeyler ışletmesi için olan tahta vardı ve bu tahta bahcedeydi. Evet bahcedeydi.

Pelin elindeki küçük USB'yi bir bilgisayara taktı. Tahtada bilgisayarın masa üstü fotoğrafı göründü. Bur kaç işlemden sonra Pelin aradığı dosyayı bulmuş olacak ki memnun bur ifadeyle arkasına döndü ve konuşmaya başladı.

"Merhaba dostlarım. Birazdan keyif alabileceğiniz bir video acacagim. Ama öncesinde size bir hikaye anlatacağım. Iyi dinleyin. Bir zamanlar bir krallık varmış ve bu krallığın yakışıklı mi yakışıklı bir prensi varmış
-Bana bakti- bir de prenses varmış.  Bu prenses prens'e asikmis. Prenses güzelmiş. Ve son olarak bir de köle varmış. Bu köle çok cirkinmis, siskoymus, sivilceliymis kısacası o gerçekten bir koleymis. Hiçkimse bu koleyi sevmezmis. Herkes onunla dalga geçermiş. Köle dayanamamış değişmeye karar vermiş. Basarmisda. Artık seviliyormus ama onun gerçek yüzünü bir tek prenses görüyormuş. Prenses bir karara varmış. Koleyi bitirmek. Ve başarılı olmuş. SON. ne kadar da güzel bir hikaye değil mi? Bakalım prensesin ilk hamlesi ne olmuş?"

Dedi ve arkasını döndü. Bir video açtı. Acelya koridorda yürürken kızlar tuvaletine giriyordu. Buraya kadar her şey normaldi.

Tam musluğu acacakken tüm tuvaletlerden kızlar çıkıyordu. Ellerinde toplam beş şişe mayonez ile. Açelya'nın gözleri büyüyordu. Ve Pelin konuşmaya başlıyordu. Fakat ses duyulmuyordu.

Ve beş arkadaş birden hiç acımadan Acelya'nin üstünü başını mayoneze buluyorlardi.

Video bitince Pelin bir kahkaha attı. "Ilk adım güzelmiş ışte bu da ikinci adımdı. Bakalım prensesin koleye karşı üçünü adımı ne olacak? Yakında hepiniz göreceksiniz merak etmeyin."

Herkes video hakkında konusuyordu. Ben ise sinirle etrafımda göz gezdirdim ve gözlerim Acelya'yi buldu.

Hüngür hüngür ağlıyordu. Arkadaşları ise onu teselli etmeye çalışıyorlardı. Bir de Berke vardı tabi.

Ben az önce Pelin'in konuşma yaptığı yere çıktım. Şimdi de herkes bana bakıyordu. Konuşmaya başladım.

"Eğer aranızdan bir kişi bile bu konu hakkında konuşur ,yorum yapar ve o 'köle' dediğiniz kıza bir şey söylerse sonu Pelin'in yani olur."

Hepsinin gözü dönmüştü korkudan. Pelin ise çok yanlış yapmıştı. Ne yani o mayoneze bulanmisken bir videosu olduğunu bilmiyor muydu?

***

Continue Reading

You'll Also Like

872 101 12
Dünya bildiğimiz gibi bir yer değil, bildiğimiz gibi masum bir yer değildi belki de.. Bunu anlayalı kısa bir süre olmuştu. Kısa bir süre içinde mühür...
18.7K 2.3K 23
Büyük patlama teorisi, yaklaşık 13.7 milyar yıl önce evrenin tek ve belirsiz bir hacme sahip bir noktadan hızla genişleyerek bugünkü halini aldığını...
1M 41.7K 35
20.03.2023 #ezik 3. sırada Zengin, şişko, gözlüklü, sivilceli ve dişlerinde tel olan çirkin bir kız: Hazal. Okulda Hazal'a yapılmayan eziyet kalmam...
1.3M 53.8K 38
0536***: ulan bak ben dayanamıyorum çabuk gel beni kaçır 0536***: çabuk gel camın altına atlıycam çabuk lan çabuuuk 0533***: sanırım yanlış numaraya...