Seviyor Sevmiyor (She Was Pre...

By mathildamatters

25K 1.2K 457

Tuna ve Deniz'in aşk hikayesi ❤ Kalabalıklar içinde yapayalnız bir adam; Gölge. Ve tabi ki onun ilacı Micha... More

***
İlanı Aşk
Bana aşık mısın Michael?
Zihin Okuyucu!
Uçuyoruz Michael!
Kim olduğunu biliyorum.
Tek hayalim sensin
Evlen benimle
1 Yanlış 9 Doğru
Kaçırdın mı beni sen?
Beni nasıl kandırırsın?
İntihar
Ben yanındayım
Dost muyuz?
Sana pansuman olacağım
Onu benden çalamazsın!
YiğitMan Vs TunaMan
Aşk Mektubu
Kim bu Gölge?
Geçmiş
Duyuru
Gelecek Bölümler
Yeni Bölüm
Final

Bana iyi geliyorsun

765 46 7
By mathildamatters

Deniz, Tuna'nın evinde uyanır ve Tuna uyandığını fark edene kadar sesini çıkarmaz.

Tuna: Uyanmışsın.

Deniz başını sallar.

Deniz: Evet. Uyandım. Beni buraya taşımışsın. Neden eve bırakmadın ki? Ev daha yakındı.

Tuna: İrem'i görmek istemezsin diye düşündüm.

Deniz: Doğru. Doğru düşünmüşsün. Ben hep yük oluyorum sana değil mi?

Tuna: Saçmalama. Tabii ki de olmuyorsun. Sen benim güzeller güzeli sevgilimsin.

Deniz'in yüzüne düşen saçlarını düzeltir.

Deniz: Güzel değilim ben, değilim güzel. Niye yalan söylüyorsun?

Tuna-Gözlerinin içine bakarak: Güzelsiin. Sen çok güzelsin. Güzellik kelimesinin karşılığı sensin.

Deniz: Mutlu etmeye çalışıyorsun beni biliyorum. Ama mutsuzum. Ben çok mutsuzum. Hani uyuyunca geçerdi dertler? Geçmiyor. Benimkiler niye geçmiyor Tuna?

Tuna: Mutsuzsun?

Deniz başını sallar.

Tuna: Bunu sen istedin.

Deniz: Ne istedim? Neyi istedim ben, haberim yok benim?

Tuna: Koy başını yastığa. Böyle stresten boğulunca bizi düşün tamam mı? Aşkımızı düşün rahatlarsın. Sen bana aşıksın, ben sana. Aşk elimizde olmayan bir şey değil mi? İrem Yiğit'e aşık. Yiğit de sana. Böyle bir aşk zinciri var elimizde. Bir de bir şiir var. Dinledikten sonra ortada suçlunun olmadığını anlayacaksın. Bak ihanetten bahsetmiyorum. Sadece aşk için, ne kendini suçla ne de onları.

Deniz: Bilmiyorum kim suçlu bilmiyorum. Karıştı, çok karıştı işler. İnanır mısın sarhoş gibiyim şuanda. Tam bir sarhoşum.

Tuna-Gülümseyerek: Sesinden anlaşılıyor. Uykulu halin böyleymiş demek.

Deniz: Uyku yok. Uykudan değil. Ben dert sarhoşuyum şuanda. Acı kafa yaptı bende. Anlatabiliyor muyum?

Tuna: Evet. Anlıyorum.

Deniz: Anlıyorsun.. Zaten bir tek sen anlıyorsun beni.

Tuna Deniz'e gülümsedikten sonra masasına yönelir ve Çocuk adlı kitabı alıp okumaya başlar.

Tuna: Aşk bu. Çalıyor kapıyı, açıyorsun. Kim o demeye kalmadan bir bakmışsın dalmış içeri. Yerleşmiş kalbinin en güzel köşesine. Dışarı atamıyorsun. Aşk işte bu. Hiç gitmek bilmeyen, davetsiz bir misafir gibi. Kovmak istesen bile kovamıyorsun.

Deniz: Vaav güzelmiş! Biraz daha okur musun?

Tuna: Okurum. Bu sefer başka bir şiir. Sana gelsin.

Deniz-Gülerek: Ooo! Tuna Bey bana şiir ithaf edermiş!

Tuna: Ya sen ne güzel şeysin! Gül işte böyle.

Deniz gülümsemeye devam eder.

Tuna: Bir sen varsın her sabah görmek istediğim. Bir sen varsın ölürken sevmek istediğim. Bir sen varsın kalbinde olmak istediğim. Bir sen varsın. Bir sen ki, sevmeden edemem...

Deniz: Çok güzel. Gerçek çok güzel. Romantikmiş. Kitabın adı ne?

Tuna: Çocuk.

Deniz: Yazarı kim?

Tuna: Gölge.

Deniz: Gölge? Niye gerçek adını saklıyor ki?

Tuna: Bilmem.

Deniz: Hep reklam stratejisi bunlar biliyorum! Kendini gizemli gösterip satışları arttırmaya çalışıyor! Ama iyi yazmış he!

Tuna: Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi de olmamak lazımmış.

Deniz: Ver bakayım şu kitabı sen. Ben okurum bunu boş zamanlarımda.

Tuna: Ne oldu sen birden canlandın?

Deniz: Ne olmuş? Olmadı bir şey.

İrem, Tuna'yı arar. İrem'in aradığını görünce Tuna'nın yüzü buruşur ama açar. Konuşmayı Deniz duymasın diye mutfağa gider.

İrem: Tuna merhaba. Ben Deniz'e ulaşamıyorum. Gece eve gelmedi. Acaba seninle mi? Yoksa söyledin mi ona?

Tuna: Söyledim.

İrem: Söyleyeceğini hissetmiştim. Şaşırmadım açıkçası. Peki. Sen de kızgın mısın bana?

Tuna: Ne için? Sevdiğim kadını saatlerce ağlattığın için mi?

İrem: Tuna bak ben...

Tuna: Ben söyleyim. Çıkmaz sokaktasın. İleri de gidemiyorsun geri de. İki taraf da tıkalı. Sen de öylece kaldın değil mi?

İrem: Evet. Öyle oldu aynen.

Tuna: İyi olmuş ama.

İrem: Tuna. Ben Deniz'e karşı çok mahcup hissediyorum.

Tuna: Özür dileyeceksin o zaman. Her ne kadar affettirici olmasa da, Deniz bir özürü duymayı hak ediyor.

İrem: İyi ama hangi yüzle özür dilerim?

Tuna: Tüm bunları hangi yüzle yaptıysan, aynı yüzle de özür dileyeceksin.

İrem: Yapamam.

Tuna: O zaman çek git. Madem mahcupsun, pişmansın defol git. Açık açık konuşalım. Kibarlık falan kalmadı bende. Onu daha fazla üzmene izin veremem.

İrem'in gözlerinden bir damla yaş süzülür.

İrem: Peki, gideceğim.

Tuna: Selametlee.

Tuna telefonu kapatır.

Tuna-Kendi kendine: Hala gelmiş bana rol kesiyor. Sen pişman olsan ne yazar be! Şu kızın haline bak! Yeter artık ya!

Deniz: Ne oldu Tuna?

Tuna: Seni bir yere götüreceğim ama soru sorma.

Deniz: Nereye?

Tuna: Seni mutlu etmeye. Bir de benim küçük arkadaşları tabii.

Deniz: Küçük arkadaşlar kim?

Tuna: Gel sen görürsün.

Deniz'in elinden tutup alışveriş merkezine götürür.

Deniz: Kadınlar alışveriş yaparak stres atar. O yüzden mi buradayız? Eğer o yüzdense cık, benim stresim öyle geçmiyor.

Tuna: Ben senin stresinin nasıl geçtiğini biliyorum, hiç yorma sen kafanı. Ben senin uyurken hangi ritimle nefes aldığını bile biliyorum Michael. Ben senin her şeyini biliyorum.

Deniz'in gözleri büyür.

Deniz: Ciddi... Ciddi mi söylüyorsun?

Tuna: Evet.

Deniz-İçinden: Ohaa! Nasıl biliyor ya?

Deniz: Bir şey soracağım biz niye oyuncak reyonundayız? Ayıcık falan mı alacaksın bana?

Tuna: İstersen onu da alırız. Şimdi şöyle yapıyoruz. Bir çocuk olsan ne isterdin? Ne istersen hepsini arabaya at.

Deniz: Çocuk olsam hepsini isterdim ki bunların! Hatta şuan bile gözüm düşmedi değil yani. Acayip tatlılar ya! Çocuk olasım geldi şuanda!

Tuna: O zaman arabaya atla!

Deniz'i kucaklayıp alışveriş arabasına bindirir.

Deniz: Tuna bırak ne yapıyorsun? Koskoca kız oldum ben! Ne işim var alışveriş arabasında? Aklını mı kaçırdın?

Tuna: Ya boşver Michael, sen tadını çıkar. Birdaha görmeyeceğimiz insanlar. Hem çok zevkli değil mi?

Deniz: O zaman akışa bırakıyorum kendimi diyemiyorum. Diyemiyorum çünkü niye diyemiyorum? Utanıyorum çünkü de ondan!

Tuna-Göz kırparak: Bekle bir saniye.

Tuna battaniye, güneş gözlüğü ve şapka alıp gelir. Boyunun uzunluğu anlaşılmasın diye battaniyeyi Deniz'in üzerine örter.

Deniz: Vaay akıllısın! Akıllıca! Ama bir şey daha söyleyeceğim. Benim büyük olduğum yüzüm görülmese bile anlaşılır ki.

Tuna: Nasıl?

Deniz: Kafam büyük.

Tuna: Ya Deniz Allah aşkına kim ne diyecek?

Görevli: Hanımefendi sizin binmeniz yasak. Lütfen iner misiniz?

Tuna alışveriş arabasını son süratle sürer. Kahkalar eşliğinde kaçarlar. Birsüre sonra Deniz arabadan iner. Dört araba oyuncak, giysi ve okul eşyalarıyla dolmuştur.

Deniz: Eğlendim! Gerçekten bayağı eğlendim! Keşke küçüklüğümde de ailem beni buraya getirip ne istersen al deseymiş. Bayram ederdim!

Tuna-İçinden: Keşke küçüklüğümde bari ailem yanımda olsaymış...

Deniz-Kaş göz işareti yaparak: Ee şimdi ne yapıyoruz? Enerjimizi attığımıza göre bunları geri mi bırakıyoruz? Ne yapıyoruz?

Tuna: Dur dur Michael ya! Hayır hiçbirini bırakmıyoruz. Hepsini alıyoruz!

Deniz: Alıyor muyuz? Bunların... hepsini alıyoruz?

Tuna: Evet.

Deniz: Biz bunları hangi parayla alıyoruz? Piyango mu çıktı sana ne oldu?

Tuna: Öyle bir şey.

Deniz: Şaka yapıyorsun. Şaka yapıyorsun yine. Bak kasada rezil edeceksin bizi. Nereye gidiyorsun?

Tuna: Michael ben sana soru sorma demedim mi?

Deniz: Haa. Öyle mi demiştin?

Tuna: Şu kadarını söyleyim. Dışarıda bizi bir araba bekliyor. Kiraladım. Bu aldıklarımızın hepsini ona koyacağız. Sonra da benim yetimhaneye gidip dağıtacağız.

Deniz: Ya sen ne güzel bir adamsın! Çocuklar nasıl sevinecek! Ben düşünüyorum bazen böyle biliyor musun? Seni hak edecek ne yaptım, ne iyilik yaptım diye oturup düşünüyorum!

Tuna-Gülümseyerek: Yoo bilmiyordum. Ama ben de düşünüyorum. Ne kötülük yaptım da sen geldin başıma diye.

Deniz: Yaa. Öyle mi Tuna Bey?

Tuna: Tabii ki de değil şapşal. Ben var ya ben, şükrediyorum Allah'a, bana seni verdiği için. Her gece hem de.

Deniz: Sen bana iyi geliyorsun. Sen bana çok iyi geliyorsun biliyorsun değil mi? Nereden bildin böyle mutlu olacağımı? O çocukların gülüşleri gözlerimin önüne geliyor şuanda. Farkındaysan istemsizce sırıtıp duruyorum. Ruhum arındı resmen.

Tuna: Nereden mi biliyorum? Balon dağıttığımız o gün çocukları ne kadar sevdiğini anladım. Onların saf mutlulukları kimi sevindirmez ki?

Aldıklarını arabaya yükleyip yetimhaneye giderler. Hepsini çocuklara dağıtırlar. Bir curcuna oluşur. Hediyeleri dağıttıktan sonra çocuklarla oyun oynarak ve sohbet ederek vakit geçirirler. Giderlerken ise hepsine tek tek sarılırlar.

Deniz: Ohh! Çok yoruldum ama çok güzeldi. Söz verdik ama birdaha geleceğiz değil mi?

Tuna: Evet. Söz vermeseydik bizi asla bırakmazlardı.

Deniz-Gülümseyerek: Senin de pek bırakmak istiyor gibi bir halin yoktu.

Tuna: Seviyorum çocukları. Ama kıskandım he. Daha ilk gelişin, seni benden çok sevdiler.

Deniz: Tuna. Senin büyüdüğün yer burası değil mi? Özür dilerim ama sormak istiyorum. Burada zamanın nasıl geçerdi? Bu çocuklar nasıl hissediyor bilmek istiyorum.

Tuna: İsterlerse yüz bin insan gitsin ziyarete, o içlerindeki boşluk dolmaz. Doğum günümde kafamı yastığa gömüp keşke doğmasaydım diye ağladığım var benim.

Tuna'ya sıkıca sarılır ve onun kıvırcık saçlarıyla oynar.

Deniz: Of ya! Sana kıyamam! Gölge de öyle biliyor musun? Canım ya. Siz çok benziyorsunuz.

Tuna: Gölge mi? Ne Gölge'si?

Deniz: Şu gizemli yazar işte. Sen telefonla konuşurken kitabı karıştırdım biraz.

Tuna: Ne Gölge'ymiş be!

Deniz: Kıskanma Tuna. Ne demiş Gölge: Aldanma bedenimin yaşına, ruhum çok yaşlı aslında. İnanmazsın bu genç yaşımda, çoktan öldüm aslında.

Tuna: İki büyük laf etti diye adamı padişahmış gibi anlatıyorsun! Hırlı mıdır hırsız mıdır? Tecavüzcü müdür? Dolandırıcı mıdır? Bilmiyoruz biz bunları. Sorgulamıyorsun.

Deniz: Saçmalama Tunaa. Yazar o! Adam resmen beni anlatıyor. Kitabının adı Çocuk ama ölü bir çocuk. Fark ettim ben onu. Yürüyen bir ölüyüm ben de. Bedenim duruyor ama ruhum çürüdü yani anlıyorsun değil mi? Gölgee! Gölge ya, dert ortağım, ruh ikimizim benim! Gölgee!

Tuna-İçinden: Oğlum insan kendini kıskanır mı ya! Ne hallere düştüm ben bu aşk yüzünden!

Continue Reading

You'll Also Like

123K 7.4K 56
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon...
A0023 By ruhperver

Science Fiction

843K 71K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...
16K 1K 28
*AŞK SADECE AŞK DEĞİLDİR* ~AŞK ATEŞİ~
16.5K 519 21
Mina:bak aşk diyorumm Mina:yanaş diyorumm Mina:kime diyoruuuummm