UFUKTA HÜZÜN KIYISI[DÜZENLENİ...

Oleh CeydaKocall

28.4K 1.3K 996

"Seni seviyorum ama biliyorsun annen.." Gözümden akan yaşı sildi, "Sevginin önünde hiçbir şey duramaz." "... Lebih Banyak

Bölüm Bir
Bölüm İki
Bölüm Üç
Bölüm Dört -Fragman-
Bölüm Beş
Bölüm Altı
Bölüm Yedi/Kısa Bir Alıntı
Bölüm Yedi
Bölüm Sekiz
DUYURU
Bölüm Dokuz
Bölüm On

Bölüm Dört

2.4K 147 134
Oleh CeydaKocall


Merhabalar, multimediada Aslı ve Buse'yi bulabilirsiniz..
Hayatınızı hiç birinin eline teslim etmiş gibi hissettiniz mi? Onun ağzından çıkacak bir sözle yaşamın tamamen değişmesi nasıl bir hisse, kendin hakkında bir şey bilmemek de öyle bir his. Başkalarının laflarına göre hayatını şekillendirmek, aslında kendini tanımamak ve ne istediğini bilmemektir.

"Beliz Korkutan. "Adımı anonsta duyduğum an oturduğum kırmızı koltuktan kalktım. Kapıya doğru ilerlerken telefonumun melodisi odayı doldurdu. Tanımadığım bir numarayı ekranda görünce açıp açmamak konusunda tereddüt yaşadım, zamanım azdı çabuk düşünmeliydim.

"Alo? "

"Merhaba Beliz Hanım-

Adımın ikinci kez anons edilmesi üzerine telefonu Aslı'ya verip konuşmasını rica ettim. Hızlı adımlarla Karel'in odasına giderken kalbimin seslerini duymamak istiyordum.

Metal kapı kolunu aşağı doğru çekip kendim girebileceğim kadar açtım. Odanın ferahlığı içeri tam olarak girmesem bile anlaşılıyordu.

"Beliz? "

Kapıyı ardımdan kapatıp Karel'in yanına ilerledim. "Sen burada mı çalışıyorsun? "

İlk ağrım olduğu gün masama kadar eşlik eden Karel, şimdi doktorum olmuştu. Şirkete arkadaşı için gelme olasılığı çok yüksekti ve ben onu yeni gelen stajerlerden sanmıştım. 

Sandalyesinden kalkıp yanıma ilerledi, kısa bir sarılıp öpüşmenin ardından ne için geldiğimi fark etmişti.

"Geçen de geldim hastaneye, ben ilgilenmiyorum diye başka bir doktoru aradılar, serumun bitmesini beklerken doktor geldi ve baktı raporum var hatta bir saniye. "Elimle çantamın kolay çıkarabileyim diye koyduğum ön cebini açtım. Kağıdı Karel'e uzatıp konuşmasını bekledim.

O kâğıdı incelerken bende odasına bakınmaya başladım. Camdaki beyaz tül ve beyaz zebra perde sonuna kadar açıktı ve gün ışığı odayı dolduruyordu. Camın önündeki beyaz masada ise gerekli evraklar falan fıstıklar vardı, bilmediğim için pek inceleme zahmetinde bulunmadım. Onun oturduğu kırmızı dönen koltuk odaya renk veren eşyalardandı. Kapının yanındaki uzun kırmızı şifonyerin üstündeki çerçeveler dikkatimi üzerlerine çekmeyi başarmışlardı. Resim kalitesinin güzel olduğu belli oluyordu ancak resimde kimler vardı onu pek seçememiştim.

"Nelere göre yapıldı bu testler bilmiyorum, odadan çıkıp sağa dönünce karşına bir hemşire odası çıkacak. Tahlili yaptır, on beş dakika sonra odama gel. "

Başımı aşağı yukarı salladım ve elini sıktım. Kapıya doğru yaklaştığımda dikkatimi çerçeveye verdim. Yanında bir adam duruyordu ve ikisininde elleri Karel'in karnındaydı. Resme biraz daha dikkatli bakınca bu adamı daha önce gördüğüme kanaat getirim. Ama nerede gördüğümü hatırlamıyordum. Kapıyı ardımda bırakarak hemşire odasına doğru ilerlemeye başladım. Bunu yaparken bir yandan da raporu çantanın ön cebine tıkıştırmakla meşguldüm. Başımı odaya girene kadar kaldıramayacak gibi görünüyordum ta ki bana seslenen birini duyana kadar.

"Oo işten kaytarmış birileri. "Elini burnuma götürmeye yeltendiğinde kafamı çevirdim.

"Ne yapıyorsun Çağan? "

"Burada mı? Hiç, ne güzel olmuşsun kız sen. "

Gözlerimi devirip konuşmasını böldüm.

"Ne bu samimiyet diyorum. "

"Arkadaş değil miyiz? "

"Arkadaşlar böyle saçma davranışlarda bulunmaz. "
"Her neyse acelem var, izninle. "Hemşirenin bulunduğu odaya gidip koltuğa oturdum.

Çocukluktan beri kan aldıkları yere bakmazdım, bakamazdım. Korkaktım ben dayanamazdım canımın acımasına.

Sert lastikle kolumun üstünü tutturup avucumu sıkamamı söyledi. İğneyi koluma yaklaştırınca bakışlarımı kapıya çevirdim, kapıda dikilen Çağan'a.

"Pamuğu bastırın. "Dediğini yapıp kolumu kendime çektim. Bir kaç dakika orada oturup kanın durmasını beklemeye başladım. Kan tamamen kuruduğunda yanımdaki beyaz şifonyerin üstündeki yuvarlak yara bandını koluma yapıştırdım.

Raporların çıktısını bekleme yerinde beklerken elinde bir dosyayı sallayarak gelen Çağan ilişti gözüme.

"Raporların. "Diyerek elindeki dosyayı bana uzattı. Elinden alacakken kendisine çekti.

"Senin vermene gerek yok, zaten benim sıram ben veririm. Zaten şu bayanında ben verecektim. "Dedi yan tarafta oturan kadının elindeki dosyayı alırken.

"Ben çıktıktan sonra öğrenirsiniz. "Kadına göz ucuyla baktığımda daha önce onu tanıdığıma yemin edebilirdim.
"Beliz. "Dedi o da beni tanıdığına kanaat getiren sesle.

Ona bakıp çıkarmaya çalıştım ama adı aklıma gelmiyordu. "Miray ben. "İkimizinde yüzünde tebessüm olunca ayağa kalkıp sarıldık. "Ne yapıyorsun burada, ne işin var? Dedim gülümseyerek.

Eliyle karnını tutup "Kontrolümüz var teyzesi. "Gözlerim karnıyla ilişince şaşkınlığımı dile getirdim.

"Sen ne zaman evlendin ya? "

"2, 5 sene oldu kuzu. "

"İlk mi bu? "

Evet anlamında başını salladı.

"Eşimde gelir birazdan. "

Ben elimle çocuk sanki kucağımdaymış gibi sevgi gösteriyordum.

"Batuhan da geldi. "Bize doğru yaklaşan birini görünce ayağa kalkıp gülümseyerek elimi uzattım. Havadaki elimi sıktı.

Batuhan da gelince nezaketen kalkıp Miray'dan numarasını istedim. Bu kargaşada unuttuğum Aslı geldi aklıma. Belki lavaboya gitmiştir diye onu beklemeye başladım.

(Miray ve Batuhan temsili)

💐

"Seni arayan adam, belediyedeki adamdı. Çocuk tekrar gitmiş oraya bugün. Çocuğun geceyi nerede geçirdiğini bilmiyorlar. Sen üf yani annesi onu almamış oda hiç çekinmeden gitmiş belediyeye. Annem gelmedi diye. "

Aslı ona verdiğim telefon görüşmesini yaparken karşı taraf onu belediyeye çağırmıştı. İlk başta kabul etmesede sebebini öğrenince çocuğu almak için belediyeye gitmişti.

"Neden böyle yapıyorsun kuzu? Ben senin annem değilim ki? "

"Öylesin işte sen benim annesin! "

Ya sabır çekerek Buse'yi ikna etmeye çabalıyordum. Bu küçük kız neden onun annesi olduğumu iddia ediyordu, bu çocuğun gerçek annesi babası neredeydi, bu çocuğa neden sahip çıkmıyorlardı?

"Bak Busecim, benim senin annen olabilmem için seni doğurmam gerek. Ama seni doğuran ben değilim. "

"O kadar güzel anlattın ki Beliz çocuk anladı ne olduğunu. Bu çocuk doğumu nerden bilsin? "

"Biliyoyum bi keye. Anneçi babaçıyla uyuyken dua ediyoy. Sonya hamile oluyoy. Duadan sonya yemek yemek geyek, hamile kalabilmek için. Sonya popodan bebek fıtlıyo. "

Aslı ile kahkahalarımıza engel olmak, bu çocuğa hamileliği anlatmaktan kesinlikle daha zordu. Buse bize kızgın bakışlarını yolluyordu, onunla dalga geçtiğimizi anlamıştı.

Çağan kapıdan çıktığı an sıra bende olduğu için koltuktan kalktım.

"Anneçi, gitme! "

Çağan'a malzeme vermek istemiyordum. Hayır Buse bana anne dememelisin. Lütfen deme. Sus lütfen.

"Anneçi gitme lütfen. "Ağlamasına ramak kalmıştı ve ben onun hastane içinde ağlamasını istemiyordum.

"Sen evli misin? "Çağan'ın ani sorusu karşısında afallamıştım.

"Ne alakası var? "Dedim aklıma gelen ilk soruyla.

"Sen annesi o kızın? "

"Uzatma Çağan, çekilde sonucumu öğreneyim. "

"Öğrenme! Gel biz evlenelim. "

Gözlerimi açabildiğim kadar açıp Çağan'a diktim.

"Sen salak mısın, çocuğun yanında nasıl konuşuyorsun? "

"Annesi sen babası ben olurum, hem çocuk doğurmana da gerek kalmaz. "

"Çağan ne saçmalıyorsun, çekilir misin? "

"Çekilirim o sıkıntı değil de, iyi düşün bak sen ben birde bebek. "

"Ben bebek değilim. "Buse'nın ani çıkışı karşısında Çağan yine o mükemmel gülüşünü bize armağan etti.

Elimin tersiyle Çağan'ı köşeye -kendimce- ittim.

"Seni seviyorum! "Diye bağırdı arkamdan. Bunu sırf odaya girmemem için yapıyordu ama ne vardı o odada, bilmemem duymamam gereken?

Daha sonra fısıldayarak ekledi. "Buna ihtiyacın olacak. "

Karelin odasına ilerleyip tekrar kapıyı açtım. "Merhaba ben geldim. "

"Gel Belizcim gel, bende seni bekliyordum. "

"Hayırdır bir sorun mu var? "

"Hayır hayır çok iyisin. Sadece... "

"Sadece ne? "

"Bak nasıl söylenir bilmiyorum. "

"Pat diye söyle. Şılınk diye söyle ama söyle ne olursun. "

"Çocuk sahibi olamayabilirsin. "

Derin bir yutkunuşun ardından gözlerimi defalarca yaş akmasın diye kırpıştırdım.

"Emin misin? "Diyebildim sadece çaresiz sesimle.

"Kesin değil, bir kaç tetkik daha yapmamız gerek. Bugünü burda geçirebilir misin? "

"Geçiremem. Annem merak eder. "

"Annene haber verirsin. "

"Telaşlandırmak istemiyorum. "

"Tamam o zaman üç gün sonra yine bu saatte gel. "

Çağan'ın neden böyle hareketler yaptığını anlamıştım. Bunu er ya da geç öğrenecektim, ama bu kadar hızlı olmamalıydı. Yine de moralimi bozmamalıydım. Sonuçta ortada kesin bir şey yoktu. Odadan çıkıp Buse'yle göz göze gelmem içimi bir hüzne sokmuştu. Olmayabilirdi. Buse gibi bir kızım ya da babasına benzeyen bir oğlum olmayabilirdi. Bütün erkekler baba olmak isterdi elbette.

Çağan'ın söylediği sözler kulağımda yankılandı. 'Evlenelim, seni seviyorum, buna ihtiyacın olacak.' Çağan benim kısır olma ihtimalimi bilerek mi söylemişti bunları, hangi adam ona çocuk vermeyeceğini bilerek bir kadınla birlikte olmak isterdi ki? Kafamı kurcalayan sorulara cevap veremeyeceğimi anlayıp onlara doğru ilerledim.

Çağan Buse'yle oyuna dalmıştı. Bakışlarımı endişeyle bana bakan Aslı'ya çevirdim. Gözlerimi yumup iyi olduğuma dair işaret verdim. Buse'nin beni fark etmesi pek de uzun sürmedi.

"Anneçi gelmiş! "Diyerek bacaklarıma sarıldı. 

Buse'nın ellerini bacaklarımdan çekip zorda olsa kucağıma aldım.

"Sana çuf mu yaptılay anneçi? "

"Çuf? "Kaşlarımı çatıp Aslı ve Çağan'a baktım.

"İğne. "Diyerek söze atladı Çağan.

"Evet Busecim. İğne yaptılar. "

"Anneçi eve gidelim, çok uykum geldi. "

"Tamam kuzum, sen başını omuzuma koy. "

"Yaşasın anneçi çok güzel kokuyoy. "

Buse'ye burukça gülümseyip onun duymayacağı şekilde Çağan ve Aslı'ya fısıldadım.

"Polise gidelim. "

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.3M 57.8K 61
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
110K 8.9K 16
"Abin falan dinlemem. Eğer o odaya gelirsem, sabaha kadar çığlık attırırım sana."
176K 3.3K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...