Seviyor Sevmiyor (She Was Pre...

By mathildamatters

25K 1.2K 457

Tuna ve Deniz'in aşk hikayesi ❤ Kalabalıklar içinde yapayalnız bir adam; Gölge. Ve tabi ki onun ilacı Micha... More

***
İlanı Aşk
Bana aşık mısın Michael?
Uçuyoruz Michael!
Kim olduğunu biliyorum.
Tek hayalim sensin
Evlen benimle
1 Yanlış 9 Doğru
Kaçırdın mı beni sen?
Beni nasıl kandırırsın?
İntihar
Ben yanındayım
Dost muyuz?
Sana pansuman olacağım
Bana iyi geliyorsun
Onu benden çalamazsın!
YiğitMan Vs TunaMan
Aşk Mektubu
Kim bu Gölge?
Geçmiş
Duyuru
Gelecek Bölümler
Yeni Bölüm
Final

Zihin Okuyucu!

1.2K 61 3
By mathildamatters

Neşe: Nerede kaldın Deniz? Sana ihtiyacımız oluyor burada.

Deniz: Kusura bakmayın Neşe Hanım. Hemen başlıyorum çalışmaya.

Deniz, Tuna'nın ona baktığını görür.

Deniz: O dosyalar Yiğit Bey'e gidecek sanırım, ben alayım onları. Götürürüm ben. Dosyaları alıp yüzüne tutar.

Neşe: Acelesi yoktu ama...

Deniz-Telaşla: Olmaz mı acele! Acele çok var. Çok var ondan. O yüzden ben şimdi götüreyim.

Neşe: Sen bilirsin.

Yiğit'in odasının kapısını çalar.

Yiğit: Gir.

Deniz: Ben size şeyleri getirmiştim de.

Yiğit: Tamam ver bir göz atayım.

Deniz-İçinden: Hala bakıyor mu acaba? Niye bakıyor ki bana? İnsan bir izin alır bakmadan önce. Çıkıyoruz diye böyle her gün öküz gibi bakacak mı bu ya.

Yiğit: Deniz verecek misin?

Deniz: Ne?

Deniz-İçinden: Alkollü mü bu ya? Ne diyor bana? Verecek misin diyor.

Yiğit: Dosyaları diyorum, verecek misin?

Deniz-İçinden: Günahını aldık adamın ya. Ne fesatsın sen be Deniz.

Deniz: Haa pardon, çok pardon. Unutmuşum ben onları. Dosyaları uzatır.

Deniz: Şimdi ben işime çok bağlı bir insan olduğum için yani ayrılamıyorum dosyalardan. Böyle sıkıca sarılıp bağrıma basmak istiyorum, o derece yani. Çok benimsedim işimi. İnanın gerçekten bir iş ne kadar benimsenirse o kadar benimsedim. Hatta bir evlat ne kadar sahiplenilirse...

Yiğit: Tamam Deniz aferin. Umarım aynı performansı dışarı çıkarken de gösterirsin.

Deniz: Anlamadım?

Yiğit: Çıkabilirsin diyorum stajyer. Dışarı çık. Sinirli sinirli bakar.

Deniz kapıya yönelir.

Yiğit: Dur dur, bir dakika. Ne bu halin senin? Bir problemin varsa anlat beraber çözelim.

Deniz: Yok. Problem yok. Ben gayet başarılı, sorunsuz bir elemanım yani. Ne problemi olacak?

Yiğit: Başarılı? Küçümseyici bir bakış atar.

Deniz-Kendinden emin bir şekilde: Evet başarılı.

Yiğit: Peki.

Deniz-İçinden: Peki mi? Peki ne ya? Laf mı sokuyor yoksa yine bu? Ama yeter artık ezdirmem kendimi.

Deniz: Peki derken? Yani ne demek istediğinizi anlamadım ben. O pekinin altında yatan gizli mesajlar neler yani?

Yiğit: Ne mesajı yine ne diyorsun sen Deniz?

Deniz: Bak Yiğit... Yani Yiğit Bey. Haklısınız ilk tanıştığımız zamanlarda hiçbir şey beceremiyordum. Çünkü yeni gelmiştim. Ama şimdi öğrendim. Ben çok şey öğrendim. Araştırdım, dergilerimizi okudum. Hızlı not almaya çalışıyorum. Herkesten çok mesaiye kalıyorum...

Yiğit: Stajyer! Zaman kaybediyoruz. Sen benim zamanımı, hatta derginin geleceğini çalıyorsun şuan. Geç masana çalış. Açıklama isteyen oldu mu senden?

Deniz: Hayır olmadı. Bir gün gerçeği göreceksiniz. Açıklama yapmam için çırpınacaksınız. Ama ben açıklama yapmayacağım. Hiçbir açıklama yapmayacağım. Çünkü siz bunu hak etmiyorsunuz!

Yiğit: Deniz çıkar mısın artık? Git yüzünü yıka kendine gel. Konuşmalarına da dikkat et, birdaha böyle görmeyeyim seni.

Deniz: Peki.

Deniz-İçinden: Peki. Bu kelime ne anlamlıymış ya. Az önce Yiğit kullanırken başarısızsın demekti, şimdi kırıldım anlamında ben söylüyorum. Vay be. Yüzyılın kelimesi bence peki. En büyük buluş ya.

Yiğit: Sen hala burada mısın?

Deniz-Kısık sesle: Çıkıyordum tam. Peki o zaman.

Odadan çıkar.

Deniz-Kısık sesle: Sinir şey!

Tuna: Demek benden başka herkese sinir oluyorsun Michael. Tüm erkeklere!

Deniz: O nereden çıktı ya? Yok öyle bir şey.

Tuna: Gözlerini okuyorum. Deniz'in gözlerine ürkütücü bir şekilde bakar. Evet işte tam orada. Okus pokus, gözler konuş. Ben zihin okuyucu, lisanslı telepatiğim yanılmam.

Deniz: Bir şey soracağım, sen çok mu çizgifilm izliyorsun? Masal kitabı falan mı okuyorsun hala? Bu yaşta ne bu hayal gücü ya! Fantastik fantastik şeyler, Allah'ım sabır! Akıllı insan yok mu burada? Yok mu? Heh, Gazi abi kurtar beni gel.

Çaycı Gazi: Ben sana çayımdan vereyim, hiçbir şeyciğin kalmaz. Yeni demlediydim.

Deniz: İşte adam! Görüyor musunuz? Adam dediğin budur ya! Baksın, herkes görsün nasıl olurmuş adam. Ofistekiler bakıp güler.

Tuna: Ayıp ediyorsun Michael, biz adam değil miyiz yani?

Deniz: Sus. Sus bana hiçbir şey deme. Başım ağrıyor şuanda. Çok başım ağrıyor gerçekten trip kaldıracak halim yok.

Tuna, Deniz'in saçlarıyla oynamaya başlar.

Deniz: N'apıyorsun? N'apıyorsun sen? Başım ağrıyor, konuşmak istemiyorum demedim mi ben?

Tuna: Tamam işte konuşmuyoruz. Yani sen konuşmasan ben de konuşmayacaktım.

Deniz: İş yerinde yapma böyle şeyler... Yanlış anlayacaklar.

Tuna: He çıkışta yapabilirim yani? Gülümser. Sakin ol Michael, gerilme otur. Yanlış anladıklarında aslında doğru anlamış olmayacaklar mı?

Deniz: Nasıl? Anlamadım. Çok karışık cümleler kuruyorsun, anlamıyorum ben. Gerçekten cümleler uzun anlayamıyorum şuanda.

Tuna: Yanlış anlamak nasıl olur? Bizi sevgili sanarlar değil mi?

Deniz: Ee?

Tuna: E biz zaten sevgiliyiz işte.

Deniz: Hee doğru. Ama iş yerinde değiliz! Söz verdin bana. Söz verdin tutmak zorundasın.

Tuna: İyi ya.

Deniz: Surat asma. Surat asma bak akşam gelmem he!

Tuna-Fısıltıyla: Sana bir sır vereyim mi? Bu sefer cidden herkes bize bakıyor.

Deniz-Fısıltıyla: Ne? Bize mi bakıyor? Of...

Deniz: Bir şey yok arkadaşlar! Bir şey yok! Ben dergi hakkında konuşuyordum arkadaşımla. Güzel dergi. Dergilerimiz çok güzel. O yüzden konuşmak istedim. Tebrik ediyorum onu, çok güzel yazılar yazıyor gerçekten. Aramızda sıkı bir editör-stajyer ilişkisi var. Sıkı ama o kadar yani. Çok da sıkı değil aslında. Sizi de tebrik ediyorum. Başarılaar.

Tuna: Birde abi kardeşiz deseydin bari Michael, yuh!

Deniz: Derim, onu da derim. Ağız benim, dil benim. Sen karışma benim işime. Yazılarına bak sen. Hazır değilim diyorum anlamıyorsun.

Tuna: Bunda hazır olmayacak ne var anlamıyorum ki. Savaşa falan gitmeyeceksin. Alt tarafı sevgili olacağız ya.

Deniz: Ben hayatımda tek bir insanla bile çıkmadım. Söylemiştim sana bunu. Sevgililik nasıl olur bilmiyorum. N'apmam gerek bilmiyorum Tuna.

Tuna: Hemen göstereyim. Koltuğundan kalkar ve Deniz'in elini tutar. Evet, eller bu şekilde. Şimdi dudakları görelim?

Deniz: Bak tokat geliyor cidden geliyor.

Tuna: Gülümse babında dedim ya, şey yapma hemen. Bu konuda sana yardımcı olmak artık benim baş görevim Michael.

Deniz-İçinden: N'oluyor bana ya! Bugün de fesatlığım üzerimde. Her şeyi yanlış anlıyorum. Allah'ım n'olur bir şeyleri batırmadan atlatayım bugünü. Aksilik çıkacak diye korkuyorum. Kötü bir his var içimde.

Tuna: Korkma.

Deniz: Duydun mu? Sesli mi söyledim? Duydun mu ya? Duymadım de.

Tuna-Gülerek: Duymadım.

Deniz: Of Tuna, duydun mu duymadın mı?

Tuna: Duymadım da sen ne geçirdin ki içinden? Benim hakkımda mıydı yoksa? Ben göz okuyucuyum demiştim sana. Lisanslıyım ben, valla.

Deniz: Oku o zaman. Kendin bul, söylemiyorum. Çalışacağım ben. Rahat bırak beni. Hadi bay. İşinin başına döner.

Tuna-Kendi kendine: Bay mı? Bay ne ya. Hadi öptüm bay dese ona tamam. Ama demiyor. Tek kelime, sadece bay. Yüzünü buruşturur. Ama bizden olur, biliyorum Michael. Olacak. Aha da buraya yazıyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

Seri Katil By 🥀

Teen Fiction

370K 6K 6
Evde tektim,annem ve babam iş için tatildeydi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti... O Sırada izlediğim program acil bir haber ile bölündü. "Evet say...
256K 1.5K 2
"Peki en sevdiğin renk ne Şervano?" Gökyüzüne bakıyordu bende ona. Onu izlemek gökyüzünü izlemekten daha cazip geliyordu bana. "Firuze. " " Efendim...
180K 8.2K 40
KLASİK BİR GERÇEK AİLE/ABİ KİTABI (Küfür yok) Berbat bir hayat yaşayan İlgi başka bir kızla karıştığını öğrenirse ve tek kız olursa ne olur?
13.1K 820 25
Doğduklarında Kaçırılan ikizler devamı içeride;) Eminim ki beğeniceksiniz şans vermeyi deneyin keyifli okumalar