( Medya : Oktay )
Salondaki herkes şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Büyük mafya masanın üstüne attığım dosyayı aldı. İncelemeye başladı. Okudukça kaşları şaşkınca havaya kalkıyordu. Hepsine baktıktan sonra bana döndü.
- Sen bunların hepsini nereden biliyorsun..dedi bana
Sonra devam etti.
- Bunları nasıl bulabildin. Burada herşey yazılı. Engini tüm depo adresleri. Mallara verilen paralar. Enginin şirketlerine kadar her türlü bilgi var...dedi büyük mafya
Herkes bana dönünce cevaplamak zorunda kaldım.
- Enginin çalışma odasına girdim. Odadaki kasadaydı.. Bende aldım geldim..dediğimde büyük mafyanın kaşları çatıldı.
- Ya senin aldığını farkederlerse..dedi bana
- Sence bunu düşünemeyecek kadar salak birine mi benziyorum. Odada fotokopi makinası vardı. Kopyalarını çıkarttım..dediğimde dahada şaşırmış gibiydi.
- Her bilgi tamam olduğuna göre Dolunayında dediği gibi yarın Enginin depolarını patlatıyoruz..dedi büyük mafya
Hah. Bende aynısını demiştim. Gerizekalı adam. Ben olmasam bir halta yaramazsın. Yakında sendende kurtulup buranında başına geçiceğim. Her yer benim olmalı . Olacakta.
- Bende sizinle mi olayım yoksa Engin ve Denizin yanındamı olayım. Bence en iyisi bende sizinle geleyim.dedim
- Sen Enginlerin yanında duracaksın..dedi büyük mafya
- Off ya..diye homurdandığımda birkaç kişi kıkırdamıştı
O sırada depodan silah sesleri yükseldi. Odadaki mafyalar ve korumalar silahlarını çıkardı. Yanımdaki Oktaya döndüm. Son derece soğukkanlı duruyordu.
- Dolunay. Sen çabuk çık. Seni tanımamalılar..dedi büyük mafya
Kafamı tamam anlamında sallayıp Oktayın yanağını öptüm.
- Kendine dikkat et. Sana bir şey olursa bunu herkese en ağır şekilde ödetirim biliyorsun..dediğimde sırıtarak kafasını biliyorum anlamında salladı.
Ben hızla deponun arkasından çıkıp bir ağacın arkasına saklandım.
Kim saldırıyorsa depoya çok kalabalıklardı. Kim bu be. Bizimkiler buradan , bu kadar çok adamın içinden sağ çıkamazlardı. Birşeyler yapmalıydım.
İşte bu . Buldum. Mecbur kendi adamlalarımıda çağıracağım. Aslında hiçbiri umrumda olmazdı ama Oktay içeride.
Hemen telefonu mu alıp sağ kolum olan Kemali aradım.
- Alo Kemal..
- Efendim Gece hanım.
- Şimdi sana vereceğim adrese en iyi adamlarımızdan 30 tane gönder..dedim ve telefonu kapattım.
Sonra Kemale adresi mesaj attım.
Şimdi sıra beklemekteydi. Ama içim hiç rahat değil. Ya Oktay ' a birşey olursa.
İşte o zaman tanrı şahidim olsunki buradan tek kişi bile sağ çıkamaz.
Depoya biraz uzakta bir sürü araba durdu. Bunlar benim adamlarımdı.
Hızla yanlarına gittim. Hepsi arabadan inince etrafımda toplandılar. İçlerinden biri elime bir silah ve bir kaç bıçak verdi. Hepsini kıyafetimin izin verdiği kadar üstüme yerleştirdikten sonra işaretimle depoya yürüdüm. Depoya girecekken onları durdurdum.
- Size güveniyorum. Bir taneniz bile yaralanmayacak. En iyi adamlarımdansınız. Şimdi içeri giriyoruz. Ama 10 kişi dışarıda kalacak.dediğimde beni onayladılar. 10 kişi dışarıda deponun etrafını sararken geri kalan 20 adam benimle geldi. İçeri girince büyük mafyanın bütün korumaları yerde ölü bir şekilde yatıyordu.
Cidden bu adama büyük mafyamı diyorlardı. Pabucumun patronu.
Benim adamlarım öyle zayıf değildir. Hepsi acayip kaslı ve profösyenel dövüşçü. Benim yanımda güçsüzlere yer yoktur.
Karşımıza gelen birkaç adamı benim adamlarım kolayca öldürüyorlar. Onlarda benim gibi. Acımasız.
Büyük odaya gelince hızla odaya daldık. Oda gerçekten acayip büyüktü.
İçeri dalmamızla herkes bize dönmüştü. Herkes buradaydı. Büyük mafya , mafyalar ve Oktay
Karşı tarafın adamları ise benim adamlarıma silah doğrultmuştu. Benim adamlarımda onlara doğrultmuştu. O sırada karşı tarafın patronu olduğunu düşündüğüm adam öne çıktı. Kendi adamlarına döndü.
- İndirin silahları..dedi.
Bende kendi adamlarıma dönüp silahlarını indirmelerini işaret ettim. Karşımdaki adamın baya fazla adamı vardı.
Adam bana yaklaşmaya başladı. Bense kıpırdamıyordum. Büyük mafya ve diğer mafyalar bana bakıyorlardı.
- Sende kimsin..dedi karşımdaki adam
Başımı sağa doğru yatırdım
- Şu anda seni öldürmek isteyen biri diyelim..dedim
Çoğu kişi bu cesaretime şaşırmış gibiydi. Benim adamlarım ise ifadesiz suratlarını koruyorlardı. Ama bana olan bağlılıklarını biliyorum.
- Peki beni nasıl öldüreceksin..dedi adam alayla
Ona bir adım yaklaştım.
- İnan bana bu benim için hiç zor değil..dedim soğuk bir sesle
Adamın biraz tırstığı belliydi. Ama çaktırmamaya çalışıyordu. Benimse gözlerim sürekli Oktay ' a kayıyordu. Oktay adama çok yakındı. Bizim mafyaların hiç birinde silah yoktu. Silahlarını almışlar.
Adam hiç beklenmedik bir anda Oktayı yanına çekti ve silahını kafasına dayadı. Şu andan itibaren bu adam bir ölü.
YAZARIN AĞZINDAN
Dolunayın gözü saf nefretle parlıyordu sanki. Elleri yumruk olmuştu. Adam yutkundu. Kızın bakışlarından herkes ürkmüştü.
Dolunay sinirden dişlerini sıkıyordu.
- Bırak onu..dedi sert soğuk bir sesle.
Adam iliklerine kadar korktuğunu biliyordu. Adamları bile korkmuştu.
Ama korktuğunu belli etmeyecekti.
- Hayır . Bırakmayacağım..dedi adam titretmemeye çalıştığı sesiyle
Dolunay hızla silahını adama doğrulttu.
- ÇABUK BANA ONU VER. YEMİN EDERİM ONUN KILINA ZARAR GELSİN BURADA TOPLU KATLİAM YARATIRIM..diye kükredi
Dolunayın adamlarının ifadesiz suratlarından bile Dolunaydan korktukları belli oluyordu.
Adamsa gerçekten korkuyordu. Onun korumaları bile korkmuştu bu kızdan
Ama adam hala bırakmamıştı Oktay 'ı
- Bırakmıyorum..dedi titrek sesiyle
Dolunayın kaşları dahada çatıldı.
- Seni uyardım. Birazdan olacaklardan sorumlu değilim..dedi Dolunay tıslayarak
Sesi zehir saçıyordu sanki. Büyük mafya bile ürktüğünü hissediyordu.
Sonra Dolunay bir elini ağzına götürerek ıslık çaldı.
Dolunayın ıslık çalmasıyla büyük odadaki camlar birden kırıldı. Dolunayın dışarıdaki adamları camdan içeri sarkarak silah doğrultmuşlardı.
Adam ne olduğunu şaşırmıştı. Dört bir yanını adamlar kuşatmıştı. Elleri titriyordu.
Dolunay adamın yanına yürümeye başladı. Adam daha çok titremeye başladı.
Dolunay adamın iyice yanaştı. Adam Dolunay yaklaştıkça daha da tedirgin olmaya başlamıştı.
- Yaklaşma..dedi
Oktay ise ifadesiz yüzünü koruyordu. Dolunayın onu her şekilde kurtaracağını biliyordu.
Dolunay dahada yaklaştı adama. Aralarında azıcık mesade vardı. Dolunay adamın beklemediği bir anda eline tekme atmasıyla adamın silahı yere düştü. Oktay hızla geri çekildikten sonra Dolunay ürkütücü bir şekilde gülümsedi.
- Şimdi ceza vakti..dedi ve adamın üstüne atladı. Tekme tokat girişti adama.
Herkes dehşet bir ifadeyle bakıyordu. Dolunay altındaki adamın yalvarışlarına aldırmadan acımasızca vuruyordu adama.
Biraz daha vurduktan sonra üstünden çekildi. Adamın kandan hiçbir yeri görünmüyordu bile.
Dolunay herkesin ona korkuyla baktığını görünce sırıttı. Ama hala sinirliydi. Cebinden çakısını çıkardı.
Sonra yerde yatan adamın karnına sapladı. Adam acı içinde haykırdı. Sonra göğsüne sapladı. Adamın koluna çizikler attı. Adam acı içinde bağırırken bir yandan kan kusuyordu. Dolunay bu sefer adamı tekmelemeye başladı. Sonra adamın gözleri kapandı. Ölmüştü. Ama Dolunay hala vuruyordu.
Oktay Dolunayın kolunu tuttu ve geri çekti.
- Tamam Dolunay. Yeter bak adam öldü..dedi Oktay
Dolunaysa hala öfkeliydi. Sevdiği kişilerin hayatını en ufak tehlikeye sokan herkes Dolunay için en acılı ölüme mahkumdur.
Genç kız bakışlarını yerdeki ölü adamın korumalarına baktı. Hepsi bir köşede korkuyla Dolunaya bakıyorlardı.
Dolunayın adamlarından biri yanına geldi.
- Bunlara ne yapalım efendim..dedi
Dolunay adama soğuk bir şekilde gülümsedi .
- İlk önce güzel bir benzetin. Ardından öldürün..dedi
Dolunayın adamları karşı tarafın üstüne yürümeye başladılar. İyice köşeye sıkıştıklarında Dolunayın adamları onların üstüne atlayıp ölesiye dövmeye başladılar. Dolunayın adamlarıda Dolunay gibiydiler. Hepsi birbirinden kötü. Ama hepsinin bir ortak noktası vardı. Hepsi Dolunaydan korkuyordu.
Adamları iyice dövdüjten sonra Dolunay adamlarına hitaben konuştu.
- Öldürün..dedi sertçe
Sonra Dolunayın adamları silahlarını çıkartıp art arda vurarak hepsini mermiye boğdular. Artık o adamlarında vücutları tanınmayacak hale gelmişti. Paramparça
Dolunay keyifle kahkaha attı.
- Aferin size. Süper oldu..dediğinde adamlarıda keyifle kahkaha attı.
Büyük mafya ve diğer mafyalar ise Dolunaya dehşet bir ifadeyle bakıyorlardı.
- Tamam. İşiniz bitti. Gidebilirsiniz..dedi Dolunay
Adamlar Dolunaya selam vererek çıkmışlardı.
Dolunay büyük mafyaya döndü.
- Evet. Sorun kalktı..dedi
- Sen nasıl birisin.. Adamı döverek öldürdün..dedi mafyalardan biri
Dolunay umursamazca omuz silkti.
- Hobilerim arasında adam dövmekte var..dedi sırıtarak
Dolunay sonra Oktayın yanına gidip sarıldı.
- Eğer sana bir şey olsaydı Oktay o adama cehennemi yaşatırdım..dedi sert bir sesle
Oktay Dolunayın bunu gerçekten yapacağını biliyordu .
Üstelik odadaki herkes artık Dolunay dan korkuyordu . Herkes anlamıştı ; Dolunaya bulaşılmaması gerektiğini.
Dolunay odadakilere döndü.
- Ben şimdi Enginin yanına gidiyorum. Unutmayın yarın büyük gün. Şu oyun bitsede şu mal Denizden kurtulsam. Çok iyi davranıyorlar. İğrenç ya. Sinirim bozuluyor..dedi Dolunay duygusuz bir sesle
Sonra Oktayın yanaklarını öptü.
- Dikkat et Oktay. Birşey olursa bir telefona bakar. Hemen beni ara. Fişini çekeriz..dedi Dolunay
Oktay güldü.
- Aynen..dedi
Artık odadakiler birşey daha biliyorlardı. Oktaya da bulaşamazlardı. Yoksa Dolunay onları öldürürdü.
Dolunay çıkmadan önce odadakilere son kez bakıp göz kırptı.
Sonrada motoruna binip Enginlere sürmeye başladı.
Herşey yolundaydı. Plan işliyordu. Bu Engin işi bittikten sonra büyük mafyayıda ortadan kaldıracaktı.
Enginin evine gelince motoru parkedip indi.
Kapıya doğru yürüdü. Kapıyı çaldığında açan kişi hizmetçiydi. Ama farklı bir hizmetçi bu sefer .
İçeri girdi. Salonda Engin ve Deniz vardı
Dolunayı gördüklerinde gülümsediler. Deniz ona gerçekten aşık olmuştu . Onu gördüğünden beri başka bir kıza dokunmamıştı. Sadece Dolunayı istiyordu artık. Engin beyin planı başkaydı. Bu kızı oğluna alacaktı. Tamda aradığı bir gelin adayıydı.
Engin bey o 18 yaşına gelince onun şirketleri ile ortak olup dahada büyümek istiyordu. Üstüne birde Dolunayı biraz daha eğitmek istiyordu. Onu karanlık yapıp onların dünyasında yer almasını istiyordu. Hemde onu çok sevmişti. Kanı ısınmıştı.
Ama Engin bey bilmiyordu aslında Dolunayın Gece olduğunu. Onun aslında en büyük suç örgütünün başı olan karanlık kız olduğunu bilmiyordu.
Dolunay gidip yanlarına oturdu.
- Merhaba..dedi neşeli bir sesle
Tabiki bu neşe sahteydi. Denizde kalkıp Dolunayın yanaklarını öptü. Dolunay iyice sinir olmaya başlamıştı. Şuan işin ucunda plan olmasaydı çoktan dikmişti dudakları. Ama sabrediyordu.
- Dolunay. Nerde kaldın. Özlettin kendini..dedi Deniz
Dolunay her ne kadar ben seni özlemedim demek istesede tuttu kendini , bir kez daha.
- Özür dilerim. Ama işlerim vardı..dedi Dolunay
Deniz Dolunayın tatlı haline güldü.
- Bugün bizim mekana gideceğiz..dedi Deniz
- Sizin mekan nasıl..dedi Dolunay
Deniz babasına bakıp anlatalımmı der gibi bakınca Engin onaylar biçimde başını salladı.
Engin zaten Dolunay korkup gitmeye çalışsada bırakmayacaktı onu. Kararlıydı. Kız onların yanında kalacaktı.
Deniz Dolunay yanına oturtup onu kendine çekti.
- Dolunay sana işlerimizi nasıl anlatsak bilemiyorum gerçekten..dedi Deniz
- Olduğu gibi söyleyin. Gerçekten yalan dan hoşlanmıyorum..dedi Dolunay
Tabi yalandan hoşlanmazdı . Ama kendisine söylenen yalanları.
- Biz aslında karanlık işler yapıyoruz. Adam öldürüyoruz . Uyuşturucular , kaçak silahlar. Daha bir çok şey..dedi Engin bey
Engin bey ve Deniz Dolunaya baktılar tepkisini görmek için. Ama gülümsyen bir Dolunay görmeyi beklemiyordu.
- Gerçekten sırf bu yüzden sizi bırakacağımı düşünmediniz değilmi. Benim her insanın işine saygım var. Her ne kadar karanlık iş olsada. Size karışamam..dedi gülümseyerek
Engin bey ve Deniz bir kez daha etkilenmişti bu kızdan
- Ben bizi bırakıp gideceğini düşünüyordum..dedi Deniz
Dolunaysa ellerini ağzına kapatıp kıkırdadı.
- Benden kurtulamazsınız..dediğinde hepsi gülmüştü.
Dolunay benden kurtulamazsınız derken iyi anlamda söylemiyordu. Bu cümle onun dilinde benden asla kurtulamayacaksınız cehenneminiz olucam demek.
- Eee sizin mekana gitmiyormuyduk..dedi Dolunay gülerek
Deniz ve Engin bey onu onaylayarak ayağa kalktı. Hep beraber dışarı çıktılar.
Arabaya bindiler. Arabayı şoför kullanıyordu. Ama çok yavaş kullanıyordu. Dolunay sinir olmuştu.
- Off.dedi sıkıntıyla
- Ne oldu..dedi Engin bey kıza
Dolunay yavaşça Engin beyin kulağına yaklaştı ve sadece Enginin , Denizin duyabileceği bir şekilde konuştu.
- Çok yavaş sürüyor. Aksiyon lazım bana..dediğinde ikiside kahkaha atmıştı. Dolunay onlara bakıyordu. Ve neyin komik olduğunu algılamaya çalışıyordu. Bu ikisi gerçekten onun sinirini bozuyordu.
- Mahmut kenara çek..dedi Engin bey şoföre bakarken
Mahmut denen ihtiyar arabayı kenara çekti. Sonra şoför koltuğuna Dolunay geçti. Mahmut denen adam da ön koltuğa oturdu. Mahmutun kemerini bağlamasına Dolunay göz devirdi. İhtiyar demeden edemedi içinden.
Dolunay Engin beye ve Denize döndü.
- Sıkı tutunun..dedi ve bir anda gaza yüklendi.
Engin bey ve Deniz arabada bir oraya bir buraya savruluyordu.
Dolunay dahada hızlandı. Kırmızı ışıkta bile durmuyordu. Yanda oturan Mahmut bir eli ağzında kusmamaya çalışırken içinden bu kız manyak demeden edemedi.
Dolunay Engin beyin söylediği adrese gelince hızlı bir drift çekerek arabayı park etti. Sonra arabadan indi. Diğerleride indi.
Dolunay kahkaha atarak Engin beyin ve Denizin yanına geldi.
- Bu çok iyiydi..dedi hala gülerken
Ama onlar sapsarı olmuştu. Engin bey bu kızdan her geçen dakika dahada etkileniyordu. Denizde öyle
- Evet güzeldi. Ama kusacaktım Dolunay..dedi Deniz
- Senin gibi bir kızda daha görülmez..dedi Engin
Dolunayda kıkırdadı.
Sonra Engin beyin ve Denizin ortasına geçip ikisininde koluna girdi. Engin bey ve Deniz sırıtmaya başladı. Dolunayın içinden ikisinin de ağzının ortasına 42 numara terlikle vurmak gelsede sakin durmaya çalışıyordu.
İçeri girdiklerinde herkes onlara selam veriyor ve sonra tuhaf tuhaf Dolunaya bakıyordu .
Çünkü Engin bey ve Deniz buranın sahibiydi ve herkes onlardan korkuyordu.
Dolunay içeri girince buranın yasak dövüşlerin olduğu bir yer olduğunu anlamıştı bile. Daha öncede çok gelmişti ve onunda böyle mekanları vardı.
- Burada dövüşler yapılıyor. Şuradaki ringte dövüşler oluyor..dedi Engin
Dolunay biliyorum dememek için zor durmuştu.
Engin bey ve Deniz önden bir yere oturunca Dolunay da ortalarına oturdu.
- Birazdan dövüş başlayacak..dedi Deniz
Sonra ringe bir adam çıktı. Elindede mikrofon. Konuşmaya başladı.
- Evet arkadaşlar . Dövüş başlıyor. İlk olaraaaakk Cesur yürek ve Silah..diye bağırdı ringteki adam
Dolunay düşündü. Silah diye takma isimmi olur ya. Gerizekalı.
İki kişi geldi ringe. Biri cesur yürek diğeri silah.
- 3 2 1 dövüüüşş başlaasıınn..dedi adam
Dolumayın kıkırdamasıyla Deniz ve Engin ona döndü.
- Adam konuşmuyor ki bildiğin anırıyor..dediğinde ikiside gülmeye başlamıştı.
Engin bey bu kızın her geçen gün hayatına renk kattığını düşünüyordu. Her geçen gün dahada kabulleniyordu bu kızı.
Sonra dövüş başladı. İki tarafta birbirine ölesiye vururken Dolunay kahkaha atmamak için dudaklarını ısırıyordu. Deniz ve Engin bey arada ona bakıyorlardı.
Dövüş bittiğinde kazanan Silahtı.
- Off sıkıldım bu adamdan. Hep bu silah denen adam kazanıyor..dedi Deniz
- Yapacak birşey yok..dedi Engin bey
Dolunay aklına gelen fikirle sırıttı.
- Ben çıkabilirim dövüşe..dediğinde Deniz ve Engin bey gözlerini pörtleterek ona baktı.
- Asla olmaz..dedi Engin bey
- O adamla dövüşürsen sakat kalırsın..dedi Deniz
- Ben profösyenel dövüşçüyüm. Bunun gibi adamları çok dövdüm..dedi Dolunay
- Ne yani. Daha öncede kaçak dövüşleremi katıldın..dedi Engin bey
- Hayır Engin bey. Dövüş dersi aldığım zaman da birçok yarışmaya katılıp birinci olmuştum. Tek fark orası gizli ve kaçak bir yer değildi..dedi Dolunay
Gerçekten iyi yalan söylüyordu Dolunay. Engin beye bir umut daha baktı.
- Tamam tamam. Şimdi sen çıkacaksın. Şöyle bakma yeter. Bak şimdiden söylüyorum. O adam sana zarar verirse ölür.dedi Engin bey
- Baba izin veremezsin..dedi Deniz
Dolunay Denizin yanağını öptüğünde Deniz sakinleşti.
- Sakin ol. Ben asla kaybetmem..dediğinde Engin bey bu kıza daha ne kadar hayran olabileceğini düşünüyordu.
Dolunay ayağa kalktığında Engin bey ve Deniz de kalktı. Beraber ring girişine gittiler. Engin bey Dolunayın kayıt işini halletmişti.
- Gel seni giyineceğin odaya götüreyim..Dedi Deniz
Dolunay kafasını tamam anlamında salladı.
Deniz Dolunayı bir odaya götürdü.
- Dolapta kıyafet var giyin gel..dedi Deniz ve odadan çıktı.
Dolunay dolaptan kıyafetleri çıkardı ve giymeye başladı. Yarım sporcu atleti ve şort.
Giydikten sonra dışarı çıktı. Denizin yanına gitti. Beraber Engin beyin yanına geri döndüler. Engin bey ringin önündeydi.
- Bak hala vazgeçebilirsin..dedi Engin bey Dolunaya
- Ben asla korkmam Engin bey. Daha önemlisi asla kaybetmem..dedi Dolunay
Engin beyin gözlerinde hayranlık pırıltıları belirdi. Bu Dolunayın dahada hoşuna gitti.
Sonra ringe yine o adam gitti.
- Evett şimddiii Silahh ve Siyahhh Kaplann..diye bağırdı adam
Engin bey Dolunaya lakabını sorduğunda siyah kaplan demişti.
Dolunay Engin beye ve Denize son kez baktıktan sonra ringe yürümeye başladı. Ringe çıktığında herkes Dolunayın kız olmasına şaşırsada sonradan alayla sırıtmaya başlamışlardı.
Karşısında iğrenç görüntüsü ile silah denen adam duruyordu.
Silah denen adam Dolunaya bakıp sırıttı.
Sonra ringteki sunucu adam konuştu.
- 3 2 1 dövüüüşş başlasıın..diye bağırdı
Dövüş başladığında Silah hızla Dolunayın üstüne koşmaya başladı. Dolunaya yumruk salladı. Dolunay başını yana yatırarak yumruktan kurtuldu ve suratına tekmeyi geçirdi.
Herkes şaşkın şaşkın bakıyordu ona. Silah bile şaşırmıştı . Ama yine kıza saldırdı. Dolunay bir dahs kurtuldu. Ellerini Silahın omzuna koydu ve oradan destek alarak üstünde takla attı. Sonra Silahın sırtına tekme atmasıyla adam yeri boyladı.
Bu seferde Dolunay adama saldırdı. Suratına sayısız yumruk indirmeye başladı. Sonra tekme atmaya başladı.
Mekandaki herkes susmuştu. Şaşkınca Dolunaya bakıyorlardı.
Dolunay adam bayılınca geri çekildi. Sonra sinirini alamamış olacakki bir tekme daha attı.
Hakem ringe girdi. Ama konuşamıyordu sanki. Tuhaf tuhaf bakıyordu.
Hakem dolunayın bileğini tuttu ve kaldırdı.
- Kazannaann Siyahh Kaplaann. Bir ilk oldu Silah yenildi..diye bağırdı hakem
Koskoca salonda kimse konuşmuyordu. Herkesin gözleri yuvalarından çıkacakmış gibiydi.
Dolunay ringten inip Engin beyin ve Denizin yanına yürümeye başladı.
Engin bey artık emindi. O bu kızı istiyordu. Oğluna alacaktı. Bu aradığı birisiydi. Bu kızı daha da karartmak için uğraşacaktı.