( Medya : Büyük mafya )
Sabah yine Çağatay ' ın dürtmesi ile uyandım. Bu çocuk bana niye rahat vermiyorki.
- Çağatay. Siktir. Git...dediğimde bir kahkaha attı.
Sonra yanaklarıma öpücük kondurmaya başladı. Daha fazla bu salyalı işlemine dayanamıyacağımı anladığımda pofflayarak yataktan kalktım.
Oda bir kahkaha daha atıp çıktı odadan.. Dolabımın başına geçtim. Kıyafetlerimi alıp üzerime geçirdim.
( Dolunayın giydikleri )
Hazırlandıktan sonra makyaj yapmaya başladım. Aklım sürekli düne kayıyor. Dün mafya toplantısında o söylediklerimden sonra oradan çıkmıştım.
Of herneyse. İşim bitince aşağı indim. Çağatay kahvaltı hazırlamış.. Yes be..
Masada beni bekliyordu. Ben oturunca yemeye başladık.
İkimizde konuşmuyorduk. Ama bu sessizlik beni ürkütmeye başladı.
- Çağatay senin işler nasıl gidiyor..dediğimde kafasını yemeğinden kaldırıp bana baktı.
- İyi gidiyor. Teslimatlar sorunsuz geçti...dedi
- Desene Sessiz Fırtına çok iyi gidiyor...dediğimde ikimizde güldük.
- Eee seninkiler nasıl..dedi Çağatay
- Benim işler harika Çağatay. Seninle dahada yükseliceğiz. Kimse yolumuza çıkamayacak..dediğimde bir kahkaha atıp evet anlamında kafasını salladı.
- Ne yaptın yine..dedi Çağatay
- Türkiyedeki amacıma ulaştım. En başa geçtim. Şimdi sıra burada kuzen. Burayıda yöneten ben olmalıyım..dediğimde kafasını haklısın anlamında salladı.
Doğruyu söylüyordum. Burada da mafyayım ama benim üstüm olan büyük mafya var. Onunda işi bitmeli. Ben kimseden emir almam. Emir veririm.
Kahvaltım bitince çantamı alarak çıktım evden. Enginlere gideceğim. O gerizekalılar onlara yardım ettiğimi sanacak ama ben onların kuyularını kazıcağım. İstem dışı kıkırdadım.
Motoruma binip Enginlerin evine sürmeye başladım. Gerçi oraya ev demek hakaret olur. Kale mübarek. İstersem bende öyle bir ev alabilirdim ama dikkat çekerdim. O yüzden Çağatayla yaşıyorum yaa .
Enginin evine gelince beni gören korumalar büyük siyah kapıyı açtılar. Deniz onlara geleceğim ile ilgili talimat vermiş olmalı. Motoru bahçede bir yere parkettim.
Sonra evin büyük kapısına yürümeye başladım. Kapıyı çaldığımda bir hizmetçi kapıyı açtı. Küçümsercesine bana bakıyordu. Dua et iyi kızı oynuyorum. Yoksa ben şimdiye senin o gözlerini bir yerine sokardım canım. Hizmetçiyi incelemeye başladım. Ultra mini siyah dar etek , beyaz dar ilk dört düğmesi açık bir gömlek ve bir kilo makyaj. Tipik sürtük işte
- Siiiğğzz kimssiiğinizz..dedi kız
- Engin bey ve Deniz bey beni bekliyordu..dediğimde kapıyı suratıma kapatacaktıki ayağımla engelledim.
Bu kız kendini ne zannediyordu. Ağzını yüzünü kırıcam senin orusupu.
Hızla kızın üstüne atladım. Çığlık atmasın diye bir elimle ağzını kapattım. Sonra cebimdeki çakıyı alıp saçlarını kestim. Burada daha fazlasını yapamazdım.
Kızı bırakınca ağlayarak kestiğim saçlarınıda alarak gitti. Bu da ona kapak olsun. Sonra hiçbir şey olmamış gibi salona yürüdüm. Deniz ve Engin Bey içeride oturmuş konuşuyorlardı.
Beni gördüklerinde gülümsediler. Bende gülümsedim. Deniz hızla yanıma gelip yanağımı öptü. Kendime bir not. Eve gidince yanaklarını iyice yıka. Salyasını yüzümde bıraktı. Iyy.
Bende onunki öpünce hafif bir kızarıp geri çekildi. Süt çocuğu. Her gece başka biriyle yatıyor ama ben onu öpünce kızarıyor. Tamda dediğim gibi çünkü bu mal bana aşık oldu !
- Hoş geldin Dolunay..dedi Engin bey.
- Hoş bulduk efendim..dedim gülümseyerek
Memnuş olmuşçasına gülümsedi.
O sırada içeri saçını kestiğim hizmetçi ağlayarak girdi.
- Ne oldu sana..dedi Deniz
Hizmetçi eliyle beni işaret etti.
- Bu kız saçımı kesti..dedi hizmetçi kız
Engin bey ve Deniz neden yaptın der gibi bana bakmaya başladılar. Bende anlatmaya başladım.
- Buraya gelip kapı çaldığımda bu kız açmıştı kapıyı. Bana kim olduğumu sorunca sizin beni beklediğinizi söyledim ama kapıyı suratıma çarpmaya kalkınca saçlarını kestim..dediğimde Engin beyin ve Denizin kızmasını beklerken kahkaha atmaya başladılar.
Bunun üzerine hizmetçi kız daha çok ağlayarak gitti. Oh canıma değsin.
Engin bey ve Deniz hala gülerlerken koltuklara geri oturdular. Sonunda sustuklarında Engin bey konuştu.
- Sen hiç öyle birisine benzemiyorsun..dedi Engin
- Nasıl birine..dedim kaşlarımı havaya kaldırarak
- Yaramaz..dedi Engin bey
- Biraz öyleyim..dediğimde gülerek kafasını salladı.
- Ee Dolunay. Anlat bakalım. Hangi okuldasın. Derslerin nasıl. İlgilendiğin şeyleri kısaca anlat bakalım bana ..dedi Engin bey
Denizde dikkatle diyeceklerimi bekliyordu.
- İlk önce şöyle diyeyim. Ben her gününü kuaförde geçiren tırnağı kırılınca ağlayan bir kız değilim..dediğimde yine kahkaha atmışlardı.
- Onu az önce anladık..dedi Deniz gülerken
Engin bey elini devam et dercesine salladı.
- Ve erkek lisesindeyim..dediğimde kaşları havaya kalktı.
- Nasıl ya.dedi Deniz
- Şöyle anlatayım. Eski okulumda neredeyse hergün müdürün odasındaydım. Biraz kavgacı bir tipim. İşte yine bir gün müdürün odasındaydım. En fazla okuldan atılırım diye umursamadım. Nasılsa başka liseye giderdim. Ama piç müdür beni erkek lisesine gönderdi. Ama orada da değişen bir şey yok..dediğimde yine kahkaha atarak gülmeye başladılar.
Aaa yeter be. Sinirim bozulmaya başladı. Herşeye gülüyor bunlar.
- Neyse devam edeyim . Hız tutkunuyum. Ve futbola bayılıyorum. Birde ailemin eskiden kendimi korumak için aldırdığı dövüş dersleri var. Ayrıca müzik ile ilgileniyorum..dediğimde şaşkun şaşkın baktılar.
Ama sonra Engin sırıtmaya başladı. Umarım beni oğluna gelin diye almayı düşünmüyordur.
Deniz ise hala şaşkındı. Onlara sadece yapabildiklerimin bir kısmını söyledim. Ama çok etkilendiler. Aman banane üf.
- Tamam neyse. Deniz Dolunaya odasını göster..dedi Engin
Sonra bana döndü.
- İstediğin zaman burada kalabilirsin. Odan hazır olacak. İstediğin zamanda evine gideceksin..dedi Engin
Gülümsedim. Sonra Deniz koluma girdi ve beni yukarı çıkarmaya başladı. Bende bir yandan evi inceliyordum . İyiki evin içinde de kamera falan yok. Bu işimi daha da kolaylaştıracak. Deniz bir odanın önünde durdu.
Sonra gülümseyerek bana döndü.
- Bak burası senin odan. Yanında oda da benim..dedi eli ensesinde
Birde bana yanında odayı vermiş. Sapık herif. Gece gece odama dadanırsa birde. Uğraş dur Dolunay. Peh.
Sonra eliyle bu kattaki başka bir odayı işaret etti.
- Orasıda babamın çalışma odası.dedi
Sinsice sırıttım. Deniz bana baktığında hemen o sırıtışı yüzümden sildim.
- Peki o zaman Deniz. Ben biraz odamda dinlenebilirmiyim..dedim tatlı bir sesle
Gözleri dudaklarıma kaydı. Gözlerini dudaklarımdan ayırmadan konuştu.
- Tabiki. Bende biraz aşağı inip babamla konuşacağım..dedi Deniz ve gitti. Bende onun aşağı gittiğinden emin olduktan sonra
çalışma odasına doğru ilerledim.
Kapıyı yavaşça açtım. İçerisi oldukça koyu renklerden oluşmuştu ve deri koltuklar falan vardı. Oldukça modern bir odaydı.
Yavaşça içeri girip kapıyı kapattım.
Ağır adımlarla çalışma masasına ilerledim. Çekmeceleri karıştırmaya başladım. Bir sürü dosya vardı ama onlara bakmaya zaman yoktu maalesef.
Odanın her yerine bakarken ayağım birden birşeye takıldı. Baktığımda bir kasaydı. Sırıtıp yere eğildim. Şifre ne olabilir. Deniz yazdığımda olmadı. Tersten yazdığımda olmadı. Düşün düşün. Ne olabilir.
Ah işte buldum. Bu adamın ölen karısının adı neydi. Of aklıma gelmiyor. Meryemmiydi Melekmiydi neydi ya..
Hıh . Buldum. Merveydi ismi. Kasaya Merve yazdığımda açıldı. İşte bu be. Açıldı.
İçinde yüklü miktarda para ve dosyalar var. Bir dosyayı alıp karıştırmaya başladım.
Kahkaha atma isteğimi zor bastırdım. Bu kağıtta Enginin tüm depolarının adreslerine kadar her türlü bilgi var. Eğer ben bunu alırsam dikkat çekerim
O yüzden en iyisi kopyalamak. Odaya göz gezdirdim. Köşede bir fotokopi makinesi vardı. Hızla oraya gittim. Dosyaların kopyasını çıkarmaya başladım.
Hepsini çıkardıktan sonra tam odadan çıkacaktımki ayak sesleri gelmeye başladı. Kahretsin ne yapacağım. Üstelik ayak sesleir buraya doğru geliyor. Hızla masanın altına girdim.
Hemen sonra kapı açıldı. Oh be son anda yırttım. Engin ve Deniz odaya girmişti. İkiside bir koltuğa oturdu. Konuşmaya başladılar. Ben ise burada sıkıştım. Ama aklıma gelen fikirle telefonu mu çıkardım. Konuştuklarını kayıt altına alırsam daha iyi olur.
- Dolunay nasıl biri sence baba..dedi Deniz babasına
- Tamda ailemize yakışan biri. Annen yaşıyor olsaydı onu çok severdi..dedi Engin
Sesinden karısını ne kadar özlediği belli oluyordu.
- Hem sen değişiyorsun farkındamısın Deniz. Her gece barlardan çıkmazken , her gece başka biri ile olurken Dolunay geldiğinden beri yanında hiç kız görmedim. Ona aşık olmuşsun..dedi Engin
- Evet. Ama bizim hayatımız karanlık. Ya Dolunay korkup kaçarsa..dedi Deniz
Ah be Gerizekalı. Beni korkutamazsın.
- Heh. O kızmı korkucak. Psikopat çıktı. Dolunay gibi başka bir kız bulamazsın..dedi Engin
İlk defa Engine hak verdim. Benim gibisini bir daha bulamaz. Hihihi.
- Ben gidip Dolunaya bakıcağım..dedi Deniz
Hayır olamaz. Boku yedim. Ben ne yapcam.
- Oğlum rahat bırak kızı. Biraz dinlensin. Gel biz seninle bir kahve içelim..dedi Engin
Sonra odadan çıktılar. Hemen telefonu kapattım. Sonra masanın altından çıktım.
Yavaşça kapıyı açtım. Ve dışarı çıkıp hızla odama girdim. Kopyaladığım kağıtları çantama koydum. Sonra aşağı indim. Bu dosyaları büyük mafyaya vermeliyim. Ama önce biraz daha burada kalmalıyım. Yoksa dikkat çekerim.
Aşağıda kahve içiyorlardı. Ben gelince bana döndüler. Onlara gülümseyip oturdum.
- Dolunay baban ne iş yapardı..dedi Engin
Of ne diyeceğim adama. Mafyamı. O zaman anlarlar.
- Şirketlerimiz , kulüplermiz , barlarımız ve bir çok yerin sahibiydi..dedim sahte bir üzüntüyle
Bu dediğimden sonra şaşkın şaşkın bakıyorlar.
- Sen zaten zenginsin..dedi Deniz
- Yok hayır yanlış anladınız siz. Bir kere ben 17 yaşında olduğum için onların başına geçemiyorum..dediğimde tamam anlamında kafa salladılar.
Aslında 17 yaşında olmama rağmen bütün herşeyi ben yönetiyorum. Sahte kimlik herşeyi hallediyor.
- Senin kimsenmi yok..dedi Deniz
Hayır anlamında kafa salladım.
- Yok. Aslında çalışmama da gerek yok. Banka hesabımda oldukça yüksek miktarda param var. Ben sadece hem kafa dağıtmak için hemde zaman geçsin diye çalışıyorum...dediğimde kafa salladılar.
Sonra Engin Deniz ' e döndü.
- Görüyormusun Deniz. Ben seni şirkete götürcem diye kaç takla atıyorum..dedi Engin
Deniz ise homurdanmaya başladı.
Bense ellerimle ağzımı kapatıp kıkırdadım. Ben kıkırdayınca ikiside bana dönmüştü. Engin beyde sonra benimle gülmeye başlayınca Deniz kaşlarını çattı.
- Hain Dolunay..dediğinde daha çok gülmeye başladım. Benim güldüğümü görünce oda gülümsedi. Bu çocuk bana abayı yakmış. Oyun sonunda yazık olucak. Ama yapacak birşey yok. Önüme çıkan hiçbirşeye acımam ben.
- Tamam offf. Hadi Dolunay bara gidelim..dedi Deniz
Tamam anlamında kafamı salladım.
- Tamam gidin ama çok geç kalmayın. Bu arada Dolunay. Odanda kıyafet var. Üstünü değiştirebilirsin..dedi Engin
Biz Denizle yukarı odalarımıza çıktık. Dolabı açtığımda bir sürü kıyafet vardı .
( Dolunayın giydikleri )
Hazırlandıktan sonra aşağıya indim. Sanırım Deniz hazırlanmıştı. Merdivenlerden indikçe çıkan topuklu ayakkabı sesiyle bana döndüler.
Hayran hayran bana bakıyorlardı.
- Ç - çok güzel olmuşsun..dedi Deniz kekeleyerek
- Sende çok yakışıklı olmuşsun..dedim şirince gülümserken
Gözleri yine dudaklarıma kaydı. Off sinir ediyor bu beni.
- Hadi çıkalım..dediğimde Deniz koluma girdi.
Kapıdan çıkacakken Engin beye el salladım. Gülümseyerek kafasını salladı.
Dışarı çıktığımızda Deniz arabalardan birine yürümeye başladı. Bende peşine takıldım.
Sonra arabaya bindik. Deniz bara doğru sürmeye başladı. Bende arabada sıkıldığımdan dolayı radyoya uzanıp bir şarkı açtım. Sonra bağıra bağıra söylemeye başladım.
Deniz ise bana gülerek bakıyordu.
Bara geldiğimizde arabayı parketti. Sonra arabadan indik.
Bara girince bakışlar bize döndü. Erkekler beni yicek gibi bakarken Deniz buna sinirlenmiş olmalıki elini belime koydu. Derin nefesler alıyordu. Ooov süt çocuğumuza bakın sinirlenmiş.
Boş bir locaya oturduk. Hemen yanımıza gelen garsona içki siparişlerimizi verdik.
İçkilerimiz gelince içmeye başladık. Sonra ben Denizin kulağına yaklaşıp konuştum.
- Ben dans ediceğim..dedim
- Bende senle ediceğim..dedi
Beraber piste çıktık. Dans etmeye başladık. Oldukça uyumlu ediyorduk. Dans konusunda oldukça iyiydim. Zaten tüm bakışlar bizdeydi. Yorulduktan sonra yerimize oturduk
- Vay canına. Harikasın ..dedi Deniz hayranlıkla
*****
Saat geç olunca kalkmaya karar verdik. Ama biraz sarhoş gibi davranmaktan zarar gelmez.
Yürüyemiyormuş gibi yapıp birde üstüne kahkaha atıyordum. Deniz ise gülerek bir kolumu omzuna attı.
Arabaya kadar saçma şeyler söyleyip kahkaha attım. Sarhoş gibi yapmakta zevkliymiş.
Eve geldiğimizde ben hala saçma şeyler söyleyio gülüyordum. Deniz koluma girerek yürüttü beni.
Kapıyı çaldığımızda hizmetçi açtı kapıyı. Denizle içeri girdik.
Engin bey salomda oturuyordu. Deniz beni koltuğa oturtturdu
- Ovv Dolunay fena sarhoş olmuş. Eee eğlendinmi Deniz.dedi Engin
- İlk defa bir barda bu kadar eğlendim..dedi Deniz bana bakarak
Bense başımı tuttum. Engin beye baktım.
- Engin bey neden sizden iki tane var..dediğimde ufak bir kahkaha attı.
- Dolunay iyimisin..dedi Deniz
Kafamı hayır anlamında salladım.
Sonra işaret parmağımla havada bir daire çizdim.
- Dönüyor..dediğimde Engin bey yine güldü.
- Deniz sen Dolunayı odasına çıkar..dedi Engin
Deniz gelip beni kucağına aldı. Yavaşça yukarı çıkardı. Sonra bir odaya girdi. Benim odama.
Gelip beni yatağıma yatırdı. Baygın gözlerle ona bakıyordum.
Sonra üstümü inceledi.
- Senin üzerini değiştirmemiz lazım..dedi ellerini saçlarından geçirirken.
Bense tepki vermedim. Yoksa numara yaptığımı anlardı
Dolabımı açıp bir tişört çıkardı. Oldukça uzun bir tişörttü.
Yavaşça yanıma geldi. Üstümdeki elbisenin fermuarını yavaşça indirmeye başladı.
DENİZİN AĞZINDAN
Dolunay sarhoş olduğu için üstünü değiştircektim. Nedense heyecanlandım. Sanki ilk defa çıplak kız görüceğim..
Dolunayın yanına gidip elbisesinin fermuarını aşağı indirmeye başladım. Baygın bakışlarla bana bakıyordu.
Elbisesini yavaşça çıkardım. Tanrım bu kız nedrn bu kadar güzel. Lanet hormonlar.
Elbisesini yere attım ve tişörtü giydirdim. Tişört uzun olduğu için elbise gibi olmuştu. Sonra onu tekrar yatırdım.
Sonra odadan çıkacaktımki içimden gitmek gelmedi. Dolunayın yanına yatıp kendime çektim. Başımı boynuna gömdüm. Çok güzel kokuyordu . Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.
****
DOLUNAYIN AĞZINDAN
Sabah uyandığımda yanımda Deniz vardı. Üstümüde o değiştirdi . Normalde izin vermezdim ama mecbur kaldım. Bir tepki verseydim sarhoş olmadığımı anlardı.
Yataktan yavaşça kalkıp dolabın başına geçtim.
( Dolunayın giydikleri )
Üstümü giydikten sonra aşağı indim . Hizmetçiler olsada kahvaltıyı ben hazırlayacağım.
Aşağı inip mutfağa girdim. Hizmetçilere bakarak konuştum
- Bu sabah kahvaltıyı ben hazırlayacağım..dediğimde şaşırarak çıktılar.
Dolabın balına geçip kahvaltı hazırlamaya başladım.
Kahvaltı hazırladıktan sonra çayları doldurmaya başladım. Sonra merdivenlerden Engin bey ve Deniz inmeye başladı.
Benim hazırladığımı gördüklerinde şaşırarak bir bana bir sofraya bakmaya başladılar.
- Günaaydııınn..dedim sahte neşeli bir sesle
Onlarda benim gibi neşeli bir şekilde günaydın dediler.
- Senmi hazırladın..dedi Engin
- Evet..dedim
Sonra hep beraber kahvaltı yapmaya başladık.
- Deniz dün gece odanda değildin..dedi Engin bey
O böyle dediğinde lokma ağzımda kaldı. Öksürmeye başladım. Su bardağını alıp içmeye başladım. O sırada Deniz Engin beyin kulağına birşey fısıldadı. Engin bey sırıtmaya başladı. Denizde sırıtıyordu.
Kahvaltımız bitince yukarı çıkıp dün kopyaladığım dosyaların olduğu çantamı aldım. Sonra tekrar aşağı indim.
Denizin yanına gidip yanağını öptüm. Sırıtarak bana döndü.
- Benim gitmem lazım..dediğimde tamam anlamında kafa salladı
- Ben bırakayım..dedi Deniz
- Gerek yok. Ben buraya motorla gelmiştim.dedim
- Sen motordamı kullanıyorsun..dedi Engin Bey
- Evet. Hız tutkunu olduğu söylemiştim..dediğimde evet anlamında kafasını salladı.
- Tamam ben çıkıyorum. Kendinize iyi bakın..dedim gülümseyerek
Sonra ikisininde yanağını öptüm. Engin bey ilk başta şaşırsada sonra gülümsedi.
Kapıdan çıkmadan son kez baktım onlara. Nasılda bilmeden iyi davranıyorlardı bana. Hem de sonunu bilmeden.
Hızla motoruna atlayıp bugünkü mafya toplantısının olduğu depoya sürmeye başlamıştm.
Depoya gelince motoru hızla parkedip içeri girdim. Odaya gelince büyük kapıyı açmaya çalıştım. Ama çok ağırdı. Tekme ata ata açtım kapıyı.
İçeride ki mafyalar bana bakıyordu.
- Ne . Kapı çok ağır..dediğimde herkes gülmeye başlamıştı.
Sonra yerime geçtim. Büyük mafya konuşmaya başladı.
-Eee Dolunay. Plan nasıl gidiyor. Dedi büyük mafya
- Harika gidiyor.. Bana güvenmeye başladılar bile. Evlerinde bana oda verdiler hatta...dediğimde şaşkınca bana bakmaya başladı.
- Peki ya yalan söylüyorsan . Nereden biliceğiz senin o eve girdiğini..dedi büyük mafya
Telefonumu çıkarıp kayıtı dinlettim. Deniz bana aşık olduğunu falan söylüyordu.
- Denizin sana aşık olması bizim ne işimize yarayacak..dedi büyük mafya
Çantamdaki dosyayı çıkarıp masanı üstüne fırlattım.
- Ben asla boşa oynamam. Hele oyunda ben varsam kaybetmek imkansızdır. Yarın hazır olun. Enginin tüm depolarını patlatacağız..