mutual feelings ━ tae.kook...

By vkookizm

853K 72.1K 27.1K

cookookie: selam güzellik. Görüldü 17.34 -boyxboy @vkookizm | tüm hakları saklıdır. More

one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty two/two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty
thirty one
thirty two
thirty three
thirty four

finale

19.6K 1.3K 607
By vkookizm

'1 ay sonra'

-Taehyung tarafından

Tüm günümü aptal televizyonun karşısında, aptal programları izleyerek geçirmiştim. Ara sıra atıştırmak için mutfağa gidiyor, daha sonra koltuğuma geri dönüyordum. Tüm yaptığım bundan ibaretti.

Artık buna bir son vermem gerektiğini düşündüm. Bu şekilde nereye kadar devam edebilirdim ki zaten? Televizyonu kapattım.

Kafamı geriye yasladım ve gözlerimi yumdum.

Ufaklığımı özlemiştim. Aslında onu, gün geçtikçe özlüyordum. Elimde değildi, ona aşıktım.

Ondan uzaklaşmak, suyun altında nefessiz kalmaktan farksızdı. Ve biliyorsunuz, oksijensiz  hayatta kalmanız mümkün değildi.. Benimde oksijenim jungkook'tu. Ve artık ben oksijenim olmadan nefes alamayacak hale gelmiştim.

Herzaman yaptığımı yapmıştım. Bencilce davranıp onu da kendimi de yıpratmıştım.

Berbat hissediyordum.

Peki ya ben böyleysem, kim bilir o nasıldı?

Benden farksız mıydı? Yoksa hiç olmadığı kadar mutlu muydu?

Bilmiyordum. Şu an a kadar onunla ilgili hiçbirşeyden haberim yoktu. Ve bu gerçekten zor bir hal almaya başlamıştı. Onsuz yapamayacağımın farkındaydım. Ve ne olursa olsun, yine ona gidecek, yine ona sığınacaktım.

Çünkü ben ona bu kadar aşıkken onu kaybetmeye dayanamazdım.

Hava git gide kararmış, gün sona ermeye başlamıştı. Peki ben, geç mi kalmıştım?

Hayır. Hiçbir şey için geç değildi.

Onu bulacaktım. Ve bulduğum an da da sarılacak, tüm yaptıklarım için özür dileyecektim.

Beni görmek isteyecek miydi emin değildim. Ama emin olduğum tek bir şey vardı, ben onu görmeyi herşeyden çok istiyordum.

Kolumu kaldırıp saate baktım.

11'i gösteriyordu. Günlerden ise salıydı.

Bu gece yarısına kadar kütüphanede olacaktı, biliyordum. Oraya gidecektim. Tek şansım buydu.

Odama yönelip dolabımdan boğazlı bir kazak çıkarttım ve alt kısmıma da yine siyah bir kot pantolon geçirdikten sonra kapıyı çekip, evden çıktım.

Rüzgar dağınık saçlarımı iyice dağıtıyordu. Ellerim ise buz kesmek üzereydi.

Üşüyordum.

Isınmaya, ısıtılmaya ihtiyacım vardı.

Küçüğümün sıcak ellerine ihtiyacım vardı.

Yolu yarılamış, neredeyse varmıştım. Kalp atışlarım dengesiz bir şekilde atmaya başlamıştı. Buna engel olamıyordum. Aslında bu normaldi. Kalbim onun için atmakta haklıydı.

Varmıştım.

Fakat kütüphanenin ışıkları yanmıyordu. Kapalı mıydı ki? Ama bu nasıl olur? Bugün salıydı, öyle değil mi? Jungkook burda olmalıydı. Neden kimse yoktu?

Üstelik buraya gelmek fazla zamanımı da almamıştı. Ve gece yarısı daha yeni başlıyordu.

Aslında nerede olacağını tahmin edebiliyordum. Evinde değildi.

Bana her gece kütüphane çıkışı sahilde dolaştığını ve saatlerce denizi izlediğini söylerdi. Eminim şu an oradaydı.

Buraya onu görmek için gelmiştim. Ve ne olursa, nerede olursa olsun onu bulacaktım.

Yönümü değiştirip sahilin olduğu tarafa doğru ilerledim. Sahil buraya yakındı. Ellerimi cebime sokup, adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Rüzgar aynı şiddetini korumaya devam ediyordu.

Sadece 4 lambanın aydınlattığı sahile ayak basmıştım. Etraf normalinden daha karanlık sayılırdı. İlerlemeye devam ettikçe gözlerim jungkook'u arıyordu.

Onu göremiyordum.

Kayalıkların olduğu kısıma yöneldim. Ve ilerlemeye devam ettim.

Gözlerim karanlıkta seçemiyordu fakat ileride bir silüet olduğunu anlayabiliyordum. Cebimden telefonumu çıkarıp, lambasını açacağım sırada kapalı olduğunu farkettim. Aldırış etmeden telefonu cebime geri koydum ve yürümeye kaldığım yerden devam ettim.

Denizin sesi, kulaklarımı sağır etmeye yetecek bir tondaydı. Sanki buraya geldiğim için deniz bana kızmıştı adeta. Biliyorum, ben hatalıydım. Ama her insan hata yapabilirdi ve bende onlardan biriydim. Ve benimde ikinci bir şansım olmalıydı, öyle değil mi?

Dalgaların sesi kulaklarıma doluşmaya devam ederken bende aynı tempoda yürümeye devam ediyordum. Gözümün seçemediği silüete, neredeyse yaklaşmıştım.

Duraksadım.

Burnuma dolan bu kokuyu tanıyordum.

Bu.. küçüğümün kokusuydu.

Simsiyaha bürünmüştü adeta. O herzaman rengarenkti. Şimdi neden siyahlara bürünmüştü? Benim yüzümden mi?

Evet. Herşeyin sorumlusu olduğum gibi bununda sorumlusu bendim. Kendimden bir kez daha nefret etmiştim.

Güzel kokusu burnuma dolmaya devam ederken gözlerim de yavaştan dolmaya başlıyordu. Daha fazla sabredemiyordum. Ona ihtiyacım vardı. Tam da şu an.

Bir.. ve iki..

Son adımlarımı da atmıştım. Şimdi tam önümdeydi. Fakat ben arkasındaydım.

Onu korkutmadan yavaşça arkasından sarıldım.

Kollarımı minik bedenine sararken titredi. Bir an için hareket etmedi. Bende öyle.

Ardından yavaşça kafasını bana çevirdi. Karanlıktı. Ama yine de görebiliyordum tapılası güzelliğin arasında parıldayan gözlerini.

Fakat gözleri kızarmıştı. Tepki vermeden yalnızca beni izliyor ve hafifçe ağlıyordu.

O ağlarken bile çok güzeldi. Fakat ne olursa olsun, ağlamasını sevmiyordum, o daima gülümsemeliydi.

Elimi kaldırıp akan yaşlarını sildim.

Gökteki ay, sadece ikimize yansıyordu sanki. Mükemmel yüz hatlarını şimdi tüm netliğiyle görebiliyordum. Zayıf bedenini bana doğru çevirdi. Ardından boynumda hissettim kollarını. Sıkıca sarılmıştı. Karşılık verdim. Artık hiç bırakmayacakmış gibi bende ona kenetlemiştim ellerimi. Ki öyle de yapacaktım, artık onu hiç bırakmayacaktım.

Kısa sürdü sarılmamız. Sıcak ellerini yüzüme koydu.

Yavaşça birleştirdi, birbirine özleyen dudakları. Artık üşümüyordum. Vücudum alev almıştı.

Ellerimi yumuşak saçlarına daldırıp iyice bastırdım dudaklarımı. Dilim ağzının içinde gezintiye çıkarken hafifçe inlemişti. Bu anın hiç bitmemesini diliyordum tanrıdan. Ama konuşmam, kendimi affettirmem gerekiyordu.

Yavaşça ayırdım şeftaliyi andıran dudaklardan dudaklarımı.

Tapılası yüzündeki her bir hattı ayrı ayrı incelemeye başladım önce. Gözünün önüne dökülen kahlüllerini yana sıyırdım ardından. Yüzünü ellerimin arasına alarak, alnımı alnına yasladım ve konuşmaya hazırlandım.

O ise konuşmuyor, yalnızca beni izliyordu.

Derin bir iç çekerek sözlerime başladım;

"Mutluydum jungkook.

Seninleyken çok mutluydum.

Ama şimdi, sensiz burada, kendimi çok zayıf hissediyorum.

Sen gidene kadar seni izledim, evet. Ama asla gitmene izin verir gibi görünmedim.

Çünkü sen herşeyimdin.
Ve açıkça görülüyor ki geçen zaman, bu düşünceyi değiştirmedi.

Sen hala benim herşeyimsin.

Seni tanıdığım günden beri, seni öleceğim güne kadar sevmek isteyeceğimi biliyordum.
Ve artık daha fazlasını istemeyeceğim.

Senden uzaklaşmak tam bir aptallıktı.

Herşey için özür dilerim.

Daima seninle olup, yalnızca seni seveceğime söz veriyorum sevgilim.

Seni artık bırakmayacağım."

Kendi gözümden de akan yaşlara aldırış etmeden alnına küçük bir öpücük kondurdum ve onu kendime çekerek sıkıca sarıldım, asla bırakmamak üzere.

'26.07.16'

Öncelikle nereden başlayacağımı bilmiyorum. Gerçekten kötü hissettim. Ama diğer yandan da mutlu oldum. Kötü hissetmemin nedeni; ilk vkook ficim ve artık bitti. Bu benim için gerçekten zor oldu. Ama her güzel şeyin bir sonu var. Mutual Feelings'te bınlardan biriydi..
Bu zamana kadar bu hikayemi okuyup destek olan bir sürü kişi oldu. Hepinize minnettarım. Bazen saçmaladım, bazen geciktim. Herkesten özür dilemek istiyorum. Tüm bunlara rağmen yanımda olup, destek olmaya devam ettiniz. Sonsuz teşekkür ederim. İyiki varsınız.

Ve çoğu kişinin merak ettiği konuya gelecek olursak hikayede neden smut yoktu?. Smut olmadı evet.. aslında olmasını istemedim. Bu konuda beceriksiz olduğumu bir kenara bırakırsak tamamen saf bir şekilde ilerlemesini ve bitmesini istedim. Ama eğer çok isterseniz özel bölüm olarak yazıp , yayımlamaya çalışabilirim. Onun dışında da kısa hikaye içinde maksimum 6'ya kadar yükselebildik. Bu bile benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten minnettarım. Bu hikaye herşeyim oldu. Her ne kadar bitirmek istemesemde kurgumun sonuna gelmiş bulunmaktayım. Umarım her bölümünü severek okuduğunuz bir kurgu olmuştur. Sağlıcakla kalın. Sizi seviyorum, vkook sevmeye devam edin.

Continue Reading

You'll Also Like

263K 18.6K 13
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!
31.3K 2.1K 24
[💍💑] | Tamamlandı | jeon jungkook kardeşi için kim taehyung ile evlenmeyi kabul etmişti
421K 27.8K 25
kim taehyung yeni bir okula naklini aldırmıştı jeon jungkook ise yeni avını elde etmek istiyordu. 18.06 | #vkook 2 18.06 | #kookv, #kooktae #bts 1 1...
19.4K 1.8K 40
[tamamlandı] ❝minik jungkook'un keşfettiği papatyalar, günün birinde elbet kokacaklardı.❞ • düzyazı ağırlıklı texting. hikâyeyi okuyan her çocukluğa...