( Medya : Zayn )
Şuan çocuklarla Fenerbahçe- Galatasaray maçının başlamasını bekliyorduk.
Zaynlerin evindeyim. Hepimizin kucağında mısır abur cubur falan var . Maçı bekliyoruz.
- Sen izliyeceğinden eminmisin..dedi Harry
- Evet ,bu maçı asla kaçıramam dostum..dediğimde hepsi sırıttı.
- Kanka biz biraz fazla küfür edebiliyoruz..dedi Niall çekinerek
Omuz silktiğimde Niall kolunu omzuma attı.
- Durun bakıyım. Burada kim fenerli kim galatasaraylı..dedim
- Biz fenerbahçeliyiz. Sadece Zayn Galatasaraylı..dedi Liam
Hışımla Zayne döndüm.
- Ölümüne düşmanımsın Zayn..dediğimde hepsi kahkaha attı.
Ben fenerliyim. Hıh. Sonuna kadar.
Maç başladığında hepimiz susup dikkatimizi televizyona diktik.
Maçı dikkatle izliyorduk. Karşı takım daha hızlı gidiyordu lanet olsun.
Top bizim kaleye gidecekken önümdeki kaseden bir avuç mısır alıp televizyona fırlattım.
- Siktir lan ordan..dediğimde diğerleri bana bakıyordu.
Sonra sırıttılar ve birden kahkakayı patlattılar.
- Çok farklısın..dedi Louis gülerek
Maç izlemeye devam ettik. Küfür etmemek için kendimi sıkıyordum. Diğerleri ise küfür ediyordu. Karşı takım bize gol attı. Zor tutuyorum kendimi. Zayn de sanırım bunu farketti.
- Dolunay kendini sıkma. İstediğin kadar küfür et..dediğinde
Ayağa kalkıp küfürleri sıralamaya başladım.
- O gol adil falan değildi. Şike var arkadaşım. Hakem kesin taraf tutuyor. Oruspu çocuğu. Bak hareketlere bak pezeveng. Bu adamda daha hızlı koşamıyormu ya baksanıza amk..diye bağırdığımda tuhaf tuhaf bana bakıyorlardı.
-Bencede sen az önceki gibi kendini tut..dedi Niall
Yerime geri oturdum. Sonra yine kalkıp küfürler sıralamaya başladığımda diğerleri şaşkın şaşkın bakıyordu.
****
- Siktirrr. Kaybettik ulan.Bu maç adil falan değildi. Hepsi hakem denicek itin yüzüne. Godoş. Babaannesi kaşar..diye bağırdım
Sinirim geçmeyince ortadaki sehpaya tekme attım.
- Hay sıçayım böyle maça..deyip tekrar bağırdım
Sinirle saçlarımı çekiştirdim. Kaybettik inanamıyorum. Arkama döndüğümde çocuklar korkan şaşkın ve tuhaf bakışlarla bana bakıyordu . Etrafa şöyle bir baktığımda her şey yerdeydi. Maç izlerken sürekli birşeyler fırlatıp küfürler ediyordum. Ev savaş alanıydı.
- Aman tanrım. Bir daha bu kızla maça izlemeyelim..dedi Harry
- Bide ben küfür edebiliriz diyorum sana. O nasıl küfürlerdi lan..dedi Niall
- Hayatımda duymadığım küfürleri duydum yemin ediyorum..dedi Louis
- Hepsi Zaynin suçu..dedim
- Ben ne yaptım..dedi Zayn
- Ben küfür etmemek için kendimi sıkıyordum. Zayn bana istediğin kadar küfür edebilirsin demişti..dediğimde diğerleri hışımla Zayne dönmüştü.
- Sanada iyilik yaramıyor..dedi Zayn
Sonra kendimi koltuğa attım.
- Nasıl hep böyle oluyor..dediğimde ne der gibi baktılar suratıma.
- Ne..dedi Niall
- Ne zaman maç izlesem böyle oluyor. Etraf savaş alanı gibi oluyor . Ve ben bunu maç bittikten sonra farkediyorum..dediğimde bir kahkaha patlattılar.
Niall yanaklarımı sıkıp öptü.
- Kızım harbi çatlaksın..dedi Zayn
Ona dil çıkardığımda gözleri dilime kaydı. Yutkunup dudaklarını yaladı. Diğerleride muzipçe bize bakıyorlardı. Hemen önüme döndüm.
- Kalkın . Buraları temizliyeceğiz..dediğimde ofladılar.
****
Yaklaşık 1 saat sonra evi tam olarak toplayabilmiştik. Kendimizi koltuklara attık. Ama Niall yoktu. Nereye kayboldu bu çocuk.
Birden kafamdan aşağı su dökülmesiyle sıçrayarak yere düştüm. Diğerleride kahkaha ata ata yarılarak gülüyordu. Sinirle Nialle baktım. Su döktü hain. Ayağa kalktığımda hepsi bir anda sustu. Üstüme baktığımda anladım. Kıyafetlerim ıslak olduğundan üzerime iyice yapışmıştı ve vücut hatlarımı belli ediyordu.
- Dolunay kankam olmasan sana yavşardım..dedi Niall. O böyle dediğinde hepimiz ona bir yastık fırlattık.
Ofladım.
- Ben ne yapıcam. Yedek kıyafetlerimde yok yanımda..dedim
- Ben sana veririm..dedi Zayn
O kalkıp yürümeye başladığında bende arkasından yürümeye başladım. Üst kata çıktık. Onun girdiği odaya girdim. Çok güzel kokuyordu . Onun odası sanırım. Siyah renkler hakimdi. Dolabından bir tişört çıkarıp bana fırlattı. Siyah bir tişörttü.
- Al bunu giy. Zaten sana elbise gibi olur..dedi ve çıktı.
O çıkınca siyah iç çamaşırlarıma kadar üstümdekileri çıkardım. Tam Zaynin tişörtünü giyecekken birden kapı açıldı. Bir çığlık kopardım.
- ZAYNNN..diye bağırdım.
Gelen Zayndi. Lanet olsun. Beni görünce sesli bir şekilde yutkundu. Sonra gözlerini bedenimden zar zor ayırıp gözlerime baktı.
- Telefonum kalmış..dedi ve telefonunu alıp gitti.
ZAYNİN AĞZINDAN
Dolunaya tişörtümü verip odadan çıkmıştım. Sonra telefonumu odada unuttuğumu farkedince odaya tekrar girdim.
Girmemle donup kaldım. Lanet olsun bu kız neden bu kadar güzel. Ona bakınca bile tahrik oluyorum. Tabi karşımda yarı çıplak bir Dolunay beklemiyordum. Dondum kaldım. Ben her gece farklı bir kızla olan biriyim ve hiç biri Dolunay kadar güzel değildi.
Gözlerimi ondan zar zor ayırıp telefonumu aldım ve hızla aşağı indim.
Çocuklar bana şöyle bir baktılar.
- Ne oldu..dedi Harry
- Hiç..dedim
- Söyle..dedi Louis ısrarla
Onlara söylesem birşey olmazdı zaten. Ama çok meraklılar.
- Ben şimdi Dolunaya kıyafet verip odadan çıkmıştım..dediğimde ee dermiş gibi baktılar bana
- Sonra telefonu odada unuttuğumu farkettiğimde odaya geri daldım..dediğimde sırıtmaya başladılar.
- Sonra ne oldu..dedi Niall
- İşte sonra karşımda yarı çıplak bir Dolunay..dediğimde gülmemek için dudaklarını ısırdılar.
- Beğendinmi kızı . Güzelmiydi..dedi Naill imayla.
Dudaklarımı ısırıp başımı felaket anlamında salladığımda sırıttılar.
- Dolunayı azıcık tanıdıysam bunu sana ödetir Zayn..dedi Liam
Evet birde o vardı. Sonra bakışlarımız merdivenlerden inen Dolunaya kaydı. Şuan zor duruyorum.
Duş almıştı anlaşılan. Buraya doğru gelirken bir havluyla saçlarını kurulamaya çalışıyordu. Ona verdiğim tişört hemen kalçasının altında bitmişti. Bütün bacakları ortadaydı. Saçları çok uzundu. Tişörtle aynı hizada bitiyordu.Tuhaf. Dolunay biraz daha uzundu diğer kızlara göre.
Yanımıza geldiğinde bana sinirli bir şekilde bakıp yerine oturdu. Diğerleri sırıtıyordu. Sonra kapı çaldı.
- Ben bakarım..dedi Dolunay ayağa kalkararak
Harry ve Louis onu kolunda tutarak oturttular.
- Kızım bu kıyafetle kapımı açılır..dedi Niall sinirle
Dolunay gözlerini kocaman açıp dudaklarını bükünce hepimizin siniri geçmiş yerini gülümsemeye bırakmıştı. Bu kızı anlayamıyorum. Siyah barda şeytan diyebileceğiniz bir karakterken yanımızda melek masum birisi. Niall dayanamayıp onu kolunun altına alıp yanaklarını sıkmıştı.
- Dolunay sen mutfağa geç. Seni böyle görmesinler..dediğimde oflayarak mutfağa gitmişti.
Liam yerinden kalkıp kapıya bakmaya gitti. Geri geldiğinde yanında sinirleneceğim birini gördüm. Martin. Bu adam bizimle düşman. Siyah Cenneti elimizden almak istiyor.
Martin gelip kendini koltuğa atıp gevşekçe güldü.
- Ah merhaba eski dostlarım. Nasılsınız..dedi Martin gevşekçe
- Seni görene kadar çok daha iyiydik..dedi Niall sinirle
Kendi aramızda gülüyor olabiliriz ama başkalarının yanında asla. Bu adam Niall gibi birini bile sinir edebilecek birisi.
- Niye geldin..dedi Liam sinirle
- Size bir teklifim var. Siyah Cenneti bana verin bende size istediğiniz kadar para vereyim..dedi Martin
- Biz ne yapacağız parayı geri zekalı. Zaten zenginiz. Al o parayı müsait bir yerine sok..dedi Louis
Martin sinirlenmişti.
- Bunu siz istediniz.. Orası her türlü benim olacak..dedi Martin
Sonra içeri 16 kişi falan girdi. Hepsi eli silahlı korumalar. Onların yanındada Martinin arkadaşları Lucas , Jonathan, Will, Hanry vardı. Ah dostum bunlardan nefret ediyorum.
- Son kez soruyorum. Ya kendi isteğinizle Siyah Cenneti bana verirsiniz yada ben zorla alırım..dedi Martin
Korumalar bize silah doğrulttu. Dolunay korkuyormudur acaba. Diğerlerine baktığımda , sanırım onlarda Dolunayı düşünüyor.
O sırada bir alkış sesi geldi. Herkes o tarafa baktı. Dolunay kapının kenarına yaslanmış alayla alkışlıyordu. Herkese baktığımda ağızlarının suyu akacaktı resmen. Oha Dolunay o kıyafetle çıkılırmı o kadar erkeğin içine . Martin Dolunaya sırıtarak bakıyordu. Dolunay Martinin yanına yaklaştı. Martinse sırıtıyordu piç.
- İşte kızlarda bıraktığım etki bu..dedi Martin Dolunaya hitaben
Dolunaysa Martinin dibine kadar girdi. Ne yapıyor bu kız. O Martinin dibine girdiğinde Martinin nefes alış verişi değişti. Odadaki herkes bunun farkındaydı. Dolunay alayla güldü.
- O sürtüklerde bıraktığın etkidir canım. İşte benimde senin gibi oruspu erkeklerde bıraktığım etki bu..dedi Dolunay
Sonra işaret parmağını Martinin alnına koyup yavaşça ittirdi. Odadaki herkesin ağzı açık kaldı resmen. Ama yalnız fena laf soktu. Lucaslara baktığımda onlarda şaşkınlık ve hayranlıkla bakıyordu Dolunaya.
Dolunay sehpanın üzerindeki kırmızı şarabı aldı ve bir kadehe boşalttı.
Sonra gelip kalçasını koltuğa yasladı. Herkes pür dikkat ona bakıyordu. Korumalar bile hayran gözlerle bakıyordu ona.
Dolunay bardağı ağzına götürüp bir yudum içti.
- Şimdi gelelim konumuza. Siyah cenneti neden istiyorsunuz..dedi Dolunay
Sesi fazla etkileyici ve aynı zamanda soğuk çıkıyordu.
- Seni neden ilgilendiriyor..dedi Martin
- Peki benim ilgilenip ilgilenmemem neden seni ilgilendiriyor..dedi Dolunay
Bu kız nasıl böyle cevaplar veriyor. Martin hala şoktaydı anlaşılan. Her seferinde Dolunay onu kapak yapıyordu.
- Güzelim istersen bunları seninle benim evimde konuşalımmı. Seni eğlendirebilirim..dedi Martin
Sinirden ellerimi yumruk yapmıştım. Niallerde benim gibiydi.
- Sen beni sürtük sandın herhalde. Önüne her gelenle yatıyormusun erkek oruspu. Bu gidişle kendi kendini becermekten daha ileriye gidemeyeceksin...dedi Dolunay
Dayanamayıp bir kahkaha patlattım. Nialler de gülüyordu. Hatta Lucaslar bile gülüyordu . Korumalar ise Martinden korktukları için gülemiyorlardı ama gülmemek için dudaklarını ısırdıklarını görebiliyordum.
- Susun..diye bağırdı Martin
- Siyah Cennet bizim olacak. Kimse engel olamayacak..dedi Martin
Dolunaysa omuz silkip dil çıkardı.
- Sıkıyosa al..dedi ve hareket çekti.
Dayanamayıp bir kahkaha daha patlattım. Lucaslar artık gülmekten kıpkırmızı olmuşlardı
Dolunay şarabından bir yudum daha aldı. Fazla mükemmel görünüyordu.
Martinin sinir olduğu belliydi. Ama Dolunaya şaşırdığından birşey demiyordu.
Dolunay şarabından son yudumunuda lanet güzellikteki dudaklarına götürüp içti.
- Artık gidecekmisiniz. Kibarca diyorum bak. Ya gidin yada ben size siktiri çekerim canım..dedi Dolunay sonra başını yana eğip dudaklarını büzdü. Odadaki herkesin tahrik olduğunun farkındayım.
Martin sinirle elini kaldırdı. Tam Dolunaya tokat atıcakken Dolunay onun kolunu tutup sırtında birleştirdi.
- SEN KİMSİNDE BANA VURMAYA ÇALIŞIYORSUN. ERKEK ORUSPU. SIÇARIM SENİN KEYFİNE . ŞUANDA GİTMEZSENİZ BU EVDEN CANLI ÇIKAMAYACAKSINIZ..diye kükredi Dolunay
Herkes irkildi. Az önce etkileyici görünen kız şimdi şeytan gibi görünüyordu.
- Hadi ya senin gibi bir kız neler yapabilirki..dedi Martin alayla
Dolunay ani bir hareketle Martinin belindeki silahı aldı ve kafasına bastırdı.
- Sandığımdan fazlasını yapabiliyorum. Seni şimdi öldürebilirim canım..dedi Dolunay
- Yapamayacağın sözler söyleme. Hem beni vurursan sende ölürsün..dedi Martin
Dolunay hala Martine bakarken silahını rastgele bir korumaya doğrulttu ve kafasına sıktı. Herkes şok olmuş gözlerle ona bakıyordu.
- Ben yaparım. Ama doğru seni öldürmem. Eğlence yeni başlıyor tatlım..dedi Dolunay ve şeytani bir şekilde sırıttı.
Sonra az önce şarap içtiği bardağı masanın kenarına vurup kırdı ve kırık cam parçasını eline alıp Martine yaklaştırdı.
- Ama bu sana benden bir hatıra bırakmayacağım anlamına gelmiyor..dedi Martinin koluna bir çizik attı. Martin acıyla inledi. Sonra Dolunay onu Lucaslara doğru fırlattı.
- Gidin şimdi. Sonra görüşüceğiz nasılsa. Dediğim gibi eğlence yeni başlıyor. Ama benim olduğum yerde kuralları ben koyarım. Düşmanım olmadan önce iki kere düşünün. Çünkü sonuçları fena oluyor.. Ve bir daha benim olduğum yerde böyle bir şey yaparsanız sizi öldürmem. Ama ölmek için yalvartırım. Şimdi defolun..dedi ürkütücü bir sesle
Sonra arkasına dönüp yeni bir bardak aldı ve tekrara şarap doldurdu. Bardağı dudaklarına götürüp bir yudum aldı.
- Gidelim..dedi Martin
Arkadaşları ve adamlarıyla giderken Dolunay ürkütücü sahte soğuk bir kahkaha attı.
- Çok eğleniceğiz..dedi
Tanrım. Bu kız gerçekten ürkütücü.
Martinler gidince ona dediğim tek şey şu oldu.
- Sen kimsin..