KAYBEDİLENLER

By UyuzHatun0

23.5K 11.1K 1.5K

-Peki nasıl bu kadar iyi oynayabiliyorsun? Bu sorusunun üstüne bende bardağı kafama dikmiştim. '' Anlatayım o... More

'' BÖLÜM 1 ''
'' TANIŞMA ''
'' BETÜL ''
'' SİNİR KRİZİ ''
'' GEÇMİŞ ''
'' YAĞMUR ''
'' SİNİR ''
'' EVLEN BENİMLE ''
'' NİKAH ''
'' DAĞ EVİ ''
'' KURALLAR ''
'' SORULAR ''
'' ENES VURAL ''
'' AKŞAM YEMEĞİ ''
'' ZOR GÜNLER ''
'' DOST ''
'' GÜNAHA DAVET ''
'' GEÇER Mİ ''
'' SAVAŞA İLK ADIM ''
'' KISASA KISAS ''
'' KURŞUN ''
'' ANILAR ACITIR ''
'' ŞAPLAK ''
'' AŞK ORMANDA YAŞANIR GÜZELİM ''
'' TEHLİKE ÇANLARI ''
'' YANLIŞ YAPMAYA CESARETİN VAR MI ''

'' SÖZLER ''

791 364 45
By UyuzHatun0


'' Dik dur daha küfredilecek bir çok insan var ''

DURUKAN

Sabah sabah sinirlerim tepemdeydi gene. Bu gün şu meşhur Enes'le tanışacaktık. Adamı bulmuştum bide yetmez gibi babasına ortaklık teklifi göndermiştim.Azimle planımızı yavaş bir şekilde işlemeye başlamıştık. Onu parasıyla değil duygularıyla sikecektim önce. Ama hepsinin bir vakti ve zamanı vardı. Alinin neden o her istediğini alır dediğini şimdi daha iyi anlıyordum. Baba parasıyla büyüyen züppenin tekiydi piç. Her yaptığı boku rüşvetle şunla bunla kapatmışlar.Bakalım bu sefer yapacağımı neyinizle kapatacaksınız.

Bide bu kadar derdim yetmez gibi bizim toprak hanım beni gene sinir etti. Bu kız hiç olmadık yerlerde neden hiç olmadık kıyafet giyiyor . Yani bu kızın böyle özel bir gücü filan mı var. AA giyilmemesi gereken bir yer hemen buna ters düşen bir şey mi giymem lazım diyor ne bok yapıyor anlamadım gitti.Ve yine giymemesi gereken bir etek giymiş. Pardon etek mi dedim. Ona etek denmez cam silme kumaşı denir.Ve o Enes piçiyle karşılaştıklarında emininki gözünü çekmezdi tabi buda benim onun gözünün çıkartmam anlamına gelirdi .Ama Azim'e söz verdim. Her daim sakin olacağıma ve ondan habersiz bir atak yapmayacağıma dahil. Gel Enes piçi gel bakarım. Acaba toprak bunu nasıl karşılayacak.?

Keşke söylese miydim. Neyse böylesi daha iyi en azından tepkisini görmüş olurum.

45 dakika sonra toplantı odasında beklerken kapı açıldı içeri meşhur piçimiz girdi. Ama benim gözlerim Enes den çok topraktaydı. Onu gördüğünde önce afallamıştı. Gözleri doldu. O gözlerinde binlerce duyguyu yaşadığını gördüm. Milyonlarca yıkılışını ve yerle bir oluşunu gördüm sanki. O kadar boş bir şekilde bakıyordu ki. Sanki burada biz yokuz sadece o ve kendi varmış gibi bakıyordu.Sonra bir şey oldu nasıl desem anlatılmayacak bir şey. Birden daha dik durdu . Omuzlarını geriye doğru attı. Göğsü dikleşti. Başını dimdik kaldırıp gözlerini enesin gözlerine dikti. Yanağından süzülen bir damla yaşı elinin tersiyle sildi.O gözyaşı damlası o kadar küçüktü ki kimse fark edemezdi ama içinde barındığı acı kendisinin kat ve kat üstündeydi. Gözleriyle resmen karşısındakine savaş açmış bir komutan edasıyla bakıyordu. Sanki enese karşı yıkılmadım diyordu. Savaşa hazırım.Her zaman ki gibi ayağa kalkmasını bilirim diyordu vücut dili her şekilde. Ve işte benim eşimde böyle olmalıydı her ne olursa olsun dimdik ayakta olmalıydı. Sahte de olsa eşimdi kağıt üstünde. Beni temsil ediyordu.Daha sonra bakışlarımı malum insana çevirdim. Şerefsiz gözlerinin içi gülüyordu resmen nasılda bakıyordu it oğlu it. Ben senin o gözünü oymaz mıyım lan. Oyup da misket yapıp masamın üstüne koymaz mıyım.

-Buyurun Enes bey oturun ayakta kaldınız. Bu arada ben Durukan POYRAZOĞLU

-Demek Durukan bey sizsiniz dedi iğneleyici bir ses tonuyla. ( o iğnelerle götünden kan alacağım kann )

Gözlerinin içine dik dik bakarak '' Evet o benim ''

- Tanıştığıma memnun oldum diyerek elini uzattı.

-Bakarım bundan sonrada böyle diyebilecek misiniz. diyerek uzattığı eli sert bir şekilde kavradım. Bu tokalaşma sıradan bir el sıkmadan ibadet değildi. Bu bir savaşın başlangıç aşamasıydı. Ve bu savaşın sonun da kazanan taraf belliydi.

-Anlamadım ne dediniz?

-Bende dedim. Ha bu arada bu güzeller güzeli bayan benim karım olur. Toprak Poyrazoğlu diyerek toprağı kolumun altına aldım.

-Demek karınız? dedi gözlerini toprağa dikerek.

-Evet .

Hoyrat bakışlarıyla toprağı baştan aşağı süzdü. Süz süz ben senin o gözünü oyunca nasıl bakacaksın çok merak ediyorum.

-Çok güzel bir eşiniz varmış kıymetini bilin . Hayat bu belli mi olur sevdikleriniz hiç zamansız bir şekilde yanınızdan gidebilir Durukan bey.

Ne diyor lan bu dallama sikerim bunun belasını. Toprağı kendime biraz daha çekip elimle başını hafif kaldırıp dudaklarından hafifçe öptüm sonra Enes piçine dönüp

-Öyle bir durum asla olmayacak dedim.

Yüzünden belliydi fazlasıyla bozuldu. Hatta çok fazla sinirlenmişti. Eline baktığımda yumruk şeklinde duruyordu. Dursun dursun o elini de kıracağım vakti zamanı gelince. Toprağa dönüp baktığımda ise kıp kırmızıydı. Ahh ya nasıl beceriyorsun be kızım böle olmayı anlamıyorum. Cidden artık içinde bir trafik ışığı olduğunu düşünüyorum.

-Sizi akşam yemeğine davet ediyorum o zaman Durukan bey. Orada daha iyi konuşuruz işi. Şu anda gitmem gereken bir yer olduğunu hatırladım. Yemeğe güzeller güzeli eşinizle beraber gelin.

-Tabii ki mekanı ve zamanı siz bildirirsiniz.

-Tabii ki . Biz kalkalım o zaman yemekte görüşmek üzere işin detaylarını orada daha iyi bir şekilde konuşuruz.

-Tamam o zaman Enes bey.

Önce benim elimi sıktı daha sonra toprağa uzattı . Toprak önce bana baktı sonra oda uzatılan eli mecburen sıktı.. Ama bu piçin gözleri başka bakıyordu. Lan ben oyacagım o gözleri kafaya taktım.

Herkes odadan çıktık dan sonra toprakla ikimiz kaldık . Toprak sandalyeye yıkılmış bir şekilde oturuyordu. Sanki burada bir görüşme değil de 8.9 derecesinde bir deprem olmuş gibi yıkık şekilde duruyordu. Enkazlarının altındaydı.

- Toprak .diye seslendim sakin bir ses tonuyla

- Eve gitmek istiyorum. Eve götür beni. dedi

- Tamam. dedim.

Nede olsa böyle bir şey bekliyordum. Ama fazlasıyla sakin bir tavır sergiliyordu. Bu iyi miydi kötü müydü bilmiyorum. Resmen fırtınadan önce kuzuların sessizliği gibiydi.

45 dakika sonra eve geldiğimizde toprak direk odasına çıkıp kapısını kilitledi. Bende kendimi koltuklara bırakıp televizyonu açıp izlemeye başladım. Fark etmeden televizyon karşısında uyuya kalmışım. Uyandığımda saat 10'du. Toprak ortalıkta yoktu . Odasına çıkıp kapıda dikilmeye başladım çalsam mı diye. Bir süre kapıyı dinleyince ağlama ve konuşma seslerinin geldiğini duydum.

'' Bırakmıyor işte peşimi kurtuluş yok ondan deyip duruyordu. Nasıl güçlü duracağım ben o gözümün içine bakıp bakıp sırıtırken. Nasıl ayakta kalacağım adını duymaya tahamülüm yokken suratına nasıl bakacağım o pisliğin ''diyordu.

Daha sonra büyük bir kırılma sesi geldi. Galiba aynayı kırdıydı. Kapıyı tıklattım

-Toprak aç kapıyı.

-Gelme istemiyorum. diye bağırdı.

-Toprak lafımı ikiletme aç şu lanet kapıyı ne halt yiyorsun içeride.

-Açmayacağım tamam mı. Açmayacağım nefret ediyorum siz erkeklerden. Biliyordun dimi onun geleceğini biliyordun . Ve bana bilerek söylemedin.

-Toprak şu kapıyı aç lan.

-Açmıyorum lan.

-Öylemi.

Hemen kendi odama geçip çekmecedeki silahı alıp kapının önüne geldim. Silahı kilit noktasına gelecek şekilde nişan alıp vurdum kapı açılınca direk içeri girdim.

Toprak şaşkın ördek gibi yüzüme bakıyordu. Ne sanıyordunuz toprak hanım açamayacağımı mı. Saçları dağınıktı gözleri ise kan çanağından farksızdı. Şişmişler di de. Uzun bir zamandır ağlıyordu demek ki. Odaya baktığımda her yeri dağıttığını gördüm. Her yer birbirine girmiş. Komidinin üstünde ne kadar eşyası varsa yerdeydi. Yatağın üstü dağınıktı. Çiçekleri yerdeydi. Her daim odasında bulundurduğu gül dolu vazonun gülleri de nasibini almış. Yaprakları koparılmış bir şekilde yerdeler di..Dolaba baktığımda ise ayna parçalanmış bir şekilde yerde duruyordu. Kısacası buradan bir kuvvetli bir kasırga geçmiş gibiydi. Ona doğru yaklaşıp yüksek sesle :

-Lan ben sana benim bir lafımı ikiletme demedim mi. Neden açmıyorsun lan bu kapıyı.

Bir adım geri atarak . '' yüzünü görmek istemiyorum da ondan. ''

-Öylemi ama göreceksiniz hanımefendi ben ne dersem yapacaksın da.

-Yapmayacağım.

Bak gene dikleniyordu bana. Ve bu benim sinir kat sayımı arttırıyordu. bir adım daha ona yaklaştım oda bir adım geri gitti.

-Yapacaksın dedim lan

-Bende yapmayacağım dedim.

- Öylemi ama ben yaptırmasını bilirim.

-Bıktım sizden anlıyor musunuz bıktım artık. Hayatımın erkekler tarafından mahvedilmesin den yönetilmesinden bıktım. Nefret ediyorum sizden.

-Ben mi mahvettim lan hayatını. Altına yatıp kalktığın Enes piçi mahvetti. Ben sana iyilik yapmak için başkasının altına yatmış olan birini nikahıma aldım kızım sen kime ne diyorsun.. diye bağırdım.

Sözlerim ben düşünmeden bir anda yaydan çıkmış ok gibi toprağın kalbine saplanmıştı. Bir anlık sinirle hiç dememem gereken bir cümle söyledim. Ve o cümlenin etkisinin , yarattığı yıkıntıyı şuanda toprağın gözlerinde görebiliyordum. Şuan da yaşadığı acıyla kalbinin attığı sessiz çığlıkları duyabiliyordum. Gözleri dolmuştu. Hiçbir şey söylemeden usulca yanımdan geçerken tek bir şey fısıldadı '' ben istememiştim '' dedi ve yanımdan uzaklaştı. Arkasından gitmek isterdim ama gidemezdim. Son söylediğim çok ağır olmuştu. Onun durumunu bildiğim halde böyle bir cümle kullanmıştım. O canının acısıyla gitti ama bana kocaman bu yıkık oda gibi bir vicdan azabı bıraktı.

(Kuzularım nasılsınız bakalım neler var neler  yok. Yaz tatili nasıl geçiyor oruçla aranız nasıl bakalım. Kuzular havalar çok sıcak sakın bu havalarda öğlen saatinde gezelerim  demeyin oturun evinizde güneş geçer valla kafanıza şahtınız kayar :D Ne diyorsunuz bu Durukan öküzünün dediklerini . Ne yapsak bunu kesip etiyle bu ramazan ayında kavurma yapıp yesek mi :D Valla ne güzel olurdu dimi :D yazar gene yemek peşinde valla iftardan sonra yazdım bölümü ama göz doymuyor işte :D. Çok uzattım gene susmuyor kardeşimin tabiriyle motorum soğumuyor neyse öptüm sizi kuzularr muaaaahhhhh : )

Continue Reading

You'll Also Like

349K 29.6K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
81.5K 3.4K 16
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
111K 3.4K 32
Trabzonda geçen bir mahalle kurgusu Sevgi Aktepe ve Asaf Kanıt 28.04.2024 #gençkızedebiyatı 🥇 "Dertlerim çok benim." Dedi kaçamak bakışlarıyla. "Bi...
1.6M 52.4K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...