Günaydın Selami abi (SY)

By Shoanleer

15K 1.6K 1.3K

Henüz bir kitap karakteri olduğunun farkında olmayan Selami'nin maceraları. Selami dışında her karakter ger... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34

Bölüm 25

338 29 21
By Shoanleer

"Günaydın Selami abi."

"Günaydın da, siz kimsiniz?"

"Abi biz masallardaki gerçekleri araştırma bilim dalında ihtisas yapan hassas bireyleriz."

"Yeğenim siz daha isminizin içinde çelişiyorsunuz. Masallarda gerçek olur mu? Adı üstünde masal."

"Öyle deme abi ya, her masalın içinde bir gerçek vardır. Bize yardım eder misin?"

"Ne yapacağım yeğenim anlat bakalım."

"Selami abi Yamuk Prenses ve Yedi Bücürleri duymuş muydun?"

"O Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler değil miydi?"

"Hah işte biz de bunu araştırmak istiyoruz. Yamuk muydu pamuk muydu? Cüce miydi bücür müydü?"

"Ben nasıl öğreneceğim aslını?"

"Seni o masalın geçtiği zamana gönderip, gözlem yapmanı istiyoruz."

"Yazar yine senin başının altından çıktı değil mi?"

"Ne alakası var ya? Selami kafana taş düşse benden biliyorsun" dedim.

"Ah!"

"Ne oldu Selami?"

"Kafama taş düştü, sen atmadın mı?"

Ben hiçbir şeyden habersizmişim gibi ıslık çalarak havaya baktım.

"Yeğenim bu aralar canım sıkılıyordu zaten, gönderin beni bir bakıp döneyim."

"Peki abi, bunu kafana takıp telefon kulübesine gir ve *123# ye bas."

Selami adamların uzattığı alüminyum folyodan yapılan, tepesi huni şeklinde bükülmüş şapkaya baktı. Ardından telefon kulübesini aradı. Fakat o mahallede telefon kulübesi yoktu.

"Hadi şapkayı taktım diyelim, kulübe nerede oğlum?"

"Onu da sen bul Selami abi, her şeyi de devletten bekleme yani."

"Neyse sen o şapkayı tak ben sana kulübe ayarlarım" dedim.

Selami folyodan yapılan şapkayı takınca deliye benzemişti. Katıla katıla gülerken ona bir kulübe gönderdim. Selami ya sabır çekerek kulübeye girdi ve *123# ye bastı.

Ahizedeki ses "eksik veya yanlış numara çevirdin Selami gerzeği" dedi.

"Valla bunu sen yaptın yazar."

"Seninle uzun zamandır dalga geçemiyordum" diye itiraf edip Selami'yi masalın içine yolladım.

Selami yamuk prensesin üvey annesi olan kötü kraliçenin odasına gitmişti. Kraliçe aynanın karşısına geçmiş soru soruyordu.

"Ayna ayna söyle bana var mı bu dünyadan benden daha yamuğu?"

"Yok Kraliçem maşallah taş gibisin, seni sevmeyen ölsün, ööööölsün, seni sevmeyeeeeen öööölsün."

"Yazar bu kraliçe deli, ayna ondan daha deli. İki dakikada arabeske bağladı."

"Ses çıkarma, seni duyar da cellatlara verir."

"Cellatlar bana ne yapar?"

"Baştan aşağıya yalarlar gerzek Selami. Öldürürler oğlum. Kelle gider, mafiş, finito, dead yani. Kapiş?"

"Yarısını anlamadım ama kötü bir şey herhalde."

Kraliçenin şatosundan çıkıp ormana doğru giderken yıllar geçer.

"Ne yılı ya abarttın yine yazar."

"Masal diyarı burası Selami, yamuk prensesin büyümesi lazım."

Neyse, Selami ormanda bir kulübeye varana kadar yürür. Kulübeyi görünce yaklaşıp camından bakar. İçeride suratı yamuk bir kız vardır. Selami onu görünce, "heh yamuk prensesi buldum" der.

Prenses odada bulunan bücürlere, "bu gece hanginizle yatacağım hep karıştırıyorum" der.

"Oha! Prenses oro*pu çıktı."

"Yok oğlum o prenses değil köyün delisi. Bak prenses orada."

Güzeller güzeli prensesi gören Selami'nin ağzı bir karış açılır, içine sinek düşer. Sineği çiğnemeden yutan Selami camı tıklatır ve kızın dikkatini çeker.

"Pardon bacım, ben buraların yabancısıyım da yamuk prensesi arıyorum."

"Benim o amca, size çok kanım kaynadı. Size baba diyebilir miyim?" diye sorar.

"Haydaaa ne amcası ne babası, bu kızda deli çıktı iyi mi?"

"Ne yapsın yedi bücürlerle ormanda bir başına yıllarca yaşayınca, sosyal zekâsı gerilemiş."

"Bacım senin kötü bir üvey annen var mı?"

"Yok."

"Nasıl yok kız, daha yeni yıllar önce gördüm. Aynaya sulanıyordu."

"Ha o mu? O benim sadece üvey annem. Kötü değil ki."

"Sen öyle san saftirik" diye mırıldandı Selami.

"Bir şey mi dedin amca?"

"Amca değil kızım, abi."

"Tamam kız abi hemen kızma."

"Kız abi mi? Senin bizim Sedef'le bir akrabalığın mı var?"

"Hayır kız abi. Neyse gel içeri sana anlatacaklarım var" diyen yamuk prenses Selami'yi eve atar.

"Sen Rapunzel'i bilir misin abi?"

"Biraz bilirim, hani uzun saçlı. Bir kulede hapsedilmiş, sonra saçlarını aşağıya salıp prensi yukarı çekiyor filan."

"Hepsi yalan kız abi. O pasaklı karı var ya, saçlarını kestirmeyip bitlendiği için onu kuleye hapsediyorlar. Sonra o pasaklı da yoldan geçen adamları baştan çıkarıp, saçıyla yukarı çekiyor veriyor da veriyor."

"Oha! Biz onu böyle bilmiyorduk."

"Dahası da var abi, o pasaklı karının karmakarışık saçları sayesinde film teklifi geliyor. Adı da Karmakarışık (Tangled)."

"Demek filmin adı oradan geliyormuş prenses."

"Bir de Elsa diye bir yelloz var. Soğuk mu soğuk karının teki. Burnu havada, dokunsan donarsın. Ona bile film yaptılar."

"Frozen'ı mı diyorsun?"

"Evet kız abi."

"Senin filmini de yaptılar."

"Yaptılar da o filmlerde dublör kullandılar, ben hiç gözükmedim. Size baba diyebilir miyim?"

"Evet, yani hayır. Öf kafam karıştı. Sen bunları kıskanıyor musun?"

Yamuk prenses cevap verecekken kapı çaldı. Kapıyı açınca çirkin ve yaşlı bir kadının kapıda dikildiğini gördü.

"Buyur teyze."

"Yok buyurmayayım yamuk kızım, ben sadece bu nefis elmalardan sana vermek istiyordum."

Selami kıpkırmızı elmaları görünce hemen sepete daldı. Peş peşe elmaları yemeğe başlayınca, "dur gerzek Selami onlar zehirli" diyemeden biri hariç hepsini yedi.

Çirkin yaşlı kadın hayretler içerisinde, "bunlardan biri zehirliydi neden ölmüyor" diye mırıldandı.

Kalan elmayı alan yamuk prenses, bir ısırık alınca zehirlendi ve kendinden geçti. Selami son elmayı aldığı için yamuk prensese kötü kötü bakarken, çirkin yaşlı kadın havaya sıçrayıp topuklarını birbirine vurdu ve neşeyle uzaklaştı.

Yedi bücürler yamuk prensesi kaldırıp yatağa yatırırlarken, orasını burasını ellediler ama prenses fark etmeyecek kadar zehirlenmişti. Selami kızın ısırdığı elmanın kalanını yemeği düşünürken, ona ne için geldiğini hatırlattım.

"Selami ne için geldiğini hatırla."

"Hatırladım. Bu masal benim bildiğimden daha saçmaymış. Geri dönüp bilgi vermem lazım."

"Dur! Daha yamuk prensesin iyileşmesini beklemelisin."

"Zehirlenmiş işte nasıl iyileşecek? Serum mu takacağız münasip bir yerine?"

"Hayır beyaz atlı prensi gelip, onu şey edecek ya, onu bekle?"

"Ne edecek? Aklıma kötü kötü şeyler geliyor."

"Sapıtma, öpecek."

"O uyuyan güzeldi yazar, sen de amma cahilsin."

"Bu nasıl uyanıyordu?" Hemen internete girip yamuk prenses ve yedi bücürler yazdım Google'a. Google da bana "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" bunu mu demek istediğiniz diye cevap verdi.

Onu demek istesem onu yazardım Google diye kafa tuttum. Israrla onu demedim, benim dediğimi göster desem de, o gene bildiğini yaptı ve bana "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" i getirdi. Ya sabır deyip okudum. Konu neredeyse aynıydı. Tek fark, bayılan prensesi yatağa götürürlerken, cüceler orasını burasını ellemiyorlardı. Yoksa tıpatıp aynısıydı.

Onu camdan bir tabuta koyuyorlarmış da, sonra tabutu taşırken "yanlışlıkla" tabut devriliyormuş da, vay efendim kızın boğazındaki elma çıkıveriyormuş. Biz yer miyiz lan bu elmayı, pardon bu numarayı. Asla!

"Yazar yine kayışı kopardın sen. Git bir hava al da gel."

"Selami ben kalan kısmı öğrendim, senlik bir şey yok. İşin kaymağını prens yiyecek. Sana oradan ekmek çıkmaz. En iyisi sen geri dön ve raporunu ver."

"İyi madem, telefon kulübesine dönüp *123# yi tuşlayayım" diyen Selami, ormanda kulübe aradı. Fakat ormanda telefon kulübesinin ne işi olsun? Daha telefon icat edilmemiş. Bakınırken, uzakta bir yerde mavi bir polis kulübesi gördü.

"Tüh ya, telefon kulübesi olsa işimi görürdü" diyerek başka yönlere doğru arayışını sürdürdü.

O sırada mavi telefon kulübesindeki kadın, "doktor bu birkaç bölüm önce gördüğümüz gerzek değil mi?"

"Evet Clara bu o. Ses çıkarma bizi evde yok zannetsin. Bir daha bulaşmayalım şuna."

Selami'nin kulübeyi bulamayacağı belli olunca, iş yine başa düşmüştü. Selami'yi alıp kendi zamanına bıraktım. Raporunu verdikten sonra, hikâyenin sonunu merak edip internete girdi. Yamuk prenses ve yedi bücürler yazınca, Google ona da "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" i getirdi.

Selami defalarca denese de doğru hikâyeyi bulamayınca "hay bu Google'ı icat eden pez..." diye başladığı cümleyi, dava açarlar diye kesmek zorunda kaldım.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 21.04.2016

Kelime sayısı: 1165

Continue Reading

You'll Also Like

205K 11.2K 39
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...
373K 3.8K 29
"Bu saatten sonra yer mekan fark etmez yüzbaşım." Yetişkin içerik !
4.3M 260K 83
Her şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, o...
567K 13.5K 14
24/03/2024 tarihinde düzenlenmiştir! "Dedim işte, sen babamızın yüzde 99,9 kızısın." Allah aşkına bu telefonda söylenir miydi? Tamam söyle diyen bend...