Bölüm 8

383 63 36
                                    

Selami'nin, kitabını okuyup bilgisini arttırmaması için kitabı silmeye karar vermiştim ama okuyuculardan gelen istekler sonucunda silmedim ve devam ettim.

Selami kitabını okurken tırnaklarımı kemirmeye başladım. Ya gerçekten dediği gibi kendini geliştirip bana karşı kullanabileceği kozlar bulursa?

Bunun olmasına izin veremezdim. Pardon ya Selami'yi düşünmekten ilk repliği unuttum.

"Günaydın Selami abi."

Selami çevresine baktı, selam veren birisini göremedi çünkü ben demiştim.

"Selami kafana takma koçum sen devam et, kitabın konsepti gereği bu replik gerekliydi" dedim.

Selami beni sallamadan okumaya devam etti. Bu karakterin saygısızlığı beni deli ediyordu. Acaba başıma ne işler açacaktı. En iyisi Kâhin'e(Bakın: Zihin Efendileri) danışmaktı.

"Kâhin biraz vaktin varsa bir şey danışacağım."

"Tabi sayın yazar ne demek buyurun."

"Bu Selami canımı sıkıyor, bak bakayım bu şerefsizin geleceğine. Bana karşı mı gelecek yoksa beni efendisi olarak kabul edecek mi?"

Kâhin konsantre olurken ben heyecandan tırnaklarımı törpülemeye başlamıştım. Bir süre sonra Kâhin'in konuşmaya hazır olduğunu fark edip heyecanla sordum.

"Ne gördün anlat."

"Anlatmasam daha iyi."

"Ne demek istiyorsun? Bana karşı mı çıkıyorsun?"

"Hayır efendim onu demek istemedim. Selami size tabi olmayacağı gibi bir sürü bela açacak. Diğer kitap karakterlerini size karşı kışkırtıp kitaplarınızı sabote edecek."

"Vay puşt vay. Demek öyle Selami efendi. Sana yapacağımı bilirim, tamam sağol Kâhin. Masher'a selam söyle."

Kahin'in söylediklerini duyduktan sonra, bütün dikkatimle gelecek bölümlerde Selami'den nasıl kurtulacağımın planlarını yapmaya başladım.

"Hoop Selami abi, hayırdır kitap kurdu olmuşsun."

"Hoop ne yeğenim, eğer İngilizce hoop diyorsan anlamı çember demek. Yoksa bana tekerlek mi demek istiyorsun sen?"

"Yok abi ne alakası var. Yanlış anladın."

"Zaten kafam bozuk, bak işine."

"Peki abi" diyen İhsan, giderken bir yandan Selami'nin neden böyle davrandığını düşünüyordu. Ben neden böyle davrandığını biliyordum. Kitabındaki yazılarlar canını sıkmıştı.

İnternet kafede oyun oynayan çocukların arasında, dikkatle kitabı okumaya devam ediyordu. Acaba bilgisayara virüs mü soksam diye düşünürken, Selami birden ayağa fırlayıp, "buldum" diye bağırdı.

"Ne buldun Selami?"

"Bekle gör yazar, senin açığını buldum."

"Açıkta bir yer mi gördün? Fermuarda kapalı ama."

"Sen eğlenmene bak yazar, yakında bombayı patlatacağım."

"Elinde patlamasın dikkat et" diye dalga geçsem de, içten içe endişelenmeye başlamıştım. Bu Selami bir haltlar karıştırmadan kafasından neler geçtiğini öğrenmeliydim.

Zihin Efendileri'nden karizmatik, yakışıklı Masher'i kitaba getirdim.

"Masher sana bir görev vereceğim, bu Selami salağının kafasından geçenleri bana söyle. Ne planlar yaptığını öğrenmeliyim."

Günaydın Selami abi (SY)Where stories live. Discover now