Sabah alarmım çalmadı. Bu çok güzel bir şey ama belimdeki bu ağırlık ne ya.Gözlerimi açtığımda demirin eli belimde. Ve demir uyanmış bana bakıyordu .
" şu iki tonluk kolunu çeker misin belim koptu "
" gözünü ilk açtığında bile çirkef olmayı nasıl başarıyorsun "
Kolunu belimden itip yataktan kalktım. " sen okula gitmeyecek misin"
Demir de yataktan kalktı.
" giderim sonra "
Ben valizimin yanına gidip fermuarını açtım. Bunu da yerleştirmem lazım neyse sonra yaparım.
Demir " ben duş alacağım"
" tamam "
Kıyafetlerimi ayarladım. Yatağın üzerine koydum. Şimdi demirin çıkmasını beklemem lazım duş almak için.
5 dk 10 dk 15 dk 20 dk hala çıkmadı. Offf ne yapıyor bu içeride ya. Telefonumu elime alıp tunç un attığı mesajlara baktım. Radof yine iş başındaymış. O kolay hallederim. Tunç mekan teftişine gidecekmiş o da tamam. Büyük mağazamın restoresi bitmiş bu gün açılışı varmış gibi sıkıcı şeyler....
Daha da dayanamadım banyonun kapısını yumruklamaya başladım.
" demir ne yapıyorsun içeride halay mı çekiyorsun çık artık ya "
Ses yok
Off layarak yatağın üzerine oturdum.
Sonunda kapı açıldı içeriden belinde havluyla demir çıkınca kafamı hızlıca çevirdim. O kaslı vücuduna bakıp kalırsam yine dalga geçer öküz.
Kafamı cam tarafına çevirdim.
" hele şükür çıkabildin. Bir an içeride öldün sandım "
" çok sevinme hala taş gibiyim "
"Bu dediğini taşlar duysa . Taş oldukları için kendilerine lanet ederler "
" peki o kadar kötü olduğumu düşünüyorsun niye bana bakamıyorsun. "
" gözlerim mikrop kapmasın diye "
" hayal gücün beni benden alıyor"
Sağ gözümün yanına elimi siper edip ona bakmayarak tek elim le elbiselerimi alıp banyoya girdim.Elbiseleri banyo dolabının üzerine bıraktım. Aa ben şampuanı mı almayı unuttum.Kapıyı açarsam kötü manzarayla karşılaşa bilirim diye kapı ardından bağırdım.
"Demir yatağın üzerindeki şampuanı mı verir misin "
" gel al "
" Demir uyuzluk etme hadi bekliyorum "
Bir cevap gelmedi. Getirmeyecek diye düşünürken kapı tıklandı. Kapıyı açıp kolumu uzattım.
Elime şampuanı mı verdi. Kapıyı kapatıp kilitledim.
Ayağımı su dan uzat tutarak duş aldım. Biraz zor olsa da yaptım. Kıyafetlerimi giydim Lacivert dizlerimin biraz üzerinde olan kumaş bir şort ve beyaz bir tişört. Saçımı kurutmakla uğraşmayıp topuz yaptıktan sonra banyodan çıktım.
Valizimden beyaz conversimi çıkardım. Onunda sadece sol tekini giydikten sonra aynadan kendime baktım. Yok ya alçı iyi değilmiş giyecek bir şey bulamıyorum. aman sanki podyuma çıkmayacağım ya çok dalga geçeni depoya çekerim olur biter . birkaç makyaj rötuş undan sonra aşağı indim demir yine ayaklarını uzatmış televizyona bakıyordu. bende yanına gidip tekli koltuğa kendimi bıraktım.
"ee kahvaltıyı ne yapacağız"
ayağa kalktı masanın üzerindeki telefonu cebine attıktan sonra bana döndü. "dışarıda kahvaltı ederiz"
oturduğum yerden kalktım. arkasını döndü bir iki adım attıktan sonra bir şey hatırlamış gibi ban baktı. "bu gün kulübü teftişe gelecekler yanımdan ayrılma "
"tamam"
evden çıkıp arabaya bindik. içimden tunç benim yerime mekanını teftişe geliyor deyip gülerken. demir bana baktı .
"komik olan ne "
"yok yok bir şey"
demir sabır çekerek arabayı çalıştırdı .yol boyunca konuşmadık. araba durunca geldiğimiz yere baktım yeşillik bir ormanın içinde lokanta gibi bir yerdi burası. demir arabadan inince bende indim kapıyı kapattığımda tuşuna basıp arabayı kilitledi .yanıma gelmesini beklerken önden önden yürümeye başladı.
sırtıyla uzun bir bakışma yaşadıktan sonra "hey burada ayağı alçıda bir insan var " demek istesem de rezil olmamak için yavaş adımlarla peşinden gittim. öküz odun işte insan yardım lazım mı diye sorar ayaklı kalas , kafasız iguana .
yürümeyi bırakıp bana döndü sonunda aklına geldim diye sevinirken .
"ne yavaşsın biraz hızlı ol acıktım ben "
"geliyorum işte sen önden git sipariş ver ben sana yetişirim"
eveet hakaretlerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. fare suratlı sıçan , insan görünümlü hipopotam, inşallah ayak çıt parmağını masaya çarparsın , en sevdiğin tişört çamaşır suyu olur inşallah, ...... devam ederken demirin oturduğu masanın yanına geldim. sandalyeye oturdum öküz sertçe bana baktı ne olmuş buna yine ya.
"demir ne oldu yine tüm muşmula ve sinirli suratınla karşı karşıyayım "
"yok bir şey"
garson gelince bana fırsat vermeden "kahvaltı menüsü istiyoruz masayı donatın "
genç garson bir şey söyleyemeden aldığı emirle şaşkına dönse de çabuk toparladı.
"peki efendim " dedikten sonra hızla uzaklaştı. demirin bu sinirli hali insanları korkutup çevreye bir tahdit gibi görünse de bana bir etkisi olmuyor.
"demir anlat işte"
"esila teftişe gelen kişi çok önemli biri eğer bir yanlışımızı görürse yeni patron kulübü elimden alabilir anladın mı "
ahh ahh demir tunç u bu kadar önemsiyorsun ama bilmediğin asıl patron karşında. yinede ona teselli şeyleri söylemem lazım ahh iyi insan ben .
"demir kulübü iyi yönettiğine göre kulübü neden elinden alsın ki . patronun ardından bir iş çevirdin mi "
"hayır"
"o zaman telaş yapmana gerek yok "
sinirli yüzü biraz gevşedi. garson masaya kahvaltılıkları dizerken demire bakıyordum oda uzunca bana baktı .
"çok çirkinsin"
güldüm "biliyorum"
"kızım biraz alınsana sen ya nasıl bir kızsın sen "
"off o kızlar çok klişe bence "
sinirli hali tamamen kayboldu. masada yer kalmayacak kadar dolduruldu ben ilk önce meyve suyunu içmeye başladım. kahvaltımızı ettikten sonra kulübe geçtik demir sağ sola emirler yağdırıyordu. onu yapın bunu yapın gibi sinden bende bir koltuğa oturmuş limonatamı içiyordum.
yarım saat sonra tunç geldi demirin yanına yürürken bana baş selamı verdi diğerlerine fark ettirmeden bende ona selam verip pipetle oynamaya devam ettim. tunç demirle benden birkaç metre ilerideki koltuğa oturdular. tunç birkaç soru sordu demire sonra demir egemene bir şey söyledi egemen ortadan kayboldu geri geldiğinde elinde bir dosya vardı . egemen tunç a dosyayı verdi. tunç dosyayı inceledikten sonra ayağa kalktı son bir şeyler söyleyip kulüpten ayrıldı.demir rahatlamışca yanıma geldi. oturup içki söyledikten sonra egemen de yanımıza gelip oturdu.
"off bu teftiş de sorunsuz geçti "
demir bir cevap vermeden içkisini yudumladı. bu arada dj müziklerle uğraştı sonunda bir müzikte karar kılıp çalarken yavaşça içeriye insanlar girdi.
egemen" abi merveyi okuldan alacağım "
"tamam git"
egemen gittikten sona atalay geldi. yanıma oturdu.
"atalay iyi ki geldin ben çok sıkıldım ya"
atalay "oy kuzum gel dans edelim diyeceği ama ayağın"
"olsun dans edelim"
demir "yok esila dans etme sen kulüpteki insanların kaçmasını istemem "
"haha çok komik "
demir "seninki dans değil zaten denize düşüp boğulan insan çırpınması gibiydi"
gıcık uyuz demir görürsün sen. tamam o zaman saçma dans etmiş olabilirim ama şöyle bir şey var ki ben kulüp danslarını çok severim. tam ayağa kalktım bir gazla sahneye inecek ken.
esila kafayı mı yedin normal zamanda dans et ama şimdi ayağındaki alçıyla rezil olursun sadece
haklısın iç ses. moral bozukluğu ile geri yerime oturdum yüzündeki pis sırıtmayla demir bana bakıyordu.
uzun süre dans etmeye çalışan insanları izledim. ve aşırı aşırı sıkılınca ayağa kalktım" ben gidiyorum."
demir "nereye"
"buradan başka her yere"
"bir yere gidemezsin"
"izle ve gör kalas bey "
oturma bölümünden indim kalabalığı zorla aşıp kapıya ulaştım. kapıdaki korumalar artık beni tanıdığı için selam veriyorlar onları da geçip yakınlardaki markete girdim. çikolata reonunda bakınırken telefonuma mesaj geldi.
cebimden çıkarıp baktım.
tunçtan "esila radof senin ateş beyin kızı olduğunu öğrenmiş. seni yakalayıp yeni patrona tehdit için kullanacakmış dikkatli ol bir kaç koruma daha gönderdim kendine ve çevrene dikkat et "
mesaj bölümüne " şu radofa bir uyarı verin ben başımın çaresine bakarım " mesajı gönderip cebime koydum. bir sürü çikolata ve cips aldım kasada ücretini öderken yabancı iki adam beni takip ediyordu.
marketten çıktım poşetleri yere bıraktım ayakkabı bağını düzelmeye çalışıyormuş gibi yaparken yanıma gelince ayağa kalktım yakamdan tutmaya çalışınca eğildim ve karnına yumruk attım. diğeri üzerime gelirken kolundan tutup çevirince havada dönderip yere düşürdüm. ayak alçılı olunca tekme atamıyorsun bende olduğum yerde savunmaya geçmek zorunda kaldım diğeri toparlanıp saldırdı kolundan kurtulup çevirdim sersemlerken kıravatını tutup çektim diğerinin boynuna sardım kıravatı . ikisi birbirine sarılmış gibi görünüyordu. birinin totosuna alçılı ayağımla vurunca ikiside yere düştü.
semih ve iki koruma yanıma gelip adamları kaldırıp siyah transite bindirirken semih "iyi misin"
"iyiyim"
"esila hanım dikkat edin bunlar daha başlangıç olabilir. radof iki adamla iş yapmaz biliyorsunuz "
"biliyorum"
demir kulüp önünde çevreye bakarken semih de benim baktığım yere baktı.
"çevrenizde olacağım merak etmeyin "
"sorun yok "
semih yanımdan uzaklaşırken demir geldi.
"tek başına alçılı ayağınla ne yapıyorsun sen "
çevreme bakındım poşetim bıraktığım yerde duruyordu onu elime aldım.
"biraz atıştırmalık aldım "
"tamam hadi dönüyoruz"
"hayır ben eve dönüyorum sen gidebilirsin kulübe"
"ben nereye sen oraya o zaman eve dönüyoruz"
arabası yanımıza geldi genç bir çocuk arabadan indikten sonra demir bindi bende yanına oturdum. eve doğru giderken aklıma takılmıştı.
bu pislikler benim peşimdeyken demir ve çevresine zarar verirse yaşatmam ama . off aması var işte onlar zarar verdikten sonra yaşatmamam birşey değiştirmez. bir bu eksikti bari alçı alındıktan sonra olsaydı bunlar ya .
işin yok birde bununla uğraş...