KAYIP HAYATLAR

By mnrdlvr

254K 10.6K 724

Ayrı ayrı ıssız ve tenha iki mahallede biri Taşkıran biri Karataş lisesi,iki ayrı lise olursa aynı zamanda ne... More

Tanıtım
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22. BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27. BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM( FİNAL)

37.BÖLÜM

4K 165 12
By mnrdlvr


Keyifli okumalar dilerim. :)

Multi medya Yüsra'nın hastanedeki hali

*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.

&&&

Hastanenin koridorunda bir ileri bir geri yürürken bakışlarımı tekrar Ali'ye çevirdim. Yüsra'yı acele bir şekilde hastaneye getirmiştik ve Ali o andan beri kendini suçlamaktan başka bir şey yapmamıştı ne dersem diyeyim kendini yiyip bitirmişti.

Doktor odadan çıkınca hızlı adımlarla doktorun karşısına geçmiştik. Berkay, beni kolunun altına çekmişti. Samet ise Büşra'yı, Ali öne atılıp doktorun karşısına geçti.

''Doktor bey durum ne?'' doktor hafifçe tebessüm etti.

''Sakin olun açlıktan bayılmış. Stresten de kaynaklandığı belli şimdi serum verdik, bitince taburcu olabilir geçmiş olsun.'' herkes derince bir nefes aldık. Ali, bizi umursamadan yavaşça odanın kapısını açıp içeri girdi.

Bizde peşinden girdiğimizde Yüsra'nın bembeyaz yüzüne azda olsa kan gelmiş daha iyi gözüküyordu. Ali hızla Yüsra'nın yanına gidip elini tutunca hepimiz şaşkınca bu kadar ilgili olmasına bakıyorduk.

''İyisin değil mi?'' Yüsra afallamış bir şekilde tek kaşını kaldırıp Ali'ye bakınca hepimiz istemsizce kıkırdadık. Ali, kaşlarını çatıp bize bakınca Yüsra dayanamayarak kahkaha attı. Bizde onun gülmesiyle dayanamayarak gülmeye başladık. Ali'de afallayıp sırıtınca ortam birazda olsa neşelenmişti.

''İyiyim Ali teşekkür ederim.'' Yüsra samimiyetle Ali'ye baktığında Ali başıyla onayladı aslında Yüsra kötü biri değildi bizi ayırmamıştı, şimdi fark ettiğim kadarıyla ikimizin de birbirimize olan sevgimizi anlamamızı sağlamıştı.

''İyi o zaman serumun bitsin çıkalım.'' Yüsra tek tek bize bakıp en son Berkay'da durup gülümsedi. Berkay'da gülümseyerek yanına gidip sıkıca sarıldı ve alnından öptü. O an Yüsra hıçkırdığında bir tuhaf olmuştum. Kim bilir ne acıları vardı ve bu haldeydi. Onun dertlerini görmeden içindekileri görmeden sorgulamıştım ve şu anda çok pişmandım.

''Okulun son haftası bence okula gitmemize gerek yok bizim yazlığa gitmeye ne dersiniz?'' Ali ortaya birden fikir atınca Berkay geri çekilmiş. Yüsra ise burnunu çekerek göz yaşlarını silmişti.

''Bence süper olur.'' ben onayladım. Samet'te başıyla onayladı.

''Olur bana göre Büşra'm da izin alırsa bizim için sıkıntı yok.'' herkesin bakışı bu sefer Yüsra'ya döndüğünde Ali'nin gözündeki o ışıldamayı ve heyecanı görmüştüm.

''Bana da uyar eğer size rahatsızlık vermeyeceksem.'' mahcup bir şekilde başını önüne eğdiğinde Ali kaşlarını çatmıştı.

''Saçmalama istersen o zaman hazırlanın hafta sonu Antalya'ya gidiyoruz.'' herkes gülümseyerek etrafa bakarken Yüsra'nın yüzündeki gülümsemesinde ve Ali'ye bakışlarında başka bir heyecan var gibiydi.

&&&

Eve geldiğimde salonda dosyaların içinde kaybolmuş babamı kesinlikle beklemiyordum. Annem ise ortalıkta görünmüyordu.

''Kolay gelsin baba'' babam yorgun gözlerini bana çevirip gülümsedi. O an ne kadar yorgun olduğunu anlamıştım ve gerçekten üzülmüştüm.

''Ah hoş geldin kızım'' ben bakışlarımı kaçırıp odama geçtim. Üzerimdekilerden kurtulup ılık bir banyo yaptıktan sonra kendimi daha iyi hissediyordum. İçerden öksürme sesi gelince annemlerin odasına girdim, annem battaniyenin altında yatmış uyuyordu. Yanına yaklaşıp elimi alnına koyduğumda ateşinin olmadığını hissetmemle rahatladım.

''Annem'' yavaşça gözlerini açıp bana baktı. Kırgınlığı üşütün de ve yorgun gözüküyordu. Hava değişimlerinden dolayı annem her zaman böyle olurdu.

''Ah kızım hoş geldin.''

''Hoş bulduk anne hasta gibisin. Babamda yorgun gözüküyor.'' annem bana bakıp başıyla onayladı ve biraz yerinde doğruldu.

''Hava değişikliğinden kızım biliyorsun yarına bir şeyim kalmaz inşallah. Babanda benim iyi hissetmem için sürekli bir şeyler yaptı. Gerçekten çok iyi hissettim ama bunun yanında işlerini de biriktirdi. Ne kadar uyumasını söylesem de uyumuyor.'' annemin umutsuz bakışlarına karşılık nefes alıp verdim. Babam her ne kadar belli etmemeye çalışsa da bizi mutlu edeceğim derken kendisine çok yükleniyordu.

''Merak etme annem ben onu ikna edeceğim hadi sen dinlen.'' annem şefkatle elimden öpüp geri yattı. Bende üzerini örtüp odadan yavaşça çıktım. Onunla bir yerlere gitmeye fırsatımız bir türlü olmuyordu. Bu yüzden vakit varken şimdi konuşmak en iyisiydi.

Önce mutfağa geçip annemin zoruyla öğrendiğim Türk kahvelerini hazırladım. Babamın sade içtiğini hala hatırladığım için gülümseyerek şekeri geri koydum.

Kahveleri tepsiye yerleştirip yanlarına da su ve peçeteleri yerleştirip ek olarak da babamın gittikleri yerden getirdikleri lokumlardan koydum. Yavaşça tepsiyi alıp salona girdiğimde babam ban bakıp gülümsedi.

''Ooo kızım bana kahve yapmış.'' ben gülümseyerek kahvesini önüne yerleştirdim.

''Baba çok yorgun gözüküyorsun. Biraz uzaklaş şu dosyalardan, hem konuşalım.'' babam bana bakıp dosyaları kenara toplamaya başladı. En sonunda bana doğru yaklaşıp kahvesinden bir yudum aldı.

''İşler birikti ondan ama geldiğimden beri çoğu kısmını hallettim. Kızımla bir kahve keyfine hayır demem.''

Acı bir şekilde gülümseyerek kahvelere baktım. Her ne kadar babamı affetmiş gözüksem de içimdeki kırgınlık her zaman olacaktı. Her aklıma geldikçe o dikenli tellerini kalbime değdiriyordu.

''Sana ilk kahve yapışım, daha önce fırsat olmadı.'' babam birden duraksayıp kahvesine baktı ve gözlerini yumup açtı. Bu duruma ne kadar üzüldüğünün farkındaydım ama o hayatı kendi istemişti.

''Bak kızım bu konuyu seninle hiç konuşmadım. Belki de geç bile kaldım, sen benim her zaman canımsın. Gözüm hep sizin üstünüzdeydi. İflas ettiğimde Esra sürekli bizim şirketteydi, çok büyük işler yaptığım bir adamın kızıydı. Yıllarca bizle iş yaptılar en sonunda babası vefat etti. Ben kendi başıma işleri hallediyordum. Esra depresyondaydı, en sonunda işler kötüye gidince iflas ettim. Esra'nın bana ilgisinin farkındaydım, bu işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyordum, sizi açıkta bırakmamak için son başvurduğum çare bu oldu. Esra ile gittim, ona hiç dokunmadım, oda sadece yanında olmamı istedi zaten ve anlaştık. Bir gece içki içerek eve geldiğimde çok sarhoştum o akşam ne oldu bilmiyorum ama en sonunda Esra hamileydi. Aklım hep sizdeydi sizi hep takip ettim. Nafakayı annene yollarken iki mislini yolladım. Karşınıza çıkacak gücü bulamadım, yapamadım. Senin her gün acı çektiğini gördüğümde ben bir kere daha mahvoldum. Son olanları zaten biliyorsun. Bu yaptıklarımın bir affı olmasa da senden binlerce kez özür dilerim, ben sizi hiç bırakmadım hep yanınızdaydım. Her şeyi sizin için yaptım.'' başını önüne eğip düşüncelere dalan babama baktığımda gözümden yaş geldi. Ben ondan ne para ne pul hiçbir şey istememiştim sadece yanımda olup bana destek çıksın. 'Kızım paramız yok, sokakta yaşayacağız' dese yine gocunmam gerekirse çalışır yine ailemize bakardım.

''Ben senden para istemedim ki baba ben senden yanımızda olmanı istedim. Beş parasız kalıp sokakta bile yaşar gerekirse çalışırdım ama sen gittin.'' hıçkırdığımda babam yanıma gelip beni kolunun altına aldı. Her ne kadar inkar etsem de o benim babamdı ve bende her kız gibi babama düşkündüm. Beni hep prensesim diye severdi. Gittiği günden beri bütün prenseslerden nefret ettim.

''Özür dilerim, biliyorum hataydı ama sizin bitmenize göz göre göre yok olmanıza izin veremezdim. Ben hep sizi sevdim kızım yemin ederim.'' hasretle babama sarılıp uzun bir vakit öylece kaldım. Geri çekildiğimde babamın uyuduğunu görmemle burukça gülümsedim. Onu ne olursa olsun çok seviyordum.

İçeriden yastık getirip başını yastığa koydum ve ayaklarını uzatıp yatmasını sağladım. Üzerini örtüp onu yalnız bıraktığımda telefonum çalmaya başladı.

Bilinmeyen bir numaranın aradığını gördüğümde kaşlarımı çattım.

''Alo''

''Alo Yaren sen misin?'' duyduğum sesle olduğum yerde donup kaldım. Bu bu ses onun olamazdı bu imkansızdı.


Continue Reading

You'll Also Like

6.3M 317K 52
İlker Abi: Polis ihbar hattını rahatsız etmeyi ne zaman bırakacaksın? İlker Abi: Senin kolundan tutup karakola getirince mi, yoksa dört duvar arasına...
2.6M 109K 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofre...
11.6M 177K 16
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...
15.6M 137K 25
•YENİDEN YAZILIYOR! Ellerimi yüzünden çekerken omuzlarına attım. Üzerime iyice eğilirken hareketleri içimde ki ıslaklık ile rahatça hızlandı. Belim a...