Keyifli okumalar. dilerim. :)
Multi medya Yaren
*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.
&&&
Elim ayağım titrerken Kürşat beni koltuğa oturttu hala gözümü yazıdan ayıramıyordum. Annem o adamın elinde ve kim bilir ne haldeydi bunu düşünmek bile beni mahvediyordu. Göz ucuyla Kürşat'a döndüğümde elinde telefon biriyle konuşuyordu ve endişelendiği her halinden belliydi. Daha sonra telefonu kapatıp yanıma geldi.
''Ne olur sakin ol tamam mı hiç kimseye bir şey olmayacak.'' diyerek beni teskin ederken kendi bile korkuyordu bunu gözlerinden anlıyordum. Kapı çalmaya başlayınca yerimden irkilirken Kürşat bana bakıp sakinleştirmeye çalıştı.
''Korkma bak Berkay geldi tamam mı o bu konu ile ilgili araştırma yapıyordu bana bahsetmişti o daha bilgili ne olur sakin ol.'' dediğinde ifadesiz kaldım. Berkay'ın bu konuda araştırma yapıyor olması beni daha da şaşırtmıştı ve bir telefonla gelmesi beni daha da mahvediyordu. Onun bu olaya karıştırıp ne olursa olsun zarar görmesini istemiyordum.
Berkay, salondan içeri girip ilk önce kanlı duvara baktı. Daha sonra ellerini yumruk haline getirip sıktı ve dişlerinin arasından hırladı.
''Orospu çocuğu'' dedi. Çok sinirlendiğini anlamıştım onun bu hali beni bile korkutuyordu. Bakışları tekrar bana döndüğünde Kürşat araya girdi.
''Yaren, ben Mesut abiyi arayacağım haberi olması lazım.'' dediğinde başımla onayladım. Şu an hiçbir şey düşünemiyordum tek istediğim anneme zarar gelmemesiydi.
Berkay, hızlı adımlarla gelip yanıma oturdu ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni kollarının altına çekti. Onun kokusunu aldığımda kendimi sıktığımı anlamıştım ve birden hıçkırarak ağlamaya başladım. O kadar çok kendimi kasmıştım ki artık daha fazla dayanamadım. Güçlü kişiliğimin bu çocuğun yanında tamamen yok olduğunu hissediyordum.
''Ağla güzelim. Sana söz veriyorum kimseye zarar gelmesine izin vermeyeceğim o adamın nerede olduğunu biliyorum ve şu an emin ol o adamı tek kurşunla öldürecekler bana güven'' dediğinde hıçkırığım yavaşça kaybolmaya başladı ve yerini derin soluklar aldı. Berkay'ın bütün bunları nasıl yaptığını sorgulayamıyordum. Tehlikeli kişiliğini ve o tehlikeli ortamlarının ne olduğunu duymak ya da bilmek istemiyordum.
''Ben teşekkür ederim. Ne diyeceğimi...'' Berkay sözümü kesip yüzümü avuçlarının içine aldı.
''Hiçbir şey demene gerek yok özellikle senin ne olursa olsun zarar görmene izin vermem. Benimle olsan da olmasan da beni sevmesen de sorun değil ama şunu bil ben senin hep yanındayım her konuda ve her zaman'' dediğinde zor yutkundum bana bunu yaparsa onu nasıl arkamda bırakabilirdim ki birden kapının hızla açılmasıyla ayağa kalktım ve içeri telaşla giren babama baktım. Beni gördüğünde elindeki anahtarı yere atıp koşarak sıkıca sarılınca bende ona sıkıca sarıldım.
''Hiçbir şey yapamaz o pezevenk anneni kurtaracağım söz veriyorum.'' diyerek dışarı çıkmaya yeltendiğinde hızla koluna yapıştım.
''Baba o adamın ne yapacağını bilmiyoruz. Sana zarar verir.'' dediğimde Berkay arkadan öksürdü.
''Bende sizinle geliyorum Mesut abi. Adamın nerede olduğunu biliyorum çoktan eli kolu bağlandı. Betül abla iyi.'' dediğinde şaşkınca Berkay'a baktım. Babamda kaşlarını kaldırıp şok bir ifadeyle baktı.
''Sen nereden...'' diyecekken Berkay tekrar araya girdi.
''Yolda her şeyi anlatacağım hadi vakit kaybetmeyelim.'' dediğinde babam onayladı ve önden çıktı. Berkay bana döndü.
''Kürşat'la bekle anneni alıp geleceğiz.'' dediğinde başımla onayladım. Kürşat kolunu omzuma atıp Berkay'ın sırtına vurdu ve Berkay hızla evden çıktı.
''Sana demiştim hiçbir şey olmayacak.'' diyen Kürşat'a baktım ve banyoya ilerledim. Bir kovaya sıcak su doldurup elime bez aldım ve salona geçtim. Koltuğun üzerine çıkarak duvardaki kanlı yazıyı hırsla silmeye başladım. Bu sırada Kürşat bir şey demeden beni izliyordu.
''Berkay, bütün bunları nasıl yaptı. Kürşat bana doğruları söyle artık yalan kaldıramam.'' dediğimde Kürşat derince nefes aldı.
''Berkay'ın kolu uzundur tanıdığı da çoktur. Babası çok tekin bir insan değildi yani anlarsın işte onun için zor olmadı. Adamın öldüğüne adım kadar eminim Berkay işini riske atmaz.'' dediğinde elimdeki kanlı bezle Kürşat'a döndüm. Bu kadarı fazlaydı bunu bilmiyordum evet Berkay serseri ve tehlikeli gözüküyordu ama asla bu kadar derinlerle işi olabileceğini ve bir adamı öldürebilecek potansiyele sahip olduğuna inanmıyordum.
''O aklındaki saçma sapan fikirleri yok et. Berkay asla adam öldürmez. Babasının yolundan gitmeyeceğine dair yemin etti. İnşallah hiçbir zaman öldürmek zorunda da kalmaz.'' dediğinde derince nefes aldım bu durum içime azda olsa su serpmişti. Berkay'ın böyle bir yolu tercih etmemesine çok sevinmiştim. Onun bir adam öldürüp katil olarak dolaşması istemeyeceğim türden bir gerçekti.
''Anladım.'' dedim ve elimdeki kanlı bezi ve kırmızıya bulanmış kovayı alıp banyoya ilerledim. İlk önce suyu döküp kovayı yıkadım ardından bezi yıkayıp çöpe attım.
O anda kapı açıldığında banyodan ışık hızı çıkıp kapıya ilerledim annem mahvolmuş bir şekilde babamın kollarının altına girmişti. Beni görünce babamın kollarının altından çıkıp yanıma gelmeye başladığında ben dayanamayarak koşup anneme sıkıca sarıldım ikimizde ağlamaya başladığımızda babam üstten bize sarıldı.
''Annen çok yorgun banyo yapıp yatmalı, ben onunlayım sen arkadaşlarının yanında kal.'' dedi ve Berkay'a dönüp gülümseyerek omzunu sıktı.
''Allah senden razı olsun sana bir can borcum var evlat.'' dediğinde Berkay, babama bakıp eliyle geçiştirdi.
''İnsanlık vazifem öyle düşünmeyin, bana bir borcunuz yok. Artık o adam sizi rahatsız edemez.'' dediğinde babam başıyla onaylayıp annemi banyoya soktu ve ardından kapıyı kapadı. Kürşat ve Berkay salona geçip oturduğunda Kürşat bana baktı.
''Çok şükür bunu da atlattık. Ben artık gidiyim bir şey olursa beni arayın.'' dediğinde başımla onaylayıp ayaklandım.
''Sağ ol Kürşat, yanımda olduğun için.'' o yanımda olmasaydı gerçekten o an ne yapardım bilmiyordum.
''Her zaman. Sen kalkma ben çıkarım ararsın.'' dediğinde başımla onayladım, oda Berkay'a dönüp selam verdi.
''Görüşürüz kardeşim.'' dedi. Berkay başıyla selam verdi.
''Eyvallah kardeşim. Görüşürüz.'' dedikten sonra Kürşat salondan çıkıp kapıya ilerledi ve gözden kayboldu. Aralarının bu şekilde iyi olması beni ayrıca sevindirmişti.
Salondaki sessizlik aramızda uzamıştı ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum.
''Susacak mısın?'' dediğinde bakışlarım Berkay'a döndü. Bana çok farklı bakıyordu.
''Bunları nasıl yaptın az çok öğrendim ama başını belaya sokmanı istemiyorum ne olursa olsun ayrıca annemi kurtardığın için benimde sana bir can borcum var.'' dediğimde sesim kısık çıkmıştı.
''Bana bir borcun felan yok iyi olun yeter. Ben şimdi gidiyorum sadece kendine dikkat et.'' diyerek ayağa kalktığında elim ayağıma dolanmıştı. Onunla bu şekilde olmak aramızda bu şekilde soğukluk olması beni mahvediyordu.
Son kez arkasından bakıp gidişini izlediğimde içimde bir boşluk hissettim. Bundan sonrası ne olurdu bilmiyordum.
&&&
Yorgunluktan başımı sıraya koymuş sınıfı izliyordum. Anneme gitmemem için diretmiştim ama o beni zorla yollamış resmen evden kovmuştu aklım ondaydı ve hala korkuyordum ama biliyordum ki o adam artık bu hayatta değildi.
''Ne bu halin bir şey mi oldu.'' diyen Büşra'ya baktım hiçbir şeyden haberi yoktu özellikle Kürşat'ı ve Berkay'ı tembihlemiştim. Büşra'nın öğrenmesini istemiyordum onunda bu konuda yer alıp tehlikeye girmesini hiç hiç istemiyordum.
''Yok tatlım uykumu alamadım ondandır.'' dediğimde Büşra, şüpheyle baksa da 'yemedim ' bakışı atıp olumlu bir şekilde başını salladı. Bakışlarım tekrar Yüsra'ya döndü. Berkay'ın sırasının üstüne oturmuş Berkay'a bir şey anlatıyordu. Berkay ise sıraya yayılmış Yüsra'yı dinleyip başıyla onaylıyordu birden ağır bir şekilde bakışları bana döndürdü ve göz göze geldik, inadına bakışlarımı kaçırmamıştım. Dün bana onu sevmediğimi ve istemediğimi ima etmişti ben bilerek bu soruya cevapsız kalmıştım en azından yaptığı hatayı anlamasını istiyordum ama o kadar inatçıydı ki hiçbir şey söylemiyordu.
Ne olursa olsun yanımda olacağını da biliyordum biz onunla sevgiliden daha da fazlasıydık aramızdaki bağ oldukça kuvvetliydi bunu hissediyordum.
Tekrar bakışlarımı ondan kaçırdığımda birden içeri giren Ali ile şaşkınca sıramda doğruldum. Onun bu hali neydi ve bizim formanın üzerinde ne işi vardı. Şu an gerçekten şok olmuştum, böyle bir şeyi yapmış olamazdı.