Gülümse Bana

By fndbyk

109K 4.3K 314

Nisan, liseden beri birlikte olduğu sevgilisi Kerem'le evlenme hayalleri kuran bir üniversiteli. O hayal kura... More

GB - 1
GB - 2
GB - 3
GB - 4
GB - 5
GB - 6
GB - 7
GB - 8
GB - 9
GB - 10
GB - 11
GB - 12
GB - 13
GB - 15
GB - 16
GB - 17
GB - 18
GB - 19 Sezon Finali

GB - 14

4K 203 9
By fndbyk

(Herkese iyi okumalar. Birazcık yorum görsem çok mutlu olacağım gerçekten. Yinede okuyan herkese kocaman sevgiler. Multimedia da Kerem var. )

Nisan~

Kendimi toparlama aşamasında fazlaca sevimsiz ve çekilmez olduğumun farkındaydım. Belkide bunun için evi terk etmişti. Bir seçenek daha vardı; zoru görünce kaçmıştı. Basit ve kesin bir yargıydı. Emin değildim, tek bildiğim gitmiş olmsı ve ne yaptığını deli gibi merak ettiğimdi.

İtiraf etmesi garipti ama beni bu kadar çabuk bırakıp gitmesinden dolayı hayal kırıklığına uğramıştım. Onu bir daha görebilecek miydim? Sanmıyordum, belkide ailesiyle barışmıştı. Eğer öyleyse benim gibi sürekli depresyonda olan bir arkadaşı ne yapsın ki? Hem de ailesine gitmek varken...

Üzülmemin bir anlamı yoktu, onu umursamamazlıktan gelen bendim. Şimdi cezamı çekmeliydim. Gidecek yerim yoktu, zaten evdeki eşyaları bırakıyordum. Yanlızca bavulum ve ben vardım. Başka bir şey yoktu. Alıp götürsem bile koyacak bir yer olmadıktan sonra neye yarardı?

Haftaya evleniyordu. Birazdan evden çıktığımı görmek için geleceklerdi. Bir kez daha alçalacak ve iğleneyici bakışlara maaruz kalacaktım. Oyanındaki boyalı sürpüntü burnu dik bir şekilde bana bakacaktı. Bu duruma düşmek için ne yapmıştım ben? Hatam katıksız salak olup kendimi önemsememiş olmamadı. Kendimi biraz düşünseydim, şimdi bu halde olmazdım.

Tamam Kerem'e perde çekmek gerekti. Bu sefer içten gelerek söylüyordum. Onu unutacaktım, bu eve ve sokağa adımımı atmayacaktım. Karşılaştığımızda ya görmezlikten gelecek ya da selam verip geçecektim.Yapacak bir şey yoktu.

Son kez odama çıkıp yatağıma oturdum. Buraya geldiğimde ne umutlarım vardı ama şimdi... Ellerim bomboştu. Son şansımı da kaçırmıştım, geriye dönmemek üzere. Mete'ye bu kadar alışmışken yokluğu bana zor gelecekti. O, Kerem'i unutmamda yardımcı ilaçtı. Olmadan kendimi toplamam zor olacaktı ama heo Mete yoktu. Başımın çaresine bakmalıydım.

Yavaşça yataktan kalkıp bavulumu alıp aşağı indim. Aklıma birlikte temizlik yaptığımız zaman gelmişti. O zaman onu Kerem'le karşılaştırmadan yapamamıştım. Kerem asla ev işleriyle ilgilenmezdi ama Mete... Mutfakta üstüne yoktu. Yaptıklarını yemekten kendinizi durduramazdınız. Onu da yemeklerini de, espirilerini ve onu ne kadar kovalamamış, bağırmış ve kızmış olmama rağmen bitmeyen yüzsüz ama şirirn hallarini de özleyecektim.

Knu dağıldı, evet! Konu gerçekten dağıldı. Bir Kerem'den bir Mete'den bahsediyordum. Duygularım çok yoğundu. Bunun beni ne kadar etkilediğinin farkındadaydım ama Mete gitmişti ve Kerem'de evleniyordu. Yanlızdım, hayatıma ne oluyordu?

Kapının ziliyle kendime geldim. İşte gelmişlerdi, benim için gitme vaktiydi. İçimi çekip bavulu kapının girişine koyup kapıyı açtım. Açtığımda Kerem ve o kız karşımdaydı. Mideme saplana acıyı görmezden gelip derin bir nefes aldım. Kendimi kötü hissetmiştim. Doğruyu söylemek gerekirse bir an, ' Bu kızın yerinde ben olabilirdim. Neden olamadım? ' gibi bir düşünce geçmedi değildi ama bunu çabucak savuşturmuştum. Bu durum benim için yeterince zordu, birde ağlamam kendimi daha da düşük bir duruma sokmamı sağlardı. Bunu istemiyordum. 

Bir süre üçümüz bakıştık. Kız sabırsızlıkla Kerem'in elini çekiştirince artık gitmemi istadiklerini anladım. Ne yapalım, bana mutluluk dilemekten başka ne düşüyordu ki?

Bavulumu almak için içeriye dönmüştüm ki onun sesini duydum. Hızla bavulu kavrayıp arkama döndüm. Sinirli bir şekilde bahçedekilere bakıyordu. "Neler oluyor burada?!" diye bağırdı.

Kapıda bekleyen mobilya kamyonuna ve işçilere baktı. Bakışları oldukça sertti. İşçiler merakla bakıyor bir yandan da keyifle gülüyordu. Burada bir gerilim olacağı ortadaydı.

Sesim çıkmadı, bir an göz göze geldik. Yanlızca dudaklarım oynadı. "Mete?!"

+++

Mete~

Göz göze geldiğimiz an çevrede kimse yokmuş gibiydi. Gözlerim yanlızca onu görmüştü. Yüzündeki şaşkın ifadeyi görmemiş olsam kollarıma atılacağını düşünürdüm ama o... şok olmuş gibiydi. Gelmemi beklemiyordu, aptal kız! Ondan bu kadar çabuk mu vazgeçeceğimi mi sanmıştı?

Kerem beni umursamadan Nisan'a baktı ve bıkkınca soluyup, "Nisan olay yeterince dramatik bir hale geldi zaten. Ağlaman ya da sevgilinin aptal konuşmaları kimseyi ilgilendirmiyor. Artık evimizi istiyoruz." dedi, piç herif!

Bu adam sinirlerimi fena halde bozuyordu. Adam ne dediğini, söylediğinin sonunu düşünmeyen bencilin tekiydi. UCUBE!

Nisan'a baktım.Elinin tersiyle yanaklarını silip merdivenlerden inmeye hazırlanmıştı ki, "Evi ne zaman kiraladınız?" diye sordum. Sinirle bana döndü."Neredeyse 2 gün olacak."

Gülümsedim. Bilgiç bir ifadeyle, " Yaa, ev sahibiyle konuştunuz mu?" dediğimde, "HAYIR!" diye kükredi.

Kerem'i sinirlendirmek hoşuma gitmişti. Onunla dalga geçiyordum, o ise çocuk gibi sinirleniyoru. Ben sırıtırken Nisansoran gözlerle bana bakıyordu. Sanki, 'Ne yapmaya çalışıyorsun?' der gibiydi.

Yüzümü ciddi tutmaya çalışıp, "Farkındayım, yoksa haberim olurdu." dedim. Kerem kızın elini bırakıp üzerime yürüdü. Sabrını zorluyordum. Onu sinirlendirmek ne kadar da kolaydı. "Senin neyden haberin olabilir ki? Dışarıdan birisin işte!"

Güldüm. "Ben olsam öyle demezdim. Teknik olarak bu ev benim."

"Ne?!" Nisan'a dönüp, "Sevgilin delirmiş. Yaşıtın birini bulmalısın Nisan." beni gösterip, "O bir çocuk!" dedi küçümsercesine. Başımı sallayıp Kerem'e baktım. Şimdi bomba zamanıydı. "Ev sahibinle böyle konuşmamalısın."

Şaşkınca bana baktı. Söylediklerime anlam veremediği herhalinden belli oluyordu. Sinirle gömleğimin yakasını tutup, "Senin derdin ne?! Pikniğin hırsı hala içimde." Yakamı çekiştirip, "Evimden defolun!" diye bağırdı. Hızla elimi yakamdan çektim. Benim de içimde pikniğin hırsı vardı ama şimdi zamanı değildi. Soğuk bakışlarla, "Bu ev babanneme ait!" derken hızla, "Yalan söyleme, evi ben kiraladım! " dediğinde zaferle güldüm. "Evi satın alalı bir hafta oluyor ve ev kiralanmadı, seni kandırmışlar. Bir an önce emlakçıyı bul ve paranı kurtarmaya bak... Enayi."

İnanmayan gözlerle banabakınca pantolonumun cebiden tapuyu çıkarıp Kerem'e fırlattım. Sinirle tapuyu açarken elleri titriyordu. Sonunda ikna olduğunda bana karanlık bakışlar atarken sinirle, "Şimdi evimi terk edin!" diye bağırdım. 

Bahçedeki adamlar kamyona binerken Kerem ve kız da arabalarına doğru yürümeye başlamıştı. Nisan, "Kerem!" diye seslenince herkes dönüp ona bakmıştı.-ben de dahil- Eşyalarını al,benim yatak odam hariç hepsi senin! Süslü ailenin aldığı hiçbir şeyi istemiyorum!" Vay be! İşte benim Nisan'ım! Kerem başını salladı. "Bir saat sonra almaya gelirim. Zaten sana bırakmaya niyetim yok!" Nisan nefretle, "İsteyen yok zaten!" dediğinde Kerem arabaya binmişti. Sonunda gittiklerinde başbaşa kalmıştık. Bana koşup sarılmasını baklerdim ama o az önce dediğimi ona da demişim gibi bavulunu sıkıca kavrayıp merdivenlerden inip, yanımdan geçti. Suratıma bakmadı, bahçe kapısını açmıştı ki, "Gitme... gitmek zorunda değilsin."diyerek ona baktım.

Yavaşça bana dönüp gözlerini sildi. Az önceki olay yüzünden mi, benim yüzümden mi ağlamıştı anlamamıştım. Belki de bunu hiç bilemeyecektim. Bitkin bir şekilde gözlerime baktı.

"Burası artık senin ve benim burada olamam doğru değil."

"Birlikte yaşayabiliriz; tıpkı beni kiracı olarak aldığın zaman gibi... Olmaz mı?" Umutla gözlerine bakıyordum. "Bilmiyorum" diye soludu.

Krarsızlığını anlayabiliyordum. Acaba gidecek bir yeri mi vardı? Hem varsa da benimle yaşamak neden istesin ki? Muzip bir ifadeyle gülümsedim. "Sen olmazsan bana kim güllü çarşaf alacak? Hem de pembe?" dedim. Güldü ve bana bir adım yaklaşıp kollarını belime doladı. Başını omuzuma yaslayıp, "Seni özledim." dedi içten bir sesle.

Şok olmuştum. İşi şakaya vurmaktan başka çarem yoktu, bir pot kırmak istemiyordum. Aynı muzip ifadeyle, "Bu 'evet seninle aynı evde yaşarım' mı demek oluyor?" dediğimde başını salladı. Gülüp kendimi anın güzelliğine bıraktım. Kolumun altına girip başını daha da omuzuma yasladı. Bir elimle belinden diğer elimle de bavulunu tutup eve yürümeye başladık. Bu anın güzelliğini bozmek istemiyordum ama bazı şeylere açıklık getirmek gerekiyordu. 

"Yemek yaparım ama ev işlerini birlikte yaparız." dediğimde "Şapşal onları zaten birlikte yapıyorduk." dedikten sonra umutla, " Tatlı?" diye sorduğunda, "Tamam onu yaparım." diye karşılık verdim.

"Anlaştık."

Şaşkınca ona baktım. Kolay bir zafer olmuştu. Ne olmuştu bu kıza bir haftada?

"Vay be! Kolay oldu."

Başını kaldırıp bıkkınca gözlerini suratıma dikti. "Mete?!"

Masumca gülümsedim. "Sustum, bu arada bende seni özledim." diyerek yanağına uzandığımda yanağını bana uzatmıştı. Dudaklarımı yumuşakça yanaklarına batırırken dudaklarının hayali gözümün önünden gitmiyordu. Aslında dudaklarına yapışmak istesem de kibarlığımı koruyup yanağıyla yetinmiştim. Ama onu bir gün gerçekten etkileyecektim ve onu öpmem kaçınılmaz olacaktı... 

Continue Reading

You'll Also Like

10.4K 781 15
Yeni bir YağHaz hikayesidir.Kurgu bana ait. Hatıralar sayfa sayfa Kalbimde sen parça parça -Gökhan Özen-
2M 72.1K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
4.7K 396 17
Park Chaeyoung aynı grupta olduğu Lalisa Manobal'a aşıktı. Peki ya Lalisa...?
605K 29.1K 42
Zeliha adı gibi güzel bir kadındır . Ne var ki talihi kendisi gibi güzel olamamış daha 25 yaşında olmasına rağmen iki çocuğuyla ortada kalmıştır . Z...