KÖRDÜĞÜM

By Blacksendrom

78.9K 3.4K 1.1K

A:"Kalbinin neden öyle attığını biliyor musun baş belası?" Aniden gelen sesle sıçrayarak arkama döndüm ve kor... More

İlk Bölüm
2...Baş Belası
3..Anlaşma
5...Sahte
6...Korku
7..Hastahane
8...Bar
9...Senin Yüzünden
10...Gerçekler
11. Aşk mı? Nefret mi?

4....Oyun

5.7K 340 102
By Blacksendrom

Ateş odadan çıktıktan sonra onun arkasından baka kalmıştım. Bu adam gerçekten de delirmişti sanırım. Ben kendimi anlarım da Işıl daha iyileşmemişti bile ve hala kolu sargıdaydı. Onları daha yeni tedavi etmişlerdi bu nasıl bir beyinsizlikti böyle anlamıyordum artık ben. Işıla dönüp baktığım zaman uzandığı yerden sarılı olan koluna dokunmamaya çalışarak ayağa kalkmak istediğini gördüm. Acı çekiyordu bu her halinden belliydi ama benim baktığımı fark edince yüzünde gülümseme oluşmuştu. Bu acı bir gülümseme idi. Kapıyı kapatarak hızla Işılın yattığı yere doğru gittim

M:''Işıl sakın yattığın yerden kalkmıyorsun ve benimle de hiç bir yere gelmiyorsun. O manyağın ne dediği inan umurumda bile değil''

İ:''Miray saçmalama ben iyiyim hareket ede biliyorum. Ayrıca seni oraya yalnız göndereceğimizi düşünmüyorsun her halde. O manyak doğru karar verdi benim seninle gitmem konusunda''

M:''Asıl siz saçmalamayın ya. Işıl kolun yüzünden acıdan yüzünün aldığı hali göre biliyorum. Kolundan vurmuş lan o manyak seni, kan kaybetmişsin. Yüzün kireç gibi ve iyi olmadığın da her halinden belli. Hala benimle geleceğim diye diretiyorsun olmayacak öyle bir şey''

I:''Beni daha fazla yorma artık Miray. Sen istesen de istemesen de onun dediklerine uymayacağımız halde başımıza neler geleceğinin kısa bir örneğiyiz. Daha fazla uzatmayalım ve biran önce bitsin bu lanet hadi ''

Ne kadar ısrar edip te gelmemesi için diretsem de bu kızın inadını da iyi biliyordum. Yataktan bana tutunarak kalkıp odanın ortasında bana sarıldı. İkimiz de başımıza nelerin gele bileceğinin vermiş olduğu bilinmezlik korkusu ile kavrulsak ta yine de benim yanımdan gitmiyordu. Daha fazla içeride beklemeden Işıl ile beraber odadan çıktık. Koridorda ilerlerken Işılın kolunun acısı yüzünden kısa sesli bir inlemenin ağzından çıktığını duydum. Ve şuan Işılın yaralı oluşu ve benimle zorla bir yere gitmesi gerçekten benim için çok zordu. Durdum ve Işıla döndüm çünkü bu halde onun benimle beraber gelmesinin mümkünatı yoktu asla. Kolundaki acısı yüzünden okunurken onun bunu sırf ben görmeyeyim diye gizlemeye çalışması beni öldürüyordu. Onlara bunu yapamazdım asla. Işılın elinden tuttum ve yürümemi durdururken onun da durmasını sağladım.

M: ''Işıl bak güzelim benimle gelmeni istemiyorum. Bu haldeyken bir de üzerine benimle beraber bilmediğimiz bir yere giderek senin hayatını tekrar tehlikeye atamam. Ben Ateşe yalnız gideceğimi söyleyeceğim ve sende yaran iyileşene kadar yataktan çıkmayacaksın. Daha sonra buradan gideceksiniz ve ben buradan kurtulup yanınıza geleceğim. Hep beraber hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Tamam mı?''

I: ''Miray sen şuan saçmaladığının farkında mısın? Biz az önce bu konuyu odadayken tartıştık ve konu kapandı. Ben seni oraya yalnız gönderemem. Hayatının tehlikede olduğunu görebiliyor musun acaba?''

M:''Işıl peki ya sen? Senin ve diğerlerinin hayatı? Seni de kendimle beraber bu saçma oyunun ve en önemlisi tehlikenin içine atamam. Size bir daha bir şey olursa bu kez ben de ölürüm bunu unutma. Hem kolunun acısı yüzünden okunuyor, kolunu geçtim o Allahın belası yüzünden kan kaybettin ve senin yataktan çıkmayarak kendine gelmen gerekiyor.''

I: ''Miray sen şuan ne dediğinin farkında değilsin. Uzatma da gidelim hadi. Kendimi de kötü hissetmiyordum ayrıca. ''

M:''Hayır Işıl ben gitmiyorsun dediysem bitti. Şimdi ya o odaya döner kendine gelirsin iyileşirsin ya da bir daha sizinle asla konuşmam. Zaten benim yüzümden bu haldesiniz beni daha fazla üzme hadi''

Işılı arkamda bırakarak uzun ve karanlık koridordan geçip aydınlık odaların olduğu yere geldiğimde durdum. Burası çok garip bir yerdi. Bir tarafı siyah ve gizli kirliyken diğer taraf tamamen beyaz ve sanki kirli şeyleri gizler gibiydi. Hani derler ya ev insanın kendi iç dünyasını yansıtır diye. Ben şuan Ateşin gerçek kimliğini merak ediyorum. Duvarlarının ardındaki kişiyi. Bunları düşünerek yürüdüğüm sırada arkamdan adımın seslenilmesiyle o yöne döndüm. Çalışan olduğunu var saydığım kadın elindeki siyah kutu ile durmuş bana bakıyordu.

Ç: Miray hanım bu kutuyu Ateş bey verdi. Sizin hazırlanmanızda size yardım etmek için buradayım. Ateş bey saat 8 de hazır olmanızı emr etti.''

Kadın bana yaklaşarak bana yol gösterince önden kendisi arkasından da ben yürüyerek az önceki gibi odaların olduğu uzun koridor ama diğerinden farklı olarak tamamen beyaz renklerin hakim olduğu yerden geçip içerisi beyaz olan odaya geldiğimizde kendisi içeri girdi ve benim de girmemi bekledi. İlk başlarda buradan kaçmak gibi bir düşünce geçse de aklımdan daha sonra bu düşünceleri kafamdan atarak odaya girdim. Kadın elindeki kutuyu yatağa koyarak kapağını açtı ve içinden beyaz ve göğüs dekoltesi olan elbiseyi eline alarak yatağın üzerine koydu. Siyah topuklu ayakkabılar da elbisenin yanındaki yerini alırken bana döndü ve

Ç: ''Siz hazır olduktan sonra Ateş bey sizi kendi odasında bekliyor olacak. Bir şeye ihtiyacınız olursa ben yan odada olacağım. Adım Emel seslenirseniz hemen geleceğim efendim''

Kadını kafamla onayladıktan sonra odada yalnız kalmıştım. Bu zamana kadar asla böyle bir elbise giyinmek gibi bir isteğim olmamıştı. Hayatımda elbise giydiğim sadece kısa bir zamandı o da sanırım çocukken annemin doğum günü içindi. Elbiseyi alarak inceledim. Beyaz sade ama bir o kadar iddialı ve güzel bir elbiseydi. Elbiseyi üzerime giyerek aynada kendime baktım. Ben kendi görüntümden tamamen uzaklarda ,tamamen farklı bir kimliğe bürünmüş durumdaydım şuan. Saçlarımı salık bırakarak aynanın karsısındaki makyaj malzemelerine kaydı gözüm. Annem her zaman yapmam için ısrar edipte ben yapamayınca ''SENDEN NE BEKLİYORUM Kİ'' diyerek söylendiği şeylere baktım. Ben pek makyaj yapmazdım ama bugün diğerlerinden farklıydı öyle değil mi?. Bu yüzden yüzüme pudra sürdükten sonra ilk olarak siyah kalem ve rimel sürdüm gözlerime. Ardından ise dudaklarıma kırmızının en koyu tonunda olan ruju alime alarak sürmeye başladım. Şuan aynanın karşısında kendime bakınca Miraydan çok uzaklarda bir yerlerdeydim . OYUN İÇİN HAZIR OLAN BİR OYUNCAK bebek gibiydim. Kendimden tiksiniyordum şuan. Ama elimden bunu yaparak Ateşten kurtulmaktan başka bir şey gelmiyordu. Kapıyı açarak dışarı çıktım. Topuklular üzerinde yürümem kendime işkence etmek demekti ve canım fazlasıyla acıyordu şuan. Zorlanarak ve yavaş adımlarla koridordan geçerek büyük salona girdim. Ateş elinde içeceği, üzerindeki siyah takım elbisesiyle deri koltuğa oturmuştu. Benim içeri girmemle ayağa kalkarak bana doğru gelmeye başladı.

A:'' Aferin. Böyle uslu olursan daha çabuk hallederim işimi. Diğer kız nerede?''

M: ''O gelmeyecek.''

A:'' Ne demek gelmeyecek. ''

M: ''Bak Ateş o şuan yaralı ve ben onun hayatını ikinci bir kez tehlikeye atamam . Anlıyor musun? ''

A: ''Siz benimle dalgamı geçiyorsunuz LAN!. Ne demek gelmeyecek?''

M: ''Sana durumu iyi değil diyorum. Algılama sorunu mu yaşıyorsun! Kız kan kaybetmiş ve yürüyecek hali bile yok. Hayvan mısın sen!''

Bana yaklaşıp kolumu kırarcasına sıkmaya başlamış ve yüzüme nefret ve sinirli bir ifadeyle bakmıştı.

M: ''B-Bırak kolumu. BIRAK . SEN CANAVARSIN. AŞAĞILIK BİR CANAVARSIN!''

Kolumu çekiştirerek ellerinden kurtardığımda kolum kızarmıştı. Canım acıyordu ama karşımdaki adam bunu anlayamayacak kadar psikopat birisiydi. Ruhu olmayan taş kalpli bir CANAVARDI! Ben koluma bakarken bana yaklaşarak elleriyle yüzümü kaldırıp ona bakmamı sağlamış ve elleriyle yüzümü sıkarak canımı bu kez daha fazla yakmıştı.

A: Bana bak eğer bu kez yine bir hata yaparak işi batırırsan bu sefer bir tek seni değil AİLENİ DE MAHV EDEİM ANLADIN MI!!

Bana istediğini yapsın ama aileme dokunmasına asla izin veremezdim. Yüzümü bırakarak benden uzaklaşmış ve üzerini düzelterek kapıdan çıkmıştı. Gözlerimden akan bir kaç damla yaşı elimin tersi ile silerek peşinden ben de kapıdan çıkarak dışarıda bizi bekleyen arabaya doğru yürümeye başladım. Arabanın kapısını açıp Ateşin diğer yanındaki yerime oturdum ve yüzümü diğer tarafa dönerek dışarıyı izlemeye başladım. Onun yüzünü görmek midemi bulandırıyordu ve ondan tiksiniyordum. Araba hareket ederken radyoda çalan şarkı sanki benim çektiğim acılarımı anlıyor gibiydi. Gözlerimin dolmasını engellemek adına dışarıdaki insanları izlemeye başlamıştım. Hava yarı karanlık olmasına rağmen dışarıda gezen insanlar ,koşuşturan çocuklar ve yüzlerindeki mutluluk şuan bana o kadar uzak geliyordu ki. Araba kırmızı ışıkta durduğunda gözüm dışarıda oturup kahvelerini yudumlayarak sohbet eden çifte takılmıştı. Yüzlerindeki mutluluk buradan bile fark ediliyordu. Kız üşürken çocuk üzerindeki deri ceketi çıkararak kızın omuzlarının üzerine bırakmış, kızın ellerini kendi elleri arasına alarak ilk önce ellerini nefesi ile ısıtmış, daha sonra kendi eli ile birlikte kızın üzerine bıraktığı ceketini cebine koymuştu. Kız bu hareketine gülümserken benim de yüzümde küçük bir gülümseme oluşmuştu. Hep korktuğum ve cesaret edemediğim şeyler için şuanda acı çekiyordum. Lise yıllarında hep bir çocuktan hoşlanmış ,fakat beni istemez düşüncesi ile korkarak cesaret edememiş ve hislerimi kendi içimde yaşamıştım. Son sene çocuk taşınınca canım ne kadar yansa da yine gururumdan ağlamamıştım bile. Hep zayıf gözükmek beni korkuturdu. Keşke... Keşke şuana kadar tüm hayatımı ben olarak yaşasaydım. Arabanın hareket etmesiyle gözlerimi yoldan ayırıp önüme bakmıştım. Çantamı açarak içindeki telefonumu alıp tuş kilidini açmıştım. Belki birileri beni merak edip aramıştır diye baktığım telefonumda bir tane bile bildirim olmaması yüzümü düşürmüştü. Böyle bir zamanda kalp kırıcı bir durumdu benim için. Telefonu kapatarak geri çantama koydum. Yolculuk arabanın ihtişamlı ve önü korumalar olan barın yanında durmasıyla son bulmuştu. Ateş bana dönmüş ve

A: ''Sarp şuan içeride büyük ihtimalle de yine içki içmek için bar taburelerinde sürünüyordur. İçeri girip biraz etrafa göz attıktan sonra göze batmadan ona yaklaşacaksın ve sende yanına oturarak barmenden içki isteyeceksin. Sarp la yakın olmaya çalış . Onunla ilgili merak ediyormuş gibi konuş , sorular falan son ve seninle iletişim kurmasını sağla. Ben sizden uzakta olup olan biteni izleyeceğim. Sakın saçma sapan uyanıklıklara kalkışma ikinizi de mahvederim.

Arabadan inerek bara doğru yürüdük. Etraf ta yankılanan yüksek sesli müzik yüzünden başım ağrımıştı. Ağır sigara, parfüm ve içki kokuları içerisinin havasını daha da ağırlaştırmıştı. Dans eden, içkisini içenler ve etrafında kızlarla dolu olan masalarda gülen eğlenen insanlar iğrenç bir görüntü sunuyordu. Kafamı sallayarak bir birine sarmaş dolaş dans eden insanların arasından geçerek bar taburelerinin olduğu yere doğru ilerledim ve Sarpın bar taburelerinden birinde elindeki içki ile beraber oturduğunu gördüm. Güya onu görmemiş gibi biraz etrafıma bakınmaya başladım ve çalan müzikle dans ediyor gibi yapmaya başladım. Etrafıma baktığım sırada bizden biraz uzakta kırmızı ışıkların yoğunlukla olduğu masalardan birinde elinde içki bardağı ile bana doğru keskin bakışlarla bakan Ateşe takılmıştı gözlerim. Kırmızı ışıkların altında karakteri gibi şeytana benziyordu adeta. Gözlerimi ondan kaçırdım ve arkama dönerek Sarpın yanındaki yerimi aldım. Benim oturmamla yüzünü bana dönmüş ve şaşırmıştı. Bir kaç saniye bana baktıktan sonra

S:'' Sanırım bu gece içkiyi biraz fazla kaçırdım. Bu sen misin yoksa gözlerimin bana oynadığı bir oyun mu?''

M: ''Anlamadım?''

S: ''Sen ve böyle bir yerde seninle yeniden karşılaşmak. Rüyamda görsem inanamayacağım bir olay''

M: ''Benim burada olmam neden size bu kadar garip geldi ?''

S: ''Senin gibi bir kızın burada olması benim için fazlasıyla garip. Ve şuan sen buraya ait değilmiş gibi duruyorsun''.

M: ''Benim gibi bir kız derken? Ben nasıl bir kızım ki siz beni burada görünce bu kadar garip karşıladınız? Yani neden böyle düşündünüz?''

S:'' Sanki birilerinin zoruyla buradaymışsın gibi. Üzerindeki elbise sana ait değil . Senin karakterine ait değil gibi''

Hayatımda sadece bir kere görerek kavga ettiğim adam beni bu kadar iyi gözlemlemiş olamazdı. Bu adam benim içimi falan mı okuyordu yoksa. Söylediklerinde çok haklıydı çünkü.

M:"Hiçte bile. Kavga ettim diye bara gitmem falan yasak mı? Yani size garip gelen bu mu?"

S:"Senin ağzından tanıştığımızdan beri ilk kez siz lafını duymam hoşuma gitti. Yasak değil de sadece sana uzak"

M:"Size öyle gelmiş demek ki. Pardon sana diyecektim"

Sarp barmenin ona verdiği içkiyi içerken bir yandan da bana bakıyordu. Bende bu arada etrafa bakıyordum. Tam yeniden Sarp a dönecekken gözlerim bir çift yeşil gözle buluştu. Sinirli ve öfkeli bakan bir çift yeşil göz. Neye sinirlenmiştir ki şimdi. Zaten burada olmanın tek sebebi Ateş ve onun saçma planlarıydı. Keşke o gün o çocuğa yardım etmemiş olsaydım. Şu anda burada değil de Emreler ile eğleniyor olacaktık. Ben kendi düşüncelerimle savaş verirken birisinin bana dokunmasıyla irkildim. Dönüp bana dokunarak seslenen Sarpa bakmıştım.

S:"Dalmışsın. Bir kaç kez seslendim ama duymadın sanırım. İyi misin ?"

Sadece kafamı sallamakla yetindim. Aslında iyi değildim. Hem de hiç iyi değildim. Aklım hala yaralı halde olan bizimkilerdeydi ve bu durum iyice beni sıkmaya başlamıştı . Bulunduğum yerden de içinde olduğum durumdan da nefret ediyordum. Başıma neler geleceği bile belli olmayan bir oyunun içerisindeydim şu anda. Önümdeki meyve suyunu içmeye başladım. Sarpa döndüğümde bana bakıyordu. Ama yüzünde farklı bir ifade vardı.

M:"Bir şey mi oldu.?"

S:"Anlamadım?"

M:"Bana garip bir şekilde bakıyorsun da o yüzden sordum."

S:"Evet. Bakıyorum çünkü hala şaşkınlık içindeyim. Beni ve adamlarımı dövüp bizi halt eden kız nerde, şuan yanımda oturup meyve suyunu yudumlayan kız nerede. Seni o ilk gördüğüm gün bu kız benim olmalı demiştim. Seni bu kadar çabuk kendime aşık edeceğimi bilsem senin peşini hiç bırakmazdım. "

Ne aşık olmasından bahsediyordu bu adam böyle? . Ben onunla kavga etmiş, hatta ona yumruk atarak hasar vermiştim ama o kalkmış bana ona aşık olduğumu söylüyordu. Şu an ne diyeceğimi bilemiyordum şaşkınlıktan. Ona bakmaya başladım. Sadece hafifçe gülümsemekle yetindim. Çünkü şuanda elimden bundan başka bir şey gelmiyordu.

S:"Gözlerin. Soğuk bir buz parçası gibi. Bakanın kalbine saplanıyor. Benim kalbime saplandığı gibi."

M:"Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Anlarsın. Ben böyle şeylere pek alışkın değilim."

S:"Bir şey söylemen gerekmiyor. Sadece benimle dans ermeni istiyorum şu anda. Çünkü çalan müzik içimde seni dansa kaldırma isteği uyandırıyor. Umarım bu teklifimi geri çevirmezsin .Sonunda senden dayak yemeye bile razıyım"

Gülümseyip uzattığı eli tutarak ayağa kalktım. Yapmak zorundaydım. Kafamı çevirip etrafıma baktığımda bizi izleyen yine çok sinirli bir Ateş vardı. Gene neye sinirlendiğini ben bile çözememiştim. Sarpla birlikte kalkıp barın dans pistine doğru ilerledik ve beraber çalan slow şarkı ile dans etmeye başladık. Dans ederken bir elini belime koymuş ve beni kendisine daha da yaklaştırmıştı. Nefesi yüzüme çarparken bu yakınlıktan dolayı kalbim hızla atmaya başlamıştı. Benim gözlerime bakarken elleriyle yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına itip kulağıma yaklaştı. Ağır içki kokusu midemi bulandırırken bu kadar fazla yakınlığı beni rahatsız etse de oyuna devam etmek zorundaydım.

S:''Çok güzel kokuyorsun. İnsanın aklını başından alacak derecede güzel kokuyorsun.''

Ben dediği şeyle kala kalmıştım. Ne diyeceğimi , nasıl nasıl davranacağımı bilmiyordum dediklerinin ardından. Bir anda şarkının da hızlanması ile beni etrafında döndürdü ve yeniden elini belime koyarak beni kendisine yaklaştırdı. Eli elbisemin açıkta bıraktığı sırtıma kayınca endişe tüm vücudumu kaplamaya başlamıştı. Hayır, hayır şuan panik atak için hiçte güzel bir zaman değildi çünkü. Eli daha fazla aşağıya kaymaya başlarken ondan uzaklaşmak istedim ama buna izin vermemişti. Dans etmeye devam ederken kolumun çekilmesiyle Sarptan ayrılmış beni çeken kişiye çarpmıştım. Başımı kaldırıp beni çeken adama baktığımda sinirden yüz hatları kasılan bir Ateş vardı kaşımda. Kolumun morardığına yemin ede bilirdim şuan ama beni ondan uzaklaştırdığı için de biraz olsun kendime gelmiştim. Beni kendisine çekerek bir bana bir de neye uğradığını şaşıran Sarpa sinirle bakmaya başladı.

A: ''Yürü gidiyoruz. Bugünlük bu kadar eğlence yeter''

S: ''Hop hop yavaş gel ARSLAN. Sen kim oluyorsun da onu zorla götürmeye çalışıyorsun buradan?''

A: ''Sana hesap mı vereceğim birde Lan!. Yürü Miray gidiyoruz''

S: ''Sana o hiçbir yere gitmiyor dedim. Benimle kalıyor''

Sarp beni kolumdan tutarak kendi tarafına çekmiş elleriyle elimi tutarak Ateşe sinirle bakmaya başlamıştı. İkisi de ateş topu gibi burunlarından alev çıkacak derecede kızgınlıkla biri birilerine bakıyorlardı.

A:''MİRAY SANA GİDİYORUZ DEDİM!''

S: ''BEN DE SANA O HİÇ BİR YERE GİTMİYOR DEDİM!''

Sarp bir anda beni kendine doğru hızla çekmiş ve ben daha ne olduğunu anlamada dudaklarıma yapışmıştı. Onun bu ani ve saçma hareketi karşısında ben şok olurken bu sadece birkaç saniye sürdü ve olaylar hızlıca gelişti. Ben etrafa şaşkın bir şekilde bakarken Sarpın yerde dudağı patlamış ve kaşında çatlakla yatması bir kaç saniyede olup bitmişti. Ben bu olanlara şok olurken Ateş benim kolumdan tutup sürükleyerek oradan çıkardı. Hızla arabaya doğru yürürken arabaya ulaşmış ve sinirle kendi kapısını açıp öne oturmuştu. Ben arka koltuğa oturduktan sonra arabayı hızla çalıştırmış ve sinirle kullanmaya başlamıştı. Şuan araba uçuyordu desem yeridir. Gerçekten çok hızlı sürüyordu ve karşımızda üzerimize doğru gelen bir kamyonu görünce korkuyla çığlık atmaya başlamıştım. Bu adam aklını mı kayıp etmişti. Öldürmek mi istiyordu bizi aklından ne geçiyordu Allah aşkına. Ateş vitesi ani bir hareketle döndürmesiyle başka yola çıkmış ve arabayı da durdurmayı başarmıştı. Arabanın durmasıyla aynadan bana bakmıştı. Ama ben şu anda ölmediğime şükür ediyor, daha başıma nelerin geleceğini merakla bekliyordum. Elimi yerinden çıkacakmış gibi hızla atmaya başlayan kalbimin üzerine koydum ve biraz da olsa sakinleşmeye çalıştım. Kendisi de sakinleştikten sonra yeniden arabayı çalıştırmış ama bu sefer normal bir hızla eve kadar gelmiştik. Arabadan o sakin inerken ben hızla inmiş ve kapıyı çarparak sinirle içeriye girmiştim. Ardımdan da yine aynı sakinlik ve yavaş hareketlerle Ateş gelmişti. İçeri girmesiyle önünde dikilmişti. Ama benim bu olanlar karşısında onun kadar sakin ve umursamaz olmaya hiç fikrim yoktu.

M: ''SEN DELİMİSİN!! BENİMLE ALIP VEREMEDİĞİN NE SENİN ALLAH AŞKINA. SEN NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN !. BANA SEN DEDİN SARPI KENDİNE AŞIK ET VE ONA OYUNLAR OYNA DİYE. SENİN BU SAÇMA SAPAN OYUNUN YÜZÜNDEN ARKADAŞLARIM CANLARI İLE UĞRAŞIYORLAR. ŞİMDİ GELMİŞ BENİ ORADAN SİNİRLE ÇIKARIP EVE GETİRİYORSUN. ALLAH AŞKINA NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN SEN!''

Gerçekten bu adamın derdi neydi şimdi. Beni bu oyunu oynamaya zorlayan o ama şu an kendisi saçma şeyler yapıyordu ve canımı yakıyordu.

A: BEN SANA ONU KENDİNE AŞIK ET DEDİM. BİR SÜRTÜK GİBİ DAVRANARAK ADAMIN DİBİNE DÜŞ DEMEDİM!!. ADAM ORADA SANA DOKUYOR VE SEN BİRŞEY YAPMADAN DANS ETMEYE DEVAM EDİYORSUN!''

M: ''EHH YETER BE! SÜRTÜK ÖYLE Mİ? SÜRTÜK! CANIN CEHENNEME ARSLAN.SANA BU SÖYLEDİKLERİNİ YEDİRECEĞİM ''

Bu adamın dediklerini asla kaldıramazdım. Ve onun dedikleri ile daha fazla hareket etmeye de niyetim yoktu asla. Gerçekten o son kullandığı söz sinirimi iki katına çıkarırken hiç düşünmeden Ateşin yüzüne sert bir tokat attım ve ne yapacağını ve ya tepkisini bile umursamadan koşarak merdivenlerden yukarı çıkıp odaya girdim ve kapıyı da kilitledim.


Eveettttt sizce Ateş beyimiz neden bu kadar sinirlendi? Mirayın yaptığına sizce nasıl tepki verecektir?

Yeni bölümle karşınızdayım güzel ve değerli okurlar🤍❤️‍🔥 umarım bölümü beğendiniz🌸. Düşünceleriniz benim için önemli. Hepinizi seviyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

351K 23.1K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
780K 35.5K 27
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
546K 34.7K 12
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri g...
617K 18K 26
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...