Kasım Çıkmazı (Tamamlandı )

By _fearless_14

79.5K 3.1K 101

" kalabalığın içinde büyüyerek yalnızlığa saklanmış bir insan, hayatı kabullenemeyen yaşamı istemeyen bir ze... More

Tanıtım
bölüm 1
bölüm 2
bölüm 3
Bölüm-4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
final part 1
final part 2
Özel bölüm

bölüm 18

2.6K 106 3
By _fearless_14

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

Selam öncelikle söylemem gereken bir şey var ben bu kitabı zaman geçirmek ya da eğlenmek veya tanınmak için yazmadım ben bu kitabı hayattan ne algıladığımı öğrendiğim şeyleri size anlatmak için yazdım yaz başından beri bu kitabı yazıyorum kitabım öyle çok vote veya yorum almadı almasında önemli değil sonuçta ben ne bir oğuz Atay ne bir Özdemir Asaf ne de bir Nazım Hikmet'im okuyucularımın da fazla olmasını beklemem ama sizden tek isteğim kitabıma sadece bakıp geçmeyin ya da sadece okumuş olmak için okumayın anlamak için okuyun lafı fazla uzatmayacağım şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu kendinize iyi bakın

*

Bölüm şarkısı
Şebnem Ferah = sigara
Halil Sezai = vurgun

*

Zamanla kazandığını, yaşamla kaybetme.

*

Genç kadın elindeki mektubu okuduğunda donup kalmıştı mektup yavaşça elinden kayarak yere düştü bir anda sanki bütün sesler susmuştu sadece derin nefes alışlarını duyuyordu. Zihni bir anda karardı bütün empatlarını durdurdu sadece yazan kelimelere odaklandı etrafta olan şeyleri fark etmiyordu çığlık atası ya da daha acı bir şey ağlayası vardı. Ama o sadece gözlerini kapatarak derin derin nefes almayla yetindi. Sertçe yutkunurken gözlerini açtı ama kendisi bile gözlerinden akan damlaların farkında değildi. Gözleri direkt olarak Araf'la buluşmuştu. Daha düne kadar her şey normalken nasıl gelen bir zarf her şeyi mahvede bilirdi ki kendine gelmeye başladı. yavaş yavaş sesleri algılayarak Zihninin kapılarını açtı.

" Hayat Hayat iyimisin "

" heyy cevap ver "

" lan kız ağlıyor ne iyisi baksana "

Holdeki sessizliğin yerini bir anda gürültü ve meraklı sorular almıştı. Araf yavaşça genç kadına yaklaşarak yüzünü avucladı. Korkmuştu ilk kez sevdiği kızın ağladığını gördüğü için endişeliydi.

" Hayat güzelim ne oldu o mektupta ne yazıyordu "

Bir süre beklemişti ama cevap alamadı yavaşça yere eğilerek genç kadının düşürdüğü notu aldı. İçinde ne yazıyordu ki bu kadar etkileyecek ne vardı o sözcüklerde diye düşünmekten kendini alamıyordu notu elinde çevirerek açtı ilk satırda okuyarak bir anlam veremedi.

" uzun zaman oldu. Görüşmeyeli sahiden ne kadar oldu. Üç yıl mı yoksa daha az mı daha fazla mı beni unutmuşsunuz diye hatırlatayım dedim. Hayat çetin iki gün sonra ne olduğunu biliyorsun değil mi?
Ahh hata bende sen nasıl unutabilirsin ki iki gün sonra senin hayatının cehennem olduğu gün değil mi? Ama merak etme bu yıl yalnız değilsin Miraç'ta döndü senin için Yaser için Melika için ama en önemlisi kendi vicdanı için seninle tekrar görüşmeyi çok isterim unutma Yaser benimde arkadaşımdı her ne kadar düşman olsakta. Ve her ne kadar bana ihanet etmiş olsanızda her zaman kardeşimdiniz.
- Dilşad -

Araf okumayı bitirdiğinde anlamayan ifadeyle genç kadına baktı. Hayat sanki fark etmiş gibi kafasını kaldırarak notu elinde tutan Araf'a baktı. Araf bir anda genç kadını tutarak kendisine çekmişti. Sımsıkı sarılıyordu sanki sorun olmadığını ya da hep yanında olacakmış hissi vermeye çalışırmış gibi tekrar tekrar sarıldı. Genç kadın bir an duraksamadan Araf'ın sarılışına karşılık vermişti. Zeynep bir şey demeden Araf'ın elindeki notu alarak Ali'yle birlikte okudu. O anlamıştı ama Ali anlamayan yüz ifadesiyle Zeynep'e bakıyordu. Zeynep bilmiyorum anlamında omuzlarını silkerek Araf'a ve Hayat'a baktı. Genç kadın yavaşça Araf'tan ayrılarak burnunu çekti ve gözlerinden akan bir iki damlayı sildi.
Kendini koltuğa bırakarak kafasını ellerinin arasına aldı. Araf yanına oturarak suskunluğunu bozdu. " iyi misin şimdi " Hayat yandan bir bakış atarak tekrar önüne dönmüştü. Zeynep genç kızın diğer tarafına oturarak saçlarını yanlarından arkasına attı. " Hayat bu Dilşad kim senden ne istiyor " genç kadın kafasını çevirerek " Dilşad çok uzun zaman önce Yaser'in arkadaşıydı.
Kazadan uzun zaman önce kavga etmişlerdi kavgadan sonra bir daha konuşmadılar ve Dilşad benden nefret ediyor. "

Olanlara açıklık getirmek istemişti ama kafalarda daha fazla soru işareti bırakmaktan başka bir işe yaramamıştı. Zeynep Hayat'a bakarak " şunu adam akıllı anlat neden kavga ettiler ve Dilşad neden senden nefret ediyor " genç kadın derin bir nefes alarak başını Araf'a çevirmiş . Şimdi anlatsa hepsi öğrenecekti. Şuan sadece sessizliğe ihtiyacı vardı. Başını yanında ki genç adama yaslayarak sanki bir anda bu yabancıdan destek almak istemiş gibiydi. Genç adam Hayat'ı kendine daha çok çekerek kollarını dolamıştı. Başka bir zamanda olsalardı bu duruma asla izin vermez ağzını açıp Araf'a bağırmak ondan uzak durmasını söylerdi. Ama şu an ki Araf'a olan ihtiyacı daha ağır basıyordu genç kadın son kez genç adamın gözlerine bakarak ve tekrar başını yere eğerek " Yaser hiçbir zaman bana neden kavga ettiklerini anlatmadı ama Dilşad'ın bana olan nefreti Yaser'in ve onun arasını açmamdan dolayı benim yüzüme kardeşini kaybetmesinden dolayı bana olan bütün nefreti " Salondakiler genç kadına bakarak düşündüler.

Genç kadının anlatmadığı gizemler kafalarında bıraktırdığı cevaplanmamış sorular. Araf'ın git gide kıza bağlanması işte grubu en çok bu korkutuyordu. Eğer Araf bir kıza daha kapılıp sonu yine aynı Işıl'da olanlar gibi olmasından, içine kapanıp aylarca onlarla konuşmamasından, ama Araf atlatmıştı artık Işıl'a olan sevgisi bitmiş. Babasına olan güveni kaybolmuş. Genç adam derin bir nefes alarak genç kadına baktı yavaş yavaş aralarındaki buzlar eriyor, sırlar ortaya çıkıyor. Sabır dedi Araf kendi kendine eğer güven istiyorsan sabırlı olman gerek.

Holdeki sessizlik devam ediyordu. Genç kadın artık genç adamdan ayrılmış sadece yan yana oturmuşlardı. Birden aklına gelen şeyle yerinden kalkarak telefonunu aldı. Holde uzaklaşarak mutfağa gitti.

Seçkin fırtına öncesi sessizliği bozarak " bir günde olaysız geçsin be " demişti.
Ali " kardeşim moreller sıfır daha fazla konuşma " dedi. Dış kapının çalınmasıyla Zeynep yavaşça ayağa kalktı. İçeriye Yeşim hanımla birlikte giren Zeynep tekrar kalktığı koltuğa oturdu. Yeşim hanım holdekilere tek tek bakarak " bu ne yüzünüzden düşen bin parca ne oldu " diyerek ne olduğunu anlamaya çalıştı.

" al zarfı oku anlarsın bellki " diyerek zarfı Yeşim hanıma uzatmıştı.

Annesinden sonra hole giren Hayat Salondaki sessizliğe baktı. Yeşim hanım kızına bakarak " ne oldu tatlım " demişti. Genç kadın omuz silkerek kafasını salladı. Yeşim hanım genç kızına bakarak " neyse siz takılın benim gece uçağım var eşyalarımı toplamam gerek " diyerek kaldığı odaya doğru hareket ediyordu. Genç kadın arkasından bakarak seslendi.

" Yeşim "

" Efendim tatlım "

Genç kadın derin bir nefes alarak " bende seninle geleceğim eşyalarını toparla birlikte çıkalım " dediğinde şaşkınlıklar hepsinin yüzünden okunuyordu.

" ne oldu canım okulda ya da burada bir sorun mu var " diye ilgiyle kızına baktı zarfı okumamış gibi davranıyordu olanları anlamıştı. Genç kadın o sarsılmaz ifadesiyle " hayır sadece Kocaeli'nde kalan eşyalarımı alacağım "

" tamam harika olur hem arkadaşlarını görürsün " Hayat bir şey dememek için sadece kafasını sallamıştı. Yalan söylemişti oraya eşyaları için gitmiyordu. Yeşim hanım yukarı çıktığında hemen soru yağmurları başlamıştı.

" neden Kocaeline gideceksin "

" Hayat ne karıştırıyorsun "
.
" senin arkadaşların mı var Kocaelinde "

" beni de götürsene "

Sorular bittiğinde genç kadın sadece birinin ifadesini görmek için kafasını kaldırdı. Genç adam genç kadına bakarak " umarım iki bilet aldın yoksa sende gidemezsin Hayat Çetin " demişti. Genç kadın hafif bir tebessümle kafasını salladı.  Ne olduğunu bu adamında nereden çıktığını bilmiyordu ama kendisine iyi gelmeye başlamıştı. Genç adam yavaşça yerinden kalkarak " ben eşyalarımı hazırlayım kaç gün kalacağız " genç kadın derin bir nefes alarak " bir kaç gün en fazla " demişti. Genç adam kafasını sallayarak montunu alarak dış kapıya açtı. Zeynep genç kadına bakarak " bende gelecek miyim " genç kız kafasını sallayarak " hazırlan " dedi. Kendi eşyalarını hazırlamak için yukarı odasına çıkmıştı. Üzerini değiştirmek için dolaptan aldığı eşyaları ile banyoya geçti. Çıkartığı kıyafetleri kirlilere atarak siyah atletini giyip üzerine gri gömleğini geçirdi. Siyah Yırtık kotunu ve siyah zımba botlarını giyerek banyodan çıktı. Yanına alacak eşyası yoktu nasıl olsa anlaşma dolana kadar bu ev onundu. Kocaeli'nde gereken kıyafetleri vardı dahasına gerek yoktu. Salık saçlarına gri kepini geçirip aşağıya indi. Yeşim hanımda hazır bir şekilde kızını ve Zeynep'i bekliyordu. Genç kadın zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı daha bir kaç saat önce o mektubu almış gibi geliyordu.

*

Genç adam arabasını direk olarak evine sürmüştü. Arabasını ön tarafa park ederek indi. Seri adımlarla eve giderek kapıyı çaldığında. Genç hizmetçi ürkek bir şekilde açmıştı. Etrafına hiç bakmadan yukarı annesinin yanına çıktı. Kapıyı çalarak annesini yanına girdi.

" anne gelebilir miyim " orta yaşlardaki kadın gülümseyerek " Elbette oğlum gel " diye içeriye davet etti. Genç adam yavaşça içeriye süzülerek annesinin yanına oturdu. Afra hanım genç oğluna bakarak " hayırdır hangi rüzgar attı seni benim yanıma " genç adam gülümseyerek

" Sanki hiç gelmiyor muşum gibi konuşma anne "

" bu aralar fazla oldu ama " diyerek iç geçirdi genç adam muzip bir şekilde gülerek başını eğdi.

" anne hayattaki tek güvenilir kaynağım, ben bir kaç gün burada olmayacağım sen bensiz idare eder misin "

" oğlum zaten eve doğru düzgün gelmiyorsun birde bir kaç gün yokum dedin bu iştemi o kızla ilgili "

" anne Hayat'ı katma işin içine evet doğru tahmin o kızla ilgili ama hemen tanımadan yargılama " Afra hanım derin düşüncelerle oğluna baktı. Daha sonra koltukta düzelerek " bu Seyahat nereye olacak ve ne kadar sürecek tam olarak " genç adam derin bir şekilde nefesini bıraktı annesi sorgulamaya başlamıştı cevap vermeden asla gidemezdi.

" bu seyahat anne en fazla bir kaç gün sürecek Kocaeline gideceğiz ve merak etme Hayat, ben, arkadaşı Zeynep ve annesi Yeşim hanım olacak "

" peki şimdilik ikna oldum ama bana söz ver Kocaelinden geldikten sonra o kızıda alıp yanıma geleceksin bir de ben tanıyım o meşhur yabaniyi " Araf sırıtarak ayağa kalktı.
" tamam anne dönünce ilk işim senin yanına getirmek olacak " Afra hanım gülerek genç oğluna baktı " hadi daha fazla bekletme şu kızı " diyerek genç adamı başından savmaya çalıştı. Araf tam bir şey söylemek için ağzını açtığında odayı telefon melodisi doldurdu. Araf ağzını kapatarak telefonunu cıkardı. Annesine bir bakış atarak telefonu yanıtladı.

" Efendim yabani "

....

" tamam geliyorum "
....

" anladım yabani bekle yarım saat içinde geliyorum "
....

Telefonun kapanmasıyla Araf derin bir soluk aldı. Afra hanıma bir bakış attığında annesinin alttan alttan güldüğünü hissetti aldırmadan yanağına bir öpücük kondurarak odadan dışarı çıktı direk kendi odasına girdi. Küçük valizini cıkararak içine siyah kotlarını, kot gömleklerini, bir kaç koyu tonda tişörtünü ve gerekli olan diğer bir kaç parça eşyasını koydu. Kıyafet dolabından siyah bir pantolon beyaz tişört ve kot bir gömlek cıkardı. Banyoya geçmeye gerek görmeden altındaki pantolonu çıkararak yenisini giydi. Üzerindeki tişörtünü bir çırpıda çıkardı yatağın üzerindeki tişörtü almak için eğildiği sırada aniden kapının açılması ile refleks olarak arkasını döndü. Kapıyı çalmadan direk odaya dalan Eftelya hanıma baktı. Beklemeye fırsat görmeden direk tişörtünü başından aşağıya gecirdi. Ters bir ifadeyle odaya izinsiz giren kadına sert bir sesle " çık lan dışarıya " diye bağırdı. Ne olduğunu anlamadan şaşkınlıkla bakan kadın Araf'ın tekrar bağırması ile yerinden sıçradı " sana çık dedim çık lan " diyerek tekrar patladı. Bu ani çıkıştan korkan kadın bir anda kendini dışarı attı. Sinirlerine hakim olamadan etraftaki masayı devirmişti. Bir tekme daha savurarak biraz bekledi yavaşca sakinleşerek kendini yatağa attı. Bir kaç dakika bekleyerek yavaşça doğruldu bavulunu alarak aşağı kata indi. Holde geçerken masada oturmuş yemek yiyen kişilere baktı. Babası Arif bey, Eftelya hanım, Buse ve işten bir kaç kişi daha vardı. Araf masaya göz atarak yanından geçerken Arif bey oğluna seslendi " hayırdır oğlum nereye "

" bir kaç günlüğüne arkadaşlarda kalacağım "

Arif bey başını sallayarak karşılık verdi. Araf masadaki diğer kişileri umursamadan dış kapıdan çıkarak arabasına yöneldi. Aklında ailesi aslında ailesi değil sadece annesi vardı. Şu bir kaç gün onun yokluğunu çekecek olan tek insan olan annesi arabayı çalıştırarak gaza yüklendi. Yaklaşık yarım saate evin önüne gelmişti arabadan inmeden direk telefon rehberine girerek ' yabani ' yazan yazıya bastı. Telefonun açılmasını beklerken bir sigara yakmıştı. Bir anda Hayat'ı sigara içerken gördüğü aklına geldi o yabani kız fazla sigara içmiyordu herhalde yoksa onu sallamaz yanındada içerdi. Telefonun açılması ile konuştu " arabada bekliyorum hazırsanız dışarı çıkın " karşıdan gelen bekle sesiyle telefonu kapattı. Bir kaç dakika sonra evin kapısı açılmış içeriden Cenk, Seçkin, Ali, Hayat, Zeynep ve Yeşim hanım çıkmıştı. Araf yavaşca arabadan inerek bayanların elindeki çantaları alarak bagaja koydu. Daha sonra grupla vedalaşarak talimatları verdi.

" Ali kardeşim bak sana güveniyorum bu iki salak ve kızlar sana emanet bunları boşver ama o ikisine kesinlikle dikkat et onlar kesinlikle sana emanet " Ali kafasını sallayarak

" merak etme kardeşim onlar bende Selin senin habersiz gitmene bozulacak ama neyse gelince aranızda halledersiniz artık siz ben karışmam "

Araf sıkıntılı bir şekilde başını kaşıdı. Hayat oflayarak Araf'a seslenmişti. Seçkin ve Cenk bara gideceklerdi. Ali ise onlarla gelip Araf'ın arabasını devralacaktı. Hava alanına geldiklerinde arabadan inerek arabayı bırakmış ve Ali'yi yolcu etmişti. Bayanlar çoktan eşyalar ile sıraya geçmişlerdi. Sadece Hayat genç adamın gelmesini bekliyordu. İkisi birlikte sıradan geçmiş ve gidecekleri yeri işaret eden alana yürümüşlerdi. Uzun bir bekleyişin ardından Uçağa bindiklerinde Koltuklarda Zeynep ve Yeşim hanım birlikte Araf ve Hayat'ta bir olmak üzere oturmuşlardı. Uzun bir bekleyişten sonra yolculuk bitmişti. Her ne kadar kocaelinde olsalarda Yeşim hanımın isteği üzerine bu geceyi havaalanının otelinde geçireceklerdi.

Ertesi sabah erkenden kalkan Hayat düşünmeye başlamıştı.

Sadece bir gün kalmıştı.

Yanında Araf vardı.

Bu yıl yalnız değildi.

Bu yıl ki acısının boyutunu bilmiyordu.

Düşünceleri sanki yok oluyordu.

Sanki artık empat olarak hissetmiyordu.

( empat = kendi düşüncelerini başkasına yansıtan kişilere denir)

Zihninde birden fazla ses vardı.

Algısı zayıflamıştı.

Umutlar yok olmuştu.

Siyah hayaller vardı.

İki aydan fazla olmuştu İzmir'e gideli bu şehri terk edeli dıştan bakılırsa her şey aynı duruyordu tek farkla dertleri genç kadın bu şehirden gittiğinde daha fazlaydı şimdi daha da fazla oldu. Ya bu şehrin dertleri azaldı ya da çoğaldı fark etmez ama bitmemişti. Ne genç kadının dertleri ne bu koca şehrin dertleri biterdi. Otelin balkonuna çıkmak için ayağa kalktı balkona çıktığında elinde sigara demirlere yaslanmış yavaş yavaş kendini zehirleyen genç adamı gördü. Yanına giderek genç adamın arka cebinden paketi almıştı bir dalda kendisi yaktı. İkiside sadece konuşmadan sisli Kocaeli şehrini daha fazla boğmak için derin derin sigaraların içiyorlardı. Genç adam yanındaki umursamaz genç kıza bakmıştı.

" bana bu şehri gezdireceksin "
Genç kız sigaradan son uzun bir nefes alarak " bugün yerleşiriz yarın asla olmaz belki sonra gezdiririm " demişti. Genç adam genç kıza bakarak sadece kafa salladı. Yavaşça cebinden telefonunu çıkararak ikisini anlatan o müziği açtı.

Aslında bende isterim

Emeklemeden koşmayı

Güzel elbiselerle

Makyaj yapıp dolaşmayı

Aslında bende isterim

Düşünmeden konuşmayı

Küçük bir oyun içinde

önemli kişi olmayı

Aklımdan geçen sözler

Kalbimden gelen sesler

Hepsi bir orman oldu

Bir kibritle yok oldu

Ben sigara dumanımın altında

Yana yana en sonunda kül oldum

Sen kibritin yanmayan ucunda

Birinin hayatından geçmiş oldun

Aslında bende isterim

Emeklemeden koşmayı

Güzel elbiselerle

Makyaj yapıp dolaşmayı

Düşünmeden konuşmayı

Küçük bir oyun içinde

Önemli kişi olmayı

İyi dostlar biriktirdim

Hepsi ailem oldu

Küçük bir aşk yetiştirdim

düzene yenik düştüm

Ben sigara dumanımın altında

Yana yana en sonunda kül oldum

Sen kibritin hiç yanmayan ucunda

Birinin hayatından geçmiş oldun.

Genç adam şarkının son sözlerine eşlik ederek kapatmıştı. Konuşacak bir şey kalmadığı için ikiside sisli Kocaeli havasına dayanamayarak hazırlanmak için odalarına döndüler. Yarım saat içinde otelin lobisine farklı renklerde aynı şekilde giyinmiş olarak genç kadın ve adam inmişti. Hayat gözlerini devirerek aynı tarz giyindiği adama baktı. Genç adamın çalan telefonu tüm sessizliği bozmuştu. Arayanın Selin olduğunu görerek cevap vermeden telefonu sessize almıştı. Hayat" kimdi arayan " diye merak ederek sormuştu. Genç adam kendine has gülümsemesiyle arayanın Selin olduğunu söylemişti. Genç kadın Selin adını duyduğunda bir anda sinirlenmesine anlam vermemişti ama üzerinde fazla durmadan annesini ayarladığı arabaya bakmak için gri sırt çantasını alarak lobiden dışarı çıktı. Genç adam bir anda genç kadının tuhaf davranmasını fark etti ama üzerinde durmamıştı.Lobiye bir kaç dakika sona ellerinde valizlerle inen Zeynep ve Yeşim hanım geldi Zeynep etrafa bakarak

" Hayat nerede "

genç adam kafasını sallayarak
" dışarı çıktı" dedi. Zeynep Araf'a bakarak gözlerini kıstı aralarında bir şey geçtiğini anlamıştı ama şimdi sormanın sırası değildi o yüzden şimdilik susacaktı daha sonra bu konu üzerinde ikisiyle konuşacaktı artık ikisi aralarındaki sorunu halletmeliydi birbirlerini ne kadar önemsemiyormuş gibi dursalarda ikiside birbirini haddinden fazla önemsiyorlardı. Dışarı çıktıklarında lobi girişinde elinde sigara ile durmuş ağzındaki dumanı dışarıya veren genç kız vardı. Kafasını çevirip kendine bakan kişileri gördüğünde  elindeki sigarayı atarak postalıyla ezdi. Yeşim hanıma bakarak kafasını eğmişti. Her ne kadar annesinden soyutlansada onun yanında sigara içemezdi. Bu sadece kötü zamanda olmuş bir tesadüftü. Genç kadın yanlarına yaklaşarak annesinin elindeki çantalardan birini aldı. Yeşim hanım kızına bakarak gülümsemişti. Zeynep daha fazla üşümek istemediği için yeşim hanımın ayarladığı arabaya binerek ısınmaya çalıştı. Yola çıktıklarında Yeşim hanım Zeynep'e bakarak " sende bizde kalacaksın değil mi zaten ona göre oda hazırlatacağım " Zeynep Hayat'a bakarak " aslında ben kendi evimde kalsam iyi olur zaten hastaneyede uğramam gerek hastalarıma bakacağım " genç kadın bir an Zeynep'e bakarak dalga geçmişti.

" biz delilerle uğraşmasan olmaz demi "

Zeynep " siz benim işimsiniz be kızım nasıl uğraşmayayım " genç adam gülerek

" diğer hastalarında yabani gibiyse işin zor be güzelim " demişti.

Genç kadın ters bir şekilde genç adama bakarak " sen her b*ka karışma bence vaşak " Genç adam genç kadının kendisine olan öfkesine halâ anlam verememişti. Yeşim hanım genç adama bakarak " Araf senin için bizim evde oda hazırlatacağım " genç adam yeşim hanıma bakarak
" ben bir otelde kalırım size hiç rahatsızlık vermeyim " Zeynep " Araf otelde kalmana gerek yok benim evim boş ben zaten arada bir mesaiye kalıyorum o yüzden hiç boşuna otelde felan kalma bende kalacaksın anlaşıldı mı " diye tek kaşını kaldırarak konuştu. Genç adam gülerek kafasını salladı " tamam sende kalacağım " genç kadın sanki bu durumdan rahatsız olmuş gibi dişini sıkarak kafasını pencereden dışarıya çevirdi. Yeşim hanımın ısrarları sonunda Araf ve Zeynep akşam yemeğini onlarda yemeği kabul etmişti.

Eve girdiklerinde Hayat direk olarak üzerini değiştirmek için odasına gitti. Holde Araf, Zeynep ve Yeşim hanım otururken genç adam etrafı inceliyordu gözüne bir anda duvarda küçük küçük siyah çerçeve içine koyulmuş resimler çekti. Yeşim hanım genç adamın bakışlarını fark ederek

" yakından bakmak istersen bakabilirsin " diye izin vermişti. Araf yavaşça yerinden kalkarak duvardaki resimlere yaklaştı. Resimlerde birbirinden mutlu dört kişi vardı. Araf bunlardan birini tanıyordu ilk görüşte vurulduğu kadındı ama o kadına vurulduğunu kendine itiraf edemiyordu ya da cesareti yoktu. Vurgun olduğunu kadına söylemeye cesareti yoktu. Arkasından gelen sesle bir anda irkildi " çok güzel bir resim değil mi " genç adam kafasını sallayarak " haddindende çok güzel bir fotoğraf onu ilk kez bu kadar mutlu gördüm fotoğrafta bile olsa " Zeynep hafif bir tebessümle genç adama baktı. İşte o an anlamıştı bu adamın genç kadına vurgun olduğunu işte o zaman anlamıştı asla vazgecemeyeceğini ama tek sorun şuydu bu genç adam sevse bile genç kadın asla onun olmayacaktı. Asla genç adama onun baktığı gibi bakmayacaktı, sevmeyecekti Boşa çabaydı genç adamın ki sadece.






  Devam edecek.

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 621 20
Genç asiklar..."KARADENIZ"...
17.5K 2.6K 20
"Öyle bir yanacak ki ruhun, gerçek bir ateşin bedenini yakıp kavurması için yalvaracaksın. Bir ân unutmak için." Nazan Bekiroğlu
1M 64K 40
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi r...
1.7M 89.6K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...