Tutsak

Von Lutess

311K 9.1K 1.1K

Ben kendimi toparlamaya çalışırken o çoktan yerini almış ve emniyet kemerimi takmaya çalışıyordu. "Ben halled... Mehr

Tutsak
Geri Sayım
Gezi
Hasta
Huzur
Korku
Öpücük
Oyunlar
Alışveriş Merkezi
Sorular
İş Yemeği
Açmamış Gül
Ne Yaptığını Sanıyorsun!
Kaçmayacaksın değil mi?
Nefes almalıyım..
Asıl nefes buymuş!
ne cürret!
Tuzak!
Neler oluyor?
sınama
Aşama 2
Eskisi gibi
Çalışma
Anthony
Poseidon
Gurur
Yetim
Üç Kardeşler
Yüzme Bilmeyen Su Perisi
Geçmiş
Dönüş

Wayn

2.4K 90 15
Von Lutess

Barıştığımızdan beri her şey daha tuhaf olmaya başlamıştı. Zack barda benimle flörtleşen bir erkek görünce - ki benim yaptığım sadece arkada bardakları yıkamaktı- benim barın önünde veya arkasında bulunmama kızmış ve beni depo kısmına görevlendirmişti. 

Beni zorladığı ve çalışmak istediğim için kabul ettim. 

Ama bu gün Zack gene yapacağını yaptı. 

Depoda benim boyum yetişmediği ve alt taraflarda da rom olmadığı için deponun üst raflarında bulunan raflara uzanamıyordum. Wayn de ihtiyacı olduğu için benim arkamdan rafa uzandı. Benden daha uzun olduğu için rahatlıkla almıştı. Tabi Zackin sert yumruğu ile Wayn bir tarafa Rom bir tarafa düşene kadar. 

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!?" diyen Zack'e baktım. Ben daha ne olduğunu anlamadan kolumu tuttuğu gibi beni depodan çıkarıp kendi odasına sürükledi.

"Ama bu yaptığın ayıp Zack! Yardım ediyordu sadece!"

"Etmesin! Yardım edecek bir şey olursa ondan değil, benden iste!" eveet Zack gene kıskanç moda girmişti. Durum böyle olunca ve bende sert tepki verince kavga çıktığı için bu sefer kavga çıkmaması için daha yumuşak karşılayacaktım. 

"Peki hayatım." dedim sakince. Önce bir afalladı. Bana tuhaf bakışlar attıktan sonra konuşmaya devam etmem gerektiğini hissettim. "Daha fazla kavga yok. Seni bu kadar sinirlendiriyorsa... Tamam... Wayn'den uzak duracağım." dedim ve beni zorla soktuğu odasından kolaylıkla çıktım. Arkamdan öylece bakakaldı. 

Depoya gittiğimde Wayn yüzüne kapatıcı sürüyordu. Yerde duran Rom şişesi gözüme çarpınca eğilip yerden aldım ve daha aşağıda  bir yere koydum. 

"Kusura bakma Wayn. Çevremde birilerini görünce hemen sinirleniyor. Ama onu bilirsin.. Fazla.. Korumacıdır..." diyerek hem özür dilemiş oldum  hem de Zack'e kötü bir laf etmedim. 

"O P.ştun yüzünden yüzüm morardı. Benim yüzümden para kazandığımı biliyor olmalıydı!" Diye sinirli tepki verince yanına yaklaşıp sürdüğü kapatıcıya baktım. 

"Merak etme. Kapatıcı güzel kapatmış. Kapatıcı sürmüşsün gibi de durmuyor. Bu rengi böyle tutturmayı nasıl başardın?" diye sordum. Kafasını dağıtıp konuyu değiştirmeye çalışarak. 

"Yetimhane'de öğrendiğim küçük bir hile." dedi gözlerinde yakaladığım ani kararma çok uzun sürmedi. "Rom'u alıp gitsem iyi olacak, müşteriler bekliyordur." dedi ve üst raflarda bulunan romlardan birini alıp gitti. 

Bir yandan depoyu temizlerken düşünmeye/düşünmemeye çalıştım. Wayn demek yetimhaneden gelmişti. Yetimhanede hayatta kalmak zor muydu onun için?

Yoksa yetimhanede niye kapatıcı kullanmayı öğrensin ki?Morlukları, yara izlerini kapatmak için...

Bir diğer gerçek ise annesi ve babası ya ölmüştü yada onu terk etmişlerdi. 

Acaba hangisiydi?

İçimdeki bir ses öldüklerini umdu. Ölmedilerse onu nasıl terk etmişlerdi ! Bu büyük haksızlıktı. 

Bir diğer ses ise ölmemiş olmalarını diledi. Wayn belki bir gün onları bulur ve onlara kendisini niye yetimhaneye bıraktıklarını sorardı. Onları bağışladığını söylerdi belki. 

Tabi onları canlı bulamasa da belki de mezarlıklarını bulurdu. 

Hiç aramış mıydı acaba?

Wayn'i düşününce ne yaptığını veya ne yapacağını kestiremiyordum şuan. Onları aradı mı? Buldu mu? Bulduysa affetti mi? 

Bu şekilde düşünerek depodaki şişeleri temizledim. Saat geldiğinde ve bar kapandığında  Wayn'den gözlerimi alamadım. Ona bütün bu soruları sormak istiyordum.  Bana bir süre baktıktan sonra hoşçakal bile demeden arkasını dönüp gitti. Yanıma gelen Zack'ten uzak durup durmadığını veya uyarı aldığını düşünmek istemesem de emin olamadım. 

Zack arabayı hızla sürdü. Ben daha bu ne acele bile diyemeden eve gelmiştik bile. Üstümdekileri çıkarıp hızlıca bir duş aldıktan sonra yatağa yattım. Her yanım toz içinde kalmıştı ama şimdi daha iyi hissediyordum. 

Üzerinde kıyafetlerle uykuya dalan Zack'e baktım. Ayakkabılarını bile çıkarmamıştı daha. Yattığım yerden kalkıp ayakkabılarını çıkardım. Tam kıyafetlerini de çıkaracaktım ki koluyla tutup beni yatağa çekti. 

O mavi gözleriyle gözlerime bakarken konuşma, açıklama ihtiyacı duydum. 

"Kıyafetlerinle uyumuşsun Zack." 

"Çok yorgunum." diyip gözlerini kapattı. Benim de denizle bağlantım kesilmiş oldu. 

"Zack..." ağzımdan kaçmıştı bu. Zack belki biliyordu Waynin durumunu. Sonuçta onun işçisiydi. Sorsam ne olurdu ki. Gerçi ben girene kadar Zack'in bara gitmediğinden de emindim.

"Söyle. Canını ne sıktı?" diye sordu uykulu ağırlaşmış sesiyle. 

"Wayn..." dememle sözümü kesti. 

"Benim yatağımda bir erkeğin adını mı anıyorsun?" dedi. Sesi gene uykulu olduğu için kızgın veya sinirli olup olmadığını anlayamadım. Cevap vereceğim sırada devam etti. "Her neyse yarın sabah konuşalım mı?" dedi ve üzerimde duran kolu ağırlaştı. 

Gerçekten çok yorgun olmalıydı. Kıyafetlerini çıkarmaya uğraşmadan üzerimize ince bir pike ürttüm. Ona iyice sokulup yattım. 

Sabah-ki bu saate sabah denmiyordu artık- uyandığımda Zack duşunu almış, giyiniyordu. Bana da manzarayı izlemek düşüyordu.  Zack'in sırt kasları her zaman için izlemeye değer bir manzaraydı. 

"Beni mi izliyorsun uykucu. Hadi kalk. Yemek söyledim." dedi ve kapı zilinin sesiyle odadan çıktı. Bende yavaşça kalktım ve üzerimdeki pijamaları günlük bir kıyafetle değiştirdim. Altıma sevdiğim siyah taytımı ve üzerinde de mor bisiklet  yaka atletimi giydim. Spora gidecek gibi bir halim vardı. Sanırsın birden tempolu koşmaya başlayacaktım. 

Ben çıktığımda Zack masaya yerleştirdiği alüminyum folyo tabaklara baktım. Kocaman bir biftek. Ağzım sulandı. Dişlerimi ete geçirmeyi her zaman sevmişimdir ve hele böylesi bir  kırmızı et benim zayıf noktamdı. 

Hızla masaya oturdum ve elime çatalı ve bıçağı aldım ve Zack'in oturmasını bekledim.  O da oturdu. Biraz gergindi. İçeceğinden büyük bir yudum aldı. 

"Her şey yolunda mı Zack?" diye sorduğum soruyla içtiği içecek boğazına takıldı ve hafifçe öksürdü. 

"Bu gün bara gelemeyeceğim. Başka işlerim var. Lütfen... Dikkatli ol. " dedi. 

"Tabi.. olurum da...bara gelmeyeceksen nereye gideceksin?"

"Fransadaki bir restoranımda problem varmış. Problemi çözmeye gideceğim. Yemek yedikten sonra çıkacağım yola. Akşam dönmeye çalışacağım. Ama dönemeye de bilirim. Sana mesaj atmaya çalışacağım. " 

"Tamam... Bu yemek de rüşvet sanırım?" dedim önümdeki ete bakarak.

Öyle bir "Yok artık.." demesi vardı ki bunun malesef ki demek olduğunu anladım. Etimden son bir ısırık aldım. Ya  konuşacaktım ya da kalkıp gidecektim masadan. Gitmesini istemiyordum. Derin bir nefes aldım. 

"Gitmeni istemiyorum." derin bir nefes daha " bununla ilgilenecek başka bir adamın yok mu?"  

"Üzgünüm.. Seni aramaya çalışacağım." 

"Eğer gidersen eve  erkek atarım." dedim sakin bir sesle. Etimden bir parça daha yedim. Yanlış sularda oynuyordum ve bu et birazdan yerlerde ziyan zebil olabilirdi. 

"Kimi mesela?" dedi. Bu dediğime inanmamışçasına rahat bir şekilde içeceğinden bir yudum aldı. 

"Wayn" dememle bütün içeceği dışarı püskürttü. 

"Bunu yapamazsın Tess!" dedi. Evet kıskançlık damarına basmıştım. Oleey. Şakaklarındaki kaslar dansa başlamıştı.

"Sen evde yokken istediğimi yaparım." Masadan sinirle kalktı. Koltuğun üzerinde duran ceketini aldı. Kapıya doğru gidince bende onu takip ettim. 

"Wayn denen o eleman bu eve girmeyecek! Bu da nokta! " dedi ve kapıyı çarpıp çıktı. Aşağı kapının önüne siyah bir araba geldi. Gidiyordu. 

"Hey yakışıklı! Ev boş. Gelsene! " diye bağırdım sokakta. Zack'in sinirlenip sertçe kapıyı çarpma sesi bu kata kadar geldi.

En azından artık elinden geldiğince çabuk döneceğini biliyordum.

Masada kalan bütün etleri yedim. Çok lezzetlilerdi. Zack'in tabağındaki eti yerken bile özlemiştim onu. Ama etini yedim. Aşk başka yemek başka. 

Çöpleri attıktan ve etrafı toparladıktan sonra bardaki işime gitmek için hazırlandım. Her zamanki basit kıyafetlerimi giymiştim. 

Siyah bir bluz ve altında da dar kot pantolon. 

Bu gün Lex fenalaşınca Jamie bara benim geçmemi söyledi. Zack yok patron o. Bir ara Anthony'yi gördüm sandım. Ama bir daha görmeyince emin olamadım. Bar kapanana kadar oturma fırsatım bile olmadı.  Çok yorulmuştum. 

Wayn beni eve bırakmayı teklif etti. Bende Jamie'nin gözü önünde kabul ettim. Belki gözündeki değerim düşecekti ama bundan kesinlikle Zack'in haberi olacaktı. 

Wayn'le sohbet ede ede eve geldik ama ona yetimhane mevzusunu soramadım. Keyfi yerindeydi ve bende canını sıkmak istemedim. 

Evin kapısının önünde " Ne yorulduk be. Bir kahve de güzel olurdu şimdi." dedi. İçimden bir kahkaha atasım geldi. Ama fazla saçmalamaya gerek yoktu. 

"Belki başka zaman.. " dedim ve anahtarı çantamdan çıkarıp eve girdim.

Zack beni aramadı. Bende onu aramadım. 

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

2.4M 38.6K 55
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
5.6K 304 15
Kahramanlar sadece alıntıdır. Devam ediyor.
11.1K 1.5K 20
| ᴇɴʜʏᴘᴇɴ | | ᴊᴀʏ ᴘᴀʀᴋ × ᴘᴀʀᴋ sᴜɴɢʜᴏᴏɴ | "Duyguları hissedemiyor musun?" "Onların ne demek olduğunu bilmiyorum." | sɪᴅᴇ sʜɪᴘs | | ʜᴇᴇᴡᴏɴ ➳ ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜ...
264K 8.3K 51
Kendisine aşık olan bir akıl hastasından kurtulmaya çalışan Doğa aralarındaki ateşli çekime karşı koymaya çalışıyor ama bu genç adam kendisine sırıls...