Keyifli okumalar dilerim. :)
Multi medya da Ezgi var.
*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.
&&&
Ali ile geldiğimizde arabadan inip etrafıma baktım burayı gerçekten özlemiştim insan uzun yıllar yaşadığı yeri istemese de özlüyordu, gelmiş olduğumuz kafeye baktım her seferinde buraya gelirdik okuldan sonra vaktimizin çoğunu burada geçirirdik. Kafe den içeri girdiğimizde Hasan amcanın gülümsemesi ile bende gülümsedim Hasan amca burada çalışıyordu. Bana göre çok ama çok iyi biriydi iki tane kızı vardı ve onları okutmak için elinden geleni yapan koca yürekli bir adamdı.
''Ooo güzel kızım hoş geldin nerelerdesin sen'' dediğinde sıkıntıyla iç çektim. Sıkıca sarılıp tokalaştıktan sonra gülümseyerek geri çekildim.
'' Taşınmak zorunda kaldık Hasan amca, şimdi de ziyarete geldim nasılsın? '' dediğimde oda elinde sildiği bardağı bırakıp bana baktı.
''Ne olsun kızım iş güç iyiyiz çok şükür annen nasıl ?'' dediğinde bende gülümseyerek cevap verdim.
''Çok şükür oda iyi '' dedim. Tam o sırada kafeden gülüşerek içeri giren Yeliz ve Aslı ile gülümsemem genişledi. Onlarda beni görünce gülümseyerek yanıma geldiler.
''İnanmıyorum Yaren nasılsın?'' diyen Aslı ile sıkıca sarılıp geri çekildim onları da çok özlemiştim.
''Ben iyiyim asıl siz nasılsınız'' dediğimde Yeliz'de sarılıp geri çekildim.
''Biz aynı işte ne olsun yeni okulun nasıl gidiyor.'' İkisinin heyecanı ve birbirlerine benzemeleri çok hoşuma gidiyordu. Dostlukları kuvvetli bir o kadar da imrenilecek kadar güzeldi.
''İyi alışmaya başladım diyelim, buraları özledim Ali ile geldik işte'' dediğimde Ali gülerek bana baktı ve önündeki içeceğini yudumlamaya devam etti. Yeliz ile Aslı masaya oturduklarında derin bir sohbete girdik. Onlarında beni özlediklerini anlamıştım.
Uzun ve kendimi gerçekten iyi hissettiğim sohbetin sonunda kızlar kalkmaları gerektiğini başka zaman tekrar buluşmak istediklerini söyleyip gittiler. Kızlar gidince sabahtan beri sorgular şekilde beni süzen Ali en sonunda bana döndü.
''Senin bir derdin var saklamaya çalışsan da anlıyorum ve merak ediyorum Yaren artık anlat.'' dediğinde Ali'nin beni ne kadar tanıdığını anlamıştım. Onun da canını sıkmak istemiyordum ama anlatana kadar peşimi bırakmazdı çünkü aynı durumda bende peşini bırakmazdım.
''Üstesinden gelemeyeceğim bir şey değil ''dediğim de sesim oldukça huzursuz çıkmıştı.
''Annen ile neden tartıştın peki'' dediğinde derince iç çektim. Berkay'a kızgın olsam da anneme daha fazla kızgındım çünkü ondan bunu beklemiyordum ve bu yaptığı kızgınlıktan çok beni kırmıştı.
''Berkay bizim eve gelmiş, anneme'' Kızın dışarlar da yabancılarla geziyor dikkat edin buralar tekin değil.'' Diyerek aklınca anneme beni şikayet etmiş. Okulda herkesin çekindiği genelde herkesin sadist dediği Kürşat adında bir çocukla tanıştım herkes ondan uzak duruyor ama bana davranışları hiç öyle değil. Berkay beyde anlamlandıramadığım bir şekilde bana karışıyor yok ''uzak duracaksın, onun nasıl tehlikeli olduğunu bilmiyorsun.'' felan annemi de görsen ona inanmış bana cephe almış vurdum kapıyı çıktım. Çünkü anneme kızdım onunla iş birliği kurduğu için işte sonra Berkay ile onun evine gittik bir posta da onunla orada tartıştım üstüne birde o Merve denen şırfıntıyı çektim ama değdi artık elimde ona karşı kullanacağım bir fırsat var. Ardından yakın bir arkadaşım olan Büşra'da geçirdim geceyi şimdide buradayım. '' dediğimde Ali şaşkınca bana baktı.
''O Berkay ile konuşma zamanı geldi ayrıca sen o Kürşat denen çocuğun iyi biri olduğuna nasıl karar veriyorsun.'' Dediğinde sesindeki tehdit elle tutulur cinstendi ama daha çok beni korumak istediğini biliyordum.
''Ya çok kez konuştuk bana göre iyi biri gerçekten öyle yoksa yanında zaten olmazdım. Daha fazla bu konuda daha konuşmak istemiyorum ayrıca Berkay'a bir şey deme ben onla konuşmamı yaptım.'' Dediğimde Ali gözlerini kıssa da benim masum bakışlarım karşısında azda olsa yumuşadı.
''Peki prenses bu konuya karışmıyorum ama eğer ki o Berkay sana zarar verirse seni dinlemem gebertirim o çocuğu'' dediğinde Ali'ye birden sıkıca sarıldım. Bir anda şaşırsa da oda gülerek kollarını sırtıma doladı.
''Tamam Ali'm söz karışmam o zaman'' dedim.
Sohbet muhabbet derken vakit epey geçmişti. Ali ile kafeden çıktık ve arabaya binip eve geçtik. Uzun bir süre sonra mahalleye giriş yapmıştık. Arabayı durdurup kenara çektiğinde yavaşça Ali'yi yanağından öpüp arabadan indim. Araba gözden kaybolunca derince iç çekip eve girdim.
Odama geçip üzerime rahat bir şeyler giyindikten sonra salona geçtim ve elime matematik notlarımı alıp çalışmaya başladım pazartesi günü matematik sınavı vardı ve benim kesinlikle iyi bir not almam lazımdı iki saatlik bir çalışmadan sonra yeterli olduğuna karar verip notları kaldırdım hava kararmıştı. Annemde gelemeyeceğine dair mesaj yollamıştı o yüzden evde sıkıntıdan patlamak üzereydim. Telefonum titrediğinde gelen mesaja bakmak için elime alıp baktım.
053...
Ben Kürşat müsaitsen buluşabilir miyiz?
Kürşat'ın attığı mesaja şaşırsam da asıl şaşırdığım numaramı nasıl bulduğu idi. Bunun hesabını ayrıca soracaktım. Numarayı hızla kaydedip hızla cevap yazdım.
'Tamam okulun önünde on dakika sonra buluşalım.'
Kürşat
'Bekliyorum.'
Ayağa kalkıp odama geçtim ve üzerime rahat ve kalın bir şeyler giyinip telefon ile anahtarı alıp evden çıktım. Akşam vakti hava daha soğuk oluyordu. O yüzden hızlı adımlarla okula doğru yürüdüm. Kürşat'ı duvara yaslanıp sigara içerken görünce yanına doğru ilerledim, beni görünce gülümseyerek sigarasını söndürdü.
''Şey kusura bakma bu saatte rahatsız ettim ama gerçekten sıkıldım ve konuşacak pek bir arkadaşım yok.'' dediğinde bu hali bana çok masum gelmişti. Herkesin Kürşat'tan uzak durup bir kere bile konuşmamaları beni üzmüştü.
''Sorun değil bende çok sıkılmıştım. Gel bize gidelim bir şeyler yer film izleriz ne dersin.'' dediğimde acaba Kürşat'ı eve almakla yanlış mı yapıyordum diye düşündüm ama nedense hata yaptığımı düşünmüyordum. Kürşat bu teklifime gülümsedi.
''Olur.'' dedi ve birlikte evin yolunu tuttuk eve gelip içeri girdiğimizde Kürşat'ı salona yönlendirdim.
''CD'ler orada seç yerleştir ben mısır felan patlatıp geliyorum rahatına bak'' dediğimde başıyla onayladı hızlıca mutfağa geçip büyük bir tencere çıkardım içine sıvı yağ koyup kızışmasını bekledim ardından mısırları döküp birazda tuz döktüm kapağını kapadım daha sonra tepsi çıkarttım iki tane meyve suyu koydum, yanına da hazır kek çıkarıp dilimledim. Mısırlarda patladığında altını kapatıp kaselere koydum. Salona geçtiğimde Kürşat oturmuş ekrana bakıyordu.
''Belki izlemişsindir ama ben yine de bu filmi seviyorum.'' dediğinde filme baktım AŞKA YÜKSELİŞ gerçekten benimde sevdiğim bir filmdi.
''Yok bende çok seviyorum izleyelim.'' dediğimde ışığı kapadım ve oturup izlemeye başladık. Kürşat'a bakmak için ona dönerken birden göz göze geldik ekrana değil sadece bana bakıyordu. Bende bozuntuya vermeden ekrana döndüm. Film bittikten sonra kalkıp ışığı açtım.
''Evde yalnız mı kalıyorsun sen'' dedi. Sesinde endişeli bir ton vardı.
''Hayır annem ve ben kalıyoruz ama o işi gereği bugün mesaiye kaldı anca sabaha gelir.'' dedim. Kürşat başıyla onayladı.
''Seni yalnız bırakmak istemiyorum burada uyusam sabah erkenden giderim.'' dedi. O an şaşkınca Kürşat'a baktım neden bana bu kadar farklı davranıyordu anlamıyordum.
''Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun Kürşat.'' dediğimde Kürşat gülümsedi.
''Neden kötü davranmam hoşuna mı giderdi.'' dedi bu sefer ben gülümsedim.
''Yok o anlamda demedim yani herkes seni korkunç biri zannediyor ama bana karşı öyle değilsin arkadaş olduk en nihayetinde bunun sebebi ne onu merak ediyorum neden ben'' dediğimde gözlerini bana dikip bana iyice yaklaştı o an rahatsız olsam da geri çekilmedim çünkü yanlış anlayıp ondan kaçtığımı düşünmesini istemezdim.
''Sen yapmacık değilsin, olduğun gibisin senin yanında kendimi iyi hissediyorum.'' dediğinde yutkundum.
''Böyle düşünmene sevindim yani teşekkür ederim.'' dediğimde utanmıştım.
''Sorun değil hadi geç oldu yat artık.'' dediğinde ayağa kalktım. Odama gittim dolaptan bir yastık ve yorgan çıkarıp salona doğru ilerledim.
Salona girdiğimde üstü çıplak bir Kürşat kesinlikle beklemiyordum.
''Şey ben yorgan ve yastık getirdim.'' Dediğimde bana bakıp omuz silkti.
''Gerek yoktu.'' dese de ben yastığı ve yorganı bırakıp arkamı döndüm.
'' Olur mu örtersin üstüne üşütmeni istemem. İyi geceler '' diyerek el sallayarak resmen odama kaçmıştım.
&&&
''Evet arkadaşlar bu sınavda her zamanki gibi yerlerinizi değiştireceğim.'' diyen matematik hocamızla birlikte bütün sınıftan itiraz nidaları yükseldi. Bugün pazartesiydi ve o malum matematik sınavını oluyorduk.
''Evet Yaren Berkay'ın yanına hızlı hadi.'' dediğinde şaşkınca Berkay'a baktım oda bana bakıp sırıtıyordu. Tam da olmamam gereken yere düşmüştüm. Hocanın bakışlarını görünce yerimden kalkıp yanına geçtim.
''Hoş geldin güzellik'' dediğinde ona sinsice baktım.
''Kes sesini'' dediğimde gülümsemesi daha da genişledi.
Hoca sırayla kağıtları dağıtıp en sonunda elleri belinde sınıfa baktı.
''Kopya çekenin kağıdını acımadan alırım başlayabilirsiniz.'' dediğinde kağıdımda ki on soruya baktım. Allahtan çalıştığım yerlerden gelmişti. Hızlıca çözüp bitirdiğimde daha on dakikadan fazla bir zamanım olduğunu gördüm. Çaktırmadan Berkay'a baktığımda ilk üç sorudan başka çözememişti ve dışarıyı izliyordu. Hocaya baktığımda masasına oturmuş telefonuna bir şeyler yazıyordu. Hızlıca Berkay ile kağıdımı değiştirdiğimde Berkay ne yapıyorsun dercesine baktı. Ona sus işareti yapıp kağıdı doldurmaya başladım. Diğer sorularını da çözdüğümde onunki de tamamdı hızlıca yine kağıtları değiştirdiğimde zil çalmıştı.
''Ne yaptın sen'' diyen Berkay ile hoca sınıfa seslendi.
''Sessizlik herkes kağıtları arkadan öne uzatsın hızlıca'' dediğinde ikimizin de kağıdını alıp öne uzattım.
''Yardım ettim sadece'' dediğimde Berkay yumruğunu sıktı.
''Senin yardımına ihtiyacım yoktu.'' dedi. Bende gülümsedim ve omuz silktim.
''Sen istediğin için yapmadım tamam mı sadece susamaz mısın'' dediğimde olayı ne kadar büyüttüğünü düşünmüştüm.
''Bir daha sakın işime karışma'' diyerek önümden geçip gidince şaşkınca Berkay'a baktım bu çocuk kesinlikle uyuzun tekiydi. Büşra yanıma geldi.
''Nasıl geçti.'' dediğinde gülümsedim.
''Süper senin ki'' diye sordum.
''İyiydi valla beş alırım her neyse bir şey diyeceğim benim bir arkadaşım var Ezgi, onunla alışverişe gideceğiz elbise almam lazım amcamın kızı evleniyor bana yardımcı olmanız için sende gelir misin?'' dediğinde o kedi bakışlarını attı.
''Tamam tamam gelirim.'' dedim bana sıkıca sarıldı.
''Ah sen bir tanesin'' dediğinde gülümseyerek dışarıya baktım. O anda bir kızın resmen Berkay'ın kucağına oturduğunu görmemle kaşlarımı çattım. Berkay birden kafasını kaldırıp bana baktığında göz göze geldik. O an önündeki kızı ittirip yerinden kalktı. Bende bakışlarımı kaçırıp önüme döndüm. Karşımda çok güzel esmer bir kız gördüm. Az önceki görüntülerden kurtulup Büşra'ya baktım.
''Eee bugün gidiyoruz değil mi'' dediğinde Büşra bana döndü.
''Evet Ezgi bak buda arkadaşım Yaren tanışın.'' dediğinde ben gülümsedim.
''Memnun oldum.'' dedim oda bana güldü.
''Bende öyle'' dedi. Gerçekten çok şeker bir kızdı ve oldukça pozitif enerji saçıyordu.
''Oda bizimle gelecek'' diyen Büşra ile bakışlarım ona döndü. Ezgi elini çırpıp
''Çok iyi o zaman çıkışta buluşuruz hadi öptüm sizi'' dedikten sonra sınıftan çıktı.
''Çok tatlı bir kız'' dedim. Büşra başıyla onayladı.
''Kesinlikle öyle kendisini çok severim karşı sınıfımızda ve bizim alt katımızda oturuyorlar.'' dediğinde bunu duyduğuma sevindim en azından burada da arkadaş bulduğuma sevinmiştim. Yoksa buradaki bir kaç gıcık insanla uğraşmak zorunda kalacaktım. Kürşat çok iyi biriydi ama bunu kabullenmiyordu bugün de okula neden gelmemişti bilmiyordum. Berkay desen ukalanın tekiydi bana karışarak ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum. Büşra ise iyi ki yanımdaydı yoksa kendimi burada oldukça yalnız hissederdim.