MAFYA Belası / RAFLARDA

By mavisanat

265K 13.1K 1.4K

Hayat benim elime bir ip vermişti. İlk başlarda bu ip herkesle aynıydı. Sade renkten oluşan ve aynı kalınlı... More

-1-
-2-
-3-
-5-
-6- ( part - 1 )
-7- ( part - 2 )
-8- ○°•kesit○°•
-8-
Belali çete okuyucuları
-9-
-10-
-11-
-12- (Yılbaşı Özel)
-13-
-14- ○°• kesit ○°•
-14-
-15- kesit ○°•
-15- Part - 1
-16- part - 2
°•○°•○
Mahkum Prenses ( Ruhsuz )
-17-
-18- part - 3
-19-
kapak seçimi
-20- (ön bölüm)
-20-
Yarışma
-21-
-22-
Geçici not
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
Kitap açıklaması
Birkaç minik bildiri
kitabımız
çekiliş var!!

-4-

16.1K 821 43
By mavisanat


Düzenlenmiş bölümdür.

Bölüm şarkısı : manga yeniden sev


Ölümle yaşam arasında ki o ince çizgide yürüyordum. Etraf harabe , insan çığlıkları her yerde. Ufacık bir köprü var önümde sadece .  gerçekliği birleştiren çizgi.  ‘ gel ‘ diyor . ‘ gerçeklikte seni bekleyen kim var ? haklı kimse yoktu. Ama gerçeklikte de hayallerim vardı. Ve ben hayallerimi gerçekleştirmek uğruna bu çizginin diğer tarafına geçtim. Kötü ama yaşamaya değecek bir şeyler aramaya. İlk etrafımda ki bulanıklıktan kurtuldum. Daha sonra sesler duymaya başladım. Belli belirsiz ‘ dıt ‘ ‘ dıt ‘ diye öten bir ses. Ya da makine. Etrafta ki soğukluğu fark edince hastanede olduğumu anladım. Bu kokuyu nerde olsa tanırdım. Ağır sterilize edilmiş ortam.
En son neler olmuştu ? ne yaşamıştım da ben buraya gelmiştim ? görüntüler gelmeye başladı gözümün önüne. O şerefsizlerin beni sıkıştırması. O adamın bir anda ortaya çıkması. Bir dakika o adam kurtarmıştı beni . ve şu elimin üstünde ki baskı da ne ? sonunda gözlerimi açmam gerektiğini hissettiğimde araladım göz kapaklarımı . adamın biri elimi tutmuş , kafasını üstüne yaslamış, galiba uyuyordu. Elimi hareket ettirmek istediğimde oynatamadım. Boşuna deve benzetmedim ben bu adamı. Hayvan gibi gücü var mübareğin. Biraz daha uğraştım . yine başaramadım. Pes etmişken adam kafasını kaldırmıştı. Gözlerinin altı kızarmış, göz torbaları oluşmuştu. En son gördüğümde bu adam mankenlere taş çıkartacak durumdaydı. Ne olmuştu bir günde de bu hale gelmişti ? vampir günlükleri diye bir dizi vardı bir ara. Bu adamı oraya koysak bu haliyle herkesi korkutmayı başarırdı.

“ iyisin değil mi ? doktoru çağırıyorum “ bu adamla oturup ciddi bir konuşma yapmamız lazımdı bizim. Bu üçüncü görüşmemizdi ama her seferin de bu soruyu duymaktan sıkılmıştım. Gitmesini engellemek amacıyla elini tuttum. Siyah , içinde ateşleri yakan harelerini bana çevirdi. Gözleri ‘ ne oldu ? ‘ diye bağırıyordu.

“ su “ dedim . konuşacak gücüm yoktu. Son gücümü de buna harcamıştım. Bir eliyle kafamı kaldırıp suyu içirdi. Midem boş olmalıydı ki suyla kavuştuğunda bayram etmişti.

“ neler oldu ? “ son gücüm değilmiş demek ki .

“ nefes alamadın. Bayıldın. 3 gündür uyuyordun. “ vay canına ! baya bir uyumuşum.

“ teşekkür ederim “ kaşlarını hemen çattı. Kızdıracak ne demiştim yine .

“ ne konuda ? “

“ Beni kurtardığınız ve yanımda olduğunuz için. “  kimse üç gün boyunca tanımadığı birinin yanında durmazdı. Ben durmazdım şahsen.

“ neyse “ konuyu değiştirmeye çalıştırdığını anlamıştım.

“ ne zaman çıkacağız ? “

“ doktor gelir birazdan “ o bunu dediğinde doktor kapıdan girmişti. Ellili yaşların başında, hafif yanlarında kırlaşmış saçları ve tombul yapısıyla tatlı biri gibi duruyordu.

“ Nasılsın ? “

“ yorgun “ gerçekten de öyleydim. Üzerimden yüz tır geçmiş gibi hissediyordum.

“ normaldir “ yanımda ki dev adama bakarak konuştu. Neden bana demiyordu ki ?

“ iyi bir bakıma ihtiyacı var . üç – dört gün boyunca yataktan kalkmasın. Temiz havaya ihtiyacı var. Verdiğim ilaçları da bir süre kullansın. “ sonunda beni hatırlamış olacak ki tombul doktor bey  amca bana döndü .

“ yalnız mı yaşıyorsun? “ sanane demek vardı şimdi bu adama ama yanımdaki dev kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Sanki ne diyeceğimi anlamış gibiydi.

“ evet “ dedim korkuma.

“ bakacak birisi lazım . en azından bir kaç gün. Stres , sıkıntı yok. Çıkış işlemlerini başlatabilirsiniz “

Hıhı dedim içimden. Stres , sıkıntı yokmuş. Beni oluşturan yegane duygulardı onlar.

“ biz de kalıyorsun “

“ ha ! “ ağzımdan bu nidanın çıkmasına izin vermiştim. Ne demek bizde kalacaksın ? kalacaksın bizde ne demek ?

“ ne alaka , ben kendime gayet de güzel bakabilirim “ tamam ! kolumu oynatacak halim bile yoktu, ama bunu onun bilmesine de gerek yoktu.

“ sana sormadım. Bunun bakmakla alakası yok. Ama olmaz . benimle geliyorsun “

“ hayır “ adama bak be ! bilmem nerenin ağası da bizim haberimiz yok galiba.

“ tamam. Bir saate kalmaz leşini buluruz senin “

“ anlamadım “

“ yanımdasın. Kaç gündür seni bekliyorum başına bir şey gelmesin diye. Beni tehdit etmek için seni kullanırlar. “ gayet geçerli bir sebep göstermişti.

“ saçma “ düşüncelerim ve ağzımdan çıkanlar genellikle birbirine uymazdı. Şuan ki gibi.

“ tamam  git . cehennemde görüşürüz “ adam dediklerinde ciddi gibiydi. Yani ya buradan kendi başıma çıkıp ölmeyi göze alacaktım ya da kurda kuzu emanet edecektim.

“ tamam gidelim “ en aksi sesimi kullanmıştım ama adamda beni dikkate aldığına dair bir işaret yoktu. Bak işte bu acıtmıştı.

Hastaneden çıktık ve ormanlık alana giriş yapmıştık. Düşündüm de kurda kuzu emanet etmekte hata mı etmiştim ? ne işimiz vardı bizim inin cinin top oynadığı yerde ?  anladığım kadarıyla adam baya zengin ve önemli birine benziyordu. Para uğruna canlarından oluyorlar. Sefasını süremedikten sonra para kazanmanın ne anlamı var ! düşünceler ; bin yıllık peynir bulmuşta tadına doyamıyorlarmış gibi fare misali beynimi kemiriyordu. Kafamı cama yasladım ve yolu seyre daldım.

Belki bu bana huzur verir diyordum ama yan tarafta ki arabayı görünce bu fikrim de suya düştü. Siyah bu da arkamızda ki arabalara benzer bir arabaydı.

“şu araba da bizimle mi  “ sesim duyan dev benim işaret ettiğim yere baktı. Küfür etmesi de saniyeyi bulmadı.

“ kafanı eğ “ torpidodan silahı çıkardı. Onun çıkarmasıyla silah sesleri çoğaldı. Yanımızda ki araba benim ve devin olduğu arabayı hedef almış günlük yaptığı tek iş buymuş gibi sıkıyordu. Arkamızda ki arabalar kalkan olmuştu bize. Ege – devin ismi – arabadan bir hışımla inip ateş etmeye başladı. Ben işin ciddiyetini daha yeni kavrıyordum ve korkuyordum.

“ o kız benim ege . bunu iyi öğren “

“ asla “ en son Ege’ nin bunu dediğini duymuştum. Ve ben olduğum yerde iki büklüm yatıyordum.

Bir süre sonra silah sesleri kesilmişti. Kafamı kaldırdığımda o araba ve adamları yoktu. Kimseye de bir şey olmamıştı anladığım kadarıyla. Kafamı egeye çevirdim. Oldukça öfkeli ve sinirli gözlerle bana bakıyordu. Bunların hepsi senin suçun demek istiyordu .

“ iyisin değil mi ? “

“ evet sen ? “ sorumu cevapsız bıraktı . bende yeni bir soru sorardım .

“ neler oldu böyle ? kafam karıştı “

“ seni istiyorlar. Şimdi neden yanımda olman gerektiğini anladın değil mi ? “ eğer anlamadım dersem beni boğacakmış gibi bakıyordu. Ama anlamıştım. Ya ben şimdi yurtta olsaydım. Bu adamlar oraya mı gelecekti ? benim ya da yurtta kalan diğer öğrencilere mi zarar verecekti ?

“ anladım “

“ iyi , yanımdan ayrılma yoksa gördüklerinden daha kötü şeyler yaşarsın , yaşarız.  “

Daha kötüsünü bilmezdim ama bunlar bile psikolojimi alt üst etmişti. Bana yetecek kadar ruh hali taşıyordum benliğimde. Fazlası da azı da zarardı bana . ve son kısmı fısıltı şeklinde söylemişti. Duymamış gibi yaptım. Sorsam  sanane diyecekti. O yüzden karışmadım. 

“ gidelim mi ? “ bugünlük macera ve aksiyon kotamı fazlasıyla doldurmuştum. Cevap vermeden kapıyı çarpıp motoru çalıştırdı. Cevabımı almış oldum bende böylelikle. Korumaların bir kısmı önde bir kısmı arkada yolumuza devam ettik. Araba sallanarak taşlı yolda durunca eve geldiğimizi anlamıştım. Dış cephe tamamen beyazdı. Kirlenmeye müsait bir renkti bu. Hem mecazen hem de gerçek . 3 katlı konaktı karşımda gördüğüm. Etrafındaki çiçekler ve çimlerin güzelliği Osmanlı havasını getirmişti eve.

İçi de modern tarzdı. Dışı ne kadar eski geleneği yansıtsa da iç cephe sarı ve yeşil renkleriyle baharı sembolize etmişti. Diğer yerlere göz gezdirememiştim ama muhteşem olduğundan emindim. Bu dağ ayısından bunu beklemezdim ama beni şaşırtmayı başarmıştı. İkinci katta ki odalardan sağda tek kalan odayı bana vermişti. Sol koridorda onun odası varmış. Öyle söylemişti. Oda sarı ve mor renklerden oluşmuştu. Bütün odalar böyle mi merak etmiştim. Tam ortada  çift kişilik bir yatak, sağda duvara dayalı dolap , sol tarafta da çalışma masası ve kütüphane mevcuttu. Büyük ihtimalle burası misafir odası . ne çok eşya vardı ne de çok az . Tam ortasında tutturulmuştu.

“ burada kalacaksın. Bir şey olursa hafize hanım sana yardım eder.  Seslen gelirim . “

“ tamam baba “ bu dediğime tebessüm etmekle yetindi. Galiba o kadar da kötü bir adam değildi. Ege kendi odasına gidince duş almaya karar verdim. İlk günden ne kadar doğru bir karar olduğunu bilmiyordum ama yıkanmaya, suyun altında gevşemeye ihtiyacım vardı.  Düşüncelerin beni esir almasına izin vermeden duştan çıkmış, giyinmiş ve yatağa uzanmıştım. Saat 21. 00 olmuş ve ben gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Yaşadıklarım bugün içinde resmen fiyaskoydu. Ama bazı şeylerle yaşamayı öğrenmiştim. kural şuydu. Daha az düşün , daha çok yaşa !


Continue Reading

You'll Also Like

615K 31.8K 69
O gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yorgunluğuyla arabasına binmiş ve evinin y...
203K 17.4K 48
katilim olur musun, yeniden yaşamaya inat?
110K 3.7K 29
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...
598K 37.1K 44
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*