~Hümeyra~

By Gazmnm

7.6K 472 161

" Beni buradan çıkar lütfen." dedim fısıltıyla. Beni duyar duymaz, anlaşılmaması için yalancı bir gülümseme t... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm.
25 Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm-FİNAL

35.Bölüm

170 11 1
By Gazmnm

İYİ OKUMALAR 

-----------------&&&------------------

Bunca yıllık hayatım da hiç bu kadar yıkıldığımı hissetmemiştim. 

Hala açık olan telefona ne kadar bağırsam da bir türlü ses gelmedi. Kapatmaya da elim varmıyordu. Keşke telaşlanmadan önce nerede olduğunu sorsaydım.

Çaresizlikle ağlarken birileri başımda toplanmaya başlamıştı. 

" Kızım? İyi misin?" diye sordu. Yaş dolu gözlerimi kaldırdım. Teyzenin biri bana endişeyle bakıyordu. 

Ağlamam daha da artarken kafamı iki yana salladım. Kocam, sevdiğim adam kaza yapmış belki de ölmüştü. Kimseyi umursamadan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bir kaç saniye sonra telefonum titremeye başladı. 

Ondan daha çok titreyen elimle çevirip baktım. Savaş'ın araması duruyor ama arkadan Emre arıyordu. Şuan açacak durumum yoktu. Arama bir süre sonra sonlanıp tekrar çalmaya başladı. 

Savaş'ı beklemeye alıp açtım telefonu.

" E-Emre, Emre Savaş-" 

" Biliyorum. Biliyorum sakin ol tamam mı? Yakınındayım şuan. " 

" Nasıl- Nasıl yani? Yanında mısın?" 

" Evet.  Arabadan çıkardım. "

" Konuşabilir miyim? " 

" Pek sanmam şuan başını sert çarptığı için baygın. " 

" Emre " dedim büyük bir minnetle mırıldanarak. Ağzımdan bir hıçkırık daha kopunca güldü. " Korkma kız ölmedi kocan. Gerçi isterdim ölmesini de neyse " 

" Öyle deme ne olur. 2 Tane çocuğu var. " 

" Onu seven karısı var bir de değil mi?" diye devam ettirdi beni. Yaşlarımı silip beni görmediğini bilerek kafamı salladım. 

" Neredesiniz Emre? Geleyim bende " 

" Buraya gelmene gerek yok. Ambulansı aradım. 10 dakikaya gelirler. Gideceğim hastaneyi öğrenince ararım seni"

" Tamam. Çok teşekkür ederim Emre " dedim yine güldü.

" Şimdi etme Hümeyra hanım. Bu dağ ayısı kocan iyileşince alacağım teşekkür borcumu" demesiyle bende gülümsedim. Şimdi gönül rahatlığıyla iki aramayı da kapatabilirdim. Göz yaşlarımı silip ayaklandım.

İnsanlar hala bana bakıyordu. Zor da olsa sıyrıldım aralarından. Taksiye bineceğim anda Emre'de gittikleri hastanenin konumunu attı. Taksiciye gideceği yeri söyleyip yolun bitmesini bekledim. 

Bir yandan da içimden dualar ediyordum Savaş için. Hastanenin önüne gelir gelmez taksinin parasını verip indim. O kadar endişeliydim ki gözüm insanları görmüyordu. Her adımımda birilerine çarpıp durdum. 

Sonunda düşmeden danışmaya varabilmiştim. 

Nefes nefese kalınca haliyle konuşmak da zor oldu benim için. 

Bir kaç saniye bekledim geçmedi. Artık derdimi anlatacak kadar konuşmayı denedim. 

" Savaş- Savaş Yıldırım. Bu-Buraya getirilmiş. Trafik kazasından " 

" Bakayım bir dakika" demesiyle kafamı sallayıp beklemeye başladım. Önünde ki bilgisayara bir şeyler yazdıktan sonra kafasını bana doğru çevirdi. 

" 3. Katta. 1710 nolu oda " der demez kafamı sallayıp aynı hızla yukarı çıktım. Keşke asansörü kullansaydım. Merdiven daha çok nefessiz kalmama neden olmuştu resmen. 

Sonunda 3. Kata ulaşınca söylediği numaraya doğru yürümeye başladım. Olabilecek en kötü halini görmemek için dualar ederken derin nefes alıp açtım kapıyı. Hızlı açmamdan galiba iki kafa da bana doğru dönmüştü. 

Gözlerim önce Emre'nin üzerinde oyalandı. Sonra yatakta boylu boyunca uzanan Savaş'a çevirdim. Kaşı patlamıştı galiba. Yara bandı vardı anlında. Biraz daha gözlerimi çevirince sargılı olan kolunu gördüm.

İçim yanmıştı haline. 

İlk defa kendimi tutmadan hızlı adımlarla yanına gidip sarıldım. Ağzımdan ardı ardına hıçkırık koparken büyük elini saçlarımda hissettim. 

" Şş iyiyim ağlama " dedi. 

Söylemesi kolaydı onun için. 

Onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyordu. Kafamı boynuna çevirip kokusunu soludum. Çok korkmuştum. Ya ona bir şey olsaydı? Ne yapardım ben? 

Kollarımı biraz daha boynuna sararken kapı kapanma sesi duydum. Emre? Emre'yi unutmuştum. Savaş'ı öyle görünce adamı unutmuştum resmen. Ona da ayıp oldu. 

Yavaş yavaş kendimi geri çektim. Saçlarımda ki elini kaydırıp yüzüme getirdi bu defa. 

" Benden kurtulduğunu düşündüğün için mutluluk göz yaşı döküyorsun değil mi? " diye laf atmasıyla, ağlamaklı yüzüme rağmen güldüm. 

" Evet. Yine de kurtulamadım ama " dedim. Bu defa o güldü. Ağrıyan göğsüne rağmen hafif üzerime eğilip sır verir gibi fısıldadı. 

" Kandırdım seni. Kurtulduğunu san diye " Gülen yüzünü kaldırıp bu defa gözlerime bakarak göz kırptı.

" Bunun intikamını almam lazım " dememle yine güldü. Aşık olduğum yüzüne doya doya bakmak istiyordum. Bir kaç saniye sessiz kaldık. Hala gözlerimden yaş süzülüyordu. Tek eliyle uzanıp yaşlarımı sildi. 

" Ağlama yavrum. İyiyim ben " 

" Nasıl oldu bu Savaş? Kaç yıldır kullanıyoruz bu arabayı. Hiç böyle bir arıza vermedi bu güne kadar ?" 

" Bilmiyorum ki. Bakımlarını yaptırmıştım 2 3 ay önce ama anlamadım neden böyle olduğunu. " 

" İyi ki Emre yakınındaymış " dedim. Kaşlarını hafif çattı ama kızmadı. Kafasını olumlu anlamda sallayıp kafamı tutarak göğsüne uzanmamı sağladı. 

" O baktıracakmış " demesiyle bu defa ben kaşlarımı çattım. 

" Kim?" diye sordum göğsünden kalkarken. Hala kaşları çatıktı. " Emre denen o adam işte. Baktıracak neden çalışmadığına. O kadar gerek yok desem de keçi inadı var adamda illa 'baktıracağım' dedi. "

"Baktırsın Savaş. Durup dururken fren tutmuyor? Bu normal mi sence de ?" 

" Ya yavrum araçlarda normal şeyler bunlar. Hem eskidi o da kopmuştur bir şekilde " 

" Olsun. Baksın yine de. Yine aynı şeyleri yaşamayalım " dedim. Gülümsedi. 

" Neden? Çok mu korkarsın?" 

" Ne alakası var? Küçük çocukların var senin. Sana bir şey olursa onlara kim bakacak? " 

" Sen varsın? Onlara benden daha iyi bakarsın. Bakıyorsun da. Senin gibi anneleri olduğu için çok şanslılar " 

Bunlar hep kafasına darbe almasından. Yoksa bu kadar romantik bir adam değil. 

" Onların babalarına da ihtiyaçları var Savaş. İnat etme de baksın Emre " dememle yüzünü buruşturdu. 

" Iyy ağzından başka adamın adını duyunca başım ağrıyor " deyip bir de tek eliyle kafasını tuttu. Şaşkınlıkla baktım öyle. 

" Ne yapıyorsun sen? " 

" Başım ağrıyor dedim ya?" 

" Sen gerçekten delirdin artık ha?" 

" Sayende Hümeyra hanım. Bir gün biri laf atar. Diğer gün dallamanın biri iş yerine gelir. Valla eve kapatacağım seni " 

" Bence sen kendini kapat eve. Böylelikle görmezsin etrafımda olan erkekleri " dedim öfkeyle kıstı gözlerini. 

" O etrafında olan erkekleri- Tövbe tövbe. Bak beni deli deli konuşturma. Zaten başım ağrıyor. Kalkar bu alçılı kolumla kırarım kafalarını." diye çıkışınca neredeyse kendimi tutamayıp gülecektim. 

" İyice eşkiya oldun başıma " 

" Olurum. Eşkiya da olurum bela da. O güzel başını benden başka bir yere çevirsen olurum " dedi. Gerçekten de başı ağrıyordu. Elini sürekli başına götürmesi şiddetli olduğunu gösteriyordu. 

Daha fazla yorulmasını istemediğimden yanına gidip üzerine eğildim.

" Tamam benim eşkiya kocam uzan şimdi sen. Bak başın ağrıyor daha fazla ağrımasın. " Beni dinleyip uzanmadan önce sözlerime gülümsedi. " Kocam ha? Başım ağrısı geçince hatırlat öpeceğim seni. Hem de dudaktan " 

Güldüm sadece. 

Gözlerimizi ayırmadan canını yakmamaya dikkat ederek uzattım yastığa. 

" Çok ağrıyorsa bir ağrı kesici yapsınlar?" 

" Olur. " dedi. Kafamı sallayıp ayaklandım. Kapıyı açmamla karşıda duran danışmanı görmem bir oldu. Yanına gidip kocamın ağrısı olduğu ve bir ağrı kesici yapmalarını istedim. Kabul ettiler. Ben odaya döner dönmez bir dakika sonra hemşire gelip yapmıştı ağrı kesiciyi. 

Savaş'ın gözleri kapanmaya başlamıştı. Gitmemem için elini uzatıp tutmamı istedi. Anında karşıladım isteğini. O yavaş yavaş uykuya geçerken bende tekli koltuğu biraz daha ona yanaştırıp oturdum.

--------------&&&--------------

Uykumun en güzel yerindeydim ta ki büyük bir elin saçlarımı sevmesine kadar. Yavaş yavaş araladım gözlerimi. Kalın bir omuz karşıladı beni. Sonra dan nerede olduğumu hatırlamamla hızla doğruldum. 

Hastanedeydik ve ben adama bakmak yerine bütün gece uyumuştum.

Mahcup gözlerle kafamı çevirdim Savaş'a. Gülümsüyordu. 

" Günaydın Karıcım?" diye sordu güzel gülümsemesini bozmada. 

" Günaydın. Kusura bakma gün için de çalışınca- " diyemeden kaşlarını çatıp alınmış gibi baktı gözlerime.  

" Ne kusura be? Sende iyice el yaptın beni"

" Ondan demediğimi biliyorsun? Bir ihtiyacın falan oldu belki de, uyumuşum öyle " dedim. Tekrar gülümsedi. 

" Benim tek ihtiyacım sensin. Sende yanımdaydın zaten " demesiyle şaşıp kaldım. Bu adam kesin kafayı yemişti. Yoksa bu kadar romantik olması hiç normal değildi. Bir süre sessiz kalınca bu defa sesli güldü. " Hala yanakların kızarıyor. Kıyamam ya " 

Bu defa ben sinirli baktım ona. 

" Çok mu komik?" diye sorunca anında düzeltti yüzünü. 

" Yo-yok karıcım. Güzel oluyorsun ya ondan dedim " İnanmadık da neyse. 

Bir kaç dakika hemşire gelip kontrol etmişti Savaş'ı. Kolundan dolayı bir kaç gün ağrısı olabilirmiş. Aynı zamanda iş yerine vermek için raporda yazdırmıştı. Bugün akşam çıkabilirmiş. Öyle dedi.

Saat 7'ye geliyordu. Zaten bugün için izin almıştım. Planımız başkaydı ama olsun buna da şükür. Geçen yarım saatin ardından kapı tekrar çalındı.

Savaş içeri girmesi için seslenirken Emre kapıyı sonuna kadar açıp elinde poşetlerle içeri girdi. 

" Günaydın millet? Biraz erken ama rahatsız etmedim umarım?" diye sorunca ben konuşacaktım ki Savaş girdi hemen " Günaydın Emre bey? Hayırdır bu saatte?" 

Elinde ki poşetleri sallayarak " Hümeyra'ya kahvaltılık aldım " demesin mi? Alçılı koluyla dalacaktı Savaş. Sinirle ayaklanacağı anda araya girdim hemen. 

" Emre- Emre ne komik şaka öyle? Saçmalamada delirtme şunu " 

Emre bir anda gür bir kahkaha attı. 

" Ulan ne değişik adamsın ya. Dün o kadar da anlattım sana o gözle bakmıyorum diye? Hala deliriyorsun bir şey deyince "

" Sen önce kendine bak? Benim karıma bu saate kahvaltı getirmişsin? Bir de kalkmış bana laf ediyorsun ?"

" Tamam kabul. Seni kızdırmak hoşuma gidiyor " diye itirafta bulununca güldüm. Savaş anında kafasını bana çevirdi.  

" Komik mi? " 

Düz ve net sesiyle sorduğu soru yüzünden gülmemi dizginledim. Neyse ki Emre bu gergin ortamı dağıtmak adına getirdiği kahvaltılıkları elime tutuşturup hazırlamamı istedi. Getirdiği güzel simitleri beyaz peynire bana bana yedim. 

Dün de bir şey yemeyince oldukça acıkmıştım. Sessiz ama iştahlı geçen kahvaltıdan sonra Emre benimle konuşmak istediğini söylemişti. Yine Gül hakkında olduğuna emindim ama Savaş'ı nasıl durduracaktım?

" Ne konuşacaksan burada konuş " demesiyle ikimizde ona çevirdik kafamızı. 

" Ya daha kaç defa söyleyeceğim? " 

" Ben onu bilmem Emre bey. Ben karımı bırakmıyorum. Hem konuya da yabancı sayılmam. Gül benim de kardeşim sayılır " dedi net bir şekilde. Mecbur odada konuşacaktık. 

Emre tekli koltuğu otururken bende Savaş'ın yanında ki sandalyeye oturdum. Bize Gül hakkında ki ilgisinden bahsetti. Ciddi olduğu eğer isterse ilişkilerini evliliği dökeceğini anlattı. Tek fark Gül'ün hiç bir şeyden haberi yoktu. 

Umarın öğrenince ters bir tepki vermezdi. Yoksa yazık olacaktı çocuğa. Saat 2 ye yaklaşırken doktor artık çıkabileceğimizi söyledi. Emre o zamana kadar gitmemişti. İyi de olmuştu biraz.

Yanımızda araba kullanan kimse yoktu. Savaş'ı tek başıma çıkaramazdım da. 

Giyinmesine yardım ettikten sonra çıkışımızı verip çıktık hastaneden. Emre Savaş'ın kolundan tutmaya devam ederek bizi kendi arabasına yönlendirdi. 

 "Senin araba tamirde. 10 gün sürermiş çıkması. Aynı zamanda fren balatalarına bakmasını da rica ettim. 10 güne öğreniriz sebebini " dedi. Bir kez daha minnetle baktım ona. 

" Teşekkür ederim Emre " dedim Savaş bana çevirdi gözlerini. Bu kadar da kıskanılmaz ki. İyice kafayı yemişti artık.

Sıkıntıyla nefes verip arabaya binmesine yardım ettim. Öne oturmadı. Beni de oturtmadı. Neymiş yanına oturacakmışım. İkimiz arkada oturunca Emre şoförümüz gibi oldu. Ayıp olduğunu bilsem de neyse ki gerekçemi biliyordu. 

Sonunda arabaya çalıştırmasıyla yola çıktık. 

" Ee nereye bırakacağım sizi?" 

" Evimize" 

" Savaş'ın ailesinin evine " diye aynı anda konuşunca Emre dikiz aynasından bize bakıp güldü. 

" Önce karar verin bence " 

Savaş bu defa kafasını bana doğru çevirdi. 

" Babamın evinde ne işimiz var? " 

" Bu halde evde ne yapacaksın? " 

" Sen varsın ya? " 

" Biz ayrıyız ya Savaş? " 

" Gerçekten beni bu halimde yalnız mı bırakacaksın?" 

" Yalnız değilsin ki ailen-" 

" Benim ailem sensin. Madem istemiyorsun yanımda kalmak o zaman gelme " diye net bir şekilde konuşunca donup kaldım. Bir daha bakmadı yüzüme. Alçılı kolunu tutarak kafasını diğer tarafa doğru çevirdi. 

Hala nereye gideceğimizi bilmeyen Emre benim de sessiz kalmamla sürmeye devam etti. Nereye getirdi bizi bilmiyorum ama arabayı durdurmuştu. Daldığım anılardan bir anda çıkıp etrafıma baktım. Bizim evin önündeydik. Bir kaç saniye sonra Savaş kapıyı açıp indi. Arkasından kapıyı da kapattı. 

Küsmüştü bana resmen. 

Bir kaç saniye hüzünle baktım arkasından. 

"Bence şuan küslüğün sırası değil " dedi Emre. Kafamı bu defa ona çevirdim. 

" Biz küs değiliz ki? " 

" Doğru! Ayrısınız değil mi? O değil de her an yan yana olup da nasıl ayrısınız onu anlamadım. Nasıl ayrılık bu? " 

" Ya Emre-" dedim dalga geçiyordu benimle. Güldü itirazıma. 

" Ne? Doğru değil mi? " diye sorunca verecek cevap bulamadım. Haklıydı. Sessiz kaldım bir süre. " Hadi git. Yalnız bırakma kocanı " 

" Biz boşanacağız yakında. Alışmamız lazım " 

" Ya kızım kandırma kendini. Sen asla ayrılmazsın bu adamdan. Git bari acı çektirme. " demesiyle kararsızlıkla baktım ona. " Git hadi git " diye kafasını salladı gitmem için. 

" Sadece yalnız kalmasın diye. Yoksa- " 

" anladık anladık. Git " dedi. Heyecanımı belli etmeden kafamı sallayıp indim arabadan. Bakalım küskün bebek ne kadar dayanacaktı cazibeme?

--------------&&&----------------











Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 460 28
GERÇEK HIKAYELERDEN DERLENDI!!!! Üniversiteli genç tesettürlü bir kadın. Yedi kızkardeş arasında sevgiyle büyüdü. Üniversiteyi kazanıp okumaya gitti...
817K 34.5K 50
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
45.1K 5.7K 55
"Seksen bir vilayet..." Dedi adam; "Tam seksen bir vilayet seni aradım ..." Kadın,adam için birebir hayatın ta kendisiydi; su gibi, ekmek gibi, nef...
148K 760 6
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...