Köy Hayatı Mı?

By mrskunefee

257K 11.2K 1.2K

Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak iç... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm

36. Bölüm

2.9K 143 3
By mrskunefee

Babaannemin delici bakışları koltukta oturanların üzerinde dolanıyordu. Koltukta ise Poyraz, Sedat, Murat, Aziz ve Pusat oturuyordu. Dev cüsseleri yüzünden iyice sıkışmışlardı. "Ha ben bu uşağu nerden taniyirum?" Gözler Sedat'a döndü.

"B-bende Rizeliyim." Babaannemden korkusundan kekeliyordu. "Neresundan?" Anneannemde heyecanlanmıştı. "Yakın buraya. Aşağı mahallede yaşıyor bizimkiler." Komşu çıkmıştık. Ortamın gerginliği dağılmıştı. Çok sessiz olmuştu bir anda odanın içi. Fakat herkes birileriyle bakışıyordu. 

Ayça ve Aziz ise bu bakışmayı hiç saklamıyorlardı. Ayça'yı dürtünce kafasını yere eğip halının desenlerini incelemeye başladı. Aynı şekilde Maria ve Murat'ta bakışıyorlardı. Hatta onlar sadece bakışmıyor, birbirlerine gülümsüyorlardı. Bende kafamı Pusat'a çevirip ona baktım. Bana göz kırpınca ona göz devirip önüme döndüm. 

Madem hayatının zehir olmasını istiyordu. Bende bunu zevkle yapacaktım. Fakat yüreğim buna ne kadar izin verirdi bilmiyordum. Hayat benim gibi salaklar için cehennemdi.

Bu derin sessizliği ise kapının sesi bitirmişti. Hızlıca kalkıp kapıya gittim. "Civan?" Gülümseyip içeriye geçti. Arkasından tekrar içeriye döndüm.

Tüm gözler bize dönünce babaannem korktuğum cümleleri kurdu. "Çok yakuştunuz yan yana!" Kaşlarım çatıldı. "Babaanne!" Gözlerim kısa bir saniyeliğine Pusat'a döndü. Bacağını sallıyordu ve sanırım biraz sinirliydi. 

"Ne dedum?" Anneannem, babaannemi dürtüp bana baktı. "Şaka ettu." Civan ise hiç şikayetçi değildi. "Gençler hayde siz azucuk gezun. Civan gezdursun sizi." Anneannemin yaratıcı fikri sayesinde gergin ortamı biraz olsun uçurmuştuk.

"Gezdirurum tabi." Civan bana döndü. "Geleceksun değil mu?" Zorla gülümsedim. "Geleceğim." Pusat aniden ayaklandı. Tüm gözler ona dönerken dikkat çekmemesi için Poyraz'da kalktı. "Geç olmadan gidelim bari." Pusat'ı kolundan tutup götürdü. Pusat ise uzaklaşana kadar gözlerini Civan'dan ayırmamıştı.

🌺

Civan'ın otobüsünün içindeydik. Ormanlık yolların arasında piknik yapmak için güzel yerlere ilerliyorduk. "ÇÜNKÜ SEN ÇÖLÜME YAĞMUR OLDUN!" Fırat'ın aniden söylediği şarkıyla ona döndüm. "Yediğin dayak sana yetmedi herhalde." Gülüp ağzına fermuar çekermiş gibi yaptı. 

"Civan şarkı açsana ya." Ayça'nın elinde tuttuğu telefona döndüm. "Telefon oynamaya mı geldin?" Hemen telefonu kendine çekti. "Arkadaşımla konuşuyordum." Arkadan gelen gülme sesini duymazdan geldim. "O arkadaşına söyle, rahat bıraksın seni." Kiminle konuştuğunu gayet iyi biliyordum ve o kişiye sırf laf çarpıtmak için bu cümleyi kurmuştum.

Ayça yutkunup telefonu tekrar çantasına koydu. "Ceylan?" Poyraz'ın meraklı sesi bana ulaştı. "Poyraz?" Arkama dönüp ona baktım. "Buralarda bekar, güzel kadınlar var mı?" Didem sinirle arkasına döndü.

"Affedersiniz ama buraya evlenmek için mi geldiniz?" Poyraz'ın gözleri eğleniyormuşçasına kısıldı. "Didem'di değil mi?" Didem hafifçe kafasını salladı. Poyraz ise havalı bir şekilde kısacık saçlarını geriye itti. "Yakışıklı ve genç bir adamım. Kısmetin nereden geleceği belli olmaz."

Didem sinirli ve yapmacık bir gülümseme gönderdi. "Doğru." Didem tekrar önüne dönse de Poyraz uzun bir süre daha ona bakmaya devam etti. 

Gözlerim kısa bir süreliğine Maria ve Murat'a dönmüştü. Murat kafasını arka koltuğa uzatmış, Maria ile konuşuyordu ve Maria fazla mutlu görünüyordu. Bu mutluluğu ise Sedat bölmüştü. 

Murat'ın kafasına gözleri kapalı bir şekilde vurdu. "Otur lan şuraya! Bir uyutmadın amına koyayım." Ettiği küfürden sonra ortam tamamen sessizleşmişti. Tek gözünü açıp etrafa baktı. Herkes ona bakıyordu. "Ağzımdan kaçtı." Sonra Pusat'a döndü. "Pardon komutanım." Hiçbir şey olmamış gibi tekrar gözlerini kapattı.

Civan camdan arkaya baktı, aslında arkaya değil bizzat bana bakıyordu. "Var mı bir isteğun Ceylan?" Arkamda oturan Pusat'ın sessiz ama sesli küfrü kulaklarıma ulaştı. "Bir şey mi dedun?" Civan'a döndü. Tam bir şey söyleyecekken kafamı ona çevirdim.

Gözlerime bakıp Civan'a cevap verdi. "Yok, daraldım." Civan camları açtı. "Anladum." Tekrar önüme dönecekken hızlıca dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "O gözlerinin bana neler yaptığını bilsen bana öyle bakmaya utanırdın." Fısıldaması bile kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasına yetmişti. 

Kimsenin duymamış olduğunu umut edip tekrar önüme döndüm.

 Civan bir anda ani fren yapınca öne doğru eğildim. Arkamdan bir el hızlıca beni tutup geriye çekti. "Ne biçim kullanıyorsun lan?" Pusat sinirle Civan'a bağırdı. "Ceylan atladı önüme." Herkes bana döndü. "Ceylan abla?" Fırat espri yapacaktı, bunu bildiğimden onu hemen susturdum. Pusat kalkıp Ayça'nın önüne geçti. 

Ayça ile Pusat boş boş birbirlerine bakıyordu. "Ne var Pusat abi? Ne istiyorsun?" Pusat hiçbir şey söylemeden bana bakıp tekrar Ayça'ya döndü. "Arkada midem bulandı. Çok sarsıyor. Yer değiştirelim mi?" Ayça'nın tek kaşı havalandı. 

"Neden en mide bulandıran yere ben oturuyorum?" Pusat hemen karnını tuttu. "Bak kusacağım. Başım falan da dönüyor." Oyunculuğuna gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum. "Pusat abi, sen ne saçmalıyorsun?" Ayça'ya göz devirip kolundan tuttu. "Gençlerde hiç saygı kalmamış." Ayça'yı kenara çekip onun yerine yerleşti. Ayça ayakta şaşkınca Pusat'a bakıyordu. 

Daha sonra ise arka koltuğa bakıp hafif gülümsedi ve oraya ilerledi. Kafamı çevirip arkaya bakacakken Pusat kafamı tuttu. "Önüne dön hadi." Aziz ile hızlıca sohbet etmeye başlamışlardı bile. 

Pusat'ın ellerinden kurtulup önüme döndüm. Omzuyla hafifçe omzumu itti. "Naber kız?" Cevap vermedim. Telefonuma bakmaya başladım. Kafasını önüme eğdi. "Gözlerin buradan da çok güzel." Kafamı geriye çektim. "Pusat, önüne dön." Omuz silkti. "Peki." Gerçekten de önüne dönmüştü. Tekrar telefonuma döndüm. Birkaç dakika sonra izlediğim videoları şımarık misafir çocukları gibi kaydırmaya başladı. 

"Pusat koskoca adamsın. Şu yaptığın hareketlere bak." Güldü. "Ne yapıyorum sanki?" Göz devirip telefonumu kapattım ve ardından kafamı koltuğa yaslayıp gözlerimi yumdum. 

Saçlarımda birinin parmaklarını hissetmiştim fakat yine de gözlerimi açmadım. "Ceylan?" Civan'ın seslendiğini duyunca tek gözümü aralayıp ona baktım. "Küçük keçiler geçiyor. Fotoğraf çekersun, öne gel istersen." Heyecanla kalkıp Civan'ın yanındaki koltuğa geçtim. 

Küçücük keçiler vardı. Ben onları fotoğraf çekerken koltukta birinin ağırlığını hissedip arkama döndüm. Pusat tüm bedenini koltuğa yaslamış, sinirle Civan'a bakıyordu. 

"Bir şey mi oldi?" Pusat ise hiçbir şey söylemedi. Bozulmuşa benziyordu. Ben ise bu durumdan fazlasıyla zevk alıyordum.

"Gelduk!" Civan şelalenin kenarındaki piknik alanına doğru sürmeye başladı. Otobüsü yavaşça durdurunca hepimiz dışarı çıktık. 

Temiz hava tüm bedenimi sarmalamıştı anında. "Ne de güzel bir koku!" Pusat'ı görünce hemen uzaklaştım. Otobüsün arkasından piknik malzemelerimizi çıkardım. Büyük bir ormandı ve yanımızda şelale akıyordu. 

🌺

Maria elinde piknik sepeti ile ilerliyordu. "Yardım lazım mı?" Murat'ın eşsiz ses tonuna döndü Maria. O kadar yakışıklı bir adamdı ki onu kendine bile tarif edemiyordu. Kalbinde oluşan duygulara engel olamıyordu. Bu durum ise Murat'ın işine geliyordu. Maria'ya daha hızlı yürüyordu. 

"Yok, teşekkür ederim." Murat hafif bir adımla Maria'nın elindekileri aldı. Sarı saçlarını parmaklarından geçirip büyük bir gülümseme göndermişti yine Murat'a. Bunu her yaptığında kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. 

Yavaş yavaş ilerlemeye başladılar. Küçük, sakin ve hiç bitmesini istemedikleri bir yürüyüştü bu. "Rusya'ya dönmeyi düşünüyor musun?" Maria birkaç saniye sustu. Murat ise içinden öyle olmamasını ummaktan başka bir şey yapamıyordu. "Kalma sebeplerim var." Murat bunu duyunca sevincinden önündeki ağaca toslamak üzereydi. 

"Anladım." Sadece bunu diyebildi. İçindeki üç davul ve üç zurnalı düğüne ise çoktan Mahmut Tuncer'i ve İbrahim Tatlıses'i davet etmişti.

Aklında oluşan tek soru ise annesinin Rus gelini kabul edip etmeyeceğiydi. 

...

FGLBYİHJNTRSİHSMRSTİ

Öncelikle buradan Murat'ın annesine selamlar. İlerleyen bölümlerde nasıl bir kadın olduğunu göreceksiniz zaten vmtşbbotihb

Uzun zamandır yazıp asla tamamlayamadığım bir bölümdü. 

VEE OKUNMA SAYIMIZ ÇOK ARTTI. Çok duygusallaştım bir saniye...

Sizleri çok seviyorum. Umarım sizde beni seviyorsunuzdurrr...

Neyse...

Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum💐

Continue Reading

You'll Also Like

392K 12.8K 37
Hayatının en kötü günlerini yaşayanlar ve hayatı hep kötü olanlar... Rüya Akın... Annesi ve babası öldükten sonra amcasının yanında kalmak zorunda...
6.4M 536K 48
Taehyung, hastalanan evcil hayvanını götürdüğü veterinere ilk görüşte aşık olur ve onun dikkatini çekebilmek için bütün yolları denemeye başlar. önem...
15.3K 361 7
İlk okul öğretmeni olan bir kız ile yüzbaşı olan bir askerin evliliği Hayat bazen istediğimiz gibi gitmez bazen planların dışına çıkar
138K 3.9K 34
Klasik asker, öğretmen ilişkisi mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü bunlar zaten hali hazırda evliler 😽