SÜSEN ÇİÇEĞİ

By incitanelikalem

10.1K 418 54

Tanıtım: Ben Süsen, süsen gülen. İsmimin anlamı annemin arkadaşının çiçeklere olan sevgisinden geliyormuş. İs... More

"Yeni Hayatın Şimdi Başlıyor"
"Alışacaksın"
"Sana Senden Bile Daha Yakınım"
"İris"
"yok oluş"
"Uzun bir gece"
"karga"
"Güneşe aldandım"
"Hırıltı"
"Yansıma"
"Rüya"
"İlan-ı aşk"
"kayıp"
"Rüyada buluşalım"
"Sen miydin?"
"Son akşam yemeği"
"Veda"
"kapıyı açma"
"İntihar"
"Sana dokunabiliyorum"
"Koruyucu Melek"
"kehribar"
"Süsen çiçeği"
"Bir ateş yak"
"Sen öyle san"
"Yürüyen espri"
"Yüzleşme"
"Doğru bilinen yalanlar"
"Yanlış bilinen doğrular"
"Kapıyı aç"
"kabus"
"Acı haber"
"Asayiş Berkkemal"
"Kalma yanımda"
"Yarasa"
"Gümüş bıçak"
"Acı tatlı haber"
"Kanıt"
"Final"

"İblis"

101 7 3
By incitanelikalem

İyi okumalar dilerim 💚

Tam 2 saat geçti. Saatin kaç olduğunun bile farkında değilim. Kalkıp saate bakacak mecalim bile yok. Korkudan bacaklarımı hissetmiyordum. Gitti ama ya yine geri gelirse ? İris beni neden korumuyor? Neden korusun ki, Esel yüzünden zaten kavga ettik. Bir de ben aptal gibi beni korumasını istiyorum.  Gözlerim hem ağlamaktan hem de saat gece geç vakit olduğu için sızlıyordu.  Bir daha geri gelir diye önlem almak için, internetten çözüm bulmam gerekiyordu. Telefonu almak zorundaydım.  Odamın içi,  hava şartları ve beraberinde kesilen elektrik sebebiyle kapkaranlıktı.

Yavaş yavaş kalkıp telefonumu almaya giderken  çalan telefonumun sesiyle yerimden sıçradım.  Arayan Zehra'ydı.

"Efendim," diyerek açtım telefonu ve Zehra cevap vermeden en son 19 kalan sarjimın 5'e düştüğünü gördüm.

"Nasıl oldun korkuyor musun? Seni merak ettim."

"Ben iyiyim ama şarjım çok az Zehra, bu şarj bana yetmez" dedim ve düşündüm.  Umarım böyle söyleyince gelirsin Zehra dedim içimden.  Bu şarjla sadece internette 2 dakika gezinebilirim. Ya ruhlarla başa çıkmanın yollarını bulana kadar şarjım biterse, ki zaten bitse de elektrik olmadığı için yine korkardım.

" Mesajı aldım tamam geliyorum o zaman"
Zehra'nın sesini duyar duymaz gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim," diyerek telefonu kapattım. Telefonu kapatır kapatmaz şarkımın 3'e düştüğünü fark ettim. Benim bu %3 şarjla bir şeyi araştırmam imkansız. Ya birşey olurda Zehra beni aramak zorunda kalırsa diye araştırmadan vazgeçip, Zehra'nın gelmesini bekleyene kadar dışarı bakındım.Umarım hiçbir hayvan görmem umarım.

Korkunç hayvanlar neyseki yok. Havada yağmur yağışı durmuş, fakat dışarı bakınca art arda çakan şimşekleri görüyorum. Sessiz çakıyorlar  ve bence yağmur yagmadan çakan art arda şimşekler, havanın kötü olacağının habercisi.

Esel'in söylediği sözler geldi aklıma beni Melis'ten korumuş olmasını anlarım, fakat İris. İris'i neden benden korumaya çalışıyor.

Sanki bir yanımda iyilik, bir yanimda ise kötülük meleği var gibiydi. Bir yanım İris haklı, bir yanım ise Esel haklı diyor. Kime inanacağımı biliyorum evet, ama ya bu konuda doğru söyleyen benim için doğru değilse.
Umarım aralarındaki bu rekabete  kapılmam.

Telefonu açtım. Şarjımın 2 kaldığını fark ettim.  İnternetin açık olmamasına rağmen şarjım hızla düşüyor.

Zehra'yla konuşalı 15 dakika olmuş ve hala gelmedi. Acaba başına bir şey mi geldi ?

Tam Zehra'yı arayacakken kapının çaldığını fark ettim.  Kapının çalışında bile korkuyorum artık. Ya gelen Zehra değilse ?

Yavaş adımlarla kapıya doğru yürümeye başladım. Kim o demeye kalmadan Zehra'nın sesini duyar duymaz adımlarım hızlandı ve kapıyı açar açmaz ona sarıldım.

"Süsen bu ne hal hortlak görmüş gibisin, yüzün bembeyaz!"

"G-gördüm zaten," dedim kekeleyerek.

Elindeki şeyleri dışarıdaki ışığın vurmasıyla zar zor görüp ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Bu termos mu ?" Diye sordum.

"Evet malum elektrikler kesik diye  ben de sıcak su olduğu için evden termos  aldim, ama kahve almadım. Çünkü sen kahvesiz asla kalmazsın sende vardır diye düşündüm. Doğru mu?"

Gülümsedim.  Cevap vermeden sadece gülümsedim.

Odama geçer geçmez elektriklerin geldiğini fark ettim ve gözlerim karanlığa alıştığı için ışığın gelişiyle afalladım.

Zehra hemen termosu ve 2 karton bardağı çıkarttı. Ben de elektrikler geldiği için tek başıma korkmadan mutfağa gidebilirim diye düşündüm.

Korkmamama rağmen koşarak mutfağa gidip hemen kahveleri çekmeceden alıp odaya geçtim.

Zehra koştuğumu fark edince hemen gülmeye başladı.

Ve hızlıca kahveleri yaptı.

"Bu ne hız?" Dedim gülerek.

"Sabırsızlıkla gördüğün hortlağı duymak istiyorum ve anlatacaklarını keyifle dinlemek için , zaten kahve partisi düzenlemek için , termos almayı akıl ettim." Bacak çelerek kahveden bir yudum aldı ve benim konuşmamı bekledi. Ama benden ses çıkmayınca tekrar konuştu. "E hadi anlat artık."

"Zehra, ya  bardağı elinden bırak ya da kahveyi iç oyle anlatayım."

Sözümü bitirir bitirmez gözleri büyüdü Zehra'nın korku ve şaşkınlıktan.

"O derece mi? Ben sandım ki, sen şaka yapıyorsun."

"Şaka yapmıyorum. Eğer bardak elindeyken anlatırsam, duydukların karşısında bardağı yere düşürebilir ya da fırlatabilirsin."

Zehra bardağı bıraktığı gibi derin bir nefes aldım.

"Zehra, Esel buradayd-"

"Ne!"
Diyerek sözümü kesti.

"Evet doğru duydun o buradaydı."

"Esel hortlamış mı?  N-nasıl olur bu?"

"Oldu işte, geldi. Camda gördüm onu korkudan perdeyi çekip arkamı döner dönmez dışarıdan odama girmişti.  Kapkara elleriyle ağzımı kapattı, çok korktum Zehra." Ağlamaya başladım ve Zehra'ya sarıldım.

"S-sana zarar verdi mi?"

"Bana zararı korkutarak verdi."

"Süsen sana neler söyledi başka anlat herşeyi anlat bana lütfen."

"Benden vazgeçmeyeceğini, onu bu kötü  hale İris ve Melis'in getirdiğini söyledi. Zehra, sakın onlara aldanma dedi, eğer İris'e aldanırsam hayatımın hatasını yapacağımı söyledi."

Zehra bunları duyar duymaz ayağa kalktı. Ellerini başına koyup odada dönüp durdu.

"Devam et Süsen."

"Seni tek hak eden benim derken defalarca duvara kapıya fırlatıldı ve sonradan bedeni kaybold-" Zehra bunları duyar duymaz telefonu eline aldı. Birini arayacağını anlayıp sözümü kestim.

"Zehra ne yapıyorsun?"

"Can'ı arıyorum ne yapabilirim başka?"

"Yapma dur arama lütfen!"

Zehra gözlerini sinirden patlatıp "neden?" Diye sordu.

"Bu sefer ona anlatmayalım."

"Süsen sen kafayı mı yedin, neden anlatmayacağız?" Duraksadı biraz.
Sakın bana Esel'e inandığını söyleme," dedi.

"Hayır ondan değil, biz çözelim istiyorum. O yuzden ben neden o geri zekalıya inanayım."

Yanıma oturdu Zehra.

"Süsen sen Can'dan da mı şüpheleniyorsun?"

"Zehra hayır saçmalama asla öyle birşey düşünmedim."

"Tamam o zaman söyle bakalım, Esel'in diğer söylediklerine inandın mı? İris sana zarar verebilir ve sen buna inandın mı?"

"Zehra, hayır tabikide öyle bir şey düşünme sakın, Can'ın da, İrisin'de doğru olduklarını biliyorum ve bundan şaşmam. Ama sanki ikisinin düşünüp söylemediği gizemli yerleri var. O yüzden ona anlatma dedim. Anlatsan da işimize yarayacak şeyler olmaz. Can gelir yanımızda olur fakat bizden bir seyler saklayabilir."

Zehra hic birsey söylemeden dinledi beni, Sustu. Sanırım hak verdi söylediklerime. 

"Kafanda bir plan falan var mı peki ne düşünüyorsun?"

"Evet var kuzen, ama ilk önce sen dökül bakayım, senin de Can'la ilgili bazı tereddütlerin var dimi ? Olmasa susmazdın çünkü."

"Evet süsen var, çok esrarengiz yanları var yaşını, soyadını söylemiyor."

"Belki anonim kalmak istiyordur."

"Güldürme hadi  planın varsa eğer onu anlat bana."

"Var evet, ama ilk önce kendi telefonumu şarja takmam gerekiyor. Hatta sen benim telefonumu şarja tak. Ben senin telefonundan bakayım."

Olur diyerek telefonunu verdi ve benim telefonumu şarja hızlıca takıp yanıma oturdu.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordu.

"Esel yaşayan bir insan değil, tekrar geri gelirse eğer önlem araştırıyorum.  O geri gelirse ne yapabilirim diye, ama ne yazarak arastirilir bilmiyorum kuzen. Seç bakalım, cin,ruh, iblis ve hayalet nasıl adlandırılır bu?"

"İblis bence,"  dedi.

Hemen internete iblislere karşı nasıl savunulur diye yazdım. İkimizde çıkan sonuçlara baktık. Sirke,  herhangi gümüş birşey, kutsal su.

Zehra kafasını telefondan kaldırıp, " Sirke var mı ?" Diye sordu.

"Annem mutlaka evde bulundurmuştur ama bence gümüş birşey daha mantıklı. Kolay bulabilirim çekmeceden" deyip hemen ona işaret edip mutfağa gittik beraber.

Çekmeceyi açar açmaz gümüş çatal, kaşık, bıçak setlerini gördük ve ben çekmecedeki tüm çatal, kaşık, bıçağı odama alınca Zehra şaşırdı.

"Kuzen bu çok fazla değil mi?" Diye sordu.

"Önlem kuzen adı üstünde önlem,"  diyerek gülümsedim.

Bu sırada havanın aydınlandığını fark ettik.

"Kuzen ben artık gitsem olur mu? Korkar mısın?" Diye sordu.

"Yanımda bunlar varken korkmam bence" diyerek gülümsedim.

"Sen beni geçirme hiç, yatağa uzanıp yat ben giderim," diyerek odadan çıktı ve gitti.

O gider gitmez ışığı söndürüp, şarjdan telefonumu yanıma alıp uyumaya çalıştım ve uyudugumu hissettim.

Continue Reading

You'll Also Like

271K 7.6K 44
Siz: Antep'in hamamları sallanır külhanları. Siz: Hoşgör mahallesinin dip dibedir damları. Siz: Çiğ köftenin adına baklavanın tadına. Siz: Ye derler...
184K 12.7K 22
Tüm diyar, doğudaki savaş yüzünden kaosa sürüklenmiştir. İmparatorluğu ayakta tutmanın ve Wisteria'yı kurtarmanın tek yolu ise Saige Nerth ve Zaiden...
29.6K 1.2K 32
"Evet ben ismail yüksek ve sanırım o nemrut hemşireye aşık oldum" "Ne aşkı saçmalama. İsmail yüksek kim ben kim"
7.7M 446K 83
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...