BENİMLE KAYBOLDUN -BXB

TheYoza tarafından

139K 8.7K 3.2K

Çocukluk arkadaşıma farklı hisler beslemeye başlarsam ne olur? [Eşcinsel bir kurgudur] Daha Fazla

1- Benimle Kayboldun
2- Ela gözler
3- Yakup
4- Aptal
5- Maç
6- Spagetti
7- Beril
8- Anlamsız bakışlar
9- Ufak dokunuşlar, büyük hisler
10- Arzuladığım kişi?
11- Kucak
12- Uyku
13- Civciv
14- Şiir
15- Kırmızı dudaklar
16- Yalan
17- Korkak
18- İçki
19- Seni seviyorum
20- Çıkma teklifi
22- Yanlış anlaşılma
23- Sert dokunuşlar
24- Kaza
25- Hastane
26- Bilmemek

21- Heves

3.6K 299 67
TheYoza tarafından

Başlık bulamadım 🥸

***

"Kerim üçüncü sınıftayken merdivenlerden düşmüştüm hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum."

Üstümdekini çıkarıp kenara bıraktım. "Sonra dizim kanıyor diye beni kucağına alıp, sınıfa kadar götürmüştün."

Beni izlerken başını salladı hatırladığını belirterek. "Bütün gün ağlamıştın."

Çıkardığım beyaz tişörtü sandalyeye attım.  "Sen yanımda olup ağlamayayım diye bana bir şeyler anlatınca daha çok ağlayasım geliyordu." Dedim üzerime siyah bir tişört geçirip.

"Niye?"

"Ne bileyim, yanımda durup öyle konuşman hoşuma gidiyordu." Diyerek dağınık dolabıma baktım. Utanmam gereken bir dağınıklıktaydı.
"Peki öğretmenin benim resmimi çöpe attığı zamanı hatırlıyor musun?"

Birkaç saniye bekledi. Ardından "Hatırlıyorum." Sesinde hâlâ öfke kırıntıları vardı.

"Orospu ya," dedim başımı sinirle iki yana sallarken. İkinci sınıftayken sınıf öğretmenimiz bizden konulu bir resim istemişti, ben de onun verdiği konu yerine kendi istediğim şeyi çizmiştim. O da onu dinlemediğim için bana bağırıp resmimi herkesin içinde yırtarak çöpe atmıştı. Tabii ben hemen ağlamaya başlayınca Kerim öğretmene çok sinirlenmişti ve onun masasının üzerinde duran çantasını almış, çantayı ters çevirerek içindekileri yere dökmüştü. Ardından hocanın resmime yaptığı gibi çantayı çöpe atmıştı. O zaman bu olay baya uzamıştı ama bir şekilde hallolmuştu.

"Çantasını çöpe atmıştın." Dedim dolabımı toplarken. Dudaklarımda bir gülümseme oluşmuştu ama sırtım Kerim'e dönük olduğu için o görmemişti.

"İyi yapmışım, hak etmiş."

"Hep koruyordun ya beni." Dedim işimi yaparken. "Her zaman birlikte falan kavgaya falan giriyorduk, annenler illallah etmişti bizden." Tişörtlerimi boş askılara takarken konuşuyordum. "Lisenin başında mahallenin abisinden dayak yediğimiz zamanı hatırlıyor musun? Hani geçen sene evlenen. Bizi yakalamasın diye bütün mahalleyi koşmuştuk, en sonunda geç saate kadar bir yerde saklanmıştık." Sanki Kerim bilmiyormuş gibi anlatıyordum. "Sonra eve döndüğümüzde bizi sizin evde o karşılamıştı, bir güzelde ağzımıza sıçmıştı."

"Bir hafta dükkanını bize temizletmişti." Dedi Kerim beni dikkatle dinlerken. Çok boş konuşuyor olmama rağmen sabırla dinliyordu.

"İyi adamdı ama."

"Ne demezsin..." diye mırıldandı.

Dolabım biraz daha bakılır seviyeye gelince kapağı kapatıp yanına ilerledim. Hemen yanına oturup alnımı onun omuzuna sürttüm. "Bugün bir şeyler yapalım mı?"

Bir elini saçlarımın üzerine koydu. "Ne gibi?"

Dudaklarımızı büzdüm. "Bilmem."

Gözleri dudaklarıma kaydı. Ardından elini çeneme koyup başımı kaldırmamı sağladı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında bir an irkilsem bile ardından gözlerimi kapatıp beni öpmesini beklemiştim.

Sesli bir şekilde geri çekildi. Gözlerimi aralayıp ela gözlerine baktım. Gözleri kahveden çok yeşil rengi bulunduruyordu içinde, hatta güneşte sanki yeşilmiş gibi duruyordu.

"Gözlerin çok güzel..." dedim hayran hayran gözlerine bakarken.

"Teşekkür ederim." Dedi dudakları kıvrılırken.

"Keşke benim de gözlerim renkli olsaydı." Mavi ya da yeşil güzel olurdu bana.

Gözlerime baktı birkaç saniye. "Mavi acayip yakışırdı. Leonardo Dicaprio'nun gençliğine benzerdin."

Kaşlarım çatıldı. "Kahverengi yakışmıyor mu bana Kerim? Çirkin mi benim gözlerim? Hem niye aklına hemen Leonardo Dicaprio geliyor? O benden daha mı yakışıklı yoks-"

Ellerini yanaklarıma koyduğunda cümlem yarım kalmıştı. Dudaklarım iki yandan gelen baskıyla büzüşürken Kerim "Bir nefes al." Dedi. Çatık kaşlarımla ona bakmaya devam ettim. "Sen hayatımda gördüğüm en güzel ve yakışıklı kişisin. Hem için hem dışın çok güzel olduğu için aşık oldum zaten sana."

Gözlerimi kıstım. "Tamam..." dedim bükülen dudaklarım yüzünden zorlukla. "Benim gözlerim güzel mi peki?"

Güldü. "Çok güzel."

***

Siyah bir ceket giydim üzerime. Ayakkabılarımı giyerken "Ben gidiyorum!" Diye seslendim abime. Salonda televizyon izliyordu.

"Nereye?"

"Kerim'le takılacağız biraz." Dedim saçlarımı elimle bininci defa düzeltirken.

Abim birkaç saniye sessiz kaldı. Ardından "Tamam, alkol alırsanız sizi şişeye oturttururum."

"Almayız." Dedim anahtarlarımı cebime koyup.

"30 santimlik şişeyi zaten alamazsınız." Dedi ve kendi esprisine güldü.

"Denedin herhalde, oradan biliyorsun."

"Lan!"

"Tamam abi kimseye söylemem sırrını." Dedim sırıtarak onun olduğu tarafa bakmaya çalışıp.

"Döverim seni çocuk!" Diyecek bir şey bulamayınca hemen dayak atıyordu.

"Ağlama." Diyerek kahkaha attım ve arkamdan gelen küfürleri boşverip dışarı çıktım.

Hızlı adımlarla merdivenleri indim ve apartmandan çıktım. Kerim sokağın başında telefonuna bakıyordu. Yanına ilerlerken onu süzdüm hayran bir ifadeyle. Acayip güzel giyinmişti.

Yanına varınca beni fark etmeyen çocuğun kulağına üfledim. "Ananı sikeyim." Dedi geri çekilip bana bakarken. Çatık kaşları bana bakınca düzelmişti.

"Hiii, bana nasıl küfür edersin?!" Yalandan bir ayıplamayla baktım ona. "Siktir git, ayrılıyorum senden." Diyerek birkaç hızlı adım attığımda beni kopşonumdan tutup geriye çekti.

"Rüzgar saçma salak şakalar yapma." Dedi yanımda yürümeye başlarken.

"Bir de döv Kerim." Dedim abartarak.

"Oğlum valla şaka olduğunu bilmeme rağmen korktum sen öyle deyince. Hem ayrılık falan alma ağzına."

Dudaklarımı yalayıp ona yaklaştım ve kısık bir sesle "Hmm, ne alayım ki ağzıma?" Dedim.

"Hayırlı şeyler al Rüzgar, beni de yoldan çıkarma." Dedi yaptığım imayı anlayarak.

Kerim acaba benden önceki ilişkilerinde kimseyle fiziksel temasta bulunmuş muydu? Doğrusu onun hiç sevgilisi olduğunu görmemiştim.

"Kerim gerçekten daha önce hiç sevgilin olmadı mı yoksa benden mi sakladın?" Dedim aklıma takılan şeyi.

"Olmadı." Dedi net bir sesle.

"Nasıl ya? Çok yakışıklısın, niye olmadı?"

Sıkıntılı bir nefes vererek bana baktı. "Sana platonik olduğum için olabilir mi Rüzgar."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Nasıl?" Ben Kerim'den hoşlanmaya başlayalı daha birkaç ay olmuştu ve ondan önce de ilişkilerim olmuştu. Ama Kerim'in  bana ne kadar zamandır aşık bilmiyordum...

"Basbaya platoniktim işte."

"Ya.." diye mırıldandım. Kendimi kötü hissetmiştim biraz. Sanki onun duygularını fark etmeyerek bunca zamanını boş harcamıştım.

"Asmasana suratını." Dedi yüzüklü eliyle saçlarımı karıştırıp.

"Zamanını çalmış gibi hissediyorum." Dedim gözlerim yerdeyken.

"Saçmalama Rüzgar. Şu an manitam olduğuna göre zamanımı falan çalmadın."

Bir şey demediğimde Kerim iki parmağıyla alt dudağımı tutup çekti. Afallayarak ona baktım. Dudağımdan makas almıştı resmen.

"Dudaklarını bükersen ısırır koparırım."

Omuzumla omuzuna vurdum. "Isırsana."

Kerim adımlarını durdurdu ve eliyle caddeyi işaret edip "Yavrum istiyorsan motele falan gidelim, ima yapıp durma."

Tepkisine sesli bir şekilde güldüm. "Olur." Dediğimde başını iki yana salladı.

Gözlerini caddede gezdirdi. "Şaka bir yana şu an nereye gidiyoruz?" Diye sordu.

"Ne bileyim ben de seni takip ediyorum."

Kerim dudağını içini ısırarak düşündü.

Bir an aklıma gelen şeyle kolunu tuttum. "İnternet kafeye gidelim mi eskiden yaptığımız gibi?"

Kerim bana inanamayan gözlerle baktı. "Ciddi misin Rüzgar?"

Hızla başımı salladım. "Evet evet lütfen."

Kerim inanamıyormuş gibi güldü. "İlk defa birlikte dışarı çıkıyoruz ve internet kafeye gidelim diyorsun..."

"Kötü mü?" Dedim duraksayıp. "Ama eskiden çok yapardık."

"Eskiden arkadaştık Rüzgar. İstiyorsan şimdi de gidelim ama eskiyle şimdi aynı değil, ikisini bir tutma." Ses tonu benimle konuşurken olduğu gibi yumuşak değildi, sertti.

Neden bu konuya takıldığını anlamadan önüme döndüm. Eskiyle şimdinin aynı olmadığını biliyordum elbet, ama o zamanlar Kerim'le yaptığımız şeyleri çok seviyordum ve yine aynı şeyleri yapıp mutlu olmak istiyordum. Kötü bir şey istemedim ki.

Kerim bana birkaç saniye baktı. Beni üzdüğü zaman hemen pişman oluyordu. Kerim adımlarını internet kafeye çevirdiğinde ona ayak uydurdum ama hevesim kırılmıştı. Belki ben abartıyordum, bilmiyorum.

İnternet kafeye girmeden önce beni bir ara sokağa çektiğinde kirpiklerimi kırpıştırdım. Sokaktaki çöp konteynerlarının arkasına doğru ilerledi. "Nereye?" Dedim afallamayla.

Kimsenin görmediği bir kısma geçti ve beni kendine çekti. Dipdibe olmamızla başımı hafifçe kaldırıp ona baktım. "Sikecek misin ne kenara çekiyorsun beni?" Dediğimde dudaklarım dudaklarına temas etmişti. Çok yakındık.

Ela gözleri dikkatle bakarken sustum.

"Seni üzdüğümde kendimden nefret ediyorum biliyor musun? Deli gibi sevdiğin birini nasıl üzebilirsin Kerim diyorum kendi kendime, hem de senin gibi birini." Alnını alnıma yasladı. "Seni üzersem bana bir tane vur tamam mı?"

Yine onun etkisiyle aptallaşırken "Tamam." Diyebilmiştim zorlukla.

"Teşekkür ederim güzelim." Dedi ve dudaklarımı sıkıca öptü. Diliyle alt dudağımı yalayıp geri çekildi. "Hadi internet kafeye gidelim."

"Gidelim." Dedim sarhoş gibi gülümseyip.

Gülümsediğimi görünce onun da dudakları kıvrıldı. "E hadi."

Kerim benden ayrılıp yürüdüğünde olduğum yerde durup alt dudağımı ısırdım ve sırıtarak kalçasına olabildiğince sert bir tokat attım.

Kerim olduğu yerde durdu. İrileşmiş gözleriyle bana baktı.

"Vur dedin." Diyerek kendimi savunduğumda üzerime doğru yürüdü.

"Bittin sen."

Geriye adımladığımda beni tutmaya çalıştı ama ona izin vermeden kaçtığımda peşimden koşup beni duvarla sıkıştırdı ve bacağımı kaldırıp kalçama vurmaya başladı üst üste. Ondan kurtulmaya çalışırken kahkaha atıp "Tamam ya dokunmam bir daha kıymetline." Dediğimde daha sert vurdu.

"Ah! Acıdı." Dediğimde durup ellerini birbirine çırptı keyifli bir ifadeyle. "Eller de kürek gibi maşallah." Diye homurdandım acıyan kıçımı ovalarken.

"Yürü." Dediğinde yanında yürümeye başladım ama hevesimi alamamıştım, onunla uğraşmak istiyordum.

Yola çıktığımızdaki Kerim'i dürttüm. "Kerim."

"Hm?" Diye mırıldandı.

"Sona kalan..."

Kerim dalgın bir ifadeyle "Mahmut'un altında kalsın..." diye devam ettirdi.

Bu bizim küçükken uydurduğumuz bir şeydi, Mahmut da sınıfımızdaki kilolu bir çocuktu. Kerim ne dediğini fark edince kaşlarını çattı. "Ne alaka lan?"

Gözlerimle biraz ötemizdeki büyük parkı işaret ettiğimde gözlerini büyüttü. "Hadi be." Dedi inanmayarak.

Koşmaya başladığımda afallayarak arkamdan seslendi ama bir süre sonra o da koşmaya başlamıştı. Caddede polisten kaçan suçlular gibi koştuğumuz için insanlar bize bakıyordu ama umrumda değillerdi. Kerim beni geçtiğinde daha da hızlanmaya çalıştım. Parkın dibindeki ağacın önüne Kerim benden önce varmıştı. Nefes nefese durdu.

"Tut beni!" Diyerek boynuna atladığımda beni tutmaya çalıştı ama çok hızlı atladığım için yere yapışmıştık. Bedenimin bir kısmı Kerim'in üstündeyken yana kaydım ve sırt üstü uzandım çimlere. "Çok iyiydi." Diyerek güldüğümde Kerim yerinde doğruldu.

"Bir yerini vurdun mu?" Dedi yüzüme dikkatle bakarken.

"Vurmadım." Diyerek kolumu üzerine attım. "Sen kazandın ne istersin?" Kazanan kaybedene istediği bir şeyi yaptırıyordu.

Kerim güneş vurduğu için yeşil gibi gözüken elalarını yüzümde gezdirdi. "Beni sevdiğini söylesene."

Gülüşüm soldu. Ciddi mi diye suratına baktım ama o gayet ciddiydi. "Bunu mu istiyorsun?" Bir elini başımın altına koydu ve saçlarımın ağaca değmesini engelledi. Böylelikle ağacın çıkıntılı gövdesi artık kafama batmıyordu.

"Evet, hadi." Dediğinde yutkundum. Normalde de söylerdim ama o yüzüme bu kadar istekle bakarken biraz garip hissetmiştim.

"Seni seviyorum Kerim." Dediğimde iç çekti beni izlerken. "Çok seviyorum hem de..."

***

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

5K 226 14
"Özel insan" olarak adlandırılan kişilerin toplandığı bir ada, ve içinde eğitim gören öğrenciler. Hiçbirisi neden burda tutulduğunu bilmiyor. Tek bil...
737K 39.2K 47
Tamamlandı. Melih 2. Yılında devlet yurduna yerleştiğinde her şeyin bu kadar sarpa saracağını tahmin etmemişti. BoyxBoy×Boy hikayesidir ! 04.21
188K 12.2K 26
【Tamamlandı】 Ömer abi: Melis nerde? BxB kurgusudur
35K 2.9K 12
Ülkece tanınmış bir yayıncı ve ona hiç bilmediği duyguları, anları yaşatan Rüzgar...