~Hümeyra~

By Gazmnm

7.6K 472 161

" Beni buradan çıkar lütfen." dedim fısıltıyla. Beni duyar duymaz, anlaşılmaması için yalancı bir gülümseme t... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm.
25 Bölüm
26.Bölüm
28.Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm-FİNAL

27. Bölüm

199 12 5
By Gazmnm

İYİ OKUMALAR 

---------------------&&&-----------------------

Bekledim cevap versin diye ama o sadece  susuyordu. 

" Cevap vermeyecek misin? " diye sordum artık. 

" Sakin bir şekilde konuşalım dedin. Senin bu söylediklerine benim sakin olmam mümkün değil" 

" Ne yapacaksın peki? İkimizi aynı anda mı idare edeceksin?" diye sorsam da o sadece gülümseyip kafasını iki yana sallayarak kalabalığa çevirdi. 

" Savaş-" diyecekken garson çocuk çorbalarımızı getirmişti. Önce benimkini bıraktı. Kokusu burnuma dolduğu an daha çok acıkmıştım. Savaş'ın çorbasını da bırakıp " Başka bir isteğiniz var mı ?" diye sordu Savaş'a. 

" Yok koçum. Sağ ol " 

Garson kafasını sallayıp gitti. O ara Gül de mesaj atıyordu. Mehmet amca mesaiye kalacağımı söylediğinde haber vermek için yazmıştım. Şimdi de hala eve gitmediğim için endişelenmişti. 

Ona Savaş'la olduğumu yazıp gönderdim. Yine uyarı bulunuyordu. Ona asla affetmememi yazmıştı. 'Tamam' deyip çantama koydum telefonu.

" Gül mü?"  diye sordu telefonla oynadığımı görüce. 

Cevap olarak kafamı salladım sadece. İkimiz de çok aç olduğumuzdan içmeye başladık çorbamızı. Tabi Savaş benden hızlıydı. Bende 2 3 kaşık kalmışken o bitirmişti bile. İştahlı yediğimi görünce gülümsedi. 

Bana baktığı için rahat edemedim. Kaldırdım kafamı. 

" Bir tane daha isteyeyim mi?" 

" Yok " dedim kafamı iki yana sallayarak. Kalan çorbamı da bitirip ağzımı sildim. Savaş iki çay da söylemişti. 

Saat 1 re geliyordu.

" Gitsek mi artık? İkimiz de işe gideceğiz " dedim yine manidar bir şekilde baktı bana. Anlamadım bakışını. Çaylarımızı içip ayaklandık. Savaş hesabı ödemeye giderken bende masasında kalan telefonunu almış çıkışa doğru yürüyordum. 

Kısa süre sonra geldi o da. 

Arabayı açtı. Binmeden telefonunu uzattım ona. Alıp cebine koydu. Hava çok soğuktu. O yüzden beklemedim hiç. Bindim hemen. 

O da kendi yerine geçince tekrar yola koyulduk. 

Yakındı. Fazla sürmedi yolumuz. Sokağa girip durdurdu arabayı. İnmek istiyordum ama konuşmam da gerekiyordu. Sadece önüne bakan adama çevirdim kafamı. 

" Savaş? " 

Ona seslendiğimi duyunca kafasını bana doğru çevirdi. 

" Çorbacıda sorduğum soruya cevap vermedin?" 

" Benden seni sonsuza tek bırakmamı istiyorsun? Bensiz bir hayat istiyorsun. Bu bu kadar kolay bir şey mi senin için?" diye aniden yükselince tutamadım bende kendimi. 

" Olmuyor Savaş. Anla artık sen de " 

" Olmayan ne Hümeyra? " 

" Sürekli aynı şeyleri mi konuşacağız" dedim. Gergin yüzünü önüne çevirdi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra " Peki " dedi. 

Kabul etmiş miydi yani? 

Hala ona bakarken o bir kez daha bana doğru döndü. 

" Nasıl istiyorsan öyle olsun. Boşanmak istiyorsan boşanalım " 

Şimdi de kalbim ondan ayrılacağım için yanmaya başladı. Çevirdim kafamı. Gözlerim kızarıyordu çünkü. Kafamı salladım aşağı yukarı. 

" Tamam. Ben- Ben gidiyorum " dedim. Bir şey demedi. İndim bende. Ne ara dolduğunu bilmediğim gözlerim soğuk havayla buluşunca anında süzülmüştü gözlerimden. Silemedim. Hızlı hızlı içeri doğru yürüyecekken son kez ona bakma isteğiyle doldu içim. 

Kafamı çevirip baktım kalbimi alt üst eden adama. Gördüklerime dayanamayınca tekrar arkamı dönüp kapının önüne geldim. Gül, beni camdan görmüştü. Bekletmeden açtı kapıyı. Hemen içeri girip kapıyı kapattım. 

Dermanım yoktu yine. Kapıya yaslandım bende. 

" Hümeyra? Ne oldu? Ne bu halin? "

" H-hiç yoruldum sadece" dedim inanmadı. 

" Yorulduğun için mi ağlıyorsun? " diye sormasıyla yaş dolu gözlerimi ona doğru çevirip kafamı -iki yana salladım. " S-Savaş'la konuştuk biraz. Boşanmayı kabul etti" 

" Ee ne güzel işte. Bunu istemiyor muydun zaten?" 

" İstiyordum. İstiyordum ama arkamdan ağlamasını beklemiyordum " dedim. Şaşırdı. 

"Nasıl yani?" 

" Ben arabadan indikten sonra son kez bakmak için arkamı döndüğümde doluydu gözleri. Ağlıyordu Gül. Savaş ilk defa ağlıyordu" 

O hali gözlerimin önüne geldikçe ağlamamı dindiremedim. 

" Tamam. Tamam sakin ol " deyip sarıldı bana. 

" Üzülmesin, uzak olsun benden ama üzülmesin Gül. " 

Gül beni zar zor odaya getirip yatağa yatırdı. Öyle yorgundum ki, en son ne dedi onu bile hatırlamıyordum. Gözlerimde ki yaşlarla kapattım gözümü. 

----------------&&&------------------

Sabah birinin beni dürtmesiyle açtım gözlerimi. Hala kendimi çok fazla yorgun hissetsem de işe gitmem gerekiyordu. 

Karşımda Gül vardı. 

" Günaydın Hümeyra. Gece çok geç uyudun alarm kurmadığını bildiğimden uyandırmak istedim seni" 

" Saat kaç ki? " 

" 7:15 " dedi. 

Zorlana zorlana doğruldum. 

" Sağ ol Gül. Yoksa uyuya kalırdım " dedim gülümsedi. Geç kalmamak için çıktım yataktan. Ben üzerimi giyinirken o da beni izliyordu. 

" Melek çok soruyor mu beni? " 

" Soruyor tabi." 

" Onu da çok ihmal ediyorum " dedim. Yanıma gelip ellerini kollarıma yasladı. 

" Aksine. Onun için veriyorsun bu kadar mücadeleyi. Sakın sıkma canını. Ben her zaman yanında olacağım " dedi gülümsedim. Kızımı bir kez daha ona emanet ettikten sonra çıktım evden. Savaş'ı görmem duraksatmıştı beni. 

Dün gece bıraktığım yerde arabanın için de uyuyordu. 

Neden gitmiyordu eve?

Kapıyı kapatıp arabaya  doğru yürümeye başladım. Cama vurmakla yanından geçip gitmek arasında kalmıştım. Geçip gitsem uyuya kalırdı biliyorum. Bana ne yaparsa yapsın ona karşı kötü olmamak beni deli etse de yapabileceğim bir şey yoktu. 

Arabanın camına doğru eğilip vurdum. Duymadı. 

Bir kez daha denedim uyanır gibi olmuştu. Ama tam açmadı gözlerini. Mecbur bir kere daha vurdum. Açtı gözlerini. Uyku mahmuru gözleriyle bir süre nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Sonunda anlamıştı. 

Elleriyle gözlerini ovup indi arabadan. 

" Günaydın " dedim mesafeli sesimle. Yanıma gelene kadar konuşmadı. Sonra dan " Günaydın " dedi bana.     

" Neden burada uyudun? " 

" Akşam çok yorgundum. İçki de içince sızmışım " dedi. 

" Neyse beni ilgilendirmez " dememle şaşırmıştı.

" Niye soruyorsun kızım o zaman?" diye kızdı bana. 

" Kaldığım evin kapısında uyuya kaldığın için olabilir mi? " 

" Kaldığın evin kapısı değil burası. Sokak. Sokakta herkes istediğini yapabilir " 

Başladı yine mantıklı konuşmaya. 

" Aman neyse ne. Kalma buralarda. Evine git. " deyip bir kaç saniye gözlerine imayla baktıktan sonra " ya da Hale'ciğinin yanına git. Seversin sen " dedim. Zaten gergin olan yüzünü daha da gerdi. " Hem yakında boşanacağız da " sırıtarak konuşsam da içim yanıyordu sanki.

" Boşanmak? " 

Öyle bir sordu ki, sanki bu kelimeyi ilk defa duyuyormuş gibi. Tabi benim de yüzüm anında düşmüştü. 

" Evet. Dün gece boşanacağız diye anlaştık ya?" 

" Anlaştık? Biz?" 

Ne oluyor ya? Neden hiç bir şey konuşmamışız gibi davranıyor? 

" Evet. Biz Savaş. Dün gece konuştuk. Ben boşanalım dedim senden  kabul ettin ya?" dedim güldü.

" Ya kızım ben içtim sen sarhoş oldun herhalde" Kaşlarım çatılarak dinliyordum sözlerini. " Ben boşanmayı kabul falan etmedim"  

" Ne saçmalıyorsun sen ya? Dün gece boşanmak istiyorsan boşanalım dedin" 

"  Dün çok sarhoştum. Başka bir şeyi kabul etmişimdir. Hatırlamıyorum " dedi. Ve benim delirmeme yetti.

" Savaş sen dün gece gayet de kendindeydin. Bugün dava için avukata gideceğim o yüzden şakayı bırak" 

" Şaka falan yapmıyorum Hümeyra. Dava falan da açmayacaksın. Boşanmak istemiyorum. Hale, işini de halledeceğim. Gerekirse buradan yollarım ama biz boşanmayacağız" Her kelimenin üstüne basa basa konuşması, ondan ayrılacağıma olan umutlarımı ezip geçmişti. 

" Ya delirdin mi sen? Gece-" 

" İşe gitmem lazım. Akşam alacağım seni. O zaman konuşuruz " dedi sözümü keserek. Konuşmama izin vermeden arabaya tekrar binip gitti. Arkasından şaşkın ördek gibi kaldım öyle. Dün gece kabul etmişti. Buna eminim. 

Peki ya şimdi? Şimdi neden inkar ediyordu. 

Ya dediği gibi gerçekten sarhoş olduğu için kabul ettiyse? Yok canım. 

Hem anlamaz mıydım ben? Ağzı bile dolanmıyordu konuşurken. Kesin beni kandırmak için yalan söylemişti. Önce kabul etmişti sonra da pişman olup 'hatırlamıyorum' yalanını söylemişti. 

Ama bende Hümeyra'ysam bu davayı açar. Çatır çatır boşardım onu. Şimdilik sakin olacaktım. Bende işe geç kalmamak için hızlı adımlarla indim çarşıya. 

Mehmet amca da daha yeni açıyordu dükkanı. İçten gülümsemeyle yaklaşıp " Günaydın  Mehmet amca" dedim. Sesimi duyunca bana çevirmişti kafasını. 

" Günaydın kızım" dedi aynı sıcakkanlılıkla. 

Dün ne yaptıysam aynı şekilde başladım. Aradan bir saat geçmişti ki Barış elinde poğaçalarla geldi. Gülümsüyordu yine. 

" Günaydın " dedi bana bakarak. 

" Günaydın " dedim hafif tebessümle. 

" Boğaca aldım. Sıcak çayın var mı? " 

" Var mutfaktan alabilirsin " 

" Ee sen?" diye sordu. Anlamamıştım bende mi istiyordu? Ona anlamadığımı gösteren bakışlar atınca gülümseyip " Sen gelmiyor musun? Diyorum. Kahvaltı ettin mi yoksa?" 

" Ha yok daha edemedim. " 

" Tamam işte. Gel edelim " 

" Yok teşekkür ederim. Daha işim var " dedim yüzü düşmüştü. 

" İş bitmez demedim mi sana? Hadi kırma beni" 

Neden bu kadar yakın davranmaya çalışıyordu? Üstelik evli olduğumu söylememe rağmen. Çok fazla rahatsız oluyordum bu adamdan. O yüzden olabildiğince uzak duracaktım.  

" Gerçekten teşekkür ederim. Aç değilim " 

" Peki Hümeyra " dedi. Alınmıştı. O asık yüzüyle mutfağa geçerken bende işime geri döndüm. Saatler birbirlerini kovalarken yine dün ki yoğunluk vardı. Adam ya çok uyguna veriyordu ya da seveni çoktu. 

Mutfakta yorgunluktan bayılacaktım artık. Dizlerim çok ağrımıştı. Üstelik de açtım. Barış öğlen yemeği için bir kez daha teklif edince reddetmiştim. Ama şimdi düşünüyorum da yanlış bir kararmış. 

Şimdilik son tabağı da kurulayıp yerine koyduktan sonra oturmuştum ki dün de görüp de konuşma fırsatımın olmadığı bir kız gelmişti. 

" Kolay gelsin " dedi içtenlikle. 

" Teşekkür ederim " dedim gülümsedi. 

" Öğlen yemek yemediğini gördüm. Ben de daha yemedim. Bir şeyler yiyelim mi beraber ?" 

" Olur " diye hemen kabul ettim teklifini. İkimiz için de bir şeyler hazırlayıp getirmişti. Yemekleri güzelmiş gerçekten de. Ben iştahlı iştahlı yerken " Aa kusura bakma adını soramadım. Ben Yasemin. Senin adın ne?" diye sordu.

" Hümeyra bende " 

" Hümeyra. Güzel isimmiş. " 

" Teşekkür ederim. Senin ki de öyle." dedim gülümsedi yine. O da yemeğine döndüğü anda Barış girdi içeri. Beni yemek yerken görüce şaşırmıştı. 

" Afiyet olsun?" 

Ben konuşmadım. Yasemin verdi cevabını. 

" Sağ ol Barış." 

" Sana da Afiyet olsun Hümeyra " diye laf attı bana. Kafamı salladım hafif bir şekilde. Tatmin olmadı tabi. Bir de sandalyeyi çekip yanıma oturdu. Yasemin'le konuşmaya başlamışlardı. Bana yakın değildi ama yine de rahatsız olmuştum. 

Tabağımda kalan bir iki kaşık lokmayı da ağzıma atıp ayaklandım. 

" Sana afiyet olsun Yasemin. Ben işime döneyim" dedim gülümseyip kafasını salladı. Ben işime kaldığım yerden devam ederken onlar konuşmaya devam ediyorlardı. 

Yine saatler geçmiş akşam olmuştu. Arada Gül'ü arayıp kızımla konuşmam dışında hiç ara vermiyordum neredeyse. Yıkadığım tabakları dolaplara yerleştirmek için hareketlendiğim anda birilerinin sesini duydum. 

Anlaşılmıyordu tam olarak. Merak da ettiğimden biraz daha yaklaştım. 

" Neden kıza öyle bakıyorsun Barış?" diye soru sordu. Sesinden soranın Yasemin olduğunu anlamıştım. 

" Nasıl bakıyorum Yasemin? " 

" Böyle etkilenmiş gibi. " 

" Saçmalama istersen" dedi güler gibi yaparak. Kimden bahsediyorlardı bunlar ya? 

" Saçmalıyorum öyle mi? Şuan ne yapıyorsun peki? Neden köşede kızı izliyorsun?" 

" Ya Yasemin-" 

" Barış bak ben seni tanırım. Kimseye bakmadın daha önce böyle. Başka bir şey varsa-" 

" Kızım saçma sapan konuşma. Hem böyle bir şey olsa bile. Kız evli. Çocuğu da varmış. "  

" Kabul ediyorsun yani?" dedi. Sesinde hayal kırıklığı vardı. Bir dakika? Bunlar benden mi? Bahsediyorlardı.

" Evet. Beğeniyorum Hümeyra'yı. Sadece o kadar. Hem görmüyor musun? Vebalıymışım gibi kaçıyor benden. Belki de kocasını seviyor. Bilmiyorum " dedi kestirip atar gibi. Şaşkınlığımdan kalakalmıştım. Onları duyduğumu düşünmesinler diye işime devam etmeye çalışsam da aklımda sürekli konuştukları konu dönüyordu. 

Saat 8:30'zu gösterirken yarım saatim kaldığı için mutluydum. İşi aksattığımı düşünmemeleri için son dakikaya kadar çalıştım. Saat sonunda 9 olmuştu. Üzerimi değiştirmeden önce Mehmet amcanın yanına gidip sorsam daha iyi olacaktı. 

Belki yine kalmamı isteyebilirdi çünkü. 

Ellerimi silip kasada oturan Mehmet amcanın yanına doğru yürümeye başladım. Geldiğimi fark edince hafif gülümsemişti. 

" Kolay gelsin Mehmet amca " 

" Sağ ol kızım" 

" Şey saat 9 oldu da. Eğer yoğunluk yoksa çıkabilir miyim? Diye soracaktım " 

" Tabi ki kızım. Eline sağlık. " dedi. Gülümseyerek kafamı salladım. Tam gidecekken durdurdu beni. " Bu arada Melek hanımla da konuştum. Sözleşmen hazır. Yarın gider imzalarız " deyince bir kez daha gülümsedim. 

Mehmet amca benim karşıma çıkan en güzel şanstı. 

" Olur amcam. " dedim o da gülümsedi. Kalbimde umut, yüzümde gülümsemeyle giyinip çıkacaktım ki Barış çıktı karşıma. Gülümsemem yüzümde dondu. 

" Çıkıyor musun? " 

" Evet " dedim düz bir şekilde. 

" Dikkatli ol etraf pek tekin değil " demesiyle kaşlarım çatılmıştı. 

" Sağ ol " dedim yine de. Bir an önce bu konuşma bitsin istiyordum çünkü. Bir şey daha söylememesi için yanından geçip çıkışa doğru yürüdüm. Kapıyı açmamla bu kez de tanıdık bir yüzle karşılaştım. 

O da beni görünce şaşırmıştı. 

" Hümeyra?".....

-------------------&&&---------------------

   





Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 460 28
GERÇEK HIKAYELERDEN DERLENDI!!!! Üniversiteli genç tesettürlü bir kadın. Yedi kızkardeş arasında sevgiyle büyüdü. Üniversiteyi kazanıp okumaya gitti...
45.1K 5.7K 55
"Seksen bir vilayet..." Dedi adam; "Tam seksen bir vilayet seni aradım ..." Kadın,adam için birebir hayatın ta kendisiydi; su gibi, ekmek gibi, nef...
9.2K 388 19
Bir yanda asiliyile tanınmış nefes bir yanda deliliyle tanınmış deli Tahir bakalım bu iki kişinin arasında neler olucak
32.7K 2.2K 52
Her gelen bir şeyler götürürken senden, ben geldim kalbimi emanet ettim sana... Emanet dizisinden bağımsız SehYam hikâyesi... 19.06.2021 Başlama Tar...