Byeol'e ağzım açık bir şekilde bakıyordum. Bu sinirle ayağa kalktım ve Byeol'un elini Jay'den kurtarıp ofisten dışarı çıkarmıştım. "Sen ciddi misin? Seni uyardım değil mi? Byeol senle benim kaderim aynı. Benim başıma gelen olaylar seninde başına gelecek demek oluyor." Byeol elini benden çekti ve bana sert bakışlar atıp konuşmaya başladı. 'Felix sen beni kıskanıyor musun?' Eve biraz olabilirdi. Susmuştum. 'Sadece beni kıskandığından böyle davranıyorsun Felix bey. Evet meleğim olabilirsin. Kaderimiz falan da bnzediği yok. Bu yüzden bu hayat ve seçimler benim bunu kafana sok.' demiş ve beni itmişti.
Arkamdan gelen Jay'e sarılmış ardından elini tutmuştu. Jay bana aşağılayıcı bir şekilde bakmış ve ardından gülümsemişti. 'Felix.' Bu sesin sahibi Bada idi. Bana gülümseyerek bakıyor ve elimi tutmaya çalışıyordu. Elimi hızlıca ondan kurtarmıştım. Ve ona bakıyordum. 'Yemeğe benle gelmek ister misin?' Ona en tiskinç bakışlarımı atmıştım. Zaten beni kurtarmaya Minho hyung gelmişti. 'Hadi gitmemiz lazım Felix.' demiş ve beni çekmişti. Dışarıya doğru adimlaamaya başlamıştık.
'Bada'nın senle ne işi vardı?' Minho hyung'a bakmış ve omuz silkmiştim. Sonra aklıma dank etti. "Minho hyung Bada, Jay'i kullanıyor." dedim. Minho hyung başta gülmüştü ve bana 'Felix kıskançlığın da bir ayarı olur.' daha sonra ciddi olduğumu anlayınca bana baktı. 'Aslında haklı olabilirsin. Bada sana niye yanaşsın diyicem de yakışıklısın. Doğru eğer önceden planlamasa neden bizden biri ile flört etmesin ki?' demişti. 'Bunu iyice bir araştırmalıyız. Ama ilk önce senin bir şey yapman gerekecek. Ve üzgünüm. Ben bunu diğerlerine anlatıp geliyorum.'
Bu konuşma üstünden iki dakika geçmişti ve ben birini bekliyordum. Hemde gelmesini hiç istemediğim birinin. 'Aaaa Felix hadi gidelim~.' demiş ve bana gülümseyen kıza yani Bada'ya bakmıştım. Yalandan bir gülümseme ile ona dönmüştüm. Şu anda onu veya kendimi kesmemek için zor duruyordum. Ama söz konusu Byeol'un hayatıydı. Onun için herşeyi göze alırım. Sırf benim gibi olmaması ve sevdiklerinin yanında kalması. Onlara bakıp, gülümseyip, sarılıp hayatın tadını çıkarmasını istiyorum. Umarım mutlu olur.
Bada ile bir kafenin içine girmiştim. Bu sıra bizden sonra içeri giren ikili ile göz göze gelmiştik. Beni boğan ve bir o kadar sevdiğim ela gözlerle. Bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Ardından karşımda oturan Bada'yı görünce kaşlarını çattı ve bana sinirli bir şekilde döndü. 'Hadi sevgilim gidelim.' Bunu söyleyen Jay sanki bizi hiç görmemiş gibi yapmış 'A sizde mi burdaydınız. Selam.' demiş ve Byeol ile yanımıza oturmuştu. Byeol bana ve Bada'ya ölümcül bakışlar atıyordu.
'Baş başa mı yemek yiyecektiniz? Rahatsız etmeyelim sizi.' Jay'e baktım ve gülümsedim. "Bizim için sorun değil." dedim. Jay'de bana bakıp gülmüsemişti. Aramızda herkesin fark edeceği kadar gergin bir ortam vardı. Gelen garson ile bu ortam az da olsa yumuşamıştı. Daha sonra sipariş vermiştik. Bada lavaboya gideceğini söyleyip kalkmıştı. Aradan iki dakika sonra ise Jay kalkıp aynı şekilde lavaboya gitmişti.
'Senin Bada ile ne işi var? Ve sen nerde kalıyorsun?' Bu defa ona anlamsız gözlerle bakan ben olmuştu. "Hatırlatırım kimse lütfen kimsenin hayatına karışmasın.' Byeol bana daha sert bakmış ve elini masaya vurmuştu. Daha sonra yüzünü asmış ve dışarıyı izlemeye başlamıştı. Bu ikisi neden hâlâ gelmemişlerdi. Bunu Minho hyunga söylemeliydim. Sonunda Bada gelmişti ardından ise Jay.
Yemekleri yemiş ve ofise geri dönmüştük. Artık Minho hyungun yanında oturuyordum. Changbin hyung ile yer değiştirmiştik. Minho hyung bana işin taktiklerini öğretiyordu bir yandan da yanımda ki Hyunjin'in sabah bin bir emek ile yaptığı şaçlarını bozmuştu. Bunun üzerine Hyunjin de benim saçlarımı bozmuştu. Bense Dern bir nefes aldım ve Minho hyungu gıdıkladım. Sonra Minho hyung durdu ve karşıya baktı. Byeol kafasını aniden çevirdi ve önüne döndü. Ardından Minho hyung bir yan gülüş attı ve bana işin püf noktalarını öğretmeye geri döndü.
İş çıkışı Jay gelip Byeol'u almıştı. Minho hyung ise tüm herkesi toplamış ve Chan hyungun evine doğru yürümeye başlamıştık. 'Sizi bugün buraya topla amacımız bu şahıs ve mantıklı açıklamaları alalım Prf. Doc. Dr. Lee Felix.' gülmüş ve kalkmıştım. "Jay ile Bada'nın iş birliği yaptığına inanıyorum. Ve tescilledim." Bunu dedikten sonra hepsi bana anlamaz gözlerle bakıyorlardı. "Bugün Bada ile dışarıya yemek için dışarı çıkmıştık." Bunu duyan Changbin hyung bana baktı ve 'Sen neden Bada ile- ' İzin verde anlatsın çocuk.' Bunu diyen Minho oppa bana göz kırptı ve anlatmam için beni tekrar odak yaptı. 'Devam ediyorum. Bizim ardımızdan Jay ile Byeol geldi. Daha sonra konuştuk yemek sipariş ettik. İlk önce Bada sonra ise Jay lavaboya gittiler. Ben de peşlerinden gidecektim ama Byeol beni konuşmaya tuttu. Yani bu ikisi bir şey için bir arada çalışıyorlar."
Chan hyung düşünceli bir şekilde halıya bakıyordu. Ardından aydınlanmış gibi bana bakmış ve 'Namjoon hyung bu ikisini yeni kampanya için görevlendirmişti. Nerdeyse 1-1,5 ay falan kaldı. Onun için olabilir mi ki?' Chan hyunga dönüp olumlu anlamda kafamı salladım. 'O zaman toplantı bitmiştir beyler hadi evlere dağılalım.' Minho hyungun söylediği ile hepimiz evlere dağılmıştık.
///Yang Byeol///
Jay ile sabahtan beri gelmediğini yer kalmamıştı. Jay ile aşırı eğleniyordum. Şimdi ise bir avm'deydik ve dolaşıyorduk. Daha sonra üst kata çıkmış ve oyun oynama yerlerine girmiştik. Önümüze gelen tüm oyunları denedik ama her seferinde o kazanıyordu. Çok eğlenmiştim. Daha sonra beni arabası ile evime bırakmıştı. Kapının önünde gördüğüm iki kişi ile onların yanına koşmaya başladım. Jeongin bana gülumsemişti ve kolunun altına almıştı. "Siz bu saatte neden dışarıdasınız?" Seungmin bana bakmış ve 'dolaşmak için çıktık. Jeongin evde daraldım dedi ondan.' Jeongin'e döndüğümde Seungmin'i onaylar bir şekilde kafasını sallamıştı. Daha sonra benim eve girmiştik. Jeongin bugün bende kalacaktı. Seung yalnız kalmak istediğinden Jeongin'i bana postalamıştı.
Jeongin ile oturmuş bir anime filmi izliyorduk. Ben ağlıyordum ve beni teselli etmeye çalışan biricik kuzenim de aynı şekilde ağlıyordu. İkimizde birbirimizin göz yaşlarını silmiştik. Jeongin ve bende biraz sakinledik ve etrafı temizleyip be im odama çıktık. Jeongin odaya girdi ve elinde küçüklüğümüze ait olan resmimizin olduğu çerçeveyi alıp yatağa uzandı. Bende yanına oturdum. 'Byeol hatırlıyor musun bir kere beni çok sinir etmiştin bende tutup sana yastık atmıştım. Ama yastık kocamandı ve sen altında bize bağrırken biz Seung ile sana gülüyorduk.' elindeki resmi aldım ve yatağa uzandım. " Unutur muyum hiç. Ertesi gün de ben sizi yorgana sanmıştım ve kurtulamamıştınız. Nasıl eğlenmiştim o gün?" Jeongin bana döndü ve 'Keşke o zamanlara geri dönsekte geri buyümesek. Eskiden büyümek için can atardım ben. Şimdi ise geri küçültmek istiyorum. Bunca sorun ve sorumluluğun altında kalmak istemiyorum.' Bende Jeongin'e döndüm. "İnan bencede sen küçük kalmalıydı gerçi hâlâ öylesin ama." Bunu duyan Jeongin beni gıdıklamaya başlamıştı.
Sonrasında onu durdurdum ve onun kolunu çekip yatağa düşürmüştüm. Ardından bende yatağa girdim. Bu defa Jeongin beni sarmıştı. Ve anında uyumuştu. Ama hâlâ aklımda cevaplanmamış sorular vardı. Bada ile Felix neden yan yanaydılar? Hepsi Jay ile bana nasıl izin vermişlerdi? Zihnim bunları düşünmesini istemeyen uyku beni hapsetmişti ve göz kapaklarımı kapatmıştı.
1067 Kelime
Bayağı uzun oldu.
En sevdiğiniz yer?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Bu fotoyu arkaplan yapacaktım: