AĞIR PSİKOPAT (TAMAMLANDI)

By hicrancelik9

690K 17.4K 1.2K

KAZAYLA GELEN BİR EVLİLİK... BAKALIM GÜZEL KIZIMIZ BU ZOR PSİKOPATA NE KADAR DAYANABİLECEK... »»»»»»»»»»»»»»... More

1.BÖLÜM >TANITIM<
>2.BÖLÜM<
>3.BÖLÜM<
>4.BÖLÜM<
>5.BÖLÜM<
>6.BÖLÜM<
>7.BÖLÜM<
>8.BÖLÜM<
>9.BÖLÜM<
>10.BÖLÜM<
>11.BÖLÜM<
>12. Bölüm<
>13.bölüm<
>14.BÖLÜM<
>15. bölüm<
>16.BÖLÜM<
>17.BÖLÜM<
>18.BÖLÜM<
>19.BÖLÜM<
>20.BÖLÜM<
>21. BÖLÜM <
>DUYURU<
>23.Bölüm<
>DUYURU<
>25.bölüm<
>FİNAL PART 2<
=YENİ KİTAP=

>FİNAL PART 1<

19.4K 537 35
By hicrancelik9

FİNAL BİRİNCİ PART UMARIM BEĞENİRSİNİZ OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM TEŞEKKÜRLER


MULTİMEDİA BARUT


KEYİFLİ OKUMALAR...


Kimi nereye koyduğunu unutmuştu ezra, kalbi yenikti,uzun zaman önce heyecan denen hissi kaybetmişti. Acı vardı hayatında artık,mutlu olmayı unutmuştu,tek mutluluğu vardı artık onun dışında tüm hisleri çekilmişti adeta... Göz yaşlarıyla o yalıdan ayrılalı tam bir yıl olmuştu. Bir senedir dedesi ile beraber mersin'deki çiftlikevinde kalıyordu. Dedesi çok hastaydı ve onun bakımıyla ilgileniyordu. Tabi oğlu doğana kadar. Oğlu iki aylık olmuştu ve ezra biricik oğlunun adını barut koymuştu.Bir yıl öncesine kadar tek amacı yaşama nedeni eğitimi olan ezranın artık tek amacı ve yaşama nedeni oğlu barut olmuştu. Ezra barut'un çantasını omuzuna attığında oğlunu bebek aarabasına dikkatlice yerleştirdi.Barut doğduğundan bu yana iki ay geçmişti.Menderes ailesinden görüştüğü tek kişi melodiydi oda telefonda konuşuyorlardı,kaldığı yeri hiç kimsenin bilmesini istemediği için özellikle 'o adamın' söylememişti.Barut doğduktan bir ay sonra yaser'in annesi aysel hanım ile telefon görüşmesi yapmış ve aysel hanım ağlayarak ezraya torununu görmek istediğini söyleyip yalvarmıştı.'Torunlarını görmek onlarında hakkıydı' diye düşündü ezra, evet gösterecekti bunun için oğluyla beraber istanbula gelmişti,yanlız o aşşağalık herif asla oğlunu göremeyecekti,buna hakkı yoktu, İstanbula gelmeden önce melodi ile konuşmaları geldi aklına

''Barut'u görmek istiyoruz ezra hem annem çok üzülüyor biliyorsun''

''Melodi o adam orada olduğu sürece oraya adımımı atmam''

''İnan bana son bir senedir neredeyse eve uğramıyor bile,çok kötü durumdaydı en son gördüğümde''

''Bilemiyorum melodi''

''İnan bana ve gel ezra annemle babam torunlarını görmek istiyor''

''1 hafta sonra mahkeme var zaten''

''1 hafta erken gel ne olur'' elinden geldiğince yalvarmıştı melodi. Ne yapacağını bilemeyen ezra sonunda kabul etmişti, şimdi de istanbul otogarında melodiyle göz göze gelmişlerdi,melodi koşarak ezraya sarıldı

''Seni çok özledim'' gözleri dolan ezra fısıltı eşliğinde karşılık verdi

''Bende seni çok özledim''melodi sıkıca sardığı kollarını aniden çekti ve bebek arabasına yöneldi

''Hanimiş benim barut'um''bebek arabasından barut'u alıp küçük bedenini dikkatle tuttu ve kokusunu derince içine çekti

''Halan kurban olsun sana mis kokulum'' melodi'ninde gözleri dolmuştu,abisinin çocuğuydu ve abisi oğlunu bu zamana kadar görmemişti,kötü durumdaydı, kendini dağ evine kapatmıştı ve içkiye vermişti. Kendini affedemiyordu bir türlü, yanına gittiklerinde destek olmaya çalıştıklarında ağzından dökülen tek kelime 'Onları kaybettim' oluyordu. Her ne kadar olanlarda haksız olsada abisinin de oğlunu görmeye hakkı vardı, üzüldü melodi, birbirlerini hala seviyorlardı bunu biliyordu ezra'nın gözlerinden de anlayabiliyordu bunu ama olanlar hayatlarını ayırmıştı... Sessiz bir şekilde melodi'nin arabasında ilerlerken melodi her zaman ki gibi susamadı

''Annemle babam barut'u görünce çok sevinecekler''ezra oturduğu yolcu koltuğunda huzursuzca kıpırdandı

''Abin yok evde dimi ?''

''Off ezra yok dedim yaa uzun zamandır eve uğramıyor''

''İyi bari siz baranla ne yaptınız ?''genç kız derince iç geçirdi

''Bildiğin gibi sizin olay olduktan sonra kimseye birşey söyleyemedik herkez biryerlere dağıldı,artık eskisi gibi değil hiç birşey'' sessizce söylenenleri onaylayan genç kadın çoktan mazisinin bir köşesine hapsettiği evin önüne şimdi oğluyla gelmişti. Araba seslerini duyan aysel hanım ve adnan bey kapıdan hızla çıkıp arabaya doğru koştular.Ezra arabadan indiğinde barut'u bebek puset'ine yerleştirip çantasını koluna taktı ve kapıya doğru yöneldiği sırada koşarak gelen adnan bey ve aysel hanıma baktı,gülümsedi,herşey adnan bey'in kazası ile başlamıştı sonrasında barut'un doğumu... Nereden nereye diye düşündü genç kadın...Aysel hanım hızla ezraya sarıldı ve kızı gibi yerine koyduğu ezraya adnan bey ile beraber sarıldılar.


Torunlarını öyle güzel seviyor şevkat gösteriyorlardı ki her an kırılacak bir elmas gibi sahipleniyorlardı.Aysel hanım düşündü biricik torunu oğluna fazlasıyla benziyordu. Adnan bey'de üzülüyordu yaserin dünyalar yakışıklısı oğlunu göremediği için...Yaser ise bunlardan habersiz bağ evinde viskisini yudumluyordu.Genç adam yaşam sevincini kaybetmiş, kalbi yaşananlara yenik düşmüştü.Kollarına dolanan ellerle bakışları ahir'i buldu. Ahir haber yayınlandıktan sonra istanbula yerleşmiş ve olanları öğrenmişti. Amacı yaser'i tekrar kendine aşık etmek ve karısını unutturmaktı fakat bunu başaramayacağını bir süre sonra anladı.Karşısında ki adam aylardır yıkıktı ve neredeyse hiç konuşmuyordu.Böyle olmayacağını bu şekilde kendini mahvederek devam etmeyeceğinin farkındaydı

''Ne var ? Rahat bırak beni''

''Ne ne var yaser ! aylardır kendini burda harap ediyorsun kendine gel artık,pislik gibi davranıyorsun böyle kaçmayı bırak ve oğlunu bul, bu şekilde birşey yapamazsın'' ahirin sözleri üzerine sinirden tüm kasları gerilen yaser, oğlu aklına geldiği anda hiddetle ayağa fırladı

''Neyin savaşını verim ahir ha neyin ? Sevdiğim kadın beni terk edip gitti,evet şerefsizlik yapıp birkaç saniyeliğine de olsa senin büyüne kapıldım, saçma sapan bir öpücüğün hayatıma mal olacağını bilmiyordum anlıyormusun ? Ama ne olusa olsun ne şerefsizlik yapmış olusam olayım oğlumu benden ayırmaya hakkı yoktu anlıyormusun o çocuk benimde çocuğum'' yaser hala deli gibi seviyordu karısını fakat ona oldukça kızgındı 'o benimde oğlum' diye düşündü genç adam. Hayatı bir sene önce bir kaç saniyede darma duman olmuştu.


Ezra aysel hanım ve melodi ile salonda sessiz sakin oturuyorlardı. Barut çoktan uyumuş adnan bey'de akşam yemeğine gelini için kebap mangalını hazırlıyordu

''Aslında biz gitsek iyi olur''aysel hanım telaşla oturduğu yerden doğruldu

''Ezra endişenin yaser olduğunu biliyorum fakat oğlum eve dahi uğramıyor, son bir hafta burada kalın tarunumla son zamanlarımı doya doya harcamak öpmek koklamak istiyorum kim bilir bir daha ne zaman görebileceğim'' bir hafta mahkemeden sonra mersine dönecekti bir daha gelmemek üzere... Nasıl olsa onlardan başka kimse yoktu, bir haftasını otelde geçirecek parası olmasına rağmen onların iyi insanlar olduklarını ve torunlarıyla birlikte vakit geçirmelerinin doğru olduğunu düşünerek cevap verdi

''Peki''sevinçten göbek atacak kıvama gelen aysel hanım ezraya sıkıca sarıldı. Kollarını ayırdığında genç kadını baştan aşağı süzdü, anne olmak ona yaramıştı ve güzelleşmişti,kilo almış ve göğüsleri sütten olsa gerek oldukça dolgundu

''Kilo alınca daha bir güzelleşmişsin'' ezra utana sıkıla başını öne eğdiğinde aysel hanım kıkırdadı. Uzun ve hoş sohbetlerin ardından vakit oldukça ilerlemiş ve hava kararmaya başlamıştı, Bahçe kapısının eve açılan bölümünden adnan bey eve girip elinde ki etlerle gülümsedi

''Haydi kızlar etler hazır''Adnan bey'in hazırlamış olduğu etleri bol kahkahalarla yiyiyorlardı.

''Etler muhteşem olmuş adnan amca ellerine sağlık''

''Afiyet olsun kızım''sofradan kalkmaya niyetlenen ezrayı aysel hanım onaylamadı

''Kızım sen çocuk emziriyorsun biraz daha yesene''sütü oldukça fazlaydı fakat aysel hanımı kırmayıpkalktığı masaya tekrar oturdu.Bu eve geldiğinden beri geçmişşin konusunu açan olmamış ve gerçekten eskisi gibi bir aile sıcaklığında karşılamışlardı genç kadını ve tarunlarını. Ezra minnetle muhteşem güzellikte ki insanlara baktı. Hoş sohbetler, kahkahalar haavada uçuşurken çalan zille herkez başını kapıya çevirdi.Evde ki hizmetli yavaş adımlarla ilerleyip kapıtı açtığında ezra'nın gözleri onunla buluştu, ne yaptığını idrak edemiyordu ve sadece gözlerine bakıyordu, bir sene önceki son sözleri geldi aklına 'Nefes olsan içime çekmem'olanlar aklına geldiği anda hiddetle fırladı oturduğu masadan. Genç adamın gözleri uzun zamandır hasret kaldığı gözlerle buluştuğunda dondu kaldı ! Bu beklediği birşey değildi. Kesinlikle... Sevdiği kadını Ne kadar özlediğini fark etti. Yanlız bir kaç saniye sonrasında kaşları çatıldı, hernekadar olmasada sinirli şekilde bulundukları salona girdiğinde gür sesi villada yankılandı

''Ne işin var senin burda''genç kadın ne yapacağını bilemezken duyduklarıyla bir anda irkildi ve kendine geldi. Tam ağzını açıp birşey söyleyecekken uyuyan barut babasının gür sesine uyanmış ve ağlamaya başlamıştı. Hizmetli barut'u salona getirdiğinde yaser donmuş kalmıştı, bakışları oğlunu bulduğunda yüzünde ufak bir tebessüm oluştu ve oğluna bir adım attı, bunu gören ezra koşarak oğlunun önüne geçti ve gücünün yettiğince yaseri itti

''Uzak dur oğlumdan'' gözleri dolan ezra aynı şekilde sesini yüksetmişti,onu burada beklemiyordu,ani gelişen olaydan ötürü ne iyeceğini ne yapacağını kestiremiyordu. Büyük villada iki gencin bağırışları aileyi korkutuyor ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Yaser bir anda sinirle ezra'nın koluna yapışıp sürükleyerek dışarı villanın bahçesine çıkardı. Şu an yapmak istediği tek şey oğlunun hesabını sormaktı

''O benimde oğlum tek başına yapmışsın gibi konuşma'' genç kadın hiddetle kolunu kurtardı

''O senin oğlun falan değil, sen bizi hiç düşünmedin yaptığın hata ikimizide kaybetmene neden oldu anlıyormusun ? Tabi ne kadar umurundaysa !!!'' suçlu olduğunu biliyordu fakat karşısında ki aşık olduğu kadını bırakamazdı bu sefer olmazdı...

''Hiç birşeyi bilmiyorsun''

''Biliyormusun umurumda değil, bir hafta sonra boşanıyoruz ve sen hayatımdan def olup gidiyorsun''asi karısını baştan aşağı süzdü,dolgunlaşmıştı ve fazlasıyla dikkat çekiyordu güzel göğüsleri,onu şu an altına alıp avazı çıktığı kadar bağırtarak becermek istiyordu. Gözleri karısının dudaklarını bulduğunda 'Dünyanın en çekici ve şehvetli dudaklarına sahip' diye düşündü. Tam yakınlaşacağı sırada ezra arkasını döndü ve eve ilerlerken yaser alay kokan sesi ile karışık sinirle bağırdı

''Boşanmıyorum lan !'' ezra bir terslik olacağını adı gibi biliyordu. Yasere doğru döndü

''Bo.şa.na.ca.ğız''üstüne basa basa söylediği sözler üzerine genç adam da aynı şekilde cevap verdi

''Bo.şan.ma.ya.ca.ğız'' ezra sinir olmuş bir şekilde arkasını dönüp eve gireceği sırada söylenmeyide ihmal etmedi

''Görürsün sen'' yaserin üst dudağı yukarı kıvrıldığında eve girmekte olan sexi karısına aynı şekilde bağırarak cevap verdi

''Görüşeceğiz''genç kadın kendini evin içine atar atmaz kapıyı kapattı ve elini kalbine götürdü.Korktu,korkusuz bir insan olmasına rağmen korktu çünkü onun aldığı yarayı insan vücudunda ki hiçbir yer alamazdı.Bir zamanlar herşeyi olan bu adam şimdi hiçbirşeyi veya çok az şeyiydi. Eskisi kadar değerli olmamalıydı, giden birinin değeri aynı kalabilirmiydi ? Kalmamalıydı... Peki neden kalbi bütün olanlara rağmen deli gibi atıyordu ? Kafayı yemek istiyeceği en son şeydi. Adımları salonda onları bekleyen adnan melodi ve aysel hanımın yanını buldu. Adnan bey'in karşısına geçtiğinde dış kapının sesi duyuldu büyük bir ihtimalle bu yaserdi.

''Adnan amca biz gitsek iyi olacak sanırım oğlunuzun kalıcı''yaşlı adam tam ağzını açıp birşey söyleyeceği sırada yaser buna izin vermedi

''Sen gidebilirsin ama oğlum burada kalacak''sinirle yasere dönen genç kadın büyüklerini aldırmadan sesini yükseltti

''Oğlumda benimle gelecek''

''Hayır burada kalacak''

''Polise şikayet ederim''

''Hahh...Git et,ben onun babasıyım ayrıca adnan amca ve aysel teyzenin zor duruma düşmesini istemezsin''sevdiklerine bakan ezra bunun isteyeceği en son şey olduğunu biliyordu ayrıca gitmesi gerektiğini hissettiğinde kalmamalıydı fakat böyle bir hissin olması gerekirken neden yoktu ? Düşündü... Hamileliğinin ilk ayları geldi aklına çocuğu için olsa gerek iyi davranıyordu o zamanlar ona. 'Acaba çok mu acımasız davranıyorum ?' diye düşündü. Sonuçta babasıydı... Galiba son bir hafta onunla kalmasına izin verebilirdi. Tabi ki de oda oğluyla burada birlikte kalacaktı. Düşünceleri kaç saniye sürdü bilinmez direk adnan beye döndü fakat ayakta ondan başka kimse yoktu 'salaksın ezra' diye geçirdi içten içe, yaser ve adnan bey koltukta yan yana oturmuş yaser kucağında ki oğlunu büyük bir hassasiyet ile tutuyor ve yüzünü inceliyordu. Hiç kimse ezraya bakmıyordu allahtan çünkü yüzünde güzel bir gülümseme olmuştu. Oğlu barut aynı babasına benziyor kendinden başkasının kucağında fazla durmuyor ve huysuzluk çıkarıyordu, şimdiki görüntü ise tam tersiydi barut babasının kollarında fazlasıyla huzurlu ve uysaldı.Bir süre daha onları seyrettikten sonra oğlunu yaserin kucağından aldı

''Karnı acıkmıştır barutun hem saat te baya geç oldu biz artık yatalım''

''Tabi kızım senin eski odanı hazırlattım''

''Herşey için teşekkürler, iyi geceler''

''İyi geceler''



Barut'un ağlama sesi odayı doldururken ezra yerinden sıçradı,oğlunu kucağına aldı ve her sabah yaptığı gibi oğlunun karnını doyurdu. Barut'un karnını doyurup uyuttuktan sonra dışarıdan gelen yağmur seslerini duyunca pencereyi açtı,toprağın taze kokusu ciğerlerini doldururken kafasını pencereden çıkardı ve kokuyu derinine çekti ıslanmasını umursamadan. Yine o geldi aklına, bütün yaşanmışlıklardan sonra kalbine unuttum deyip unutmuş gibi yaşamaya çalışmıştı fakat onu gördükten sonra böyle olmadığını anladı ve lanet etti. Kafasında karınca misali dolanan düşünceler kapısının açılmasıyla son buldu

''Gir''melodi kedili pijamayarıyla içeri girdiğinde bu hali genç kadını gülümsetmişti

''Günaydın hadi kahvaltıya''ezra daha cevap veremeden oğlu ağlamaya başladı

''Oy halam oy gel bakim bana''melodi yeğenini kucağına alıp kapıya yöneldi

''Herkez sizi bekliyor, biz iniyoruz barut aşkımla çabuk gel''

''Tamam''genç kadın daha gardorop'a dizmeye fırsat bulamadığı kıyafetlerini bavulundan çıkardı. Altına ikinci bir deri gibi vücudunu saran kırmızı deri tayt üzerinede beyaz gömleğini giyip saçını gelişi güzel topladı ve odasından çıkıp salona indi. Herkez oturmuş kahvaltısını yaparken yaser masada kucağında ki oğluyla ilğileniyordu,her ne kadar çekinsede yasere doğru yakınlaşıp iki elini açtı

''Barut'u alayıp istersen, kahvaltını yap sen''sevdiği kadının sesini duyar duymaz bakışları onu buldu, karsını yiyecekmiş gibi baştan aşağı süzdüğünde ezra bir anlığına da olsa çıplak olduğunu hissetti.

''Biz karnımızı doyurduk,oğlumla çıkıp dolaşmak istiyorum''ezra bir anlığına panikledi sanki oğlunu birdaha göremeyecekmiş gibi hissetti

''Olmaz''

''Neden ?''genç kadın birşey söyleyeceği sırada aysel hanım böldü

''Kızım bırak biraz dolaşsınlar''kadın bir süre düşündükten sonra kuruntularının boşa olduğunu anladı ve aysel hanıma hak verdi

''Tamam çantasını getirim''hızla yukarı çıkıp barut'un çantasını ve kıyafetlerini aldı,salona inip fazla göz teması kurmamaya özen göstererek oğlunu yaserin kucağından alıp üzerini giyindirdi. Barut'u bebek arabasına yerleştirdiğinde ailecek baba oğulu yolculamak üzere kapıya yöneldiler. Evin hizmetlisi yardım ederek kapıyı açtığında ezra ve ev ahalisi karşılarında hiç beklemedikleri kişiyi gördüler. Gördüğü kişi ile donup kalan ezra'nın ağzından dökülen bir tek cümle olmuştu

''Ahir...''



OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...


TEŞEKKÜRLER...

Continue Reading

You'll Also Like

3.9K 242 22
Hey sen.. Evet sen .. Duydunmu?.. Cam kırıldı.. Paramparça oldu.. Sende o cam gibi ol.. Kırıldıkca keskinleş.. Sana dokunanı kes ve kanat.. Bırakda...
63.6K 5.6K 29
Birbirini Tanımadan Evlendirilen İki İnsan'ın Hikayesi........
167K 996 6
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
940K 23.9K 72
"Beni seviyormusun?" Öfkeden koyulaşmış, gözlerine baktığımda korkudan, titriyordum karşısında. Cevap verecek kadar cesaretli olamadım, çenemde hiss...