KOMİSER BEY | texting ✓

Bởi themeeryy

6M 265K 55K

Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR... Xem Thêm

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6.
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
1 Milyon'a özel bölüm
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.8 / Final 1
5.9 / Final 2
Özel Bölüm

5.7

54K 2.6K 1.6K
Bởi themeeryy

Selamlarrr💖

Son bölümlere giriş yaptık. Bu bölümden sonra geriye 2 bölüm kalıyor. Finali 2 parta ayırıp uzunca yazacağım çünkü final bölümleri önemli oluyor hep.

Çok duygusal hissediyorum Liya için parodi açıldı. Hesabın adını vermek istiyorum şöyle, liyakorh4n diye bir hesap. İsterseniz takip edinizz^^

1000 oy, 1000 yorum (satır arası)

Sınırı diğer bölümü yazıp bitirene kadar ancak dolar diye düşünüp yüksek tuttum ponçiklerim😽

Keyifli okumalarrr nergislerimmm🤍

İg; themeeryy_

***
5 ay sonra.

Bugün hayatımın kalanında yanımda olmasını, hayatımda izi kalsın istediğim adamla güzel bir ilke imza atacaktık.

Derin bir nefes alıp aynadan saçlarımı düzelttim. Boy aynasının önünde, heyecandan mı yoksa gerginlikten mi bilmediğim ama kesinlikle kalp sağlığıma iyi gelmeyen hislerle boğuşurken bekleme odasının kapısı açıldı. İçeri giren kişilere gülümseyerek baktım.

Lale, karnı burnunda her an doğuracak gibi duran Aydan yengem ve sırıtarak Gamze içeri girdiler.

"Ablam," dedi Lale yanıma gelip makyajımı bozmamaya dikkat ederek yanağımdan öptü. Aydan yengem arkadan saçlarımı düzeltirken, "Peri gibisin," dedi. Aynadan ona baktığımda duygusal bir şekilde bakıyordu görüntüme.

Onun duygusallığı bulaşmış gibiydi bana. Bu aralar çok fazla ağlar olmuştum.

Noldu sana Liyoş?

"Acıktım ben ya." Gamze'ye sinirli bir bakış atıp, "Susar mısın?" dedim. Aylardır benden önce evlendiği için bir yanım buruktu açıkçası. Hâlâ babaannemin gösterdiği takı takma töreni gösterisini unutmamıştım. Neyse ki canım kayınvalidem Fulya'm çok daha güzelini yapmıştı.

"Ne zaman başlayacak bu düğün ya." Lale yelpazeyle bana hava yaparken tekrar duvarda ki saate baktım. Barlas neredeydi? Nikah memuru neredeydi ve bizim düğünümüz ne zaman başlayacaktı?

"Sakinleş abla. Otur şuraya." Lale beni iteleyince boşverip koltuğa oturdum. Telefonumu koltuğun üzerinden alıp Barlas'ın sohbetine girdim. Çevrimiçi değildi. Levent abimin sohbetine baktım ama tabii ki çevrimiçi değildi. Göreve gittiğinden düğünüme de katılamıyordu. Kabul başta bu duruma üzülmüş hatta ağlamış olsam da askerdi sonuçta. Sadece kardeşinin düğünü zamanında gitmemişti ki. Asıl önemli olan doğurmasına günler kalan karısının yanında olamayacak olmasıydı.

Canım yeğenim, abimin minik kartalı doğduğunda vereceği tepkiyi deliler gibi merak ediyordum.

Serhat abime baktığımda çevrimiçi olduğunu görünce abime yazdım.

Liya; ABİİİ

Liya; Baksana hemen

Liya; Neredesiniz?

Serhat; SA-NA-NE

Sinirle göz devirip hırsla yazmaya devam ettim. Deli ediyordu beni her seferinde.

Liya; Ya söylesen ölür müsün?

Liya; Geç kalacaksınız farkında mısın?

Serhat; Kardeşim

Serhat; Bunu sana nasıl söylerim bilmiyorum ama söylemek zorundayım

Serhat; Barlas...

Liya; Ne diyon abi ya?

Serhat; Barlas seninle evlenemeyeceğini söyleyip karıya kaçtı

görüldü.

Serhat; Abiciğim sende kabullen yani olmazmış bak o adamdan

Liya; Abi seni parçalayacağım

Liya; Seni öldüreceğim

Serhat; Oh olsun sana bu

Serhat; Geliyoruz birazdan bayılma Feriha

Liya; Pislik

görüldü.

"Senin bu kocanı öldüreceğim," dedim Gamze'ye dönüp sinirle. "Deli ediyor beni."

"Vardır öyle huyları." Tekrar saate baktığımda sadece beş dakika kaldığını görünce gözlerim irileşti. Beş dakika sonra nikahımız kıyılacaktı ve Barlas ortada bile yoktu. Abimle gitmemesi konusunda uyarmıştım oysa onu. Ama abimin ısrarlarına dayanamayıp gitti en sonunda.

"Sakinleş tatlım." Aydan yengeme bakıp başımı salladım ama hiç sakin değildim. Geç kalması durumunda nikahımız kıyılmazdı ve yapılan onca hazırlık boşa giderdi.

Kendi ellerimle yaptığım düğün pastasını zırlayarak yerdim evde oturup.

Kendi düğün pastasını yapmayan gelin de ne bileyim.

Ayağa kalkıp odanın içinde bir ileri bir geri yürürken kapı tıklatıldı. Lale açtığında gördüğüm yüzle nefesimi tutup, "Abi," dedim tamamen şaşkınlıkla.

Levent abim girip kapıyı örttü. Benim yanıma gelmeden önce Aydan'ın alnından ve göbeğinden öptü. Onun gelmeyeceğini düşünmüştüm ama yetişmişti düğünüme. Kollarımı beklemeden boynuna sarıp, "Abi," dedim, sesim her an ağlayacakmışım gibi çıkmıştı.

"Sana ne demiştim," dediği zaman hatırlayıp ikimizde aynı anda, "Ben o düğüne yetişeceğim," dedik. Gözlerim dolduğundan başımı tavana kaldırıp ellerimle hava yapmaya çalıştım. Biraz daha bu yerden kurtulmazsam oturup ağlayacaktım.

Alt dudağımı dişlerim arasına alıp saate baktım. Bir dakika kalmıştı. Gamze'yle bakıştığımızda elimi tutup gülümsedi. Buradan çıkınca kocası olacak abim şahsiyetini öldürmek farz olmuştu.

Herkes yavaşça odadan çıktığında Barlas'ı bekledim. Gelmesi gerekiyordu çünkü aksi takdirde nikahımıza geç kaldığımızdan iptal olacaktı. Ellerimi göğsüme bastırıp derin bir nefes aldım.

Sırtım kapıya dönük olduğundan kimin girdiğini görmedim ama hissettim, varlığını kalbimde hissettim. Gelip tam arkamda durdu. Ellerini omuzlarıma koyup sağ omzuma öpücük bıraktı. Karnımın üzerine koyduğum ellerime ellerini sarıp, "Hazır mısın?" diye sordu.

Cevap vermek yerine hıçkırdım.

Barlas bedenimi kendine çevirip yanaklarımı avuçları arasına aldı. Burnumu sesli bir biçimde çekip, "Hazırım," dedim. Barlas çenemden tutup yüzümü kaldırdı. Başını eğmiş yüzüme bakarken dudaklarında küçük bir tebessüm vardı. Dudaklarını alnıma bastırıp, "Yolumu güzelleştirdiğin, elimden tutup kaldırdığın için minnettarım sana güzel sevgilim," dedi.

Elimden sıkıca tutup kapıyı açtı. Bir elimde çiçeği tutarken gelinliğin tülden etek kısmını hafifçe tutup kaldırdım. Yürümeme engel olmasını istemiyordum.

Davetlilerin önünde nikah masasına geçtik. Sandalyemi Barlas benim için çekip oturmama yardım etti. Duvağı düzeltip derin nefesler aldım. Barlas'a yandan bir bakış attığımda onun hafif gülüşüyle beni izlediğini görmek karnımın güzel bir hisle kasılmasını sağladı.

Bir elimi karnıma koyup aniden hissettiğim sancıyla yüzümü buruşturmamak için zor tuttum kendimi ama bu farklıydı. Neredeyse bir buçuk aydır regl olmuyordum ve regl olduğumu düşünmüyordum.

Nikah memuru başladığı zaman önce bana sorulan soruları cevapladım. Barlas'ta benden sonra yanıtlayıp masanın altından elimi tuttu. Onun dokunuşundan güç aldım, dokunuşu bana güç verdi.

"Siz Liya Korhan, Barlas Karahan'ı hastalıkta sağlıkta bir ömür eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Gülümseyip Barlas'ın elini sıkıca tutarken mikrofona yaklaşıp, "Evet," diye bağırdım. Kalbim yerinden çıkacaktı adeta.

"Siz Barlas Karahan, Liya Korhan'ı hastalıkta sağlıkta bir ömür eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Barlas bekleme gereği bile duymadan, "Evet," diye bağırdı ve salondan bir alkış tufanı koptu. Şahit olarak Lale ve Ufuk oturmuşlardı. Onlarda evet dediğinde defteri imzaladık sırayla.

Ayağa kalkıp defteri aldım. Barlas ellerini kollarıma koyup alnımdan öptü. Hâlâ öpüyor gibi dururken aniden duyduğumuz çığlıkla irkilerek uzaklaştım ondan. Gözlerimi irice açıp baktığımda çığlığın Aydan yengemden geldiğini görüp elbisemi tutarak koştum onlara doğru.

Herkes başına toplanmış bakarken, "Suyu gelmiş bile," dedi annem. Telaş içinde, "Hastaneye gitmeliyiz ambulansı arayın," dedim. Yengemin henüz doğurmasına zaman vardı oysa. Erken gelmek istemişti canım yeğenim bize.

"Kızım bebek geliyor bile." Annemin söylediğiyle herkes sustu. Ne demek bebek geliyor? Levent abim karısının önünde diz çökmüş anneme bakarken, "Beklesin biraz," diye saçmaladı.

Telgraf çekip anne karnından çıkmak üzere olan yeğenime geri girmesini söylesek iyi olurdu. Allah'ım sabır ya.

"Oğlum manyak mısın?" Panikten kimse ne yapacağını bilmiyorken Aydan yengem tekrar bağırınca herkes daha fazla panikledi. Ne yapacağımızı bilmiyorduk ki. Çok amatördük bu konuda.

"Anne aradım ambulansı gelir hemen," dedi Serhat abim stresle. Annem yengemin önünde diz çöktüğünde tüm erkekler arkalarını döndüler. Annem bakıp, "Ambulans gelene kadar bekleyemez," dedi. "Sıcak su bulmanız lazım."

What dedin anne?

Herkesin yüzüne şaşkınca baktığını gören annem, "Gidin de bulun," diye bağırdı. En tuhaf olanı hızlı bir şekilde bulmamız olmasıydı. Yengemi yere yatırıp annem ve babaannem doğuma başladığında midem ağzıma kadar gelmişti. Neye midemin bulandığını bilmesemde oradan çıkıp lavaboların olduğu yere koşarak gittim. İçimde ne varsa çıkardığımda bunun basit bir şey olmadığını ve şüphelendiğim şeyin olduğunu düşündüm.

Ama ben... Hazır değildim buna.

Ellerimi ve ağzımı yıkayıp sakinleşmek için kendimi içten içe teselli ettim. Aydan yengem doğurmuştur belki de şimdiye. O anları görmek istediğimi düşünmüyordum. Korkardım görürsem.

Merak etme ısırmaz Liya.

Sus iç ses Pakize.

Duvar dibine çöküp ağlamamak için kendimi sıktım ama olmadı işte. Bugün bizim için fazlasıyla mutlu bir gündü ama bazı şeyler vardı yolunda gitmeyen. Düşüncelerimi rahat bırakmayan çok şey vardı. Hangi birini düşünmem gerektiğinin farkında değildim.

Tuvaletin kapısı açıldığında burnumu çekip gelen kişiye göz ucuyla baktığımda gelenin Fulya anne olduğunu gördüm. Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalkmaya çalıştım. Buna izin vermeyip çantasını lavabo mermerinin üzerine koyup önüme oturdu.

"Aydan doğurdu," dedi gözleri dolu bir hâlde. Sus çizgisini kaşırken, "Çok güzel bir bebeği var, ambulans geldi sağlıkçı arkadaşlar yardım ediyorlar şu an," dedi yüzüme bakarken.

Cevap veremedim.

Başını sol omzuna doğru yatırıp, "Tereddüt mü ediyorsun?" diye sordu. Hızla başımı sallayıp, "Hayır," diye reddettim sorusunu.

"Neyin var güzelim?" Ona söylesem beni anlardı. Derin bir nefes alıp, "Hamile olduğumu düşünüyorum," dedim. Fulya teyzenin yüzünde ki ifadeye bakarken yutkunup bakışlarımı kaçırdım. Çok şaşırmıştı dediğime.

"Barlas biliyor mu?"

"Ben bile henüz bilmiyorum ki. Şüpheleniyorum sadece." Onunla bu konuları konuşmak gerçekten utanmama neden oldu.

Naneleri yerken gayet normaldi her şey ama.

"Test yaptırdın mı?"

"Henüz değil."

"İstemiyor musun çocuğun olmasını." İşte bu soru başımı kaldırıp ne diyeceğimi bilemez bir hâlde yüzüne bakmama neden oldu.

Çocuğum olsun istiyordum ama korkularım vardı. Lunapark korkumu yendiğim gibi bu korkumu da yenmem lazımdı.

Fulya teyze elini dizime koyup, "Barlas seni asla zorlamaz," dedi güven veren bir tebessümle. Bunu biliyordum.

"Biliyorum."

Fulya teyze sırtını benim gibi duvara yaslayıp yere oturmadan çömeldi sadece. "Barlas baba sevgisi nedir bilmeyen bir çocuk Liya." Fulya teyzenin içimi acıtan sözü bambaşka hissettirdi.

"Ama o çocukları çok sever. Seni de sever. Eğer korkun Barlas'la ilgiliyse o senin yerine bile bakar çocuğunuza. İkizlere benden çok o göz kulak olurdu. Oynatır, uyuturdu. Tereddütün varsa konuşun Barlas'la. Halledin aranızda ki sorunu ama korkma. İnsan bebeği olacağı düşüncesinden korkmamalı güzel kızım."

Fulya teyzeye sıkıca sarılıp, "Teşekkür ederim," dedim. "Her şey için Fulya teyze."

En çok da Barlas gibi mükemmel bir evlat yetiştirdiğin için.

**
Yazar anlatımı.

Lale hastanenin en alt katında kendisini bekleyen adamın yanına giderken küçük bir çocuk kadar heyecanlıydı. Hep böyleydi. Tuğrul onun için sevdiği adamdan fazlasıydı. Onu kendi içinde türlü kalıplar içine sokabilirdi. Seviyordu, sevgisi kendisini bile aşacak kadar fazlaydı hemde.

Aydan yengesi doğurduktan sonra topluca hastaneye gelmişlerdi. Henüz minik yeğenini görmemişti ve çok merak ediyordu. Koridor boyunca ilerleyip arkasını dönmüş, omzunu duvara yaslamış geniş bedeni gördüğünde hızla gidip sırtına sarıldı.

"Bebeğim," dedi Tuğrul Lale'nin elini tutup üzerine öpücük kondururken. Birbirlerine olan özlemleri devasaydı. Tuğrul etrafına bakındı. Görünürde kimse olmayınca Lale'nin dudaklarına oldukça sert ama etkili bir öpücük bıraktı.

"Geldim sana." Söz vermişti Tuğrul. Nefesi yettiğince geleceği ilk kişi her zaman Lale olacaktı. Başını sevgilisinin göğsüne yaslayıp, "Geldin," dedi Lale. Hâlâ az önce ki öpücüğün etkisi altındaydı.

"Aydan nasıl?" Tuğrul henüz kardeşini ve yeğenini görmek için üst kata çıkmamıştı.

"İkiside iyiler ama henüz minik bebeği görmedik." Lale'nin büzülen dudaklarına bakarken Tuğrul kaybettiği kontrol yüzünden kendisine küfür edip, "Birazdan gösterirler," dedi.

"Seni özledim," dedi Lale Tuğrul'un elini tutup çenesini göğsüne yaslamışken. Tuğrul gözlerini indirmiş Lale'nin minik suratına bakıyordu. Lale bedenini biraz daha yaslayınca yanlışla temas ettiği nokta Tuğrul'un gözlerini kapatıp sert bir nefes almasına neden oldu.

Bu kız sınırları zorluyordu.

Lale ne yaptığının farkında değilken hâlâ temas etmeye devam ediyordu. Tuğrul sakin olmak konusunda kendisine bir takım uyarılar yaparken Lale'nin kasıklarına temas eden elinin varlığını yok saymaya çalıştı.

Önünde hiç susmadan konuşan kıza bakarken çenesini parmakları arasına aldı. "Lale," dedi Tuğrul çenesini tutarken. "Özledim seni yavrum."

Lale şimdi susmuştu. İri gözlerini kırpıştırıp, "Bende," dedi ama utanmıştı. Tuğrul Lale'nin alt dudağının kenarını okşarken, "Bu akşam dışarı çıkalım mı? Yada yarın?" diye sordu.

Lale bu teklife heyecanla bakıp, "Olur tabii ki," dedi. Şimdiden ne giyeceğini bile düşünmeye başlamıştı...

"Yukarı çıkalım mı?" diye sordu Lale ama Tuğrul onu durdurdu. Lale'den saklamak istemediği önemli bir durum vardı. Ne tepki vereceğini yada ne diyeceğini bilmiyordu ama söylemezse Lale sonradan öğrenince çok üzülürdü.

"Tuğrul hadi."

"Lale öncelikle söylemem gerekenler var," dedi. Elini tuttu, üzerine defalarca öpücükler bıraktı. Lale'nin saçlarına dokundu. İpeksi saçları okşarken, "Sakin olacaksın ama," dedi başta. Lale'nin sakin olmayacağından emindi.

"Söyle uzatmadan Tuğrul," dediğinde Lale gerginliği sesinden anlaşılıyordu. Şu an Tuğrul onu soluksuz öpmek isterdi ama konu daha önemliydi.

"Ben," dedi ama devamını getiremedi. Bekledi. Zaman tanıdı kendine. Lale'nin güzel yüzüne bakarken ağlamaması için dualar etti. En sonunda sözleri Lale'yi ne denli üzecek olsa da dudakları arasından firar etti.

"Doğu görevine verilmişim."

**
Liya.

Cam pencerenin ardından tüm aile olarak minik bedene bakarken, "Çok güzel," dedim büyülenmiş gibi ona bakarken. Küvezin içinde uyuyordu ve öyle muhteşemdi ki, minik yeğenimin güzelliği karşısında ağlamak istedim.

"Adını ne koyacaksınız?" diye sordu Gamze Levent abime dönüp. Abim oğlunun üzerinden bakışlarını çekmeden, "Aydan belirleyecek ismini," dedi. "İlk çocuğumuzun adını onun koyacağı konusunda anlaşmıştık."

"Aydan yengem ne koymayı düşünüyor?" Serhat abim karısının yanında durmuş gülümseyerek bakıyordu yeğenimize.

"Aman susun," dedi annem gözyaşlarını silip aniden yükselerek. Bu tepkisi hepimizi güldürdü. Düğünümüzün başlamasına yarım saat kalmıştı ve biz hastaneden çıkmamıştık hâlâ. Bu saatten sonra düğün olsa da olurdu olmasa da. Barlas'la evlenmiştik, yengem doğurmuştu. Çifte mutluluk yaşadığımız bir gündü.

"İnşallah ikinci çocuğunuz da kız olur," dedi Şahinaz yengem durgun bir şekilde bakarken. Onun dediğine hepimiz içten içe üzülmüş olsak da yüzüne bakıp belli etmedik. En son düşük yaptığında bir daha çocuğu olamayacağını söylemişti doktor ona. Tek çocuğu vardı ve bir kızı olmasını daha istiyordu.

"Amin," dedi abim sadece. Yavaş yavaş cam önünde ki kalabalık dağılırken geriye sadece Serhat abimler, Levent abim ve biz kaldık. Lale yoktu ve olmayışı meraklanmama neden oluyordu. Sadece iki dakika bakıp geri gitmişti.

Ağlıyordu ve ağlamasının nedenini aşırı merak ediyordum.

"Çok küçük değil mi?" Barlas'ın kulağımın dibinde ki sorusuna gülüp, "Evet," dedim.

"Nefes alıyordur değil mi?"

"Alıyor bir tanem."

"Hareket edebilecek mi peki?" Dayanamayıp güldüğümde, "Yaa Barlas," dedim. Çok tatlı gelmişti gözüme. Yönümü ona dönüp yanağını okşarken bir boğaz temizleme sesi duymamla bakışlarımı Serhat abime çevirdim.

"Dön önüne birader." Serhat abimin zamanında Barlas'a yaptıklarını şimdi Barlas abime yapıyordu. Oh oluyordu pisliğe.

"Ben çok heyecanlıyım lan." Levent abime sıkıca sarılıp, "Allah bağışlasın," dedim. Başımı abimin omzuna yaslayıp küvezin içinde ki yeğenime baktık.

"Levent." Arkamı döndüğümde tekerlekli sandalyeye oturan yengeme bakıp ona doğru adım atacakken Barlas durdurdu beni. Kolumdan tutup kendi tarafına çekerken abimle yengeme baktık.

"Oğlumuz nerede?" Abim yengemin önünde diz çöküp dizlerine öpücük bıraktı. Sonra ellerine, yanaklarına, saçlarına... "Göreceğiz bir tanem," deyip elini tuttu abim. Yengem yavaşça oturduğu yerden kalkarken Serhat abim yardım etti. Camın önünde abime sarılıp duran kadın oğlunu görünce hıçkırıp, "O-orada mı?" diye sordu. Kendi oğlunu işaret etmişti.

Kendimi yengemin yerinde düşündüm bir anlık. Ayakta durmuş kendi çocuğuma bakıyordum. Yanımda Barlas varken ismini beraber koyardık. Ama şimdi bu güzel hayali abimle yengem yaşayacaktı.

"Toprak olsun." Abim cevap vermeden yüzüne baktı. "Toprak olsun adı."

O günün gecesinde hem evlendiğimizi hemde Toprak'ın ailemize katılmasının sevincini yaşamıştık.

***
Liya ve Barlas evlendi imdat🤧🤧

Liya'nın gelinliğini Instagram da paylaştım ama görmeyenler için buraya da koymak istediğimde olmadı. Bir türlü resmi koyamadım. Uğraşıp diğer bölüme koymayı düşünüyorum. Görmenizi isterim Instagram'dan beni takip etmeyenleriniz veya hesabınız yoksa.

Kaldı 2... İki bölüme neler neler yazarım canlar ben💃

Şimdilik gidiyorum geri döndüğümde özleşmeyelim çok olur mu🥺 siz sınırları hemencecik geçiniz. Geç gelmeyeyim okul açılıyor çünkü 😭😭😭 (çok özledim çok)

Sevgiler ve kocaman öpücüklerrrr😽💕💘💗💖🤍💓💝

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

65.6K 2.1K 60
+ O gün ne oldu Leya . - Seni ilgilendirseydi bilirdin zaten + Seninle ilgili olan herşey beni ilgilendirir. - Oysa ne çabuk unuttun senin için bir...
3.2M 131K 96
Azad Karan, yüreğinin tam ortasına kor gibi düşen Nida'nın aşkıyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. Ateşi bir türlü dinmiyordur çünkü Nida onun yanından...
886K 24.2K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterle...