MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEV...

By Huzunbaz

154K 6.7K 4K

"""Gerçek Hayat Hikayesi""" En son ne zaman bir kadını sevdin? Ama öyle öptün, sarıldın, uyudun falan değil... More

1. Bölüm Mustafa'nın Defteri
2. Bölüm Küçüklüğümün Korkusu
3. Bölüm Ortaokula Başlarken
5. Bölüm Ortaokul Bitiyor
6 Bölüm Yaz Tatili!
7. BÖLÜM UZUN YAZ
8. Bölüm HÜZÜNBAZ
9 - Sigaramın Dumanına...
10. Bölüm Heybeli de bir pazar
11. Bölüm Aşk Yeniden
12. Bölüm Lise 1 ve Yeni Başlangıç
13. Bölüm Lise 1 Her Şey Yolunda
14 Bölüm Yeni Çocuk
15. Bölüm Sinem
16. Bölüm Basket Seçmeleri
17. Bölüm Sinem'in Gözyaşı
18. Bölüm Sırt Sırta
19 Bölüm Baba Hasan
20 Bölüm Basket Turnuvası
21. Bölüm Basket Başarısı ve Sonrasındaki Hüzün
22. Bölüm ÜVEY ANNE SUDE
23. Bölüm SİNEMA Sinem ile Baş başa
24. Bölüm Sinem'sizlik
25. Bölüm Katran Gecesi Geceler
26 Meltem ile Randevu
27. Bölüm Zeliha Abla!
28. Bölüm "ÖMER"
29 Sözlü Sınav ve Yaz Tatili Başlar
30- Tersane ve Ben
31. Tersanede Son Gün
32.Yolculuk İçin Hazırlık
33.Sinem'e Yolculuk
34.Sinem'in Köyünde
35.Sen Giderken
36.Son Veda
37.Sinem'den Mesaj
38.Bafra'da Sinem ve Ben
39.Sinem ile Son Kez!
40.Bafra ve Sinem'sizlik
41.İSTANBUL
42.SEHRIN DELİKANLISI KİTAP OLUYOR
43.Duyuru

4. Bölüm ilk Aşk

4.2K 224 79
By Huzunbaz

Kış tatilinin ilk günü ve ben yine erken kalkıyorum. Babam başımda dikilmiş beni dürtüyor. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Bakkala gidip ekmek aldım babam çay demlemiş. Apar topar atıştırıp sofrayı topladım ve inşaata gittim. Yolda kendi kendime söylenip duruyorum " ulan herkes evinde uyuyor popolarında pirelerle bide bana bak " diye. Gidip hemen ziftin altına odun tahta parçası koydum. kibrit yok. Bakkala gittim kibrit alıp hemen yaktım babamı beklemeye başladım. Babam geldi ve bana:


- Bir teneke zifti çıkar salona ser ben başlangıcı yapıp gideceğim sen bugün bir salon birde büyük odanın parkesini döşe. Döşemeden de eve gelme, dedi.


Bende biraz heyecan biraz karamsarlıkla hızla zifti çıkardım yukarı. Babam parkeleri döşemeye başladı. iki sıra döşeme yaptı ve gitti. Ben salonun yarısının ziftini çektim tabi biraz pis çalışıyorum üstüm başım batarak. Ama sorun değildi iş elbisesi sonuçta. Sonunda salonun parkesini döşemiştim ama saat akşama yaklaştı. Büyük odanın başlangıcını yapıp zifti tüm odaya çektim. Bir taraftan zift taşı bir taraftan parke taşı bir taraftan da döşeme yap. Baştan kolay gelse de yetiştiremeyeceğim belliydi. Ben hızlı hızlı parke döşemeye devam ederken ensemde bir acı hissettim. Babam sessizce gelip tokat atmıştı. Nedeni bitirememiş olmam. Bana :


- Bu oda bitene kadar buradasın. Bitirince gelirsin eve.


- Tamam devam ediyorum zaten.


- Bana cevap verme işini yap.


- Benim işim... Sustum


Zaten babamda gitmişti çoktan. Neşesi yerindeydi tabi. Ben saat kaç oldu bilmiyorum seyyar ışıkta devam ettim. Üzerimi değiştirirken kollarım boynum bacaklarım sırtım her yerim ağrıyordu. Seyyarın fişini çektim kapkaranlık. Ben karanlıktan korkuyorum. Bekledim biraz öylece. Sonra ayışığı biraz aydınlattıktan sonra temkinli adımlarla indim katları tek tek. En ufal bi ses duysam ensem buz gibi oluyor hissi. Aşağı indiğimde yarın için hazırlık yaptım tahta parçalarını hazırladım karanlıkta. Sonra yavaş yavaş yürüdüm ıssız sokaklarda. Hava soğuk kimse yok dışarıda o kadar geç olmuş. Sokak lambasına bakıyorum bir kristal parlıyor. Bir tane daha. Kar yağmaya başlıyor ve ilk ben görüyorum diye düşünüyorum. Çok seviniyorum. Her şeyi unuttum. Ne anasızlık ne kadersizlik. Ne yorgunluk var. Sanki o yağan kar kristalleri kalbimdeki tüm acıları silip alıyor benden. Ellerimi açıyorum ellerimin içine düşsün bir tane diye. Sonra artıyor kar kafamı kaldırıp ağzımı açıyorum. dilimi dışarı çıkarıp dilimle kar yakalıyorum. Serin farklı bir tat. Sonra Babam geliyor aklıma geç kalırsam gecem zehir. Zaten geç kaldım kalacağım kadar. Sessizce eve giriyorum babam televizyon karşısında uyumuş. Hemen gidip yatıyorum.

Sabah yine kalkıp işe gidiyorum yine aynı yine koşuşturmaca ve karşılığında hep azar itilip kakılma. zoruma gidiyor hep bu benim babam diyorum. Çevreme bakıyorum herkes mutlu babalar çocuklarını koruyup kollarken benim babam beni eziyor. Bir an önce gelsin ikinci yarı okullar açılsın artık.

Yarın okullar açılacak. O kadar seviniyorum ki anlatamam. Okul kıyafetlerimi ütülüyorum. Çantamı hazırladım. Defterimin biri bitmiş ama babama söylemeye çekiniyorum. diğer kitap ve defterleri yerleştiriyorum çantama. Çantamın kenarı hafif yırtık ama bir şey olmaz işimi görür. Görür görmesine de biri orayı görür de utanırım diye de içerliyorum.

İkinci yarı yıl birinciye göre daha iyiydi. Okuldaki çoğu kişiyle selamlaşır oldum. Hemen hemen herkes birbirini tanımaya başladı. Benim olduğum sınıf biraz nasıl söyleyeyim. Haşarı mı yaramaz mı denir o zamanlar. Biz kendimize psikopat altılı diyorduk altı arkadaş. Okul öğle paydosundayken dolaşıyoruz yine bir gün. Rahman var bizim benim gibi uzun boylu o da. Rahman hafta sonları pazar tezgahında çalışıyor. İyi de para kazanıyor hani. Ferhat var Ferhat'ların çarşıda tarihi hamamı , aile et lokantası , beyaz eşya dükkanı var. Önder kendi halinde ama onunda ailesinin durumu iyi kıvırcık Önder. Mustafa var adaşım onların Kastamonu'lu olduğu için bir ekmek fırını var. Bülent'de benim gibi. Benim gibi dediğim bizim durumumuz iyi babam bir hafta önce araba aldı. Ama bana ne faydası var ki. Sağda solda anlatıyormuş. Ben ne yapıyorsam Mustafa için. Hadi oradan diyorum içimden. Neyse konumuz değil bu. Rahman bir büfeye girdi Marlboro alıp geldi uzun Marlboro birde zippo çakmağı var. Okula yakın bir bilardo kafe vardı arada gider langırt oynardık. Hesap ödeneceği zaman ben o yarım ekmek için babamın verdiği parayı çıkarırdım hep. Ama bana hiç hesap ödetmediler sağ olsunlar. Ama her seferinde bir ezilmişlik. Neyse, hepmize uzattı birer tane. ben almak istemedim zorla bana da verdiler yaktık sigaraları. Bunu nasıl içerler anlamam zaten. Öyle düşünüyorum o zamanlar. Öksüre öksüre kendimi zorlayarak içtim o sigarayı.

O günden sonra her öğlen birer dal içiyoruz. Günler böyle geçiyor. Derslere gir dersleri dinle katılım yapmaya çalış. Matematikte ne kadar uğraşsan da vasat kal. Sözel derlerim iyi ama. Hep iyi olmuştu zaten. Yine bir gün geziyoruz ama artık hep beraberiz. Herkes birbirine bağlı adam satılmaz. Aramıza kız da almıyoruz tabi. Ama ben bir kızdan hoşlanıyorum o ayrı. yine gezerken yaktık birer sigara. sonra okula geldik. Dersler bitti eve geldim. Babam beni evde bekliyor. Ömrüm boyunca babama hakkımı helal etmeyeceğim akşam. Babam elimde bir metrelik bahçe sulama hortumuyla bekliyor. Ben içeri girer girmez başladı beni dövmeye. Önce öyle canım yandık i; sonraları sinir öfke nefretten mi bilmem yanmadı canım. Babam:


- Lan it oğlu it. Seni okumaya gönderdim ben sigara içmeye değil.


- Vur vur baba rahatlayacaksan vur. Çıkar hıncını.


- Susa lan köpek.


- Köpeksem ben sen nesin.

İyice hiddetlendi babam.


- Sus lan.


- Rahatlayacaksan döv.


Ne kadar süre tadına baktı kollarım sırtım bacaklarım o hortumun bilmiyorum. Babam yorulana kadar sanırım. Sonra çıktı gitti evden. Ben banyoya gidip duş almak istedim. soyunup vücuduma baktığımda her yerimin iki parmak kalınlığında morardığını gördüm. Moraran yerler şişmiş. ben dokundukça acıyor. Moraran yerlerde sanki nokta nokta kan damlacıkları var gibi. Girdim suyun altına. Yanıyor morluklar. Dayanamadım giyindim ve yattım. Ertesi gün okula gidemedim. Babam da izin vermezdi zaten. Biri görür babamı şikayet ederse hesabını veremezdi de zaten.

Babamla aram iyiden iyiye soğudu bana hiç para vermemeye başladı. Okul bitti yaz oldu. Yazın başında babamın işleri hafifledi. Bende okula yakın bir lokanta vardı arada geçerken selamlaştığımız. Oraya bulaşıkçı olarak işe başladım. Ellerim buruş buruş oluyordu hep deterjan ve sudan. Ama ordaan yemeğimi yiyordum üç beş lira da kalıyordu bana. Haftalık 80 lira lıp babama 50 lira dedim lokantadaki Mehmet abi benim babamı tanıdığı için o teklif etmişti böyle söylememi. haftada 30 lira kalıyordu bana. Sigaraya başlamıştım bende sırf babama inat. bir haftada bir paket. Yaz tatili bittiğinde 200 liram vardı.

Orta ikiye başladık. Tabi okuldaki ikinci sene biraz daha tanınıyoruz. Kızlar bize serseri derken erkekler delikanlı diyor. Bize imrenen de var nefret eden de.

Bir gün okul çıkışı bir kız gördüm. Allah'ım bu insanmı dedim içimden. Sonra öğrendim orta bire başlamış adı Sinem. Çok hoşuma gidiyor tabi gülüşü , bakışı, hareketleri. Bilmem belki ben aşık olduğum için bana öyle geliyordu. bir gün bütün cesaretimi toplayıp gittim bunların sınıfına. Sinem deftere bir şeyler karalıyor. dikildim başına ve deftere baktım benim resmimi yapıyor.


- Sinem


- Ef efendim.


- Mustafa ben biraz konuşabilir miyiz? halbuki ben çok çekingenim ama öyle kurmuşum ki o konuşmayı yüzlerce kez belkide.


- Şimdi ders başlayacak.


- Olsun gel


- Tamam ama 2 dakika.

sinem peşimden koridorun sonuna geldi oradaki bir kaç kişiyi de uzaklaştırdım ve başladım konuşmaya:


- Sinem ben seni gördüğüm andan beri sen benim aklımı başımdan alıyorsun. Buna ne denir bilmiyorum ama ben senin gözlerinde huzur buluyorum. dedim.


-.....


Sinem konuşmadan yanağıma öpücük kondurup koşarak sınıfına gitti.

O günden sonra hep onu izledim ama uzaktan ne bileyim sanki yaklaşsam ona zarar verecekmişim gibi. Bir kaç kez yaklaşmak istedim tabi. Ama her seferinde gülümseyerek uzaklaştı benden. Orta iki de bitmişti.

O yaz babamın işleri iyi. Bir kaç tane de usta çalıştırıyor. Ben yine işin hamalı. Köpek gibi çalışıyorum. O yaz Sinemler bir aylığına Antalya'ya gidip geldiler. Haberini alıyorum ama yaz boyu göremedim kızı. Yaz tatili boyunca çalıştım belki bir yada iki gün hariç. Ben çalıştıkça vücudumun direnci ve gücü de artıyor tabi. Kendimi aynada izlemeyi sevdiğimden hafif hafif çıkan kaslarım var. Akşamları da şınav mekik hafiften. O yorgunlukla onlarla da uğraşıyorum ama alıştım. Derken yaz tatili bitti. Benim için yaz çalışması bitti tatil başlıyor. O ne ? Sinem değil mi o? :Sinem büyümüş sanki gelişmiş. Göğüsleri belirginleşmiş iyice. Bir kadınsı olmuş ama yanındaki eleman kim?


- Sinem kim bu?


- Kardeşim Soner. Soner bu arkadaşım Mustafa


- Memnun oldum abi.


- Bende Soner. Neyse haydi size iyi günler deyip yanlarından uzaklaştım rahatlamıştım. Ben çok kıskanç biri olduğumu o an anladım.


...


Arkadaşlar biraz rahatsızım o yüzden yazamadım şimdi bile zorlanıyorum yazarken. Kurguya gerek yok hayatı yazarken zor olmasa da sağlık zorluyor. Beğeni ve yorumlarınızı esirgemeyin sizleri seviyorum.

Mustafa E.

Continue Reading

You'll Also Like

174K 8.9K 51
Tuğkan (not delisi) : Aslansın, kaplansın, aşkımsın. Luna Handan : Aşkın mıyım? Tuğkan (not delisi) : Şaka olsun diye.
368K 14.6K 68
(Tamamlandı) 26 yıl önce karışan hayatlar. Ailesinin göz bebeği Naz ve ailesini kabul etmeyen Almiranın hikayesi. Arslanların prenses kızı Naz aslı...
391K 18.8K 27
Siz de yeryüzünde olan bitenin sahte olduğunu biliyorsunuz. Bilmiyorsanız...? O zaman sahteler ve yalanlar, eviniz olur. Dikkat edin, gerçekleri ö...
23.9K 1.1K 13
Timini 2 yıl önce üsteğmenken kaybeden Çağla YAVUZ şimdi ise ailesinin gerçek olmadığını, öğreniyor Yeni bir tim, yeni bir hayat , yeni bir aile Siz...