39.Sinem ile Son Kez!

1.7K 84 30
                                    


        Planlı programlı konuşmak istiyorum. Ama yapamıyorum. Hiç yapamam zaten.

       O an Sinem'in ellerini tutmak istedim. Hem o duyguyu yaşamak hem de tepkisini anlamak için. Tuttum da. Hemen çekti Sinem ellerini. Bana baktı yaşlı gözlerle. O gözlerini öyle göreceğime ölmeyi istedim. O an orada ölmeyi. Yumruklarımı sıktım. Dişlerimi sıktım. İsyan ediyordum haykırıyor deliriyordum. Ama ağzımdan tek kelime çıkmadan. Kalpten, kalbime isyan ediyordum ben. Deli gibi sevdiğim bir kaç santim ötemde dokunamıyorum. Bırak ellerini bile tutamıyorum. Hele o gözler, o ağlayan gözler. O gözyaşları, kalbimi asit damlaları gibi yakarken. O yaşlar yanaklarından süzülüp te masanın üzerine döküldüğü anda orayı dağıtmak istedim. Herkese her şeye karşı gelmek. Her şeye karşı çıkmak istedim.

       Bu sessiz isyan, bu sessiz baş kaldırış. Kendimi zor zapt ediyordum. Ulan diyordum , ulan bu mu adalet . Bu mu kader. Sinem bir şeyler demek istiyor diyemiyordu. Onu o kadar çaresiz görmemiştim, çaresiz ve gözü yaşlı. Görmeseydim keşke. O taparcasına sevdiğim, uğruna gecelerce uyumadığım. Yüzlerce kilometre gelip bir sesine hasret kaldığım. alde görmeseydim keşse seni. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu sanki. Kaldırdı başını bana doğru. Bir yaş daha süzüldü yanağından. Benim de burnum sızladı, gözlerim yandı. Bakışımı kaçırdım ister istemez. Çay geldi o anda. Zamanı mıydı çayın. Sinem tam da bir şey söylemek için kendini hazırlamış gibiyken. Çayımı karıştırırken şekerin erimesini seyrediyordum. Aklımda bin bir türlü düşünceyle. Sonra döndüm Sinem'e :

" Özledim"

" Özledim seni" dedim sessizce. Zor çıkıyordu sesim biraz da titrek.

Hani karşındakinden de beklersin ya. Ben de desin istersin. Bekledim bir şey desin diye. Bunun yerine

" Ben nişanlandım" dedi. Zor duyulur bir sesle. Suçlu bir sesle.

" Babam beni nişanladı. Ben okuyacaktım.  Avukat olacaktım. Babam benim yerime karar verdi. Evimin kadını olacakmışım. " Bunlar nasıl döküldü o titrek dudaklardan. Harf harf, tane tane, zorla.

" Seviyor musun onu peki"

"...."

" Seviyor musun Sinem?"

" Bilmiyorum. Severim , sevmem lazım o nişanlım. Seninle biz bir daha görüşmeyeceğiz. En azından bu kadarını yapmak istedim. Bir bardak çay içimlik te olsa. Elimden gelen buydu. Daha fazlası olamaz. Babam bilse beni öldürür. Allah'a emanet ol. İnşallah mutlu olursun"

       Son cümlesini yarım yamalak söyleyebildi ve kaçarcasına kalkıp gitti. Ben kalkamadım uzun bir süre. Olduğun yere yığılmak nedir onu öğrendim o an. Vücudum erimiş ve oraya yığılmıştı resmen. Ne düşüneceğimi bile bilemiyordum. Aklım karmakarışık. Bir taraftan bırakma onu seviyor seni diyordu kalbim. Bir taraftan da Mustafa oğlum sen hafiften al voltanı, git buralardan diyordu.

       Nasıl gidebilirdim ki. Nasıl uzaklaşabilirdim.
Gözlerimi kapatıp peçeteyle silip kuruladım. O ara Emrah gelmiş. Omuzuma koydu elini:

" Moruk kalk elini yüzünü yıka. Biraz kendine gel. Sonra ne yapacağız konuşuruz"

       Ne konuşacaktık ki. Neyi konuşacaktık. Sinem son kez karşımdaydı. O kadar çok şey vardı ki oysa ona söylemek istediğim. Ellerini tutup gözlerine bakarak söyleyecektim ona, onu nasıl sevdiğimi. Ona olan aşkımı anlatacaktım kendimce. Benim yerime koymasını isteyecektin ondan kendini.

       Dayanamıyorum. Hiç bir şey teselli etmeyecek gibi geliyor beni. Allah'ım bu nasıl bir acı, bu nasıl bir şey. Dayanamıyorum. Şimdi daha iyi anlıyordum intihar olaylarını. Şimdi daha mantıklı geliyordu bir kız için kendini yakanların neden yaktıkları. Ben kimse için ölmem o ayrı ama sevdiğim için yaşarım. Asıl zor olan da bu ya. Aklımdan saniyede binlerce şey geçiyor gibi geliyor bana ve hepside canımı yakan şeyler. Emrah bir sigara yakıp uzattı bana ve karşıma oturup bir tane de kendi yaktı.

" Moruk istersen bu gün burada kalalım. İstersen gidelim"

       Ne diyebilirdim ki. Emrah'a bu gün değil her gün burada kalmak istiyorum diyemezdim ki. Ama asıl istediğim oydu. Sinem'e yakın olabilirdim öyle. Kalabilirdim. Kalabilir miydim gerçekten.

......

Arkadaşlar o anlar ve o duyguları sizlerle paylaştım umarım beni ve o an neler yaşadığımı anlayabilirsiniz.

Saygılarımla. M.E.Y.

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin