Etkili Anlaşma

By sezgisalman

120K 13.8K 5.1K

Seçil'in son zamanlarda ihtiyacı olan çok şey vardı. Ama ihtiyacı olan şeyleri halledebilmesi için asıl tek b... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
İleriden Bir Fragman
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
İleriden Bir Fragman 2
23. Bölüm
24. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm (Final)
34. Bölüm (Son Söz)

25. Bölüm

2.8K 372 119
By sezgisalman

Seçil sabah ölü gibi uyandığında üstünde bir ağırlık vardı. Bu manevi bir yorgunluk ağırlığı gibi değildi. Yorgundu tabii o ayrıydı ama bu ciddi bir fiziksel ağırlıktı.

Aris baya baya üstünde uyuyordu.

"Çüş," dedi sessiz bir mırıltı halinde. Tarihinde ilk kez Aris'ten önce uyanmıştı onda da kalkamıyordu. Adam artık Seçil kaçacak diye nasıl panik olduysa gitmesin diye üstüne yatmıştı.

Yüzükoyun ve derin derin uyuyordu Aris. Sol kolu tamamen Seçil'in üstünden atılmıştı. Kafası onun boynuna gömülüydü. Vücudunun özellikle üst kısmı Seçil'in üstündeydi. Bir anlamda bu güzeldi çünkü sıcak tutuyordu. Camlar açık uyudukları için odada gecenin serinliği vardı. Bu oda güneş de almıyordu bir de. O yüzden ekstra serindi. Bacakları iyice karışmıştı. Seçil'in katiyen dizini kırması bile mümkün değildi. Her ne kadar zor olsa da halinden memnun muydu, evet memnundu.

Gülümseyerek Aris'in saçlarına doğru bakıp hafifçe dağılmış saçları okşadı. Dün gece aşağı inip evlilik konusunda yeni bir anlaşma sağladıktan sonra bir hayli yorucu aktivitelerde bulunmuşlardı. Aris'in hem geç yatıp, hem de gecenin bir köründe o kadar yorulmasından sonra şu an hala uyuyor olması kadar doğal bir şey yoktu.

Aris'in telefonunun titreyerek komodinde gürültü yaratmasıyla, Aris'in şak diye uyanıp kafasını kaldırması bir oldu. Seçil'i de öyle bir korkuttu ki, zavallı kız damağını itmek zorunda kaldı.

"Aklımı aldın!" dedi Seçil. Aris sersem bir şekilde kafasını sallayarak etrafına bakındı. Telefonunu hızlıca eline aldığında, gördüğü isim karşısında gözlerini devirdi. Salı gününe kadar iyi bile dayanmışlardı. Sonra saat gözüne çarptı. "Saat on bir olmuş!" dedi panikle. Ardından daha da bekletmeden telefonu açtı. "Efendim Bengücüm?"

"Aris Bey merhaba, kusura bakmayın rahatsız ediyorum. Etmeyeceğim diye söz vermiştim ama..."

"Sorun yok Bengü, iyi bile dayandın. Salı sabahı oldukça iddialı bir zaman dilimi. Ben dün aranmayı bekliyordum."

"Aşk olsun Aris Bey!"

Aris omuzlarını esneterek doğruldu. Seçil'i biraz daha rahat bıraktı. "Seni dinliyorum. Bir terslik mi var?"

"Bir terslik yok. Sadece bugün Ünal Bey aradı. Özlem Hanım'ı da çıldırtmış. Az önce bir mail atmış size, beni arayıp haber verdi. En kısa sürede incelemenizi rica ediyormuş. Ama bence siz incelemeyin Aris Bey. Vazgeçtim, biraz da o delirsin. Siz niye tatilde delireceksiniz ki!"

Aris gözlerini devirerek Bengü'nün son andaki dönüşüne kendini tutamayıp güldü. "Tamam Bengü, sağ ol haber verdiğin için. Ben bakacağım derdi neymiş. Hallederim ben. Özlem de açmasın onun telefonlarını."

"Peki Aris Bey. İletirim ben. Teşekkürler. İyi tatiller size."

"Teşekkür ederim Bengü, kolay gelsin."

Aris telefonu kapattığı an ofladı. Seçil'i şoka sokacak bir şekilde "S*keceğim bu Ünal'ı da, şirketini de! Bıktım ya!" diye söylendi. Kafasını çevirirken Seçil'in kendisine dehşetle baktığını görünce, onun daha önce kendisini hiç öyle görmediğini anladı. Zaten Aris'in bu terbiyesiz yüzü çok nadir ortaya çıkardı.

"Çok pardon sevgilim. Bu adam cidden sabrımı sınıyor, tutamıyorum kendimi."

"Kim bu adam bu kadar..." Seçil sorduktan sonra ışık hızıyla vazgeçti. "Vazgeçtim, şimdi anlatma. Düşünmeyelim!" Ağır ağır gülümsedi. Seçil gülümseyince Aris de gülümsedi.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın! Bugün ilk kez senin ilk kez uykulu sesini duydum. Kesinlikle çok tatlıydı. Daha sık benden geç uyanmalısın," dedi Seçil de neşeyle.

Aris güldü. "Ben nasıl bu saate kadar uyudum, şaşkınım. Uzun zamandır ilk kez olabilir. Hatırlamıyorum bile bu saatte kalktığım bir günü."

"Eh, dün gece beşte yattık, hatırlatırım," dedi Seçil. "Öncesinde ikimiz de uyumamışız."

Aris bu kez doğrularak gerinmeye devam etti. "Evet, bu doğru. Her anı çok iyiydi. İyi ki de beşte yatmışız. Keşke altıda yatsaydık."

Seçil kıkırdayarak ona doğru döndü. Hayranlıkla Aris'in gerilen ve kasılan çıplak kaslarını izledi.

"Dün gece kulübüne de gidemedik. Bari bu akşam gidelim. Valla içimde kaldı benim."

"Gideriz gideriz. Taze aşk kuşları bize geri bildirimlerini versinler, en güzelini seçer gideriz."

Seçil gözlerini kısarak Aris'e baktı ve ne demek istediğini anlamaya çalıştı. Aris de birkaç saniye ona baktıktan sonra "Dün gece onları duymadın mı?" diye sordu.

"Duydum da... Sarhoşlardı. Hatta bence sadece Burcu sarhoş olabilir. Cihan'ın o kadar sesi çıkmıyordu."

Aris gülümsedi. "Demek üst kata sağ salim varabilmişler, bu da başarı... Burada girişte sevişirken ortalığı yıktılar çünkü."

"NE?!" diye çığlığı bastı Seçil bir anda şak diye doğrulurken.

"Hayatım buna bu kadar şaşıramazsın. Ben baştan söyledim bunun olacağını."

"Ama girişte... girişte seviştiler diyorsun."

"Maalesef çok net duydum. İyi ki üst katta kalmamışız dün gece."

Seçil ağzı açık bir halde yataktan çıktı. Aris de kalkıp dosdoğru tuvalete gitti ve elini yüzünü yıkamaya başladı. Seçil pijamalarını geri giyerken şaşkınlığını koruyarak kafasında konuyu tartıyordu. Sürekli "Vay canına" falan diye söylenip durdu. Aris tuvaletten yüzünü kurulayarak çıktığında ona bakarak gülümsedi.

"Yuva yapanın yuvası olurmuş. Öyle düşün, iyi bir şeye vesile olduk."

"İyi de bunlar yıllardır yüz yüze bakıyor zaten. Şimdiye kadar akılları neredeymiş?"

"Bu işler böyledir. Biz de bir buçuk yıldır aynı yerdeyiz ama bak! Gitar işi olmasa birbirimizi tanıyamayacaktık."

"İyi de biz birbirimizi görmüyorduk bile ama! Sen benim kim olduğumu bilmiyordun hatta. Anca bir ben bakıyorum 'ne havalı adam' diye. Tüm fikrim de o kadardı yani."

Aris çapkınca gülümsedi. "Demek eskiden sadece havalı adamdım, ha?"

Seçil gözlerini devirerek Aris'i sollayıp yanından geçmek istedi. Fakat Aris buna izin vermeden onu belinden yakalayıp durdurdu ve kendine çekti. Seçil onun gözlerine bakarken "Ne demek istediğimi çok iyi anladın sen," dedi.

"Evet. Anladım. Ama diğer konuya ilgimi kaybettim." Aris bir anda eğilip Seçil'i boynundan öpmeye başladı. Seçil gözlerini kapatıp kolayca ona teslim olurken Aris onu kucağına aldı ve tuvalet kapısının eşiğine dayadı. Bir anda sanki az önce bambaşka bir konu konuşanlar onlar değillermiş gibi öpüşmeye başladılar.

Seçil daha yeni giyinmişken işin yine soyunmaya gittiğini fark edince "Buradaki tüm prezervatifleri bitirmemiş miydik?" diye sordu. Dün gece bunun yoksunluğu da yaşanınca odadan çıkıp almaları gerekmişti.

Aris onun vücudunun muhtelif yerlerini öpmeye devam ederken "Hı hı," diye mırıldandı. "Ama bence onsuz da bir şeyler yaparız, dert değil," diye ekledi. Seçil gergin bir heyecanla yutkundu.

Aşağı yukarı on beş dakika sonra odadan çıktıklarında ikisi de yaramazlık yapmış çocuklar gibilerdi. Seçil dikkatle ortalığı kontrol edip asayiş berkemal olduğunu görünce yukarı çıktılar. Üstlerine deniz kıyafetlerini giyip hazırlandıktan sonra geri inip kahvaltı işine girmeye karar verdiler. Tam mutfağa girdiklerinde Aris birden "Kahvaltıyı dışarıda edelim mi? Zaten geç kaldık. Bir şeyler atıştırırız sahilde. Ne dersin?" deyiverdi.

"Cihan'la Burcu'yu bırakacak mıyız?"

"Bir şey olmaz. Ben arabayla gelir alırım gelmek isterlerse. Ama bence istemezler. Onların canına minnet."

Seçil hafifçe güldü. "Peki o zaman! Hadi gidelim de beraber güzel bir gün geçirelim!"

***

Akşamüstü oldukça erken bir saatte eve döndüklerinde, Cihan ve Burcu'yu havuz başında yüksek sesle müzik dinleyip güneşlenirken ve sohbet ederlerken buldular. Cihan saat öğlen bir buçuk gibi Aris'i arayıp nerede olduklarını sormuş, saat anlamında biraz geç kaldıkları için evde takılmanın daha iyi olacağına karar verdiklerini söylemişlerdi.

"İyi görünüyorlar. Gergin değiller." Aris dikkatle sırtları onlara dönük olan ikiliyi inceledi. Biralarını içiyorlar, keyifli ve hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı.

"Neden gergin olsunlar ki?" diye sordu Seçil de. Sessiz konuşuyorlardı ama bağırsalar bile sesleri duyulmayacak kadar müzik vardı evde.

"Pişman olmuş olsalar gergin olurlardı. Ondan."

"Hıı. Anladım."

Aris kapıyı kapatıp direkt olarak havuz başına doğru ilerledi. Seçil de mutfaktan bir su alıp hemen onun peşine takıldı.

"Aaa! Hoş geldiniz!" diyerek karşıladı onları Burcu. Gözlüğünü indirip Aris'i süzdü. "N'aptınız? Nasıl geçti dün akşam?"

Aris imayla karşılarında durduğu ikiliye bakarken gülümsedi. Allah'tan gözlükleri gözündeydi de bakışlarını görmüyorlardı. "Bizim iyiydi valla. Asıl sizinkini sormalı?"

Seçil de suyunu içerek dışarı çıktığında Aris'in yanında durdu. Burcu arkadaşına bakıp "Yalnız ne güzel yandın sen ha! Biraz daha bikini giy, göbeğini falan da yak," dedi.

Seçil gülümsedi. "Şimdi dediğini yaparım."

"Sorum kaynamasın," dedi hemen Aris. Cihan'a çevirdi başını. Cihan tam salağa yatan ifadesiyle "Bildiğiniz gibi işte. Dün de yeni bir bara gittik. Bu kez gittiğimiz yer sahildeydi, bir koyda. Şu Çeşme'deki Aya Yorgi barları gibi bir yerdi. Güzeldi. Kalabalıktı ortam, eğlendik," diye anlattı.

"Hıı. Duydum ben geldiğinizi. Üç buçuk falandı saat," dedi Aris kollarını göğsünün altında kavuştururken.

Bir anda ikilinin beti benzi attı. "Hıı biz sessiz olmaya çalıştık ama... Kusura bakmayın," dedi Burcu. "O kadar duyuluyor muydu?" Halbuki üst katta çok dikkatli olmaya çalışmışlardı.

"Her şeyi net ve berrak bir şekilde duydum valla Burcucum. Ayakkabılarını atışını, çantanı fırlatışını... gülüşlerin zaten."

Seçil arkadaşını izlerken çok eğleniyordu. Aris de çok acımasızdı maşallah.

"Yalnız onlar aşağıda oldu, sen nasıl o kadar duymuş olabilirsin? Yunus musun sen?" dedi Cihan.

Seçil "Yunus ne alaka?" diye sordu.

"Yunuslar iyi duyarlar, ondan diyor." Aris hemen açıkladı. Sonra Cihan'a dönüp "Ben aşağıdaydım o sırada," diye devam etti.

Burcu'nun yüzünü asmış oturduğunu görünce "Nasıl oluyormuş?" diye sordu ona Aris. "Gün geliyor, devran dönüyor."

"Tamam anladık. Ne sen bana ne ben sana, okey miyiz?" dedi Burcu. Fakat o esnada suyunun sonunu içmekte olan Seçil'in parmağında ışıldayan tektaşı fark edince bütün modu değişti. "Aman Allah'ım! Bu neeeeeğ?!" diye bağırarak Seçil'in üstüne atlayıverdi. Seçil korkuyla kaçacak yer ararken Aris'in arkasına saklandı. Burcu yine de onun elini yakalayıp yüzüğe baktı.

"Ne ne n'olmuş?" diye doğruldu Cihan da bir anda.

"Sen bu yüzden mi 'siz gidin biz baş başa olalım' falan dedin bize? Gerçekten aramızdaki ilişkinin boyutunu aşarak sormak istiyorum artık." Burcu şok içinde Aris'e döndü. "Oğlum deli misin sen?" diye bağırdı kendisinden yedi yaş büyük genel müdürüne. "İnsan bir aylık sevgilisine ilk tatilde evlenme teklif eder mi?"

"Ne?!" Cihan'dan çıkan ince sese Seçil şaşkınlıkla baktı. Burcu hemen devam etti. "Aris teklif etmekle kalmamış, bu diğer deli de kabul etmiş belli ki! Yüzüğü taktığına göre... Siz on beş yaşında mısınız ya? Bu nasıl bir kafa?"

Seçil başını kaldırıp Aris'e bakarken "Biz şahitlik konusunda bu ikiliden yardım istemekte emin miyiz? Başka adam bulabiliriz sanki. Çünkü bunlar bu işe sıcak bakmıyorlar gibi hissettim ben," dedi. Aris kıs kıs gülüyordu.

Burcu ağzı açık halde geri çekilip ellerini iki yana açarak arkadaşına baktı. "Şu an kelimelerim kifayetsiz. Resmen kifayetsiz! Sen ne ara nasıl kabul ettin bu teklifi?"

Seçil gülümsedi. "Sen Cihan'la oynaşmaya başladıktan beş dakika kadar sonra."

Aris bu yanıt üzerine kahkahayı basarken Cihan elini yüzüne kapattı. "Bu konuyu kapatabilir miyiz lütfen?"

"Bana uyar, biraz havuza mı girsek biz de? Daha erken," dedi Seçil Aris'e. Aris onaylarcasına başını sallarken Cihan "Onu demedim. Bizim konuyu kapatalım. Sizinkini uzun bir süre kapatamayız," dedi hemen.

Aris plaj çantasında kendi havlusunu aramaya başlayınca Cihan hemen onun yanına gelip eğildi. Sadece onun duyacağı şekilde sessizce "Sen delirdin mi? Ne teklifi ne evlenmesi? Yeminle sıyırdın kafayı!" diye arkadaşını azarladı.

"Öncelikle sakin ol. Bu zaten benim en başından beri aklımda olan bir şeydi. Burada şu an karar vermedim. Geçen haftanın başından beri bunu düşünüyorum ben. İkincisi öyle düşündüğünüz gibi bir durum olmayacak. Bir süre zaten gizli tutacağız. Çözmemiz gereken çok şey var. Ama ikimiz de işi bir an evvel resmiyete dökmek istiyoruz. O kısımda bir sıkıntı yok. İnsanlardan gizleyeceğiz. Sadece siz bileceksiniz."

"Ha yani bir de istemediğimiz sorumluluk omzumuza yüklenecek?"

Aris doğrulup dik dik arkadaşına baktı. "Benim omzumda istemediğim çok fazla yük var Cihan. Birazcık da siz taşıyıverin bir zahmet. Ersin'den kurtulduk, bak başımıza sen çıktın şimdi de. Bu kaç oldu? Üç oldu mu? Valla Burcu senin yüzünden giderse seni çok pis yakarım haberin olsun."

Cihan sitemle gözlerini belertti. "Ben gayet uzak durdum. Bin defa da uyardım. O üstüme geldi. Bu konuda sorumluluk kabul etmiyorum. Ayrıca taş olsa çatlar yani bir noktadan sonra. Hem Burcu öyle bir kız değil. Sıkıntı olmaz. Gayet profesyonel."

"Ben bilmem artık. Uyarımı yapayım da kim n'aparsa yapsın sonra."

Cihan ısrarcı bir şekilde dibinde durup ona bakmaya devam ettiği için Aris "Nee?" diye çıkışmak zorunda kaldı. Döndüğünde kızları ortalıkta göremeyince "Seçiiil?!" diye seslendi.

"Bikiniye geçiş yapıyorum, geleceğiz şimdi!" diye geri bağırdı Seçil. Aris dosdoğru gidip havuza atladı. Küçük havuzda sadece iki kulaç atınca öbür uca varmıştı. Kenara yaslanıp "Bana bir bira getirsene!" dedi Cihan'a.

"Oldu paşam!" Cihan söylense de içeri gidip arkadaşına dolaptan bir bira çıkardı. Aris'e birayı verdikten sonra yanına çöküp oturdu. Ayaklarını havuza sallandırdı. "Sen harbiden emin misin? Bir insan zaten saklayacaksa neden hemen evlenir ki? Evlilik bence tehlikeli bir şey. Hukuki olarak çok fazla detayı var. Seçil'i seviyorum, iyi kız, güzel kız da, bir anda tüm malvarlığını paylaşmayı göze alacağın kadar güvenilir mi?"

Aris Cihan'a sert bir bakış attı. "Sadece bir ayda Seçil'e yaşattıklarım düşünülürse zaten malvarlığımın yarısını yıpranma tazminatı olarak kendisine ödemem gerekiyor."

"Peki neden? Gerçekten çıldıracağım, aklım almıyor!"

"Çünkü seviyorum Cihan! Aklının almayacağı bir şey yok. Çok seviyorum. Hayatım boyunca onu kaybetmek istemiyorum. Hep yanımda olsun istiyorum... Hayatımda ilk kez âşık oldum, ilk kez bir insanla evde otururken, sokakta gezerken, sohbet ederken, susarken, yemek yerken, yürürken, dolaşırken, sevişirken, nefes bile alırken bu kadar uyumluyum. Sıkılmıyorum, garip gelmiyor. Azıcık yalnız kalsam da kafamı dinlesem demiyorum. İkimiz de böyle hissediyorsak neden evlenmeyelim? Sırf evlenmeden önce en az bir iki yıl, ortalama olarak da üç beş yıl beraberlik yaşamak gerektiği için mi? Ben beklemek istemiyorum!"

Cihan bu açıklamadan sonra derin bir sessizliğe gömüldü. Sonraki ilk sorusu "Ne zaman evleneceksiniz peki? Nasıl olacak? Kimse de bilmeyecekse... Yanına... gelebilecek mi?" oldu.

"Ailesine söyleyemediği için gelemeyecek. Bir şekilde idare edeceğiz. Eskisinden daha fazla beraber zaman geçire geçire ailesine söyleyelim dedik. Ama burada asıl sıkıntı benim ailem. Tabii bir de benim düşünmediğim diğer kısım var. Sağ olsun Seçil hatırlatmasa o kısma hiç kafa yormayacaktım."

"Hangi kısım?"

"Ofis kısmı... Birden insanların karşısına evli bir çift olarak çıkarsak bu sorun olabilir."

"Of! Hem de hayvan gibi göze batar. Gerçi bunu bir çözümü yok bence. Sevgili de olsanız sorgulanır, evlenseniz de sorgulanır."

"O yüzden ben önceden gidip konuşacağım. Gerekirse downgrade ile geçişimi talep edeceğim."

"Yok artık!" Cihan bu kez gerçekten yükselmişti. "Artık iyice saçmaladın! Her şey tamam ama bu olmaz yani. Kusura bakmayın fakat burada birinin yeri yurdu pozisyonu değiştirilme zorunluluğu olduğu durumda, bunun uygulanacağı taraf açıkça Seçil. Senin konumundan vazgeçebilmen mümkün değil. İzin de vermezler zaten. Hem sen buralara tırnaklarınla kazıya kazıya gelmişsin. Şimdi downgrade ne demek ya?"

Aris sıkıntıyla alnını ovaladı. "Bilmiyorum Cihan. Bunları gittiğimde konuşacağım. Zaten saklayacağız bir müddet. O ara kafa yorarım."

Kızların da geldiğini görünce sustular. Seçil bikinisine memnuniyetsizlikle baka baka havuza doğru yürüdü. Aris'e bakarak "Bu çok mu açık?" diye sordu. Üçgen bikini üstünü düzeltmeye çalıştı.

Aris ağzı sulanarak Seçil'e bakarken bikini üstünün Seçil'in iri göğüslerine göre biraz küçük kaldığını düşünüyordu ama evde oldukları düşünülürse bir sakınca yoktu. Cihan olmasa üstsüz bile güneşlenebilirdi hatta. Aris'in hoşuna giderdi.

"Burası için sıkıntı yok. Gayet iyisin," deyip göz kırptı. Seçil de üstü başıyla oynamayı bırakıp nazik bir şekilde havuza girdi. "Biraz havuzda takılıp yanayım öyleyse."

Cihan'ın gözlerini kısmış kendisini izlediğini fark edince ürkekçe ona baktı. "Bir sorun yok değil mi?" diye sordu Seçil.

"Yok yok. Düşünüyorum sadece. Ben biraz uyuklayayım en iyisi. Siz takılın havuzda." Cihan bir anda ayaklanarak şezlonguna geri döndü. Seçil havuzun manzaraya bakan tarafında kafasını kenara dayayarak gözlerini kapadı ve suyun üstünde süzülmeye başladı. Aris hemen birasını kenara bırakıp neşeli bir ifadeyle onun yanına kadar geldi. Elini onun karnının üzerinden sırtına doğru dolayıp kendine çekerken Seçil gülümsedi. Aris eğilip onun yanağına bir öpücük bıraktı. "Çok seksi görünüyorsun."

Seçil mutlulukla gülümserken gözlerini açtı. "Sonunda ya! Sonunda şu ahir dünyada bu kulaklar bunu da duydu! Başardım!"

Aris gözlerini devirerek güldü. Kulağına doğru eğilip fısıldadı. "Sen kendine seksi kıyafetler almaya başla, ben her gün birkaç kere sana övgüler yağdıracağım, merak etme." Akabinde kulağından ufak bir ısırık alınca Seçil panikle şezlongdaki ikiliyi kontrol etti. Neyse ki o tarafa bakmıyorlardı.

Aris'in ne eli ne dudakları duruyordu. "Geceyi sabırsızlıkla bekliyorum," diye mırıldandı. Ardından ekledi. "Aslında beklemek zorunda da değiliz. Akşam için hazırlanmaya çıktığımızda da birbirimizin tadını çıkarabiliriz... Hatta! Bu akşam yemeği yeni ikili yapsın, biz de hazır sofraya inelim. Nasıl fikir? O arada sadece sevişiriz?"

"Burcu berbat bir aşçıdır."

"Dışarıdan pizza söylesinler. Beni ilgilendirmez. Bu akşam biz takılıyoruz, onlar çalışıyor." Aris dayanamayıp Seçil'i kucakladığı gibi doğrulttu ve tutkuyla öpmeye başladı. Seçil koala gibi Aris'e dolanıp onun öpüşlerine karşılık verse de diğerlerinin önünde bu kadar yakınlaşmaktan da biraz utanıyordu.

"Her hafta sonunu, hafta sonlarının her dakikasını, iş çıkışlarını, hatta sabahlarını... mümkün olan her anını istiyorum Seçil. Evini otel gibi kullanmak seni yoracak belki ama biliyorum sen de bunu istiyorsun. Sen de her anını benimle geçirmek istiyorsun."

"Evet istiyorum," diye inledi Seçil. Aris'in saydığı kadar bir zamanı paylaşmak ne kadar mümkündü, bilemiyordu ama bunu çok istiyordu. Yaşayarak görmeleri gerecekti.

Orada Cihan'ı ve Burcu'yu görmezden gelip dakikalarca öpüştüler ve sarıldılar. Havuzdan çıktıktan sonra da yere havlu serip ıslak ıslak çimlerde yatarak kurumayı beklediler. Hatta bir ara Seçil yine Aris'in kolları arasında uyuyakaldı.

Hayatının en güzel tatili, daha doğrusu en güzel günleriydi şu günler.

Continue Reading

You'll Also Like

19.7K 468 3
Bir dileğin kabul olur ve hayallerinin gerçeğe döndüğü yerden vurulursun. Bedelini ödemediğin dileğin sahibi olamazsın... Çok şey söylemeye gerek yok...
594K 37.7K 26
Biraz sivri dilli, biraz şüpheci ve biraz da gözü kara kızımız Lal için bir gecede değişmişti her şey. Beklediği doğru adama, büyük bir yanlışın orta...
5.2M 284K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
628K 5K 8
Eski bir hikayemdir. Kore isimleri ile yazdığım ilk hikayelerden. Acemice yazılmış olabilir ama kesinlikle kurgusundan en ufak bir şüphem yoktur. Key...