Jeon Jungkook | KS1

By only_jeon97

17.9K 1.1K 2.2K

Ben Jeon Jungkook. Bu kadarı bile sizin için fazla. [Katil sıralamasında 1.] 18.11.2023 [Army sıralamasında 1... More

-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
-56-
-57-
-58-
-59-
-60-
-61-(F)

-1-

2.3K 37 71
By only_jeon97

Yalın ayaklarıyla bastığı ıslak çimenleri ezerek bedenini muhafaza etmeye çalışıyordu kendince. Giyindiği kabanını çıkarıp elleri arasından bırakırken başını kaldırıp çiseleyen bulutlara baktı.

Sükut-u bu şehrin gazabı, kendi ise kendi düşmanlığının müsteşarıydı. Elini açıp önüne doğru uzatmış yağmaya yeni başlayan yağmur damlalarını avucuna esir etmişti. Gözleri hissettiği huzuruna orantılı kapanıp kendi sessizliğine itaat ederken arkadan duyduğu çocuk sesleri, gözlerini gerisin geri açmasına neden olmuş, buradaki kaybetmek üzere olduğu huzuruna karşı ayakkabılarını giyinmiş kabanını alarak oradan uzaklaşmıştı.

Giyindiği ayakkabılardan çıkan tok ses yanından geçtiği insanların odak noktası olurken şeffaf kemik gözlüklerini düzeltmiş, elindeki şeffaf şemsiyeyi açmıştı. İlerlediği yoldaki insanlar yanlarından geçen tehlikenin farkında olmadan ona herhangi biriymiş gibi bakıyor, bazıları yakışıklılığı karşısında hayranlıkla izliyordu onu.

Gözleri kalabalık arasında dolaşırken gözüne kestirdiği ara sokağa ilerlemiş ruhların dahi terk edeceği türden olan bu sokakta ayakkabılarından çıkan sert sesin yankısıyla ilerlemeye devam etmişti. Sola sapacağı yolda aniden ona çarpan sert bedenle kalakalmıştı. Kendisine göre kısa olan beden tökezlerken sertçe dirseğinden yakalamış olan büyük beden sayesinde ayakta kalabilmişti. Uzamış kahkülleri yüzünü kaplarken o da sahip olduğu şeffaf kemik gözlüğünü düzeltmişti.

Karşısında gördüğü soğuk bakış ve gerilmiş çenesiyle ona bakan bu adam, ürkmesine neden olmuştu.

Büyük olan sınırlarına giren bu küçük tehdide karşı kaşlarını hiddetle çatmıştı.

"Buralarda dolanmamalısın küçük."

Boğuk, sert, ve tehditkâr sesi; kızı içten içe titretirken kolunu çekerek hızla onun yanından geçerek sokağın çıkışına ilerlemişti. Oysa arkasından acıyası bir şekilde sırıtarak yolunadevam etmişti.

Korkaklardan nefret ederdi.

Çıkmaz sokağın sonundaki evine girerken kapı sessizce kapanmış, onun her zamanki hâline eşlik etmişti.

Kabanını askıya asıp tişörtünü banyodaki kirliye atmıştı. Atletindeki kanlara aynada bir süre baktıktan sonra onuda çıkarıp kirliye atmış pantolonu ve iç çamaşırını da peşinden yollamıştı.

Güzel bir duş aldıktan sonra kanlardan tamamen arındığına emin olmuş duşakabinden çıkmıştı. Havlusunu beline sarıp küçük havluyla saçlarını kurulayarak odasına gitmiş üzerini giyinmişti. Bir şeyler atıştırdıktan sonra içkisini alarak salona geçmiş haberleri açıp keyifle sırıtmıştı.

Kendi şaheserinin çoktan ekranlardaki yerini aldığını gördüğünde keyifli bir kıkırtı bırakmıştı sükut-un hakim olduğu salona.

Onların 'cinayet' olarak adlandırdıkları bu şeye yeni bir özel ekip kurulduğu açıklanmıştı.

Bu özel ekibin başındaki kişinin kadın olduğunu duyan büyük beden içindeki kahkahaya engel olamamıştı. Tüm salonu onun alaycı kahkahası kaplarken haberlere bakıp başını iki yana sallamıştı.

"Küçük ahmaklar."

O bir şey yapmıyordu.
Keyfi cinayet işlemiyordu.
Bu sözde 'ülkeyi koruyan' bir takım aptalın beceriksizliğinden dolayı kendi koruyordu ülkesini.
Sonu müebbet dahi olsa kendi yaşadığı hayatı bir başka çocuk yaşamasın diye katlanırdı her şeye...

Günler hızla geçiyordu.
Katili herkes tanıyordu ama kimse onun olduğunu bilmiyordu. Çünkü işini pürüzsüz şekilde hallediyordu. En ufak kusur bırakmadan.
En ufak ize dahi yer vermeden.

Adımlarını emniyet binasının önünde durdururken alayla gülümsedi.

En nefret ettiği, görünce içinde kusma hissiyatı oluşturan, elinde olsa tüm bu şeyleri yakıp yıkacak olan emniyet binasına baktı. Arkasında duran siyah servisle keyfi bir sırıtış attı.

İçinden çıkan ekibin başına koyulan kadın arabadan indiğinde asıl keyfi o zaman ortaya çıkmıştı.

Bu kadın mı alt edecekti onu?

Hayır küçümsemiyordu.
Aksine, bir kadının onu alt edip edemeyeceği ikileminde kalmak hoşuna gitmişti.

İyi bir polis olmasa, onu neden bu ekibin başına koysunlardı?

Ellerini kovuşturduğu göğüsünden indirip kabanının ceplerine koydu ve şeffaf kemik gözlüğünün üzerinden tekrar kıza baktı.

Yüzü çok net değildi.

Kızın aniden ona bakmasıyla yüzündeki sırıtış büyümüştü. Uzaktan bakınca kusursuz ve harika yakışıklılığı çokça masum duruyordu.

Ancak içi yakardı polisleri...

Kızın kaşları çatılırken o daha da sırıtmış ardından başını kendince sallayarak arkasını dönüp oradan uzaklaşmıştı.

Kız ise ne olduğunu çözmeye çalışır gibi arkasından bakmakla yetinmişti. Ve cidden.

Etkisinde kaldığı inkâr edilemezdi...

.

Elindeki usturanın kanlanmış hâline yüzünü buruşturmuş, onun deyimiyle; Leşini akıttığı bedene bakmıştı bir süre.

"Piç."

Dudakları arasından dökülen kelimeyle öğürmüş iğrenç kokuşmuş bu kandan dolayı karnını tutmuştu.

Ortadaki tüm parmak izlerini silmiş, eldivenlerini ve kullandığı aletleri kabanının cebinden çıkardığı poşete koymuştu. Ayakkabılarındaki gloşları da çıkararak o poşete atmış poşeti cebine tıkıştırmıştı tekrar.

Çocuk tacizcisi bu herife tükürmek istesede kendini zor tutmuş ve hızla kabanını giyerek çıkmıştı odadan. Kapıdan çıkması ve biraz ilerlemesinin ardından duyduğu araba sesiyle arkasına bakıp siyah minibüsteki ekibin inişini izledi. En son hızla inen kız etrafını tararcasına baktığında göz göze geldiği adamla duraksadı. Adamın yüzünde beliren tehlikeli sırıtışıyla afallamış kaşlarını çatmıştı.

Bu herifte kimdi?

Adamın önünde beliren kamyon gittiğinde adamda kaybolmuştu. Kız sinir ve şaşkınlıkla kalakaldığında erkek çoktan gülerek kendi yoluna devam etmişti.

.

Bir...

İki...

Üç...

Dört...

Ve kız artık delirmenin eşiğinde kendini bulurken ne yapacağı konusunda ilk kez fikri yoktu.

Her cinayet mahallinde o adamı aynı sırıtışıyla ve aynı kabanıyla görüyordu.

Ama yoktu.

Hiçbir iz, hiçbir delil yoktu.

Şuan göz göze olduğu bu adama doğru hızlı adımlarla yürümeye başladığında adam başını alayla iki yana sallayarak arkasını dönüp yoluna gitmeye başlamıştı.

"Dur orada!"

Kızın bağırışını önemsemeden yoluna devam ettiğinde duyduğu şeyle kaşları hafifçe çatılmış ve durmuştu.

"Korkak herif, sana diyorum!"

Bunu kızın tek savunma mekanizması olarak kullanabileceği şey olduğunun farkındaydı ve bu onu sadece güldürürdü.

Arkasında hissettiği bedenle başını hafifçe sağa yatırarak dönmüştü.

"Katilin sen olduğunu biliyorum. Neyin rolünü yapıyorsun?"

Rol yapmadığını ikiside biliyordu.

Ama öyle ya, kızın sığınabileceği tek şeydi bunlar ve karşısındaki adam bu duruma sadece sırıtıyordu.

"Gel ve gönüllü olarak teslim ol. En azından müebbet yemez yaşlılığını yaşarsın ha? Ne dersin?"

Kızın alaylı konuşmasına karşı hâlâ sessiz kalan bu adam onun sinirlerini alt üst etmeye yetmişti. Elleri cebinde bir şekilde kıza bakmaya devam ettiğinde kız artık bu durumu garipsemeye ve onun bu rahat tavrına karşı ürkmeye başlamıştı.

Adam ise çoktan bir şey demeden arkasını dönmüştü.

"Katil sensin, istediğin kadar kaç."

Kızın kışkırtıcı cümlesine karşı tehlikeli sırıtışı yüzüne yerleşmiş şekilde kıza doğru dönmüş üzerine doğru eğilerek yüzleri arasında milimler bırakmıştı.

"Delilin var mı küçük polis?"

Tehlike barındıran derin ve sakin sesi kızın kaşlarının çatılmasına neden olurken onun etkisi altına bir kez daha girmeye başlamıştı. Erkek olan cevapsız bu kız karşısında aynı sırıtışla geri çekilerek hızla gitmeye başlamıştı.

Kızın hızla atan kalbi onu burada tutup onun arkasından bakmaya zorlarken erkek olan yüzündeki ifadesizlikle evine doğru ilerlemeye devam etmişti.

.

Komiser sert oynamıştı. Görgü tanığı olabilir diyerekten göstermişti onu. Onunla konuştuğu otobandaki kamera kayıtları altında adamın bilgilerine ulaşırken herkes oldukça şaşkındı. Evet hiç delili yoktu, öyleki merkezde falan herhangi bir suç kaydı da yoktu. Gayet normal biri gibi gözüküyordu.

Acaba komiser mi abartıyordu?

Hiç sanmıyordu.

Sokak yetmezmiş gibi bu iki katlı binada onu ürkütmüştü. Sadece onu değil. Tüm ekibi.

Kapıya sertçe vurup polis olduğunu belli eder şekilde seslendiğinde açılan kapıyla gördüğü tanıdık yüz tekrar onu etki altına almıştı.

Siyah tişörtü ve siyah eşofmanıyla ona öylece bakarken hiç çıkarmadığı şeffaf kemik gözlüklerine bakmıştı.

"Görgü tanığı olarak bizimle merkeze gelip ifade vermen gerek."

Bu adamın o sırıtışını tekrar ortaya çıkartırken kız cidden cinnet geçirmeye başlamak üzereydi.

"Hadi ne duruyorsun!"

Yüzlerine kapanan kapıyla oldukları yerde kalırlarken tahammülü kalmayan komiser kapıya vurmaya başlamıştı. Yaklaşık üç dakikanın ardından açılan kapıyla eli havada kalmıştı. Üzeri giyinmiş olan bu adam ona ifadesizce bakarken üzerine doğru bir adım atmış kızın gerilemesine neden olmuştu. Ardından kapıyı kapatıp arabaya ilerlediğinde hepsi şaşkınca birbirine bakıyordu.

"Komiserim, bu adamın katil olduğuna emin miyiz?"

Kız yanak içini dişleri arasında ezdiğinde bir şey demeden arabaya ilerlemişti. Bizzat kendi sanığın yanına oturduğunda adamın ona hiç bakmamış ve soğukkanlı oluşu onun kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Neden böyleydi...

Merkeze geldikleri gibi arabadan inen zanlı, polisleri dahi beklemeden merkeze yürümeye başladığında kız hızla peşinden gitmişti.

"Nasıl bir katilsin sen?"

Adam göz ucuyla ona bakarken sessiz kalmayı tercih etmişti.

Ne inkar ediyor ne de kabul ediyordu. Sadece bir kez konuşmuştu. Ondada delili olup olmadığını sormuş, daha doğrusu ima etmiş susmuştu.

İçeri girdiklerinde herkesin gözü bu genç adamdaydı. Sorgu odasına girdiklerinde kimseyi beklemeden sandalyeye oturan bu adama karşı herkes anlamsızca bakıyordu.

Katil olma potansiyeli var mıydı?

"Bir hafta içerisinde yaklaşık altı kişi öldürüldü. Ve hepsinin suç kaydı bulunuyordu? Bu tesadüf mü? Yoksa bir şeyler mi biliyorsun?"

Adam boş boş baktığında kız çatık kaşlarıyla ona dikkatle bakıyordu.

"Ne bilmem gerekiyor?"

Kız ciddi manada cevap bulamaz ve sinirlenirken adam gayet ciddi ve rahattı. Neydi onu bu rahatlığa sürükleyen?

"Tüm cinayetler yağmurlu bir günde işleniyor. Ve ne hikmetse seni ikidir cinayet mahallinde görüyorum?"

Adam tek kaşını kaldırıp kıza sorgularcasına baktığında kızın içinde ürperti oluşmaya başlamıştı. Kesinlikle bu adamda bir şey vardı.

"Eee yani?"

"Yani bağlantın ne seni ahmak?! Tüm bunlar sana normal mi geliyor?!"

Adam yaslandığı sandalyede doğrulup kollarını masaya dayayarak kıza baktığında kız cidden onu şuan çekip vurabilecek kadar delirmişti.

"Beni sorumlu tuttuğun ve delil diye tuttuğun tek şey iki kez olay yerinde görmüş olman mı?"

Histerikçe güldüğünde onun derin ve tehditvari sesi herkesi ürkütmeye yetmişti. Bu adam oyunu kurallarına göre oynamakta gerçekten iyiydi...

"Siz küçük polislerin delil diye salladıkları şeyler komik oluyor."

Tekrar arkasına yaslandığında herkes onun haklılığıyla sessizleşmişti.

"Eee, neymiş vaka küçük polis? Bizede anlat belki yardımımız dokunur?"

Arkadan başkomiserin anlatmasını söyleyen sesini duyan kız bozulup sinirlensede bir şey demeden elindeki dosyayı katilin önüne attı. Katil ona acıyan bir sırıtışla bakıp dosyayı açtığında kız konuşmaya başlamıştı.

"Her kimse, sende olabilirsin ki seni sana anlatmak bana komik geliyor büyük katil."

Adam, kızın yaptığı misillemeye içten içe gülmek istesede tek yaptığı gözlüklerinin üzerinden ona bakmakla yetinmişti.

"Neyse. Cinayetler sadece yağmurlu günlerde işleniyor ve canice katlediliyorlar. Katil arkasında bir iz bırakmıyor ve sadece suç kaydı olan kişileri öldürüyor."

Katil sırıttı.

"Belkide sizin beceremediğiniz bu iğrençlikleri kendi kendine hallederek hak yerini bulduruyor?"

Kızın kaşları sanki daha çatılabiliyormuş gibi çatıldığında katil dosyayı kızın önüne attı.

"Ben sizin yerinizde olsam. Bırakırdım. Her kimse gereken ibne temizliğini yapıyormuş zaten, öyle değil mi?"

Alaycı gülüşü odada yayılırken kızın gözlerinin tam içine baktı ve bu kızın irkilmesine neden oldu.

"Belki de siz fazla körsünüzdür?"

Herkes sessizleşirken katil ayağa kalkıp kıza ve camın arkasındakilere göz attı.

"Deliliniz dahi olmadan buraya adam tutup getirmeyin, ülkemin polisinin bu yaptığına gülerler aman Tanrı korusun."

Hızlı adımlarla odadan çıktığında herkes olduğu gibi kalakalmıştı.

Evet, sert kayaya çarpmışlardı.

Merkezden çıkan katil sırıtarak yürümeye devam etmişti. Hava çiselemeye, o ise yeni avını bulmaya hazırlanmıştı.

Güney Kore'nin Seul kentinde bulunan tüm suçlu ve pis işlere sahip kişileri illegal yolları tercih ederek elden çıkaran ve hukukun sağlamadığı adaleti kendi sağlamaya çalışan bu adam işini ve oyununu hem ciddiye alıyor hem de çokça iyi idare ediyordu.

Küçük polisi ise onun aradığı katil olduğundan yüzde yüz emin bir şekilde elindeki dosyaya ve dosyada bulunan ad soyad kısmının yanındaki fotoğrafa baktı.

Jeon Jungkook



Continue Reading

You'll Also Like

2K 87 11
Birbirine sonsuza dek bağlanmış olan 2 kalbin hikayesi ...
167K 10.6K 55
YAZDIĞIM İLK KURGU YANLIŞLARIMA DİKKAT ETMEYİNİZ ÇÜNKÜ DÜZELTMEYE ÜŞENİYORUM sorry not sorry babe :') -_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_- Seni he...
29.9K 1.3K 22
Jimin : 24 yaşında ailesiyle yaşıyor yanlarında çalışanlara çok iyi davranan sadece bir kişiye kötü davranan bir gençtir.En yakın arkadaşı tae'dir . ...
165K 9K 58
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..