KAYBET-ME

By best_writerrr

1.8K 1K 1.1K

Babalarının yaptığı yanlışlar onların hayatını zindana çevirdi. Onlar bu zindan hayatını güzelleştirmeye çalı... More

DİKKAT BAŞARILI BİR YAZAR VE HİKAYE GELİYOR!
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
🎊🗣️DUYURU🗣️🎊

BÖLÜM 5

200 119 56
By best_writerrr

YENİ BÖLÜM SİZLERLE😎
BU ARADA BU BÖLÜM BURAK (Koray'ın en yakın arkadaşı) TARAFINDAN ANLATILACAK
YORUM VE VOTE ATMAYI UNUTMAYALIM 💕
KEYİFLİ OKUMALAR 💙

Burak'tan
Gözlerimi telefonumun sesi ile açtım. Koray arayıp Gökçe Teyze'min hastaneye kaldırıldığını söyledi. Hemen kalkıp hazırlanıp alelacele evden çıkmış hastaneye gelmiştim.

Kafamdaki bütün soru lambalarını söndürüp hemen danışmaya gittim.

"Pardon hanımefendi Gökçe Kara'nın oda numarasını soracaktım da. Biraz acele ederseniz sevinirim." Kadını beklerken benim yaşlarımda bir adam danışmaya gelmişti.

"Pardon Gökçe Kara'nın oda numarasını öğrenebilir miyim? Ama acil olursa öyle böyle değil makbule geçer vallahi." dedi. Manyak mı bu adam acaba. Ayrıca bu benim teyze'min oda numarasını neden soruyor ki.

"2. Kat 105. oda efendim."

"Sağ olun" - "Allah razı olsun bacım yaw. Bir saattir bir oda numarasına bakıyorsun. Allah'tan acil dedik acil demesek neler olurdu bilemiyorum gerçekten." Aynı anda konuşmuştuk. Ne gerek vardı bu kadar tantanaya tövbe yarabbim ya. Uzattıkça uzatıyor bide.

"Kardeşim böyle mal mal konuşacağına git de hastanın yanına belki çok olmasa da bir işe yararsın" kadın da bir çirkef çıktı.

"Her neyse senin bu hakaretlerin den sonra seni şikayet etmem gerekiyor ama olsun. Acıdım sana biraz daha böyle inekler gibi böğürürsen zaten işten atılırsın. Bu yüzden bu günaha başkası girsin. Benim girmeye pek bir niyetim yok." deyip kadına göz devirip gitti.

Bu adam resmen bir harika dostum. Belli ciddi ve ağır biri ama neden böyle davrandığını anlamlandıramadım.

"Şey dostum bir şey soracaktım da" dediğimde bana baktı.

"Tabi buyrun ama lütfen hızlı olun görmem gereken bir hastam var da." bak işte şimdi ciddi biri idi.

"Sen Gökçe Teyze'yi nerden tanıyorsun. Yani kusura bakma ama odaya girmeden önce sormam gerek."benim ondan şüphelendiğim gibi sanırım o da benden şüphelendi. Kaşlarını çattı.

"Adınızı öğrenebilir miyim?"dedi şimdi ne yapacaksın benim adımı be adam?

"Siz içerden kimseyi tanıyor musunuz?"dedim onun kaşları havalandı.

"Sanırım biz sağlıklı bir diyalog geliştiremeceğiz. Ama sanırım içeridekileri tanıyorsunuz. Bu yüzden size kendimi tanıtacağım. Tabi sizde tanıtırsanız."kafamı olumlu anlamda salladım. Bu yüzden sözlerine devam etti. "Ben Görkem Arslan." dedi. Yarabbim ben bunu ne yapayım yaw. Adam gibi soru cevaplamayı bilmiyor mu?

"Ben de Burak Özdemir. Ee ne oldu şimdi?"dedim. Görkem'in kaşları havalandı.

"Ha sen Koray'ın arkadaşısın değil mi? Ben seni biliyorum. Ben Caner'in en yakın arkadaşıyım. Şimdi de üvey annesini görmeye geldim."

"Tanıştığımıza memnun oldum. Ama yanlışınız var. Ben Koray'ın arkadaşı değil en yakın arkadaşıyım."diye gereksiz bir düzeltme yaptım. Sanki herkes bilmiyormuş gibi! Görkem anında gerçekçi bir gülümseme ile elini bana uzattı. Hemen elini tutup sıktım.

"Bence biz çok iyi anlaşacağız." dedi. Bence de ama onun bunu bilmesine gerek yoktu.

"İyi o halde buyrun artık içeri girelim." dediğimde kafasını olumlu anlamda sallayıp önüne dönüp yürümeye başladı. Tabi bende onu takip ettim.

Odayı bulana kadar anamız ağladı ama olsun. Sonuçta bulduk. Hemen uzanıp kapıyı tıklatım. Bir süre ses gelmeyince açtım ve içeri girdik.

İçeri girer girmez gözüm Sena'mı aradı ama yoktu. Bu yüzden Gökçe Teyze'ye geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Sonra bizimkilere selamlaştım. Sonra üvey kardeşlerle tanıştım ama Sena hâlâ ortalarda yok. Nerde bu kız?

Ben tam yanımdaki Buse'ye Sena'mı soracaktım ki. Kapı açıldı ve Sena'm içeri girdi. Ohh be gözümün nuru. İçeri girdiği gibi gözleri beni buldu.

"Sülo?"

"Cevriye?" dedim onun tepkisine karşın. Sonra konumuzu daha fazla uzatmadan elindekileri önümüzdeki sehpaya bıraktı. Oturacak yer aradı ama bulamayınca öylece kalakaldı. Sena hanım acaba ben sizi ayakta bırakır mıyım? Ayağa kalktım.

"Gel buraya otur" deyip kalktığım yeri ona gösterdim. Aniden gözleri gözlerimi buldu. Öyle delici bakıyordu ki. Ödüm koptu. Kız o nasıl bakışlar?

"İstemez"deyip kestirip attı.

"Sena saçmalama istersen. Otur şuraya delirtme beni." dedim ciddi ve sert bir tonda. Sesimin sertliğini fark etmiş olacak ki geçip oturdu. Bende bunu fırsat bilip koltuğun başlığına oturdum. Gözleri anında beni buldu.

"Ne var ayakta mı oturayım?" dedim. Gözlerini devirerek önüne döndü. Şu kızın göz devirmelerine bile hastayım bee... Bana karşı niye hiç yumuşamıyor? Gülümseyip odadakilere bir göz gezdirdim. Hepsinin odak noktası biz olmuştuk. Ne var lan?

"Birşey mi oldu? Niye öyle bakıyorsunuz?" dediğimde hepsi kafasını başka yöne çevirdi.

Caner'in gözleri tam karşısına bakıyordu. Kime bakıyor diye baktığımda Ayça da ona bakıyordu. Sonra gözlerini devirerek önüne çevirdi. Ama Caner hala ona bakıyordu. Sonra gülümseyip bakışlarını pencereye çevirdi. Sonra bakışlarım Caner'in yanına kaydı. Görkem ve Merve yan yana oturmuş birbirlerine kısa kısa bakışlar atıyorlardı. Korayıma baktığımda annesinin yanında nişanlısı ile saygıdan dolayı konuşmamaya karar vermiş gibi Gökçe Teyze'ye kısa kısa bakışlar atıp Buse'ye kaş göz hareketleri yapıyordu. Dayanamadım ve çenemi açtım.

"Bana öyle bakıyorsunuz ama hiçbirinizin benden bir farkı yok gördüğüm kadarıyla." Sena bir anda kahkalarla gülmeye başladı. Ona baktığımda öyle güzel gülüyordu ki. Gözlerim öyle ona baka kaldı. Koray bir anda yalandan öksürünce mesajımı aldım ve Koray'a döndüm. Bana 'aptal herif' der gibi bakıyordu. Omuz silkip önüme döndüm.

*****

Gökçe Teyze'mi artık taburcu ettikleri için onu Gülnaz Teyze'nin evine bıraktık. Şimdi ise bizim aşk böcüşleri ile takılmaya gidiyorduk. Neymiş efendim hep birlikte hareket edeceğimiz için birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyormuş ve bunun için de birlikte vakit geçirmemiz gerekiyormuş. Ben bunun yerine gidip video çekip atardım. Takipçilerimde mutlu olurdu.

Zaten uzun zamandır hiçbir sosyal medya hesabımda aktif olamamıştım. 5 ay önce apar topar yurtdışına çıkmam gerektiği için hiçbir şeye zaman ayıramadım.

Geldiğimizde hepimiz arabalarımızı park ettik. Gidip bir kafeye oturduk. Bir kadın bize doğru geldi sanırım garsondu.

"Siparişlerinizi alabilirmiyim efendim?" deyip benim gözümün içine bakıp salak salak gülümsedi. Hemen bakışlarımı Sena'ya çevirdim. Yanıma oturmamak için Görkem'i yanıma doğru ittiği için karşımdaki boş yere oturmuştu. Kaşlarını çattı. Sonra bana baktı ona baktığımı gördüğü zaman kaşları eski halini aldı.

"Canım bizde varız burda. Sen böyle her masadan gözüne birini kestirip diğerlerini yok mu sayıyorsun?" dedi. Hâlâ beni kıskandığını gördüğüm için keyfim yerine geldi. Yüzümde güller açtığına yemin edebilirim. Gözüm hala Sena'da iken. Bir kez daha konuştu.

"Bence amacından şaşmadan bana çilekli yaş pasta ile soğuk portakal suyu getirebilirsin?" dedi gözünü hiç kızdan çekmeden. Gözüm hala Sena'dayken Bakışları yine bana döndüğünde kaşları çatık bir şekilde bir bana bir de arkama bakıyordu.

Arkamı tam dönecekken bir kol bakış açıma girdi. Masaya baktığımda bir kağıt gördüm. İçini açıp baktığımda bir numara bir de İnstagram hesabı vardı. Kafamı kaldırıp arkama baktığımda garson kızın bana beklenti içinde baktığını gördüm. Sena'ya döndüm arkasını saldalyeye yaslamış. Kollarını birbirine kenetlemiş kaşları çatık bir şekilde bana ve kıza bakıyordu.

Bu nasıl bir saçmalık? Bunun için beni suçlamayacaktı değil mi? Kıza döndüm hala aynı şekilde bana bakıyordu. Acayip derecede sinirimi bozdu. Ayağa kalkıp biraz uzakta durdum.

"Al şu saçma sapan şeyi. Elimden bir kaza çıkmadan defol git yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." kıza öfke dolu gözlerle baktım. " Ya da istersen şöyle yapalım. Sen önce sana verilen sipariş olan çilekli yaş pasta ve soğuk portakal suyunu getir. Ya da ne yap biliyor musun?Başka birini buraya yönlendir. Daha sonrasında kaybol gözüme bile görünme. Bizim ile ilgilensin. Anladın mı? Gerçi bir sorunun yoksa anlarsın zaten. Hadi."

Kız Sena'ya kötü bir bakış atıp gitti. Aslında kullandığım laflardan dolayı pişmanlık beslemem gerekiyor. Ama ben öyle birşey hissetmiyorum. Yerime oturdum.

"Şekerim kızı niye öyle tersledin. Kız ile gayet yakışırdınız aslında. Yazık oldu. Bence başka biri olmasa kızı öyle terslemezdin." Görkem'e ters ters baktım. Sena bir anda ayağa kalktı. Arkasına bile bakmadan yürüdü.

"Güzelim nereye? O kadar ısrar ettin buraya gelelim diye. Buluşma güzeldi aslında." Koray ordan gülerek boş yapmaya başladı. Buse ve Ayça da ona katılıp gülmeye başladı.

"Kardeşim sen ne boş bir varlıksın ya." deyip Sena'nın peşinden koşar adımlarla ilerledim. Arkadan birşeyler zırvaladılar ama dinlemedim. Sena'nın kolunu tutup kendime çevirdim.

"Ne var?"

"Güzelim yapma böyle ya."

"Ben hiçbir şey yapmıyorum. Gerçi benim böyle birşeye hakkım da yok ya neyse." Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım.

"Ne alaka şimdi?"

"Sen demiştin ya bana. Bence gayet de haklıydın."

"Uzun konular bunlar. Gidip bir yerde konuşalım." Kaşlarını çatıp gözlerimin içine derince baktı.

"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok." dedi. Gözlerinin dolduğunu gördüm. Damlalar gözlerinden yavaş yavaş akıyordu ve ne ben ne de o hiçbir şey demiyorduk öylece birbirimize bakıyorduk. Bu sessizlik beni rahatsız ediyordu. Sena yine arkasını dönüp yürümeye başladı. Yine gidip kolunu tutup kendime çevirdim. Bildiğin ağlıyor şu anda.

"Sena'm bak ağlama. Dayanamıyorum kızım. Niye yapıyorsun bunu bana?" dediğimde hiç benden tarafa bakmadı. Gözleri hep başka yerleri tarıyordu. Demek ki konuşmak istemiyordu. Neyse ben seninle başka zaman konuşucam zaten. Şimdilik ortamı germenin ve onu kendimden uzaklaştırmanın hiçbir manası yok.

"Tamam. Anladım ben seni. Çilekli pastanı ve portakal suyunu içmedin. Bari gel onları..."

"Hiç gerek yok. Biz ona yediririz Burak o yüzden sen o arkadaşlarının yanına git." arkamı döndüğümde Buse, Ayça ve Merve hemen arkamda durmuşlardı. Sena kolunu elimden bir anda çekti.

"Hadi o zaman gidelim biz kızlar." deyip yanımdan çekip gittiler. Tabiri caizse ortada mal gibi kaldım öyle.

"Şşşt Burak gel lan buraya. Senin yüzünden bizde ortada kaldık zaten." Onların yanına doğru yürüdüm. Sena'nın sandalyesini çekip oturdum. Hepsinin yüzüne teker teker baktım. Benimle dalga geçecek halleri yok gibiydi. Sanırım gerçekten onlarda terk edildi.

"Ee siz niye terk edildiniz?"dedim gülerek. Bana öyle bir bakış attılar ki hemen susmak zorunda kaldım. "Peki tamam. Ee bari anlatın lan. Sen Ayça'yı sende Merve'yi gözüne kestirmişsin." Görkem hayretle gözümün içine baktı.

"Lan o kadar mı belli ediyoruz be." Başımı 'e yani' der gibi salladım. "O zaman ben önce anlatayım. Sonra da siz anlatırsınız oldu mu?" soru sorup hiç cevabını beklemeden anlatmaya başladı.

"Şimdi ben Merveyi seviyorum. Bu arada 'Caner seni niye şu anda öldürmüyor?' diye sakın sormayın. Çünkü zamanında dayağımızı da yedik evelallah. Ama işte eniştesi olursam onu öldüreceğimi de bildiği için istemiyor sıpa."deyip Caner'e baktı. Caner ona ters ters bakarken anlatmaya devam etti.

"Merve de başka bir herif ile sevgili idi işte. Yani beni sevmiyordu. Ee kız istemiyorsa zorlamanın anlamı da yok. Bana 'benden uzak dur' falan dedi. Zaten söylemeseydi bile uzak dururdum. Öyle işte şimdi sen anlat bakalım Burak'cığım. Seni dinliyorum bebeğim." Kaşlarımı çatıp ona baktım. Ama olsun beni sinirlendirmek için yapıyor bunu. O yüzden tuzağa düşmeyeceğim. O zaman artık anlatalım bakalım.

"Ya biraz kardeşe yamuk gibi görünüyor olabilir de beni de biliyorsunuz işte. Bizim Cevriye'ye aşık oldum Bu arada bende Koraycığımdan bir güzel dayağımı da yedim tabi. Koray bana 'sana güveniyorum. Kardeşim sana emanet' falan dedi. Lan madem bana güveniyorsun. Ve emanet ediyorsun. Niye dövüyorsun değil mi? Her neyse konumuza gelirsek. İşte açıldım ben Cevriye'me o da bana karşı boş olmadığını söyledi. Sonra biz bir ay gayet mutluyduk. 1 ay sonra babam aradı. Fransa'ya dönmem gerektiğini kendisinin çok hasta olduğunu abimin de başka işlerle uğraştığını ona yardım etmem gerektiğini falan söyledi. Ben de dönmek istemediğimi söyledim. Yeni Cevriye'me yeni kavuşmuş iken bide Koray'la da ayrı düşmek istemediğim için ret etmiştim. Bide şöyle birşey var siz bilmiyorsunuz tabi. Annem ve babam boşandılar. Annemi babamdan kat ve kat daha çok seviyorum. Babam işkolik bir adam. Abim de onun gibi ama mafya bir işkolik. Daha onları anlamlandıramadım. Bir gün abim ile kavga ettik. 'Bana yardım et' dedi bende reddettim. Ben adam falan öldüremem. Onların ailelerinin günahına giremezdim. Düşünsene onun yolunu gözleyen küçük çocukları, karısı veya annesi hiç fark etmez. 'Yapamam'dedim öyle kavga ettik. Babam da ben mi? Abim mi diye düşünmeden abimi seçti. Beni de evden kovdu. Ama üzülmedim çünkü bende onları istemiyordum. Annemi de alıp buraya geldim. Ben Fransa'ya dönmek istemediğimi ve ikisine de yardım etmek istemediğimi söylediğimde beni tehdit etti. İşte 'gelmezsen o annen olacak karıyı da o kardeşim diye sevdiğin o çocuğu da onun kardeşini de gebertirim. Hayatta kimsesiz kalırsan belki benim yanıma dönmek zorunda kalırsın haa ne dersin?' dedi. Gitmek zorunda kaldım. Çünkü yaparım derse yapardı. Bunu çok iyi biliyordum. Annemi de Koray'a emanet edip gittim işte. Bu arada ben size Cevriye'mi anlatacaktım konu nerelere geldi lan. Her neyse işte ben kimseye bir şey demeden öylece gittim. Koray'a bile adam gibi birşey anlatmadan gittim. Herkesle iletişimi kesmemi istedi. Bende kestim. Olanlarda buraya geldi." dedim önümdeki sudan bir yudum alarak. Allah'tan akıl etmişlerdi de bir şeyler sipariş etmişlerdi.

"Vay anasını sayın seyirciler. Lan biraz uzundu ama olsun. Bu yüzden Sena terk edildiğini düşünüp sana böyle davranıyor." dedi Görkem. Başımı onu onaylarcasına salladım. "Peki Koray sen bunları bildiğin halde niye Burak'ıma yardım etmiyorsun."

"Teklif ettik herhalde Görkem bey. Kendim anlatacağım dedi." dedi Koray alay edercesine bana bakıp.

" Ee peki sen şimdi niye burdasın?" dedi Caner.

"Ben dün geldim işte. Babam iyileşti. Yani anlayacağınız yine ***tiri çekti. Bende geldim. Daha hanımefendi ile konuşmak nasip olmadı."dedim.

"Peki niye birbirinize ' Sülo' ve 'Cevriye' diye hitap ediyorsunuz?" diye sordu Caner. Dudaklarımda bir gülümseme belirdi.

"Çünkü ikimizde adımızı değiştirdik. Benim önceki adım Süleyman'dı. Onunda adı da Cevriye idi. O *** babası koymuş adını o da rahatsız oldu. Değiştirdi işte. Ben ona 'süslü Cevriye' diyorum. O da bana ' sümüklü Sülo' diyor. Benim anlatacaklarım bu kadar. Caner ben sana birşey sorucam da. Biz aylardır bir Caner'e ana bacı düz gidiyoruz da o sen misin?" diye gülerek sorduğumda Caner bir yutkundu pir yutkundu gerçekten.

"Lan siz anneme bir de Merve'ye küfür mü ettiniz?" Ben ve Koray kahkalarla gülmeye başladık.

" Yok aslanım. Biz Caner'e küfür ettik" dedi Koray alay edercesine. Ben de Koray 'ın cümlesini ben devam ettirdim.

" Lan Caner kızı niye 'ben gidiyorum' diye kandırmışsın?" Caner bana baktı ve ağzını araladı.

" Lan size böyle mi anlattı?" Korayla aynı anda kafamızı gülerek olumlu anlamda salladık.

"Oğlum o öyle değil ki. Ya biz sürekli ülke değiştiriyoruz. Ben ona kaç defa işte bu ailevi durumları anlatmaya yeltendim. Ama avukat işte. Lan nasıl oluyorsa her konuşmaya çalıştığım da birşey oluyordu. İşte en son gitmeden hemen önceki gün konuştum işte. Dedim ki ' Ayça benim yurtdışına gitmem gerek.' dedi ki 'eee' yani ben sana orda ne diyorum sen bana ne diyorsun Allah aşkına? Her neyse ' Ayça biz gidince bir daha dönememe gibi bir sıkıntımız var' dediğimde ' ne saçmalıyorsun sen ya? Neden gidiyorsun? Biz seninle 6 aydır birlikteyiz. Nasıl bana bundan bahsetmezsin? Neyse sen bana sakın bunları anlatma çünkü dinlemeyecegim. ***tir git. Bir daha da sakın geri dönme. Çünkü geri döndüğünde ben olmayacağım' dedi . Sonra kapıyı çarpıp gitti."

" Lan siz neler yaşamışsınız? Benim nenem bile sizin kadar çekmedi." deyip kahkahalarla gülen Koray Efendiye baktım. Herkes ona öldürecekmiş gibi bakınca o güzel sesini kesti.

" Kardeşim peki seni ilk gördüğünde nasıl tepki verdi?"dedi Görkem.

" Şaşırdı. Ben de onu beklemiyordum. Mal gibi ona baka kaldım. O da bana baktı. Sonra ben yokmuşum gibi başkalarıyla sohbete girdi."

" Peki az önce niye terk edildiniz?" dediğimde

" Lan *t herif senin yüzünden. Yok efendim sen haksızmışsın. Lan eşeklik bende ben niye seni savunuyorsam? Bunların da zaten yarası derin birbirlerine laf sokup gittiler." Demek benim için kavga etmişlerdi haa.

" Ay gözlerim yaşardı. Siz benim için sevdiğiniz kızlarla kavga mı ettiniz?" deyip yalandan göz yaşlarımı sildim.

Hepsi bana sen iflah olmazsın bakışı atıp önlerine döndüler.

" Peki gençler daha mühim mevzumuz şu ki? Biz bu Oktay **çini ne yapacağız? İşte zurnanın zort dediği yer.

" Onlardan hamle bekleyeceğiz." dedi Koray.

" Ya bir hamlede bulunmazlarsa?" diye bir soru yönelttiğimde. Caner'in yüzünde bir sırıtış belirdi.

" Lan Burak ne mal çocuksun sen ya? Şu sağdaki masaya çaktırmadan bak?" dediğini yaptım ve masanın üstündeki çatalı yere attım ve eğildim. Kalkarken arkama doğru kısa bir bakış attım. Anasını satayım sanki karı kız kesiyor. Bakışını sevdiğim.

" Ee bu malı ne yapacağız?" dediğimde

" Kardeşim sen mal mısın? Hamle bekliyoruz. Ayrıca çaktırmadan bakmana aşık oldum desem?" dedi Görkem. Görkem'e ezikleyici bir bakış atıp konuştum.

" Övülmek gibi olmasın. Herkes bana aşık olur. Neyse bunları boşverin de bizim kızlar şimdi neredeler acaba? Ne yapıyorlar? Oğlum ben acayip işkillendim ha vallahi içime şimdi bir kurt düştü ." Konuşma başında gayet iyiydim ama sonrasında içime bir öküz oturdu sanki.

Bunun üzerine Koray'ın telefonu çaldı. " Buse' m arıyor. Kesin o da ayrılığa dayanamadı." deyip telefonu açtı. Bir anda yüzü bembeyaz oldu.

" Neeeeeeee?" diye bağırdı salak. Kafedeki herkes bize baktı. Hayır yani bağıracağın ne olmuş olabilir kii?"

" Lan kalkın Buse kaçırıldıklarını söyleyip yardım et deyip ağladı. Sonra telefonu biri küfür ederek kapattı." Şaka değil mi? Cidden şaka yani.

Sanırım Oktay bey olayı başlattı. Neyse bizde bunu bekliyorduk zaten.
O yüzden besmele çekip işe koyulalım.

BÖLÜM SONU😎

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ?

SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
HOŞÇAKALIN ❤️















Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 31.8K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
180K 39.1K 55
Aşık olmak suç mu? Suçmuş... Hemde suçların en büyüğü. Bir aşk uğruna adaletin aydınlık tarafından karanlık tarafına geçtiğim gün anladım bunu. Sevdi...
113K 887 7
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
532K 16.6K 25
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...