Orta Okul.
Nihayet okul kayıt zamanı gelmişti. En azından 7 / 24 babamla olmak zorunda kalmayacağım için seviniyordum. Babam beni ilçe merkezinden biraz uzak olan bir okula yazdırdı. şimdi okulun adını zikretmek istemiyorum. Okula gittik giderken başımın etini yedi babam.
- Takdir alacaksın.
- Elimden geleni yaparım.
- Elinden gelmeyeni de yapacaksın. O takdiri elinde göreceğim.
- Tamam baba.
Ben başı öne eğik yere baka baka gidiyordum. Başımı kaldırıp konuşsam bana mı dikleniyorsun diyecek ve okulun önünde bana vuracaktı belki babam. isyan mı bilmem ama bazen Allah'a neden benim böyle bir babam var. Herkesin babası çocuklarını seviyor. Onlara hediyeler alıyor. Onların elinden tutup gezdiriyor. Çocuklarına bir şey olmasın diye canını veriyor. Benim babamsa benim ölmemi istiyor neden. Neden. Diye isyan ediyordum.
Babam kayıt yaptırmıştı. Ben eve döneriz diye düşünürken okul alışverişi kitap defter işlerini halledip direk inşaata geçtik. Alışverişte aldıklarımız da inşaata gelmişti haliyle.
Babam :
- iki dairelik parkeyi taşı. Ben parke döşemeye başlayacağım ama önce bir şeyler yeyip geliyorum sana da bir şeyler alırım dedi ve gitti.
Ben bir an önce parkeleri taşıyıp bir kaç paket parkeyi de döşenmeye hazır bir şekilde hazırladım. Babam halen görünürlerde yoktu. Saat 5 oldu babam 12 de gitmişti. Benim midem gurulduyor. Açlıktan iki büklüm. Ben açlığa hiç dayanamam.
Ziftin altındaki ateşi canlandırdım. Bir kaç odun parçası ve parke parçaları attım. bir kaç teneke zifti de hemen ateşin yanına hazırladım. ateşle oynuyordum bir odun parçasıyla. Birden ne olduğunu anlayamadan ensemde bir acı hissettim.
Babam:
- Lan it oğlu it bütün işlerin bitti de ateşle mi oynuyorsun? Yine mi bir yerlerini yakıp yatacaksın günlerce?
- Baba ben seni bekledim. Parkeleri taşıdım. Zift de hazır. Seni beklerken ateşi canlandırıyordum.
- Lan bana bir de cevap mı veriyorsun? Diyerek bir tokat daha yedik tam oldu.
- Al ye şunları
Babamın al ye şunları dediğine baktım. Babam kendine dürüm yaptırmış afiyetle yiyor başımda. Bana da bakkaldan gelirken bir ufak meyve suyu ve bir bisküvi almış. Ben sabahtan beri acım midem yapışmış. Ama babam işte ne diyebilirim ki ? Babam bana ateşi söndürüp eve gitmemi söyledi ve gitti. Ben ateşi söndürüp eve geldim ama kapı kilitli. Babam bana anahtar yaptırmamıştı. Bu gün yaptıracağım yarın yaptıracağım diyerek geçiştirdi her seferinde. Ben elimde okul kitap ve defterlerinin olduğu çantalarla kapının önünde oturuyordum.
Hava karardı ve halen babam yok. bir an önce gelsin artık diyordum içimden. Yarın okul var kitapları defterleri kaplamalıydım. Artık iyice sessizleşti etraf saat gecenin 11 i oldu babam çıkageldi keyfi yerinde kapıyı açtı bana bakmıyordu bile içeri girdi bende peşinden girdim. Kitapları defterleri masanın üzerine koydum ve kaplama malzemelerini çıkardım. Babam bana seslendi :
- Çay koy keyfim yerinde bir demlik çay demle de keyif yapayım.
- Baba ben acıktım.
- Bana mı sordun acıkırken. Orada ekmek var git ye çayı demle zıbar yat.
-...
Çayı ocağa koydum dolapta domates vardı domatesi dilimledim bir tabağa koydum ve ekmekle yedim. Çay demlenmişti ve ben biraz doymuştum babama çayı götürdüm. Adamdaki keyif yerinde balkonda çay keyfi. Ben bir bardak çay aldım ve hızlıca bir kaç kitap kapladım. Gidip yattım. Gece gözüme pek uyku girmedi sabah hazırlanıp çayı demledim kahvaltı için babamı kaldırdım bir bardak çay içip babamdan para istedim okula gitmek için.
- Baba bana harçlık verir misin okula gitmek için.
- Ne parası bana ne faydan var para istiyorsun. yarım ekmek kaç lira 300 bin yol 500 bin. Al 1 milyon yarın 600 bin veririm harcama 200 bin lirayı ( o zamanlar paradan 6 atılmamıştı )
- Tamam baba sağ ol.
- Okul biter bitmez direk inşaata gel.
- Olur baba. Zaten anahtarım yok.
- Başlarım senin anahtarına. Ne diyorsam onu yap.
Okulun ilk günü herkes için mutlu neşeli ve merak içinde geçerken ben böylee başlamıştım ortaokula. Okulun kapısından girdim çok kalabalık. Merak içinde sıraya girdim. Hoparlörden bir bayan öğretmen :
- Çocuklar toplanın en solda 6. sınıflar. Diğerleriniz zaten yerlerinizi biliyorsunuz. Sessiz olun müdür bey konuşma yapacak.
- ses ... ses... öhüm. Günaydın çocuklar. Ben okul müdürünüz Mehmet Emin Kasap. Bu bu okulda ikinci senem bazılarınız bu okulda benden daha eski bazılarınız ise bugün başlıyor. Okul size eşsiz fırsatlar veren kiminize ailenizden daha yakın arkadaşlar bahşeden kiminize hayatınıza yön veren bir eğitim olacak ama bazı işgüzarlar da var aranızda geçen sene olduğu gibi, işi gücü ortalığı karıştırıp eğitim almak isteyen diğerlerine de engel oluyorlar. Ben bu sene farklı bir yol izleyeceğim. Disiplin kurulu ve kurallarımız daha sert. Kimse okul sınırları dahilinde sigara içemez. Ben hakaret ve küfür istemiyorum direk okuldan uzaklaştırma cezası uygulanacak. Şimdilik bu kadarı yeterli gerisini zaten zamanla paylaşırız. Herkese yeni eğitim ve öğretim yılı hayırlı olsun.
Herkesden ayrı sesler yükseliyordu. Bildiğin arı kovanı nasıl bir uğultudur anlamadım.
- KES!.
Hoparlörden gelen bu sesle herkes sustu.
- Herkes geçen hafta kendi sınıflarını öğrendi.tek sıra halinde sınıflarınıza geçin ilk dersleriniz boş. Herkes sınıfındaki diğer öğrencilerle kaynaşsın. Özellikle de 6. sınıflar.
Biz de 6 B olarak sınıfa geçmiştik. benim boyum biraz uzun olduğu için orta grubun en arkasına oturdum. ikişer kişilikti sıralar. Yanıma bir kız oturdu. masaya bakar vaziyette selam verdi. Benimle mi yoksa masayla mı konuşuyor anlamadım. Selam dedim bende.
- Benim adım Ayşegül dedi sessizce.
- Mustafa bende memnun oldum.
Garip bir duygu kız çok çekingendi benim gibi. Bende pek öyle atılgan kendine güvenen biri değildim. Babam sağ olsun. Ben konu bulmaya çalışırken o bir kitap açıp okumaya başladı. Bende oh canıma minnet dedim sınıfı izlemeye başladım. Herkesin burda ilk senesi değildi. 2 kişi vardı 2. senesi kalmışlar sınıfta. En öne cam kenarına oturmuşlardı.
Teneffüs oldu. Ayşegül başını kaldırıp bana baktı:
- Kantine gidelim mi dedi.
Ben olur anlamında başımı salladım. Ama aklımda babamın bana sadece 1 milyon verdiği vardı. şimdi orada kıza ve kendime çay ısmarlasam öğlende boş yarım ekmek param gidecekti. Zaten boş yarım ekmek yiyecek para vardı onu da yememdi olur biter en azından bir arkadaş edinmiş olurdum.
Kantine indik ben iki çay söyledim teneffüs boyunca içtik onu. Ayşegül bir evin bir kızıymış ben de tek oğuldum. Ama onun anlattığına göre onu ailesi çok seviyormuş. Nasıl bir şey ki bu sevgi nasıl bir his. Bende sevilseydim keşke. Ders zili çaldı ve sınıfa geçtik. Derste yoklama yapıldı 868 Mustafa E ben burda dedim. 845 Ayşegül A. burda dedi Ayşegül. Saydın sınıfta 23 erkek 30 kız vardı. Ders Matematik. Nefret ederim ilk ders matematik olur mu ya diye geçirdim içimden. Ama ders işlenmedi zaten. Öğlen oldu Ayşegül bana döndü :
- Yemek yemeye gidelim mi Mustafa?
-Ben birazdan çıkarım şimdi aç değilim.
- Tamam ben karşıdaki lokantaya gideceğim orada olurum. Dedi ve gitti.
Ben başımı masaya koydum. Yorgun ve uykusuzdum uyuyakalmışım. Ayşegül geldi. kolumu çimdi ve bana sitem eder gibi bakıp yüzünü öbür tarafa döndü. Ne yapmıştım ki ? Bir kaç ders sonra konuşmaya başladı benimle beni beklemiş lokantada. Ne yapayım param mı var? O gün bitti ve yeni tanıştığım arkadaşların Ayşegül ve ben yarın görüşürüz dedik birbirimize. Ben Otobüs durağına gidip bindim otobüse oradan inşaata. Babamın yanına akşam hava kararana kadar da orada çalıştım. Günler bu şekilde devam etti. Yarıyıl geldi çattı ve ben zorla da olsa takdiri getirdim. Babamın eline verdim bakıp kenara attı :
- Mecbur alacaksın zaten sanki dersleriniz zor. Bir de karşıma geçmiş takdir aldığın için benden hediye mi bekliyorsun?
- Hayır baba karnemi ve belgemi sana gösterdim sadece.
- Cevap verme git bir şeyler zıkkımlan yarın erken kalkacaksın. Ben inşaata gitmeden her şey hazır olsun. Bir usta daha gelecek. ikimize de parke yetiştir.
- Olur baba dedim ve bir şeyler yedim ve yattım.
Arkadaşlarım yarı yıl tatiline sevinirken ben üzülüyordum. En azından okul varken okula gidiyordum ama şimdi tatil boyunca çalışacaktım.
......
Arkadaşlar kısa oldu ama devamı kısa sürede gelecek. Hatıra defterinde daha çok sayfa var. Yorum ve beğenilerinizi esirgemeyin. Yazım hataları var ise affola.
Mustafa E.