Söz // bxb

By celik9822

801K 48.7K 12.5K

+18 "Komutan, geri döneceğinize söz verdin. Unutma." Cevap olarak asker selamı dışında bir şey alamamıştı. Me... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55 - FİNAL
Kitap Mutsuz Bitse Nasıl Olurdu? 1
Reklam

27

14.9K 835 140
By celik9822

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Yağız

Yanımdaki beden bana daha sıkı sarıldığında yavaşça gözlerimi açtım. Meriç beni kollarının arasında sıkıştırırken uyumaya devam devam ediyordu. Aramızda mililer olan yüzüne elini koyarak hafif çıkmış sakallarını okşadım. Biraz kıpırdansa da uyanmamıştı.

Uzanarak burnunun ucuna bir öpücük kondurup geri çekildim. Çekildikten saniyeler sonra işaret parmağı ile burnunu kaşıdıktan sonra yine belime sarılmıştı.

Saat kaçtı acaba? Kesin yine gereksiz fazla erken uyanmıştım. Meriç'i uyandırmadan kalkmaya çalışsam bile beni öyle bir sarmıştı ki bu imkansız gibi bir şeydi. Onun uyanmasını beklesem.. Ne zaman uyanacağı belli değildi.

Elimdeki tek seçenek ne kadar erken olursa olsun Meriç'i uyandırmaktı. Hem zaten bugün timin izin günüydü. Adım kadar eminim ki öğlen olduğu an Meriç'i arayacaklardı. Ya da evinin kapısına geleceklerdi. Özellikle Kaya ve Mert ikilisi. Ekipteki üç bekar olarak her izin gününde beraberlerdi.

Gerçi artık iki bekarlardı ama bundan kimsenin haberi yoktu.

Meriç'in yanağını okşarken "Sevgilim, kalkmayı düşünüyor musun?" diye konuşmuştum. Ben sanki hiç konuşmamışım gibi uyumaya devam etmişti.

"Meriç hadi uyan artık."

Mırıltılar çıkarıp kıpırdansa da uyanmamıştı.

"Asker kalk," diye azıcık yüksek sesle konuştuğumda hızla yerinden kalkarak "Üsteğmen Pilot Meriç GÖKSEL, Çanakkale komutanım," demişti uykulu sesiyle. Ben yatakta onun haline kahkahalar atarken o ayakta yavaş yavaş kendine geliyordu.

"Aşk olsun Yağız. İnsan böyle mi uyandırılır ya?"

"Olsun tabi canım. Aşk güzel şey."

Yatakta bağdaş kurarak oturdum. Meriç dağınık saçlarını iyice dağıtıp derin bir nefes almıştı. Sonra uzanarak yatağın üstündeki yastığı alıp bana fırlattı. Aniden gelen darbeyle geriye doğru sendeledim. Hemen toparlanarak elimde yastıkla yatağın üstünde ayağa kalktım.

"Savaş ha? Bunu sen istedin pilot bey."

Yatağın ucunda gelip yastıkla ona vurdum. Meriç kafasını eğerek kendini korumaya almıştı hemen. Birkaç adım atarak yatağa yaklaştı ve diğer yastığı da eline aldı.

"Bu işten zararlı sen çıkacaksın."

"Yok ya niyeymiş?"

"Ben daha güçlüyüm çünkü."

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Sonra kolumu kaldırarak kaslarımı gösterdim.

"Ben bu kasları yatarak mı yaptım sanıyorsun sen?"

O da benim gibi kaslarını göstererek "Bende de var onlardan," dedi. Sinile yastıkla ona vurduğumda o da bana art arda vurmaya başladı. Ona vurarak yenemeyeceğimi anladığımda kollarımı boynuna dolayarak sırtına çıktım.

"İnsene sırtımdan."

Bir yandan yastıkla arkasında olan bana vurmaya çalışırken bir yandan da beni indirmeye çalışıyordu. Bense kollarımı boynuna bacaklarımı da beline dolamış, ona ahtapot gibi dolanmıştım.

"İnmem. Bütün gün böyle duracağım."

"Benim için hava hoş. Bakalım ne kadar durabileceksin."

"Asıl sen ne kadar taşıyabileceksin beni?"

Meriç elimi öptükten sonra kendi elindeki yastığı yerine koydu.

"Sende ver yastığını da yatağı toplayayım."

Elimdeki yastığı yatağa attığımda uzanıp yerine koydu. Dün gece zorda olsa kalkıp duş almış ve çarşafları değiştirmiştik. Allahtan gece yapmıştık yoksa şu an bunlarla hiç uğraşamazdık.

Bu yüzden Meriç yatağı kolayca toplamıştı.

"Baş başa güzel bir kahvaltı yapalım."

"Sırtından inmem."

"İnme. İn diyen olmadı. Biri şu haline görse koskoca yüzbaşının düştüğü hale bak, derdi."

"Üniformam üstümde mi bakayım? Yok değilmiş. O zaman sorun yok."

Meriç güldükten sonra tekrar elimi öpmüştü. Mutfağa doğru yol aldığımız sırada çalan kapının sesiyle Meriç olduğu yerde durdu.

"Açmayalım."

"Git bir delikten bak kim gelmiş. "

"Evde yok sanar gider."

"Yav Meriç. Gitsene kapıya."

Evet ben inatla hâlâ inmiyordum sırtımdan. Meriç sonunda laf dinlemiş ve kapıya gitmişti. Delikten baktığında isyankar bir sesle "Hayır ya. Tim gelmiş." dedi

"Hepsi mi?"

"Kenan abi yok sadece."

Sonunda sırtından indim.

"Önce sana gittiler büyük ihtimalle. Ve şu an kapıyı açmazsak olmaz. Sen benden bir şey almaya gelmiş ol."

"Seni almaya gelmiş olabilirim sadece."

Göğsüne bir tane vurup "Ciddi ol biraz," dedim. "Tamam. Hallederim ben aç artık kapıyı."

Meriç arkamda dururken kapıyı açmıştık.

"Günaydın komutanım. Aa Meriç komutan da buradaymış."

Kaya gözlerini kısarak arkamdaki Meriç'e bakmıştı. Bizden Kaya'nın haberi olduğu için biraz utanmıştım, kabul.

"Hoşgeldiniz. Geçin içeriye."

Çocuklar içeriye girerken bizde kapıdan uzaklaşmıştık.

"Siz geçin salonda oturun ben de kahvaltıyı hazırlayayım. "

"Ben de yardım edeyim."

"Sen otur Meriç ben yardım ederim komutanıma."

Kaya Meriç'i yerine oturttu.

"Hiç gerek yok."

"Olur mu komutanım öyle? Hem biz gelirken simit falan almıştık onları da koyarız sofraya."

"İyi madem."

Biz mutfağa doğru geçerken Meriç Kaya'ya kötü bakışlar atıyordu.

Mutfağa girdiğimizde Kaya'ya döndüm.

"Sen simitleri falan kes ben de kahvaltılıkları çıkarayım."

Kaya beni onayladıktan sonra elindeki poşetleri tezgaha koydu.

"Komutanım?"

"Efendim?"

"Meriç'i yıllardır tanıyorum. Onu en son bu kadar mutlu gördüğümde havaya geçiş yaptığı zamandı. Ona iyi geldiğiniz belli."

Gülümseyerek ona döndüm.

"O da bana iyi geliyor."

"Umarım onu üzecek bir şey yapmazsınız. Buna karışmak belki benim hakkım değil ama yine de demek istedim. İnsan olarak, komutan olarak çok iyisiniz. Sevgili olarak da aynısınızdır umarım."

"Bence buna karışmak en çok senin hakkın. Bana söylemeden bile ilk sana söylediğine göre sana gerçekten değer veriyor Meriç. Ki sende ona aynı şekilde değer veriyorsun. Bu yüzden endişeni anlayabiliyorum. Merak etme isteyerek asla Meriç'i üzmem. "

"Size hislerini söylediği ilk zamanlarda baya üzdünüz de.."

"O zaman onu çok sevdiği işinden koparmak istememiştim."

"Şimdi ne değişti?"

"Beni aramak için geri döndüğünüz gün Meriç az kalsın vuruluyordu. O an ölüme ne kadar yakın olduğumuzu bir kez daha anladım. Bu yüzden bir şeyleri düşünerek ayrı kalmanın bir mantığını görmedim. "

Kaya gülümseyerek omzumu sıktı ve "Umarım çok mutlu olursunuz," dedi.

"Olacağız. Ben inanıyorum."

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢




Continue Reading

You'll Also Like

515K 30.8K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
113K 11.7K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
TAKINTI By ❦

Teen Fiction

2.4M 44.9K 44
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.3K 168 10
Gözleri bir anda kan kırmızısına bulandı. Anlamsızlığın hüküm sürdüğü bakışlarım göz bebeklerini bulduğunda sanki bulunduğumuz ortamdaki tüm sesler...