Söz // bxb

By celik9822

731K 44.4K 10.6K

+18 "Komutan, geri döneceğinize söz verdin. Unutma." Cevap olarak asker selamı dışında bir şey alamamıştı. Me... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55 - FİNAL
Kitap Mutsuz Bitse Nasıl Olurdu? 1
Reklam

19

14.4K 896 98
By celik9822

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Meriç

Yağız sonunda eğitimin bittiğine dair bir şeyler söylediğinde olduğum yerde sırt üstü uzandım. Cıvkımızı çıkarmıştı, sağolsun. 

Kafamı Yağız'ı görebileceğim yöne doğru döndürüp onu izlemeye başladım. 

Askeri tişörtü terden üstüne yapışmıştı ve kaslarını göz önüne getiriyordu. Bir yandan sigara içerken bir yandan da çocuklarla konuşuyordu. Belindeki elini saçlarına götürerek terden ıslanana saçlarını düzeltmeye çalıştı.

Bu görüntü beni git gide zorlamaya başlarken görüş açıma bir çift bot girdi. Uzandığım yerde doğrulup başımda bekleyen kişiye baktım, tabi ki de Kaya'ydı. Kaya'ya nasıl bir yüz ifadesiyle baktıysam arkasına döndükten sonra sırıtarak bana baktı.

"Tüh bak manzaranı kapatmışım. Ne kadar da üzüldüm."

Yalandan üzülmüş gibi yaparak dudaklarını büzdüğünde bacağına vurdum. 

"Boş konuşup durma. Tut elimi de kalkmama yardım ederek bir işe yara."

Gülerek elini uzattığında bir yandan ona söylenip bir yandan da elini tutarak ayaklandım. Kalktıktan sonra ilk işim yine Yağız'a bakmak olmuştu.

"Yanına da gidemiyorsun şimdi. Uzaktan bak, bir şey olmaz."

Kaya'ya ters bir bakış attıktan sonra bu seferde koluna vurdum.

"Komutanım siz yine niye kavga ediyorsunuz ?"

Harun'un bize laf atmasıyla hepsini bize dönmüştü. Yağız'da dönünce sonunda göz göze gelmiştik. Ben ona gülümsesem de o öylece bakıyordu. 

Bazen dayağı hak ettiğini düşünüyordum. Ama sonra ona kıyamayacağımı bile tarafım beni susturuyordu. Onu altıma alıp dövmek dışında çok başka şeyler yapmak istediğimi bağırıyordu mesela.

"Komutanınız zevzeğin teki olduğu için dayağı hak ediyor."

"Sen de bana zevzeklik yapmak için malzeme verme o zaman."

Derin bir nefes aldım. Şu an Kaya ile laf dalışına giremezdim. Yağız buradayken olmazdı. Zaten ne zaman timle bir araya gelsek benim karizmayı çok güzel çiziyorlardı. Bari beni bir şey yapmayayım.

"Komutanım izniniz olursa ben tabura gidebilir miyim?"

Normalde Yağız'dan böyle küçük şeyler için izin almadığım için hepsi şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Yağız bile. Komutanım olduğunu anlamamı istediği için her şeyden izin alırdım ben de. Tabi bir de serbest uçuşlarımın gitmemesi gerekiyordu. 

"Gidebilirsin üsteğmen."

Asker selamı verdikten sonra hızla eğitim yerinden uzaklaşıp tabura geçtim.

Odada dünyanın en sıkıcı işi olan rapor işlerini yaparken kapının çalmasıyla kafamı önümdeki dosyadan kaldırmadan gel komutunu verdim.

Kapı açıldığında elimdeki kalemi bırakarak kafamı kaldırdım. Kapıda duran er asker selamı verdikten sonra rahata geçerek konuşmaya başladı.

"Komutanım Asuman timi göreve çıkacaklarmış. Helikopterin hazır bir şekilde beklemesini emrettiler."

"Tamamdır asker çıkabilirsin."

Asker çıktıktan sonra ben de çıkmıştım odadan. Olabildiğince hızlı bir şekilde tabudan da çıkarak üsse gittim. 

Ekipmanların bulunduğu odadan gerekli malzemeleri aldıktan sonra helikopterin kalkış alanına gittim. Bekirler çoktan her şeyi hazır etmişlerdi. Son kez her şeyi kontrol ettikten sonra helikopterin kapısının önünde timi beklemeye başladım.

Hazır bir şekilde olduğum yere doğru yürüyen timi görünce ister istemez derin bir nefes aldım. Hepsi teker teker bana selam vererek helikoptere binmeye başladırlar. Sıra Kaya'ya geldiğinde her zamanki gibi "Geri geleceğiz. Sağ salim." diyerek binmişti helikoptere.

Yağız'da selam vermişti ama her zamanki gibi "Söz verdim, biliyorum." demeden binmişti helikoptere. Bu onu öptükten sonraki onları ilk göreve gidişleriydi ama ben yine de bunun böyle olacağını düşünmemiştim. 

İnsan iki kelime laf eder bir şey söylerdi. Göreve gidiyordu, çarşıya değil.

Daha fazla düşünmeden helikoptere bindim ve havalanmaya başladık. Onlar arkada planın son kez üstünden geçeriyorlardı.

"Komutanım her şey iyi hoş da, bizden istedikleri şeyi bu kadar kısa sürede nasıl halledeceğiz? Yapamazsak ne olacak?"

"Öyle bir ihtimal yok. Aklınıza bile getirmiyorsunuz o ihtimali."

Sert çıkan sesiyle hepsi susmuştu. 

Konuma yaklaştığımızda bir an kendim söylemek yerine yardımcı pilota söyletmeyi düşündüm ama düşündüğüm gibi hemen vazgeçtim. Başka zaman gerektiği gibi tribimi atardım. Şu an olmazdı.

"Komutanım yaklaşıyoruz."

"Anlaşıldı üsteğmen."

Tuttuğum nefesimi yavaşça bırakmıştım. Bir an gerçekten cevap vermeyecek diye düşünmüştüm.

Konuma geldiğimizde her zamanki gibi yere biraz yaklaştım. Halatı aşağıya doğru sarkıttıklarında onlara doğru döndüm. Tek tek inmeye başlamışlardı. En sona Yağız kaldığında yine her zaman yaptığını yani selam vermeden ineceğini düşünmüştüm ama o düşündüğümün aksine selam vermiş, yetmemiş gülümsemişti.

E be oğlum, aşağıdayken niye bir şey demedin?

Ben de ona gülümsediğimde aşağıya inmişti. Onlar uzaklaşırken arkalarından dua ettikten sonra ben de tabura doğru harekete geçmiştim.

İndikten sonra hemen ekipmanları yerine koydum ve brifing alanına gittim. Mehmet Albay'a selam verip boş bir yere oturdum.

Havaya geçtiğim için kendime söylendiğim tek an tim görevdeyken onlardan haber beklediğim anlardı. Ne yaptıklarını, nasıl olduklarını bilmeden oturup onları bekliyordum. Tamam kötü bir şey olduğunda haber veriyorlardı ama yine de insan merak ediyordu.

İkinci saatin içindeyken içimde oluşan sıkıntıyla oturduğum yerden kalkarak odanın içinde turlamaya başladım. Arada bir odadaki erler haber geldi mi diye bana bakıyorlardı ve bu ister istemez beni daha çok geriyordu.

Yağız geldiğinden beri geri dönecekleri zaman bana haber verdiği için herkesin ilgisi benim üzerimdeydi ve ben bir şey yapamıyordum. 

Sonunda masanın üzerinde duran telsizden ses geldiğinde hızla uzanıp elime aldım.

"Üsteğmen Pilot Meriç. Dinliyorum komutanım."

"Meriç, benim Kaya gelip bizi bıraktığın yerden alır mısın?"

"Geliyorum."

Niye Yağız değil de Kaya haber verdiğini  daha sonra düşünmeye karar vermiştim. Acele ile Mehmet komutanın yanına gittim.

"Komutanım haber geldi."

"Tamam Meriç, sağ salim gidip gelin."

Selam verip odadan çıktıktan sonra hızla üsse gittim. Bekir abiler çoktan helikopteri hazırlamışlardı. Ekipmanlarım da ellerindeydi. Tek tek onları bana verirken kontrolleri yaptıklarını ve uçuşa çıkabileceğimi söylemişlerdi.

Ben bindiğimde yardımcı pilotta binmişti. Olabildiğince hızlı bir şekilde havalandım.

Konuma yaklaştığımda telsizle Kaya'ya başlanarak "Yaklaştım." dedim. Yağız'a bağlanmamıştım çünkü bana haber veren o değildi.

Konuma geldiğimizde biraz yere yaklaştıktan sonra teğmen oturduğu yerden kalkarak merdiveni aşağıya sarkıttı. Teğmen yerine otururken bende arkamı dönerek onlara baktım. 

Hepsi tek tek içeriye geçip kendilerini yere attılar. Fazla yorulmuşa benziyorlardı. En son Kenan abide geldikten sonra bir süre bekledim. Çünkü Yağız daha binmemişti.

"Meriç.. Bekleme abi."

"Ne demek bekleme Dila?"

"Komutan hâlâ görev yerinde. Onsuz gitmemiz emretti."

Saçmalıyorlardı şu an.

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Biz ne zaman arkamızda adam bıraktık lan.

"Abi bizde dedik ama emir verdi ne yapalım?  Hatta gitmediğimizi görünce sizi bıraktıktan sonra geri gelsin dedi."

"Sikmişim onun emrini."

Önüme dönerek inişe geçtim. Gerçekten onu orada bırakıp gideceğimi mi düşünmüştü? Kafayı yemişti herhalde.

İniş yaptıktan sonra kaskımı çıkardım. Elime silahımı aldıktan sonra teğmene döndüm. 

"Yerime geç. "

Beni onayladığında helikopterden indim. Timdekilerde inmişti.

"Mert ve Harun, Sarp'la kalsınlar burada. Siz üçünüzde komutanı nerede bıraktıysanız beni oraya götürüyorsunuz."

Hepsi beni onayladığında karamaya başlayan havayla beraber geniş ve dağlık alanda Yağız'ın olduğu yere doğru gitmeye başladık.

Allah'ım ne olur iyi olsun. Ne olur bir şey olmamış olsun. 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢


Continue Reading

You'll Also Like

370K 23.5K 24
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
938K 65.2K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
3.8K 173 15
~Yedinci hikayem~ Sultan ve idrisin bı çocuğu daha varsa hemde kız ve onu küçükken geçirdiği kaza sonucu öldü sanarlarsa ve İdris öldükten sonra kahv...
3.8M 221K 66
05...: Of var ya bi koysan yıkılır buralar Kemalim: ? Kemalim: Yanlış oldu galiba. 05...: Yalnız olabiliriz ama yanlış asla