Söz // bxb

By celik9822

799K 48.6K 12.5K

+18 "Komutan, geri döneceğinize söz verdin. Unutma." Cevap olarak asker selamı dışında bir şey alamamıştı. Me... More

1
2
3
4
5
6
7
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55 - FİNAL
Kitap Mutsuz Bitse Nasıl Olurdu? 1
Reklam

8

17.5K 1.1K 620
By celik9822

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️

Yağız

Sözde Meriç'ten uzak duracaktım. Aldığım kararları ilk defa uygulayamadığıma şahit oluyorum. Ondan uzak durmam gerektiğinin bilincindeyim. Ama sadece bilincindeyim .

Yanağındaki lekeyi ona söylesem o da kendi kendine temizlerdi. Ne diye gidip ben temizliyorum? Bir de o an gelen onu öpme isteği vardı. İşte asıl sorun orada başlıyordu.

Sıkıntıyla nefes aldım. Ağrıyan başımı ovarak  sandalyeden kalktım. Bir de bu çıktı başıma. Hiç sorunum yokmuş gibi hasta olacağa benziyordum. 

Camın kenarına giderek dışarıyı izlemeye başladım. Tim ve Meriç dışarıda oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Askerlerden biri bir şey deyince Meriç baya büyük bir kahkaha atmıştı. O gülünce istemsizce ben de gülmüştüm.

O gülünce ben de mi gülmüştüm?

Hızla camdan uzaklaştım. Çıkılmaz bir yola girecek gibiydim. Bir an önce buna engel olmam gerekiyordu.

Engel olamazsam kendime tutamamaktan ve bunu ona fark ettirmekten korkuyordum.

Olabilecek bütün olumsuzluklar olabilirdi. Ve ben buna rağmen onunla yakınlaşıyordum. Derdim neydi benim? Bunca zaman kendisi saklamış, korumuşken neden Meriç'e karşı dikkatli davranamıyordum?

Bir şeyler yapmam lazımdı. Ben kendimi biliyorum ve ondan uzak duramıyorum. Ama o bilmiyor. Ben uzak duramıyorsam bile onu kendimden uzak tutabilirdim.

Hem zaten benden de hoşlanmıyordu. Kendisi dememiş miydi bunu? İyice nefret etmesini sağlayabilirim. 

Masanın üzerinde duran ankesörlü telefonu alıp kapıdaki askeri aradım. Telefon açıldığında beklemeden "Bana Üsteğmen Meriç'i çağırın." dedim. Asker cevap verdikten sonra telefonu kapattım. Sandalyeye oturduktan sonra geriye doğru yaslanarak tavanı izlemeye başladım.

Bir süre sonra odamın kapısı çalınmıştı. Kafamı kaldırarak "Gir." dedim.

Meriç içeriye girip selam verdi.

"Beni emretmişsiniz komutanım."

"Son yaşanan olaydan sonra sana ceza vermediğimi biliyorsun."

"Evet komutanım."

"Şimdi dediklerimi iyice dinle. Bir daha emirlerime karşı gelirsen, bağırırsan, üstün olduğumu unutursan beş aşamalı bir ceza uygulayacağım."

Meriç beni dinlerken anlamaz bir şekilde bakıyordu.

"Bir dahaki emirlere karşı gelişinde ceza alırsın. Ondan sonrakinde serbest uçuşlarını keserim. Bir sonrakinde timin pilotunu değiştiririm. Bir sonrakinde taburdaki hiçbir timi göreve çıkarmazsın. Sadece alan taramasına çıkarsın. Bunlardan sonra hâlâ devam ediyorsan seni sürerim." 

Abartmış mıydım? Sonda biraz olabilir. Ama benden nefret etmesi gerekiyordu. Birde anlamadığım şey diğer komutanlara karşı aşırı saygılı olan Meriç bana karşı niye böyleydi? Diğerlerinden de sevmediği illaki vardır. Benim ne farkım vardı?

Meriç ciddi olup olmadığımı anlamak için bir süre bir şey demeden öylece yüzüme baktı. Dik duruşundan ödün vermese de beklemediği bir şey olduğu her halinden belliydi.

"Emredersiniz komutanım. Bu kadarsa çıkayım ben ."

Meriç tam selam verip gidecekken onu durdurdum. 

"Time söyle bu akşam yemeğe gelin."

"Emredersiniz."

"Tamam şimdi çıkabilirsin."

Meriç çıktıktan sonra kafamı masaya koydum. Beynim yerinden çıkacak gibi ağırmaya başlamıştı. Ve ben bu haldeyken milleti yemeğe çağırmıştım. Harika.

..

Eve geldiğimde ilaç içip yemek yapmaya başlamıştım. Yaptığım salatayı da masaya koyduğumda her şey tamamdı.

Timdekilerin ismini sonunda ezberleyebilmiştim. Nasıl bir komutansam bir ayı geçmesine rağmen yeni yeni öğreniyordum.

Kapı çaldığında üstümü düzelterek kapıyı açmaya gittim. Kim o demeden kapıyı açtım.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk Komutanım."

Kaya, Mert, Harun, Kenan ve Dila ayakkabılarını çıkarıp teker teker içeri girdiler. Kapıyı kapatmadan önce son bir kez dışarıya baktım ve kapıyı kapattım.

"Üsteğmen Meriç nerde?"

"Komutanım onun işi çıkmış. Gelemediği için özür diledi."

İşi mi çıkmıştı? Niye bana haber vermedi ki?

Adam benden uzak duruyor işte. Bense hâlâ bir şeyleri sorguluyordum.

"Tamam o zaman sofraya geçebiliriz."

Herkes tek tek masaya oturdu. Yemekleri servis etmek için hareketlendiğimde beşi aynı aynda ayapa kalkmıştı.

"Komutanım ben servis edeyim."

"Siz oturun komutanım."

"Biz yapalım komutanım."

Hepsi birbirine benzeyen şeyler söylemeye başladı.

"Oturun yerinize. Ev sahibi benim."

Hepsi yavaşça yerlerine otururken ben de mutfağa geçtim. Yemeği alıp içeriye geçerken konuşmalarını duydum.

"Misafirsiniz demedi. "

"E demediyse ne olmuş kızım?"

"Misafir olarak görmüyor işte."

Dördü Dila'ya garip bakışlar atmıştı.

"Onu bunu bilmem ama Yağız Komutan önce komutanımıza bin basar. Baksanıza adam yemeğe çağırdı ya."

"Meriç Komutan demişti zaten. Yağız Komutan iyi biri diye."

"Meriç'in demesi normal oğlum. Adama boş saatlerinde uçuş hakkı verdi be."

"Valla çok kıyak hareketti o."

Daha fazla onları gizlice dinlemeye son verip yanlarına gittim. Tabaklarına yemeği koyduktan sonra yerime oturdum.

"Aranızda evli, nişanlı olan var mı?"

Yüzüklerini görüyordum ama yine de sorup iyice öğrenmek istemiştim.

"Valla komutanım bekarlık üstüme yapışmış benim," dedi Mert.

Kenan'da "Ben de beş yılı devirdim komutanım. " dedi. Zaten o en büyükleriydi.

"Ben nişanlıyım," dedi Harun ve ekledi.

"Kısmetse bu yaz evleneceğiz."

Diğer ikisine baktım. Dila bardağına uzanırken "Valla komutanım sevgilim olacak şahıs ailesini askerle evlenme fikrini alıştırırsa evlenicem." dedi.

"Kızım sen unut onu. Git doğru düzgün birini bul."

Harun bunu derken bir yandan da Mert'e bakıyordu. Harun Mert'e bakana kadar Dila'dan hoşlandığını düşünmemiştim.

Kaya'ya dönüp "Sen de bir şey yok mu Üsteğmen?" dedim.

"Komutanım, benden geçti artık o işler."

"Kaya Komutanı duyan da elliye yaklaştı sanacak."

"Aman Mert, Kaya Komutan ve Meriç Komutanı bilmiyorsun sanki. İkiside ilişki konusunda içi geçmiş gibi."

Harun beklemediğim anda Meriç'den bahsedince sandalyeye yaslandım ve yanımdaki boş yere baktım.

Yemek ne kadar iyi geçerse geçsin bir eksiklik vardı işte.

Bol sohbetli ve kahkahalı geçen yemekten sonra ısrarları üzerine ortalığı toplamaya yardım ettikten sonra gitmişlerdi.

Ben de iyice kendimi halsiz ve bitkin hissetmeye başlamıştım. Bir ilaç daha içip pijamalarımı giydim. Yatmam üzereyken aklıma gelen şeyle telefonumu elime alarak Meriç'i aradım.

Birkaç defa çaldıktan sonra kapattım. Meşguldur diye sonuna kadar çaldırmak istememiştim.

Yatağa uzanıp telefonu komodine koydum ve gözlerimi kapattım.

Ne kadardır uyuduğumu bilmiyorum ama çalan telefonun sesiyle gözlerimi zorla açtım. Gözlerimin yanmasından ateşimin yükseldiğini anlamıştım.

Susam telefon tekrar çaldığında kimin aradığına bakmadan açtım.

"Komutanım, iyi misiniz?"

"İyi, iyiyim."

"Kaç defa aradım. Aklım çıktı bir şey oldu diye."

Meriç beni merak mı etmişti yoksa ben ateşimden dolayı rüya mi görüyordum.

"Komutanım gerçekten iyi misiniz?"

"Hı hı. Hasta gibiyim uyursam geçer."

"O zaman siz dinlenin komutanım. İyi geceler."

"İyi geceler."

Telefonu kapatıp yerine koyduktan sonra geri uykuya daldım.

Ukenin hastalınıp semenin ona baktığı sahneler 🥹🥹

Ben hâlâ model bulamadım 🥹

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Continue Reading

You'll Also Like

4M 229K 66
05...: Of var ya bi koysan yıkılır buralar Kemalim: ? Kemalim: Yanlış oldu galiba. 05...: Yalnız olabiliriz ama yanlış asla
751K 10.8K 6
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
20.8K 1.4K 21
Vita ve ayrıca köle olarak satılmaya çalışılan Lisa, Deltasının onu bulacağından habersizdi... {""DİKKAT!! Jennie'nin penisi yani çükü var okumak ist...
100K 10.4K 35
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...