Diğer gecenin sabahı ufak bir baş ağrım vardı ama onun dışında iyiydim.
Hızla yemeğimi yedim ve dükkana doğru yola çıktım.
Öncelikle bu gün yeni elemanı tanıtacağım.
Artı bu gün büyük bir balık ziyarete geliyor!
Şu şekilde oldu. Bir kontun kızından mektup aldık ve bu gün ziyaret edeceğini öğrendik.
Bu çok iyi! Bu kontun kızı da üst sınıf sayılmaz tabii ki.
Ama yine de en son gelen soylulardan çok daha iyi.
Öncelikle benim ailemle onun arasındaki fark benimkinin zengin ve güçlü onunkinin tam tersi olması.
Yani bizim ailemize göre. Oh yani eski ailem.
Alışkanlık işte. Bazen bu tür kötü alışkanlıkları hızla bırakmak daha iyidir.
Bunun üzerinde daha fazla durmalıyım.
Adrian olarak sabah açılıştan önce herkesi topladım.
Beklediğim gibiydi Abelia erkenden zaten buradaydı.
-Beyler.
Herkes dikkat kesildi.
-Sizi en yeni üyemizle tanıştırmak isterim. Abelia. Kendisi mücevherleri segilemekle görevli olacak. Lütfen tanışın.
Sonra sırayla kendilerini tanıttılar.
Chris yanıma geldi.
-Efendim kontun kızının gelmesine az kaldı. Ve duyduğuma göre sevgilisi de gelecekmiş.
-Bu bilgi bana verilmemişti.
-Dün gece yeni bir mektup ulaşmış.
-Anlaşıldı. O zaman erkek mücevherleri ve çift mücevherlerini de hazırlayın.
Durdum ve Chris'e baktım.
-Hmm.
Ben onu süzerken ne olduğunu anlamaya çalıştı.
-Chris ve Abelia siz benimle gelin.
Onları içeri sürükledim.
-Hehehehe...
Kızın sevgilisi yine soylu bir aileden ve kızın ailesine göre onun ailesinin daha yüksek statülü olduğu söylenebilir.
Genelde giyim işleri terzileri ya da evin hanımları tarafından halledildiği için erkek kısmı pek farketmeyecektir.
Önemli olan bu takıları takan kişinin yakışıklı olup kızların ilgisini çekmesi.
Yani bu şu şekilde işliyor.
Ben Abelia'yı giydirip nasıl onlara gösteriyor isem onlar da kendileri bu mücevherleri takıp bir nevi benim adıma çalışmış olacaklar.
Mücevherlerime güvendiğim için kesinlikle pozitif bir etkisi olacaktır.
Belirlenen saatte iki kişi ulaştı.
-Blue Blood'a hoşgeldiniz.
-Hm siz bay Adrian olmalısınız.
-Evet leydim.
Kolunu tuttuğu adamla önümde durdular.
-Yeni ve değişik tarzda mücevherleriniz olduğunu duydum. Bana bunlardan göstermeni istiyorum.
-Lütfen beni takip edin.
Onları oturmaları için bir bölüme aldım.
-Lütfen bana bunları nerede takmak istediğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
-Yakında veliaht yeniden biriyle nişanlanacak. Nişan partisi için bir şeyler istiyorum. Zarif olmaları tercihim bir de fazla parlak renkler olmasınlar.
-Anladım. Peki ya giyeceğiniz kıyafetlerin renkleri hakkında?
-Açık yeşil bir elbise giyeceğim ve eşim de öyle.
Tasarımı hayal edebiliyorum.
Bana elbiseye dair çizimleri verdi.
-Hemen geliyorum.
Rezef'in yanına gittim ve bilgileri verdim.
Bana uygun olabilecek mücevherleri gösterdi ve bende en beğendiklerimi Abelia ve Chris'e giydirdim.
Chris bana yalvarır gibi bakıyordu.
-Yapacak bir şey yok Chris en uygun sendin.
Bir şey diyecek gibi oldu ama sonra ağzını geri kapattı.
-Hadi hadi içeride bekliyorlar.
Rezef mücevherleri taşırken ikisi kolkola geldi.
-Geç kalma için üzgünüm. İşte burada uygun olabilecek tasarımlar. Modellerimizin üzerinde gördükleriniz istediğinize uyuyor. Eğer tatmin olmazsanız diğer seçenekler burada.
Mücevherleri incelediler ve sorular sordular.
Rezef onlar için cevapladı. Tatmin olmuş görünüyorlardı.
İşlerini bitirdikleri de bir sürü şey almışlardı.
Çıkışta ise kızın sevgilisi kız arabaya bindikten sonra benimle konuşmak için geldi.
-Bay Adrian burayı oldukça beğendim ve size bir teklifim var.
Durdum ve onayladım.
-Tabi ki devam edin lütfen.
-Burayı satın almak istiyorum.
Hemen reddettim. Satın almak?
-Üzgünüm satmayı düşünmüyorum.
-Hmm bunu bekliyordum zaten. En azından bir ortaklık teklif ederseniz, size iyi paralar verebilirim. Ailemin küçük de olsa bir madeni var.
Güzel bir anlaşma olsa da ortaklık veremem. Bir burası bana ve sadece bana ait olmalı ikincisi buranın alt yapısında dönen bilgi loncası işi de var.
-Tekrardan üzüntüyle reddetmek zorundayım.
Reddedilmenin verdiği hüzünle yüzü asıldı.
O da başarılı olacağımızı görmüş ve pay almak istemiş olmalı.
Peki ben buna izin verir miyim?
Ama bu üzüntüsünün tam nedeni reddedilme değil.
Şuan onu gözünde bir köylüyüm ve o bir soylu.
-Soyadınız Guelle idi aile adınızı hiç duymadım yabancı mısınız?
Burada ise doğrulama istiyor.
Eğer gerçekten düşmüş ya da kırsalda gelen bir aileden isem bana baskı yapabilir.
-Benim soyum güneye dayanır. Ailemi bilmemeniz normaldir. Ablamla buraya merak ettiğimiz için geldik ve yerleşmeye karar verdik. Büyük abim ise ailenin başına geçti.
Hemen bir şeyler uydurdum.
-Anlıyorum. Ama burası memleketiniz değil. Özellikle ticaret işleri zor olur.
Hadi ama neden bu ara herkes beni tehdit ediyor.
-Tavsiyenizi minnetle alacağım. Ama durumumdan memnunum.
-Nasıl isterseniz.
Göğsünü şişirdi ve arkasını dönüp arabaya bindi.
Gururu incinmiş olmalı. Gözünde bu hikayeye rağmen düşük seviyedeyim.
Muhtemelen abim başa geçtikten sonra bizi gönderdiğine inanıyor.
Bir iç çektim. Ortaklık olmasa da madene sahip olan biriyle anlaşma yapmak iyi olurdu.
En azından hammadeyi toplu bir halde ucuza almak için bir anlaşma.
Tekrar iç çektim tam bu sırada arkamdan bir ses geldi.
-Hmm bakın kiminle karşılaştım?
Lucius? O burada ne yapıyor?
-Bay Adrian görüşmeyeli nasılsınız?
-Oldukça iyiyim. Daha dün gece birlikteydik gerçi ama...
-Haha bu önemli bir detay değil. Değil mi? Ama size bir sorum var. Güneş ve ay kadar güzel parlayan bir arıyorum duyduğuma göre ona sahipmişsiniz.
Yani bu adam benimle görüşmek istiyor.
...
Eh ama ben şuan buradayım.
Hızla yerimi Chris'e devretmem gerek.
-İstediğiniz şeyi getireceğim lütfen bir saniye bekleyin bundan en iyi anlayan kişiyi getireceğim.
Geçen sefer de Chris onu getirdiği için şüphelenmemeli.
Hemen onu çağırdım ve benim odama almasını söyledim.
Ben de bu sırada üstünü değiştirmek için koştum.
Onlar içeri girdiğinde nefes nefese oturyordum.
Haah... Başardım. Hadi başlayalım.
________
Yazar:Villainesssss