Başlamadan önce ufak bir şarkı tavsiyem var bu bölüm için. Kahraman Deniz'den Garezi var eşliğinde yazdım, sizin de bu şarkı eşliğinde okumasını öneririm. Keyifli okumalar.
On beş dakika içerisinde arabama atlamış, hız sınırını aşarak evine varmıştık. Heyecandan dudaklarım kuruyup dururken çok özlediğim bedenine aşkla bakmış, sanki asırlar süren yolun bitmesini dört gözle beklemiştim.
Kapının anahtarını çevirdiğinde avuç içlerimin terlemeye başladığını hissettim. Önümdeki adam acelesiz adımlarla içeri doğru girip kapıyı tutarak geçmemi işaret ettiğinde yutkunup içeri süzüldüm.
Sevişmeden bayılmamayı umut ederek kapıyı kapatarak içeri doğru ilerleyen adamın peşinden gitmeye başladım. Sanki kalbim Asaf'tan bir milim uzak kalmak istemiyormuşçasına ona doğru atmaya başladığı elimi üstüne bastırıp sakinleştirmeye çalıştım. Şu sıra bu durumu sık yaşıyordum. Ani bir hareketle bana döndüğünde dibinden yürüdüğüm için yüz yüze kalmıştık. Gözlerim anında dudaklarına kayarken kalbim kuş olup uçacaktı, az kalmıştı.
"Saatin tik taklarını bile bastırıyor. Sustur şu kalbini. Yeterince rahatsız ettin."
Zorlukla yutkunup onaylamak için başımı aşağı yukarı salladığımda 'iyi' diye mırıldanıp ilermeye devam etmişti. Peşinden bu defa yavaş adımlarla takip ederken derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Sonunda nabzım normale dönerken büsbütün kırmızıyla kaplı odasının önüne gelmiş olduğumuzu yeni fark ediyordum.
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde gördüğüm manzarayla yüzümü buruşturmuştum. Yatak tamamen dağılmış, örtüsü bir kenara kaymış, üzerine yer yer ruj ve sperm kalıntıları bulaşmıştı.
"Kapıyı örtüp içeri gir."
Yüzümde rahatsız bir ifadeyle Asaf'a bakarken dolabın önüne geçmiş bir şeyler arıyorken bana saniye olsun bakmadığını görmüştüm. Yerimde kıpırdanarak konuşmaya başladım.
"Burada yapmayacağız, değil mi?"
Umursamaz gibi görünen bakışları bana değdiğinde kıvrılan dudağıyla yüzündeki alay 'ciddi misin?' diye haykırıyordu resmen. Bunun iyiye işaret olduğunu düşünüp başımı öne eğerek rahat bir nefes almıştım.
"Evet?"
Verdiği cevapla gözlerimi kocaman açıp hızla kafamı hızla yerden kaldırdım. Ne demek 'evet'ti?
"Sen bir de seni kendi yatağıma alacağımı falan mı sanıyorsun lan?"
Kurduğu cümle sonrası bastığı kahkahayla neye uğradığımı şaşırmış, elleri dizine gidip katıla katıla gülen adama hayretler içinde bakmıştım. Kahkahası yavaş yavaş duraksarken bir eli karnında diğer eli gözünden gelen yaşta sırıtmaya devam etmişti.
Yutkunmakta güçlük çekerken 'haklısın' diye mırıldanıp yatağa geçip oturacağım esnada yandan bana bir bakış atıp işine geri dönmüştü. İğrene iğrene baktığım yatakla yüzümü buruşturup gözlerimi kapatarak oturduğumda nasıl gece boyu dayanacağımı düşünüyordum.
Eline birkaç koku, kayganlaştırıcı ve prezervatif aldığında yatağa bırakarak bana dönmüş, bana bakarak üzerini çıkartmaya başlamıştı. Tamam, belki de dayanması o kadar da güç değildi. Bana bakarak soyunması beni fazlasıyla heyecanlandırırken elim ayağım birbirine dolanmış halde ayağa kalkmış, ona eşlik etmeye başlamıştım.
İç çamaşırına kadar soyunduğunda vücudundaki yerli yersiz morluklara bakıp iliklerime kadar rahatsızlık hissiyle dolmuştum. Midem kasılmaya başlarken kusmamak adına derin nefesler alıp gözlerimi gözlerine çıkarttım.
Gözleri son zamanlarda gereğinden fazla kilo verdiğim için içine çöken karnımda, güçsüzleşen kollarımda ve incelen bacaklarımda dolanırken yüzünden gram tepki görememiştim. İncelemesi bittiğinde ellerini birbirine çarpıp konuşmuştu.
"Deliğini hazırla. Tuvalete gidip geliyorum."
Altında boxerla tuvaletin yolunu tuttuğu esnada bu gecenin en büyük şokuyla olduğum yerde kalakalmıştım. Ne demişti? Altta olan ben mi olacaktım? Buna hazır hissetmediğime eminken nasıl yapabilirdim?
Beynim uğuldamaya başladığında başımın döndüğünü hissediyordum. Pasif olmak istemiyordum. Asaf'ın gözlerindeki kararlılığına bakılırsa altta olmadığım sürece kapı dışarı edilecek gibiydim.
Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken nefesim kesikleşip buna hazır olmadığımı haykıran her hücremi susturmaya çalışmış, işin ucunda Asaf olduktan sonra alt üst kavramının bir anlam ifade etmediğini kendime aşılamaya çalışmıştım. Bir nebze olsun dinmeyen vücudumu görmezden gelerek titreyen ellerimle iç çamaşırımı indirdim.
Elim kayganlaştırıcıya gittiğinde fazlasıyla titrediği için sıkmakta bir süre güçlük çekip sıkmayı başardığımda içime yayılan kötü hissi sanki hiç hissetmemiş gibi yapmıştım. Nefesim boğazımda kalırken aldığım soluğun ciğerlerime ulaşamamasından rahatsızdım.
Parmaklarım kalçamdaki deliği bulduğunda bir parmağın ucunu yavaşça sokmaya çalışmış, deli dehşet yanan canımla kafamı yatağa bastırmıştım. Yataktan gelen koku iyice midemi bulandırırken kafamı kaldırıp parmağımı kalçamdan çektim. Tek bir parmağa bile dayanamıyorken içime bir penisi nasıl alacaktım.
Asaf ile aramı düzeltmem için son şansım olduğunu kendime tekrar edip parmağımı tekrar deliğime uzattım. Gözlerim acıyla kapanırken bu defa parmağımı çekmedim. Bir süre alışmasını bekledikten sonra içerisinde git gel yapıp az da olsa genişlemesini sağladım.
Çok geçmeden ikinci parmağı sokmayı denediğimde deliğimin yırtılacağını hissediyordum. Gözlerim dolmaya başlarken bir elimi yumruk yapıp pis yatağı kavradım. Parmaklara alışmaya çalışan deliğime hareket ettirerek işkence ettiğimde yatakta kıvranmaya başlayan bedenimle gözlerimdeki yaşları akıtmaya başlamıştım.
Dayanılmaz bir ağrı vücudumu sararken derin derin nefesler almaya çalışıp vücudumu kasmamayı denedim. İmkansız gibi görünen bu icraatı gerçekleştirdiğimde gözlerim kızarana kadar gözyaşı dökmüştüm. Sonunda kalçam iki parmağa da alıştığında üçüncüyü ekleyip aynı insafsızlığı kendime tekrar gösterdim.
Üçüncüye alışmam ilk ikiden katbekat uzun sürerken içeriden çıkan adamla başımı ondan tarafa çevirdim. Yüzünde tek mimik olmadan gözümden akan yaşa bakıp dilini azı dişlerinde gezdirdiğinde yüzündeki umursamazlıkla bir gözyaşı daha bırakmıştım.
"Amma yavaşsın sen de be. Hadi artık."
Gözlerimi sıkı sıkı yumup karşımdaki adamı onayladığımda parmaklarımı içimden çıkartıp 'hazırım' diye mırıldanmıştım. 'Şükür' diyerek hızla baksırını indirip arkamdaki yerini aldığında bu kadar hızlı başlamasından tedirgin olurken arkamı dönüp kolunu kavramıştım. Kolunda olan elime bakarak tek kaşını kaldırdığında kırık çıkan sesimle konuşmaya çalıştım.
"Canım çok yanıyor da şu an. Acaba hemen sokmadan önce biraz..."
Cümlenin devamını getirememiş, ne diyeceğimi bilememiştim. Biraz öpüşelim diyecek yüze sahip değilken ön sevişmeyi es geçmeyelim diyebilecek bir konumda da değildim. Asaf sorgular şekilde bakmaya devam ederken gözlerimden düşen yaşlarla yüzüne yaklaşmaya başlamıştım.
Tepkisizce ne yaptığımı izlemeye devam ederken dudaklarını dudaklarım arasına alıp sıkıca öpmüştüm. Senelerdir çölde susuz kalmış bir bedevi, kendisine verilen suyu nasıl yudumlarsa öyle yudumluyordum Asaf'ın dudaklarını. Her bir emişimde ağzıma yayılan tatla bayılacak gibi titriyor, ellerimi koyacak yer bulmakta zorlanıyordum. Karşılık alamazken pes etmeyip ellerini boynuna dolayarak emmeye devam etmiştim. Dudaklarını açlıkla öpüp emmeye devam ederken gözlerimden akan yaşlar onun da yüzünü ıslatıyor, kesilen nefesim ciğerlerimi soluksuz bırakıyordu.
Birkaç dakika boyunca öpmeme rağmen karşılık alamayınca yavaşça başımı çekip Asaf'a dönmüş, yüzünden hala tek bir mimik okuyamayıp tepki beklemekten vazgeçmiştim.
"Tamam? Artık başlayabilir miyiz amına koyayım? Sıkılmaya başladım."
Başımı önüme eğerek onayladığımda yavaşça arkamı dönerek beceriksizce domalmıştım. Titreyen kollarım üzerinde doğruluyor olduğumdan her an düşecekmiş gibi hissederken bir andan belimden tutup dikleştirildiğimde şaşkınlıkla gözlerimi araladım.
Asaf, belimden sıkıca kavrayıp başını boynum ile omzum arasında kalan noktaya sokarak gözlerini kapatmış, penisini deliğimin tam üzerine getirerek ansızın ittirmişti. Üç parmağımın hareketiyle kızaran duvarlarım, içimi tamemen dolduran penisle yanmaya başlarken bağırarak acıyla inleyip başımı Asaf'ın omzuna bırakmak zorunda kalmıştım.
Asaf alışmamı saniye beklemeden içimde hareket etmeye başladığında yakıcı hamleleriyle kollarına tutunmaya çalışmış, az önce akan yaşlarımın kat kat fazlasını akıtmaya başlamıştım. Nefes alamıyorken boğulacağımı hissedip tıkanan solukla başımı havaya kaldırıp ağzımı sonuna kadar açmıştım.
Penisini hırsla çekip tekrar duvarıma iten adamla acı dolu bir haykırış bırakıp zorlukla aldığım nefesi salmıştım. Canım inanılmaz yanarken acıdan öleceğimi düşünüyor, içimdeki penisten çokça rahatsız oluyordum. Belimi saran kollarını ittirip 'dur' diye haykırdığımda beni siklemeden devam eden adamla bağırarak ağlamaya başladım. Sonunda hareketleri yavaşlarken belimi bırakıp içimden çıkmıştı. Haykıra haykıra ağlarken 'üff' diye söylenip yerdeki iç çamaşırına uzandığında kendimi yatağa bırakmıştım.
Boxerını giyip kapıyı sertçe çekerek odadan çıktığında yatağın üzerinde iki büklüm olmuş ağlamaya devam ediyordum. Bir defa olsun nasıl olduğumu sormadan odayı terk eden adamın arkasından bakarken ağlamamı şiddetlendirdim. Elim deliğime gittiğinde elimi sürtüp yukarı kaldırmış, birkaç kan damlası görmüştüm.
Ellerimi başımın altına koyup gözlerimde yaş kalmayana kadar o yatakta ağlamaya devam ettim. Yalnız olduğumu hatırlatan hıçkırıklarımdan başka hiçbir şeyim kalmadığını her soluğumda tekrar tekrar hissederken içime serpiştirmeye çalıştığım son su damlalarını da bilmeden o gece o yatakta kavurup yakmıştım...
---
Okuduğunuz, beğendiğiniz ve yorum yaptığınız için teşekkür ederim ❤️