Solitude | Texting

By livierinoyu

1.5M 109K 42.2K

Bilinmeyen numara: cidden engelledin mi? Bu birkaç saat önce babamın engellediği numara tabii ki de değildi... More

Giriş.
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.7
6.8
6.9
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.5
7.6
7.7
7.8
FİNAL
VEDA KONUŞMASI
ÖZEL BÖLÜM (GEÇMİŞ)
ÖZEL BÖLÜM (GELECEK)

2.5

20.7K 1.3K 401
By livierinoyu

Mavi Gri - Kır Çiçeği.


25.BÖLÜM.

505

Mirza: Neredesin?

Telefonu kapatıp etrafa baktım. Herkes heycanlı heyecanlı servisi bekliyordu. Herkesin arkadaşı vardı.

Onlarla servis bekliyordu.

Ben ise bir ağacın kenarında valizimle durmuş onları izliyordum.

Neden beni dışladıklarını bilmiyordum ama küçükken de hiç kimse beni istemezdi. Küçüktük çok küçüktük bir evimiz vardı. Orada her zaman bahsettiğim İrem ve Asil Doğa vardı. Onlar beni hep severdi. Özellikle Asil Doğa. Çok değer veren bir çocuktu.

Sonra onlar taşınmışlardı.

O günden sonra abimin arkadaşı Yağız abiyi hiç aşağıda görmemiştim. İrem inerdi ama o aşağıya inmezdi. Zaten Asil Doğa'dan sonra biz taşınmıştık. O günden beri kimse benimle arkadaş olmamıştı.

"Servis mi bekliyosun?" Yanıma gelen Atlas'a baktım ve başımı olumlu anlamda salladım. "Arkadaşın var mı?"

"Var." Atlas valizini yanıma koyup benim gibi bahçeye baktı. "Geçen gün gördüğüm çocuk mu?"

"Kaan'dan mı bahsediyorsun?" Bana baktı. O bana bakınca ben de ona baktım. "Evet."

"Evet." Sorduğu soruya şimdi cevap verip derin bir nefes aldım. "Serviste nerede oturursun?"

"Biz Kaan'ın arabası ile gideceğiz." Atlas etrafa bakıp başını olumlu anlamda salladı. "İyiymiş." Valizini tutup bana baktı. "Görüşürüz."

Ona el salladıktan sonra Kaan arabasını -sonunda- yanıma park etti. Valizimi sürükleyerek onun arabasına doğru adımladım. "Hiç gelmeseydin."

"Arabayı servisten aldım." Arabanın kapısını açmıştı ve dışarıya çıkmış bana bakıyordu. "Gel valizini alalım." Hemen ayağını arabadan çıkarıp yanıma  geldi. "Elbise giymeyi seviyor olmalısın."

Üstümde ki elbiseye baktı.

Ardından valizimi alıp bagaja koydu. "Evet."

"Hasta olursan sana söylerim. Hava soğuk."

Ve benim bacaklarım açıktı. "Bağışıklık sistemim yüksektir." Omzuna vurup hemen arabaya geçtim. "Gidelim hadi."

"Hemen mi?"

"Burada kalmak istemiyorum." Herkesin eğlenmesini görmek istemiyordum. Belki de ben eğlenmeyi bilmiyordum o yüzden benimle arkadaş olmak istemiyorlardı.

Bence en büyük sebebi herkesin beni inek öğrenci olarak görmesiydi çünkü kime sorsam inek öğrencilerin ders çalışmak dışında hayatı olmazdı. Bu yalandı. Yalan!

Beni istemedikleri için ders dışında hayatım yoktu.

Kaan da arabaya yerleşince arabanın kontağına bastı ama araba çalışmadı. Bir kez daha denedi ama araba çalışmadı. "Ne oldu?"

"Araba çalışmıyor." Gözlerimi kocaman açıp ona döndüm. Eliyle arabayı inceleyip kaşlarını çatmıştı. "Ne olacak şimdi?"

"Bir saniye." Eğilip bir şeye baktı ardından bana baktı. "Beni öpmeden araba çalışmazmış. Öyle diyor." DALGA GEÇİYORDU! Omzuna vurup önüme döndüm. Beni korkutmuştu! "Gıcık."

"Hadi..." Gözlerimi devirip başımı salladım. "Hayır."

"O zaman çalışmıyor araba." Elini göğsüne sarıp sırtını koltuğa yasladı.

"İyi çalışmasın. Kalalım burada." Ben de onun gibi elimi göğsüme sarıp karşıma baktım. "İyi kalalım o zaman burada."

"İyi."

"Tamam."

"Peki."

"Güzel." Kaan güzel dediği an hızlıca yanağına bir buse kondurdum ardından geri yerime geçtim. "Ne? Bu sayılmaz." Bilerek bekletmiştim. "Hadi oradan. Yüzünü yine çevireceğini biliyorum. Bilerek seni şaşırttım. Öptüm hadi gidiyoruz."

Kaan yaptığım plana yenik düşmüştü. Bana kızgın kızgın bakıp arabayı çalıştırdı. "Bunun acısını alırım senden."

"Çok konuşma da sür hadi."

Kaan bana bir bakış attı ardından  arabayı okulun bahçesinin kapısına doğru sürdü.

🌾

Ne kadar sürmüştü yol bilmiyorum ama bu sefer çok uzağa gitmemiştik.

Yine bol yeşillikli bir yere gelmiştik.

Bir eve gelmiştik.

Kocaman bir evdi ve tam karşısında bir göl vardı.

Kaan arabayı evin arka kısmı olan kapıya park edince arabadan çıkmadan tam karşımızda duran göle baktım.

Çok güzeldi.

"Fotoğraf makinesini getirdin mi?" Kaan bana sırıtarak bakıp arabayı kapattı. "Tabii ki de." Etrafa bakıp gülümsedim. "Yine bir cennete geldik."

Arabadan çıkıp etrafa baktım. Ev ile göl arasında beş metre falan vardı. Çok yoktu.

Dip dibelerdi ve kocaman ormanlık alanda bizden başka kimse yoktu.

Etrafımda dönüp kafamı kaldırdım. Daha önce hiç böyle bir yere gelmemiştim. "Çok güzel." Hemen Kaan'a bakıp güldüm. "Sizin mi burası?

"Yazlık gibi bir yer." Kaan bana bakarak bagajı açtı. "Çok sevdiysen hep geliriz."

"Havası bile güzel." Kaan hala bana bakıyordu. Valizleri indirip arabayı kapattı. "Gel yerleşelim sonra göle gireriz."

"Ne?" Yanımda duran göle baktım. "Çok büyük değil mi?"

"Evet de ne fark eder?'

"Bakarız." Dedim ve valizimi elime alıp eve doğru yürüdüm. "Annenlerin haberi var mı?"

"Var, anahtarı nasıl aldım sanıyorsun?" Elindeki anahtarı havaya atıp geri tuttu ve bana bakıp göz kırptı.

"Beni söyledin mi?"

Kaan kapıyı açıp bana baktı. "Annem seni biliyor, Mirza." Benim valizimi de alıp kapının yanına koyunca gözlerimi kocaman açıp içeriye girdim. "Beni biliyor derken?"

"Seni anneme anlattım."

"Ne diye anlattın?"

Arkadaş mı?

Dost mu?

Bir kız olarak mı??

Ne?

"Güzel bir kız olarak." Kapıyı üzerime kapatıp bana doğru adımladı. "Ya?"

"Seninle tanışmak istiyormuş." Elimi belime koydum ardından kapıya yaslayıp etrafa baktım. "Beni?"

"Neden ki?"

"Öyle." Ellerini kapının üzerine koyup beni kafesleri. "Seni çok beğendi."

"Fotoğrafımı gösterdin?" Cümle kuramıyordum. "Fotoğrafını gösterdim."

"Ha?" Çok yakındık. Aşırı fazla ve ben cümle kuramıyordum.

"Peki." Gözlerine baktım. Uzun süre onun gözlerine sessizce baktım. Biraz daha bu şekilde kalsaydık belki de yanlış şeyler olacaktı.

O yüzden bir elimi kaldırıp yukarı katı gösterdim. "Peki, hangi odalara kalacağız?"

"Sen kız kardeşimin odasında kal. Ben benim odamda kalırım."

Kaan'ın kız kardeşinin olduğunu bilmiyordum...

"K-kız kardeş?"

"Evet, ellerinden öper." Yanımdan ayrılınca hemen onun peşinden koştum. "Neden bana ailenden bahsetmedin? Sen benim abimle bile takipleşiyorsun ama ben neden senin kız kardeşin olduğunu şimdi öğreniyorum?"

"Sormadın ki?"

"Sen de abimi sormamıştın ama öğrendin."

"Dikkatini çekerim, sen söylemedin. Ben öğrendim abin olduğunu." Elimi mutfağın tezgahına koyup ona dik dik baktım. "Başka kardeşin var mı?"

"Hayır."

"Kaç yaşında, kız kardeşin?"

"14." Sırtımı tezgaha yaslayıp başımı salladım. "Kızma bana, Rory Gilmore." Kaan yanıma gelip yanağımdan bir makas attı. "Kızmıyorum."

"Peki."

"Hadi odalara yerleşelim."

🌾

MirzaVuralkaya: (story)

KaanDemirkan ve AtlasKıran beğendi.

25.BÖLÜM SONU

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 90.4K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
6.8M 339K 90
anonimhanım: Yeniden basketbol oynar mıyız? 02.04- #1 gençkızedebiyatı 09.04- #1 yarıtexting 27.04- #1 bilinmeyennumara 08.05-#1 mizah 11.05-#1 roma...
584 348 9
19 gün. Aç ve susuz. Tanımadığın insanlar ölüyor. İyi, kötü. Kurtar, kurtarma. Kazan, kaybet. Sadece Hazır ol. ADAM ASMACA BAŞLIYOR.
4.3K 564 10
Felix iyileşme sürecinde olan kanser hastasıydı.