Kayıp Varis

Oleh hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... Lebih Banyak

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

15. Bölüm

4.8K 399 150
Oleh hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

°°°

Tamam benleyken tabiki de hep iyiydi ama.

Egoist ya.

Hey! Ben egoist değilim tamam mı? Sadece,

Evet sadece?

Ay aman neyse.

"Lenora ya da sizin için gelmedim, Lucas'a bakmaya geldim." dedi Karina.

Ama ben Lucas'ın onu istediğin hiç sanmıyordum.

"Baktın ve gidebilirsin artık." dedim bende Karina'ya.

Eskiden olsa bir erkek için asla kavga etmem derdim. Ama sevince ne bileyim her şey daha farklı oluyormuş.

"Senden emir alacak değilim." dedi Karina.

Bu nasıl bir yüzsüzlüktü böyle.

Derken hiç mi utanmıyordu. Tamam ben, benden emir almasını istemiyordum. Ama sevgilime bulaşmasını bakın onu hiç istemiyordum.

Yani yanlışlıkla öldürebilirdim. Ama yanlışlıkla yani.

"Karina baktın ve git artık." dedi Lucas.

Karina, Lucas'ın sözlerini umursamadan, omuz silkip odadaki koltuklardan birine gidip oturdu.

Bu yüzsüzlüğün kaçıncı seviyesiydi?

"İstenmediğin yerde olmak da tam senlik hareket." dedi Alvin ve o da koltuklardan birine oturdu.

"İstenmeseydim şu an burada olmazdım." deri Karina.

"Sen gitmiyorsan ben götürürüm." dedi Sierra ve ayağa kalkıp Karina'nın saçına yapıştı.

Karina ona her ne yapmıştı bilmiyordum ama Sierra'nın sabrı kalmamıştı. Ve beni bile şu bir kaç günde sıktıysa Sierra'ya 18 yıl neler yapmıştı düşünmek bile istemiyordum.

"Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdı Karina  öfkeyle.

Sierra ise onu umursamadan yürütmeye  çalışıyordu. Attıkları bir iki adım sonrasında Karina hızla Sierra'yı itti.

Ama Bronte hızlı bir hareketle Hava elementi ile onu düşmeden tutmuştu.

"Senin karşında bir oyuncak yok Varis var." diye bağırdı Karina.

"Pabucumun Varisi." dedi Tina alay ettiği belli bir ses tonuyla.

Onlar kavga ederken biz Lucas ile oturmuş onları izliyorduk. Ama her an benim de karışmam gerekebilirdi.

"Büyücüler." diye bağırdı Karina.

Evet evet deli gibi bağırdı.

"Ne oldu Karina kaçmaya mı çalışıyorsun?" diye sordu Bronte.

"Sizin benimle derdiniz ne?" dedi Karina.

Gerçekten bir de bunu soruyor muydu?

Kendi davranışlarının farkında değil miydi acaba.

"Asıl senin bizimle derdin ne? Bir şey demeyeyim diyorum susayım diyorum ama bendeki de sabır. Ne haltlar yediğini anlatırım bir daha hiç birimizin yüzüne bakamazsın. Kendine gel!" dedi Sierra.

Artık hiç birinin sabrı kalmamıştı ve en ufak bir olay daha kaldırabilecek gibi gözükmüyorlardı.

"Çeneni kapat!" diye bağırdı Karina.

Gerçekten fazlasıyla kaşınıyordu.

"Sen çeneni kapat, Lucas'ı sözde seviyorsun diye Lenora'ya yapmaya çalıştıkların, bence Kralların kulağına gitmesin." diye atladı konuşmaya Bronte.

Bir dakika, ne!

Karina bana ne yapmaya çalışmıştı?

Kafayı mı yemişti bu kız.

"Karina, Lenora'ya ne yapmaya çalıştı?" diye sordu Lucas, bilmediğini belli ederek.

"Sus!" diye bağırdı Karina.

"Biz de daha yeni öğrendik. Lenora ka-" diye söze başlamıştı ki Karina'nın ona gönderdiği büyü ile sözü yarıda kesildi.

Büyü Bronte'ye ulaşmadan elimi kaldırdım ve büyüyü yok ettim.

Ne ara bu kadar ustalıkla kullanmaya başladın anlam veremiyorum.

Bende bilmiyorum, sanki elimi kaldırıyorum ve benden bağımsız olması gereken şey oluyor.

Büyüyü yok etmemle Karina'nın kötü bakışları bende kalmıştı.

"Büyücüler çıkın ortaya!" diye bağırdı.

Hadi ama gerçekten mi?

Karina'nın bağırmasıyla sanki duvarın içine saklanmışcasına duvardan Büyücüler çıkmaya başladı.

Bu kadar ileri gitmiş olamazdı.

Lucas ile hızla oturduğumuz yerden kalkıp diğerlerinin yanına gittik. Ama onun dinlenmesi gerekiyordu.

Duvarlardan geçen Büyücüler yirmiye ulaşınca sayması bırakmıştım. Ve hala gelmeye devam ediyorlardı.

"Lucas odan neden büyük." dedi Elvis bıkkınca.

Binlerce Cadıyı tek hareketimle öldürmeme rağmen neyin cesaretiydi bu.

"Lenora." dedi ve gülümsedi Karina, "bu savaşta sadece ikimiz varız."

Aklından neler kurmuştu bilmiyordum ama kendine gelse iyi olurdu. Çünkü bir gram bile acımam öldürürdüm.

Bir Büyücünün parmak şıklatması ile hepimiz ormana benzeyen bir alana geldik.

Eh kaşınmak istiyorsa bende kaşırdım. Hemde büyük bir zevkle.

Bizi buraya getiren Büyücü parmağını bir daha şıklattı ve geniş araziye bir ring koydu.

Ah gerçekten şaka mıydı bu.

"Karina işin sonunda öleceğini biliyorsundur umarım." dedi Sierra alayla.

Karina ise ona bakıp sinsice gülümsedi.

Neler geçiyordu bunun aklından.

"Maç 15 dakika her şey serbest." dedi otoriter sesi ile bir Büyücü ve girmemiz için ringin kapısını açtı.

"Lenora gitmek zorunda değilsin." dedi Lucas.

"Biliyorum." dedim Lucas'a.

Ama nedense kendimi zorunlu hissediyordum.

Karina maçın ortasında Ruh Hayvanını çağıracak. Ve sözde her şey serbest olduğu için bir Büyücüyü. Maçın ortasında Varislerden birisi ve ben gelirim. Rahat ol.

Lucas gelmesin Amos, daha yeni bir sürü şey oldu zaten.

Salak mıyım ben Lenora, Lucas'ın iyi olmadığını biliyorum.

Onu demek istemediğimi de biliyorsun.

Ringe doğru yaklaşıp ilk adımımı attım. Ve derin bir nefes alıp içeriye girdim. Karina çoktan girmişti.

Dışarıdan korkuyor gibi durabilirdim ama bir Varise ciddi derecede zarar vermek istemiyordum. Her ne kadar kendisi kaşınmış olsa da.

"Lenora bu kadar korkuyorsan başlamadan bitsin." dedi Karina.

Maçta hile yapan birisinden mi korkacaktım. Çok beklerdi.

"Ağzın değil, gücün çalışsın Karina." dedim bende ona sırıtarak.

Bozulduğu belliydi ama belli etmemeye çalışıyordu.

"Başlayın!" diye bağırdı Büyücülerden birisi.

Aman ne iyi.

Büyücünün sesiyle birlikte bana bir küre gönderdi Karina. Bense yerimden hiç kıpırdamadan küreyi yok ettim.

Bu maç yüksek ihtimalle bu şekilde devam edecekti. O gönderecek ben ise yok edecektim.

Karina'nın sinirleri bozulmuş olacak ki bana beş tane ard arda küre gönderdi.

"Umutsuz vakasın Karina." dedim ve Küreleri yok ettim.

"Erken konuşma." dedi Karina.

"Tabii Büyücüler sayesinde mor küreye geçmiş birisinden ne bekliyorsam." dedim.

Bunu dememi beklemiyor olacak ki yerinde dondu kaldı. Bende bu fırsatı kullanarak hemen karın boşluğuna güçlü bir Büyü gönderdim.

Geriye doğru hızla uçarak ringin demirine sırtı sertçe çarptı ve ağzından küçük bir inilti çıktı.

Karina zorlukla ayağa kalkarken yanında sadece bir kere gördüğüm kurt belirdi. Ne yani bana mı saldıracaktı.

Aman ne iyi.

Kurtun bana yaptığı atakla hızla onu geriye ittim. Ama Karinaya olduğu kadar etki etmemişti.

Amos bence gelmenin tam sırası.

İlk defa aynı fikirdeyiz.

Yanımda tüm asilliği ile Amos belirdi ve o alıştığımız kükremesini göz önüne sundu.

Karina'nın ayağını yere sertçe vurması ile zemin sallanmaya başladı. Sallantı her saniye daha da şiddetleniyordu.

Ama unuttuğu bir şey vardı ben tüm elementleri kullanabiliyordum.

Yerdeki sallanmanın durduğunu düşündüm ve sallanma geçti.

Karina'nın surat ifadesinde ise sadece saf öfke vardı. Kaldıramıyordu ondan daha güçlü olmamı zoruna gidiyordu.

"Sinirlerimi bozuyorsun." dedi Karina.

Duygularımız karşılıklı.

"Arada yaparım öyle şeyler." dedim bende.

Bana ard arda sayamadığım kadar fazla büyü gönderdi. Biraz zorlansam da hepsini yok ettim.

Ama şunu gerçekten iyi anlamıştım. Öfke gerçekten büyüyü daha güçlü kılıyordu.

Karina yorulmuş olacak ki bir süre durdu ve gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.

"Yeter artık bitsin bu iş." dedi Karina.

Benim için bir sorun yoktu.

"Ölmek mi istiyorsun?"

"Ben değil sen istiyorsun." dedi Karina kendinden emin bir tavırla.

"Bazen benim kim olduğumu unutuyorsun. Övünmek gibi olmasın ama buradaki en güçlü kişi benim."

Karina'nın iyice sinirleri bozulmuştu. Ve birazdan Büyücüyü çağıracağına emindim.

Biraz aklı varsa planını bildiğimizi anlamış olmalıydı.

Bu iş de artık burada bitmeliydi.

Karina'ya güçlü bir ateş küresi gönderdim. Geriye doğru savruluyordu ki Ruh Hayvanı arkasına geçerek sırtını demire çarpmasını engelledi.

"İş bitsin diyordun değil mi?" diye sordum.

Bana öfkeli bir bakış atıp, bir kaç söz söyleyerek büyük bir küre çıkardı ortaya. Bu diğerleri gibi değildi simsiyahtı.

Kara Büyü, sana temas ettiği an ölürsün Lenora.

Kara Büyü yapmak yasak değil miydi?

Saraylarda ve okullarda yasak olsa da, unutma burda her şey serbest.

Ama unutur muyum hiç.

Pekii ne yapmam lazım şu an, deli gibi büyüyü büyültüyor da.

Bazı şeyleri kendin başarman lazım. Her zaman ben olamam.

Amos, gerçekten sırası mı?

Evet.

Pekii.

Karina'na küreyi yeterince büyütmüş olacak ki hiç beklemeden hızla bana gönderdi. Ben savunmaya geçmişken eminim hiç birimizin beklemediği bir şey oldu.

Küre ringden dışarıya çıktı ve Varislere doğru ilerlemeye başladı.

Tüm dikkatimi oraya vermiştim. Kendilerini koruyabilirler miydi?

Lucas iyi olsaydı evet. Ama diğer Varisler kara büyü için eğitilmedi Lenora. Yaptıkları en ufak atakta kara büyü ve kendi elementleri tepkimeye girer. Ve işin sonunda çevredeki herkes zarar alır.

Karina kara büyüyü bana yollasaydı ne değişecekti?

Sen Kayıp Varis'sin. Bir yolunu bulursun. Ve 5 saniye içinde bir şey yapmazsan herkes ölecek.

Önce Karina'ya baktım. Bana büyü gönderecekken hızla yok edip, ona güçlü bir Büyü gönderim. O yere yığılırken hızla ringden çıktım.

Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Ölmek.

Onu hiç istemiyordum.

2 saniye.

Elimi kaldırıp hızla kara büyüyü kendime çektim. Büyü yönünü değiştirip hızla bana gelmeye başlamıştı ki hemen eğilip kendimi korudum.

Sonuç ise ağaca çarpmıştı ve minik bir yangın çıkmıştı. Ölmekten iyiydi sonuçta.

Eminim Tanrıçalar seninle gurur duyuyordur.

Onların hiç bir şeylerini istemiyorum. Ne vardı şu an normal bir hayatım olsa.

Normal bir hayatın olsa sence Lucas ve diğerleriyle tanışabilir miydin? Özellikle de benimle, bensiz yapabilir misin?

Egona hayranım Amos.

"İyi misin?" diyerek hızla yanıma geldi Lucas.

"İyiyim." dememle kafamdan tutup göğsüne yasladı beni.

"Bir daha kimseye güvenip kendine zarar  gelebilecek şeyler yapma." dedi azarlarcasına.

"Emredersiniz Varisim." dedi ve her ne kadar göremese de gülümsedim.

Beni kendinden ayırıp konuşmaya başladı;

"Lenora ben ciddiyim. Ya odaklanamasaydın. Ya bir şeyler ters gitseydi. Yapma böyle."

"Lenora! Sevgilinden ayrılıp bize sarılmaya ne dersin?" diye sordu Bronte.

Gülerek kızların yanına gittim ve hepsine sarıldım.

"Sana bir şey olacak diye çok korktuk." dedi Sierra.

Ne ara birbirimize bu kadar bağlanmıştık, bilmiyordum ama kendimi mutlu ve huzurlu hissediyordum.

"Sence bana bir şey olabilir mi?" diyerek parmağımla kendimi gösterdim.

Tina ve Bronte bu halime gülerken Sierra ciddiyetle konuşmaya başladı.

"Karina'yı tanımıyorsun o hırsla emin ol Kral ve Kraliçeleri bile öldürür."

Birinin kolumdan tutup çekmesi ve üstüne de sarılmasıyla gözlerim kocaman açıldı.

"Lenora, en sevdiğim kankam. Korkuttun bizi."

Evet evet tahminleriniz doğru, bu kişi Elvis'ten başka birisi değildi.

Lucas'ın, Elvis'in ensesinden tutup çekmesiyle ayrılmak zorunda kaldık.

"Biraz mesafe." dedi ve Elvis'e seninle sonra görüşeceğiz tarzından bir bakış attı.

"Karina'yla kim ilgilenecek. Ben elimi sürmem." dedi Tina.

Hepimizin bakışları ona ve Karina'ya dönerken onun yerde baygın bir şekilde yattığını gördüm.

"Leydi Karina ile biz ilgileniriz." dedi Büyücülerden birisi.

Leydi mi?

Her ne kadar gülmek istesem de kendimi tuttum.

"Tabii ilgilenin. Biz de artık gidelim." dedi Alvin.

Bence de gitsek iyi olacaktı.

"Kıza bir şey yaparlarsa?" diye sordu Sierra.

Haklıydı.

"Bir şey yapacak gibi görünüyorlar mı sence?" diye sordu Adrian.

Evet o da haklıydı.

Hiç birinin adam akıllı bakışları bile Karina'ya değmiyordu.

"Leydi Karina'ya zarar vermeyiz. Merak etmeyin." dedi otoriter sesi ile bir Büyücü.

"Merak eden kim." diye mırıldandı Tina.

Karina onlara ne yapmıştı her geçen saniye daha çok merak ediyordum. Neydi bu kadar nefret etmelerine neden olan şey.

"Nasıl gideceğiz ve neredeyiz?" diye sordu Sierra bıkkınca.

Gerçekten biz neredeydik.

"Ruh hayvanlarımızla gidelim." dedi Lucas.

Benim için sorun yoktu.

Tabii olmaz sanki sırtında sen taşıyorsun.

Gören de tonlarca ağırlıkta birini taşıyorsun sanacak Amos!

Herkes Ruh Hayvanını çağırmış sırtına binmişti.

Gel artık.

Emredersiniz Varisim.

Bir süre sonra Amos da gelince ben de onun sırtına bindim.

"Cadılar ve Büyücülerin sınırındayız en ufak bir yanlış adımınızda hepimiz ölürüz. Dikkatli olun." diyerek herkesi uyardı Amos.

"Yol ne kadar?" diye sordu Bronte, Ruh Hayvanı olan kartal ile havada değilde yanımızda ilerliyordu.

"Tahminen 58 kilometre." dedi Lucas'ın Ruh Hayvanı.

Yok artık.

58 kilometre cidden çok fazlaydı. Ve Lucas'ın dinlenmesi gerekiyordu.

Göz ucu ile Lucas'a baktığımda yüzünün halinden canının acıdığı bariz belli oluyordu.

Ve onun acı çekmesini geç en ufak bir tırnağının kırılmasını bile istemiyordum.

1 saat sonra

"Ne kadar kaldı?" diye hayıflandı Elvis.

Gerçekten bende çok sıkılmıştım. Bir yerde oturup biraz dinlensek ne olabilirdi ki.

"40 kilometre." dedi Tina'nın Ruh hayvanı olan beyaz panter.

Hayvanların konuşması hala çok saçma geliyordu.

"Neden ışınlanmıyoruz ki?" diye sordu yine Elvis.

Fazlasıyla haklıydı.

"Kendi bölgemizde değiliz, fazla dikkat çekeriz." diye yanıtladı Sierra.

"Lucas iyi misin?" diye sordum ona dönerek.

Bana doğru dönüp yorgun yüz ifadesiyle kafasını aşağı yukarı iki kere salladı.

Ama verdiği cevabın aksine hiç iyi gözükmüyordu.

"Durun!" diye bağırdı birisi.

Bir kere ya sadece bir kere başımıza bela almasak olmaz mıydı?

Herkesin durmasıyla bakışlarımız önce duran Peri'ye döndü.

Perinin burda ne işi vardı ki.

"Kraliçemiz sizi sarayında istiyor. Hepinizi." dedi Peri.

İyi de bunların saraylarına biz nasıl sığacaktık. Ya kendileri gibi küçükse.

"Başka bir zaman geleceğimizi söyle." dedi Lucas sert çıkan sesi ile.

"Vampirler etrafta dolanırken bu şekilde asi olmanız hiç doğru değil, Varis Lucas."

Peri gözlerini bana çevirdi ve bir süre bana baktı. Sonra ise dudaklarını dişleyerek geri önüne döndü.

Ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum ama Kraliçe konusunun bahane olduğu belliydi.

Hatta apaçık ortadaydı.

"Peki gidelim Kraliçenizi görmeye." dedi Amos.

Ciddi olamazsın.

Peri olmadıkları çok açık Lenora.

Ama Peri gibi görünüyor.

Vampirler eğer Büyücüler ile iş birliği yaptıysa kolayca şekil değiştirebilir.

Vampir olduklarını düşünüyorsan neden gidiyoruz?

Biraz aksiyon olsun, sıkıcı sıkıcı sarayda oturacak mısın?

Bu yaptığımız saçmalık.

"Buraya gelin lütfen." dedi Peri ve bir portal açtı.

Amos lütfen gitmeyeceğimizi söyle.

Gidiyoruz.

°°°

Merhaba!

Baya geç attım farkındayım.

Ama ölüp hiç bölüm atamayada bilirdim jejdjdjjd

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Seviliyorsunuz.

✷‿✷

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

234K 12.3K 72
Ellerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğr...
301K 26.2K 47
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
7.7M 452K 85
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
36.9K 5.6K 31
Eylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün...