BEYLERBEYİ HAZERANİ

By mamalesoirr

4.3M 215K 94.5K

El değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Sev... More

TANITIM
"KEFENDEN GELİNLİK "
' GEŞA HAZERANİ '
Zindan
NEFRETİN NEFESİ
AY IŞIĞI
'ÖLÜM GETİREN SESİM'
'KERT-ME'
SAÇIN; ANNEMİN KOKUSU
İKİ YANLI MENDİL : GÖNÜL İŞİ
DİLEFRUZ ;YÜREK YAKAN GÜZEL
'KANLI POTRE : GÜLÜŞE DÖKÜLEN KAN '
"RUHUMU ASTIM"
'KEŞKE MARDİNİ '
'KADER&SÖZ'
'BİLDİN (GERÇEKLER)'
'KOKUNU VER '
"BİR SARILSAK"
LİMON & SARIŞIN
ACIMIZ GEÇSİN (BULDUM)
TEMAS ✨
KOLLARINDA ☄️
12.12.2022 (ARA FİNAL BÖLÜMÜ)
GEÇMİŞ(Geçmezmiş)
KADER & EREN
HAZERANİ 2 : ⦑1⦒ .BÖLÜM
ÖPESİM VAR
KARŞILAŞ-MA (SEN BANA ,HEP BANA)
ATEŞİN YANIŞI
DAHA KÖTÜSÜ
KAHKÜLLER
SANA KESİLDİM
BÖLÜM :XELEF VE MİR
Bölüm:ONU GÜLDÜR LİMON
KÜLÜZ
Kalbime Sevgili
AŞK
RÜYA "Bakma "
AĞIT &ANNE
ÖLÜM&EVLİLİK GÖRÜŞMESİ
1.284✨
DİL ARGEŞE
12.12.2022 Anısına geçmiş
SANA KÜSMEK
BEYLERBEYİ 'GÜLÜNCE
ÖLÜMÜ GÖR'GEŞA'
Ödeştik Gidemezsin
BİR CADI VARMIŞ
BENÍM OLSANA .
YAR'
BUZDAN HÎSLER
HAZERANİ İÇİN"Firavun'un evindeki Musa"
CANIN KANI
SOL GÖZÜNÜN SIZISI
DOĞUYOR
GÜZELİM
KONUŞ N'OLUR
SEN GİBİ
GEÇMİŞ
BİRAZ UZAKTA
GİTMEZ
YAKUTLU BEŞİK
AİLEYİZ İŞTE
AVREŞ VE MİHRİ 'ÖZEL '
FİKRİMİN İNCESİ
XANİ
KATRE
AY DİLBERE
AVREŞ VE MİHRİ 'devam'
BÜYÜRSÜN
'Tılsımlı kemer'
NENNİ
FİNAL °Sonsuz
ÖZEL BÖLÜM 1 :)
Özel Bölüm -2

'SARHOŞ GERÇEKLERİ DÖKER DUDAKLAR '

93.2K 4.1K 3K
By mamalesoirr

Sabahımız hayrolsun:)

Sarhoş gerçekleri ;dudaklar döker.
Efsa Mardini

Selim' ona sarıldı komşu kızı da karşılık verdi yüzü bana dönen Selim'e bakındım . Gözüne kan oturmuş yüzünün solu mosmordu artık güldürmüyor bu hali.

Dudakları usulca kıpırdadı .
"özür dilerim "

Zaten bildiği bir şey için mi bu çocuğu dövdün Hazerani?

Başımı sağa sola salladım.

"Seni önemsiyor."işte bu duyduğumla ona bir kez daha baktım .O kocaman gülümsüyordu.

O ve beni önemsemek .
Büyük yanılmışsın Selim ,bu dayak bir şeyleri eksik bildiği için ya da sen ona ihanet ettin diye düşündüğü için atılmıştır.O sesini bile öldürmek için yeterli saydığı bu kadını önemsemez.

Vicdan yapar ama önemsemez.

Kendimi gülmeye zorladım zaten ben dün ona her şeyi itiraf ettiğim için
Selim 'e neden söyledin diye kızamam.

Komşu kızından ayrılınca bende karşılarında ki kanepeye geçtim .Sazımı dizlerime koydum . Komşu kızı başını Selim'in omzuna yaslayıp bana bakmaya başladı.

İkisinin de gözlerinde ki gülümseme bana güzel bir günün davetiyesini uzatıyordu.Ama saat ondan beri ortada olmayan Hazerani aklımın bir köşesinde eli belinde gelip gitmeye devam ediyordu.

'Saz da çalıyor yengem .'dedi Selim göğüsünü kabarta kabarta.

"Hanımım sana hayranım."dedi komşu
kızı.

"Geşa diyeceksin komşu kızı ."
Selim'e bakıp gülümsedim
"Sonuçta senin kocan ağadır.Yani sende bir hanımağasın."

Dedim Selim 'le bakışıp gülüştüler.

Çok güzeller.
Her seven gibi güzeller.

"Bize bir türkü söylesene Geşa."

Bu istek Selim'in gururlanan sesinden gelmişti.Sazıma bakındım ellerim usulca tellerde notalara kondu.Ama eldivenler özlediğim bu ana engeldi.Yavaşça çıkardım . Gözleri şaşkınla büyüyen çifte gülümseyen bir halde baktım.

"Yenge.."diye kalan Selim 'den sözü karısı aldı "ellerine ne oldu ?"

Gözlerim yine sazıma indi parmaklarım ezbere bildiğim notalar için yerini alırken "Hangi türküyü okuyalım Selim Ağa?"diye sordum.

Şaşkınlıkları bir süre cevaba mani oldu Bende dayanamayıp aklımdaki yası dile döktüm.Ne diyordu türküde
"Dağlarına dargınım
Yollarına yorgunum
Gözlerine sürgünüm yar..."

Dağlarına dargındım.
Yollarına yorgun
Ama en acısı gözlerine ...Ah o siyah gözlere ölümüne sürgünüm.

Türküme ses verdiğim an onlara bir kez daha baktım .Ellerime hüzünlü bakan gözlere hayranlık dolmuştu.Tizden uzak sesimle şarkıyı gür bir halde okumaya devam ettim.

Açılan salon kapısı hiçbirimizi andan alamamıştı.Ama benim gözlerimin hizasına giren ayakları tanıyorum yoluna yorgun olduğum adam gelmiş.

Türkünün son kısmını toparladım .

'Gözlerine sürgünüm ."derken onun gözlerine baktım.

'Yâr' diyordu devamında benim sazımında sesiminde teli koptu diyemeden bitirdim.Çattığı kaşlar zaten yerini bil diyordu.

Ondan yâr mı olur bana ?

Olmaz .Olmak istemez .Hatta o kadar istemezki ben seni seviyorum dediğimde beni sevme acıma dokunur beni sevmen der.

Gönlümde yâr iken dilimde yarasın Hazerani!

Sazın tellerinden elimi çektim.Selim ve komşu kızı Argeş için ayağa kalkmışlardı.

Bana bakan gözlerde alkışları duydum .
Selim aceleci bir halde"Biz de artık gidelim."dedi.

Sazı bir kenara bırakırken bende eldivenlerimi alıp ayağa kalktım.

Onları giyerken "Gitmeyin Selim birlikte yemek yerdik ."dedim .Selim Hazerani'ye bakamıyordu bile.

Belkide bu da yasaktır.
Sinirle ellerimi önümde birleştirip
"Yoksa benimle yemek yemeleride mi yasak Hazerani?"dedim.

O çocuğu nasıl döverdi.

Sinirli gözlerine ne istediğimi sorar gibi bakınca "Sakın yanıma geldi diye çocuğu yine dövme olur mu?"dedim.

Alt dudağını dişleri arasına alırken
Selim hemen "Yenge.."dedi .

"Aman Selim ne yapıyorsun? yenge deme mazaallah dilini keser ."

Bağıran sesime cevap vermeyecek gibi baktı . Gözleri Selim'in üstüne döndü.

"İstediklerim."dedi .

Konudan uzak beni umursamamıstı.

Ne istediğini bilmiyorum ama Selim hemen "abi tam istediğin gibi saat onda her şeyin olduğu dosyayı odana koydum ."dedi.

Başını aşağı yukarı salladı.Sonra komşu kızının yüzüne bile bakmadan "Nasılsın Nurbanu?Bir sorununuz var mı ?"diye sordu.İnsanların yüzüne pek bakmayı sevmiyor .Bence insanlar ona çok baktığından o bu kadar insanlardan uzak durmayı seçiyor.

Güldüm.Komşu kızı minnet dolu bir cevap vermeden ben "Kocasını tek parça bıraksan yeter !Baksana çocuğa bence en büyük dertleri sensin ."dedim.

Selim gülünce komşu kızının korkuyla elini tutması bir olmuştu.Gör işte Hazerani!Sırf güldü diye kocasına zarar vereceksin sanıyor.

Hazerani sözlerime değilde kızın telaşınla Tuttuğu ele bakarken
"Kocan bana ihanet etti.Ben arkamdan vuranı affetmem ama o halâ yanında duruyor ."dedi.

Yok öldürseydin (!)
Sinirim allak bullak olmuşken Selim
Nurbanu 'nun elinin üstüne elini koyup
"O benim abim inan gerçekten bana torpil geçti."dedi.

Bu çocuk beni çileden çıkaracak.

"Tabi Selim, öyle güzel dövmüş ki dünyaya artık mor bakıyorsun! Sağolsun yürüyor,konuşuyorsun."dedim.

Ciğerleri dökülecek şekilde hem gülüp hem öksürünce komşu kızı Selim'e
"Gidelim ağam .."dedi .

Onlara başıyla müsaade vermişti ama kapıya ulaşmadan Selim'e "Bir haftaya evimden gidiyorsun Selim.Aileni al digər evlerin birine git !"dedi.

Önüme sardığım ellerimi açtım.Sinirli gözlerim şaşkın bir hal aldı.

Ona hüzünle bakıp tek kelime edemeden giden Selim ile bir an göz göze geldik.

Başını sallayıp karısı ile gitti.

"Ben onu savundum diye mi ?Benim sırrı mı tuttu diye mi ?O senin ailen !ailen !"
Dedim sesim düşmüştü.

Kanepeye otururken "Ailem ...Benim bir ailem yok ! Hiç yanımda yürüyen birini gördüm mü?"diye sordu.Evet o kimseyle yan yana yürümezdi.

"Görmedin göremezsin! Çünkü benim ailem ..."Gözlerindeki kan arttı.Siyahlığı koyulaştı . Dudakları ince ince seyirdi.Dişlerini birbirine sürtüp
"Anlayacağın Mardini kızı ben bir insana pek fazla şans tanımam.Kötü bir şey yapmadı .Ama benden sakladı.Oysa söylese ilaçlarını ben alırdım biliyordu ."dedi hayretle ona baktım.

"Himayemde ki herkesin ihtiyaçlarını karşılarım.Ağaýım ben Mardini Ağa!"

Arkamdaki kanepeye otururken başımı eğip ellerim arasına aldım.

"Seni çok seviyor ..Sana abim diyor .Onu yanında tutmaya devam et lütfen."

Selim onun yanında olmalı her zaman.

Kelime Kelime söyledi.
"Kırdı güvenimi, olmaz !"

"O çok iyi bir çocuk Eren'e benziyor..."dilimden döküldü bunlar.Yoksa o buna ne yapsın ?

"Sana dost olmuş ,bana nasıl dost kalsın?"

Başımı kaldırıp yüzüne bütün kırgınlığım ile baktım.

"Ben..."dedim.Kaldım .Ben sana düşman değilim ki yanıma geçen sana düşman olsun .

Ben önünde esen rüzgarım Hazerani sana değecek olanı savuranım.
Ama sen halâ bunu kabul etmiyor musun?

"Hazerani?"dedim soru soracağımı belli eder gibi.

Sesini bekledim "ne ?"diye sorunca
"Geşa seni, hiç incitti mi ?"diye sordum .

Yüzüne bakındım acı bir gülümseme ile ayağa kalktım.Susmuştu çünkü cevap açıktı .Geşa yanmıştı ama asla onu yakmamıştı.Sadece Efsa bir kez ona silahın kabzası ile vurmuş ama Geşa aynı gün onu da sarmıştı.

İncitti derse yalan olur oda biliyordu.

Onu arkamda bıraktım "Selim kadar sadık bir adam bulamazsın .Bana senin hatrın için yardım ediyordu.İster inan ister inanma sen bana karın gibi bakmasan da o çocuk beni karın kabul ediyor.İşte sırf bunun için bana yardım etti.Anla bana değil sana sadıktı."Deyip odaya geçtim.Yüzüme bakıp daha da acı çekmesin değil mi?

Buraya ondan geldim ama oda gelmeye devam ediyor.Dün karanlıkta kaldım diye vicdan yapmış olmalı.

Yatağın ucuna oturdum gözlerime takvim yaprakları çarptı.Dudaklarım usulca kıvırıldı "az kaldı."

Derin nefesleri oflayarak verdiğim bir anda yükselen saz sesi ile dumura uğradım..

Az önce söylediğim türküyü yine çalıyordu sazım.Ama ellerim burda saz onun aslında o mu çalıyor ki?

Koşar adımlarla çıktım odadan çıkardığım gürültü için biran duraksadı ama durmadı .

Eski yerime parmak uçlarımda yürüdüm.Tam karşısına geçip oturunca gözlerim hayranlıkla ona bakar oldu .

O yani Hazerani...Saz çalıyor.

Benden daha net çıkardığı notaların sesi yoktu niye söylemiyor ki ?Benim dudaklarım ona duyurmadan mırıldanır olmuştu.Kocaman elleri zarifçe tellere dokundu.Ama merhametsiz parmakları sazı da ağlatıyor.. Türkü sözler olmadan ağlatır olmuştu.

Gözlerine sürgünüm yar..

Diyordu notalar sanki sadece bir nakaratı biliyor gibi tellere dokundu.

Ağalık yüzüğü tam tellerin ortasına vurdu.Bir anda durdu .Tam benim durduğum yerde ;'yâr '.

Durunca sıcaklığına meftun olduğum ellerine bakakaldım.

"İncitti ."

Ne ?

Gözlerine döndü gözlerim.Anlamaya çalışan bir halde baktım.

"Sormadın mı?Geşa seni hiç incitti mi diye .Onun cevabını verdim işte Geşa beni incitti .Hatta benim uzun zaman sonra davamdan başka bir derdim oldu."

Tutuştu bir acı ,ne yaptım söyle! Cehhennem yandı göğüsümde seni nasıl incittim?

"Ne yaptım Hazerani?Ne?"

Derin bir iç çekti .Sazı bir kenara bıraktı.Gözlerime baktı ..

Dudaklarını açıp açmamakta kararsızdı.

"Geşa seni incitmez .Bu yalanın şüphesi bile beni ziyan eder ."

Gözlerini sinirle yumdu .

"İşte bu kadın bu!"diye bağırdı.

İrkildim kapattığı gözleri ,gözlerimin önünde bir kirpiğini döktü.

Onu incittim.

Acıyla yutkundum .O düşen bir sesle devam etti .

"Hazerani bile kendisine Geşa kadar merhamet etmiyor.İşte bu canımı çok yakıyor Geşa."

O böyle şeyleri söylemezdi.Buna sevmek geldi içimden ama çok üzgün .

"Ben sana kötü davranmayı denedim yemin ederim ."

Beni öptüğü günün ertesi denemiştim..İyi de gidiyordum taki önüne atlayıp onu silahtan kurtarana kadar .

Gözlerini açtı bana baktı üstümde dolanan gözleri ellerimi buldu.

"Bana iyi davranma yeter .Ben artık sana kötü davranmayacağım."

Bana acımış..

"Neden ?"dedim hiddetle."Ne değişti Hazerani?"

Ellerime bakan gözleri sargısını çorapların kapattığı ayağıma indi sonra vurulduğum koluma baktı .Tüm yaralarımı gezdikten sonra "Değişen bir şey yok sen hala o adamın kızısın ama ben geçmişteki bir yanlıştan bugün emin oldum."dedi.

"NEYDEN?"

"Doktorun ile görüştüm.Nevin Sancar ile."

Sarsıldım,bedenim geriye yaslanırken
"Bana .."dedi gözlerim doldu.

"İnanmadın yine inanmadın .Gittin raporları aldın değil mi ?"

Başını salladı.Gerçi öğreneceğim demişti ama ben ona zaten bilmesi gerkenden fazlasını söylemiştim.Duraksamıştı.

"Okudun mu ?"dedim kaşlarını havaya kaldırdı.

"Daha okumadım ."

"Okuma !"dedim hiddetle sonra alçak bir sesle "abartıyorlar Hazerani?İmtihan dünyası ben bir cehhennem kadar yanmışım ne olmuş ki ?"dedim.

Gözleri acıma değdi .O bu durumlarda bile çok katı işte buna da hayranım.İnsanlar acıdığını üzüldüğünü belli eder ama Hazerani 'nin bakışları hep buz gibi yakar .

"Geşa ..."dedi diliyle dudaklarını ıslattı.Dikkatini toplamak ister gibi yere bakan gözlerini bana kaldırdı.

Yüzüme bakmayı pek sevmez ne diyeceğini merak ettim doğrusu.

"Bana o gün ne düşündüğü anlatsana?Yani hani ne anladın ?Onu anlat ."

Derin bir nefes alırken gözümün buğusunu bir kenara verip ayağa kalktım.Hızlı adımlarla dışarı çıktım.

Balkondaki masaya oturdum.

Hazerani de hemen arkamdan gelmiş yani başımda durmuş derin derin solumaya başlamıştı.

Bugün Selim 'den sadece kendi atımı istemiştim.Konaktaki bütün atlar buraya gönderilmişti.

Önümdeki masaya kollarımı koyup başımı üstüne yan yatırdım.Gözlerim düzlükteki hırçın atıma baksa da aklım baş ucumda duran Hazerani'nin aldığı düzensiz nefesteydi.

"Boşuna bekleme dileğim netti seninle geçmiş ko-nuş-mam."

Bastırdığım kelimeyi bana iade etmek ister gibi aralanan dudaklarını görmesemde nefesinden firar eden isyanı duydum.

Atım şaha kalktığı anda gözlerime heybeti doldu başımı yasladığım kollarımdan kaldırdım.

Kır atımın devasa Hazerani korumasını sarhoş ettiğini görünce kocaman gülümsedim.Ama bu sefer ona hayran olan tek ben değildim . Çünkü Hazerani de bir anda "Onu istiyorum."dedi.

Güzelliğine kapıldığından bir an bile şüphe etmesem de gözlerinin nereye baktığını görmek için başımı çevirdim.Evet tamda anladığım gibi oda benim deli kızıma hayran hayran bakıyor.

Gözlerini kırpmadan deli atımı izlemeye başlamıştı ki ona olan bakışlarımı sezip bana döndü.Göz göze geldiğimiz an hızla gözlerimi deli atıma çevirdim.Onunda dönen başını göz ucuyla farkettim.

Sözünü yineledi .Aramızda diyen bir sesle "Onu istiyorum Geşa.."dedi .

Deli atım haşa kalkıp sesini dağa taşa verirken "Desene sende ilk kez istediğin bir şeyi alamayacaksın Hazerani."deyip gülümsedim.

Aslında öldükten sonra ona bırakacağım...Ama şimdi onu gerçekten istiyor mu görelim değil mi?

"Neden ?"sorusunda sinir vardı.Hazerani kuralları isteğin hep olmalı değil mi ?
Hem de Geşa reddetti iyice inanamadı.

"Onu alacak kadar paran yoktur Hazerani."

Urfa'nın en zengin adamına bir atı alamayacağını söylemiştim şaşkın haliyle.Dönüp ona baktım kalkan kaşına gülüp önüme geri döndüm "Sen alamazsan kimse alamaz tabi .Çünkü ben karşılığında para değil daha değerli bir şey isterim."

"Ne istiyorsun?"kesin alacağım diyen bir sesi vardı.

"Onu yelesinden tutmadan sürecek yürek isterim.Şaha kalktığında bile canını yakmayacak bir sahip isterim."

"Yarışalım!"

Onda bu yürek var .

"Ama bu adaletsiz olur .Senin at binmeyi bildiğini sanmıyorum."

Sonuçta İstanbul'da benim gibi atların üstünde bir çocukluk geçiremediği eminim.

"Geşa!"dedi hiddetle.

"Yani çok iyi bildiğini sanmıyorum."

"Kazanırsam?"

Onu gerçekten istiyor.

"Onu sana veririm.Ama ya ben kazanırsam?"

Ne verir ki ?Neyi istiyorum ki?

"Sana gülerim."

Yemin olsun atımın yelesine değen rüzgarı gördüm.Zaman yavaşladı an durdu be adam.Nasıl da kabul edeceğim tek şeyi biliyor !

"Ama sana asla gülmem demiştin?"

Boş yere umutlanmak çok kırdı kanadımı.Tedbir olsun diye sordum.

"Yenileceksin Geşa ."dedi .Kaşlarım havalanıp ona döndü .Ama o "Eminim ."diye de üstüne bastı.

"Kazanacağım yani yine sana gülmeyeceğim."

Parmaklarımın uçlarına rüzgar taştı.
Efsa yanım kabardı.

"Ben !ben kazanacağım Hazerani!"

Sözlerim biter bitmez önümdeki bir kaç basamağı basma gereği bile duymadan deli kızıma koştum.

Arkamdan gelen Hazerani 'ye de siyah bir at götürülüyordu.

Deli atımın yanına gelir gelmez hırçın atımın boynuna sokuldum.Hırçın atımın ipini elime alırken.Korumalar uzaklaşmaya başladı.Deli kızım beni tanıyor artık uslu bir ata döndü.

Karşısına geçip başını okşamaya başladım.

Hazerani 'ye bakındım siyah bir atı seviyordu.Oda binmek için beni bekliyor.

Kır atımın boz saçlarına dokunurken fısıldadım."Bu yarışı kazan deli kızım.
Ölmeden bana bir kez gülsün istiyorum."

Atım şahlanınca heyecanım arttı.Elimdeki kemeri onunla yükselttim ayakları yere değdiğinde yanına koştum bir çırpıda üstüne atladığımda öndeki ayaklarını bir kez daha yere vurdu.

Elimdeki kemeri bıraktığım anda hür yelesi rüzgara değmek için fırsat bekler olmuştu.

Onu okşayıp sakinleştirirken Hazerani 'nin ceketini çıkarmış gömleğinin kollarını kıvırırken buldum.

Benim ata bindiğimi görünce önce deli kızıma biraz bakındı .Ardından atının üstünde atladı.

İstanbul 'da da at vardır Efsa bu kadar şaşırma diyorum atı nasıl kontrol edeceğini çok iyi biliyor.

Yanına hızla gelip tam istediği yerde durmasından belli.

Deli atım yanında duran siyah ata sokulunca dudaklarımı geçen bir gülüş ile bakındım.

"Ama öyle yapma deli kızım sırf ona kavuşman için yenilmek istemiyorum."

Hazerani'nin de ona ilgisi artıyor susup onun her halini izlemesinden belli.

"Hazerani!"dedim gözleri beni buldu .

Eli atının sırtını okşuyordu.Parmaklarında tutuğu kemere baktım.Gözlerimin kemerde olduğunu anlayınca çıkarıp kemeri yere attı.Yelesini usulca tuttu.

"Başka ata bin Geşa .Her şey eşit olsun."

Başımı sağa sola salladım.

"Deli atım bana gülmeni sağlayacak.Başka ata şuan güvenmem."

"Benim için farketmez madem sen o olsun diyorsun o olsun !Ben her türlü kazanacağım Geşa !"

"Görelim!"

"Görelim!"

Yan yanaydık ve atlarımızı tamemen ellerimizle kontol edecektik.

Eli düzlüğü gösterdi.
Ulu tek bir çınar ağacının yapraklarını işaret ederken "onun gölgesine ilk varan kazanır Geşa Hazerani!"dedi.

Gülümsemem gök olurken "Ben varacağım Argeş Hazerani!Ve sen bana gülümseyerek bakacaksın."dedim.

"Silah sesini duyunca !"dedi.Korumaların birinin havaya kaldırdığı silaha baktım.Ondan sonra ona döndüm.

Başımızı sallayıp hedefimize döndük.Ardından çok geçmeden gelen silah sesi atlarımızı izinsiz koşmaya mecbur etmişti.

Deli kızım hürriyet zincirlerini onun atından evvel kırmıştı.Rüzgar aramıza sızdı çetin bir yarış için atımı durduraksız sürdüm.

Hazerani ardımda kaldı diye sevindiğim bir anda siyah atı tozu yel etti bize yetişti.

O kadar rahat at sürmesi garip sanki yenilmeye oynuyor.

Deli kızın yelesini tutsam daha da önüne düşerdim ama onu incitmek istemedim.

Ben kazanmak için dört nala atımı sürmeye devam ederken ağaç bize gülümser olmuştu.Benim gözümde onun gülüşü dolanıyordu.

Kazanacağıma inanıp ona döndüm.İşte o an atını hızlanması için tetiklemiş gerçekten bir yarışta olduğunu hatırlar gibi baktı.

Yine yanyana gelinceye kadar ben kazanacağımdan emindim.

Hızımıza kesişen rüzgar saçlarımızı dağıtıyordu.Başımdaki tül o bizi geçince düştü.

Atımın ilk kez yelesini sıkıca kavrayıp onu tetikledim.Yanan canı için bin ah ettim.

Ama onu geçmek üzereydik.

Atım atına bir adım kala şaha kalktı..
"Hayır şimdi değil deli kızım!"

Diye bağırdım.Onu kontrol etmek istedim ama elimdeki yelesini çekmek onu düşman etmek demekti .

Zar zor ön ayaklarını yeniden yere basmasını sağladığım o anda ona yetiştim hatta yüzüne bakarken geçtim.

Saniyeler bizi yan yana getirirken göz göze geldik ellerine baktım atın yelesini tutmuyordu.

Ellerim kendiliğinden atın yelesini bırakırken Hazerani "Dikkat et!"diye bağırdı.

Bu uyarı benden önce farkedilmiş bir şeyin uyarısıydı.

Büyük olasılıkla burun farkıyla da olsa alacağım yarışta deli kızım beni hırçınlığı ile yükseltti.

Belki de bir şey gördü bilmiyorum ya da az önceye dargın.

Yükseldi hatta bu sefer o kadar yükseldi ki elim yelesine uzansada tutamadım .

Bedenim hızla savrulacakken gözlerim o hızlı anda bile onun atının ağacın gölgesine girdiğini gördü.

Artık atın üstünde kalmama gerek yok ...

Atım ayaklarını yere vururken bende ayaklarımın üstünde atladım . Sarsıntının hiddeti ile ayaklarım beni dizlerimin üstüne çökertirken düşüşümü gören Hazerani "Geşa!"diye bağırdı.

Bense avuçladığım toprakla saniyeler için ona sitem ettim.

"Küstüm sana deli kızım!
Gülmeyecek bana; Hazerani!"

Dizlerime taşlar batarken Hazerani atıyla önüme kadar geldi . Atından indi yanıma başıma gelip durdu.Elimden çıkan hırçın atım da üstünden attığı bana doğru geri dönüyorken Hazerani "Neden bıraktın yelesini neden ?"diye kızdı.

Dizlerimin acısını derinden hissedince yere oturdum.Elimdeki eldivenlerin içinde sıkı sıkı tuttuğum taşları yere bıraktım.Kırgın kırgın toprağa bakarken
"Sen tutmuyordun adalet önemlidir Hazerani."dedim.

O sinir tüten bir sesle "Geşa .."dedi sonra sıkıntılı bir nefes verip "Seni bu atın üstünde defalarca şaha kalkarken gördüm.Dilesen düşmezdin."dedi.

Zaten buna tam düşmek denmez umudum ölünce atladım.Sert bir andı o yüzden böyle çakıldım.

"Tutunmama fırsat vermedi .Üstelik sen çoktan kazanmıştın."

Sözlerim tamam olurken atım gelmiş önümde durmaya başlamıştı.

Başımı evden yöne çevirdim."Deli kızım gelme istemem!"

Atım sanki anlamış gibi başını üstüme eğdi.Argeş 'in hayretle 'kızım..'deyişi olmasa dönmezdim.

Ona bir baktım kendi atını ardında hür bırakmış bana eğilen atın yelesini seviyordu.

Beni üstünden attı ya sever tabi...

Başımı yine attan çevirdim.Ama aklıma gelenle ayağa kalkmaya çalıştım.Dizlerimi okşarken buruşan yüzümü umursamadan kalkarken Hazerani 'nin kısık gözleri ile karşılaştım.

İki büklüm doğrulmamı sadece izledi.Onu anlıyorum vuracağı birine merhamet etmesi anlamsız olur.

Ayağa kalktığımda atım onun elini geçip başını önüme kadar taşıdı.Ama incittiği ellerimi önümde birleştirip onu geçtim . Argeş'in karşısına geçerken oda beni takip ediyordu.Hazerani bu halimizi şaşkınla izlerken "Bir kez daha ..."dedim .
Utandım.Yüzüm alev alev yanarken göğüsümde bir yumru büyüyordu.

Dilimin ucunu ısırıp bir anda söyledim.

"Bir kez daha yarışalım.."

Atım omzuma dokunup beni boynuna çekmeye çalıştı inatla ondan uzaklaştım.

Hazerani bir ata bir bana bakar olmuştu.

Seken ayağıma bakıp "Bu halde mi ?"dedi.

Üstüme eğildi gözlerim siyah kıyafetlerim toprak olmuştu.

Halin ne önemi var ..Bir kere gülsün.

"Hazerani.."dedim gururuma dokunuyor bir kez gülmek çok mu zor ?Hadi ona zor bir gülüş için bu hale düşülür mü?

"Ben alacağımı aldım Geşa ."doğru söylüyor.At artık onun.

"Oyun bozancılık mı edeceksin Mardini?Sana o ata binme dedim."

Gözlerim yere değdi . Başımdan düşen tülü saçlarıma örttüm.

"Öyle bir şey demiyorum.Kazandın o senin ."ama at ısrarla başını bana değdiriyor bir nevi özür diliyordu.

"Ama bir kez daha yarışalım istiyorum.Başka istediğin bir şey bul Hazerani olmaz mı?"

Hiç düşünmeden söyledi.

"Sende olupta bende olmayan başka ne var Geşa?"

Doğru diyor .Ne var Geşa ne ?

Dizlerime eğildim.

"Ah.."üstündeki tozu alayım derken kanadığını hissettiğim yerleri incitmiştim.

"Eve gidelim."dedi gözlerim onu buldu.Hemen doğruldum "Bir kez daha bir kez daha !"dedim çocuk gibi .

Gözlerini açıp kapadı başını sağa sola salladı.Hırçın atımın yanına yanaşıp bir anda üstüne atladı.At onu üstüne alır almaz şahlandı.Adımlarım geriye gitmeliydi ama durup bakakaldım.

Yelesinden tuttuğu gibi yönünü değiştirdi.At yere sertçe ayaklarını vurup yine bana döndü .Hemen atın başını okşamaya başladım.

İri siyah gözlerine bakarken"Bana yaptığın kabul ama ona olmaz !Seni bu beldeden ederim."deyip boynuna sarıldım. Fısıldar gibi söyledim.
"Ona kıyma ne olur deli kızım .. Acıları omuzlarından taşıyor biraz da sen yardım et."

Söylediklerimi duymak ister gibiydi.

"Onu affettin mi?"

Dedi üstüne eğildi .Nerdeyse yüz yüze geldik , yelesini oda okşamaya başlamıştı.Gözlerinin yakınlığından kaçtım oda doğruldu.

"Hep küs kalacaktım benden büyük bir şey çaldı .Ama artık seni üstünde taşıyacak aramız iyi olmalı."

Hazerani ellerini bıraktı .

Gözlerim ona hayır derken o "Yelesini tutmadan onu sürebilecek yürek isterim demiştin degil mi?"dedi.

Gözleri de diğer atı ima ediyordu.
Durgun eğitimli atının yanına gitmek için adım attığımda dizim sızladı.Umursamadan yanına gittim.Hazerani de atla ardımdan gelmişti .

"Binebilir misin ?"Öyle sinirli söyledi ki kahkahaya yakın bir şekilde güldüm.

"Binemezsem ne olacak Hazerini?"

"Geşa!"

Tam önünde durup bir kuvvet bindim ama sızım sızım acıdı dizlerim.Üstüne yattım kollarımı sardım.

Saçlarını severken Hazerani "Gel ..."dedi.Gözlerim ona döndü.Yanımda dururken bana uzattığı eline baktım.Beni kendi yanına alacaktı öylemi.Hiç inanmadım.

Başımı sağa sola salladım.
Doğruldum.Ellerimi açıp atımı dürttüm.O hareket eder etmezde
"Elin bana değmesin Hazerani sonra ona da kıyarsın."diye bağırdım.

Atıyla bana yetişmiş yan yana gider olmuştuk.Yüzü bana hayretle bakıyordu.

Canın çıktı hala iyisin diyordu gözleri.Ama saklamaya çalıştığı bir hayranlık sezdim.O da benim gibi delilik seviyor.

Bunu fark ettiğimi anlayınca hemen önüne döndü .Atı daha da süratli sürmeye başladı.Ben arkada daha temkinli gidiyordum.Atı korulamalara teslim edip içeri girişine kadar gördüm.

Sonra kapının önüne gelince yavaşça attan inip eve geçtim.

Dizlerim ellerim kolum sızım sızım sızlıyordu.Hazerani'yi düşünceli bir halde salonda bırakıp banyoya girdim.

Ben kazansaydım da onu gülerken görseydim keşke...

Sargılı kolumu ıslatmadan duş almak kolay olmadı hele ki şu eldeki sargıları açmak çok zaman alıyor.

Zar zor alınmış bir duştan sonra oturdum.Dizlerimi sardım .Dizlerime kadar gelen bir elbise giydim .Ardından geçip yatağa uzandım.

Avuçlarımdaki eldivenlere bakarken o odaya geldi.Hızla doğrulup eldivenleri giymeye başladım.

Bir anda bana döndü .Sonra hızlı adımlarla yanıma geldi .

"Uzat elini !"dedi gözleri gözlerime hiddetle bakarken.

"Neden ?Zaten acıyorlar Hazerani?"

Acıtacağını düşünmem yanlış niye bunu yapsın ki ?

"Bende onu diyorum.Acıyor işte kızım neden benim her yaramı sarmak için uğraşan Geşa kendi ellerini saramıyor ?"

Sözleriyle ellerime baktım.Gerçekten kötü görünüyorlar.Eldivenleri takmaya devam edince "uzat şu ellerini ödeşelim."dedi.

Anlamayan bir bakışla yüzüne baktım ama o başucuma koyduğum sargı bezini alıp yanıma oturdu.

Gerçekten bunu yapacak mı?

Yataktan sarkıttığım dizlerime ellerimi koydum .Yüzümü hayretle ona çevirdim.

"Ne konuda ödeşceğiz?"dedim .

"Sol elini uzat ."dedi .Gülümsememin önünü dişlerimle keserken sol elimi uzattım.

"Kolumu sarmıştın .Sana borçlu kalmak istemiyorum."

Açtığı sargı bezini uzattığı an altından tutup elinden aldım.

"Boşta kalan elleri inerken gözlerime baktı .Gülümsememi görünce kaşlarını çattı.

Ben elimi sarmaya başladım.

"Borçlu kal diye yapmadım ama olsun madem sen borç diyorsun öyle olsun.Ama borcun niyet etmenle kapanmıştır.Rahat ol Hazerani ben sararım."

İzin vermem .Eli bana değse kötü hisseder biliyorum.

Elimi sardım diğerine geçtim ama o hala yanımdan kalkmamıştı.Göz ucuyla baktım düşünceli bir halde elime bakıyordu.

Onunla böyle oturmak nasıl güzel.
Kokusu içimden taşıyor farkında değil bana çok yakın farkında olsa hemen giderdi.

Bende belli etmemek için ona olabildiğince bakmıyorum.Güzel anları mahvetmemek gerek.

Onun gölgesi üstüme düşünce sanki bende dünyayı gölgeliyorum.

Güç gibi bir şey Hazerani.Oysa ölümü görmek istiyor.Ben ona nasıl güveniyorum ki?

Diğer elimi de yavaşça sararken "Senin de yükün ağır .Her yerin kanıyor be kadın ."dedi.Acıyı yutkunup durdum . Yüzüne baktım.Cidden bunu söylüyordu.

"HER YERİN KANIYOR GEŞA."

Ben ona hayretle bakarken o odanın kapısına kadar gitti kapıyı açıp bana döndü.

"Bir Mardini için kendimi çiğnediğime inanamıyorum ama KANIN KANIMA KARIŞMASIN.İLK VE SON KEZ SANA ELLERİMLE KAPIYI AÇIYORUM."

Şaşkınlığıma bakındı.Zor söyledi dudaklarını çok aralamadan ama kesin bir sesle

'GİT !'

Dedi.

Benden bir cevap alamadı.Çünkü bunu ondan beklemezdim.Bana çok acımış olmalı.Bundan nefret ettim.

"EĞER KALIRSAN BİL Kİ HAZERANİ SÖZÜNÜ HEP TUTMUŞTUR.O Gün geldiğinde yine sözü tutucak.Ama şimdi kaçarsan ..."

Hırsla bakındım.

"Kaçarsam Mardini aşiretinin hanım ağası ölümden korktu Hazerani ağası canını bağışladı diyecekler kimse sana sözünden döndü demeyecek değil mi Hazerani?Herkes merhamet etti diyecek."

Donuk bakışları beni izlerken "Asla !Asla !Korkup kaçmıyorum sende vicdan yapıp sözünden dönme.Merhametini istemiyorum.Farkındayım geçmişimi öğrenmek bana acımanı sağladı.Ve ben bundan nefret ettim.Zaten şimdiye kadar bu yüzden saklıyordum.Ama bana sakın acımaya kalkma !Ben bana acıyana acırım.Başkalarıyla da beni karıştırma.Çünkü benim yaşadıklarımı yaşamak bir yana duyduklarında bile Allah korusun diyen insanlar asla kendileri ile beni kıyas edemezler .Ben her şeyi tek başıma aştım.Giden aklımı kurtardım!Gözüm karadır en az seninki kadar . Her ama dediğinde benim o adamın kızı olduğumu hatırla ! Vicdanın susacaktır."

Dişlerini sıktı ,gerilen çene kasları iyice belirgin bir hal alırken"Önce o sesine dikkat et !"biraz bağırmış olabilirim.

"Sonra bana neden benim elimden ölmek istediğini söyle !Aşiretine dokunmam diye söz verdim sakın aşiretim için deme !"

Ölüm senin elinden gelirse yıllardır o meydanda ağlayan vicdanım susar kalbim durana kadar bende huzur bulurum Hazerani .Ama sana bunu söylemem vicdanını daha çok tetikler.
Sen beni masum görmeye başlamışsın daha doğrusu acıyorsun .Ben bunu kaldıramam.

"Senin elin titrerse bu saatten sonra benim elim titremez Hazerani!Sözünü tutmaya bak ! İçimdeki seni daha fazla taşıyamam."

Onu sevmem acısına dokunuyordu değil mi ?Bana da dokunduğunu bu dediğimden anlasın.

"Geşa bitir şu töre oyununu.Sen beni bırakıp gidersen sözde evlilik bozulur .Bende Geşa 'yı affettim derim.Ama ben seni boşasam töre kabul etmez biliyorsun davama dönmek için yaptığımı söylerler."

"Neden ?"

Diye sordum.Neden bugün beni bu kadar düşünüyor?

Sinirle gelip gitmeye başladı.
"Bak Mardini kızı benim seninle bir derdim kalmadı.Dün gece o defteri tamamen kapattım.Sesin..."dedi.Yani hasta olduğumu öğrenince o defteri kapatmış.Oysa sesim için seni öldürmeme yeterli bir sebep diyordu.Bir gecede nasıl kapattın?Gözlerimi hüzün bastı."Artık rüyamda ordalar baba dediğini duymuyorum."

"Gerçekten mi Hazerani?"dedim aniden kalkmıştım sızlayan dizlerim yeniden oturmamı sağladı.Buruşan yüzümle yine ona baktım.

"Yani bir gece de nasıl emin olursun ?"

Gözleri benden kaçarken "Öyle bir gece de değil .Hazerani deyip vurulduğun günden beri .Ben o sözü duymuyorum."dedi.

Gözümden sıcacık bir mutluluk aktı boynuma o yaş sokulurken "Bak yine o kabusu görüyorum."dedi.

Yüzüme dönmüştü yüzü.

"Ama sen artık o kabusun içinde yoksun Geşa .Sildim seni .."

Nasıl oldu der gibi bakarken "daha doğrusu sen sildin Geşa...Artık senin sesinden sadece bana seslendiğin anı duyuyorum."

Ona büyük bir umutla mı baktım bilmiyorum öyle acı bir tondan dem vurdu ki paramparça oldum.

"Hasta bir çocukla derdim olamazdı zaten.Bana yakışmaz.Zaten seni suçlu kabul ederken bile bir kadın olman sorundu .Şimdi her şeyi öğrenmişken varlığın hiç çekilmiyor.Yük gibisin."

Gözlerimi yumup dişlerimi sıktım ama o susmadı."Gitmen gerek kadın gitmen gerek."

Nefesim ciğerlerime battı.
"Yük gibisin !yük gibi !"

"Git , davamın önüne geçtin.Geciktirdin ama ben buna rağmen bir kez olma kaydıyla 'git 'diyorum."

Gözlerimi hışımla açtım .Ona sinirle bakarken eldiveleri elime geçirdim.
Usulca yatağa uzandım yorganı üstüme çektim.

Gözlerimi kapatırken "Asla gitmiyorum.Bir ay kaldı her şey biticek!"dedim.

"Geşa!"diye bağırdı.

Çarşafı sıkarak tutmaya başladığımda
"Sana bir daha bu şansı vermem!Git sen yoluna ben davama git!diye bağırdı.

Gitmiyorum ,gidemem. Bu kapıdan çıkmam demek hükmün bozulması demek.

Ve buda onu hürleştirir dilerse yine silahını alır her önüne gelen Mardini 'ye sıkar .Tamam bana can borcundan söz verdi ama şartı babamın ve benim ölmemdi.Belli bana acıyıp görmezden geldi.Ama ben aradan çekilirsem o babamı bulmak için Mardini lerin arasına dalacak.Ve ona göre babamı koruyan ne sebepten koruyor olursa olsun ölmeli.Buna izin veremem."

"Açtığın kapıyı kapat !Ve bir daha da bana acıma Hazerani!"

Sözüm biterken sinirli sesi odayı sardı.

"Ölünü göstermek istiyorsun madem günah beden gider Mardini!Ben söyledim ama sen halâ o iti koruyorsun."

Kapıyı öyle sert çarpıp çıktı ki .O kapı bir onun gidişinden sonra defalarca itmeme rağmen kapanmadı.Menteşeleri kırılmış yerinden bir kısmı çıkmıştı.

Saatler geçiyor mu geçmiyor mu belli değil ama ben uyuyamıyordum.Artık odanın içindeki gel gitlerden bıkmışken bir arabanın ışığı odanın içini doldurdu.Pencereye koşup baktım.Onun arabasıydı geri gelmesini beklemiyordum.

Hemen geçip kanepeye uzandım.Gözlerimi yumdum .Evin kapısı açılıp sertçe kapanınca yüzümü kanepeye yaslayıp gözlerimi kapattım.

Odanın kapısı açılırken aklımda sözleri dönüyordu."Git Mardini git!"

Odanın kapısı usulca itildikten duraksayan adım sesleri duydum.
Herhalde kapıyı mahvettiğine bakıyordur diye düşünürken
baygın bir sesle "Geşa..Sen gitmedin mi?"dediğini duydum.

İçmiş..
Hemde çok..
Kelimeleri zar zor toparlıyor .

Yüzümü ona döndüm baş ucuma kadar geldi.Doğrulup oturdum.

Oda hemen geçip oturdu.Ben ondan biraz uzaklaşırken o aniden başını dizlerime koydu .


Saçları tenime değdi .Yüzünü usulca karnıma bastırıp "Geşa ,yaralı kadın..."dedi.

Sesinden taşıp bana değen nefesi bedenimi ürpertirken başı geri çekildi.Gözleri gözlerimi buldu. Beyazdaki kan dağıldı sanki beklemediğim bir anda biraz doğruldu sonra aniden başını kalbime yaslayıp ellerini belime sardı.

Kollarım havada kalırken sırtım sertçe göğüsüme değen başıyla kanepeye yaslanmıştı.

Nefesim çeneme değen saçlarından doğarken yaralı ellerim usulca ondan uzak şekilde kanepeye indiler.

"Git Geşa yaralarını saracak eller bul kendine ."

Duyduğum sözlere dolan gözlerim eşlik ederken kapattığı gözlerinin üstüme düşen gölgesinde kirpiklerini saymaya başladım.

"Git.."

Dedi yine.Ama elleri daha sıkı sarıldı.

Başını oynattı.Kalbimin gürültüsü onu rahatsız ediyor olmalı kulağını kalbimin üstünden çekti.Biraz daha boynuma yaklaştığında önceden dokunup ruhumu astığı yer yandı.Zihnimin unutmadığı o anı tenimden çek Hazerani!

Genzimi acı bir yutkunma yakarken nefesi boynuma sokuldu derin bir iç çekti.Sanki tenim içine hapsoldu.

"Gitmelisin .. Çünkü sen ölürsen annemin kokusu yine kaybolur kadın !"

Gözlerimden saçlarına bir yaş düştü ellerim titrek titrek o yaşı almak istedi ama o bedenimin üstünden çekilip hızla ayağa kalktı.

Düştüğüm boşluğa bakınırken ellerim üşüdü.Nefesinin değdiği boynumda bir yağlı ilmek sezdim.Gözlerime bakındı.

Aradığı şey ne bilmiyorum ama elleri saçımı işaret etti.

"Hadi beni bu kokuyla uyut Geşa!Hiç ama hiç uyanmak istemiyorum."

Ellerim titredi . Sözleri ona yakışmıyor.
Yatağa geçti .Her zamanki gibi sağ tarafa uzandı.

Soğuk yatağın çarşafında sürtünen eli boş yastığı buldu.

Üstüne vururken yumduğu gözleri ışığı çaldı.Adımlarım haddini aşıp istediği gibi ona gitti .

Yatağın önünde durduğumda kısa biran bana baktı ardından yastığa bir kez daha dokundu.

Hayır bunu yapmamam gerek .
Olmaz...
Tersi istikamette döndüm .Çakılıp kalan ayaklarımı toplayacakken elimden tutup beni yatağa çekmişti.

Beni kollarına almasına izin vermeden gidecekken o saçlarımı yastığa yatırıp usulca yaklaştı.Tenimi kaçırırken kısacık saçlarıma başını koydu.Arkam ona dönüktü sıcak nefesi saçlarımı tararken gözlerim soğuk döktü.

Üstüme çektiği çarşaf onun varlığı kadar beni ısıtmaz ama saçlarıma koyduğu başını çekmeye niyeti yok gibi.

Üşümemek için çarşafa sıkıca tutundum.
Yine zamansız belime konan parmakları ondan kaçan bedenimi kendine çekmişti.
Sırtım demir gibi göğsünde kayboldu .

Belimi saran ellerinin üstüne eldivenli ellerim yerini aldı.Hızla kollarını açmaya çalıştım.Kalbim bunlara zor dayanıyor.

Onun kollarından kurtulmak mümkün değil ki !Hele böyle yakın olmak isterken hiç kolay değil.

Dudakları ensemdeki saçlara değince belimi saran ellerini korkuyla kavradım.

"Kokunu ver Geşa ... Hazerani gerçek bir uykuya hasret . Ona kabus değil bir düş görme şansı ver."

Sözleri ile iyiden iyiye duruldum.
Gergin ve kaçmaya çalışan  bedenim kalakaldı.Ellerim ellerini zorlamayı tamamen kesti..
Başımı biraz öne çekerken ardımdan gelen dudakları kulağının arkasına sokuldu .

"Sınırsız, hırçın...Belki de bu yüzden bu kadar hayat kokuyorsun Geşa.Ölüm gibi yaşıyorsun ama kokunda hayat var."dedi .

Yüzü yeniden saçlarıma karıştı.Nefesi tel tel gezinirken bütün bedenim onun kollarında çırpınıyordu.

"Acılara doğmuş ama mutluluk büyütmüş yaralı bir  kadınım var."

İşte bu beni durdurdu.Ağlayan gözlerim, içime bastırdığım çığlıklar , sızlayan kolum hepsini unuttum.

Kadınım diyordu kadınım .


Şimdi ne olacak Hazerini?Ben bu sözlerin anlamını kestiremiyorum.Yine intikamın için mi bana öyle dokunuyorsun?Ben bile isteye sana yürüdüm.Öyle bir muhtaç hissediyorum ki sanki sen vaad edilen cennetsin .En azından benim için öylesin.Cehennem gibisin ama ben seni cennet sayıyorum.

Kadınım..

"Öyle miyim gerçekten?"

Cevap vermedi ."Kadınım ne demek Hazerani?"

Sustu . Sırtımı göğüsünden hızla çekince
"Kadınım.."dedi uzattı sonra karmaşık ama bir tonda "Sen demek ."dedi .

İçmekten ölmüş ne dediğimi anlamıyor bile.Belime sarılı eli omuzuma çarpaz sekilde tutundu . üstte kalan kolumdaki dikişler sızladı.Bu bizi daha da yakınlaştırdı.Yel esse göğüsüyle sırtım arasına girmezdi ,öyle kendine çekti .

Koluna gözümden yaşlar damladı.
Yine sesini duydum."Kaderimize mi ağlıyorsun Geşa ?"dedi baygın baygın.

Ona dokunmaktan korkan ellerim dizlerimin arasında birbirine değerken ağlak sesimle "Kaderimize ağlıyorum Hazerani.."dedim.

İçmiş sesinden bir cevap beklemek çok yanlıştı ama ben bekledim.Ve o da beni şaşırttı.

"Hayat bizimle büyük oynuyor .Annemin ölmüş kokusu nasıl on yıl sonra seninle beni bulur ?"

Cümleleri sarhoş değil ama sesi öyle .

"Bu seni çok üzüyor değil mi?"

Hayır desin hayır desin .

"Çok, çok üzüyor.."

Kolumu da umursamadım şiddetle kolundan çıkmaya çalıştım.Debelendikçe debelendim.

Kolumdaki yaranın dikişleri atıp kanamaya başladığında o uyuya kalmıştı.Ama kolları açılmamak için direniyordu.

Derin derin aldığım nefesler yaşlara karışıp koluna değerken ben durulup onun uyanacağı anı beklemeye koyuldum.

"Bu sefer bu halimi gör!"

Canımı çıkardın be adam .
Kollarında duruyorum ama sana dokunmamak için iki büklümüm.

Ellerimin korkusunu gör!

Ya kendine zarar verirse ..

Hayır !Buna izin veremem.

Yine debelendim ama bırakmıyor.

Bu da zarar vermek bana böyle sarıldığını görse...

Gözümdeki yaşlar onu sırılsıklam ederken kaskatı kesilen tenim sarsılmayı kısa bir an bıraktı .

Saçlarıma değen düzenli nefesi gözümdeki bir yaşı alırken
"Ona veda gecem olsun mu ?"dedi içimdeki ona aşık  kadın.

"Bırak Geşa istesende istemesende zaten seni böyle görecek belki aranıza o gün gelene kadar kaleler örecek.Bir şeyleri yakıp yıkıcak ama artık bunu görmeli.O yüzden ona veda et."

Veda...

Evet ben eminim zaten çabalayacak gücüm kalmadı.Durdum beni saran onu hissetmek istedim.Gögüsüne değen
belimi dikleştirdim.Kalp atışlarına hissedecek kadar nefesimi tuttum.Sıcacık olmuş tenim onun kalbiyle gülümserken saçlarımda ki yüzüne doğru başımı biraz çevirdim.Saçlarına değdi yanağım hemen homurdanıp saçlarını yanağıma sürdü.

Başımı düzeltip karşıya baktım.
Dudaklarıma düşen gözyaşını kuruyan dudaklarımı ıslatırken yutkundum.

Ellerimin dizlerimin arasından çıkarken beni saran koluna dokunmak istedim.Belki de tutunmak bilmiyorum.

Usulca ellerimi kaldırdım.Tam beni saran koluna dokunacağımda
"Elin bana ait hiçbir şeye değmesin!"dediği an geldi aklıma .

O gün saçlarını kesmiş , parmaklarım değdi diye damattlığını da yakmıştı.

"Hayır Geşa ,senden iğrenen bir adama dokunamazsın.Ona aşığım kabul ama o benden iğreniyor.Onurlu bir kadınsın sen. Unutma!"

Sözlerim biterken içimdeki aşık kadına rağmen ondan uzaklaşabildikçe uzaklaştım.Ama beni saran kolu yine alıp göğsüne çekti.Her seferinde kokumdan derin bir soluk koparıyordu.Bir kez daha kesilmemek için sabaha kadar kendimi çekemedim.

Sabah ezanı okunurken döktüğüm yaşlar artık gözlerimi ağrıtır olmuştu.Bir an bile bırakmıyor oluşu beni uyutmuyor.

Ezanla birlikte sarsıla sarsıla ağladım.
O benim eşim ama benimle uyuyor diye ağlıyorum.Çünkü o hiçbirini istiyerek yapmadı işte bunu bilmek canımı yakıyor.

Zaten aklımın bir köşesinde belkide intikam için diyen bir yer orayı Argeş'in insanlığıyla örttüm.Bana git demesi o kadar zorken o git dedi.

Onun merhemetini sorgulamıyorum.

Üstümdeki koluna düşen iri bir yaştan sonra koluna bir anda açıldı aldığı ani nefes bana bir rüya gördüğünü anlatırken bedenlerimiz bir anda ayrıldı.

Boşluğa düşen bedenim onun hızla kalktığı yere sırt üstü düşerken
Hazerani 'yi kaçar gibi ayağa kalkmış buldum.

"Geşa!"

Gözlerim kollarını öne doğru açmış hayretle yatağındaki bana bakan
Argeş'e değince acıtan bir yaş daha döktü.

Nefesim ufalanırken "Sen benim yatağımda..."dediği an doğruldum.

Üstüme atılacak bir suçtan korktum.

Parmağımı ona doğru sallarken "Sakın Hazerani!Sakın beni suçlama içip gelip zorla bana sarılan sendin !Kollarından kurtulmayı bekliyordum."diye bağırdım.

Şiştiğini arkadaki aynadan gördüğüm gözlerime bakarken elleri başını tuttu.

"Naptım lan ben ?"diye bağırdı.Üstümde bir hayal kırıklığı varken o hızla banyoya doğru yürüdü.

Yataktan koşarak indim .

Ardından resmen koştum.

"Hazerani!"

Deyip dizlerimin yüzünden odanın içinde kaldım o banyo kapısının içine ulaşınca dönüp bana baktı .

Başımı sağa sola sallarken "Vallahi ellerim sana değmedi.Ne olur kendine zarar verme .Sen sadece bana sarıldın .Biraz sarıldın! biraz ."dedim.

Gözlerinde yığılmış öfke adım oldu banyoya girip nefretle kapıyı kapattı.

"Hayır .Hayır.Öfkesini kendinden çıkarmasın!"

Banyo kapısına kadar yürüdüm.
Kapıya ulaşınca elim kapı kulpuna değmek için kalktı.

"Bir şey yapma ne olur ?Dilersen öfkeni benden çıkar ama ne olur kendine zarar verme ."

Hıçkırıkırarak söyledim bunu .Sesi gelmeyince gözlerimi yumup kapı kulpunu indirdim.Ama kilitliydi.Hüzünle "Kendine ne yaparsan aynısını kendime yaparım !"diye bağırdım.Hatta ben daha kötüsünü yaparım.

Ayaklarım üstünde durdukça ağrısını daha dərin batırıyordu.Başımı banyo kapısına yaslarken usulca yere oturdum.
Ağladım da ağladım.

"Yeter artık yeter !Bana zülm ettiğin yeter ! Canına bir şey olursa deliririm. Anlamıyor musun ?"

Elimi kalbime vurdum .

Kurusun ..
Toprak olsun..
Bana dokundu diye kendine zarar verecek diye korkutuğum birini nasıl sevdim ?Öl yürek mabedim öl.
Senin pervanen yok sön şemsim sön.

Ellerim yeri bulurken "Seni sevip kalbimin mabetini yıktım.
Kahrolsun yüreğim !
Ben bana düşman olan sana tutuldum.Toprağını sen at Hazerani!"bağıran sesime sağırdı.

"Ama incitme kendini !Yok mu bu
Geşa 'nın sende zerre kadar hakkı yok mu?"

İçerden yükselen su sesini bastırıyordu sesim ama su sesi sona doğru kesildi.

Yüreğim pare pare dökülürken içimden kendine zarar vermsin diye dualar ettim.Bilemedim ki o çıkınca asıl Zarar verdiği kişinin ben olduğunu görecektim.

Kapı açılınca öne çekip yavaş yavaş ayaklandım.Öne bakmak için dönecekken aldığım o şeye nefes diyorlar yalan benim tam ciğerime bir bıçak saplandı.

Hazerani,ye döndü gözlerim ikimizde  kapının içindeydik  tam önümden geçti .

Milim kurtardığı çıplak göğünden hala akan sular giydiği eşofman altını ıslatırken siyah saçlarında yağan yağmura isyan ettim.

"O kadar mı pistir ki bu kadın sen hemen  yıkanmaya koştun Hazerani?"

Bana arkasını dönmüş boynundaki havluyu eline aldı .Hemen banyoya girip hiddetle kapıyı çarptım.

"Geşa !"

"Aç kapıyı kadın !"

Dediğinde ben çoktan kapıyı kilitlemiş kaynar gibi  suyu açmıştım bile.

Üstümdeki kıyafetleri hırsla yere attım.Kolumda kanattığı yaranın sargısını hariç diğer sargıkarı açmaya başladım.

Sıcak suyun altına girerken ettiğim ah ona da ulaştı.Kapının kulpu bir kez indi.

"Sakın!Haddini bil Hazerani!"diye bağırdım.

"Kaynar gibi su tenimi tahriş ede ede bedenime değerken"Çık şuradan Geşa !
Beni delirtme !"diyordu.

Bana pislik demişti daha önce bunu bugün gözlerimle gördüm.

Yıkanırsa belki temizlenir bedenim değil mi ?

Suyun sıcaklığının altında açtım onun bana uzattığı sargı bezini .Ellerime çöken sıcaklık canımı kavurdu.Dizlerimdeki yaralara değdi ahu figan ettim.

Duşun içine çökerken sıcak suya karışıp giden kanıma baktım.

"Ahh.."diye ağladığımda .

"Bir dakikaya çıkmazsan .Kapıyı kırarım Geşa!"dedi üstüme boşalan suya rağmen duymuştum.

Daha da rezil olmktan korktum.Başımı ardımdaki duvara çarpıp yavaş yavaş çarpıp gözümdeki birikintileri döküyordum.Son sözüyle sertçe duvara değen başımı tutup  ayağa kalktım.

Bir sarhoş gibi havluyu buldum bedenime sardım.Sıkı sıkı tutundum.

Gözlerim hala akan suda ve götürdüğü kandaydı.O kadar  sıcak bir suydu ki akan su bütün banyo buhar altında kalmıştı.

Sıcak sudan çıktığım an temine değen hava haşlanan tenimin acısını dökerken
"Ahh.."eden bir feryat daha koptu dilimden.

Onu unutmuştum ama kapının
aniden kırılıp açılması ile onu ardımda hissettim.

"Geşa .."dedi acı ve hayret dolu bir sesle.

Kollarımın altından bağladığım havlu kanlı dizlerime değiyordu.Ama gözlerim aynaya kaydığında onun yüzünde bir acıyla baktığı kızarmış sırtımı görünce diğer halulardan birine uzanıp hızla sırtımdan sarıp önümde birleştirip tuttum.

Ona doğru döndüğümde gözümden akan acını haddi hesabı yoktu .

Gözleri beni geçip ardımda ki sıcak suyun akıttığı kana baktı .Buhar aramızdan taşarken "kendini yakmışsın .."dedi gördüğünü anlamak için duymak istiyor gibiydi.Sargısını açtığım ellerim sıcak sudan daha acımaz tenime tırnaklarını sürerek çeviriyordu.

Nefesinin değdiği saçlarımı çekip daha önce öptüğü boynumu çize çize yıkadım.

Göğsümü saran elleri beline değişini hatırladıkça kendimi hem yakıp hem çizdim.

Dizlerim titrerken çıkmak için bir adım attım.Yeter bu kadar rezillik!

Havluları sıkı sıkı tutuyordum en az yüzüme tutunan ıslak saçlarım kadar ama ellerim artık hak dilenir olmuştu.

Tam önüne geldiğimde ona değmemek için gösterdiğim nizami intizamı onunda irkilip çekilerek gösterdiğini gördüm.

Oda ona dokunmak benim için sanki böyle acıymış sansın isterdim.Ama o tenimden iğrendiği için kendimi yaktığımı biliyor nasılsa gururuma dokunuyor bu.

Odanın içine giderken ayaklarım yere kanlar döktü.

"Geşa .."diyen sesine isyan etmek istiyorum.

Bedenimi daha fazla taşıyamadım odanın içine oturdum.

Açılan dizlerimi öterken onun adımlarını önümde buldum.

"Naptın kızım ?"dedi önüme çöktü.

Gözlerinde ki duygu bana acımasını tarif ediyor .Başımı hızla diğer tarafa çekerken kavrulan bedenim deli gibi acıyordu.

"Sen sen ! Yaptın."diye bağırdım.

"Sana dokundum diye mi ?"dedi ben için için ağladım.İşte buna yalan derler !
Biliyor beden yaptığımı..

"Bana dokundu diye kendini pis sayan bir adamı seven yanıma toprak at Hazerani!"dedim.

Gözlerim takvim yaprağına kaydı boynumu saran havluyu bıraktım önüm açılırken çizdiğim boynuma indi gözleri ardından işaret ettiğim yere yeniden baktık .

"Kaldı 37 gün 36 gece !Bana sakın bir daha dokunma.Artık kanayacak yerim kalmadı."

O esnada boynumda ki çiziklere kalkmıştı korkak elleri.Evet bu adam bana iyi olmaya korkak!

Geri kayıp ayağa kalktım omuzumdaki havlu yere düşerken diğer havluma sıkıca tutundum.Ellerim beyaz havluya kan verirken dizlerimden akan kan ayağımın yere değdirdiği kana bulaşıyordu.

Gözleri her birini dolandı ama kolundaki ıslak sargı bezinin altından kanayan
yaraya daha uzun baktı.

Bana doğru geldi . Açılan kollarına bakarken "Sakın !sakın gelde yaralarını sar deme Hazerani! Öldüreceğin birine merhamet etme !"dedim.

"Geşa dur !"

Dedi sırtım duvara çarpmadan hemen önce .

O bana yaklaştıkça ben acı çekiyordum bunu anladığında geri geri gidip "Tamam dokunmuyorum . tamam.."dedi .

Gözlerim acı bir yaş dökerken
"Bir daha içme tamam mı ?"diye bağırdım.

Hemen başıyla onayladı.Şaşkın bir şekilde aralanan dudaklarıma süzülen yaşlar karıştı.

"Tamam bir daha içmeyeceğim söz..Hadi üstünü giyin ."dedi gözlerini boynumdan çekerken.

"Ne o açtığın yaraya mı bakamıyorsun ?"öptüğünü bilmiyordu .Ama ben bir sinirle "Sen beni Argeş Hazerani!Dokunmam değdiğin ,pislik dediğin bu kadını öptün!"diye bağırmak istedim ama bunu söylemek ondan çok beni ziyan eder .

O yutkunup bir anda odadan fırlayarak çıktı.

Sendeleyip gittiğim giyinme dolabının önünde elime iç çamaşırlarımı bir de yarım kollu dizlerime değecek bir elbise alıp geçildim.

Dolabın kapakları arasında kıvrana kıvrana giyip yatağa yürüdüm.

Saçlarımı ağlayarak geriye yatırdım.Yarım saat gözlerim bir boşluğa bakarken bedenimin dört bir yanı kan döküyordu kan.

Gözüm ayaklarımın kanlı izlerinde dolabın önüne bıraktığım havluda açık kalan dolap kapısında yani her yerde dolandı.

Ama en son takvim yapraklarına baktım.

"Geçecek Efsa..."

"Geçecek.."

Kapı çalındı.Gel demedim..
Bir daha çalındı..

"Geçecek."

Ardından kapı açıldı . Göz göze geldik .Ben sinirle dudaklarımı ısırdım.Üstümde dolanan gözlerinin ardından doktorla içeri girdi .

Dudaklarım acı bir tebessüm ile kıvırıldı.

Saramayacağını anladığı yaraya tabip almaya gitmiş Hazerani!

Doktor odanın dört bir yanındaki kanlara korka korka  bakarken Hazerani kolundan tutup önüme kadar getirdi.

Dizlerime ellerime ayaklarıma kollarıma baktı."Her yeri kanıyor doktor sar şunları!"diye bağırdı .

Gözlerim onu hışımla geçip doktoru buldu."İyileşmez sarma doktor !"

"Doktor !"dedi öfkeyle sonra bana baktı .Doktor korka korka kolumdaki yaraya bakarken o diğer tarafimda yerini  aldı.

Elbisenin yarım kolunu yaranın üstünden kaldırdım.Islak bandajı sökerken "Neden yıkadınız ."dedi fısıldayarak sonra kızarmış tenim çizilmiş Kollarımı görünce sustu.

Sonra çantasına eğildi ."Dikişlerinizden bir kaçı atmış."dedi eldiveleri giyip iğne çıkardı.Ardından koluma yeniden baktı .

Gözlerimi yumup Dudaklarımı ısırdım onun tereddütlü sesi "Tut Geşa.."dedi.

Ona baktım.Üstüne ne ara aldığını bilemediğim gömleğin ucunu uzatıyordu.
Acıyla sırıtıp başımı diğer tarafa çevirdim.

Doktor "efendim."deyince "yap artık şu iğneyi !"dedim.Kokuyla iğneyi koluma bağırdığında elimin altındaki çarşafı hınçla sıkmıştım.

Dudaklarımı sıkarken iğne bitti .Sonra dikiş sonra sargı..Hepsini başım duvara dönükken bekledim.

Dizlerimi sarmasına izin vermedim.
Elinden aldığım bandaja bakarken "gerisini ben hallederim teşekkür ederim."dedim doktor yavaşça geri çekildi.

"Ellerinizin durumu daha da kötüye gitmiş lütfen sargıları açmayın."diye uyardı .

Camın önüne geçmiş bize bakan Hazerani "adamlarım seni götürsünler."dedi.

Doktor başını sallayıp çıkınca eteğimi biraz yukarı çekip  dizimin döktüğü kana baktım.Elime aldığım sargı beziyle kanı temizleyip dizlerimi sarmaya başladım.

"Geşa ..."

"Ölsün Geşa!Yeter!"

Sustuk bir an dizlerime dolandığım sargı bezi kayınca hareket eder gibi oldu ama sonra durdu .

Çok kısık bir sesle."Dizlerindeki yaraları üfleyip sarabilmek isterdim."dedi .

Ya ben ne çok isterdim senin dizlerimi sarmanı.

"Neden ?"

Bunu bugün ikinci kez sordum.

"Bana acıdan kıvrandığını göreyim diyordun gör işte!"

Artık "Acı çekmeyi haketmiyorsun."dedi.

Sargıyı tamamlayıp ona baktım.

"Yanılıyorsun asıl şimdi acı çekmeyi hakediyorum."

Kaşlarını çatarken gözleri yerdeki kana değdi."Seni ..."dedim gözleri beni buldu .

"Ben ilk kez bir düşmana yeniliyorum Hazerani!Canım çok yansın hakediyorum.Çünkü ben hiç savaşmadan sana yenildim."

Ellerimdeki sargı bezini yere atıp yatağa uzandım.Gözlerim kapanırken bir yaş döktüm yastık sırılsıklam oldu .

"Keşke !keşke bir geceye 36 gün sığsa."

Uyumak için göz kapaklarımı kapattım.

Sessizliğine attığı adımları bir yerde kesildi gözlerini üstümde hissediyordum ki elleri üstüme çarşaf örttü.

Gözlerim açılıp onu buldu.

Geri çekilirken"Ben ilk kez kabus görmedim Geşa ..Güzel bir rüya ile uyandım."dedi.

Geç kalmış bir itiraf beni onu dağıtmış.Ne önemi var düş görmesinin bana dokundu diye yıkanmadı mı?

Gözlerimi yeniden kapattım.

"Sana saçlarımı yeniden hediye edeceğim.Bırak biraz daha uzasınlar."

"Geşa.."dedi şaşkın ve yorgun.

"Bana böyle davranma ."

Dediğinin tersiyle konuştum.

"Saçların kokusu gidiyor mu Hazerani?"

Sustu sustu .Sonra bir anda "Kestiğin saçların kokusu hiç eksilmedi.
Oysa ciğerlerimi o kokuyla taşırdım.Her telinde bin nefeslik  kokun var ."dedi .

Benim değil annesinin.

"Demek ki ben ölünce annenin kokusu ölmeyecek Hazerani."

Sonrası yok karanlık beni aldı gitti .

                      ......&&&&&......

Sabah kalkmadım öğlene kadar uyudum.Gölerimi açtığımda karşıma yığılan hediye sandıklarını görünce gözlerimi yeniden kapattım.

Bugün benim annemin doğum günü..

Heja'ın nerden geldiğini bilmediğim sesi
"İyi doğdun Efsa Sultan"deyince gözlerimi araladım.

Heja dudaklarını ısırıp başına vurdu .

"Yani Geşa Sultan .."dedi.

"Ama hiçte uymuyor ki ."diye de sitem etti.

Yorgun bedenimi kaldırmaya gücüm yoktu ama aklıma odanın kanlı hali gelince kalkıp bir anda yatağa oturdum.Etrafa göz gezdirdim her yer temizdi.

Heja'ın korkarak bakan gözleri hariç.

Hızla yanına oturdu.Elleri boynuma dokundu "çizilmiş."dedi gözlerim aynada kendimi buldu.Kızarıklar azalmışken izler belirgin bir hal almıştı.

Sargılı ellerim ellerini indirirken hediyelere baktım.Hesap vermek huyum değildir.

"Yine unutulmamışım."dedim.

Heja burukca gülüp "Sen kim unutsun?Nerdeyse tüm aşiretlerden hediyen var .Hepsi Hazerani konağına gönderildi . Sabahın köründe bende alıp hepsini sana getirttim."dedi.

Gözlerim sandıkların üstünde dolanırken alınan hediyeleri tahmin etmek hiç zor olmadı.Meşhur bir silah koleksiyonum var her doğum günümde bana ne alacağını ezbere bilir gibi herkes silah alır.

Ama bu yıl önemi daha büyük.Bir çoğunun belki düşmanıma sıkarım diye alındığına yemin edebilirim.Hazerani herkesi koltuğundan etti .Gururuna dokunan çok kişi var.

Hediyelere tek tek bakındım.Heja kalkıp kutulardan birini alıp geri döndü.
İçini açtı altın kaplama silahı çıkarıp havaya kaldırdı.Eli ağırlığı ile silahı üstüme düşürürken "Hayy maşaallah."dedi.Elime alıp bakındım.

Silahı her detayı ince ince nakışlarla doluydu.Koleksiyonuma çok yakışacak.

Kutusuna koyarken Heja "ya sen uyurken  baktım Efsa hepsi silah yine ."dedi diyen ede ede buna güldüm.

Alışamadı benim doğum günü hediyelerime.

Ben veryansın edecekken odanın orman tarafına bakan camı çaldı.İkimizde irkildik.Korumlardan biridir diye düşünürken ayağa Kalkan Heja'ya "şş sen dur ."deyip elimde silahla canım yanına kadar gittim.

"Hazerani 'yi çağıralım."diye Heja'ya sus işareti yapıp perdeyi biraz aradım.Göz ucuyla bakınırken gördüğüm yüz silahımı elimden yere düşürdü.

"Mirza..."dememle Heja "Ne "diyerek ayağa kalktı.

Bir elimle Ona kapıya gitmesini işaret ederken diğer elimle perdeyi tam açtım.

Eelinde cam bir fanusun içinde beyaz bir gül tutan Mirza'nın gözleri yüzümde dolanıyordu.

Hazerani adamlarını yolun başına bıraktımış olmasa bu adam ölürdü.Ne diye ölüme koşuyor ki?

Kaşlarımı çatıp pencereyi açtım.

"Git!"dedim kısık ama hiddetli bir sesle .

Gözleri ellerime kaydı.

"Mirza toprak olsun Efsa ellerine ne oldu?"

Elbisenin yarım kolu kolumu örtüyordu.
O diğer yaralara bakmadan "Hazerani ne arıyorsun burda !"diye kızdım.

Ama o hala "ellerin Efsa .."diyordu.

"Git burdan !"dedim.

Elindeki fanusu uzatırken"Benim için bugün yılın ilk günü .."dedi.Oysa benim doğum günüm geçeli çok olmuştu bu annemin doğum günü ve ben kendi doğum günümde değil her yıl bu günde kutlama yapar yokma dağıtırdım.

Mirza da bunu bilsede sırf ben bu günü seviyorum diye oda seviyordu.

Ama şimdi bu yaptığı terbiyesizlikti hatta daha fazlası.

"Hazerani burda !Sen ne hakla .."dedim.

"Bunu al lütfen .."dedi .

"Almam.",deyince "Sözüm vardı sana unuttun mu ?Her doğum gününde Mirza sana elleri ile bir gül getirecekti."dedi .

Hışımla kaşlarımı çattım.Kapının arkasında korkuyla duran Heja'ya baktım.

"Git !kendini öldürteceksin !"dedim.

O fanusu getirip camın içine bıraktı.

Ben o gelirken geri çekilmiştim sinirle güle bakarken "Gel gidelim bu cehennemden ."dedi.

Çicekte ki gözlerim sinirle onu buldu.

"Asıl bunun için geldim Efsa..Seni bu hayattan kurtarmak için geldim."

"Gidelim !"dedi bir kez daha.

Heja'ın "Efsa."diyen sesiyle irkildim.

Ona döndüm.Sarılı ayaklarım ve  dizlerime ağlayarak bakıyordu.

"Git onunla Efsa..Yoksa Hazerani sana kabir olacak."

Ağlayan sesine daha çok kızdım hiddetle Mirza 'ya dönüp "Kendimden utandım Mirza !İlk kez saf sevginden utandım !Defol !"deyip hızla pencereyi ittim.

Mirza pencereyi tutup durdurdu.

"Yanlış biliyorum ama sen bu hayatı haketmiyorsun.Gel Efsa bu ihanet olmaz !"

Dedi eline bakıp sinirle pencereyi iyice ittim."Hazerani 'den Efsa'yı ölüm ayırır!"

Elleri camdam indi.Gözleri doldu bana acı acı baktı.

"Yanmış..."dedi çok alçak bir sesle.

Pencereyi kapatırken duydum "Senin içinde de sevda kandili yanmış."

Gözlerim hüzünle kapanıp açıldı .
Ağladığını gördüm.Ayakları ormana dönünce  perdeyi hışımla çektim.

Heja koşarak yanıma geldi.Bir eli beni tutarken diğer eli perdeyi aralamış onun gidişini izlemesini sağlamıştı.

"Oh!Gözden kayboldu."dediğinde sitemle yatağa yürüdüm.

Heja pencereyi açıp fanusu içeri aldı.

" Efsa bunu orda görmesinler."dedi.

Elindeki gülle yanıma otururken ağlamaya devam etti."Ne bu halin Efsa Sultan?Bari bana anlat ."

Elindeki güle bakındım sonra dönüp onun gözünün yaşlarını sildim.
"İyiyim ben !"

"Hep öyle dersin ."dedi.

"Manyak !kendine öldürtecek."dedim.

"O bir Romeo."dedi güldü .

"Baksana şuna bitkilere alerjin olduğunu bildiği için cam fanusa koydurmuş."dedi.
Sonra bana uzun uzun baktı.

"Aklım almıyor nasıl onu değil de sana bunları yapan o adamı seviyorsun ?"

"Bilmem benim de aklım almıyor."

Beyaz gülün fanusuna konulmuş yazıya takıldı ve okumaya başladı.

"BİTKİLERE DOKUNMA SENİ SOLDURURLAR.AMA SANA NEYE BENZEDİĞİNİ GÖSTERMEK İSTEDİM.İYİ Kİ DOĞDUN MARDİNİ SULTANI."

Yaprakları parıldayan beyaz gül .Çok zarif ve masum duruyordu.Ben ona benziyor olamam.

Gözlerimi hemen çevirdim.Silah kutularına baktım.Heja ayağa kalkıp Fanusu baktığım hediyelerin üstüne koydu.

"İstersen onu sevebilirsin."dedi.Ellerimi sıkarken ona baktım "Bitir şunu Efsa Mardini .Çıkalım şu kapıdan o adamı bulup bitir şu evliliği.O zalimi kendi acısının içine bırak !"dedi.

Hiddetle ayağa kalkarken "Çık burdan !Çabuk çık !Onun yaralarından bahsedecek kadar yaran mı var ? Biliyor musun sen kanarken yanlız olmak nasıl bir eziyet ?"sesimdeki hiddetle ağlaya ağlaya kapıya koşan Heja'ın ardından o içeri girdi.

Heja 'ya bakan gözleri beni bulunca yatağa sitemle oturdum.

"Neden ağlıyordu?"dedi kutulara bakarken.

Cevap vermedim."Ona sorayım diyorsun."dedi geri çıkacakken "seni bırakmamı istiyordu kızdım oldu mu ?"dedim durdu .Bana baktı ardından sırtını kapının yanındaki duvara yasladı.

"Doğru söylemiş.."diye mırıldandı.

Sinirimi katladı.Ağzı açık sandıklarda ışıldayan altın kaplama silahlara şaşırmış olmalı.Hediyelere bakmaya devam ederken gözleri fanustaki güle çarptı.

Üstünde adı yazmıyordu değil mi ?
Ben endişe ile ayağa kalktım ama o gülden gözünü sakince alıp gardroba yürüdü.

Umrunda değilsin Efsa.
Sana gül gelmiş diye yeri göğü yıkacak mı sandın?Ama bu adam himaye himaye diye delirirken asla karısına gönderilmiş bir gülü es geçmez diyordum ki beni onaylayan cümlesini duydum.

"Silahlar ve bir gül ...Hediyelerin de garip .Eren sana da  beyaz gül göndermiş."

Dedi derin bir nefes alıp dudaklarımı ısırdım.Annemin mezarına gittiğimizde Eren 'nin anneme ısrarla beyaz gül götürdüğünü söylemiştim o sanmış.

Yalan söylemek istemiyorum.Gerçekte ölüm kokuyor.

Hemen aklıma geleni söyledim "Sen bana ne hediye edeceksin ?"dedim.

Dolapta aranan elleri durdu .
"Senin doğum günün geçmemiş miydi ?Bana öyle demiştin ."dedi.

"Bugün annemin doğum günü kendi doğduğum günü değil bugünü kutluyorum.Urfa da bunu biliyor.Ve kaçma Hazerani hediye istiyorum."

Yeniden aramaya koyulmuşken "Benim sana hediye alacağımı düşünüyor musun gerçekten?"diye sordu.

"Almazsın."dedim sesim buruktu.

Ama sonra heyecanla "Ama ben bir şey istesem verir misin?"dedim eline aldığı bir gömlekle bana döndü.

"Yine mi dilek hakkı ?"

Gözlerimi açıp kapattım.

"Ne istiyorsun?"dedi oda heycanlamıştı .

Hemen ayağa kalktım koşar adım giderken salona giderken cam fanusa elim çarptı.

Gül ayağımın önüne yatarken cam parçalarının üstüne basmadan salona doğru yürümeye devam ettim.

Hazerani 'nin yerde kalan güle hayret eden bakışını da gördüm ama benim için o gülün zaten canı yoktu.

Salondaki pencereye koyduğum Itır bitkisini elime aldım.

Odaya doğru döndüm Hazerani kapının içene gelmişti.Elimdeki bitkiye baktı ben kaşınmaya başlamışken "Onu istiyorum.Sana ait olduğu için gittiğim yere onu götüremiyorum."dedim.

Hazerani yine dileğimi beğenmemiş olacak ki "Geşa!"dedi hiddetle.

Sonra tuttuğu nefesi verip bana baktı .

Yüzümü aşmıştım.

"Senin olsun kadın senin !"

Dedi kocaman gülümsedim.

Itıra sarıldım "Gülün ölüyor."dedi .

Gözlerim ona kalktı odanın içine parçalanmış fanusun kırıklarındaki güle bakıyordu.

"Sevmediğim yolun canı affa layık değil .
Senden gelse ölmesin derdim Hazerani."

Dedim bana döndü gözleri"Eren?"dedi .

Söylediğim sözün nereye çıktığını anlayınca ona ardımı dönüp mutfağa yürümeye başladım.

"Aman tutma beni ıtır seviyorum işte .Gidip biraz su vereyim ."

Bir şey söylemesin diye öyle temkinli gittim ki ayağım yerden sessizlik çalıyordu.

...

Yazarın DİLİNDEN

Hazerani mutfağa sessiz adımlar geçen kadına baktı.O gidince gözleri son kez yerde güle değdi .

Dudaklarınında şu cümle dolandı.

"Belli büyük bir suçun var yoksa bu kadın bir cana kolay kolay kıymazdı."

Güle konuştuğunu anladığında kendine gülüp hemen evden çıktı.

Ama kapıda gördüğü yüz ondan az önceki gülüşü çalmıştı.

"Lilan !"dedi hiddetle.

Kadın koşarak yanına geldi.Geriye doğru bir adım atarken "Yerini bil kadın!Bana  fazla yaklaşma!"dedi .

Hazerani 'nin mesafe kuralını daha önce bir kez aşmıştı.Bunun sonunda çok ağır sözler duymuş olsada yinede anlatacaklarının heyecanı ile her şeyi bir kenara vermişti.

Ama Hazerani ona hiddetle bağırınca oda geriye doğru bir kaç adım atıp
"Kusura bakma Ağam."dedi .

"Niye burdasın!Sen niye devamlı benim evlerimin önündesin ?"

Sesinden ürken Lilan hemen"Gördüm ağam gözümle gördüm."dedi.

Hazerani ne demek istediğini anlamaya çalışırken Lilan "Geşa'yı az önce camın içinde bir adamla konuşurken gördüm."dedi Hazerani 'nin sinirlenince ve hüzünlenince gözlerine dolan kan bu sefer öfkenin rengini almıştı.

Lilan bundan ürksede yemin etmeye devam edince Hazerani bağıra bağıra
"Lilan haddini bil!
GEŞA 'nın adı sana ağır gelir .Bir daha onun adını ağzına alma .

Ağzından çıkan kulağına değmiyor belli!"dedi kükreyen sesiyle Lilan geriye yalpalarken Hazerani devam etti .

"Hazerani 'nin karısı için tek kelime daha edersen . Kanını helal sayarım."dedi o sırada  eli belindeki silaha çıkmıştı.

.....

Argeş 🔥
Geşa 🔥
Lilan👽

Hadi yorumlarını bekliyorum ama şunun cevabını vereyim .YENİ BÖLÜM YAZINCA ATILACAKTIR..

BÖLÜM BEĞENİ SINIRI 450 ❤️
YORUM 400

Continue Reading

You'll Also Like

1.8K 322 21
Duyguları ve davranışları arasında sakatlığa sahip olanların hikayesi.
663K 41K 26
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
33.4K 9.3K 41
Bir varmış, bir yokmuşla başlar her aşk masalı ama her masalın sonu aynı bitmez, onlar eremez muradına. Hüsrana uğrayan aşkların sonunda bir şarkı...
2.3M 191K 101
Bir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, m...