Kız. Selimm ne tesadüff :)))
Tesadüf mü o zaman Selimin buluşacağı kız bu değil.
S. Gerçekten yaa iyi oldu ama görüşememiştik uzun zamandır.
Kız. Çok özledim senii
Birden Selime sarıldı ben öksürmeye başladım kız hiç umursamadı Selimi bırakmıyordu. Selim kızı itip beni gösterdi.
S. Naz, arkadaşım Şebnem. Şebnem okuldan arkadaşım Naz.
Kız. Memnun oldum
tokalaşmak için elini uzattı. Ben elimi uzatmadım. "Bende memnun oldum canım, kusura bakma kimseyle tokalaşmıyorum biliyosun etraf mikrop dolu" Selimle göz göze geldik Selim gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Naz. Eee Selim nasıl gidiyor?
S. Nasıl olsun Ebruyla buluşcaz onu bekliyoruz.
Demek Ebruyla buluşacakmış boşa kıskançlık yaptım.
N. Ebru mu ayy onu da çok özledim bi sakıncası yoksa sizle oturup onu da görüyüm.
Cevabımızı beklemeden oturdu. Ebru cafeye girdi beni görünce gülerek el salladı, Nazı görünce yüzü düştü. Naz Ebruyu görünce hemen ayağa kalktı.
N. Ebrucuumm.
Kollarını açtı. Ebru onun yanından geçip bana sarıldı. Gerçekten çok seviyorum Ebruyu. Naza sadece meraba dedi benim yanıma oturdu.
E. Nasıl oldun Şebnem ablacım. Abim söyledi ayağını sakatlamışsın.
"Sağol Ebrucum abin sağolsun beni kucağında taşıdı hep onun sayesinde bu gün daha iyiyim. "
Ebru ve Selim güldü, Naz bozulmuştu.
S. İki gündür bakıcısı gibiyim Ebru sabah kahvaltıya bile ben götürdüm.
E. Şebnem ablam hakediyor ama abi.
Selim güldü.
N. Kahvaltı derken, aynı evde mi kaldınız siz?
S. Benim teknede kaldık bi şey mi oldu?
N. Yoo öylesine sordum. Bu kadar samimi olduğunuza göre yıllardır arkadaşsınız.
Selimle bakışıp güldük.
S. Aslında bakarsan daha iki gün oldu.
N. İki gün mü?
E. Neyse Kainat abla falan nasıl iyiler mi?
"İyiler canım Kainatla Can Kainatın kardeşini görmeye gitti. Almilayla Özgürde bankaya gitti."
E. İyi ki sende abimle gelmişsin çok sevdim ben sizi abim izin verse bende gelir sizle orda kalırım.
"Akşam hep birlikte bi şeyler yapcaz sende gel istersen."
Ebru Selimin gözüne baktı. "Niye abine bakıyosun sen istiyosan gel ben çağırıyorum." Dedim. Ebru sarılıp beni öptü. Kulağıma eğilip
"Abim ilk defa böyle birinin sözünü dinliyo ve ilk defa birine bakarken gözlerinin içi gülüyo" dedi. Gülümsedim acaba ne demek istemişti bana aşık olduğunu mu söyledi yoksa iyi bir arkadaş olarak gördüğünü mü?
Naz bizim bu samimiyetimizi kıskandı ve ayağa kalktı.
N. Selimcim ben gidiyorum müsait olduğunda ararsın. Numaram varsa tabi..
S. Numaran yok rehberim silindi.
N. Veriyim o zaman.
S. Sonra görüşürüz Naz bi kaç saat kardeşimi görmeye geldim boş şeylerle vakit harcayamam.
N. Boş şeyler...
Naz gitti. Selimin sözleri o kadar hoşuma gitti ki boynuna sarılasım geldi. Biraz sohbet ettik.
S. Ebru benim arabamı, biraz para ve kıyafet almam lazım.
E. Gel al.
S. Ebru annemle babam evdeyken nasıl geliyim.?
E. Off doğru. O zaman siz burda zaman geçirin ben eve gidip annemle babamı dışarı yollayıp haber veriyim.
S. İyi fikir o zaman çabuk...
E. Tamamm gittim ben hadi öptüm ikinizide.
"Güle güle"
Ebru gitti Selimle başbaşa kaldık. "Selimm"
S. Efendim
"Daha önce hiç sevgilin oldu mu ? "
Selim hiç bi şey demedi.
"O zaman şöyle soruyum, Nazla daha önce sevgili miydiniz?"
Selim yine cevap vermedi.
"Haklısın ben kimim ki soruyorum. Kusura bakma merakımdan sordum."
S. Şebnem... Lisedeyken.. işte zaten çok kısa bi süreydi ama çok büyük bi yanlıştı.
"Peki bi şey daha sorsam."
S. Sor..
"Madem o kadar pişmansın neden onu görünce öyle sevindin?"
S. Sonuçta lise arkadaşım diye düşündüm zaten ayrıldığımızda da arkadaş kalmaya karar vermiştik.. Ama o bunu beceremedi senin sevgilim olup olmadığını bilmeden böyle boynuma sarılınca anladım ki biz arkadaş kalamayız?.. ya sen sevgilim olsaydın?
Diyecek bi şey bulamadım. Selim bana bakıyordu. Bir süre sessizce birbirimize baktık. Sonunda kendime gelip konuşmaya başladım.
"Selim çok özür dilerim."
S. Neden?
"Ne biliyim işte o günleri hatırlatıp moralini bozdum"
S. Moral bozacak bi şey yok ki sadece büyük bi pişmanlık.
Uzanıp Selimin elini tuttum.
"Pişmanlık duymana gerek yok ki onun gerçek yüzünü gördün ve arkadaşlığını bitirdin. Bence böyle birinden kurtulduğun için sevinmen lazım "
O da benim elimi tuttu.
S. Sağol Şebnem. Ama....
O sırada telefonu çaldı arayan Ebruydu. Selim konuşup telefonu kapattı.
S. Ebru annemle babamı çıkarmış acele etmemiz lazım. Sen burda bekle istersen.
"Yok bende gelcem."
S. Yürüyebilecek misin ?
"Koluna girersem yürürüm :)) "
S. İyi hadi gel :))
Selimin koluna girdim. Bi taksiye binip yola çıktık.
"Selim"
S. Yine ne sorcaksın Şebnem ? :))
" Hani Ebru aramadan önce ama demiştin de yarım kalmıştı, ne diyecektin"
Selimin yüzü düştü.
S. Sen boşver bunları moralini bozma.
"Yaa Selim merak ettim işte söylesene"
S. Naz izimizi buldu ya bizi rahat bırakmaz, ben o zaman da arkadaş olarak kalmak için çok uğraşmıştım. Bi de şimdi seni gördü ve kıskandı. Kafasına taktığını rahat bırakmaz.
"Şimdi de seni kafasına taktı."
Selim üzgün ve tedirgin bir şekilde evet anlamında başını salladı. Bir süre sessiz kaldık, bende korkmuştum.
S. Geldik.
Ev o kadar büyük ve güzeldi ki gözlerimi alamadım.
"Eviniz çok güzelmiş."
S. Duyduğum kadarıyla sende zenginmişsin senin evin de böyledir.
"Yani sayılır ama biraz daha küçük"
S. Beni en iyi sen anlarsın aslında bu kadar şeyi bırakıp gidebilmişsin sende.
"Çünkü bu kadar şey mutluluk getirmiyo"
Selim gülmeye başladı.
"Ne oldu?"
S. Çok alışveriş yaptığın için baban kızdı diye evi terketmemiş miydin sen? :))
"Selimm"
S. Neyse hadi hemen alacaklarımızı alalım çıkalım.
Ebru dışarıya çıktı.
E. Abi ben kıyafetlerini topladım yinede sen bi bak istersen odana.
S. Teşekkür ederim canım.
Eve girip Selimin odasına çıktık. Ben etrafı incelerken Selim kalan eşyalarını aldı. Köşede duran gitar dikkatimi çekti.
"Selim gitar çalabiliyomusun?"
E. Harika çalar :))
S. Abartma Ebru
"Alalım mı o zaman akşam bize çalarsın"
Selim gülerek gitarı aldı ve Ebruya verdi kendi de valizini aldı diğer kolunu bana uzattı.
S. Hadi acele et yakalanmayalım.
Hemen koluna girdim. Alt kata indik . O sırada kapının çaldığını duyduk. Selim elimden tutup yandaki odaya götürdü. Ebru da koşup kapıyı açtı.
Annesi ve babası gelmişti. Bizde Selimle kapıdan dinliyorduk..
E. Anne ne çabuk geldiniz.
Babası. Ne oldu Ebru niye bu kadar panikledin.
E. Hiiç, şaşırdım sadece.
Annesi. Kızım biz unutmuşuz bu gün misafirimiz gelecekti hatırlayınca hemen geri döndük.
E. Off...
Ebru gitarı saklamayı unutmuştu babası gitarı görünce şaşırdı.
Babası. Bu gitar Selimin değil mi ?
E. Evet
Babası. Yoksa eve mi geldi.
E. Yok ben çalmaya çalışacaktım siz gelince öyle kaldı.
Salona geçtiler ama bizim olduğumuz oda salona açılıyordu.
"Selim nasıl çıkcaz burdan"
S. Bilmiyorum Şebnem. Senin ayağın nasıl otur istersen.
"Yok ben iyiyim de sen bi çıkış yolu bul"
O sırada kapı açıldı ve Ebru geldi. Gülüyordu.
E. Ayy nasıl hapis kaldınız burda :))
S. Ebruu!!
Güldüm "Ebru haklı aslında"
Ebru bana çak yaptı.
S. Ne güzel demi burda hapis gibi kaldık aman ne komik.!
"Tabi komik :)"
Selimde güldü.
S. :) evet komik ama burdan çıkmanın yolunu bulmamız lazım.
E. Ben yukarı göndermeye çalışcam hemen haber veririm çıkarsın.
"Sana güveniyoruz"
S. Başka çaremiz yok :))
Ebru çıktı biz içerden dinliyorduk.
E. Anne misafirlerinizi bu halde mi karşılayacaksınız?
Annesi. Ne varmış halimizde.
E. Şu kıyafet olmuş mu hiç anne bence değiştir.
Annesi. Kızım sen beğenmiştin ya bunu.
E. Yanlış söylemişim o zaman hiç güzel değil.
Annesi. Hiç uğraşamam Ebru çok yorgunum.
E. Ama babamın ki de hiç olmamış. O gömlekle pantolon uymuş mu hiç ?
Babası. Sen niye bu kadar taktın bizim kıyafetlerimize.
Annesi. Başka zaman hiç karışmazsın.
E. Aman iyi karışmıyorum böyle rüküş rüküş dolaşın.
Annesi. Yaa o kadar mı kötü.
E. Evett
Annesi. Neyse ben bi üstümü değiştiriyim o zaman.
Annesi yukarıya çıktı.
"Babanı nasıl çıkarcak acaba? :))"
S. O bi yolunu bulur :))
Ebru kapıyı açtı
E. Şimdi dinleyin ;))
Hemen gitti.
E. Babacım misafir gelene kadar bi şeyler içmek ister misin?
Babası. Yok kızım sağol..
E. Yaa ama kendi ellerimle portakal suyu hazırlamıştım
Babası. İyi hadi getir. :)
Bi süre sonra Ebrunun çığlığını duyduk..
E. Ayy çok özür dilerim babaa..
Ebru Portakal suyunu babasının üstüne dökmüştü ve babası da yukarı çıktı Ebru haber verdi hemen dışarı çıktık.
E. Off ben gelemiycemm.
"Yarın gel o zaman " :)
E. Tamam :))
Selim birden ikimizide tutup ağacın arkasına çekti.
"Ne oldu"
S. Mustafa Amca geldi.
E. Ayy.
"O kim?"
S. Babamın bi arkadaşı.
E. Bekledikleri misafir.
S. Arka tarafa geçelim Ebru sen arka kapıdan hir bşzde ordan arabayı alıp gidelim.
E. Tamam.
Arka tarafa geçtik Ebru eve girdi bizde arabaya bindik ve yola çıktık. O sırada Kainat aradı.
"Efendim Kainatcım"
K. Şebnem bi şey mi oldu niye nefes nefesesin?
"Gelince anlatırız"
K. Tamam. Nerdesiniz.
"Selimin evinden çıktık şimdi yoldayız.
K. Tamam bizde şimdi geldik.
"Seninde sesin kötü geliyor bi şey mi oldu"
K. Gelince konuşuruz.
"Tamam canım görüşürüz."
S. Ne olmuş?
"Bilmem sesi kötü geliyodu gelince konuşuruz dedi."
S. Kusura bakma Şebnem.
"Ne için"
S. Bu gün çok yordum seni.
"Önemli değil arkadaşlar böyle günler içindir"
Selim güldü bi şey diycek gibi oldu ama sonra vazgeçti.
Tekneye geldiğimizde yağmur başlamıştı arabadan inmeden Selim kolumdan tuttu.
S. Şebnem..
Ceketini çıkardı ve bana verdi.
S. Kafana tut da tekneye kadar ıslanma.
"Sen ?..."
S. Bana bi şey olmaz alışkınım :))
" Ama..."
S. Şebnem itiraz istemiyorum.
Gülümsedim ceketi kafamın üzerine atıp tekneye koştum.
S. Maşallah ayağın da iyileşmiş..
"Şeyy..."
Bi ağlama sesi duyduk...