BEYLERBEYİ HAZERANİ

By mamalesoirr

4.4M 216K 94.5K

El değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Sev... More

TANITIM
"KEFENDEN GELİNLİK "
' GEŞA HAZERANİ '
Zindan
NEFRETİN NEFESİ
AY IŞIĞI
'KERT-ME'
SAÇIN; ANNEMİN KOKUSU
İKİ YANLI MENDİL : GÖNÜL İŞİ
DİLEFRUZ ;YÜREK YAKAN GÜZEL
'KANLI POTRE : GÜLÜŞE DÖKÜLEN KAN '
"RUHUMU ASTIM"
'KEŞKE MARDİNİ '
'KADER&SÖZ'
'BİLDİN (GERÇEKLER)'
'SARHOŞ GERÇEKLERİ DÖKER DUDAKLAR '
'KOKUNU VER '
"BİR SARILSAK"
LİMON & SARIŞIN
ACIMIZ GEÇSİN (BULDUM)
TEMAS ✨
KOLLARINDA ☄️
12.12.2022 (ARA FİNAL BÖLÜMÜ)
GEÇMİŞ(Geçmezmiş)
KADER & EREN
HAZERANİ 2 : ⦑1⦒ .BÖLÜM
ÖPESİM VAR
KARŞILAŞ-MA (SEN BANA ,HEP BANA)
ATEŞİN YANIŞI
DAHA KÖTÜSÜ
KAHKÜLLER
SANA KESİLDİM
BÖLÜM :XELEF VE MİR
Bölüm:ONU GÜLDÜR LİMON
KÜLÜZ
Kalbime Sevgili
AŞK
RÜYA "Bakma "
AĞIT &ANNE
ÖLÜM&EVLİLİK GÖRÜŞMESİ
1.284✨
DİL ARGEŞE
12.12.2022 Anısına geçmiş
SANA KÜSMEK
BEYLERBEYİ 'GÜLÜNCE
ÖLÜMÜ GÖR'GEŞA'
Ödeştik Gidemezsin
BİR CADI VARMIŞ
BENÍM OLSANA .
YAR'
BUZDAN HÎSLER
HAZERANİ İÇİN"Firavun'un evindeki Musa"
CANIN KANI
SOL GÖZÜNÜN SIZISI
DOĞUYOR
GÜZELİM
KONUŞ N'OLUR
SEN GİBİ
GEÇMİŞ
BİRAZ UZAKTA
GİTMEZ
YAKUTLU BEŞİK
AİLEYİZ İŞTE
AVREŞ VE MİHRİ 'ÖZEL '
FİKRİMİN İNCESİ
XANİ
KATRE
AY DİLBERE
AVREŞ VE MİHRİ 'devam'
BÜYÜRSÜN
'Tılsımlı kemer'
NENNİ
FİNAL °Sonsuz
ÖZEL BÖLÜM 1 :)
Özel Bölüm -2

'ÖLÜM GETİREN SESİM'

67.2K 3.9K 846
By mamalesoirr

Onun yüzüne değiyordu bu ışık .Bu hiç adaletli değil ki !Ben ona bakmaktan kaçıyorum neden tek ışık onun yüzüne değiyor ki?

Gözlerim onun yüzüne değen ay ışığına sığınmış korkmamak için varlığını siper ediniyorum.Ama içimde bir feryat ben oturup uzun uzun ağlamak istiyorum.

Karanlık bir çığlığı dudaklarımın ardında tutuyor ben ellerimle önünü kesiyorum..Belli ki çok yorgun üstünü değiştirmeden uzandı . Ayakkabılarını bile çıkarmadı..

Üstünü örtmüyor oysa uyuyan insan için  mevsim hep kıştır.Yani ben üşüyorum oda üşüyordur.

Uyudugundan emin olsam üstünü örtmek için kalkarım ama şuan çok korkuyorum.O burda olmasa bu karanlık beni yutardı, biliyorum.

Ben şu hayatta en çok karanlıktan korkarım ama Hazerani'nin varlığı bu korkumu bastırmamı sağlıyor..Garip çok garip, onun varlığı  beni korkutmalı ama aksine ben onun varlığı ile en büyük korkuma hatta tek korkuma katlanıyorum.

Karanlıktan korktuğumu bilse nasıl tepki verir acaba ?

Ölümü görmek istiyor heralde gündüzleri bile karanlıkta kalayım diye uğraşırdı.Yok ya o yapmaz ...

Asla kestiremiyorum başkasına yapmaz eminim ama kendim için emin olamıyorum.

Hazerani dediği gibi beni görmüyor sadece elimdeki kanı görüyor o kan ona her şeyi yaptırabilir.

Ay ışığı onun simasını bana gün gibi gösteriyor.. Korkarım onun aydınlık gibi düşünmekten.

Nefes alışverişim karanlıkta bozulur bunu anlamasın diye ağzımı ellerimle kapatıyorum.

Işığı kapattığım duvarın altına sindim kımıldayamıyorum.Ondan önce uyumalıydım ..

Gözlerimi kırpmaya korkuyorum.
Nefesim batıyor.Canın acıyor bu karanlıktan korkma sebebim zihnimin içinde beni infaz ediyor !

Uyansan keşke Hazerani bu karanlık
Geşa 'dan korkmuyor ,sen onu korkut..

Ağalığına şahit olduğum şu bir kaç hafada gördüm ki bu kadar güçlenmesi boşuna değilmiş.

Sözü sözmüş.Adaleti adalet.
Silahını belinden hiç haksız yere çekmiyor onu gördüm.

Çaresiz kaldığım tek şey bu karanlık.
Beni öldürmek isteyen adama içimden beni bu karanlıktan kurtarsın diye sesleniyorum ne acı..

Keşke keşke karanlıkta kaybetmeseydim seni....Yoksa Efsa karanlığı da bölmez miydi?

Ay ışığı !Ay ışığı dönüyor .. Hayır !hayır ...

Ayağa kalkmam gerek ..Argeş lütfen! lütfen..

Sakin ol Efsa sakin ol..Sesini duyacak korktuğunu mu anlasın istiyorsun ?

O burda o burda...

Derin derin nefes aldım .Telefonu nereye bıraktım?

Telefonu bulmak için doğrulmaya çalışacakken Argeş'in sesini duydum.

"Geşa!"diye bağırdı yine .

Rüya gördü kesin ..Sesinde öfke ve acı ter döküyor.Gözlerim onun olduğu yatağa döndü.

Kolum hızla ışık için kalktı.Işık açılınca ben derin nefes aldım.Gözlerim doğrudan onu bulurken sindiğim köşeden kalktım.

Ayaklarım yere sağlam basıyor korkumu onun sesi dağıttı.İçimden ona o kadar seslenmiştimki duymuş gibi hissettim.

Onun gözlerine siyah eldivenler geçirdiğim ellerime değerken bedeni doğruldu.Yatağa oturup ayaklarını sertçe yere vurdu.

Elleri birbirini sıkarken "Geşaa!"dedi kendi kendine söyleyen bir sesle .

"Rüya mı gördün Hazerani.."dedim duymasını istemediğim bir sesle.

Ama o duydu benden iğrenen gözleri hemen yüzümü buldu.
"Rüya değil bana yaşarken yaşattığınız kabusu gördüm.Her gece gördüğüm gibi bu gece de gördüm!"hiddetli nefesi aramızdaki mesafelere rağmen gelip siğnemi  yarmıştı.

"Senin o lanet sesin Geşa kulaklarımda halâ !"

"Ordalar Baba!"ikmizin de aynı anda dudaklarını delip geldi bu cümle .Ben kısık dalmış bir sesle söylemişken o resmen haykırmıştı.

Onun ayak uçlarına suçunu bilen bir çocuk gibi bakmaya başlamışken
"Ah senin o sesin hala aynı! hala !"diye sitem edip ayaklandı.

Karanlık mi daha korkunç yoksa gerçeklerin böyle yüzüme vurulması mı?

Tek korkum karanlık sanırdım yanılmışım..Bunları onun ağzından duymakta ecel teri döktürüyormuş.

Gözümün önünde onun az önce gördüğü kabus ..İkimizin ortak kabusu...

(10 Yıl Önce GEÇMİŞ )

Hazareni aşireti Ağası Hamit karısı ve üç çocuğu ile Mardini aşireti tarafından bir pusu ile Urfa meydanında tutsak edilmişti.Hamit Ağa üç çocuğunu meydanın etrafında duran evlerden birinin  köhne bir mediven boşluğuna saklanmaları için koysa da karısını saklayamadan Mardini aşireti etraflarını sarmıştı.

Koca meydanda ailesine bir çatı olan Hamit Ağa'nın gür sesi Mardini aşiretinin Ağası ve yirmi iki yaşındaki oğlu
Ethem 'e bağırıyordu.

"Mardini aşiretinin bizimle derdi ne ?Nedir bu pusu Boran Ağa ?"diyordu .

Gözleri sakladığı çocuklarının yerindeyken karısı arkasında saklanıyordu.

On beş yaşındaki Argeş dokuz yaşlarındaki ikiz kardeşlerinin sessiz olmaları için tembihlerken babasının 'orda kalın' mesajını başıyla gizlice onaylamıştı.

Annesini görmek istesede babasının arkasında saklanan kadının zarif elleri dışında hiçbir şeyini görmüyordu.

Gözleri babasının karışısına dikilen
Mardini üyelerinde tek tek gezinip yine herkese karşı dimdik duran babasına takıldı.

"Cevap ver Boran! Hazerani aşireti ile derdin ne ?Bu pusunun hesabını sorarım Boran!"

Dedi hiddetle.

Sağ eli beline korkudan sıkı sıkı sarılan karısının ellerini güvenle tutarken diğer elinin işaret parmağı Mardini'lerin üstünde sallanıyordu.

"Lan karım var  yanımda .karım !
Adam mısınız oğlum siz!"

Argeş babasını büyük bir hayranlık ile izlerken boran Ağa'nın tek kelime etmeden silahına davranması ile çocuk Argeş kardeşlerini saklandıkları yerde 'sakın çıkmayın 'diye uyardıktan sonra meydana fırladı.

Koşar adım ailesine giderken Argeş'in çıktığı yerden gören gözler on bir yaşındaki Efsa Mardini'ye aitti . Argeş'in saklandıkları köhne yerde kalan ikizleri de kısacıkta olsa görmüştü.

Ve onun dışında kimse çocukların saklandığı yeri görmemişti.

Efsa elindeki el oyması bebeği bir eliyle sıkıca sararken meydana koşan siyah saçlı ,esmer çocuğun koşan adımlarına baktı .Onun şiddetli adımlarına bakıp gülümsüyordu.

Argeş babasına silah çeken Boran Ağa'ya ulaşmadan bir el onu omuzundan tutunca Boran "diğerler Hazerani'ler nerede?" diye bağırdı

Hazerani aşiretinin asıl kanı bu ailenin çocuklarında olduğu için onlara herkes Hazerani diyordu .

Efsa babasının sinirli sözlerinin düşmanlığından habersiz bir saklambaç oyunun ebesi gibi Argeş'e baktı .Argeş sol kaşının bitimine üç siyah nokta işlenen sarıya yakın kahve gözlerini percemleri örten küçük kıza bir yandan bakarken diğer yandan da bedeni kendini tutan ellerden kurtarmak için direniyordu.
Efsa'nın kendisini çıktığı yeri gördüğünü biliyordu.

"Bırakın beni bırak!"diye bağırdı Argeş.
Annesi onun sesiyle babasının ardından başını çıkarırken babası Hamit karısının korkan annelik  nefesini de yüklenip
"Argeş'i bırakın !Çekin lan oğlumdan elinizi !"diye bağırdı.

Efsa o anlardan Argeş'in çıktığı yeri eliyle gösterirken"Ordalar Baba!"dedi .
Argeş küçük kızın sözleri ile ona baktı kinle çatıldı kaşları.İşte ilk nefret tohumu o an atıldı.Efsa o bakıştan da habersiz yine ellerindeki bebeğin saçlarına bakıp oyamaya devam etti.

Hayat oyun dediği yaşlardaydı..
Ona göre o az önce babasına ebe olduğu bir oyunda yardım etmişti..

Yani Efsa  babasının kanlı oyunundan habersizdi .Söylediği bu cümle ona bir ömürlük vebal olacaktı bilmiyordu.

Habersizdi Efsa, o cümle yüzünden bir gecede büyüyecekti.

Ellerine sözleri yüzünden kan değecekti.

Habersizdi o beğendiği oğlan çocuğunun kalbini bu sözüyle kesecekti.

İki çocuk öldürüldü..
Bir anne bir baba...
Vahşice öldürüldü bir aile..sebebi söylemeden bir pusuyla öldü bir aile...

Argeş kardeşlerini bırakmış olmanın dehşeti ile izledi o ölümleri Efsa yerlerini söylemiş olamanın acısıyla izledi.

İşte bugün ikisini düşman eden o gün uykusuz gecelerinin sebebi .. Argeş'in ateşi Efsa'nın vicdan azabıydı.

Bugün Argeş öl dese ölürüm diyen kadın aslında küçük bir çocuğun kefaretini verecek olandı.
......
Aklıma geldi yine o an
'ordalar baba 'dedikten hemen sonra kana bulandı o meydan ...
Dilim kopsaydı.
Keşke o gün ARGEŞ'İN söyleme diyen bakışlarını dinleseydim  . Bugün her dediğini dediğini dinliyorum ama o günü telafi etmiyor ,etmez...

Ben o günün dehşetini hatırlamanın acısıyla nefes almaya çalışırken Argeş
bana arkasını döndü elleri yumruk olmuş içinde ki fırtınayı sıkıyordu.

"Ordan çıkmamalıydım.Kardeşlerim..."dedi acıyla ...

'Asıl ben yerlerini söylememeliydim..'
dedim en az onunki kadar acı çeken bir sesle..

İşte o an bana döndü hiddetle
"Sende onların kızısın!"diye bağırdı.

Onun yüzünde ki çaresizlik öfkesini geçiyor acı görüyorum çatılmış kaşlarında .Ben buna daha fazla dayanamam.

Kalktığım yere bir anda çöktüm.
Elim kalbime çıkmıştı.Sırtım duvarı bulurken "Ne gün istiyorum ne gece
Ne ümit istiyorum ne bir nefes
Sadece şuramdaki yük kalksın istiyorum."dedim.

Elimi kalbimden çektim . Avuçlarımı üst üste koydum.

"Elime bulaşmış bu kanı on bir yıldır yıkıyorum geçmiyor Hazerani..
Bir çocuktum ..."nefesim düğüm olup boğdu beni...

O yerini söylediğim çocukların kanına dokunmuştum Hazerani de görmüştü..
Belki de o yüzden ellerimden bu kadar çok iğreniyor.

Ama ben onlara "yerden kalkın üşürsünüz "demek için dokundum .
İşte o zamanlar ölüm tanıdığım bir kelime değildi.

Ben elime kan bulaşınca anladım ölen bir daha kalkmıyormuş...

Ona bakmaya yüzüm yok..

Kirli ellerimi eldivenlerle örtüyorum ama temizlenmez ki ! Ellerimin değdiği her şeyden iğreniyor haksız değil .. Çünkü sevdiklerinin  elime değmiş  kanını görüyor.

Çıplak ellerim neye değerse değsin zarar veriyor .. Saçlarına bile...Şu eldivenleri en çokta kestiği saçlarının hatrına takmak istedim.Odasını yaksın hatta konağını ama kendinden eksiltmesin.
Saçının teline bile benim yüzümden kıymasın.

"Dilim kopsaydı Hazerani !
Kopsaydı da ordalar diyemeseydim...Ben bir sözün katil edebilecegini bilmiyordum."

İri bir yaş düştü gözümden hemen sildim .

"Sessizlik vurulsa dilime ben şükürdar olurum.Öyle haklısın ki şimdi beni vursan katilim değil kurtarıcım olursun..
Çünkü ben on yıldır o meydanda yaşıyorum.Bedenimin burda oluşuna aldanma senin ruhun nasıl orda bağırıyorsa bende tam yanında ağlıyorum.."

Bu sözleri birgün ona söyleyebilmek için çok bekledim.Annesine, babasına, kardeşlerine her kabirlerine gittiğimde söylüyordum sadece o duymamıştı o da duysun istedim.

Elleri belinde hırsla odanın içinde gidip gelmeye başladı...

"Sus !"dedi kapattığı dişlerinin arasından gelen bir sesle.

Ama susmam şuan susamam.

"Susmak yok !Hesapsa hesap sor !Ama anla Hazerani; ben çocuk Geşa'nın hesabını veremem.Sen yinede sor "dedim ama  o sormadı.

"Yüreğinde sesim yankılanır değil mi ?Büyümedi şu sesim kahrolsun ...Sen beni ilk gördüğün anda tanıdın."diye kendime kızdım.

Ona arkamı döndüm bir çırpıda..

"Yemin ederim ben o zulümden taraf  değilim !Elimden gelse o günü canım pahasına silerim...Ama bilki senin  nasıl acın beni görünce artıyorsa bende seni her gördüğümde vicdanım  daha çok sızlıyor ."

Sesim titretecek nerdeyse..Üzüntüden...

"İnanmam sana Mardini !inanmam vicdanın olduğuna !Sen de o adamın kızısın !O gün belli ettin kendini bugün sana inanmam."dedi .

Çocuktum...demek istiyorum ama o
"Çocuktum deme sakın !Madem vicdanına dokunuyor bu şerefsizlik neden bu evliliği kabul ettin?Neden benim intikamımın önüne geçtin?"

Diye bağırdı.

Herkesi uyandırmış olmalı...
Sesi odayı sarsmıştı.

"Aşiretim için..."dedim bitmiş bir nefesle..

Sonra bir anda onu karşımda buldum .
Gözlerim önümde duran ayaklarından kalkıp onun simasına değdi.

"O zaman bana baban ve abinin yerini söyle !İşte sana o zaman aşiretine zarar vermeyeceğim için söz veririm ."dedi

Yerlerini istiyor ama ben bilmiyorum..Düğünde geldiler o gün söylemeliydim ama yapamadım işte yapamadım.

Babam abim burda gel vur diyemedim .
Hem desem de onlar kapıdaki aşiretimi siper edinirdi.Aşiretim için yapamazdım..

"Bilmiyorum"dedim gerçekten şuan nerdeler bilmiyorum..Bana güvenmedikleri için söylemezler..

"Yalancısın işte yalancı!Onları elbet bulucam ellerimle "dedi ellerinin bütün parmaklarını açıp önüme uzatmıştı.

"Onları öldürücem !"deyip hızla önümden çekildi . Odanın kapısını sertçe kapanışından anladım o artık bana hiç tahammül edemiyordu..

......

2 gün sonra..
......

İki gündür gelmiyor..
Evinden kaçıyor...
Bende bu süre de evdekileri biraz daha tanıma fırsatı buldum .Bana onlarda içten içe bir kin duyorlar farkındayım .Ama Argeş'in öfkesi kadar geçilmez değil . Suçu babama ve abime daha çok yükledikleri belli.

Üstümü değiştirip, eldivenleri elime geçirdim.Aslında ben bir hanımağa gibi giyinirim ama bu kıyafetler tamamen zarif bir yeni geline uygun seçilmiş.

Belkide bugün dışarı çıkmam için bunu sebep göstermeliyim.Bu fikir bana kocaman bir gülüş olarak dönerken hızlı adımlarla merdivenleri indim .

Gözlerim avlunun ortasında duran Hafsa'nın etrafında dönerek oyun oynayan yaşıt gibi duran iki çocuğun eğlenceli oyununa takıldı.

Hafasa onlarla bir çocuk gibi eğleniyor .
Gülüşlerine ortak oluyordu .O gün bu kadın nasıl intihar etmek istedi hala anlamıyorum.Sadece o olaydan çıkardığım sonuç Hafsa'nın kocasına deli gibi aşık olduğu çünkü onun bir sözüyle kendini öldürebilecek kadar ona kırılabiliyor insan en çok sevdiğine kırılır değil mi?

Ama aslında hayat dolu bir kadın gülüşü tazecik . Gözlerim Karaca'yı aradı o nerde acaba ?Sanki bu çocuklar onun değilde Hafsa'nın çocukları gibi .

"Anne hadi lütfen top oynayalım!"Hafsa'nın eteklerinden çekiştiren erkek çocuk.

Hafsa şevkatle saçlarına dokundu .

"Hasan olmaz oğlum siz oynayın şimdi dade gelse ne diyeceğim."dedi.

Küçük çocuğun yüzü düşünce Hafsa'nın eğilip yanaklarını avuçları içine aldı .
Uzun uzun öpüp sevince yanındaki kız
"Anne!"diyerek onun elleri kıskandı.

Hafsa bu kıskançlığa tebessüm edip küçük kıza döndü Hasan "Kıskanç kıskanç.."diyerek elindeki topla oynamaya başladı.

"Hifa ne oldu ?"diye sordu gülerek.Kücük kız hemen kollarını önünde birleştirip yanağını çevirip "beni de! beni de öp anne !"dedi bu manzaraya takılıp kaldım.

Nasıl güzel bir ilişkileri var.Benim de annem öz olmamasına rağmen bizi böyle severdi.Hafsa bana onu hatırlattı.
Özlemişim...Hasret dolu çektiğim nefesten anlıyorum.

Hafsa'nın gözleri bana değince hemen doğruldu.Çocuklara bakındı.Saçlarına dokunup bana doğru geldi.

Etrafa bakınıyordu her adımda Argeş ve kaynanalarından çekiniyor biliyorum.

"Efsa .."dedi yine .

"Geşa.."diye düzelttim yine.

Önüme geldiğinde kıvır kıvır şaçlarına takılmış gülü indirdi.

Eline bakıp kalınca gülümsedi göz göze geldik. "Bahoz her sabah  saçlarıma gül takar çocuklara da öğretmiş bahçede gül bırakmadılar."

Gülüşü derinleşti bende bu güzelliğe aynı ölçüde gülümsedim.

Her sabah şaçlarına gül takacak kadar seven bir adam..

"Seni seviyor ! demiştim."dedim göz kırparak belki artık bana o gün neden oraya intihar için çıktığını anlatır.

Gözlerindeki gülüşü hüzün aldı.

"Ben ilk kez o gün onun aşkından şüphe ettim.O da beni oraya çıkardı."dedi sönmüş mutluluğu gelip benim gülümseyen yüzümde kıvrıldı.

"Ama sen ,Selim ve Argeş Ağa sağolun beni o delilikten kurtardınız.Ama kocama büyük bir yara oldu bu .Uyurken bile  bana sıkı sıkı sarılıyor yeniden o dama çıkarım diye .Bin kez af diledi..."deyince "ne demişti ki ?"dedim bir anda.

Belki cevap vermek istemez keşke sormasaydım.Kapanan yaranın kabuğu mu kaldırılır EFSA ?

Canını çok yakan bir şey olduğu belli gözleri doldu."Tamam söyleme .özür dilerim Hafsa seni üzmek istemedim."dedim elleri bir anda omuzlarımı buldu.

Bu yakınlığı kurması yanlış .
Ellerine bakınca hemen kollarını çekti .

"Demek ki sana da ARGEŞ Ağa gibi kimse dokunmaz ."dedi bir anda hanımağa olduğum için böyle baktığımı düşünmüş .Ama aslında ben biri bana iyi davrandığını görürde ona kızarlar diye rahatsız oldum.

"Hayır !Malum Mardini kızıyım seni üzsünler istemem."deyince ışıl ışıl tebessüm etti.

Bu söylediğimi heybesine koyup "Mardini kızı Bahoz benim çocukluk sevdam...Ben de onun için öyleyim..."bunların birbirine aşık olduğunu anlamamak mümkün değil.

Bahoz Ağa'nın her sabah kapıdan ona gür bir sesle yaptığı veda ve uzun uzun sarılmalarını bir kez görmek aşık olduklarını anlamaya yetiyor .

Ama bu adam nasıl bu kadının kuzenini ona kuma diye alır !Nasıl ?

"Bahoz 'un annesi "dedi durdu bana sürekli göz deviren kadın. Bu aynı zamanda Selim'in de annesi.Yani Argeş'in amcasının karısı ve çocukları bunlar.

"İşte çocuğum olmayınca erken yaşta dul kalan kuzenim Karaca 'yı üstüme kuma getirsin diye Bahoz 'a yapmadığını bırakmadı."

Dedi gözleri maziye dalmıştı.

"Argeş Ağa benim rızam olmadan böyle bir evlilige onay vermeyeceğini söylemişti .O da bunu bildiğinden acımasızca bizi ikna etmeye çalışıyordu."dedi adımları mutfağa kaydı bende omuzuma tereddüt etmeden konan eliyle peşi sıra onunla yürüdüm.

Derin bir iç çekti . Gözləri ayak bastığı yerlerdeydi.

"Bahoz asla kabul etmem dedi."gözleri beni buldu "Ben Hafsa'ya evlat için  kıyamam dedi biliyor musun ?Ben nasıl o gün bunu unuttum."deyip kendine  kısa bir an sitem etti.

"Bahoz 'u bütün aşiretinin önünde rezil etmeye kalkınca ben dayanamadım.Her dediğine duymazdan geldi Bahoz.
Erkeligine bile söylendi bir ara.Hatta sorun sendedir ondan kadın istmezsin bile dedi."

Nasıl bir anne bu ?

"Ama Bahoz hiçbirine aldırış etmedi ."

Hemen araya girdim "Argeş !ona söyleseydiniz o kadını eminim susturdu."

Mutfak masasına oturduk Hafsa bu sözümle gözlerime uzun uzun baktı .Bir şey arıyor gibiydi.Ellerimi masaya koyunca gözleri eldivenlerime takıldı .

"Argeş Ağa 'ya bu kadar yakın değildik o zamanlar.Daha doğrusu kimse onu isteğinde göremiyordu.Yanlız Argeş Ağa birini görmek isterse görürdü."dedi sebebini açıklamasına gerek yoktu .

Kısılan sesi senin ailen yüzünden bizim içimizde bile Argeş sırdı diyor gibiydi.

Demek Argeş kendi akrabalarından bile korunmuş...

"Keşke !"dedi kadın bir anda yüksek bir sesle sonra sesi düştü "onu  o zamanlar biraz tanıyor olsaydım.Gider bulurdum zorla da olsa yanına giderdim. O kadını durdurması bir bakışına bakarmış keşke keşke !"diye sitem eder oldu .

Belli ki ne o ne kocası Argeş'i o zamanlar pek tanımıyormuş.

"Aslında biliyor musun ?"dedi saçlarını toplarken "kuma getirilecekse gelinin rızasını isterim diye haber gönderdiğinde anladım onun mertigini ama işte kaynanam Bahoz 'u bütün aşiretinin önünde rezil etmeye kalkınca ben dayanamadım.Artık kocam başını önünden kaldıramıyordu.O kabul etmezdi ama ben ettim."dedi bitmiş bir sesle .

İşte şimdi her şey gün gibi pak.Bahoz gibi karısına aşık bir adamı yanlızca böyle bir şeye karısı ikna edebilirmiş ve ne yazık ki de öyle olmuş.

Karaca da genç yaşta dul kalmış .Bizim coğrafyamızda dulluk bir kir gibi üstünüze yapışır .Eğer kendinizi koruyamazsanız çok incirnirsiniz.Ölümün Allah'ın emri olduğunu unutan onca cahil kafa sizi hergün yeni bir şeyle itham eder .

Gözleri ürkek bir ceylanı andıran Karaca belli ki mücadele edememiş.Ve gelen bu evlilik teklifini kabul etmiş .

"Sağolsun !"dedi kinayeli bir sesle yeşil gözleri yaş dolmuştu ."Beni düşündü kaynanam ben kabul edince gidip dul kuzenimi gelin getirdi.Neymiş sesi çıkmazmış ..."gerçekten de Karaca'nın ağzı var dili yok gibiydi.

"Bana saygı duyarmış..."dedi acıyla .

"Allah var Karaca bana hiç saygısızlık etmedi."diye de kendine sesini duyurdu .

Derin iç çekişlerini bir kenara koyup
"Bahoz'un şimdi iki evladı var ve bir tane daha olacak."dedi sesi ağlamaklıydı.

"Sakın yanlış anlama çocuklarını çok seviyorum."diyerek sesinin halini açıkladı .

"Ama işte benim kucağım boş Mardini kızı ben ona hüzünleniyorum.Yoksa o çocuklar bana ana diyor sevip sayıyor.Bahoz'un yüzünü güldürüyorlar ..O sabilerin benim yükümle bir alakası yok."

Masaya koyduğu ellerini uzanıp tuttum.
Bu yakınlığı kurmam yanlıştı ama ben kendime engel olamadım.

"Hafsa senin kucağın boş değil artık ..."dedim gözleri yaş döktü.

"Durumunuzu anladım sen kocanın adı için bu evliliği kabul etmissin kocan da senin için kabul  etmiş.Karaca desen ezilmekten kaçmış belli.

Ama Hafsa senin anlamadığın şeyi ben az önce gözlerimle gördüm ."dedim şaşırdı .

"Seni annelerinden ayırmıyorlar.
Ben de annemin kanından değilim ama onu öz annem gibi seviyorum."yüzüne mutluluk sindi.

"İnan bana Hafsa anneliğin kan bağı ile bir alakası yok..Ben gördüm senin iki çocuğun var ..Sen annesin Hafsa..."

Bu sözlerim onu mutlu etmiş olacak ki bir anda boynuma sarıldı.

Çok sürmeden ellerini çekip yüzümde gezdirdi yeşil  gözlerini.

"Bahoz da Karaca da öyle derler .Zaten ben çocukları olsun diye ısrar ettim durdum belki içimdeki annelik özlemi diner diye .Nasıl bir şey sorma EFSA dilim dönmez .Ama senden duyunca inanmak daha kolay oldu.. Demek öz olmasa da annen gibi görüyorsun ?"dedi.

Ben hiç tereddüt etmeden "Annem gibi görüyorum demek yanlış o benim annem !"dedim kocaman gülümseyerek.

"Eminim Hasan ve Hifa da seni anne gibi değil anne olarak görüyordur."

Gözlerinin ışıltısı artarken mutfağın içine bir gölge sindi ellerimi hemen çektim .
Arkamda kalan kişiyi Hafsa görüyordu .

Onun ifadesine baktım.Yanaklarının ıslaklığını silip hemen ayaklandı.

"Karaca ne oldu ağrın mı var ?"dedi endişe ile gözlerim hemen ardımı buldu .

İki çaresiz kadın ...
Kabullenmişlik bu...

Karaca'nın şiş karınına elini acıyla yaslamış olduğunu gördüğümde bende hemen ayklandım.

Hafsa koşup karına elini yasladı .

Ben ikisine bakakaldım.Hafsa güçlü bir kadın aslında bunu şuan gözlerimin gördükleri önüme serdi .Karaca da buna minnet duyuyor belli.Hafsa'nın elinin üstüne elini koyup "Hafsa abla sancım var sanki ."dedi.

"Şimdi ne sancısı daha doğuma dört ay var ..Hadi hastaneye gidelim ."dedi telaşla.

Ben hemen yanlarına ulaştım.
Karaca 'nın ürkek bir ceylanı andıran gözleri beni buldu sonra Hafsa'ya döndü .
"Yok abla şimdilik hastaneye gerek yok..Biraz dinleneyim geçer .Ben bir bardak süt alacaktım."

Deyince hemen dolaba gidip onun için sütü bulup bir bardağa doldurdum .

Ona uzattım Hafsa onun koluna girdi sütü minnetle alıp küçük adımlarla Karaca'yı odasına götürdü.

Ben arkalarından bakarken "Kötü olursa haber et Hafsa onu hastaneye götürelim."diye seslendim.

Hafsa'nın başını yan çevirip beni onaylaması durup biraz onları izledim .

Ne kadar kaynanamın zoru desede bir yandan da bu kadın belli ki  Kocası baba olsun diye kuzenini kabul etmiş.

Sevgisinin signesine yaracağını bile bile kabul etmiş ...

Karaca ona bakarken bile utanıyor .Oda çaresiz görüyorum ve Hafsa'nın ona karşı bu kadar iyi olduğunu görmek nasıl yorumlanır bilemiyorum.

Onlar odaya geçince çocukların coşkulu sesine tanıdık bir ses katıldı . Gözüm onların oyun oynadığı yere kayarken
Selim 'in turuncu saçlarından aşağı bir şişe su döküşünü gülerek izledim .

Bu çocuk komikti hatta bu evdeki tek acısız gülen yüz ona ait gibi .

Yaşımız yakın olmalı en fazla yirmi ikidir.
Çocukların ayağında dönen topa en az onlar kadar coşkuyla koştuğunu görünce kendimi tutamadım .Eren geldi gözlerimin önüne bana "hanım ağam benimle bir maç yapsana !"derdi bazen ..

İçimde bir coşku hızlı adımlarım onları buldu .Top sanki beni beklemiş gibi Hasan'ın ayağından çıkıp doğruca benim olduğum yere gelince onu ayağımla durdurdum Selim ve çocuklar bana dönünce "Maç yapalım mı ?"diye sordum .

Çocuklar ile gülüşlerimiz birbirine karışırken Selim şaşkın şaşkın baktı .

"Kardeşim Eren'le hep oynardık !"dedim ona doğru .Onu kardeşime benzettiğimi anlasın ki cekimesin istedim.

O cevap vermeden topu on yaşına yakın olduğunu düşündüğüm Hifa'nın ayağına atıp "ben ve hifa ,Selim ve Hasan.. kaybeden dondurma ısmarlar !"diye de belirttim..

Hasan topu Hifa 'dan almak için atak yapınca Selim "O zaman köşeli oynayalım ."dedi ona baktım "dondurmalar benden olsun .."

Çocuklar tanıdık oyun için avlunun köşelerine koşa çekilirken Selim'in de köşeye geçişini izledim.Kare oluşturuyoruz ben de hemen köşemi alınca Selim "Hifa başlat bakalım!"dedi .

Küçük kız biraz gerilip topu doğrudan onun ayaklarına var gücüyle ittiketen sonra səlim anında pası Hasan'a verdi .İyi ki pantolon giymişim rakipler fena Hasan hiç beklemeden topu ayaklarımın önüne attı..

"Hızlı ol GEŞA yenge  hızlı..."diye bağırdı küçük kız. Topu hemen ona attığımda bir oyun artık rayına oturmuştu ..

Hızlı bir kaç tur paslaştık.Oyunumuz son derece keyifle devam ederken Karaca 'dan çocukları çağırmak için yükselen ses hepimizin dudaklarını büksede  Hasan
"Yenge ,Selim abi sonra yine oynar mıyız?"diye sorunca düzeldi.

Selim de bende başımızı sallayıp onaylayınca çocuklar heyecanla koşuşturup annelerinin yanına çıktılar .

Üstümde yorgunluk değil mutluluk vardı kardeşime benzettiğim Selim 'e döndüm o hep benden gözlerini kaçırıyordu .Ama bu sefer kaçmıyor bir yere dikkatle bakıyordu  .

Onun her şeyi unutmuş gibi sırıtan ifadesine gülüp gözlerini takip ettim .

Konağın Aralık kapısından karşı konaktan çıkan örtülü güzel bir kıza baktığını gördüm.Kız da ona bakıyordu.Beni bile fark etmemişti.

İki aşığı yakaladım belli.

Kız  kısa bir anda gözden kaybolsa da  Selim hala oraya bakıp sırıtıyordu .

"Komşu kızı!"dedim gülen bir sesle ellerimi önümde birleştirdim.Oda sesimle afallamış bir şekilde bana döndü .

Kaşımı kaldırıp "Çok güzelmiş ..."dedim kasları çatıldı.

"Komşu kızı diyorum Selim Ağa !Çok güzelmiş..."cümlem baştan bir bütün olup çıkınca oda utanarak gülümsedi.

Hemen arkasını dönüp gidecek oldu.Ben ardından seslendim "Cirane Allah Allah Mın eyneke maşaallah!"kız burdakı Arap ailelerinin kızı gibi giyinmişti.

Arap olmalı simasında Arap kızlarının güzelliği de vardı.

Selim ne dediğimi anlamadı durdu.
"Şarkıdır selim Ağa diyorki
Ah (aşık olduğum) komşum, senin şu (güzel) gözlerine maşaallah"
Selim bana dönüp "Geşa kimseye söyleme.."dedi çekinerek yüzü yere bakıyordu.

Utandırdım Selim Ağa'yı ...

Eren 'e de Eren Ağa demeyi çok seviyordum.

Kardeşim gibi işte bu çocuk ..

"Sırrımız olsun o zaman Ama düğününüzde özel muamele isterim .."dedim bana baktı hemen yüzünü derin bir mutluluk sardı ama kısa sürdü .

Heralde öleceğimi hatırladı.

Başını aşağı yukarı buruk bir tebessüm ile sakladıktan sonra hızla konaktan çıktı .

....

Bende ardından çıktım kıyafet almam gerektiğini söyledim Selim Argeş 'i arayıp  sorduktan sonra çarşıya gittik..

Kıyafetleri alıp döndüğümde başım aç olan midem yüzünden artık iyice dönmeye başlamıştı.Sahi ben niye çarşıda bir şeyler yemedim.

Ya da mutfakta...

Neyse olabildiğince dikkatle içeri girdim benden önce adamlar odaya kıyafetleri taşımıştı.

Ben boş avluyu hızlı hızlı adımlarım mutfağa gidecekken mutfak kapısında gördüğüm yaşlı kadın ile adımlarım gururuma sarılıp odanın yolunu tuttu .

Açtım üstüne kendimi çok yormuştum.
Of EFSA ..Diye kendime söylenirken merdivenlerin başına ulaştığımda düşen kan şekerim ayaklarımı kaydırdı .

Merdivenlerin demirine tutunduğumda gözlerim istemsizce kapandı .Son anda düşmekten kurtardığım bedenim için derin bir nefes alırken arkamdan Suzan teyzenin telaşla gelen adım seslerine sesi karıştı.

"Hanımım !"diyordu oysa ben ona bana Geşa demesini söylemedim mi?

Elleri çabuk gelip beni bulmuştu .

Yüzüne bakıp gülümsedim doğrulurken bana "Günlerdir doğru düzgün bir şey yemedin Hanımım mutfağa gidelim !"dedi.

Ben ayaklarımı sağlamlaştırıp ona cevap verecekken arkamdan yükselen tok  ses
"Benim konağımda neden aç kalıyorsun Geşa ?"diyerek kükremişti.

Bakmadım ama o gelmiş...
Yemek yemediğimi yeni öğreniyor ve belli ki o nenesi gibi  aç kalmanın bir ceza olduğunu düşünmüyor..

Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 322 21
Duyguları ve davranışları arasında sakatlığa sahip olanların hikayesi.
4.9M 182K 65
🌸#wattys2016 Obur Okunanlar Katagorisi Kazananı❤ 🌸#Romantizm içinde #1 💜Ayaz TÜRKER - Meltem KORKMAZ (TÜRKER)💜 "Umudum yok" cümlesinin yer almadı...
2.5M 134K 15
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
689K 42.1K 26
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...