Kahvaltıdan sonra Kiyoomi ortalığı toparlar. Daha sonra bir telefon görüşmesi yapar. Atsumu merakla yanına yaklaştığı sırada vedalar yapılır ve telefon kapanır.
"Kimdi o?"
"Iwaizumi."
"Hmm. Ne konuştunuz?"
"Akşam planımızı iptal ettim. İşim çıktı."
"Ne işiymiş bu?"
"Sen."
"Benim için planını neden bozuyorsun?"
"Gidiyoruz. Hazırlan. Ne kadar sürer bilmiyorum ama bir kaç günlük kıyafet al yanına. Ben de eve uğrayıp geliyorum."
"Ne? Nereye gidiyoruz?"
"Arabanın bizi götürdüğü yere."
"Araba gezisi mi?????"
"Noldu?"
"Çok heyecanlı!"
Kiyoomi Atsumu'nun yüzünü avuçları arasına alıp yanaklarını okşar. Dudaklarına doğru yanaşır ve çok da kısa sürmeyen bir öpücük bırakır.
"Neşeni yerine getirmek için fikri bile yeterli miydi yani? Ben Iwa'yı arayıp geleceğimi söyleyeyim."
"OMİ HAYIR! Gidelim lütfen. Baksana hala çok ruhsuzum. Moralim çok bozuk. Ağlamaya gidicem şimdi odama."
"Lan dursana şaka yaptım."
"Kalbim kırık. Minik kalbim çok kırıldı."
"Öperim senin minik kalbini."
Bu lafın üzerini Atsumu ağlayacak gibi olur, gözleri dolar mutluluktan.
"Gözlerin doldu."
"Senin yüzünden."
"Özür dilerim."
"Sen olmasan napardım Omi?"
"Biraz daha öyle bakarsan ben de ağlarım."
Atsumu'nun dolu gözlerine bakar ve yanaklarını başparmaklarıyla okşar. Alnından öperek sarılmak için kendine çeker. Atsumu hemen kollarını beline dolar ve sıkıca sarar. Saçlarındaki rahatlatıcı parmaklar gözlerini kapattırır ona.
"Bir kaç parça kıyafet alıp hemen geleceğim yanına."
"Tamam."
Kiyoomi'yi uğurladıktan sonra odasına gider. Kendini o kadar şanslı hisseder ki, gerçekten ağlamamak için zor tutar. Varlığıyla bile moralinin düzeldiği sevgilisi, onu mutlu etmek için her şeyi yaptığı için kalbi kıpır kıpır, yıllardır aradığı kişi gözlerinin önündeyken nasıl bu kadar kör olduğunu düşünüp kendi kendine küfreder.
*
Çantaları arabaya koyduktan sonra ikisi de arabada yerini alır. Kiyoomi önce Atsumu'nun, sonra kendi kemerini takar. Soluna döner ve Atsumu'nun dudaklarına öpücük kondurur. Sonra yola çıkarlar.
Yoldayken beraber hazırladıkları playlisti dinlerler. Atsumu bu süre zarfında iyice içine gömülür. Kiyoomi durumu fark eder ve Atsumu'nun elini tutup dudaklarına götürür. Minik bir kaç öpücük bırakıp bir anlığına dönüp ona bakar.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Özür dilerim dalmışım yine."
"Bir şey olmadığına eminsin değil mi? Gerçekten bir sebep varsa ortada hemen şu an söylüyorsun. Kenara çekeyim mi arabayı?"
"Hayır Omi. Gerçekten bir şey olmadı. Yalnızca-"
Kiyoomi kenara bir yere park eder ve Atsumu'nun gözlerinin içine bakar.
"Evet bebeğim? Odağım sende."
"Omi. Ben bir rüya gördüm."
"Hmm. Anlatmak ister misin?"
"Çok kötüydü."
"Gel biraz dışarı çıkalım. Hava alırsın."
Kemerlerini çözüp dışarı çıkarlar. Kiyoomi hemen Atsumu'nun yanına doğru gidip önünde durur. Sırtını arabaya yaslayıp ellerinden tutar. Destek verici olması için biraz sıkar ve gözlerini gözlerine kenetler.
"Seni dinliyorum güzelim."
"Çok kötüydü Omi." Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlar. Kiyoomi içi sızlar bir şekilde dinlemeye devam eder.
"Hastalık. Sen hastaydın. Sonra korktuğum şey başıma geldi. Beni bırakıp- bırakıp gittin." Sonda sesi kırılır. Hıçkırmaya başlar.
Kiyoomi de gözyaşlarına engel olamaz. Onu kendine çeker ve sarılır. Omzunda ağlamasına izin verip sırtını sıvazlar bir süre, yatıştırıcı sözler fısıldarken kulağına.
"Shhh shhh. Geçti gitti. Sadece çirkin bir kabustu. Bak burdayım ben. Seni bırakıp gider miyim hiç? Gözlerime bakmak ister misin? Yüzünü göster bana hadi."
"İstemiyorum."
"Tamam. Tamam hayatım. Biraz daha böyle kalalım o zaman." Omzuna bir kaç öpücük kondururken bir eliyle saçlarını okşamaya başlar.
"Omi nolur. Sakın hasta olma tamam mı? Beni bırakıp gitme çünkü ben dayanamam. Aklımı yitirecektim bugün. Sen yanıma gelmeseydin aklımı yitirirdim. Kimseyle konuşmak istememiştim."
"Benim sensiz bir yere gittiğim görülmüş mü? Nasıl bırakıp giderim? Sen ağlama. Ağlama sen."
"Özür dilerim günümüzü mahvettim."
"Sen... dayak istiyorsun galiba. Ağlıyor demem döverim. Çok ciddiyim Atsumu."
"Yaa.."
"Bana bak."
"Yok."
"Bana bak dedim."
Atsumu yavaş yavaş kendini geri çeker. Gözlerini Kiyoomi'nin göğsüne sabitler, gözlerine bakmaz.
"Ağlayınca çirkin oluyorsun bence ağlama."
"YA OMİ ÇOK KÖTÜSÜN AMA."
"Kızgınken de çok seksi oluyorsun."
"SUS."
"Susturmak ister misin?"
Atsumu kaşları çatık bir şekilde dudaklarını birleştirir. Kiyoomi öpücüğün arasında gülümseyerek alt dudağını dişler. Atsumu ağzını araladığı andan itibaren gelen dille iniltisini zor bastırır ve şehvetle emmeye başlar. Nefessiz kalana kadar birbirlerini yemeye devam ederler.
"Gidelim hadi Omi."
*
Sesi kısılmış müzik arkadan duyulurken Kiyoomi sürmeye devam eder. Bir benzin istasyonu bulması gerektiğini düşünürken solundaki sevgilisine göz atar. Bir saat kadar önce uyuyakalmış ve yüzünde huzurlu bir ifadeyle koltuğunda yan dönerek gömülmüş sarışına, sarışınına, onun görmeyeceğini bile bile gülümser. Eliyle saçlarını ve yanağını okşama isteğini zar zor bastırırken bir benzin istasyonu görür ve durur.
Benzin dolarken, markete uğrayıp biraz atıştırmalık, içecek ve su ile geri döndüğünde, Atsumu'nun uyanmış olup etrafı süzdüğünü fark eder uzaktan. Daha sonra hava almak için olsa gerek, dışarı çıkar ve karşısında ona doğru yürüyen Kiyoomi'yi görünce bakışları yumuşar.
"Uyanmışsın."
"Ne zamandır uyuyorum?"
"Bir saat falan."
"Keşke uyandırsaydın Omi. Bensiz sıkılmışsındır."
"Ne sıkılması, hayatımın en huzurlu 1 saatiydi."
"Sen kahvaltıda yürek yedin heralde."
"Şaka şaka, kıyamadım."
"Aptal aşık."
"Sanki benden farkın var."
"Bilmem, yok mu?"
"Benim taktiğim bana sökmez."
Küsmüş gibi kafasını yana çevirir ve arabaya biner. Bu halleri Kiyoomi'yi güldürürken o da sürücü koltuğunda tekrar yerini alır.
"İyi uyudun mu?"
"Evet bebekler gibi."
"Yalan söyleme boynun kırılcak sandım bi ara. Kenara çekip düzeltmek zorunda kaldım seni."
Atsumu cevap vermeden müziğin sesini açar ve Kiyoomi'yi bir kere daha güldürür.