SAPLANTILI [+18]

By Esmerimsi_yzr

2.9M 117K 182K

🔴 "Bu nedir?" "Ağrı kesici ilaç diyelim." "Neden veriyorsun diye sordum?" "Sayısını bile hatırlayamacağım b... More

1.bölüm "Şok"
2.bölüm "Kararsızlık"
3.bölüm "Çaresizlik"
4.bölüm "Çok teşekkür ederim."
5.bölüm "Düğün"
6.bölüm "Can kırıklığı"
7.bölüm "İçimdeki yangın"
8.bölüm "Neredeydin!"
9.bölüm "Geçmişin izleri"
10.bölüm "Daima"
11.bölüm "Gelen Telefon"
12.bölüm "Sana inandığım gün!"
13.bölüm "Çekilen video"
14.bölüm "Kan"
15.bölüm "İçimdeki Huzursuzluk"
16.bölüm "Benimsin"
17.bölüm "Mesaj"
18.bölüm "Boşluk"
19.bölüm "Sakın"
20.bölüm "Olay gecesi"
21.bölüm "Heyacan"
22.bölüm "Söz ver"
23.bölüm "Sürpriz"
24.bölüm "Sen!"
25.bölüm "Yağmur"
26.bölüm "Küçük bir yalancısın"
27.bölüm "Bir çift öfkeli gözler"
28.bölüm "Kurşun"
29.bölüm "00:13"
30.bölüm "Nefes"
31.bölüm "Kalp ağrısı"
32.bölüm "Alaz!"
33.bölüm "Yangın yeri 1"
34.bölüm "Yüreğim yangın yeri"
35.bölüm "Nefret"
36.bölüm "Fotoğraf"
37.bölüm "Cihan!"
38.bölüm "Ben ne yaptım"
39.bölüm "Kıskançlık"
40.bölüm "Pasaport"
41.bölüm "Küçük kahramanım"
42.bölüm "Ceza"
43.bölüm "Özledim"
44.bölüm "Öp beni!"
45.bölüm "Kanıyorum"
46.bölüm "Ağlama"
48.bölüm "Nişan 1"
49.bölüm "Nişan 2"
50.bölüm "Pislik"
51.bölüm "Manyak!"
52.bölüm "Düğün"
53.bölüm "Not."
54.bölüm "Seni bulacağım"
55.bölüm "Nerdesin bebeğim. "
56.bölüm "Gurur"
57.bölüm "Seni istiyorum."
58.bölüm "Doğum günü..."
59.bölüm "Küçük bir ceza"
60.bölüm "Kız isteme"
61.bölüm "Baş ağrısı"
62.bölüm "Oyun bitti."
63.bölüm "Dokunma bana"
64.bölüm "Rüya"
65.bölüm "Gurur"
66.bölüm "Ryan"
67.bölüm "Alex"
68.bölüm "Hamile misin?"
69.bölüm "Kalbime giren ağrı"
70.bölüm "Serenay'ın düğünü"
71.bölüm "Düşünce"
72.bölüm "Davetiye"
73.bölüm "Ayşe'nin Düğünü yeni bölüm."

47.bölüm "Korkma"

37.8K 1.7K 1.2K
By Esmerimsi_yzr

"Yavrum arkayı incelemen bittiyse birazda ön tarafı incele."

Neee!!!!

🔗

"Sakın!!!" deyip anında elimle yüzümü kapattım. "Sen manyak mısın?" dedim.

"Evet manyağım hemde fazlasıyla. Ama senin manyağınım." deyip neşeli çıkan sesiyle güldü.
"Korktuğun oğlumu yedikten sonra, daha fazlasını isteyeceksin."

"Daha giyinmedin sen!" dedim sinirle. Ben hazır değilim. Bir kaç saniye sonra yanıma oturarak, ellerimi çekiştirmeye çalıştı.

"Giyindim. Çek elini yüzünden." dedi fısıltıyla.

"İnanmam." dedim. Bana yalan söylüyorsa?

"Ben asla yalan söylemem."dediğinde elimi yavaşlıkla çektim. Siyah atletini görünce rahatladım.
Gurur, sağ tarafıma eğilerek abajuru kapatırken yakın teması kalbimi hızlandırmaya yetti.

Yatağa uzanmasıyla belimden tutup yanına uzanmamı sağladı. Beni göğsüne yaslayıp başımdaki yazmayı yavaşlıkla çekti. Çenesini tepeme doğru bastırdıktan sonra, elini göbeğime doğru sürterek indirdi.

"Saçların..." deyip kokumu içine çekti.
"Sen benim ESMERİMSİN" dedi.

Eliyle göbeğimde hareket ettirdiği yerler karıcalandı.
"Sana bir şey soracağım." dedi. Sesli nefes verdikten sonra, çenesini tepemden indirerek yüzünü sağ yanağıma bastırdı.

Allahım kalbim çok hızlı atıyor.

"Ne zamandır sormak istiyordum ama cesaret edip soramadım." derken yutkundu.

"Evet." dediğimde sorusu heyecanlandırdı beni.

"O geceyi bana anlatır mısın?" diye sorunca nefesimi tuttum. Birkaç saniye bekledikten sonra nefesimi dışarıya verdim. O anlar gözümün önüne geldikçe beni bir titreme tuttu.

"Tamam bebeğim sakin. Sormamış farz et." deyip bana sımsıkı sarıldı. Nasıl bir gece geçirdiğimi bilmek istiyordu.

Yutkundum.

"O..o gece." deyip durdum. Nefessiz kalacakmışım gibi kesik kesik nefesler almaya başladım.

"O..o gün eve gelen giden çok olmuştu. Cenazenin ikinci günüydü. Kendi odama geçmek yerine ablamın kaldığı odaya geçtim." dedim. Anlatırken ablamın en sonki hali canlandı gözümde. Çok zayıflamış, benim aksine kahvenin en koyu tonuna sahip olan olan saçları dökülmüştü.

Aynı anda nefesimizi dışa verdik.

"Ablam tıpkı annem gibi kokardı. Onun yatağına uzanıp yastığına sarıldım. Ablam sağken bile ayrı uyuyamazdım. Sürekli bana çok deli yatıyorsun, bir yerlerini kırmandan korkuyorum derdi." dediğimde gözlerimin içinin yandığını hissettim.

"Evet çok deli yatıyorsun, ama ben deli yatışına hayranım." dedi.

"Ablama ölümü bir türlü konduramadım. Çok ağlamıştım, hemde kendimden geçecek kadar." dediğimde gözlerimi kaçıp kapattım. Gurur'un sesli yutkunuşunu duydum.

"Uykumun arasında, telefonum çaldığını duyuyorum ama bir türlü gözümü açıp bakamadım. O saatlerde beni Alaz'dan başkası arayamazdı." deyip bir süre bekledim.

Beni nefes bile almadan dinlediğine eminim.

"Sonra ne ara Cihan yanıma gelip yattı bilmiyorum." deyip her aldığı nefes boynumu yaktı geçti.

"Boynumda hissettiğim sıcaklıkla anında gözlerimi açtım." dediğimde sesimin titremesine engel olamadım.

"Tamam, anlatma dedi." dedi, sesindeki öfkeyi hissettim.
Anlatacağım.

"Eliyle ağzımı kapatıp, üzerime eğilmesiyle bacaklarımı aralamaya çalıştı. Çok yoğun içki kokusu vardı üzerinde. Yalvardım yapma diye, ama gözünün döndüğünü gördüm."

"Siktiğimin piçi." dedi sinirle.

"Üzerimdekileri çıkartacağı zaman ellerimi yumruk yaparak sıkmaya başladım korkudan. Kendimi nasıl sıktıysam burnumdan kan gelmeye başladı.
Korkuyla geri çekildi. Cihan bana sesleniyordu, ama duymuyordum onu." dediğimde yüzünü boynuma gömdü.

"Yeterli." dedi. Fazlasını duymaya tahammülü yoktu artık.

Cihan'ın yarın geleceğini desem yine komalık eder kesin.

"Bugün Serenay amcama sarılıp sığında, o kadar kötü ve yalnız hissettim ki kendimi anlatamam. Ben o olayı yaşadığımda sığınacak ne annem vardı, ne babam ne de ablam. Beni tek teselli eden annen oldu." dediğimde burnunu çekti.

Ağladığını boynuma değen yaştan anladım.

"Annen bana o kadar iyi geldi ki anlatamam. Annem gibi baktı, teselli etti. O zor süreçleri annenle birlikte atlattım." dediğimde, boğuk çıkan sesiyle kendisine küfür etti.

"Sikeyim kendimi!" dedi sinirle.
"Bir de seni ailemin yanında görmeyeceğim diye uyarıp durdum." deyip belimi saran sıcak elleri yumruk oldu.

"Tamam geçti gitti." deyip yumruk yaptığı elini tutarak açmaya çalıştım. "Aç elini." dediğimde yavaşlıkla açtı.
"Artık uyuyalım mı?" dedim.

Belimdeki elini çekip ondan tarafa doğru döndüm. Yüzümü göğsüne bastırarak kollarımı beline doladım. İkinci kez bedeni gerildi. Bir kolunu boynumun altından geçirip, bacağını bacak arama yerleştirdi.

"Sana söz veriyorum, bundan sonra kimsenin seni üzmesine izin vermem." deyip çenesini yine tepeme bastırdı.
"İyi geceler bebeğim."

"İyi geceler." dedim fısıltıyla. Benim gözlerim kokusuyla kapanırken, onun sert nefesleri tepemi delip geçti.

🔗

"Cihan abi." deyip yanımda uzanmış halde bana bakıyordu. "Senin ne işin var burda." dedim korkuyla.

"Yarım kalan işimi bitirmeye geldim Yasemin."

Gurur nerdesin? diye içimden yalvarmaya başladım.

Allah'ım bu bir rüya olsun. Korkuyla yatağın içinde geri geri çekilerek bedenimi doğrultmaya çalıştım. Üzerime doğru eğilmesiyle çığlık atarak gözlerimi açtım.

"Bebeğim." diye Gurur'un bana seslenmesiyle irkildim. Bedenim kan ter içinde kaldı.
"Geçti bebeğim geçti. Ben yanındayım." diye yüzümü avuçlarının içine alıp okşamaya başladı.

Tamamen kendime geldiğimde, Gurur dizlerini belimin iki tarafından sabitleyerek bana endişeyle baktığını gördüm.

"Gurur..." diye fısıldadım.

"Şitt. Korkma bebeğim." dedikten sonra üzerime doğru yavaşlıkla eğildi. Yüzünü yüzüme eşitleyip, "Her ne gördüysen geçti bebeğim." dedi kaşlarını hafif yukarıya doğru kaldırdı. Bedenim hala rüyanın etkisiyle titriyor, rüyada mıyım değil miyim diye avucumu Gurur'un yüzüne bastırdım.

Çok şükür...Elinin tersiyle terden yüzüme yapışan saçlarımı arkaya doğru savurdu. Yutkunmakta zorluk çektim.

"Ben su getireceğim şimdi." dedi, sesindeki çıkan acıyı hissettim. Üzerimden kalkarak hemen baş ucumda olan abajuru açtı. Gurur'a sessizce bakınmaktan ötesine geçemedim. Cevap verecek durumda değildim.

Ya rüya değilde gerçek olsaydı? Allah'ım ölürdüm bu sefer.

Gurur odadan ayrılıp çıktığında yavaşlıkla doğrulup sırtımı yatağın başlığına dayadım. Elimi kalbime bastırıp, nefesimin düzene girmesini bekledim.

Rüyası bile çok kötü!

Etrafa baktığımda hava henüz aydınlanmamıştı. Kendi kendime düşünürken Gurur'un ne ara yanıma geldiğini bile farkedemedim.

"Suyunu iç bebeğim." deyip büyük bardağa doldurduğu suyu bana uzattı. Ellerim titreyerekten bardağı alıp içmeye başladım. Yarısına kadar içtikten sonra, komidinin üzerine bıraktım.

"Ne gördün rüyanda bebeğim." diye sorunca sessizce yatağa uzandım.

"Hatırlamıyorum ki." dedim. Gurur'da yanıma uzanarak örtüyü üzerime doğru çekti. Beni göğsüne yaslamasıyla sırtım sıcacık oldu.

"Piçi mi gördün rüyanda?" dedi, sesi fısıltılı çıksada, sesindeki öfkeyi hissettim. Başımı iki tarafa çevirdim.
"Yavrum, bana o piçi korumaya çalışma." dedi, benim takıldığım bir nokta var, gözleri uykusuzluktan dolayı kızarmıştı bunun. Suyu getirip verdiğinde farkettim.

"Saat kaç?" diye sorup konuyu geçiştirmeye çalıştım.

"Saat henüz sabahın dördü."

"Uyumadın mı sen?" diye sorduğumda sesli nefesini saç diplerinde hissettim.

"Uyudum."

"Gözlerin öyle demiyor?" dediğimde elini göbeğime doğru bastırıp parmaklarıyla daireler çizmeye başladı.

"Gözlerim nasıl diyor bebeğim?" derken sesi oldukça yakıcıydı. Elini yavaşlıkla kasıklarıma doğru indirmeye başladığında elini tuttum.

"Napıyorsun sen?" diye korkuyla fısıldadım.
Ben korkuyorum. Ben Gurur'la ne yapacağım.

"Ne yapıyormuşum?" deyip elini hareket ettirerek kasıklarıma doğru sürtmeye başladı. Kalçamda hissettiğim sertlikle bacaklarımı birbirine bastırdım. Bedenimin kasılmasıyla, eli kasıklarımın üzerinde asılı kaldı.

Göğsü inip kalktı.
"Yavrum niye korkuyorsun?" deyip bir süre öylece elini hareket ettirmeden bekledi. Bir anda beni kendisine çevirip parmaklarıyla çenemi tutarak dudaklarını dudaklarıma değdirdi.

Sıcak nefesiyle dudaklarımı kavurdu.
"Korkma." deyip dudaklarının her hareketi beni öpmeden dudaklarımı sızlattı. Göbeğime kadar uzanan demir gibi sertliği beni korkutuyor. Dışındayken böyle, içime nasıl sığacak!

Dudaklarımı yavaşça öpmeye başladı. Öperken hırıltılı sesi, nefesi, kokusu bedenime doğru yayıldı.
"Neden karşılık vermiyorsun bebeğim?" diye sesi oldukça sabırsız çıktı.

Karşılık verirsem devamı gelmez değil mi?

"Sadece öpüp uyuyacağım bebeğim." dediğinde, nedense artık ona karşı koyamıyordum. Şimdiyse dudaklarıyla bana tatlı işkenceler etmeye başladı. Onun öpüşüne karşılık vermemle birlikte, yumuşak başlayan öpüşün yerini sert öpüşlere bıraktı. Onun dilini hissetmek, tiksindirici olması gerekirken aksine çok zevk alıyordum.

Parmaklarını, siyah gür olan saçlarımın arasına daldırarak kendini bana sertçe bastırdı. Bastırmakla kalmayıp, sürtünmeye başladı. İleri geri sürtündükçe, kasıklarıma doğru inanılmaz sızılar girdi.

Bende onun hafif gözlerinin önüne dökülen saçlarının arasına parmaklarımı daldırıp çekiştirdim. Dili sanki ağzımın içinde her yerindeydi.

Elinin birini çekip sağ bacağımdan tutarak beline sabitledi. Sertliği o kadar belliydi ki,  giyindiğim geceliğin dışından kasıklarımı zorladı. Tekrar elini saçlarımın arasına daldırdı.

"Seni ne kadar istediğimi, arzuladığımı tahmin bile edemezsin." deyip dudaklarımdan ayrılarak boynuma doğru yol aldı. Sakalı boynumu çizip geçti.
Alnında ve saçlarında oluşan terini boynumda hissettim. Boynuma dişlerini geçirmesiyle, sesli bir şekilde inledim. Dişinin izleriyle boynumu morarttığına eminim.

Elinin birini saçlarımdan çekip, uzun kollu geceliğimin altından elini sokarak atletimi yukarıya doğru çekiştirmeye başladı.

"Yavrum inan korkulacak kadar değil." dedi, sesi bayağı boğuk çıktı. Atletin üzerinden göğüslerimi sıkmaya başladı.

Böyle devam edersek beni soymaya başlar bu!

"Gu..Gurur." diye cılız çıkan sesimi duyurmaya çalıştım. "Gurur yapma." deyip elini geceliğimin üzerinden tuttum.

"Tamam."dedi, sesli nefesini alıp verdikten sonra, kulağıma fısıldadı.
"Siktiğim düğün olup bitseydi, beni daha durdurabilir miydin, sanmıyorum. Küçük kızının tadını aldığımda, beni durduramazsın bebeğim." deyip boynumu ikinci kez ısırarak geri çekildi.

Sözleriyle bir kez daha korktum.

"Yavrum senin yüzünden kasıklarıma ağrılar giriyor sürekli." deyip yan yatarak beni göğsüne çekti. "Senin küçük kızında sızlamadı mı?"
Cevap veremedim. Sızladı...hemde çok.

"Ama en azından birazda olsa rahatlattın beni." derken neyi kastettiğini anlamadım.

"Rahatlattın derken?" diye sordum.
Kalçamdaki sertliğini hissettirerek hırıltılı nefesini dışarı verdi. Bunun şeyi de hiç inmiyor.

"Azıcık da olsa boşaldım, ama tam değil tabi." deyip telefona uzandı. Telefonun ışığı yanıp söndü. "Saat beşe geliyor. Yatalım yoksa devamını getiririm." deyip yüzünü boynuma gömdü.

Keşke sormaz olaydım. Hiç çekinmiyorda her şeyi derken. Benim de iç çamaşırım ıslandı. Evet tıpkı onun ki gibi kasıklarım sızlıyor şu anda.

🔗

Serra, "Ayşe kızım çayları doldur." deyip tabaklara hazırladığı kahvaltılıkları masaya dizmeye başladı. Çatalları, servis tabaklarının yanına yerleştirip, sabaha karşı olanları düşündüm.

"Serenay, sen otur ben yaparım." deyip kolumu koluna değdirerek fısıldadım.

Serenay, "Jasmin annemin bakışlarını görüyor musun?" dedi fısıltıyla. Bana Jasmin demesini seviyorum.

"Evet. Beni her an öldürecek gibi." dedim şakayla karışık. Aslında şaka da değil.
Bıraksalar beni bir kaşık suda boğacak. Anneme olan kini nefreti çok büyük olmalıki acısını benden çıkarıyor.
Ama ablama öyle davranmıyordu. Hep ablama karşı daha bi yakındı.

Duşumu alıp indim, yoksa bu şekilde oturamazdım. Gurur'un deyimiyle bende boşaldım. İster istemez etkiliyorum. Onun kokusu, varlığı bana yetiyor. Onun yanında kendimi güvende hissediyorum.

Serra, "Eylül," diye yengeme seslendi. Yengem başını telefondan ayırmadan oturduğu koltuktan kalktı. Amcam, Gurur ve Kenan amca balkondaydılar.

Serra, "Ayşe kızım babanı çağır gelsinler." deyip masaya fırından çıkardığı sıcacık böreği masanın ortasına kareli uzun tabakların içine dilimler halinde bıraktı.

Hepsinin mutfağa girmesiyle, gözlerim anında Gurur'a kaydı. Heyecandan gözlerimi hızlıca kaçırdım. Üzerine ne giyse yakışıyor.
Allah'ım ben ne diyorum Off.

Masaya geçip oturduğumuzda, Gurur tam karşıma geçip oturdu. Neden karşıma oturdun?
Heyecandan kalbim tekledi. Elimin titremesini farketmemeleri için masanın altına soktum.

Serra, "Ayşe kızım önündeki boş tabağı verir misin?" deyip Ayşe'nin uzattığı tabağı aldı. Dilimlediği börekleri bölerek benim olduğum tarafa uzattı. Tabağı alıp masaya bıraktım.

Mis gibi kokuyor.

Börekten bir parça ısırıp yedim. Tadı çok güzeldi.
"Ellerine sağlık Serra teyze." deyip son lokmamı yuttum.

Serra, "Afiyet olsun kızım." dedi güler yüzle. Gurur'un kaçamak bakışları arasında yediklerim boğazımdan zor aşıyor. Pislik bende nasıl etki bırakıyorsa, sinsice gülüyordu.

Amcam ve Kenan amca kendi aralarında sohbet ederken, yengemin öldürücü bakışlarını hiç üzerimden çekmedi.

Eylül, "Mithat kahvaltından sonra Yasemin'lerin evine geçeceğim. Benim evin temizliğiyle uğramam." dedi.

Mithat, "Sizi bıraktıktan sonra, toplantıya geçerim." deyip bana baktı şefkatle. Annemi çok mu sevdin amca. Bakışları yine donuklaştı.

Gurur, "Anne?" diye seslendiğinde sesi bile kalbimi hoplattı. Serra teyze elindeki çay bardağını masaya bıraktı.

"Efendim oğlum?" dediğinde hepimiz şuanda bakışlarımızı ona çevirmiş, ne diyeceğini bekliyorduk. Masa sessizleşti.

İnşallah şimdi evli olduğumuzu söylemez.

Gurur, "Yarın akşam karımı hem yemeğe hem de sizlerle tanıştırmaya getireceğim." demesiyle kalbim deli gibi atmaya başladı.
"Aynı zamanda imam nikahıda kıyılacak."

Allah katında da eşi olacağım.

Serra, "Oğlum biz seninle bu konuyu daha önce konuşmuştuk." deyip devamını dinlemek istemediğini yüz ifadesiyle belirtti.

Eylül, "Oğlun ne zaman evlendi?" diye sorduğunda Serra teyzeye baktım, bakışlarım Gurur, Serra teyze ve Eylül yengemin arasında gidip geldi.

Serra, "Bizden habersiz evlenmiş bir kaç ay önce." dedi sinirle. Aklına geldikçe sinir oluyordu.

Gurur, "Yarın akşam gelinine takacağın yüzüğü çıkarmanı istiyorum. Yarın akşam bir nevi nişan gibi olacak." dediğinde bakışlarımı masaya indirdim.

Serra, "Oğlum ben istemiyorum. Annemden kalan yüzüğü o kıza takmam." deyip son sözlerini söyledi.

Gurur, "Ben diyeceğimi dedim anne. Hem Mithat amcalarda buradayken karımı onlarla da tanıştırmak istiyorum." deyip masadan yavaşlıkla kalktı. Önümdeki bardağı alıp bir solukta içtim.

Kısa bir an amcama gözlerimi değdirdiğimde, beni izlediğini gördüm. Yüzünde oluşan hafif gülümseme belirdi. İnşallah anlamamıştır.

Kenan, "Serra oğlumuz sevmiş evlenmiş. Bize de kabul etmek düşer." deyip Gurur'a baktı.
"Oğlum sen yarın akşam getir gelinimizi," dedi.

Gelininiz benim desem ne olurdu?

Serra, "Kenan!" dedi

Kenan, "Serra tek kelime dahi duymak istemiyorum." deyip konuyu kapattı. Üst üste yutkundum.

🔗

Gurur'un çekip gitmesiyle, kimse fazla konuşamadı, konuşmakta istemediler. Şimdiyse evde yengemin sinirden odada bir ileri bir geri volta atışını izliyorum.

Serenay, "Jasmin ben yatak odasına geçip yatacağım. Annemin sinirini hiç çekemeyeceğim." fısıltıyla söyledikten sonra, ayağa kalktı. Bende peşinden koltuktan kalktığımda yengemin sert sesini duydum.

Sesi kulaklarımda bir çığ gibi çınladı.
"Serenay nereye?"diye sinirle soluyarak yanımıza kadar geldi.

"Yatacağım anne." diye sesi oldukça güçsüz çıktı. Bir kaç günde birazda olsa kendini toparlayabilmişti.

"Abin gelecek şimdi." dediğinde bedenime doğru ürperti yayıldı. Ben onunla karşılaşmak dahi istemiyorum.

"Neden çağırdın onu." diye sinirle bağırdı. Abisine karşı çok öfkeliydi. Yengemin yüz ifadesi git gide korkutucu bir hal aldı.

"Abin o senin. Sen nasıl konuşuyorsun öyle!" diye gelip Serenay'ın kolundan tutarak koltuğa oturttu.

"Burak anne canımı yakıyorsun." dedi ama sinirden gözü dönen yengem duymuyordu. Kapı zili bir kez çaldı. Elim ayağım boşaldı resmen.

Yengem ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapının açıldığını duyduğumda daha da ellerim titremeye başladı.
"Cihan." demesiyle hareketsiz kaldım. Gelmişti.

"Anne?" dedi sorar gibi. Anne neler oluyor?" deyip sesi daha yakından gelmeye başladı. Tekrar kapı zili çaldı. Gelen Gurur mu yoksa?

Yengem tekrar kapıyı açtığında amcamın sesini duydum. Bu sesi duymak gerilen bedenimi gevşetti. Şimdi amcama sımsıkı sarılmak varken, yaklaşamıyorum.

"Mithat? Sen toplantıya gitmiyor muydun?" deyip sorarken sesi telaşlı çıktı.

Mithat, "Cihan oğlum senin ne işin var burda?" diye sordu. Bir kaç saniye sessizlik oluştu. Yüzlerini göremesemde birbirlerine baktıklarını anladım.

Eylül, "Mithat bir kaç günlüğüne tatile gelmiş. Bize sürpriz yapmış." deyip kıvırmaya çalıştı.

"Oğlum haber etseydin? Hastaneden izin alabildin mi?" deyip hepsi bir oturma odasına girdi.

"Ba..baba sürpriz yapayım dedim." derken sesi titredi. Başımı kaldırıp baktığımda Cihan'ın bakışları anında değişti. Burnumun kanamaması kendimi zorladım.

"Mithat sen neden geldin?" diye sorduğunda amcam tv ünitesinin kenarına bıraktığı evrakları eline aldı.

Mithat, "Evrakları unutmuşum. Onları alıp çıkacağım. Cihan?" deyip oğlunun yanına geldi. "Oğlum yüzün kireç gibi olmuş. Bir şey mi oldu?" diye endişeyle sordu.

"Ha..hayır baba. Sadece uykusuzum o kadar. Dinlenince geçer." dedi annesine bakıp. Amcam hepimizde göz gezdirdikten sonra tekrar yengeme baktı.

Eylül, "Mithat ablam geliyor. Cihan yatıp dinlensin." deyip amcamın koluna girdi. Beni mağazanın önünde bırakırsın." dedi.

Mithat, "Tamam o zaman. Oğlum sen yat dinlen, sonrada hep birlikte yemeğe çıkarız." deyip yengemle birlikte odadan çıktı.
Yalanla dolanla herkesi kandırıyor.

Kapıdan yengemin sesi geldi. "Mithat telefonumu unutmuşum bekle geliyorum hemen." deyip nefes nefese odaya girdi.

"Cihan Serenay'ın nesi var öğren. Bize hiçbir şey anlatmıyor." deyip başını arkaya çevirip kapıyı gözetledi. "Beni habersiz bırakma." diye fısıldayıp çıktı.
Cihan geçip kardeşinin yanına oturdu.

Serenay, "Bana yaklaşma!" diye bağırdı.

Cihan, "Serenay?" diye sesini tekrar duymak, tüylerimi diken diken oldu. "Seranay neyin var? Abine söylemeyecek misin?" deyip elini tutmak için uzandı. Serenay anında elini çekti.

"Bana yaklaşma sakın abi." dedi yüksek çıkan sesi sonlara doğru kısıldı.

Cihan, "Hani aramızda gizli saklı hiçbir şey yoktu." deyince Serenay yavaşlıkla ayağa kalkıp yüzüne tokatı geçirdi.

"Bilmek mi istiyorsun abi?" deyip göz yaşını tutamadı. Cihan'ın yüz ifadesi git gide değişti. Kardeşini daha önce böyle görmemişti.

Cihan, "Kardeşim..."

Serenay, "Yasemin'e yaşattıklarını yaşadım üç gün önce. Seni asla affetmeyeceğim." deyince Cihan'ın eli titremeye başladı.
Uzun bir aradan sonra, Cihan'ı yakından görmek, tüm yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçmesine sebep oldu.

Cihan, "Se..sen ne diyorsun?" diye yutkunarak ayağa kalkıp elini tekrar Serenay'a uzattığında, bir adım geriye doğru çekildi.

Serenay, "Sakın!" diyerek bağırdı. "sakın bana yaklaşma. Uzak dur benden. Abim değilsin!"

Cihan, "Kim yaptı?" diye az önceki sakin halinden sıyrılarak sinirle sordu. "Kim yaptı dedim sana!"

Serenay, "Sen, başkaları..." deyip beni eliyle işaret etti. "Ya sen hemde cenazenin ikinci günü kıza ablasının acısını yaşatmadan başka acılara sebep oldun."

"Sus! Yeter." deyip pişmanlığı titreyen sesinden anlaşılıyordu. "Çok pişmanım Serenay." deyip bana bakacağı zaman başımı yere eğdim. "Yemin ederim çok pişmanım. O gece çok içmiştim." deyip sesi kısıldı.

Cihan'ın pişmanlıkla dile getirdiği sözler Hakan'ı hatırlattı. Onun gibi pişmanlıklarla doluydu.

İnşallah Gurur gelmez!

Kapı zili tekrar çalınca içime korku düştü. Ya Gurur geldiyse? Yerimden yavaşlıkla kalkıp kapıya doğru ilerdim. Elimi kalbime bastırıp korkuyla kapıyı açtım. İlk defa yengemi göreceğime bu kadar sevinmemiştim.

Sinirle soluyarak içeriye girdi. Kapıyı kapatıp bende odaya geçtim. Amcamı atlatıp gelmiştir kesin.

Eylül, "Cihan öğrenebildin mi?" deyip ayakta hareketsiz kalan oğlunun yanına vardı.
"Oğlum kime diyorum?" dediğinde Cihan eliyle yüzünü sıvazlayıp kardeşine baktı.

Cihan, "Hayır öğrenemedim anne. Belki de sen abartmış olamaz mısın?" deyip gerçeği annesinden gizledi.

Eylül, "Serenay söyle? Biri bir şey mi yaptı?" deyip kızının yanına oturdu. Saçlarını okşayacağı zaman Serenay ayağa kalktı.

Serenay, "Yeter anne sana hiçbir şeyim yok dedim." deyip odadan ayrıldı. Yengemin ürkütücü bakışları anında beni buldu. Hızla yerinden kalkıp bana doğru geldi.

"Yasemin söyle!" diye ikaz dolu çıkan sesiyle bir kaç adım geriledim. Bu sefer gelip kolundan tutarak beni çekiştirmeye başladı.

"Yenge bırak beni!" diye bağırdığımda, duraksadı. "Ya bana gerçeği söylersin, ya da..." deyip cümlesini yarıda kesen Cihan oldu.

Cihan, "Bırak anne!" deyip annesini hızla kendisine doğru çekti. "Eğer Yasemin'e tek kelime dahi edersen seni babama söylerim." dediğinde yengem değişen ifadesiyle başını çevirip oğluna baktı.

"Bana bu kızı mı savunuyorsun sen!" deyince Cihan annesini sertçe çekip koltuğa doğru itti.

"Bu kız dediğin benim kardeşim."

🔗

Bölüm sonu...

Continue Reading

You'll Also Like

6.6K 157 5
Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın...
1.1K 120 8
Türkiye'de yaşanan paranormal olayların detaylı anlatımı... Yılanlar Meclisi Kitabımızdan...
824K 2.3K 6
📍Hikayede sıkça yetişkin içerik vardır. Rahatsız olacakların okumamasını tavsiye ederim. ✔ TAMAMLANDI. Aniden üzerime binince ağırlığın aksine kadın...
131K 5K 47
Bedenim sertçe duvara çarptı. Çarpmanın etkisiyle sırtımda ufak bir sızı oluştu. Öfkeden kararmış gözleri ile üzerime yürüyordu. Neye bu kadar sinirl...