UMUDUMSUN

By uykusuz_rakun

1.4M 56.9K 10.1K

Nefes alış verişlerim gittikçe azalırken gözlerimin karardığını hissettim. Ağzıma dayanan astım ilacımı hisse... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
Duyuru
41. Bölüm

38. Bölüm

19.6K 964 69
By uykusuz_rakun


"Sen, kimsin sen."

Karanlık olan taraftan bir adım daha attı. Bedenim titrerken gözlerine bakamadım. "Uzak dur benden."

"Duru." Beni dinlememiş aksine yaklaşmaya devam etmişti. "Sana benden uzak dur dedim." Bağırışım boğazımı acıtmış, göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmıştı.

"Duru." Elimi havaya kaldırıp hızla salladım. Benimle konuşmasını istemiyordum, bana bakmasını istemiyordum.

"Konuşalım." Başımı hiddetle salladım. "Hayır, hayır. Seninle konuşmak istemiyorum."

"Duru." Acı çeker gibi çıkan sesi sadece kulaklarımı tırmalamıştı.

Sorumu tekrar ettim. "Kimsin sen?" Gözleri gözlerimin en içine bakıyordu. Sürekli kesip durduğum göz temasını o kaybetmek istemiyor gibiydi.

Sorularım havada kalıyor hiçbir şey söylemiyordu. Bakışlarıysa benimkiler kadar karışıktı.

Başımı hiddetle salladım. Kafayı yemiş gibiydim. Onunla burada durmak bile canımı acıtıyordu. Hızla yanına yaklaşıp yakalarından tuttum.

  "Yapmadım desene, o videoda ki ben değilim desene. Babanı ben öldürmedim desene." Ne dese inanıcak durumdaydım ama o tek bir kelime bile etmiyordu. Yüzünde acı çektiğini belli eden bir ifade vardı. Ne yapacağını ne diyeceğini bilmiyor gibiydi.

"Bir şey söyle yalvarırım." Bedenini sarsıp duruyordum onun yaptığı tek şey ise
gözlerini gözlerimden kaçırmak olmuştu. Onu ilk defa bu kadar duygularını belli ederken görüyordum.

  Yıkılmıştı ama benim kadar olamazdı.

Gözlerine hayal kırıklığı ile baktım. Ellerimi sanki ateşe değmişçesine hızla çektim. O benim babamı öldürmüştü değil mi, babamın katiliydi.

"Gitmek istiyorum, hemen şimdi." Gitmek için adım atmıştım ki önümü kesti. Bana temas edicekken hızla geri kaçtım.

"Sakın bana dokunma."

Çığlığım evin dört duvarında yankılandı. Ellini hızla geri çekti. "Güzelim." Kulaklarımı tıkadım. "Ben senin hiçbir şeyin değilim."

  "Duru, lütfen konuşabilir miyiz?" Ondan en uzak köşelere kaçarken o da bana yaklaşmaya çalışıyordu.

"İstemiyorum, seninle konuşmak istemiyorum." Bağırmaktan giden boğazıma inat biraz daha sesimi yükseltiyordum.

"Seni görmek de istemiyorum, ben gitmek istiyorum." 

Bunu dememle tekrar bana ilerleyecekti ki elime gelen ilk şeyi ona fırlattım. Duvara çarpan biblo tuzla buz olmuştu. O bu durumu hiç umursamadan bana bakmış ve tekrar yaklaşmaya çalışmıştı.

O an da elime gelen her şeyi ona doğru fırlattım. "Yaklaşma bana."  Birkaçı bedenine isabet etmişti bile.

 
"Gitmek istiyorum, seninle durmak istemiyorum." Tam bir şeyi daha fırlatmak için ona dönecektim ki belime doladığı elleriyle kıpırdamama izin vermedi. "Bırak beni." Ellerim ellerinin üstünde, kollarının arasından çıkmaya çalışıyordum.

"Bırak beni, lütfen." Sesim kısılmış hatta çatallı çıkmıştı. Göz yaşlarım hala akıyordu.

"Bırakmam, bırakamam." 

Başımı sallarken sırtım göğüsüne iyice yapışmıştı. "Gitmek istiyorum." Sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordum.

  Kollarını sıkılaştırınca kurtulmak için çırpınmayı bıraktım. Gücüm kalmamıştı, güçsüzdüm işte.

Yere yığılıcağımı dizlerimin titremesinden anlarken o da anlamış olacak ki kendisiyle beraber beni yere oturtturmuştu.

Hala kolları sıkıca bedenime sarılıydı. Hıçkırıklarım nefes almamı zorlaştırmaya başlamışken ağzıma dayanan astım ilacımdan bir nefes aldım.

"Geçti güzelim, geçti sakin ol." Geçmemişti aksine daha yeni başlıyordu.

Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Bakışlarım boş duvarda geziniyordu.

Tek bildiğim şey şuan babamın katilinin kollarının arasında olmamdı. Orada ne kadar o şekilde oturduk bilmiyordum ama kollarını gevşettiği ilk an hızla ayağa kalktım. Oda benimle beraber ayağa kalkarken gözlerinin kızardığını gördüm.

"Burdan gideceğim." Elimin tersiyle gözyaşlarımı silmiştim. Bir daha ona bakmadan yukarı kata yöneldim. Merdivenleri nasıl çıktığımı hatırlamıyordum bile.

Odaya girip buraya ilk geldiğimde yanımda getirdiğim çantayı buldum. Onun bana aldığı hiçbir şeyi kullanmayacaktım. Bu sırada Karan'da odaya girmişti. "Duru, gitmene izin vereceğimi mi sanıyorsun?"

Dolapta en arkalarda kalmış kendi kıyafetlerimi aldım. "Senden izin aldığımı hatırlamıyorum." Sesim buz gibi çıkmıştı. Çantaya eşyaları tıkıştırıp fermuarını çekecekken elimden sertçe çekildi.

"Beni dinlemeden hiçbir yere gitmiyorsun." Karan'ın sesi ilk defa çaresiz çıkıyordu. Sertçe ona baktım. "Seni dinlemek istemiyorum, dinlemeyeceğimde."

Elinde tuttuğu çantaya uzandığımda geri çekti. "Ver şunu." Boğazımın acımasını umursamadan bağırmaya devam ediyordum.

"Sakinleş konuşacağı."

"Ne sakinleşmesinden bahsetiyorsun sen. Senin yüzünü  bile görmek istemiyorum, konuşacağız diyorsun."

Çantaya tekrar uzandım, tekrar geri çekip elini bileğime uzatmıştı ki hızla geri çekildim. "Sakın dokunma bana." Karan'ın yüzünde ki çaresizliği okuyabiliyordum ama umurumda değildi.

"Güzelim lütfen.." Konuşmasına izin vermeden başımı hızla salladım. Kulaklarımı tıkadım, duymak istemiyordum.

Çantayı almaktan vazgeçerek odanın kapısına yöneldim. Gözyaşlarımdan önümü göremez haldeydim.

Kapının kulpundan tutup açmamla kapanması bir oldu. "Gitmeyi aklından bile geçirme Duru." Sesi bu sefer sert çıkmıştı.

Yüzümdeki hayal kırıklığı ile ona döndüm. Akan göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. "Hepiniz aynısınız. Sen farklısın sanmıştım ama yanılmışım. Seninde onlardan bir farkın yok."

Karan gözlerimin önünde yıkılmıştı, gözlerinde ki ifadeden bunu çok net anlamıştım.

Gözlerimin içine baktı, orda bir şeyler arar gibiydi.

Tekrar kapıya döndüm, kapıyı araladım ve Karan tekrar sertçe kapıyı çarptı.

"Hiçbir yere gitmiyorsun." Çantayı odanın bir köşesine fırlatırken, arkamdan çekilip kendisi kapıdan çıktı. Çıkamdan önce aldığı anahtarla beraber kapıyı arkasından kapatıp kitledi.

Saniyeler içinde olan durum ile yeni idrak etmişim gibi dudaklarım aralandı. Şaşkınca kapıya bakarken açmaya çalıştım ama açılmamıştı.

"Sen delirdin mi, beni odaya kitleyemizsin."

Hiçbir ses gelmezken kapıya sertçe vurdum. "Karan, aç şu kapıyı." Bağırmaktan başım bile ağrımaya başlamıştı. Gözlerimden yaşlar akıp giderken, eski anılarım aklıma gelmişti.

"Onlardan hiçbir farkın yok." Ellerim kapıya vurmaktan acımaya başlarken kapının önüne yığıldım. Hıçkırıklarım artarken gözlerimi yumdum.

"Sende onlar gibisin." Fısıltı gibi çıkan sesimi sadece ben duyuyordum. "Onlar gibisin." Sayıklayıp durduğum şey benim bile canımı yakıyordu.

Aşık olduğum adam, güvendiğim adam bana neler yaşatmıştı. En acısıda bunların hepsini onun yapmasıydı.

Hayatım boyunca kaç kere arkamdan bıçaklanmıştım bilmiyordum.

Karan o bıçakların hepsi kendisi çıkarmışken, yaralarımı kendi elleriyle sarıyorken bir de o bıçaklamıştı beni.

İhanet bir kere daha beni bulmuş, hayatımı yine mahvetmişti.

Ölüp toprağın altına gömülmek neydi ki, ben yaşarken defalarca kez ölmüştüm.


Beni yaşarken bir kere daha Karan öldürmüştü. En acısıda buydu.


...

Kısa bir bölüm oldu biliyorum ama bu aralar derslerimden dolayı fazlasıyla yoğunum. Yazabildiğim kadarını paylaşmak istedim.

Bu yks süreci bittiğinde tamamen kitaba odaklanacağım söz veriyorum.

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunu. Fikirlerinizi ve düşüncelerinizi belirtirseniz çok sevinirim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Öpüldünüz...

Continue Reading

You'll Also Like

74.6K 2K 27
Bodrum'da şans eseri gittikleri tatilde karşılaşan Almila Derin ve Aras Öztürk...
1.2M 34.3K 70
Bir berdelle kaç kişinin hayatını kurtarabilirsin? Bir berdelle kaç kişiyi hayatından edebilirsin?
910K 38K 39
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
479K 21.9K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...