38. Bölüm

19.5K 963 69
                                    


"Sen, kimsin sen."

Karanlık olan taraftan bir adım daha attı. Bedenim titrerken gözlerine bakamadım. "Uzak dur benden."

"Duru." Beni dinlememiş aksine yaklaşmaya devam etmişti. "Sana benden uzak dur dedim." Bağırışım boğazımı acıtmış, göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmıştı.

"Duru." Elimi havaya kaldırıp hızla salladım. Benimle konuşmasını istemiyordum, bana bakmasını istemiyordum.

"Konuşalım." Başımı hiddetle salladım. "Hayır, hayır. Seninle konuşmak istemiyorum."

"Duru." Acı çeker gibi çıkan sesi sadece kulaklarımı tırmalamıştı.

Sorumu tekrar ettim. "Kimsin sen?" Gözleri gözlerimin en içine bakıyordu. Sürekli kesip durduğum göz temasını o kaybetmek istemiyor gibiydi.

Sorularım havada kalıyor hiçbir şey söylemiyordu. Bakışlarıysa benimkiler kadar karışıktı.

Başımı hiddetle salladım. Kafayı yemiş gibiydim. Onunla burada durmak bile canımı acıtıyordu. Hızla yanına yaklaşıp yakalarından tuttum.

  "Yapmadım desene, o videoda ki ben değilim desene. Babanı ben öldürmedim desene." Ne dese inanıcak durumdaydım ama o tek bir kelime bile etmiyordu. Yüzünde acı çektiğini belli eden bir ifade vardı. Ne yapacağını ne diyeceğini bilmiyor gibiydi.

"Bir şey söyle yalvarırım." Bedenini sarsıp duruyordum onun yaptığı tek şey ise
gözlerini gözlerimden kaçırmak olmuştu. Onu ilk defa bu kadar duygularını belli ederken görüyordum.

  Yıkılmıştı ama benim kadar olamazdı.

Gözlerine hayal kırıklığı ile baktım. Ellerimi sanki ateşe değmişçesine hızla çektim. O benim babamı öldürmüştü değil mi, babamın katiliydi.

"Gitmek istiyorum, hemen şimdi." Gitmek için adım atmıştım ki önümü kesti. Bana temas edicekken hızla geri kaçtım.

"Sakın bana dokunma."

Çığlığım evin dört duvarında yankılandı. Ellini hızla geri çekti. "Güzelim." Kulaklarımı tıkadım. "Ben senin hiçbir şeyin değilim."

  "Duru, lütfen konuşabilir miyiz?" Ondan en uzak köşelere kaçarken o da bana yaklaşmaya çalışıyordu.

"İstemiyorum, seninle konuşmak istemiyorum." Bağırmaktan giden boğazıma inat biraz daha sesimi yükseltiyordum.

"Seni görmek de istemiyorum, ben gitmek istiyorum." 

Bunu dememle tekrar bana ilerleyecekti ki elime gelen ilk şeyi ona fırlattım. Duvara çarpan biblo tuzla buz olmuştu. O bu durumu hiç umursamadan bana bakmış ve tekrar yaklaşmaya çalışmıştı.

O an da elime gelen her şeyi ona doğru fırlattım. "Yaklaşma bana."  Birkaçı bedenine isabet etmişti bile.

 
"Gitmek istiyorum, seninle durmak istemiyorum." Tam bir şeyi daha fırlatmak için ona dönecektim ki belime doladığı elleriyle kıpırdamama izin vermedi. "Bırak beni." Ellerim ellerinin üstünde, kollarının arasından çıkmaya çalışıyordum.

"Bırak beni, lütfen." Sesim kısılmış hatta çatallı çıkmıştı. Göz yaşlarım hala akıyordu.

"Bırakmam, bırakamam." 

Başımı sallarken sırtım göğüsüne iyice yapışmıştı. "Gitmek istiyorum." Sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordum.

  Kollarını sıkılaştırınca kurtulmak için çırpınmayı bıraktım. Gücüm kalmamıştı, güçsüzdüm işte.

UMUDUMSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin